Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BIG BANG


ekonom

Önerilen İletiler

Kur’ân’ın söyledikleriyle, Big Bang birbirine tamamen uyuyor. Prof. Hubble ve arkadaşı, bu büyük patlamayı keşfettiler. Bu profesör, daha evvel bu teorinin geçerliliğini ispat eden aslî unsur olarak Nobel mükâfatı kazanmıştı. Kazandığı Nobel mükâfatının sebebi şuydu: Yıldızların hâlâ birbirinden ayrılmakta olduğunu; yani kâinatın hâlâ büyümekte olduğunu ispat etmişti Profesör Dr. Hubble. Allahû Tealâ Enbiya Suresinin 30. âyet-i kerimesinde diyor ki:

 

21/ENBİYA-30: E ve lem yerellezîne keferû ennes semâvâti vel arda kânetâ retkan fe fetaknâhumâ, ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy(hayyin), e fe lâ yu’minûn(yu’minûne).

O inkâr edenler (kâfirler) görmüyorlar mı ki; (başlangıçta) muhakkak ki göklerle yer birbiriyle bitişik iken, bir iken (bir tek noktayı oluştururken) Biz, onları fetkettik (mekânlarından kopardık ve dağıttık). Ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?

 

Bu dağıtım olduğu anda, zaman başladı. Bir merkezî noktadan, ışık hızının altındaki bir hızla, bu sonsuz partiküller dizisi, kâinatı oluşturmak üzere yola çıktılar. Kâinat oluştu ve yolculuklarına (kâinat oluştu ama) onlar hâlâ devam ediyor. Yani kâinat aynı hızla büyüyemiyor. Çünkü artık gezegenler oluşmuş durumda. Ama onların birleşik alanları, bir kâinat büyütme sistemini hâlâ devam ettiriyor. Yıldızların birbirinden ayrılması, ışık hızının altındaki bir hızı oluşturur.

 

Öyleyse muhtevaya baktığımız zaman Allahû Tealâ’nın hız kanunlarını görüyoruz. Işık hızı, merkezî hız kanunudur.

 

Hız kanunları, 3 grupta oluşur:

 

1- Işık hızının altındaki hızlar

2- Işık hızı

3- Işık hızının üstündeki hızlar

 

Işık hızının altındaki hızlar, kinetik enerjiyle elde edilen hızlardır. Işık hızının kinetik enerjiye ihtiyacı yok. Işık hızı, kendi enerjisini kullanır ve bu enerji, onu mutlaka ışık hızıyla hareket ettirir. Biliyorsunuz;

 

E=mc2.

Yani Enerji=Kütle x Işık Hızının Karesi.

 

İşte kütleyle ışık hızının karesi kadar bir enerjiyi, bütün kitleler muhtevalarında taşırlar ve bu ışık hızının oluşmasında ve aşılmasında, bu enerji kullanılır. İlim adamları, hâlâ enerji arıyorlar. Bir negatif enerji bulacaklarmış da, o negatif enerjiyle ışık hızının ötesinde hızları başaracaklarmış! Habire arayıp dururlar. Kütlenin kendi iç yapısında bu enerjinin mevcut olduğunu hiç düşünemezler. Einstein diyor ki: “Eğer bir kütle kinetik enerjiyle (itiş enerjisiyle) ışık hızına ulaşabilseydi (aslında ulaşamaz), bu kütle sonsuz olurdu.”

 

Bu, mc2 formülünün tabiî neticesidir. Gerçekten de bu kütlelere tatbik ettiğiniz eğer itme gücüyse (itiş gücüyse, kinetik enerjiyse), o zaman o kütlenin hüviyeti değişmedikçe, o kütleyi ışık hızının ötesinde hareket ettiremezsiniz. Allah’ın koyduğu kanunlara dikkatle bakın. Allahû Tealâ’nın bir yarım ağırlıklar kanunu var.

 

1. Kanun: Bütün karşıt elektronlar, elektronların sayısına eşittir.

2. Kanun: Ne kadar sağ spinli elektron varsa, o kadar sol spinli elektron vardır.

3. Kanun: Ne kadar karşıt elektron varsa, o kadar elektron vardır ve bu elektronların her birinin ağırlığı, karşıt elektronların ağırlığının iki katıdır.

4. Kanun: Bütün karşıt elektronlar pozitif enerji taşırlar; bütün elektronlar da negatif enerji taşırlar.

 

Acaba bu pozitif ve negatif enerjiler, size bir fikir verdi mi? Bütün elektronların ve karşıt elektronların içinde, ışık hızının yarı hızı gizlidir. Eğer bir elektron ve karşıt elektronu biraraya getirebilirseniz, negatif ve pozitif iki yarım hız, bir bütünü oluşturur ve ışık hızıyla bu nesneler harekete geçer.

