Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2009 Öncelikle Enver Paşa'ya yönelik öne sürülen ithamları ortaya koyalım ; Enver Paşa kanlı bir darbe ile iktidara el koymuştur. Osmanlı'ya karşı balkanlarda isyan başlatmıştır. Osmanlı'nın çıkarı olmadığı halde Almanya ile ittifak kurmuştur. Birinci dünya savaşına girerek ülkeyi. kanlı bir maceraya sürüklemiştir. Kişisel ihtirasları uğruna Sarıkamış faciasına sebep olmuştur. Enver Paşa hakkında ileri sürülen bu ithamları tek tek incelemeye çalışalım. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ jeune Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2009 ben bu maddeden baslamak ıstıyorum Osmanlı'nın çıkarı olmadığı halde Almanya ile ittifak kurmuştur. ataturkun cok onemlı bır lafı vardır ıttıhat ve terakkıye soylemıs oldugu sıyasetı ve askerlıgı aynı anda yapmayın ya sıyaset yapın ordudan ıstıfa edeın yada sıyasetı bırakıp ordudakı gorevınıze devam edın her ıkısını aynı anda yapmayın orduda buyuk zaaflara yol acar dısıplınsızlık olur savasları kaybedersınız ama ataturku hıc bırı dınlemedı ve bız balkan savasını kaybettık bu yuzden ataturk yıne ıttıhat ve terakkıye bı laf ettı sımdıkı fılıstın toprakları bızımdı o zamanlar kesınlıkle hucum yapmayın savunma yapın yoksa fılıstını kaybedersınız ama enver pasa hucum yapmayı tercıh ettı ve bız fılıstın topraklarını o zaman kaybettık yanı ataturk her defasında haklı cıkıyordu ataturk yıne1. dunya savasının cıkacagını bılecegı ıcın enver pasaya bır mektup gonderdı almanya ıle kesınlıkle bırlıkte savasa gırmeyın almanya bu savası kaybedecek ıngıltere rusya ve fransa ıle ıttıfak kurun mesajını gonderdı enver pasaya enver pasanın almanlara olan hayranlıgı herkesce bılınır ama koru korune gıdıp almanlarla bırlıkte savasa gırmedı bu sefer ataturkun bu sozunu dınledı ıngıltere ıle ıtttıfak yolları aradı sonuc alamadı frabsa ıle ıttıfak yolları aradı sonuc alamadı rusya ıle ıttıfak yolları aradı yıne sonuc alamadı 3 ude kabul etmedı cunku bu 3 devletınde gozu osmanlı topraklarındaydı yanı enver pasa alman hayranı olmasına ragmen almanya ıle savasa gırmemek ıcın elıınden gelenı yaptı ataturkun sozunu dınleyıp ama sartlar hem ataturkun hem enver pasanın hemde osmanlının ıstedıgı gıbı gelısmedı ve ıstemeye ıstemeye almanya ıle ıttıfak kuruldu Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 ben bu maddeden baslamak ıstıyorumOsmanlı'nın çıkarı olmadığı halde Almanya ile ittifak kurmuştur. ataturkun cok onemlı bır lafı vardır ıttıhat ve terakkıye soylemıs oldugu sıyasetı ve askerlıgı aynı anda yapmayın ya sıyaset yapın ordudan ıstıfa edeın yada sıyasetı bırakıp ordudakı gorevınıze devam edın her ıkısını aynı anda yapmayın orduda buyuk zaaflara yol acar dısıplınsızlık olur savasları kaybedersınız ama ataturku hıc bırı dınlemedı ve bız balkan savasını kaybettık bu yuzden Şimdi herşeyden önce Atatürk'ün de siyaset yapan bir asker olduğunu unutmamak lazım. Askerlerin milletvekili seçimine katılmadan önce askerlikten istifa etmelerini öngören kanun 1923 yılında çıkarılmıştır. O tarihe kadar Rumeli ve Anadolu müdafa-i hukuk cemiyetinin Atatürk'te dahil olmak üzere siyasi liderleri askerdir. 