Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Eklem Bacaklılar


suheda

Önerilen İletiler

AKREPLER....

 

1. Ordo (Takım): Scorpionida (Akrepler)

 

Akrepler, bilinen en eski karasal eklem bacaklılardır. Geceleri aktif (nokturnal) olan, ince ve uzun vücutlu canlılardır. Akreplere özgü olarak ikinci üye çifti genişleyip büyüyerek, "kıskaç" olarak bilinen pedipalpusları meydana getirmiştir. Av pedipalpuslar ile yakalanır, keliserler ile parçalanır.

Vücudun kendisi 7, kuyruk bölgesi ise 5 segmentlidir. Kuyruğun (postabdomenin) 5. segmentinin üst kısmında bir zehir iğnesi ve bunun iç kısmında da bir zehir bezi bulunur. Zehir iğnesi ayrı bir segment değildir, iğnenin kontrolünden sorumlu olan sinirler yine 5. segmentte bulunur. Afrika'da yaşayan "Androctonus" ve Meksika'da yaşayan "Centruroides" cinsleri, insanı soktuğu zaman 30 dakika içinde öldürebilir.

2721Androctonus.jpg

Androctonus

 

3135centruorides.jpg

Centruroides

 

Baş bölgesinin üst kısmında bir çift büyük göz ve ön kenarında 2-5 çift yan göz taşırlar. Genital açıklığı örten kapakçığın gerisinde, "Pecten" adı verilen ve toprak yapısının algılanmasında görevli olan, tarak şeklinde bir almaç bulunur. Bu almaçların her birinin üzeri duyarlı kıllarla örtülüdür. Bu kıllar, hayvana titreşim ve harekete yönelik kimyasal ipuçları vermede görevlidir. Erkek akreplerde bu yapılar, dişilerde görülenlerden daha iri boyutludur. Erkek ve dişileri ayırt etmede yararlanılan bir diğer özellik ise, dişilerin kıskaçlarının erkeklere göre daha iri ve geniş yapılı oluşudur.

Solunum kitapsı akciğerler ile gerçekleştirilir. Eklem bacaklılar arasında en iyi gelişmiş dolaşım sistemi, akreplerde görülür.

Ayrı eşeylidirler. Döllenme vücudun içinde gerçekleşir. Ender olarak ovovivipari ve çoğunlukla gerçek vivipari görülür ve genç bireyler yumurtadan çıktıktan sonra bir süre boyunca dişi tarafından taşınır. Akreplerin vücutları, UV ışınımını soğurur ve geri yansıtır. Bu özellik, arazi çalışmalarında biyologlara oldukça yardımcıdır. Geceleri akrep toplamaya çıkan biyologlar, yere doğru tuttukları UV ışığının yeşilimsi bir tonda geri yansıması yardımıyla akreplerin yerlerini bulurlar.

 

6728euscorpius.jpg

Euscorpius

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÖRÜMCEKLER (Araneae takımından - Arachnida sınıfı )

 

Epy96035.jpg

 

 

 

Örümcek, eklembacaklıların örümceğimsiler (Arachnida) sınıfının örümcekler (Araneae) takımından türlerine verilen genel ad. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşarlar. 30.000 kadar türü vardır. Baş ve göğüs kaynaşmıştır. Karın, göğüse ince bir bel ile bağlanmıştır. Aynı büyüklükte başka bir canlının beli bu kadar ince değildir. İçinden sindirim borusu, kan damarları nefes boruları ve sinir sistemi geçer. Örümceklerin boyları, birkaç cm'den 20 cm'ye kadar değişir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) yer alır. Göğüslerinde ise, gelişmiş dört çift yürüme bacağı vardır. Uçları, tarak gibi dişli iki çengelle sonlanır. Örümcek bunların sayesinde ağ üzerinde rahatça dolaşır. Bir kısmı ileriye, geriye ve yanlara doğru yürüyebilirler. Çoğunun başında 8 adet osel (basit) göz bulunur. Gözlerin dizilişi, sınıflandırmada önemli bir özelliktir. Yuvarlak olan karın kısmı yumuşak ve esnek olup, alt kısmında solunum delikleri, ipek bezleri, anüs ve cinsiyet organları yer alır.

