Ingilizcede "intermediate" olarak gecen, ara formun sesli sozlukteki karsiliklari;
intermediate orta dereceli şey en
intermediate ara en
intermediate ara sınav en
intermediate arabulucu en
intermediate aracı en
intermediate aradaki en
intermediate orta en
intermediate ortadaki en
intermediate vasıta en
intermediate orta seviyede bulunan en
intermediate / n / orta seviyede bulunan şey en
intermediate ara mamul en
intermediate seyir esnasında oluşan en
intermediate arada bulunan e
E. Kant'tan sonra felsefe hem bilimsel, hem inancsal; hem gozlem, hem akilcilik temelinde bir zihinsel devrim yasamistir.
E.Kant'in dusuncesinin farklilastigi ana nokta;
Ya, sunum objeyi mumkun kilar;
Ya da obje sunumu mumkun kilar.
Farklilasmasiydi.
Burada hem idealist, hem de materyalist bir fark vardi. Yalniz, bu fark disindaki baska bir fark, gozlem veya akil farkiydi.
Once akil farkina bakalim;
Eger obje sunumu mumkun kilarsa (materyalizm), burada objeye bir akil
Quiddity of Zi (XYxy)
Basligin ingilizce olmasinin sebebi; Quiddity kavraminin, aciklanma ihtiyaci oldugudur. Cunku Turkce de bu kavramin aciklanisi, pek te icerigini vermemektedir. Once basligin turkcesi; Zi (XYxy)'in Quidditiy'si. Gorulecegi uzre; sadece tamlamanin aciklamasi yapildi.
Quiddity kavraminin; iki farkli tanimi vardir. Bunlardan birincisi;;" tartismadaki, gereksiz detaylari ve itirazlari ortaya koyarak; tartismadan kurtulma", diger anlami da; " iddianin, tezin, savin v.s. a
Dunyadaki 20. yuzyildan baslayarak ve giderek 20. yuzyilin ortasinda hiz alan bilgi caginda, her turlu kavram ve bu kavrama verilen anlam ve icerik; o eski klasik "bu budur/degildir" sabitliginden kurtulmus ve analojik ve mana/anlam cikarma temelinde mantiksal olarak; algi ve bilince bagli olarak degisime ugramistir.
Bu temelde daha once de aciklandigi gibi, turkce dili bu gelisimi uygulayamamis ve cagin gerisinde kalmistir.
Bu acidan, konuya girmeden once uzelerek ve ozur dileyerek; ing
Oncelikle basliga uygun olarak kullanilan "medeniyetler politikasi" aldatmacasinin ve emperyalizmin su an faal oldugu O.Dogu ve K.Afrika'da bu uydurma politikayi kullanarak ne yapmak istediginin ve de Turkiye' ye verilen rolu ve bu roldeki diktatorun yerini ve kendi politikasinin ne oldugunu ve bunu da nasil yeine getirdigini ortaya koyalim.
Dunyada medeniyetler yoktur, Insanoglunun cagdas olarak tek bir medeniyeti vardir. Ya bu medeniyet yolunda ve ona dogra ya da bu medeniyet disinda ona kars
Yapılandırılmışlığın Bilişselliği
Herseyden once neden basligin bu sekilde oldugu da; neden bilisselligin yapilandirilmisligi olmadigini aciklamak gerekir.
Birincisi zaten bilisselligin yapilandirilmisligi en buyuk sorun olarak dogal/fenomenalzihniyet sinirliliginda beyinlerin soyutlama ufkunu kapatmis ve zihinsel yetinin serbestligini onlemistir.
Ikincisi eger bilisselligin yapilandirilmisligi sanki bir istenen ya da oneri olarak algilanirsa; bu da yapilandirildiginin tatmini dusunu
Insanogluna Marx eliyle once teorik olarak tanistirilan sosyalizmin, o gunku cagda; sosyal bir algisi, anlami ve icerigi yoktu.
