Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ella

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ella - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Haksöz bir yazısında yaratma fiili ile ilgili yorumlar yapıp çelişki olduğu iddiasında bulunmuş. Bunun bu eleştirilerine cevap vermeye devam edelim. Haksöz yazdı: İhlas suresi 1-De ki; O Allah bir tektir. Müminun 14 Sonra nutfeyi alaka yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir. Saffat 125 Yaratanların en iyisini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız? demişti Bu ayetlerde görüldüğü gibi çoğul bir ifade kullanılarak ''yaratanlar''kelimesi kullanılmıştır. Bir ayette tek ifade ile, başka ayetlerde ki yaratanlar ifadesi % 100 çelşikidir.Şimdi bana bu çelişkiyi çürütebilecek argümanlar getirin Tekrar çelişki mantığını söylemek istiyorum. İki şey arasında çelişki olması için, iki şeyinde aynı konudan bahsedip farklı şeyler söylemesi gerekir. Yukarıda Haksöz’ün örnek verdiği ayetlere bakarsak. Birinde Allah’ın tek olmasından söz edilirken, diğerinde ise Allah’ın bir sıfatı olan yaratma sıfatından söz edilir. her şeyden önce iki konu birbirinden farklıdır. Allah tektir. Onun eşi yoktur. Ondan başka ilah yoktur. Ama onun sıfatları tüm kainatta vardır. Mesela Allah Merhamet edenlerin en merhametlisidir. Merhametli olmak onun sıfatıdır. Ama tek onda merhamet yoktur. Her insan merhamet vardır. Bu Allah’ın bir tecellisidir. Mesela bir ayet olsa Allah’tan başka merhametli yoktur dense, başka bir ayette ise Allah merhamet edenlerin en merhametlisi dense bu bir çelişki olurdu. Burada ise böyle bir şey söz konusu değildir. Allah’ın yaratma sıfatı bir çok insanda ve doğa da tecelli eder. Her canlı yavrusunu dünyaya getirip, yada bir insan bir düşünceden eylem yaratabilir. Bir bina yapar bir eser yaratabilir. Bu sadece bir tecellidir. Allah ise yaratanların en iyisidir. Sizin örnek verdiğiniz ihlas suresinde de ise Allah’ın tek olduğu ifade edilmektedir. Bu iki konu aynı olmadığı için ifadeler arasında da bir çelişki söz konusu değildir.
  2. Haksöz’ün tartı konusunda da bir çelişki iddiası vardı. Bunu da cevaplandırmak istiyorum. Bu konu ile ilgili yazdığım yazıyı buraya kopyalıyorum.: Hesap Günü Tartı Var mı ? Siteye gelen yorumlarda ve sorularda rastladığım bir çelişki iddiası da hesap günü insanların hesaba çekilmesiyle ilgili. Bu iddiaya göre ayetlerin bazısında insanların bir tartıdan geçirilecekleri, bazılarında ise tartıya tutulmayacakları söylendiği ve bunlara arasında bir çelişkinin oluştuğu. Aslında bu iddianın sebebi meallerde olan hatalardan kaynaklanmaktadır. Meallerdeki yanlış çeviriler ayetler arasında bir çelişki olduğu düşüncesini oluşturmakta. Bana gelen yazıda kullanılan mealler şöyledir. 101- 6/9 gün kimin tartıları ağır basarsa o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir. kimin tartıları hafif gelirse, onun anası da hâviye,dir. 18/105- İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız. Oysa Kehf suresinin 105. ayetindeki ifade bir çeviri hatası vardır. “kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.” İfadesi tam çeviri değildir. Ayetin Arapça ifadesi şöyledir. “Ve la Mukimu lehum yevmel kıyameti veznen” Buradaki mukimu ifadesi takdir etmek anlamına gelmektedir ( Kuran lügatı sayfa:409, timaş yayınları) başındaki la ifadesi olumsuz anlamı verir. Bu kişilerin bir vezni( tartıdan dolayı ölçüsü) vardır. Ayetin sonundaki veznen ifadesiyle bu belirtilmiştir. Kıyamet günü buna değer verilmeyecektir. Ayetteki ifade budur. Yani Kehf suresindeki ayette insanların tartıya tutulmayacaklarından söz edilmez. Aksine ayetteki ifadeye bakarsanız onların vezninden ( tartısından) söz edilir. Fakat bu tartıya değer verilmeyeceği, onları bu tartının kurtarmayacağı anlatılmaktadır. İki ayeti birlikte düşünürsek, Karia suresinde tartısı ağır basanları cennete gideceği, hafifi olanların ise cehenneme gideceğinden söz edilir. Kehf suresinde ise ayetleri inkar edenlerin, Allah ile kavuşmayı yalanlayanların, yaptıklarının boşa gideceği, onların bu dünyada yaptığı şeylerin, vezinlerin değersiz olacağı ifade edilmektedir.