 

Örümcekler yırtıcı ve aç gözlü hayvanlardır. Birbirlerine saldırmaktan çekinmezler. Avları çok çeşitlidir. Çoğu, böceklerle beslendiklerinden faydalı sayılırlar. Bazı tropikal türler amfibyum, sürüngen, küçük kuş ve memeli gibi omurgalıları avlarlar. Örümceklerin hepsi avlarını yakalamak için tuzak ağları kurmaz. Bir kısmı avlarını kovalayarak veya üzerlerine sıçrayarak yakalar. Suda böcek, kurbağa ve balık avlayanlar da vardır. Yakaladığı avını, kıskaçlarına açılan zehir salgısı ile felce uğratır. Sonra ısırarak avının iç organlarına, eritici enzimler ihtiva eden tükrük salgısını akıtır. Kısa bir zaman zarfında, avın iç organları eriyerek sıvı haline gelir. Örümcek, emici midesini bir pompa gibi kullanarak bu sıvıyı emer. Av, kısa bir sürede içi boş kabuğa döner. Örümcek, bu boş kabuğu ya olduğu yere bırakır veya başka bir yere atar. Böcekler, küçük kuşlar bu avlar arasındadırlar.

 

Ağ yapacak olan bir örümcek, önce yüksekçe bir yere tırmanarak, ağın ucunu bulunduğu kısma yapıştırarak ipek iplik yardımıyla aşağı süzülür. Gözüne kestirdiği bir dala ulaşarak bağlantı kurar. Sonra o iplik üzerinde gidip gelerek ağı kalınlaştırır. Daha sonra vücudundan çıkmakta olan ipliğin bir ucunu ilk ipliğe tutturarak kendisini boşluğa bırakır. Ağa bağlı halde bir yere varınca, o ucu vardığı yere yapıştırır. Bu yolla birkaç gidiş gelişte ağın kaba iskeleti meydana gelir. Bundan sonra iskeletin merkezi çevresinde dairevi halkalar yaparak ağı tamamlar.

 

Ağ örümü çoğunlukla gece olur. Örülmesi en fazla 60 dakika alır. Ağın ortasında spiral ve yapışkan bir yer vardır. Diğer iplikçikler kurudur. Bir sinek ağa konsa hemen yapışır. Kurtulmak için çırpındıkça daha da yapışır. İkaz iplikçiği ile avın yakalandığını anlayan örümcek gelerek avını zehirler. İkaz iplikçiğinin bir ucu ağa bağlı, diğer ucu ise daima kendisindedir.

 

Ağlar, genellikle yere dik vaziyettedir. Maksat, uçan arı ve sinekleri yakalamaktır. Her örümcek türünün, kendisine has ağ örme stili vardır. Ancak dikkati çeken nokta, ağlarda geometrik inceliklerin her zaman varlığıdır. Ağ örme işi örümceklerin, doğuştan kazandıkları bir sanattır. Küçük bir örümcek, daha önce hiç ağı görmemiş ve örmemiş olmasına rağmen büyüklere benzer ağlar örer.

 

 

Örümceklerin çiftleşmesinde erkek örümcek, daima ölümle karşı karşıyadır. Çiftleşme zamanında erkek örümcekler dişilerin karşısında çeşitli hareketlerle, dişilere açlığını unutturmaya çalışırlar. Sıçramalarla yaptığı bu hareketlere örümceğin sevgi dansı denir. Dişi örümceğe açlığını unutturmak için dans yaparken ondan uzak durmaya da dikkat eder. Zira bir anda yakalanmak tehlikesi vardır. Bazıları, çiftleşme öncesi dişi örümceğe bir böcek ikram ederek açlığını giderir. Bir tehlike kalmadığını anlayınca dişiye yaklaşır. Açlığını hatırlayan dişi, erkeği yemeyi düşündüğü için, erkekler çiftleşmeden sonra hemen kaçarlar. Birçok örümcek kaçmaya fırsat bulamadan dişi örümceğe yem olmaktadır. Fakat her çiftleşmeden sonra dişinin mutlaka erkek örümceği yediği söylenemez.

 