Ogunku sosyalizm algisinin iki ana temeli vardi;
Birincisi toplumsallik
Ikincisi de ekonomik.
Ortak nokta- Politik
Iste bu iki temel, henuz o gunlerde farkindalioga ve bilince cikmamis hem bireyi hem de onun nitelik temelli sosyo-etik yonunu icermiyordu.
Yani sosyalizm, cografi olarak bulundugu tum toplum bunyesinde, ekonomi temel alinarak ve tum
Herhangi bir islevin, yapilandirilmisliginin yapi ve islevini algilamak o yapi ve isleyisin bilisselligi ile mumkundur.
Bu baslikta, neyin ne olarak ortaya kondugu ile ilgili bir aciklama yapacagim.
Herseyden once islevin olabilmesi icin; asagidaki islevler gereklidir.
Bunlar;
Yansima
Algilama
Yansitma
olarak uclu bir yapilandirilmisliktir.
Burada soyle bir aciklama yapalim.
Yansiyana- A diyelim
Algilamaya- B diyelim
Yansitmaya da C diyelim.
Burada
Insanoglu bilindigi gibi sosyal bir fenomen olmasinin yaninda, soyutlama soyut degerlendirme, soyut deger verme ve soyut deger yaratma yetisi olan ve bu soyutlarini da somutlastirarak dozen system ve kurum haline getirebilen bir fenomendir.
Sanki burada bir metafizigin ontolojik yani varl;iksal "madde/dusunceden birinin monizmi" celiskisi varmis gibi algilanmaktadir.
Halbuki insanoglu fenomeninde bu iki varliksal temel biri birini tamamlar ve bu tamamlamadan insanoglu kavramsal bilgisini
Insanoglunun, dogumuyla gelen ve dogal olan ogeleri ve bu dogal ogelerin neler oldugu; yine insanoglu tarafindan ortaya atilmistir. Bu temel de;insanoglunun kendi icin dogalligi nasil sekillendirdigini gorelim.
Insanoglunun dogalliginin; bir gorunumu, bir de ozu vardir. Butun bunlarin algilanabilmesi icinde; monizm ve dualizmin sinirlarini asmak gerekir.
Insanoglunun gorunen dogalliginin ogeleri; Beyin, onun fonksiyonu dusunce ve de onun yaratimi kavramdir. Bu goruntu hic bir zaman degis
W-X-Y-Z Acilimlari;
Bu mesajimda, dogal zihniyetin, evrensel yapilanis ve isleyisinin kullanim sembolleri olan x ve y nin disinda, w ve z harflerinin de x ve y temelli icerigini izah edecegim.
Eger x'i sekilsel olarak ele alirsaniz; ters iki v den olustugunu gorursunuz. Yani X iki birbirine zit v den olusmustur.
Iste bu iki v nin w ifadesi ise, iki ve biribirine karsit v kullanimi demektir. Yani
X in ters iki v sinin duz olarak yan yana yazilimidir.
Iste kimin, soyutunun kavrami
Evrensel-insan Zihniyetinin Asamalari
Evrensel insan zihniyetinin iki asamasi var.
Birinci asama; degisim, donusum ve baskalasim asamasi.
Ikinci asama; olusum asamasi.
Olusum Asamasi.
Olusum asamasi, birinci asamanin DURAGAN halini isaret eder. Yani bireyden bagimsiz bir olusmusluk vardir. Bu ister dogumdan itibaren verilen degerler, veriler, tabular olarak algilansin; isterse, soyutlamanin icinde bulundugu asama, dilin, felsefenin, bilimin ve teknigin SU ANKI Epistemolojik gerc
Bugun basta Turkiye ve O.Dogu'da emperyalizmin mikroayrimci ve "kaybet kaybet" cikar politikasi, kendi tutuculugunda geliserek halkdusmanligina donusmustur.
Nedir halk?
En basit tabiri ile sosyo-etik degerlerin en basta etnik ve de mezhepsel degerlerini ortak paylasan bir topluluktur.
