Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR


Önerilen İletiler

 

 

 

 

Hangi kayıtta var..İslam Devleti Kurun ..varmı böyle bir kayıt..Ayet..dayı aradı taradı bulamadı böyle bir emirini Allahın.. :)

 

Doğan abi..bi yardımcı olursan seviniriz.. :)

 

 

Sevgili Dayı ;

 

Soruyorsunuz ki ;

 

İslam Devlet i Kurmak Hangi kayıtta Var ?

 

Yanıtlandırıyoruz ;

 

Öncelikle Hepimiz Devlet, Ulus, ve Din Kavramlarının Ne Oldukları Konusunda Hem Fikir Olalım.

 

Din ALLAH ın Mülkü dür. Yaratıcı ya Özel dir. Birey ler yani Kul lar Yalnızca O Din e İnanabilir ve Yaşayabilirler. SAHİPLENEMEZLER.

Kaldı ki ; Bu Durum, Ulus lar ve Devlet ler Adına da Bir Farklılık Arzetmez. Yani Devletler de Dini Yalnızca Seçebilir ve Benimseyebilirler.

Kesinlikle Sahiplenemezler. Tekrar Ediyoruz. Din YARATICI nın dır. Sahiplenilemez.

 

Şimdi Buraya Kadar Herşey Açık ve Net Sanırım.

 

Gelelim Ulus ların Devletleşme Süreçlerinde Din sel ve Semavi Tercihlerini Ne Yönde Kullanabilecekleri Mevzusuna.

 

Tabiiki Her Hangi Bir Ulus veya Millet Tercih Edeceği Bir Din i Seçmek ve O na Tabii olmak Konusunda Özgürdür.

Kimseden Bu Konuda Bir İcazet Alınamaz.

Yani Toplum lar ya da Kitle ler; Kimseye, Bizler Şu Dini Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz Müsaade Var mı ? Diye Bir Soru Sormazlar.

Denildiği Gibi DİN in Sahibi ALLAH tır. ve O Allah, Dilediğine Kendi Din i Üzerine Hidayet Nasip Eder.

 

Bu Konuda Bir Kaynak ya da Gerekçe Arama Çabasına Girmek Anlaşılacağı Üzere Yalnızca İzafi dir.

 

Allah Yüce Kitab ı Kuran ı Kerim de Kullarına Hitap Eder. İmparatorlar a, Devlet Başkanları na, Ya da Toplum Liderleri ne Değil.

 

Anlışılacağı Üzere ; Gerek Ferdi Olarak, Gerek Toplumsal Olarak Bir Din i Benimsemek İçin Bir KAYIT a Başvurulmaz.

 

O Din e İnanırsınız, ve O Din in Yaratıcı na İman Edersiniz. Hepsi Bu Kadar.

Yani ; KAYIT diye Bir Kavram a Gereksinim Duyulmaz. Böyle Bir Şart Aranmaz, Kaldı ki Böyle Birşey Söz Konusu Bile Olamaz.

 

Kitleler de Bu Din e ve Yaratıcısı na İman Ederler , Ve Bir Toplum Oluşturabilirler.

Ve bu Toplum Kurumlaşarak, Bir Derebeyliğine Ya da İmparatorluğa da Dönüşebilir. Yine Bir Kayıt aİhtiyaç Duyulmaz.

 

Ümid Ediyorum ki, Artık Konu Anlaşılmıştır.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Din Devleti kurun..yada şöyle diyelim..İslam devleti kurun..yok böyle bir kayıt yani..teşekkür ederim.. :)

O zaman bu günkü İslam Devletleri o Devletlerin başındakilerin İslamı ile yönetiliyor..onların iman anlayışı ile yönetiliyor..öylemi.. :unsure: Allahın böyle bir emri yok ise Cihad, İslam Devleti kurmak içindir anlamı kalkar..bunada Din tüccarları fena halde karşı koyar.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Din Devleti kurun..yada şöyle diyelim..İslam devleti kurun..yok böyle bir kayıt yani..teşekkür ederim.. :)

O zaman bu günkü İslam Devletleri o Devletlerin başındakilerin İslamı ile yönetiliyor..onların iman anlayışı ile yönetiliyor..öylemi.. :unsure: Allahın böyle bir emri yok ise Cihad, İslam Devleti kurmak içindir anlamı kalkar..bunada Din tüccarları fena halde karşı koyar.. :D

 

 

Kim Demiş ''Cihad İslam Devleti Kurabilmek Gayesine Hizmet Eder'' Diye..?

 

Bunu Yalnızca Siz Söylüyorsunuz.

 

Cihad ALLAH ın Rızası İçin Yapılır. ve En Büyüğü ve Müslüman a Farz Olan ise ;

 

NEFİS İLE CİHAD dır.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kim Demiş ''Cihad İslam Devleti Kurabilmek Gayesine Hizmet Eder'' Diye..?

 

Bunu Yalnızca Siz Söylüyorsunuz.

 

Cihad ALLAH ın Rızası İçin Yapılır. ve En Büyüğü ve Müslüman a Farz Olan ise ;

 

NEFİS İLE CİHAD dır.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak.

