Kendi kendime konuşuyordum, uzaktan duyduğum seslerin arkasından kendime sorular soruyordum ama bir türlü tatmin olamıyordum, bu sanal yorumlardan. Duyduğum seslerden bir tanesi: 'Kadın meta olmaktan nasıl kurtulur' sorusuydu. Diğeri 'Kadınmı yoksa insanmı' hadi bakalım çık işin içinden çıkabilirsen..!
Annemi hatırladım, acaba metamıydı, yoksa ben annemi insan olarakmı algılamıştım..! Gene kafam karıştı içindeki ile dışındaki farklı algılanıyordu. Annen, ablan, yengen ve kız arkadaşın ve mo
Unutmayın bu sistem daha suçsuz la suçluyu ayıracak düzeyde değil... IP üzerinden banlama dinamik ip leri için çok zor olan bir sistem.
İnsanlar bazan yapılan haksızlıklarda hemen bunu niye yapmadınız veya şunu niye yapmadınız diye çıkışlarda bulunuyor. Fark etmedikleri İnternet teknolojisinin daha emekleme devrinde olduğudur. Gizlilik özelliğine dokunmadan çok etkili bir belirleme yapamazlar onada dokundularmı İnternet olayının geri gideceğini düşündükleri için...
Böyle gelmiş böyle gi
İnsana Özgü Farklı Karakterler
Kaos Bağımlısı
Kahkaha Bağımlısı
Dedikodu Bağımlısı
Kötü Şeyler Bağımlısı
Her Şey Bağımlısı
Hadi bakalım listeyi genişletelim
I AM…
I AM A SON. A BROTHER. A GRAND-CHILD. A NEPHEW.
A COUSIN. A FRIEND. I AM A PARTNER. A STUDENT. A YOUNG
BOY AND A GROWN MAN. I AM CONFIDENT AND SCARED.
TERRIFIED AND EXCITED. I AM LOVING AND CARING AND
THOUGHTFUL AND HOPEFUL. I AM SICK AND TIRED. I AM
SHY AND FRIENDLY AND CAREFUL AND CARELESS. I AM
BROKEN AND WHOLE. I AM MISUNDERSTOOD, MISGUIDED
AND M
Bu aralar kendime çokmu çok tuhaf bir kitap seçtim okumak için:
Kitabın ismi: How the Mind Works (Akıl veya Bellek nasıl çalışır)
Yazarı: Steven Pinker (Daha önceki kitabı olan The Language Instinct'de okumuştum)
Çok enteresan bir kitap diyebilirim. Us veya Akıl dediğimiz oluşumun hangi fizik kuralları dahilinde harekete geçtiği ve davranışlarımızın neler dahilinde oluştuğunu irdeliyor. Kendi içinden bir tanımla devam edelim diyorum 'He explains what the mind is, how it evolved, a
Uzun süredir bu konu hakkında düşünüyorum:
Hoşgörü Nedir?
Nasıl Olmalıdır?
Nasıl Algılanmalıdır?
Neye, Nasıl, Neden Hoşgörü Gösterilmelidir?
Bazan hoşgörünün herkesin kendine göre algıladığı değişen ve kişiye özel bir kavram olduğunu düşünürüm, bazan da hoşgörü genel bir kavrammışta herkes onu işine geldiği gibi kullanıyormuş sanırım.
Her ikiside bana hoşgörünün nereye kadar ve nasıl kullanılacağını tam olarak anlatmıyor...
Bir insan ne kadar hoşgörülü olmalı v
Hani o uzun süre hayalini kurduğunuz veya her an size onu hatırlatan anların peşine takıldığınız 'O' vardır ya işte o gerçekleşmeye başladı.
9 Aya sığan bu öyküyü kendi bütçem ve içimdeki o kendime sakladığım yönüm ile 21 güne sığıdırmaya çalışacağımı söylediğim arkadaşlarım, benim hayalime ortak olmak için kabul ettikleri bu maceraya, hala nasıl olacağını bilmedikleri ve benim hayallerimde çizdiğim resimlerden gördükleri manzaralara kapılarak, benim peşimden gelmeyi kabul ettikleri bir şey
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla – ha düştü, ha düşecek –
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici – hep, hepp acele işi! –
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstan
"Caresiz kaldiginizda bilin ki tek care yine kendinizsiniz...!"