1923'ten önce askerlerin ya askerlik ya siyaset yapmalarına ilişkin bir sözü olduğunu duymadım Atatürk'ün. Meşrutiyet devrimleri de, Cumhuriyet devrimi de asker aydınların öncülük ettiği devrimlerdir. Balkan savaşının kaybedilmesinde siyasetle ilgilenen askerlerin yol açtığı disiplinsizlik gibi bir faktör yoktur. Öyle olsaydı Kurtuluş Savaşı'nı da kaybetmiş olmamız gerekirdi. Zira Kurtuluş Savaşı dediğimiz mücadelenin siyasi liderlerinin büyük bir çoğunluğu da askerdir. ataturk yıne ıttıhat ve terakkıye bı laf ettısımdıkı fılıstın toprakları bızımdı o zamanlar kesınlıkle hucum yapmayın savunma yapın yoksa fılıstını kaybedersınız ama enver pasa hucum yapmayı tercıh ettı ve bız fılıstın topraklarını o zaman kaybettık yanı ataturk her defasında haklı cıkıyordu Filistin-Kanal cephesi Mısır'ı ingilizlerden geri almak için açılmış bir cephedir. Bir yeri geri almak için açılmış bir cephede nasıl savunma yapılarak savaş idame ettirilecek ? Böyle bir şeyi değil Atatürk en başarısız asker bile önermez. Kaldı ki Atatürk taaruz tipi savaşı benimsemiş bir askerdir. Atatürk'ün askeri görüşleri taaruz üzerine kurulmuştur. Gelibolu gibi bir savunma cephesinde dahi, Atatürk ilk günden itibaren emrindeki birlikleri Britanya safalarına taaruz amacıyla kullanmıştır. Savaşın daha ilk gününde Londra'da ki gazeteler savaş haberlerinde Mustafa Kemal adlı bir Türk subayının "blitzkrieg" lerinden bahsetmiştir. Atatürk, askeri terminolojide Patton, Rommel, Yamamato, Zukof gibi Blitzkrieg doktiriniyle savaşan ve bu doktrine mensup askerler arasındadır. Atatürk'ün Filistin-Kanal cephesinde komutanlığına getirildiği ordu, Yıldırım Ordular Grubu'dur. Filistin-Kanal cephesi Almanların Blitzkrieg yani şimşek saldırı usuluyle savaşmak üzere kurulmuş, orada savaşacak birlikler bu usule göre oluşturulmuş bir cephedir. Atatürk ise bu doktrini en çok benimseyen ve savunan Türk subayıdır. Kurtuluş savaşında "Büyük Taaruz" konusunda diğer paşalarla arasında anlaşmazlık çıkmıştır bu yüzden. Diğer paşalar bunun bütün orduyu tehlikeye atmak olduğunu iddia etmişler ve her ihtimale karşı ordunun ikiye bölünerek savunma hattı oluşturulmasını istemişler. Ancak Atatürk Blitzkrieg doktiriniyle kısa süreli, genel, hareketli bir taaruzu savunmuştur. ataturk yıne1. dunya savasının cıkacagını bılecegı ıcın enver pasaya bır mektup gonderdıalmanya ıle kesınlıkle bırlıkte savasa gırmeyın almanya bu savası kaybedecek ıngıltere rusya ve fransa ıle ıttıfak kurun mesajını gonderdı enver pasaya enver pasanın almanlara olan hayranlıgı herkesce bılınır ama koru korune gıdıp almanlarla bırlıkte savasa gırmedı bu sefer ataturkun bu sozunu dınledı ıngıltere ıle ıtttıfak yolları aradı sonuc alamadı frabsa ıle ıttıfak yolları aradı sonuc alamadı rusya ıle ıttıfak yolları aradı yıne sonuc alamadı 3 ude kabul etmedı cunku bu 3 devletınde gozu osmanlı topraklarındaydı yanı enver pasa alman hayranı olmasına ragmen almanya ıle savasa gırmemek ıcın elıınden gelenı yaptı ataturkun sozunu dınleyıp ama sartlar hem ataturkun hem enver pasanın hemde osmanlının ıstedıgı gıbı gelısmedı ve ıstemeye ıstemeye almanya ıle ıttıfak kuruldu Bir yüzbaşının Harbiye Nazırı'na şunla savaşa girmeyin tarzı bir mektup göndermesinin mümkün olmadığı ön bilgisiyle mektup kısmına bir kenara bırakalım dostum. Atatürk, Almanya ile ittifakı savunanlar arasındaydı. Büyük Britanya ile, Fransa ile, Almanya ile ittifakı savunan