 

Bu yazınızın altına imzamı atarım işte.. :)

 

Fakaaaaatttt..durum hiçte öyle gözükmüyor.. bu günkü Din ve Din adına öne çıkmış zevatın çağrıları Din Devleti kuralım doğrultusunda..hoş Devlet zaten var..Ele geçirelim sevdası.. :D

 

Anlatabilmişizdir umarız.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kim Demiş ''Cihad İslam Devleti Kurabilmek Gayesine Hizmet Eder'' Diye..?

 

Bunu Yalnızca Siz Söylüyorsunuz.

 

Cihad ALLAH ın Rızası İçin Yapılır. ve En Büyüğü ve Müslüman a Farz Olan ise ;

 

NEFİS İLE CİHAD dır.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak.

 

Bu yazınızın altına imzamı atarım işte.. :)

 

Fakaaaaatttt..durum hiçte öyle gözükmüyor.. bu günkü Din ve Din adına öne çıkmış zevatın çağrıları Din Devleti kuralım doğrultusunda..hoş Devlet zaten var..Ele geçirelim sevdası.. :D

 

Anlatabilmişizdir umarız.. :)

 

 

Sevgili Dayı ;

 

Tamam, Anlatabildiniz de ;

 

Konunun Ne Bizimle Ne de Baştaki Konumuz ile Bir Alakasının Olduğunu Sanmıyorum.

 

Yanılıyormuyum..?

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Dayı ,

 

Madem CİHAD tartışılıyor.

 

TALAN ı unutmayın.

 

 

Mekke de Muhammed ve taraftarları bıkac yıl izole edilerek zor bir dönem yaşadılar.

 

Bunun ilk intikamı BEDİR savaşıdır. Oradaki talan tatlı gelmiştir.

 

Aslında hedef Ebu Sufyanın Şamdan gelen kervanı idi de.. Adam açıkgöz. Kervanın yolunu değiştirip bu TALAN dan kurtuldu.

 

Çağrı filmini hatırlayınız.

 

Koruması diyor ki. Muhammed ve 3-5 çabulcusundan korktu dedirmem kendime.

Gidip dövüşelim diyor.

Ebu Süfyanda - Hayır Yol değiştirecez. Ve Mekke ye sağ sağlim varacaz. Diyor.

Bunun üzerine koruma başı şöyle diyor.

- Ey Ebu Süfyan. Nerde senin şerefin. Bu kadar adamdan mı kaçacaz. Korkaklar gibi.

Ebu Süfyan bunun üzerine.

-Benim Şerefim develerin üzerindeki yüktür. Yol değişecek ve Mekkeye varacaz.

Sonra dön savaş istersen diyor.

 

-----------------

 

Bedir svaşında iyi bir TALAN yapan Muhammed ve ekip arkadaşları.

 

UHUD da TALAN yüzünden kaybediyorlar.

 

Ve ayet iniyor.

 

GANİMETLE İLGİLİ. (TALAN LA İLGİLİ)

 

Ve Kuranın biçok yerinde

 

TALAN ın nasıl paylaşılacağı ve Muhammede otomatikmen verilmesi gereken oran bile var.

 

Ve hala CİHAD deyip tutturuyorlar ya.

 

Saygılar.

 

Taklamakan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Dayı ,

 

Madem CİHAD tartışılıyor.

 

TALAN ı unutmayın.

.

.

.

 

Tarih bilmem pek :)

 

Bu güne bakar yaşananları gözlemlerim..sonuç sadece dayının gözlemledikleridir..geneli asla bağlamaz.. :)

 

İnanç kişiseldir..genele yaymak birde dayatarak genelleştirmek istenince Cihad,ta olur,TALANDA olur.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili MaviOlmayanGökyüzü ;

 

Öncelikle İslam da ''Her Erkeğe Dört Kadın'' diye bir Şey Yoktur.

Böyle ve Benzeri Söz ve İfadeleri Üretenler ise, Kesinlikle Art Niyet li ve Menfi Kişiler dir.

 

Yalnızca Şöyle Bir Hakikat ten Söz Edilebilinir.

 

İslam da '' Ruhsat ve İcazet '' ve '' Emir ve Hüküm '' Kavramları Sürekli birbirine Karıştırılır,

ve Büyük Hatalar ile Sonuçlanacak polemik ve Tartışmalar a Girilir.

 

Evet. Emir ve Hüküm Ayrıdır. Ruhsat ve İcazet i Ayrıdır.

 

Kısaca Özetlemeye Çalışmak Gerekirse ;

 

Emir ve Hüküm ; İslam ın Şart ve Koşul Olarak İleri Sürdüğü Tüm Prensiplerdir. Dışına Çıkmak Men Edilir.

Yani Aksi Durumlar da Cezai Müyeddie Uygulanır.

 

Bu Hüküm ve Emirler konu Edilirken Tabii ki, ''İslam da Yaşam Tarzı Bu Şekilde Belirleniyor'' Denilebilir.

 

Lakin Ruhsat ve İcazet ise Böyle Değildir, Farklıdır.

