Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Gülten Ağrıtmış

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2
  • Katılım

  • Son Ziyaret

1 Takip eden

Gülten Ağrıtmış Hakkında

  • Doğum Günü 23 Temmuz

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Kadın
  • Yer
    istanbul
  • İlgi Alanları
    sinema, yazmak, grafik, fotograf, bilgisayar.

En Son Profil Ziyaretçileri

5.853 profil görüntüsü

Gülten Ağrıtmış - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde
  • İçerik Başlatan

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Gülten Ağrıtmış doğum gününüz kutlu olsun!

  2. Gülten Ağrıtmış doğum gününüz kutlu olsun!

  3. Yazar - Şair - Eğitmen

  4. CİN Mİ, PERİ Mİ? Çöpü akşam karanlığında attı… Çöpçüler geldi çöpün başına cinler. Çöpçü cinler meydan da, hepsi girdi içine… Bedenine ruhuna bulaştılar. O bilmeden farkında olmadan. Değilken bunların olduğunu bilmezken, Onla beraber eve de girdi çöpçü cinler. Eşi geldi. Öptü onu. Ona da girdi cinler. Hamile kaldı ikiz çocukları oldu bir erkek bir kız üç aylıkken düştü bebekler ceninken daha, Banyoda tuvaletini yaparken… Parça, parça. Lök, lök. Her yer kan oldu. Ambulans geldi. Eşinin sevgilisi yokken sevgilisi oldu. Eşi aldattı onu. Eşyalar patlar yanarken, kendisi pencereden düşüp sakat kaldı. Eşi trafik kazası geçirdi.. Araba bozuk pencereden düştüğü yerin altında aylarca bekledi... Cinler, cinler hep evin içinde duvarlarda… Bedenlerin de kaldı… Dili koptu eşinin. Kendisinin omurgası parçalandı. Eşi her gün kadınlarla gününü gün etti. Yuva kalmadı. Elektrik kabloları yandı. Duman oldu ev, duman. Kaç kere insanlar değişti etraflarında. Sonra periler gelsin diye dualar okundu. Çöpler akşam loşluğunda bir daha sokak çöpüne atılmaz oldu. Cinler kovalandı hep pencereler açılıp. Tansiyonlar çıktı. Kanserlere yakalanıldı. Paralar battı. Borçlar çoğaldı. Periler gelsin diye hep dualar okundu. Pencereler açıldı bedenler ovulup çıksın diye bedenlerden kovalandı hep dışarı, dışarı; diye. Mutluk kalmadı, huzur kalmadı, sağlık kalmadı, yuva kalmadı, para kalmadı, samanlık bile yandı, Geriye havalara açılmış eller kaldı… Haykırışlar kaldı periler, periler sihirli değnekleriyle beklendi tekrar dokunsun kendine ve eşine diye. Bardakların dibinde biriken çay tanecikleri tıkadı delikleri hep. Çiçeklerin suları koktu. Kurudu çiçekler bile ..komşular gelmez oldu geçmesin diye bize de.. Aileler görüşmez oldu. Seslere kalındı bir tek seslere telefondan gelen seslere kalındı… Seslere hoparlörler bağlandı telefonlarını arayanların seslerini odalara doldurup yalnızlıklarını giderdiler.. Kalpleri her gün çarpar oldu… Panik atak moda dendi… Birinin olan dili kurudu öbürünün olan yüreği… Kelebekler uçmaz oldu evin kenarında kuşlar öldü hastalanıp tek, tek. Cinler bir girdi çıkmaz oldu. Periler gelsin, gelsin diye beklendi gece gündüz. Saçların dipleri köpürdü. Deriler kıvıl, kıvıl kızardı. Kurtlar kapladı bedenlerinde çıkan yaraların yerini. Beyaz, beyaz kurtlar. Bedenlerinde birbirlerine bile bakamaz oldular. Periler, periler beklendi. Beklendi periler… Kıvıl, kıvıl onca kurtla beklendi periler... 1 Nisan 2009 Gülten Ağrıtmış