"Ilerlediginiz yolda hic bir zorlukla karsilasmiyorsaniz,bilinki o yol asla sizi dogruya ulastirmaz...!"
"Ayakta olmek diz ustu yasamaktan daha cok onur vericidir...!"
"Akilli olanlar sebepler konusunda tartisirlar.Ama nihai karari sonucta surekli aptallar verir...!"
"Kelimelerin gucunu bilmiyorsan insanlarin kuvvetini asla tahmin bile edemezsin...!"
"Hayatta en aci sey ;Insanoglunun yasam surecindeki kacirm
Neden böyle oluyor diye düşünüyorsunuz? Acaba önceden farkına varsaydın ne değişir di sorusu geliyor aklına..!
Onu da bir çırpıda kendine uyduruveriyor ve uzun atlayarak bir çırpıda kendi haklılığında kayboluveriyorsun.
Nedendir bilinmez bu toplumumuzda yaygın bir olay gibi geliyor bana.
Ölmeden, gitmeden veya terk etmeden güzelliklerin, saygınlıkların veya başarıların farkına varmak istemiyoruz..!
Şımarık bir yapımız mı var! Yoksa kendimizi küçük düşürmekten mi korkuyoruz! y
Öylesine bir bardan ötekine, önemi olmadan ve önceliğini düşünmeden dolaşırken birden bir ses duydum, durdum ama birden kayboldu...
Kendi kendime, acaba, benmi kurguladım o sesi diye düşündüm...
Ama bütün dikkatim kullaklarıma kaymıştı.
Kaymakta ne kelime, herşeyi unutmuş iki kulak olmuştum...
Duyamıyordum yada unutmuştum artık ve kendi içinde kaybolduğum an,
Geri dönüş yolculuğunun zolaştığı an, ezgiyi gene duydum ve bu sefer yakaladım ve bir dahada bırakmadım...
Ö
Ne kadar geniş olabiliriz veya olmalıyız? Olayları basitemi indirgemeliyiz veya olduğundan daha kompleks halemi getirmeliyiz? Nasıl karşılamalıyız? Nasıl düşünmeliyiz? Neden? Niçin? sorularına ihtiyacımız var mı? veya ihtiyacımız varsa nasıl bir ayar vermeliyiz veya kendi içindeki dengeyi nasıl yakalamalıyız? Uzun mu olmalı? yoksa kısa mı? Sahip mi çıkmalıyız? yoksa öylesine görmemezlikten mi gelmeliyiz? dikkat ederseniz soru işaretleri çoğaldıkça çoğalıyor..!
Öylesine söylenmiş, öylesine y
Vancouver - Kanada Kış Olimpiyatları açılışını seyrederken Kanada'nın o zengin kültürel yapısını yansıtması beni o kadar etkiledi ki kendi içimde birçok parçaya ve farklılığa büründüm ve anlamaya çalıştım.
Nedir bu kültürel zenginlik, nasıl onere edilir ve yaşatılmaya çalışılır? Kim bu zenginliği anlayabilir veya onore eder?
Nasıl bir insandır? Hoşgören, anlamaya çalışan, onore eden, yaşatan ve saygın bir bakış açısı ile onu kabul eden???
Her Wetsuweten insanı ayağını yere vurduğu
Dünya Yemekleri ve Batılı Ülkeler - World Dishes and Western Countries
Batılı ülkeler birkaç ülkenin yemeğine aşina oldukları için yemek kültürünü o bir kaç ülkenin mutfağına bağlamışlar. Eğer bildikleri bir yemeği başka bir ülkenin yaptığını gördüklerinde hemen o yemeği yargılıyor ve kendi damak tatlarına ve alışık olduğu Tatlara göre değerlendiriyorlar. Internet yaygınlaştıkça aynı yemeklerin farklı ülkelerde yapıldığının farkına varıyorlar ve kendi bildikleri yemeklerin geldiği ülkenin o
Acaba, dünyaya tepeden bakacak bir yerde yaşasak, ne görürdük diye hiç merak etmediniz mi..!
Ben ettim! Acaba etmesemiydim diye de düşünmedim değil!
Yüksekliğin kendi içindeki dinamizmi bana hep alçak ve yüksek kavramlarından sınırsız zevk alma hissi vermiştir.
Tırmanacaksın, termosunu çıkarıp kahveni o onlarca yıldır atmadığın teneke bardağında yudumlayacaksın.