Ruhsat İslam da Bir Olgu nun Uygun Olup Olmadığı Konusunda Kesin Hükümler le Sınırlandırılmamış, Lakin Yapılması Men de Edilmemiş Durumlardır.

 

Yani İslam hiçbir Şekilde Bir Ruhsat Mesele si için Mutlaka Böyle Yapınız ya da Şöyle Yapmayınız Demez.

Ya Ne Der ? ; Yapılması Bir Suç Teşkil Etmemektedir, Yani Müsaade Verilebilir Der.

 

İşte İslam da Birden Çok Dini Nikah Nasıl Kıyılabilir ? Sorusunun Yanıtı Buradadır.

 

İslam Birden Çok Dini Nikah Yapmayı, Emretmez ya da Tavsiye Etmez.

Yalnızca Yapılabilmesi Din en Günah Sayılamaz Der.

 

ve Dileyen Dilediği Gibi Nikah Kıyar, Evlenir. tabii ki İslam Buna da Bir sınır getirmiş ve en fazla Dört Evliliğe Müsaade Vermiştir.

 

Şimdi Konu Daha İyi Anlaşılabilmiştir Umarım.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

 

Değerli arkadaşım,aslında sormak istediğim mahkemelerde ki şahitlik durumuyla ilgili!Yanlış bilmiyorsam 1 erkeğe 2 kadın şahitliği vardı.Tabi bunu dün 4 diye yazmışım,özür dilerim eksiklik olarak kabul edin.Sorumu yanlış sorunca bu konuda da bilgi edindim.Yanlış anlamadıysam;bu bir emir değil sadece müsadeyle ilgili.Ama yinede bu bana biraz olmaması gereken gibi geldi.Mahkemelerde ki ve evliliklerde ki bu durumu tam olarak anlayamadım.Sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşım,aslında sormak istediğim mahkemelerde ki şahitlik durumuyla ilgili!Yanlış bilmiyorsam 1 erkeğe 2 kadın şahitliği vardı.Tabi bunu dün 4 diye yazmışım,özür dilerim eksiklik olarak kabul edin.Sorumu yanlış sorunca bu konuda da bilgi edindim.Yanlış anlamadıysam;bu bir emir değil sadece müsadeyle ilgili.Ama yinede bu bana biraz olmaması gereken gibi geldi.Mahkemelerde ki ve evliliklerde ki bu durumu tam olarak anlayamadım.Sevgiler...

 

Ha birde olayın müsaade yönü çıktı öyle mi?

Emir değil ama müsaade...

 

Ne anlamda müsaade?

Şöyle birşey mi olmuş:

"Biz bir mahkeme yapacağız!"

"Eeee!"

"Hangi cinsten kaç şahit alalım diyecektik!"

"Ben o işe karışmam, sen bana niyetini söyle bende müsaade edeyim!"

"Ben diyorum ki 1 erkeğe 2 kadın eşit olsun!"

"Niye?" (Tanrı'nın "Niye?" diye sorması yerinde bir davranış mı bilemem ama sordu farzedelim!)

"Ya çünkü kadındır, aklı hafiftir, erkek kadar da güvenilir değildir, iki kadın olursa en azından birisi diğerini tasdikler."

"Peki erkeklerin güvenilir olduğunu nereden biliyorsun?"

"Öyle işte, erkektir, evinin direğidir, zaten kadında onun kaburgasından yaratılmadı mı? Veriver işte bu müsaadeyi!?"

"İyi o zaman ama bak ben emretmedim ha aklında olsun, ben sadece müsaade verdim. Ne de olsa Tanrı'yız dediysekte herşeyi ben yaratamıyorum, bazen sadece müsaade verebiliyorum. Bu hükmü siz yarattınız, benim mantığımı bile aştınız, bende müsaade ettim..."

 

Bu mudur müsaade dediğiniz?

Yapmayın rica ederim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ha birde olayın müsaade yönü çıktı öyle mi?

Emir değil ama müsaade...

 

Ne anlamda müsaade?

Şöyle birşey mi olmuş:

"Biz bir mahkeme yapacağız!"

"Eeee!"

"Hangi cinsten kaç şahit alalım diyecektik!"

"Ben o işe karışmam, sen bana niyetini söyle bende müsaade edeyim!"

"Ben diyorum ki 1 erkeğe 2 kadın eşit olsun!"

"Niye?" (Tanrı'nın "Niye?" diye sorması yerinde bir davranış mı bilemem ama sordu farzedelim!)

"Ya çünkü kadındır, aklı hafiftir, erkek kadar da güvenilir değildir, iki kadın olursa en azından birisi diğerini tasdikler."

"Peki erkeklerin güvenilir olduğunu nereden biliyorsun?"

"Öyle işte, erkektir, evinin direğidir, zaten kadında onun kaburgasından yaratılmadı mı? Veriver işte bu müsaadeyi!?"

"İyi o zaman ama bak ben emretmedim ha aklında olsun, ben sadece müsaade verdim. Ne de olsa Tanrı'yız dediysekte herşeyi ben yaratamıyorum, bazen sadece müsaade verebiliyorum. Bu hükmü siz yarattınız, benim mantığımı bile aştınız, bende müsaade ettim..."