  3. Merhaba, Son derece uzun ve güzel bir tartışma olmuş. Yazıları başından sonuna kadar tümüyle okuyamadım. Hızlı bir tarama ile Kuran hakkında yapılmış eleştirileri çıkartmaya çalıştım. Bunları cevaplamak istiyorum. Vakit buldukça bunların cevabını yazmaya çalışacağım. Bu konuyla ilgili bir sitem var orada da bunların cevaplarını düzenledikçe yayınlayacağım. (http://www.kurandaceliskiyoktur.com ) Şimdi bu iddialardan birisiyle başlayalım. ALLAH’IN VELİSİ VAR MI YOK MU? İki farklı ayet arasında çelişki olduğu iddiasında haksöz bulunmuş. Şimdi bu iki ayeti bir daha dikkatli bir şekilde okuyalım. İsra 111 Ve de ki: "Övgü, ALLAH'adır. O çocuk edinmemiştir, yönetimde ortağı ve zayıflıktan ötürü de bir yardımcısı yoktur." O'nu alabildiğine Yücelt. Nisa:125 ALLAH'a teslim olarak iyilik yapan ve İbrahim'in tektanrıcı dinine uyandan daha güzel bir dine kim sahip olabilir? ALLAH İbrahim’i arkadaş edindi. Şimdi aslında normal bir muhakeme ile bu iki ayet okunduğunda bir çelişkinin olmadığı anlaşılması gerekir diye düşünüyorum. Veli kelimesinin sözlük anlamı şöyle: Dost, Yakın , Akraba, bakıcı, sahip, ( Kuran Lügatı, Timaş Yayınları, Syf.561) Birlikte ayetler üzerinde düşünelim. İsra suresindeki ayette Allah’ın zayıflıktan ötürü bir yardımcısı ( Veli) olmadığı söyleniyor. Allah bir zafiyete düşmez. Böyle düşüp ona bir yardımcı da olamaz. Ayette söylenen sadece budur. Fakat Allah’ın zafiyete düşerek, bu zafiyetinde bir yardımcısının olmaması, onun her zaman bir dostu olmadığı anlamına gelmez. Eğer ayette zayıflıktan dolayı diye bir ön şart olmasa ve genel olarak hiçbir dostu yoktur dense. Bu durumda Nisa suresindeki ayette ile bir çelişki oluşturabilirdi. Fakat böyle bir durum söz konusu değildir. Buna çok yakın size İngilizce bir örnek vermek istiyorum. İngilizce’de veli kelimesine yakın “partner” diye bir kelime var. Bu ortak, eş, arkadaş gibi anlamları var. Mesela birisi dese ki “Benim işte bir partnerım ( ortağım) yoktur.” Yine aynı kişi dese ki: “ Ayşe benim partner’ım ( eşim) dir. Bu iki cümle arasında bir çelişki var mıdır? Başka birisi iddia etse ilk cümlede partnerım yok diyor ama ikinci cümle de Sevda partnerım diyor dese, bu eleştiri mantıklı olur mu? Çünkü ilk cümlede bir ön şart vardır ve kullandığı anlam farklıdır. İşinden söz eder ve bunda bir ortağı olmadığını söyler. Bu örnekte olduğu gibi yukarıdaki ayetteki durumu da cümle bütünlüğü içinde okumak gerekir. İlk cümlenin bir şartı vardır ve bu durumda olduğunda Allah’ın böyle bir ortağı yoktur. Nisa suresindeki ayette ise durum farklıdır. Allah İbrahim ‘i dost edinmiştir. Ama bu dostluk Allah zafiyete düştüğünde ona yardımcısı olma şeklinde değildir. Bu açıdan okuduğunu doğru anlamak ve bunun üstüne yorum yapmak önemli diye düşünüyorum. Tam anlamadan hata bulmak kaygısıyla yapılmış yorumların yanlış olduğu da ortada. Diğer iddiaları da not almaya çalıştım. Diğerlerine de cevap yazmaya vakit buldukça devam edeceğim. Eğer uzun uzun yazılar asmaz ve karşılıklı birbirimizi dinleyerek yazılarımızı asarsak tahmin ediyorum verimli bir tartışma olur. Hem bu yazıları yazanlar hem de okuyanlar faydalanmış olurlar. Herkese sevgiler. Ella www.kuradaceliskiyoktur.com
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.