Peki, halk dusmanligi nedir?
Yine en basit tabiri ile, bir halka; belirli bir ideolojik inancsal ve etik karsitlik temelinde ustelik bu temellere degil, bu temellerin mensubu olarak sucladigi bu top
Genelde gunumuzde kisiler sosyalizmden bahsederken bunun neden gerekli oldugunu izah etmeye calisiyorlar.
Halbuki 21. Yuzyilda tartisilmasi ve sorgulanmasi gereken "Nasil bir sosyalizm?" sorusu olmalidir.
Cunku, herseyden once her bir beyin duzeyinin sosyalizm kavramindan ne algiladigi ve nasil bir ve ne sekilde anlam ve icerik verdigi farklidir.
O yuzden once sosyalizm kavraminin nasilinin anlam ve iceriginde ortak noktalarin bulunmasi gerekir.
21. yuzyildayiz. Cagimiz bilgi ve
Serbest dusunurluk, insanoglunun bilinir tarihinin her doneminde, ortaya cikmistir. Tabi ki, her donemin, serbest dusunurluk degerlendirilmesi; o donemin sinirlarinin disini asabilme ile mumkun olmustur.
M.O. serbest dusunur olarak kabul edilen bir dusunurun, bugunun sartlariyla serbest dusundugunu soylemek bile abestir. Peki, bir kisinin serbest dusunur olup olmadigini algilamak, nasil mumkun olacaktir?
Bu herseyden once, konunun icerigine ve o konudaki dusunce belirtimine baglidir. Bur
Daha onceki basliklarda bilinc kavraminin bilgisel ve bilimsel yonunu ortaya koymustuk.
Bu baslikta da bilinc ile bilisselligin farkini ortaya koyacagiz.
Bilissellik, bilissel bilim temelinde insanoglu beyninin bilgisel ve bilimsel geldigi epistemolojik olarak en son asamasidir, bu sama devrimci sorgulamanin beyinlerde dogmalasmamasi, inanc ve ideolojiye donusmemesi ve de zihinsel inanlasma asamasinda ve zihinsel devrim surecindeki en onemli gozlem, algi, bilgi asamasidir.
Evrensel-i
Bilindigi gibi, bilimsel / bilissel bilginin, olgusal gecerliligi gozlemsel yanlislanabilene kadardir.
Buradan her turlu bilginin, insanoglu urunu oldugu ve belirleyici yonunun zihinsel oldugu ve de gozleminin de saglayici oldugu temeldedir.
Bugun insanoglu kendini ve de kendine gozlem veren her bir fenomeni gozlerken, gozlemini FENOMENIN YANSITTIGI TEMEL UZERINDE YAPMAKTA ve fenomene yonelik her hangi bir varliksal kesinlik ilklik teklik ve akilcilik ortaya koymamaktadir.
Insanoglu
X ve Y evrensel kullanim sembolleridir. Bu semboller insanoglu yapilandirilmisligin her turlu yapi ve isleyisinin kokenini ve temelini teskil eder.
Bu iki sembolun, insanoglu yetisini kavramsalbilgi olarak ortayakoymasindaki tabani matematiksel olarak; x'in fonksiyonu=y ve y sadece x'e gore ifade edilir ile; kromozomlarin codlanmasi temeline dayanir.
Bu kodlanmadan, evrensel-insan zihniyetinin cikarimi yiki x i tasir, x bir x ve bir y tasir seklindedir.
Bu temeldeki X ve Y iliskisi;
Beni ve yazdigim yazilarimi; daha iyi algilayabilmeniz icin, bu aciklamayi
yapmayi gerekli buldum.
Genelde, ben-evrensel-insan, gorus belirtirken, yazilarimda; bireysel kisi olarak, bir tutum, yer,konum almiyor, gorus belirtmiyorum.