 

Bu mudur müsaade dediğiniz?

Yapmayın rica ederim...

 

Zaten bende bunu anlamak için sormuştum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten bende bunu anlamak için sormuştum.

 

Hımmm...

Peki anladığın nedir?

 

Ben müsaade diye birşeyin olamayacağını düşünüyorum.

 

Mesela askeriye gibi düşünün...

Komutanın huzurundan ayrılmak için izin istediniz diyelim,

Komutan size müsaade yani izin verdi...

Aslında bu bir emirdir...

Komutan size "Çıkabilirsin" dediği andan itibaren

"Yaa yok, vazgeçtim, ben kalayım ve babuş!" diyemezsiniz...

 

Ya da şöyle düşün:

Askere giderken imzaladığımız belgelerden birisinde, 3 aylık gönüllü askerlik yaptığımız yazar.

Bunu biz imzalamışızdır, yani üç daha fazladan seve seve, gönülden askerlik yapacaksınızdır...

Güya gönülden...

Aslında emir...

 

Mesela seçmeli dersleri de öyle düşünebiliriz.

Her sene mutlaka iki ders seçmek zorundaydık ve zaten seçmeli olarak toplam iki ders vardı.

Tercih mi yoksa zorunluluk mu?

Adı üzerinde seçmeli...

 

Tanrı'nın müsaadesi de böyle...

Yiyorsa çıkın o zaman iki kadının bir erkek şahit değerinde olması MÜSAADE'sinden...

Hadi!!!

Kur'an-da yazıyor...

Bir tane ayeti dahi reddetsen, inkardır, dinden çıkarsın...

Tanrı iki kadın = bir erkek demiş, var mı daha ötesi?

Daha iyi mi bileceksin Tanrı'dan?

 

Şimdi tekrar soruyorum:

Anladığınız nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Hımmm...

Peki anladığın nedir?

 

Ben müsaade diye birşeyin olamayacağını düşünüyorum.

 

Mesela askeriye gibi düşünün...

Komutanın huzurundan ayrılmak için izin istediniz diyelim,

Komutan size müsaade yani izin verdi...

Aslında bu bir emirdir...

Komutan size "Çıkabilirsin" dediği andan itibaren

"Yaa yok, vazgeçtim, ben kalayım ve babuş!" diyemezsiniz...

 

Ya da şöyle düşün:

Askere giderken imzaladığımız belgelerden birisinde, 3 aylık gönüllü askerlik yaptığımız yazar.

Bunu biz imzalamışızdır, yani üç daha fazladan seve seve, gönülden askerlik yapacaksınızdır...

Güya gönülden...

Aslında emir...

 

Mesela seçmeli dersleri de öyle düşünebiliriz.

Her sene mutlaka iki ders seçmek zorundaydık ve zaten seçmeli olarak toplam iki ders vardı.

Tercih mi yoksa zorunluluk mu?

Adı üzerinde seçmeli...

 

Tanrı'nın müsaadesi de böyle...

Yiyorsa çıkın o zaman iki kadının bir erkek şahit değerinde olması MÜSAADE'sinden...

Hadi!!!

Kur'an-da yazıyor...

Bir tane ayeti dahi reddetsen, inkardır, dinden çıkarsın...

Tanrı iki kadın = bir erkek demiş, var mı daha ötesi?

Daha iyi mi bileceksin Tanrı'dan?

 

Şimdi tekrar soruyorum:

Anladığınız nedir?

 

Benim birşey anladığım yoktu.Anlamaya çalışıyorum sadece!Bakın bunları okurken sizi,başkalarını okurken onları anlamaya çalışyorum.Anlatacaklarınız varsa anlamaya,okumaya devam edeceğim.Saygılar!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bazı arkadaşlar, olaylara ne kadar yanlı bakıyorlar, şaşırıyorum doğrusu.

 

şu islamiyetin kadını ikinci sınıf insan gibi gördüğü önyargısını da lütfen artık bırakın. islamiyetten önceki devirlerde kadına ikinci sınıf insan muamelesi dahi bile yapmayan zihniyetler, şimdi islamın kadın anlayışını eleştiriyorlar. isterseniz birkaç örnek verelim.

 

Eski Yunan medeniyetinde kadın, bir mal gibi alınıp satılır, boşanma ve miras hakkı yoktur. hürriyeti kocasının elindedir.

 

Roma medeniyetinde baba; kız çocuklarını kabul etmemekte serbestti, isterse satabilirdi. kadınlar vatandaş bile sayılmıyordu.

 

Eski Mısırda, Firavunlar miras paylaşılmasın diye kardeşleriyle evlenirlerdi. çoğu zaman halk da böyle yapardı.

 

Eski Çinde kadın insan değildi, ona isim verilmezdi. bir iki diye numara ile çağırılırdı.

 

bu örnekleri uzatabilirim ama fazla vaktini almak istemiyorum.