kadrolar vardı. Bu grupların her biri Osmanlı'nın kurtuluşunun kendi savundukları ülke ile ittifak yapılmasıyla mümkün olacağını savunuyordu. Cemal Paşa Fransız, Talat Paşa ingiliz , Enver Paşa ise Almanya yanlısı idi. Atatürk, Enver Paşa gibi Almanya ile ittifakı savunan askerler arasındaydı. Ana mesele Osmanlı İmparatorluğu ile hangi büyük devletin çıkarlarının örtüştüğü idi. Şüphesiz ki bu devlet Almanya idi. Osmanlı'nın kurulduğu günden itibaren tarihin hiçbir anında karşılıklı savaşmamış, hiçbir an karşılıklı cephelerde yer almamış iki devletti Almanya ve Osmanlı (Alman İmparatorluğu kurulmadan önce ki Roma-Germen İmpratorluğu ve Alman beylikleri) Osmanlı'nın hedefinde ki topraklar ile Almanya'nın hedefinde ki topraklar çakışmıyordu. Osmanlı ve Almanya'nın siyasi çıkarları çatışmıyordu. İttifak konusunda Almanya güvenilir, İngilter ve Fransa ise güvenilmez devletlerdi (daha önce girdikleri ittifakların tarihi) Almanya'nın tarihsel düşmanları olan Fransa ve Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını siyasal ve taktiksel hedef olarak önüne koymuş iki devletti. Çarlık Rusya'sının sıcak denizlere açılabilmesi için boğazlar ve karadenize kıyısı olan bazi Osmanlı Şehirlerini alabilmesi. Fransa'nın Kuzey Afrika'da ki sömürgelerini birleştirebilmesi için Osmanlı'nın Kuzey Afrika ve Güney'de ki şehirlerini alabilmesi gerekiyordu. İngilizler'in ise Hindistan ve civarında ki sömürgelerine giden yolu açık tutabilmek için Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Arap yarımadasında ki Osmanlı topraklarını kontrol edebilmesi gerekiyordu. Net olarak bunların olmaması halinde, Ruslar sıcak denizlere inemeyecek, İngiltere ve Fransa'nın merkezkaç sömürgeleri bağımsızlık yoluna gireceklerdi (öyle de oldu). İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı'nın balkanlarda ki topraklarını kaybettiği süreçte Osmanlı'ya karşı kuvvetleri desteklemiş, Almanya ise Osmanlı'ya askeri yardım yapmıştı. Zira Ruslar'ın doğu Avrupa'da hakimiyetini arttırması, İngiliz ve Fransızların Almanya'ya yakın Osmanlı topraklarında söz sahibi olması Almanya'nın egemenliği ve çıkarları için büyük tehditti. İngiltere ve Fransa ile olan ittifak arayışlarında ortaya çıkan sonuç. Osmanlı'nın baş düşmanı Çarlık Rusya ile İngiltere ve Fransa'nın ittifaktan vazgeçmeyeceği. Osmanlı topraklarının paylaşımı konusunda Rusya, İngiltere ve Fransa arasında fikir birliğine varıldığı (birinci dünya savaşından yirmi yıl önce) oldu. Savaşta tarafsız kalmak gibi oldukça hoş ve makul görünen bir seçenek daha vardı. Ancak bu sadece kaba bakıştır. Çünkü, Osmanlı savaşta tarafsız kalarak dünyada ki tek müttefiki olan Alman İmparatorluğunun ezilip sıranın kendisine gelmesini beklemiş olurdu. Öbür yandan eğer savaş kazanılırsa Osmanlı'nın kritik sorunlarının büyük bir çoğunluğu halledilmiş olacaktı. Osmanlı'nın savaşa Almanya yanında katılması, İngiltere ve Fransa'nın büyük müttefiki Rusya'nın savaş dışı kalmasına, Batı cephesinde savaşın kilitlenip müttefiklerin ağır kayıplar vermesine sebep olmuştur. Arkadaşlar unutmayın. Kurtuluş Savaşı'nda İngiltere ve Fransa ordularının Ankara Hükümeti ile bir savaşı göze alamamalarında . Birinci dünya savaşında yaşadıkları ağır kayıpların, ülke kamuoyunlarında bunun yarattığı psikolojik etkinin. Tekrar