  5. KOCA BÜYÜK ELLERİN BEKLER Yapraklar yukardan aşağı. Suyun derinlerindeki yosun dalları gibi arasından geçiyor. Sanki ‘’rüzgar çanı’’ gibi düşük diyafram aralığında, tek odaklı; yakınmış gibi. İçi su dolu tomurcuklu yapraklar yumuşacık. Yakınına geldiğimde eliyle aralıyor arkasından asılı diğer sarmaşık misali aralardan süzülürken; diğer yanlar bulanık. Alan derinliği yok. İlerliyor aralardan. Geçtiğinde ulaşacağı yeri bilmeden… ‘’Rüzgar Çanı’’, değil çalan. Çan çalan çan koca, koca çanlar çalan. Camlar çarpmıyor birbirine sessiz. Sesleri var. Bulanık yanlar. Sadece gözün gördüğü tomurcuk yapraklar net. Sanki patlayacak ama dolu hep içleri. Ve toprak onca sağlamken uzanıp giden kaya. Kayanın ucunda büyük koca taşlar. Koca taşların arasından gözüken az bir gökyüzü. Koca büyük ellerin genç diri uzanıyor sanki üstüne çık der gibi. İleri doğru. Yürüyor parmaklarıyla ileriye doğru… Ellerini öyle bir sallıyor ki… Parmaklarındaki tırnaklar uzuyor havayı çiziyor. Tırnaklar biçimiyle kesin ağır vakur, Güven veren şekle bürünüp içeriye çekiliyor tırnaklar keskinliğini kaybedip. Tekrar düzleşiyor. Elleri açık bekliyor. Havada yavaşça kaybolan tırnakların bıraktığı iz buğulanıyor… Tek koca ellerin önünde duruyor çıkmak için üstüne sağa sola bakınır. Aranır. Zıplar çıkmak için. Tırmanmaya çalışır. Havaya açık avucuyla bekler eller. Nasıl çıkılır nasıl tırmanılır üstüne… Bakınır yine sağa sola.. İki elin hizası kadar bir uçtan bir uca yürür bakınır bir taraftan bir şeyler bulmak ister gibi. Aralarda durur çıkmaya çalışır uzanan ele. Tekrar gelir iki elin ortalarına bakar yukarı doğru. Bekler orada. Bekler ayakta, öğlen olur akşam olur. Ayakta bekler… Sabah olur. Oturur önünde el durur orda üstüne çıksın diye açık geniş avuçlarının üstüne gelsin diye bekler. Koca taşların arasından gözüken az gökyüzünün içinden uzanan eller bekler. Oturur yere beklerken ayakta bir süre sonra. Oturur yerde. Bağdaş kurup, bekler. Öğlen olur, akşam olur, sabah olur. Sonra yağmur yağar, kış gelir, yaz gelir, bahar gelir. Bağdaş kurmuş, bekler. Sonra yine ayağa kalkar yürür. Daha ağır yürür. Sırtı bükük yürür. Yıllar geçmiştir. Yaşlanmıştır. Yine dener çıkmak için, ellerin üzerine. Yapamaz. Yine Oturur. Ellerin üzerine çıkamadan, iki uzanan elin arasında. Sonra yere uzanır. Yerde ellerin önünde uzanır. Yavaşça yatar. Sonra öğlen olur, gece olur, sabah olur, öğlen olur... Sonra uzanırken; bağdaş kurduğu kolları da düşer yere. Koca taşların arasından gözüken, az gökyüzünün içinden uzanan eller, bekler. Bekleyen ellerde, düşer tamamen. O enerjili gibi duran hali gitmiş; yaşlanmış derisi, sonra, sonra sarkmış; ellerde düşer. Yeşil damarları çıkmış haliyle, parmaklar çekilir kendine. Öyle kalır sanki. Büzük, büzük yaşlanmış... Eller düşer, tam yere. Koca taşların arasından gözüken az gökyüzünün içinden uzanan eller, artık yaşlı ölmüş beklerken; Ona tırmanamayan yaşlanmış beden de orda uzanmış bekler önünde ölmüş bedeniyle. Koca Taşar. Az bir gökyüzü. 25 Kasım 2008 / 1 Nisan 2009 Gülten Ağrıtmış
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.