 

gelelim islamiyette kadına. islamiyette erkeğe verilen her hak kadına da verilmiştir. ama erkek ve kadının biyolojik, fiziksel ve duygusal yapılarının farklılığını da kabul etmek gerekir. ama bu kadına zannedildiği gibi bir eksiklik vermez. bu bağlamda kadın erkek eşitliğinden değil, kadın erkek adaletinden bahsedebiliriz. çünkü kadın ve erkek eşit değildir. bir çok yönden farklılıklar arzederler. günümüz zihniyetlerinin 'kadın-erkek eşitliği' bilinci altında kadına taşıyabileceğinden çok daha fazla yük yükledikleri, onları her alanda erkeklerle yarışmak gibi bir duruma getirdikleri aşikardır. ama ayet ve hadislerle belirtildiği gibi "kadın erkek birbirini tamamlayıcıdırlar" ikisini de tek başına düşünemeyiz. kadınlardan erkek gibi çalışmasını, ev geçimini sağlamasını, erkeklerden de çocuk yetiştirmelerini bekleyemeyiz heralde.

 

gelelim şahitlik mevzuuna.. Kuranda şahitlik ayetlerinin çoğunluğu cinsiyete vurgu yapmaz. aksini iddia edenlerde art niyet aranabilir ancak. hatta bazı ayetlerde sözüne güvenilir kadın ve erkeğin şahitliği eşit kabul edilmiştir.

sadece bir ayette cinsiyat ayrımı yapılır. bu ayet bir borç ayetidir.

 

"Ey İnananlar! Birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. İçinizden bir katip doğru olarak yazsın; katip onu Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Borçlu olan da yazdırsın, Rabbi olan Allah'tan sakınsın, ondan bir şey eksiltmesin. Eğer borçlu, aptal veya aciz, ya da yazdıramıyacak durumda ise, velisi, doğru olarak yazdırsın. Erkeklerinizden iki şahid tutun; eğer iki erkek bulunmazsa, şahidlerden razı olacağınız bir erkek, biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir............."

 

görüldüğü gibi bir borç ayeti ve bir erkeğe iki kadın şahit olması gerekir diye bir durum yok. unuttuğu takdirde hatırlatması, yardımcı olması için bir kadın şahit daha olması belirtilmiş. kadın illa unutur ve yanlış hatırlar diye bir ibare de yoktur. "unutursa" denmektedir. bunun sebebi de toplamlarda kadınların ticaretle ve parayla fazla ilgilenmedikleri ve bu konuya vakıf olmadıklarıdır. bu yüzden iş konularında hatırlatmaya ihtiyaç duyabilirler ki ayrıca eğer bir kadın şahitin hatırlatmaya ihtiyacı yoksa, unutmamışsa diğer şahite de gerek yoktur. ve yine şahitlikler eşittir.

 

bu ayetten kadının cins yönünden alçak olduğu ibaresi nasıl çıkartılabilir?

 

ayrıca kadınları ilgilendiren durumlarda erkeğe ihtiyaç duyulmaksızın sadece kadınların şahitlikleri geçerli görülmüştür.

 

 

dört eş konusuna da değinelim...

islamiyet dört evliliği bir farz gibi emretmez. aksine Kuran erkeğe tek eşle evliliği tavsiye etmektedir. dört eşle evliliğin tavsiye edildiği tek bir ayet yoktur.

bu konuda şahitlik konusu gibi çarptırılmaktadır. sanki her erkek keyfi olarak dört kadınla evlenebilir gibi aktarılmaktadır. birden fazla kadınla evlilik zaruri durumlarda ancak meşru kılınmıştır.

eğer kadın evlenirken kocasına "benden başkasıyla evlenmeni istemiyorum" der ve erkek de bunu kabul ederse, bir başka kadınla evlenemez.

belirttiğimiz gibi dört kadınla evlilik bazı şartlara bağlıdır.

* mesela bir savaş durumunda erkeklerin çoğu savaşa gittiğinden sayılarında azalma olmuşsa, ülkede kadınlar çok fazla erkekler de çok azsa. şimdi bu durumda her erkek bir kadınla evlense, sayısı fazla olan diğer kadınlar ne yapacak. zina ya da fuhuş mu? 1. dünya savaşından sonra almanya ve fransa da olduğu gibi (medeni kanun buna bir çare bulamamıştır)

* hanımından izin alması

*eşlerin geçimini sağlayabilme

* eşler arasında kesin bir adaletle davranma

 

bu şartlardan en az birinin olması ve ilk hanımın izin vermesi gerekir. yoksa ikinci eş kesinlikle yasaktır.

 

bu şartlar vuku bulmadıkça zaten çok eşlilik yapılamaz. aslında derine inildiğinde, bu kuralın kadınları koruyan bir yönü olduğu da anlaşılacaktır. zira avrupa toplumlarına bir bakalım (türkiyede de yaygınlaşmakta olan bir durum) erkeğin bir evliliği var. tabi bu görünen, resmiyetteki yüzü. ama gayrı meşru birçok ilişkisi olan insanlar var. şimdi bu kadınların toplumda düştükleri durum, evli olduğu kadının aldatılması durumu, çocukların hele hele gayrı meşru ilişkilerden olan çocukların toplumda düşecekleri durum... eşinin dışındaki kadının hiçbir resmi hakkı yok. çocuklarının (babaları kabul etmedikçe -ki örnekleri çok fazla-) soyadları yok, miras hakları yok.. böyle bir durum mu daha iyi??

maalesef günümüz medeni insanları islamiyetin bu kuralını gericilik, yobazlık olarak nitelendiriken, metres hayatını pekala kabullenebiliyorlar.