bir savaşa girmelerinin Çarlık Rusya'sında olduğu gibi toplu bir ayaklanmaya yol açacağı endişesinin büyük payı vardır. Anadolu'da yeni bir ordu kurulduğuna ordu kurulduğunu gören Fransızlar Ankara hükümeti ile barış yapıp sessiz sedasız çekip gitmişlerdir. İtalyanlar hiç anlaşma dahi yapmadan çekip gitmişlerdir. Yunanlılar yenilince İngilizler önlerinde Türk Ordusu ile savaşmak dışında bir seçenekleri kalmadığını görünce bunu göze alamamıştır. Şüphesiz ki en büyük faktör birinci dünya savaşının yarattığı tahribattır. Eğer Osmanlı savaşta Almanya'yı küçük devletlerle yalnız bıraksaydı. Müttefikleri bu kadar zorlanmadan Almanyayı ekarte eder tüm güçleriyle Osmanlı üstüne yürürlerdi. Almanya savaş boyunca ittifakın gereklerini yerine getirmiştir. Atatürk Almanya ile ittifakı savunan askerler arasındaydı. Ki Cumhuriyet'ten sonra da Almanya ile ittifak devam etmiştir. Atatürk Almanya ile ittifaka karşı değil taraftardı. Ancak savaşa girilmesi için biraz daha beklenmesi konusunda etrafındakilere bazı konuşmaları yaptığı rivayet edilmektedir. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ jeune Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 pekı sıze bı sorum olacak fethı okyar neden 1913 yılında ordudan ıstıfa etmıstır ataturkle bırlıkte cok onemsız bı yer olan bulgarıstana sofyaya gonderılmıstır Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 pekı sıze bı sorum olacakfethı okyar neden 1913 yılında ordudan ıstıfa etmıstır ataturkle bırlıkte cok onemsız bı yer olan bulgarıstana sofyaya gonderılmıstır Fethi Okyar terfii ettirildiği için istifa etmiştir. Fethi bey ittihat terakki iktidarında terfi ettirilmiş ve partiyi dünyada temsil edecek olan genel sekreterlik makamına atanmıştır. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Ufak bir itirazim olacak:Atatürk Alman ittifakina taraftar degil karsiydi.Bu nedenle,Enver ve Atatürk arasinda ordunun yönetiminin Alman subaylarina verilmesi konusunda hep bir cekisme vardi ve Atatürk'ün üstü oldugu icin Enver'in dedikleri oluyordu.Enver Almanya ile ittifaki savunuyordu.Ve Atatürk'ü baska cephelere göndermek icin nedenler ariyordu. saygilarla Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ jeune Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 bence ılk bahsetmıs oldugum ataturkun sozu uzerıne ordudakı gorevınden ıstıfa edıp sıyasete devam etmıstır ve ataturkun bu sozunu dınledıgı ıcın ıttıhat ve terakkı tarafından sankı cezalandırılırcasına ataturkle bırlıkte onemsız bır yer olan bulgarıstan sofyaya atanmıstır ıkısıde Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 bence ılk bahsetmıs oldugum ataturkun sozu uzerıne ordudakı gorevınden ıstıfa edıp sıyasete devam etmıstırve ataturkun bu sozunu dınledıgı ıcın ıttıhat ve terakkı tarafından sankı cezalandırılırcasına ataturkle bırlıkte onemsız bır yer olan bulgarıstan sofyaya atanmıstır ıkısıde Dostum o ilk bahsetmiş olduğun olsaydı önce Atatürk kendisi istifa ederdi değil mi ? Zira ikiside ittihat terakki üyesiydi. Daha önce söylediğim gibi Milletvekili seçimlerine katılacak olanların askerlikten istifa etmelerini öngören kanun 1923 yılında çıkarılmıştır. Ve çıkarılma sebebi, hilafet yanlısı subayların (Kazım Karabekir, Refet Bele vs) ordu içerisinde ki etkilerini kırmaktır. Eğer