 

Bütün fotonlar, ışık hızıyla hareket eden ışınlardır. Elektrik lambalarından çıkan bütün ışıklar, ışınlardan oluşur. Bu ışınların da, bütün ışınların da adı fotondur. Nasıl oluşur biliyor musunuz? Eğer birtakım madenlere (tungsten gibi, tungstram gibi) veya bir kısım gazlara (florasan lambalarında kullanılan gazlar) elektrik enerjisini verirseniz ne olur?

 

Bütün karşıt elektronların ağırlığı, elektron ağırlığının yarısı kadardır. Bunun mânâsı: Bütün karşıt elektronların devir sayısı, elektron devir sayısının yarısı kadardır. Bir elektronun saniyede ne kadar döndüğünü bilmiyoruz. Ama basit bir rakamla konuşalım. Diyelim ki; bir elektron saniyede 100 defa dönüyor (Basit bir ölçü olsun diye söylüyorum). Bunun karşılığında, bir karşıt elektronun devir sayısı, mutlaka 50’dir. Yani bütün karşıt elektronların ağırlığı ve tabiatıyla devir sayısı, bütün elektronların ağırlığı ve devir sayısının yarısı kadardır. Bütün karşıt elektronlar negatif ağırlık taşırlar, bizim dünyamıza göre sıfırın altında negatif bir ağırlığın sahipleridir.

 

Bu söylediğimiz madenlerde ve gazlarda öyle bir özellik vardır ki; elektrik enerjisi bunlara ulaştığı zaman bunlar, karşıt elektronların devir sayısını elektron devir sayısından çok daha hızlı bir şekilde arttırır. Arttırırsa ne olur? Bir yerde, elektron devir sayısıyla karşıt elektronun devir sayısı eşit hale gelir. Eşit hale geldiği anda, birbirinden etkilenen (+) ve (-) güçler birbirini çekerek enerjiyi açığa çıkartır. (+) elektrik yüklü bir karşıt elektronla (-) elektrik yüklü bir elektronu, en yakından geçen elektron ve onun en yakınında bulunan bir karşıt elektron, karşıt yükleri sebebiyle birbiriyle birleşirler. Birleştikleri anda, tepki hangi istikamette onları iterse, o istikamette saniyede 300.000 km’den biraz daha fazla bir hızla harekete geçerler. Bu yolculuk lineerdir; yani doğrusal bir yolculuktur. Hız, saniyede yaklaşık olarak 300.000 km’dir. Buna ışık hızı deniyor. Kur’ân-ı Kerim’de ışık hızından bahsediliyor.

 

Işık hızı, bir itiş enerjisine ihtiyaç göstermez. Ayrıca hiçbir itiş enerjisi, ışık hızına bir kitleyi, bir kütleyi ulaştıramaz. Bir elektronla bir karşıt elektron, aslında bir kütle oluşturur. Çünkü birisi bir âlemin, diğeri başka bir âlemin. Ama ikisi de kendi âleminin yapılarını vücuda getirir. Işık duvarı üzerinde her istikamet, ışık duvarının bir parçasıdır. Her istikametin üzerinde hareket eden bir foton, bir tarafında bir kanadı zahirî âleme ait olan, diğer kanadı berzah âlemine ait olan bir muhteva taşır. Bir kenarı bir elektron, diğer kenarı bir karşıt elektron oluşturan bir sistem. Eğer zahirî âlemde bir foton oluşturabildiysek, bu fotonun bir tarafı mutlaka bir elektrondur; diğer tarafı ise bir karşıt elektrondur. Ve Einstein ölmeden evvel, bütün fotonların parçacık özelliğini keşfetmişti. Ama bunu bir türlü mânâlandıramıyordu. Son derece basit bir sebeple mânâlandıramıyordu. Çünkü bütün fotonların ağırlığının sıfır olduğu, kesinlikle tespit edilmişti. Hâlâ bu kanun, değişmiş değildir.

 

Şu elektrik lambalarından süzülen ışıklar, gama fotonlarını oluşturur. Bütün fotonların olduğu gibi gama fotonlarının da ağırlığı mutlak olarak sıfırdır. Bir elektronun ağırlığı, bir karşıt elektronun ağırlığının 2 katıdır. Eşitlendiği anda ağırlık sıfırlanmıştır. Neden? (-) elektronun ağırlığı (-) ağırlık olduğu için, (+) elektronun ağırlığı (+) ağırlık olduğu için ve birisi negatif ağırlık, birisi pozitif ağırlık olduğu cihetle ve iki ağırlık birbirine eşit olduğu cihetle (+) A ile (-) A (ağırlıklara A diyorum); eşittir, sıfır eder. Bu fotonlar ışık hızıyla, saniyede 300.000 km ile bir elektron, bir karşıt elektron olmak üzere iki tane partikülle hareket halindedir.