İSLAMİYET TEK EŞ TAVSİYE EDER. ANCAK ŞARTLAR DEĞİŞİRSE İKİNCİ EŞE İZİN VERİR. bu da hem kadını hem gayrı meşru doğma durumu olan çocukları hem de aile hayatını korumak içindir...

 

selametle....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bazı arkadaşlar, olaylara ne kadar yanlı bakıyorlar, şaşırıyorum doğrusu.

 

şu islamiyetin kadını ikinci sınıf insan gibi gördüğü önyargısını da lütfen artık bırakın. islamiyetten önceki devirlerde kadına ikinci sınıf insan muamelesi dahi bile yapmayan zihniyetler, şimdi islamın kadın anlayışını eleştiriyorlar. isterseniz birkaç örnek verelim.

 

Eski Yunan medeniyetinde kadın, bir mal gibi alınıp satılır, boşanma ve miras hakkı yoktur. hürriyeti kocasının elindedir.

 

Roma medeniyetinde baba; kız çocuklarını kabul etmemekte serbestti, isterse satabilirdi. kadınlar vatandaş bile sayılmıyordu.

 

Eski Mısırda, Firavunlar miras paylaşılmasın diye kardeşleriyle evlenirlerdi. çoğu zaman halk da böyle yapardı.

 

Eski Çinde kadın insan değildi, ona isim verilmezdi. bir iki diye numara ile çağırılırdı.

 

bu örnekleri uzatabilirim ama fazla vaktini almak istemiyorum.

Yoo yoo, al vaktimizi...

Mesela İslam'dan önceki Türklere gel...

Onların kadınlara bakış açısı nasılmış...

 

Mesela bir erkek, dört kadın alabiliyor muymuş...

Mesela Hakan'dan sonra en yetkili kişi Karısı mıymış yoksa İslam Devletlerindeki gibi Erkek olmak zorunda olan bir vekil miymiş...

Mesela miras paylaşımı kadına ve erkeğe nasılmış, denk miymiş...

Mesela bir kadın bir erkeğe eşit miymiş...

 

Ya hu "İlahi" olduğunu söylediğin bir emirden bahsediyorsun...

Tanrı madem o kadar evrenseldi, kadın ile erkeğin eşit olduğunu mu bilemedi?

 

Yoksa şöyle mi dedi:

"Ya hu nasılsa diğe toplumlarda kadınla erkek eşit değil (Tanrı Türklerin kadınlara bakışını bilmediği için öyle sanıyor), ben biraz kıyak geçeyim de iki kadını bir erkeğe eşit kılayım. Nasılsa aradan 1500 yıl geçip 2008 yılının Temmuz ayına gelinse bile hala kadınlarla erkekler eşit olamayacaklar. Hala iki kadın bir erkeğe eşit olacak. Ne de olsa evrenselim ben"

 

Ama bak, bugün artık kadınlarla erkekler eşit...

Yani insanoğlu, Tanrı'dan daha adil bir yasa koyabiliyor...

 

Sence hangisi geçerli:

İki kadının bir erkeğe eşit olması mı?

Yoksa bir kadının bir erkeğe eşit olması mı?

 

En güzel ikisine de kadın ya da erkek gözü ile değil de "İnsan" gözü ile bakılması mı?

İnancınız hiçbir zaman insan gözü ile bakmamış...

Hep "Kadın" yani "Öteki" gözü ile bakmış.

O yüzden onları kapattırıyor, o yüzden erkekten düşük görüyor...

Bunu görebilmek o kadar zor değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yoo yoo, al vaktimizi...

 

böyle diyorsun ama görüyorum ki yazıyı hiç okumamışsın bile, ya da okuduklarını anlayamamışsın.

 

Ama bak, bugün artık kadınlarla erkekler eşit...

Yani insanoğlu, Tanrı'dan daha adil bir yasa koyabiliyor...

 

nasıl bir eşitlik bu bahsettiğiniz. nasıl kadın erkeğe eşit olabilir ki. ne açıdan?

belirtmiştim ama okumadığınız için tekrar yazayım. kadın erkek eşitliğinden değil ancak adaletinden bahsedebiliriz. kadın ve erkek ancak birbirlerini tamamlayıcı unsur olabilirler.

 

ayrıca birden fazla eşler için gerekli özel durum ve şartları belirttim yazıda. o da dikkatinizden kaçtı sanırım...

 

Sence hangisi geçerli:

İki kadının bir erkeğe eşit olması mı?

Yoksa bir kadının bir erkeğe eşit olması mı?

 

kardeşim nerde iki kadın bir erkeğe eşitmiş, söyler misin? bunun sadece bir ayette geçtiğini belirttik yukarda. tekrar oku istersen. çünkü işinize geldiği gibi anlıyorsunuz.