Bunun, anlami; evrensel-insanin, belirttigi gorusun icinde, bireysel kisiliginin yeri, konumu tutumu yok. Yani, evrensel-insan, konunun ve sorunun tum hatlariyla, ve her yonden bir resim olarak, ortaya koyusunu; bireysel kisiliginin disindan, ve bireysel kis
Bilindigi gibi felsefe'de anlatilan bir felsefi zah sekli vardir. Bu anlatimin bir suru konuya isik tuttugu bir gercektir. Bunun bir hikaye olarak degerlendirilmesinin yaninda, felsefenin bilimin dilin ve her turlu insanoglu yapilandirilmisliginin temelini ve nasilini anlamak ve de 20. yuzyildan itibaran dilin kavramsal anlam ve iceriginin onem kazanmasi temelinde nasil bir kavramin farkli beyinlerce ve farkli ..e goreler temelinde farkli algi ve degerlenmesiin de algilanmasinsda bas yardimcilar
Bilindigi gibi etik, felsefenin genelde "insanoglu biri sosyal olarak digger birleri ile bir arada nasil yasar/yasamalidir?" sorulari uzerine degerler one suren dalidir.
Tarihler boyu cografi ve de toplumsal olarak hem kendi bunyesinde hem de tarihin akisinda bu degerler genelde tutuculassada, degisimine engel konulmaya calisilsa da; gelisen degisen ve ilerleyen teknik ve de bilim sayesinde degisime ugrar.
Etik degerlere ana olarak ornek verirsek, bunlar:
Milloi/kokensel, dini/mezhep
Bilimi ispattan ve sabitlikten dolayisi ile felsefenin inancsal ve ideolojik basi cekmesinden kurtaran ve gelisimini degisimini ve yenilenimini en iyi aciklayan kavram yanlislanabilirliktir.
Burada klasik metafizik varliksal temelli ideoloji ve inanc iceren temelde bir ispat soz konusu degildir. Ayrica suphe de soz konusu degildir.
Burada soz konusu olan GECERLILIKTIR. Gecerli olan da olgu olarak tartismadisi olarak GOZLEM VEREN TEMELINDE GECERLIDIR.
Iste buradaki yanlislanabilirlik,
"Sey ve Ne" genelde "soru/cevap" niteligindedir. Bir yerde ne seyin belirlenmis ve belirtilmis adidir.
Metafizigin varliksal ve ontolojik temelli ideolojik inancsal dogrulari seyi ne olarak indirgemeci determinist mutlak ilkli tekli olarak aciklar. Fizik otesi de Ne yi aciklarken, onu bir kime oldurur. Bu temeldeki felsefi gelisim soyledir.
Nihilizm felsefesini seyin karsiti hicbirseyi evrensel bir temelin-hic bir soyut veya somut konuda-olmamasina dayanarak ortaya atmistir. Burada ma
Basligimizi detayli aciklamaya tasimadan once, basligi guncel bir bilgi iletimi temelinde ele alalim.
Bilindigi gibi ulkemizde ve toplumumuzda oyle bir sicak oertam varki, hergun ve hatta gunde bir kac kere, yeni bir olay, soylem, eylem v.s. guncelligin basini cekiyor.
Iki gun once Reyhanli'da katliama donusen patlama sonucu, Iktidar hukumet ve devleti, bir aciklama yaparak; Reyhanli'da olan bu katliam ve vahim olaydan sonra, kendine ait gerekce ile; olayin geneli hakkinda her turlu goru
Insanoglu fenomeninin numenal yetisi ile, disaridan bakis acisi ve notr algisi;
Bilindigi gibi, felsefenin hangi dali olursa olsun, bir ideolojik inancsal tartisma alanidir.
Felsefenin tartisma alani olmasinin tek sebebi, konu ne olursa olsun; onu ortaya atanin kendine bilincli, ya da bilincsiz olarak aldigi bir tartisma tabanindan konuya yanasmasidir.
Orneklersek, eger konu varlik tartismasi ise, yani ontoloji; tartisma felsefesinin temel ve tabani tartisan kisinin kendi subjektif t