askerlikten istifa edip meclise girerlerse ordu içerisinde etkileri kalmayacaktı. Meclise girmezler ve askerliğe devam ederseler siyaset yapamayacaklardı. Atatürk'ün kurtuluş savaşında ki silah arkadaşlarından bir bölümü, hilafetin kaldırılması ve cumhuriyetin ilan edilmesine gelince sıra Atatürk'ün karşısında yer almışlardır. Ve bunların çoğu İzmir Suikasti'nden sonra idam edilmiş, yurt dışına kaçmış ya da uzun yıllar hapis yatmışlardır. Tarihsel olayları gerçekleştikleri anın konjonktürüne göre değerlendirmek elzemdir. Ben aksini hiçbir yerde okumadığım ve duymadığım için söylüyorum (tabi sende bir kaynak gösterebilirsin) . Atatürk'ün ittihat terakki ile ilgili "ya askerlik ya siyaset yapın" gibi bir çağrısı ya da fikri olmadığı gibi. Kendisi de siyasi faaliyette bulunan siyasi liderlik yapan bir askerdi. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 Ufak bir itirazim olacak:Atatürk Alman ittifakina taraftar degil karsiydi.Bu nedenle,Enver ve Atatürk arasinda ordunun yönetiminin Alman subaylarina verilmesi konusunda hep bir cekisme vardi ve Atatürk'ün üstü oldugu icin Enver'in dedikleri oluyordu.Enver Almanya ile ittifaki savunuyordu.Ve Atatürk'ü baska cephelere göndermek icin nedenler ariyordu.saygilarla Türkiye, Umumî Harbe girmeye mecburdu, ve mevcut dünya dengesine göre bu giriş şekli de olandan ve görülenden başka türlü olamazdı. Belki harbe giriş zamanı, belki kuvvetlerin kullanılma tarzları, hulâsa bir sürü teferruat tenkit olunabilir. Fakat esasa diyecek yoktur. Türkiye harbe girerdi ve böyle girerdi M. Kemal Atatürk 1922 Orduyu bir Alman subayın mı Türk subayın mı yöneteceği teknik bir konudur yani teferruattır. Almanya ile ittifak ise genel, siyasal ve stratejik bir konudur. Atatürk 1922 yılında verdiği demeçte de gördüğümüz gibi; savaşa katılış zamanı, bazı askeri kuvvetlerin kullanış tarzı gibi kendi ifadesiyle "teferruat" konular haricinde, birinci dünya savaşına Almanya'nın safında katılmanın doğru ve zorunlu olduğunu düşünüyordu. "Esas" hakkında Enver Paşa ile aralarında görüş farkı yoktu. Enver Paşa'da, Atatürk'te, Almanya'nın safında savaşa katılmanın tek çare olduğunu düşünüyorlardı. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 Türkiye, Umumî Harbe girmeye mecburdu, ve mevcut dünya dengesine göre bu giriş şekli de olandan ve görülenden başka türlü olamazdı. Belki harbe giriş zamanı, belki kuvvetlerin kullanılma tarzları, hulâsa bir sürü teferruat tenkit olunabilir. Fakat esasa diyecek yoktur. Türkiye harbe girerdi ve böyle girerdi M. Kemal Atatürk 1922 Orduyu bir Alman subayın mı Türk subayın mı yöneteceği teknik bir konudur yani teferruattır. Almanya ile ittifak ise genel, siyasal ve stratejik bir konudur. Atatürk 1922 yılında verdiği demeçte de gördüğümüz gibi; savaşa katılış zamanı, bazı askeri kuvvetlerin kullanış tarzı gibi kendi ifadesiyle "teferruat" konular haricinde, birinci dünya savaşına Almanya'nın safında katılmanın doğru ve zorunlu olduğunu düşünüyordu. "Esas" hakkında Enver Paşa ile aralarında görüş farkı yoktu. Enver Paşa'da, Atatürk'te, Almanya'nın safında savaşa katılmanın tek çare olduğunu düşünüyorlardı. Bence bu aciklama daha aydinlatici oldu.Cünkü icerigi ilkinden biraz farkli.Tesekkürler saygilarla Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.