 

En güzel ikisine de kadın ya da erkek gözü ile değil de "İnsan" gözü ile bakılması mı?

İnancınız hiçbir zaman insan gözü ile bakmamış...

Hep "Kadın" yani "Öteki" gözü ile bakmış.

O yüzden onları kapattırıyor, o yüzden erkekten düşük görüyor...

Bunu görebilmek o kadar zor değil...

 

evet kardeşim, zor değil ve emin ol biz görebiliyoruz. ama farklı pencerelerden baktığımız kesin.

Kuranda birçok ayet "ey insanlar" "ey iman edenler" diye başlar. yani cinsiyet ayrımı belirtilmez. Kuranın da muhatabı insandır. inancımızın insan gözü ile bakmadığını nerden çıkardınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bazı arkadaşlar, olaylara ne kadar yanlı bakıyorlar, şaşırıyorum doğrusu.

 

Evet. Bizde şaşıyoruz. :unsure:

 

şu islamiyetin kadını ikinci sınıf insan gibi gördüğü önyargısını da lütfen artık bırakın. islamiyetten önceki devirlerde...eski çinde...eski yunanda ..eskı mısaırda...cahiliye devrinede

 

Sizde islamiyeti kendisinden daha eski devirlerle karşılaştırarak haklı çıkarma çabanızdan vazgeçiniz.

Sizin dininiz gelmiş geçmiş tüm ÇAĞLARA ŞUMUL değilmiydi yoksa. Arada birde bu çağla karşılaştırın bakalım.

 

Çağımızda aciz kulların yaptığı kanunlar , Allahın gönderdiği Kurandan daha medini , mantıksal ve İNSANCIL dır. (TC kanunları ve Insan Hakları evrensel bildirgesi )

Bide buna tarafsız bakınız.

 

çünkü kadın ve erkek eşit değildir.

Yuk kaldırmada ve cocuk dogurmada yada gundelık ıslerde demıyoruz zaten. BIREY OLARAK esıtlıkten. KANUN karsısındakı esıtlıkten bahsedıyoruz.

Sız hala , kac kılo yuk tasırdasınız.

Gunluk hayattakı ısgorme farkılılıklarını , Kuranın kadını IKINCI sınıf goremesıne , makul acıklama olarak getıremez sınız.

Kanun onunde BIREY olarak esıtlıkten bahsediyoruz.

 

....eğer iki erkek bulunmazsa, şahidlerden razı olacağınız bir erkek, biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir....(ayet bu ) Aradaşımızın ayetten anladığı ise bu....görüldüğü gibi bir borç ayeti ve bir erkeğe iki kadın şahit olması gerekir diye bir durum yok. unuttuğu takdirde hatırlatması, yardımcı olması için bir kadın şahit daha olması belirtilmiş. kadın illa unutur ve yanlış hatırlar diye bir ibare de yoktur

 

Bu cumleye verecek cevap bulamadım. Sadece helal olsun. Bu kadarda olmaz dıyorum.

 

Devam ediyoruz.

 

dört eşle evliliğin tavsiye edildiği tek bir ayet yoktur.

 

Nisa Suresı 3. Eğer, yetim kızlar hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.

 

4 evliliği TAVSİYE eden ayet varmış.!!!!!!!!!!!!!!! Bir tek ayet yoktur demeyınız.

 

 

Tek eş alma durumuu da... CARİYELERLE İDARE EDİN kavramı ıle bırlıkte sunmus.

Neymiş. Tek olmazda ... Olursa.. Carıyenız var ya canım... Onlarla ıdare edın dıyor.

 

 

bu şartlardan en az birinin olması ve ilk hanımın izin vermesi gerekir. yoksa ikinci eş kesinlikle yasaktır.

 

Bu sozunuzu destekler TEK bır ayet bulabılır mısınız. İKİNCİ EŞ KESINLIKLE YASAKTIR dıyen.

Hadi bakalım. Bi ayet te siz yazınız.

 

 

Saygılar.

Taklamakan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çağımızda aciz kulların yaptığı kanunlar , Allahın gönderdiği Kurandan daha medini , mantıksal ve İNSANCIL dır. (TC kanunları ve Insan Hakları evrensel bildirgesi )

Bide buna tarafsız bakınız.

 

Teşekkürler Taklamakan. Çok güzel bir cümle, eline sağlık...

 

Aslında Kuran kurallarının bu kadar sıkı sıkıya uyulmasındaki etkenlerden birisi de kadın-erkek eşitliğini hiçe saymasıdır. Erkeklerin işine gelir bu: örneğin çok eşlilik. Eee, zavallı kadınımız ne yapsın? Zaten ataerkil toplumda yetişmiş. Ezik ve bastırılmış. Çabucak kabul edebilecek pozisyonda. Erkekler de bunun getirisini çok çok iyi biliyor.

 

Söyletmeyin dincilerin yaşanmış gerçek hikayelerini burada bana! (Gerçi onlar gerçek müslüman değil diyeceksiniz ya :) )

 

Selamlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nasıl bir eşitlik bu bahsettiğiniz. nasıl kadın erkeğe eşit olabilir ki. ne açıdan?