 

Şimdi dikkat edin. Bu gama fotonunu bir kurşun duvara vurdurursanız eğer, ortaya bir elektron çıkar, bir de karşıt elektron çıkar. Elektronu takip edebilirsiniz, ağırlığını da her zaman ölçebilirsiniz. Ama karşıt elektronun bir an enerjiyi kullanarak ışımasını gördükten sonra, onu gözden kaybedersiniz, bir daha görmeniz de imkânsızdır. Çünkü bu âleme ait olan bir varlık değildir. Bu âleme ait olan ölçülerin (görmeye ait olan ölçülerin) hiçbirisi onu teşhis edemez. Görürsünüz, gözden kaybedersiniz, bir daha yakalamanız mümkün değildir. Ama elektronu takip edebilirsiniz.

 

Bir şeye daha dikkatinizi çekerim. Kurşun duvara vurduğu noktada, birbirinin tam aksi istikamette hareket haline geçen iki tane faktör göreceksiniz. Yani şu noktada (parmaklarımı görüyorsunuz) olursa, birisi diğerinin tamamen aksi istikamette harekete geçer. Birisi gözden kaybolur; öteki takip edilebilir. Takip edilebilen, elektrondur.

 

Bizim devrimizin sevgili âlimleri, negatif ağırlıkları kabul etmezler, derler ki: “Öyle negatif ağırlığın filan olması mümkün değildir.Öyleyse bu olayı bir faraziye olmaktan öteye hiçbir zaman geçiremezler. Neden? Çünkü sonuç şöyle: Bir elektronun ağırlığı var. Kurşun duvara vuran bir foton, evvelâ bir elektron ortaya çıkarıyor. Bir elektronun, diyelim A kadar ağırlığı var. Bir de başka bir nesne daha var. Negatif ağırlıklara inanmayan bizim sevgili âlemimizin büyük âlimleri, neyi görüyorlar? Şunu söylüyorlar: “Elektronların ağırlığı vardır, kesin. Diğer maddenin de mutlaka bir ağırlığı vardır ve bu ağırlığın negatif ağırlık olması mümkün değildir.” Öyleyse açmaz burada başlıyor. Bu açıdan olay burada başlıyor. Ne görüyoruz? Şunu görüyoruz: Eğer elektronun ağırlığı A ise; ötekine de pozitif bir ağırlık izafe ettiysek, ona da B diyelim. Bir foton sıfır ağırlıkta olduğuna göre;

 

0= diye başlamamız lâzım denkleme.

0= A + B oluyor.

 

Ağırlıklara ne koyarsanız koyun; hepsi sıfırın üzerinde. Ve dünya, böyle bir açmazın içinde. Şimdi derin derin düşünür bizim sevgili âlimlerimiz, acaba bunu nasıl kanunlaştırabiliriz diye. Oysa ki Allahû Tealâ kanununu koymuştur. Birisi, diğerine eşdeğer bir negatif ağırlığı taşıyor ve bu sebeple netice sıfırdır.

 

Yani elektronun ağırlığına A diyelim. “A kadar (-) ağırlık” + “gene A kadar; ama bu sefer bu dünyanın (+) ağırlığı”…

(+) ağırlıkla (-) ağırlık birbirine eşit olduğu için, birbirini götürüp netice sıfırlanıyor.

 

İşte mesele bu kadar basit. Öyleyse, bu bir foton yapısıdır. Foton yapısına ulaşabilmek için elektron ve karşıt elektronun ağırlığını eşitlemeniz gerekti. Böyle bir şey için de bazı gazlar için ve bazı madenler için elektrik enerjisi yeterlidir.

 

Öyleyse böyle bir dizaynda, büyük patlamaya baktığımız zaman, zamanın oluştuğunu görüyoruz. Bir noktadan ayrılan noktaların, zamanı başlattığını görüyoruz. Hareket ve zaman, birbirinin oluşumuna zemin hazırlayan iki tane faktör.

 

Allah’ın bütün partiküllere verdiği kinetik enerji hâlâ devam ediyor (itiş enerjisi). Işık hızının altındaki bir hızla, bu sonsuz partiküller dizisi kâinatı yaratmış. Kâinat hâlâ hareket halinde büyümeye devam ediyor. Ve yıldızlar, tabiatıyla birbirinden ayrılıyor, yoklukta daha büyük bir sahayı işgal ediyorlar. Kâinat büyüyor ve zaman da geçmişten geleceğe doğru akıyor.