Dişi örümcekler yumurtalarını, ağ ipiyle yaptıkları kozalara (torbalara) bırakırlar. Bir kozada bazan yüzlerce yumurta olabilir. Genellikle yazın sonlarında döllenen yumurtalar, ilkbaharda yavru verir. Yaz başlarında döllenen yumurtalardan 20-60 gün içinde yavru çıkar. Örümcek, sonbaharda sarı bir ipek kozası içine bıraktığı yumurtalarına karşı çok şefkatlidir. Yumuşak ve çok küçük olan bu yumurtalarla dolu kozayı bir dala, taş altına duvar yarığına, ağaç kovuğuna veya çalılıklar arasına emin bir yere yapıştırır. İlkbaharda doğan yavrular ana-babalarına benzerler. Doğduktan birkaç gün sonra iyi bir ağ kurup kendi kendilerine beslenirler. Çoğu türlerde, yavrular dünyaya geldikleri zaman anneleri çoktan ölmüş olacaktır. Zira örümcekler 1-2 yıl yaşarlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bundan hayli uzun yıllar evvel o eklem bacaklılardan biri köyde yer döşeğinde yatarken 8-9 yaşındaki bir çocuğu kulağından şişlemişti. Bu yıllarda balıkların büyüğü jaws olarak adlandıran ben, o devasa akrebe ne demiştim şimdi hatırlamıyorum. Ama Allah Allah diye bağırdığımı herkesten dinledim. Şuurumun yarı yerinde yarı yersiz olduğunu hatırlıyorum. Duvarda giden akrebi ben göstermiştim amcam da öldürmüştü. Allah dediğimi hatırlamıyorum ama. Her ne ise düşen bir uçakta ateist bulunmazmış derler.

 

Köyden şehre zor yetiştirilmiştim. Az daha mevta oluyordum.

 

O tarihten daha sonra köyde gördüğüm taşı kaldırarak, gördüğüm deliği kurcalayarak çok fazlasını imha etsem de, bir türlü hepsini ortadan kaldırmaya muvaffak olamadım.

 

Yaram depreşti bu resmi görünce ve konuyu görünce. Kulağım hayli garip bir his gönderiyor beynime...Çıkıyorum buradan içim bir garip oldu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bundan hayli uzun yıllar evvel o eklem bacaklılardan biri köyde yer döşeğinde yatarken 8-9 yaşındaki bir çocuğu kulağından şişlemişti. Bu yıllarda balıkların büyüğü jaws olarak adlandıran ben, o devasa akrebe ne demiştim şimdi hatırlamıyorum. Ama Allah Allah diye bağırdığımı herkesten dinledim. Şuurumun yarı yerinde yarı yersiz olduğunu hatırlıyorum. Duvarda giden akrebi ben göstermiştim amcam da öldürmüştü. Allah dediğimi hatırlamıyorum ama. Her ne ise düşen bir uçakta ateist bulunmazmış derler.

 

Köyden şehre zor yetiştirilmiştim. Az daha mevta oluyordum.

 

O tarihten daha sonra köyde gördüğüm taşı kaldırarak, gördüğüm deliği kurcalayarak çok fazlasını imha etsem de, bir türlü hepsini ortadan kaldırmaya muvaffak olamadım.

 

Yaram depreşti bu resmi görünce ve konuyu görünce. Kulağım hayli garip bir his gönderiyor beynime...Çıkıyorum buradan içim bir garip oldu...

 

Haklısın bende çok korkuyorum bizim köydeki evde arada görünür ama ben öldüremem çığlık,çığlığa birini çağırır öldürmesini isterim.

Senin tecrüben daha kötü olmuş tabi yalnız o tecrübeden sonra gene onları bulup öldürmeye çalışmanda bir cesaret ben olsam köye bir daha adım atmazdım herhalde..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O tarihten daha sonra köyde gördüğüm taşı kaldırarak, gördüğüm deliği kurcalayarak çok fazlasını imha etsem de, bir türlü hepsini ortadan kaldırmaya muvaffak olamadım.

 

sen ne kadar onları öldürsende bi yerde var olacaklardır

 

ekolojik denge diye bi şey var bu hayatta

 

benide köpek ısırdı o zaman bende köpekleri öldireyim :devil:

 

doğaya yeterince zarar veriyoruz zaten :clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zeyynepp, ben de farkettim hepsini tüketemeyeceğimi.

 

Boşa uğraş verdiği farkedeli çok oldu. İçimizdeki Don Kişot, Yada içimdeki Leonidas karakteri öleli çok oldu akreplere karşı. Zaten 15 yıldır da akrep falan gördüğüm yok. Nadiren gördüğüm vaki.

 

Köpekle de akrep kıyaslaması yapmayalım lütfen...Nedenmiş deme...İkisi de canlı ama biri diğerinden daha tehlikeli. Bütün köpekler insanları ısırmaz ama bütün akrepler insanları sokmaya meyyaldir. Yani Polis filminde geçen replikteki gibi. Onların şiddete meyyali dertten değil, karakteristik özellikleridir. Köpeklerin böyle bir durumları söz konusu değildir. Ya siz saçma sapan bir davranışta bulunmuşsunuzdur veya karşınızdaki köpek sizi ısırarak saçmalamıştır.

 

Köpekler insan ısırmanın tehlikeli olduğu bilirler ama akrepler durumdan haberdar değildirler. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.