Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2015 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2015 Kobanê’de YPG/YPJ öncülüğündeki direnişle kentin IŞİD çetelerinden temizlenmesiyle binlerce Kobanêli kente döndü. Sendika.Org, IŞİD’e karşı savaşın yerini yaşam savaşına devrettiği Kobanê’de izlenimlerine yeniden başladı. Muhabirimiz Murat Bay, Kobanê’de savaş sonrasında açılan ilk okula gitti, derslere girdi, çocuklarla ve öğretmenlerle görüştü, izlenimlerini kalemine ve objektifine aktardı: Kobanê’de savaşın açtığı yaralar henüz taze olmasına rağmen, Suruç’taki çadır kentlerden geri dönenler hayatı yeniden kurmaya çalışıyor. Savaşın yok ettiği şehre henüz bir çivi bile çakılamamışken, gönüllülerin çabalarıyla temizlenen bir okul eğitimine kaldığı yerden devam ediyor. Suriye rejimine ait güçlerin 2012’de Rojava sınırları dışına çekilmesiyle Kobanê halkı da kendi kaderini çizmeye başladı. Rejimle göbek bağını kendi elleriyle kesen Kobanê’de de ilk olarak eğitimin dili ve müfredatı ile ilgili çalışmalar yürütüldü, fakat radikal grupların Rojava’ya karşı var olan savaşı derinleştirmesiyle bu süreç bir kez daha sekteye uğradı. 133 gün boyunca yaşanan savaş sonucunda, okul çağındaki çocukların çoğu Suruç’taki çadır kentlerde sığınmacı olurken, kentin büyük bölümüyle birlikte okullar da harabeye döndü. Yaşam, savaşın üzerine inşa oluyor Kent savaşı sona ermesi ve geri dönüşler ile birlikte kentteki özellikle okul çağındaki çocuk nüfusu arttı. Çocukların eğitimden mahrum kalmalarını istemeyen gönüllü öğretmenler, ayakta kalan bir okuldan savaşın izlerini silmeye çalışıp, okulu ve bahçesini askeri mühimmat artığı ve patlamamış havan toplarından temizledi. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki dönem eğitim veren okulda kullanılabilir halde sadece iki sınıf ders işlenebilir hale getirilebildi. Okul bahçesine girdiğimde ilk gözüme çarpan, kırık sıraların üzerinde derse girmeye hazırlanan çocuklar oldu. Yıkıntıların arasından gelip doluştukları okul bahçesinde ellerinde kalem ve defterle bekleyen çocuklarla karşılaşmak yürek burkan ağır bir tablo olsa da yüzlerinden eksilmeyen tebessümleri ve yaşama arzuları, insanoğlunun her koşulda yaşamı yeniden var edebileceğinin somut bir örneği. ‘Öğretmenim burada şehit düştü’ Savaş çocukların hafızalarında çok büyük tahribatlar yarattı. Bu nedenle Kobanê’nin gönüllü öğretmenleri, eğitimin dışında bir pedagogun sorumluluğunu da yüklendi. Okulun içinde elimden tutan bir çocuk, beni mevzi olarak kullanılan bir sınıfa götürdüğünde “Bir öğretmenim burada şehit düştü” dedi ve sonra IŞİD’in okul çatısında bir kişiyi kafasını keserek infaz ettiğini anlattı. Anlattıklarının doğru ya da abartı olduğunun hiçbir önemi yok; burada dikkat çeken nokta, küçücük bir çocuğun duvarları delik deşik olmuş bir okulun içinde hafızasına kazınan çocukluk anıları… Eğitim hazır olunmadan başladı Ders arasında konuştuğum mamostelerden (öğretmen) biri “Okullar eğitime hazır olmasa da eğitime açtık” diyor. Patlamamış havan toplar, parçalanmış tanklar ve enkaz altında ya da bazı evlerin içinde kalan IŞİD çetelerine ait cesetler çocukların her gün karşılaştıkları bir durum haline gelmiş. “Çocukları, savaşın yarattığı yıkımdan biraz olsun korumak ve etraftaki tehlikelerden uzak tutmak için okulu hızlı bir şekilde temizleyip faaliyete geçirdik” diyor öğretmen. Fakat kara tahta ve defter, kalemden başka hiçbir okul araç gerecinin olmadığı binada elektrik ve ısınma sistemi de yok. Duvarlardaki deliklerden sızan rüzgarla çocukların çok üşüdüklerini söyleyen mamoste “Yine de çocuklar burada olmaktan büyük keyif alıyorlar” diye ekliyor. Asimilasyon sınır tanımıyor Okulun tarihi 30-40 yıl öncesine kadar gidiyor. Suriye rejimi tarafından yaptırılan okulun eğitim dili Arapça olarak zorunlu kılınmış. Yabancı dil eğitiminin de verildiği okulda yasaklı olan tek dil ise Kürtçe. Öğrencileriyle birlikte bahçede dolaşırken rastladığım başka bir mamoste “Bölge nüfusunun neredeyse tamamının Kürt olmasına rağmen sadece Kürtçe eğitim dili olarak yasaktı” diyor. Türkiye’den yabancısı olmadığım asimilasyon politikaları uzun yıllar burada da işletilmiş. Doğduğum şehirden sadece 45 km ötede yaşayan ve fiili olarak sadece tellerin ayırdığı bu insanlarla bazen birbirimizi anlayamıyor olmamız da asimilasyonun ağır sonuçlarını açıkça ortaya koyuyor. Açık dayanışma çağrısı Kent savaşı sırasında ağır hasarlar görse de ayakta kalabilen tek okulda 15 mamoste ve 400’e yakın öğrenci eğitim ve öğretim hayatına devam ediyor. Eğitim dili olarak Kürtçe ve çocukların tamamı Latin alfabesi öğreniyor. Suruç’taki çadır kentlerde bulunan diğer mamosteler de koşullar iyileştiğinde görevleri başına dönecekler. Kobanêli çocukların defter, kalem, kitap, sıra masa yani çocukların eğitimi için gerekli koşulların yaratılmasına ihtiyaç var. En son ayrılırken mamoste “Umuyorum ki Türkiye ve dünyanın birçok yerinden gönüllüler buradaki çocukların eğitim için verdikleri mücadele ile dayanışacaklardır, bu konuda herkese açık bir çağrımız var” diyor ve etrafımda fıkırdayarak konuşan, koşuşturan, sebepli sebepsiz sarılan öğrencilerini alıp uzaklaşıyor. Benim payıma ise; bunca trajedi içinde yaşama tutunan bu küçük insanların ardından dolu gözler bakmak düşüyor… Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.