 

Ama bir gün, kinetik enerji bitecek. Bittiği zaman, artık dünya adı verilen bu gezegenin bir toz zerresi olduğu bu kâinatta, bir durma olayı söz konusu olacak. Kâinat itiş enerjisi bittiği için artık büyüyemeyecek ve bir noktada dengelenecek, duracak, ondan sonra da gravitasyonun tesiriyle, büyüme hızının azalması başlayacak. Bir devre sonra büyüme (gravitasyonla büyüme hızı eşit güce ulaştığı zaman) duracak. Kütlenin hızı sıfırlandığı cihetle; yani gravitasyona ters olan hızı gravitasyon sebebiyle azalarak, azalarak, azalarak sıfırlandığı anda, zaman durmuş olacak. Gravitasyon başladığı zaman, bütün büyük kütlelerin küçük kütleleri kendine çekme özelliği kuvvet olarak ortaya çıktığı andan itibaren, küçülme başlayacak. Hubble’ın Nobel mükâfatı kazanan teorisi tersine dönecek, kâinat küçülmeye başlayacak.

 

İşte bu küçülme noktasından itibaren zamanın geriye dönmesi söz konusu ve zaman ta başa kadar, kâinatın yaratılmasına kadar geri dönecek. Ve kıyâmet günü başlayan zamanın geri dönme durumu, sonsuz bir hızla hareket halinde kâinatı yok edecek olan bir dizaynı oluşturuyor ve geriye dönen zaman parçaları içinde hayata bütün insanların geri dönmesi söz konusu. Yaşadıkları âlemde kendilerini çekecek bir kuvvet olmadığı için Allahû Tealâ’nın İndi İlâhi’sindeki alanda; yani Mahşer Meydanı’nda insanların toplanması söz konusu.

 

Sonra sur’a ikinci üfürme; hepimizin ölümü… Sur’a üçüncü üfürme; yeniden dirilmemiz aynı yaşta… Ve zaman geriye dönüp de yaratılma noktasına geldiğinde her şeyin yok olması, sadece Allahû Tealâ’nın müsaade ettiği cennetin ve cehennemin kalması söz konusu, bir de İndi İlâhi’nin…

 

İşte böylece zaman, Big Bang ve kâinat üzerindeki konu tamamlanıyor. Kur’ân-ı Kerim ile Büyük Patlama birbirini tamamlıyor, birbirini teyit ediyor. Büyük Patlama doğru bir bulgudur, Kur’ân-ı Kerim’e de tamamen uygundur ve Allahû Tealâ onu bütünüyle dile getiriyor.

 

Belki sevgili âlimlerimize biraz ağır gelecek; ama şunu bilmelerinde yarar var: Hiçbir ilim, Kur’ân-ı Kerim’e aykırı olamaz. Eğer böyle bir ilim biliyorsanız, o bir eksik ilimdir.

 

İşte siz fiziği, nükleer fiziği, pozitif bir ilim olarak düşünürsünüz, öyle değil mi? Ama bu âlemdeki bakış açınızla negatif ağırlıkları yakalayamadığınız için, çift foton olayını çözemezsiniz.

Einstein da ışık partiküllerinin parçacık özelliğinin neye dayalı olduğunu bilebilseydi, bugün dünya üzerinde pek çok şey daha aydınlanmış olacaktı. Einstein bir dâhi idi. Ama De Broglie, bu parçacık özelliklerinde doğruyu yakalamıştı, Einstein’ı da aşmıştı. O’nun kuantum nazariyesine baktığınız zaman, orada her partiküle bir dalganın; yani her elektrona bir karşıt elektronun eşlik ettiğini, kesinlikle onu yakaladığını görecektiniz. Durgun kütlenin hızı ne olursa olsun veya durgun olsun (sıfır noktasında olsun), dalganın hızı daima ışık hızının ötesinde çıkıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

enbiya30 suresindeki anlatimi, ve sizin yorumunuzu yapmak icin elime her hangi bir ingilizce kitap alip, icindeki harflerle yeni bilimsel tümceler olusturarak, o ingilizce kitabi peki ala kutsallastirabilirim.

 

isimiz bu mu yani, bunca sorun icinde.

 

Hic cekinmeden bir de inanmayanlar derken kafirler diye saldiri var. Kuranda kafirin ödülü, öldürülmesidir. siz, ayni zamanda inancsizlarin ölüm fermanini da birlikte veriyorsunuz.

Haydi kolay gelsin bakalim :D:D:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.