Tırmanacaksın, bir süre gözlerini kapatıp sadece rüzgarın o yükseklikte neler fısıldadığını dinleyece
Kendi kendimi önüme koyduğumda karşıma çıkan o kendi görüntümdeki eksikleri çok iyi görme, hep farklı düşüncelere kaymama neden oluyor. Bunlar bazen farklı benleri ortaya çıkardıkları gibi bazan farklı benlerin isteklerinide önüme koyuyorlar.
Öylesine bir gündü, önümdeki bankın arkasında bir kız bir erkek çocuğu orta yaşlı bir adamla oynuyorlardı. Çocuklardan birisi bana doğru koşarken diğer çocuk bağırıyordu 'Baba beni yakalayamaz, baba beni yakalayamaz' diye. Sonra baba, onlarca hayvan ta
Demokrasinin en tuhaf tarafi oylama sistemidir. Yani her secmenin bir oy hakki vardir ama hicbir ise yaramamaktadir. Cunku her insanin bir oy hakki
olmasi adaletsizlik. Adini yazmayi bilmeyenle yaziyi icat edenin esit oy hakki olmasi butun duzensizligin kaynagidir.
Bence saglam bir bilgisayar agiyla vatandaslarin uretime katkisi, odedigi vergi tutari, yaptigi hayirli ve hayirsiz is sayisi ogrenilip belli bir katsayiyla carpildiktan sonra (Bu katsayiyla carpma hikayesini niye istedigimi
Her 10 Kasımda küçüklüğümü hatırlarım...
Okula gitmek için can atardım neden olduğunu bilmediğim ve anlayamadığım bir gündü... Daha sonraları okumaya başladım ve anlama yolunda yol almaya başladım. Okudukça aydınlandım, anladıkça daha da anlama isteği ile Mustama Kemal Atatürkü öğrenmeye başladım. Bu bana yeni kapılar açtı... Ben MKA kendinden öğrenmek istedim... Bana öğretilenlerle değil... Ona onun gözünden bakmak, ona onun sesinden seslenmek, ona onun ayakaları ile ulaşmak, ona onun aklı
Bu forumu yönetmeye başladığımdan bu yana hiç böyle heyecanlanmamıştım. Gerçektende çok özel ve güzel bir seçenek. Dilerim kullanıcılarımız bu özelliği kullanarak kendilerine yeni ve paylaşımcı bir uğraşı oluştururlar... Peace
Blog ismi tutmadı galiba hadi bunu Türkçe'ye çevirelim ne dersiniz. Çünkü dikkat ediyorum Günlük gibi bir karşılık var sözlükte ama tam karşılığı olmuyor gibi geldi bana. Peki sizler ne dersiniz. Kelime: BlogSözlük karşılığı: GünlükÖnerilerinizi buraya ekleyebilirsiniz....
Bir gün geriye baktığında ne yaptım dediğinde şunlar aklından geçiyorsa:
denedim olmadı/oldu,
yapabildiklerimi başardım/başaramadım,
istenilenleri değil, istediklerimi yaptım,
mutlu olduklarımı denedim/denemedim,
karanlıkta yürüdüm korktum/korkmadım,
aydınlıkta yürüdüm bağırdım/bağırmadım,
kalbimi oyun için açmadım o hep açıktı,
beynime emretmedim o hep özgür düşündü,
kendimi farklı biri olarak görmedim olmak istediği gibi gördüm,
bilemediğim şey
Bu konuda kendimi hep eleştirmişimdir. Yazılı medya yerine hep bilgisayarı tercih ediyorum.. Siz ne düşünüyorsunuz. Bilgisayar başında harcanan zamanın 20 dakikası size yeterli diyorlar gerisini sadece oturmak için veya gereksiz şeyler için harcanıyormuş...
Hoşlanmak ve eğlenmek iki yakın kavram, birisi yaklaştırır diğeri sizi içine sokar...
Sıralayalım bakalım...
Canlı müzik dinlemeyi ve en ön sırada söylenen şarkıyı haykırmayı çok severim...
Hard Rock dinlemeyi ve kafamı deli gibi döndürmeyi çok severim...
Canlı Klasik Müzik dinlemeyi ve üçüncü boyuta geçmeyi çok severim (tabi çalanalar o boyutta ise)
Dünyadan folk müzik veya lokal müzik dinlemeyi ve onlar hakkında bilgilenmeyi çok severim (Size bir tane son zamanlarda ço