Hukuk "Güçlü-Güçsüz" ayrımı yapmaz Hanımefendi...

Hukuk karşısında herkes "İnsandır".

Aklı başında olan her insan ister şahitlik olsun ister başka bir uygulama olsun, hukukta birbirine eşittir.

Kadın ile Erkek birbirine eşittir.

 

Peki Eşit değilse nedir?

Bunu cevaplar mısınız?

Kadın ile Erkeği birbirinden ayıran hakları nelerdir, söyler misiniz lütfen?

Konuyu daha da açıklığa kavuşturalım.

belirtmiştim ama okumadığınız için tekrar yazayım. kadın erkek eşitliğinden değil ancak adaletinden bahsedebiliriz. kadın ve erkek ancak birbirlerini tamamlayıcı unsur olabilirler.

Öyle birşey yok...

Kadınla erkeğin birbirini tamamladığı düşüncesi, herkesin bir diğer yarısının olduğu hurafesine dayanır.

Kadında erkekte tek başlarına birer bireydirler.

Birisinin diğerine öyle sandığınız gibi ihtiyacı yoktur.

Bir eş sahibi olmak tercih meselesidir.

Adalet dediğiniz şey zaten Eşitliği sağlayıcı bir unsurdur ve bu yüzden şu yukarıdaki önermeniz oldukça mantıksızdır.

Adalat eşitliği sağlayamıyorsa, adalet değildir.

Kafanıza göre anlamlar yüklemeyin terimlere.

ayrıca birden fazla eşler için gerekli özel durum ve şartları belirttim yazıda. o da dikkatinizden kaçtı sanırım...

Kur'an-da gerekli özel durumlar ve şartlar yoktur.

Gerekli Özel durumlar ve şartlar, bu emri meşrulatırmak için ortaya atılmıştır.

Ha o zamanki ortama uygun mudur?

Evet, Arap Kültürüne uygundur...

Ama mesela Türklere değil...

Siz kocanız "Aa bak bu kadın çok fakir, bakıma muhtaç, onunda rızası var, alıvereyim kendime eş" dese razı gelecek misiniz?

"Ama Kur'an benim düşüncemi de önemsiyor" demeyin sakın, çünkü Kur'an-da öyle bir ifade de yok ne yazık ki...

 

Kocanız 3 tane kadın getiriverse, razı olacak mısınız?

Kur'an sizin razı olup olmamanızı önemsemiyor, sadece adama diyor ki "Hepsine adil davranabileceksen yap bunu"...

 

Kadının rızasının istendiği iddiası uydurmadır. Düşünsenize adamın üç karısı var ve dördüncüsünü alacak.

Referanduma mı başvuracak bu adam?

İkinci tur oylama mı yapacak?

kardeşim nerde iki kadın bir erkeğe eşitmiş, söyler misin? bunun sadece bir ayette geçtiğini belirttik yukarda. tekrar oku istersen. çünkü işinize geldiği gibi anlıyorsunuz.

Ya hu ne farkeder tek ayette geçmesi?

Sonuçta 2 kadın 1 erkeğe eşit koşulmuş değil mi?

Hemde nedeni neymiş?

Birisi yanlış söylerse, diğeri ona hatırlatsın diye...

Yani kadına olan güven yok bir kere, erkek söylerse daha doğru söyler hemde iki katı daha doğru!

Bu anlayış var.

Tek bir ayette geçiyor olması bu gerçeği değiştirmez, çünkü ifadesi bellidir.

evet kardeşim, zor değil ve emin ol biz görebiliyoruz. ama farklı pencerelerden baktığımız kesin.

Kuranda birçok ayet "ey insanlar" "ey iman edenler" diye başlar. yani cinsiyet ayrımı belirtilmez. Kuranın da muhatabı insandır. inancımızın insan gözü ile bakmadığını nerden çıkardınız.

Birçok ayete öyle başlamış olabilir, bu güzel birşey...

Ama birçok hükümde kadın aleyhinedir.

Örneğini tartıştık, tek başına bu bile yeter.

 

Kadın Peygamber gönderilmemesi de ayrı konudur...

Kadınların örtünmeye zorlanması da diğer konudur...

Bir erkeğin 4 kadın alabilmesi, kadının ise alamaması diğer bir eşitliksizliktir...

İki kadının bir erkeğe eşit olması da diğer bir haksızlıktır...

Erkeğe, kadını dövme hakkını vermesi de başka bir adaletsizliktir...

Kadını, erkeğin gönlünü hoş etmek için yaratılmış olarak görmesi de ayrı bir dumurdur...

Kadını, erkeğin tarlası olarak görmesi ve sanki şişme bir bebekmiş muamelesi ayrı bir hezimettir...

 

Ama dersen ki:

"Arap Kültüründe böyledir, o dönemde öyle gerekiyordu"

O zaman bunu desteklerim...

 

Ama dersen ki:

"Bu ifadeler bugün içinde evrenseldir"

İşte o zaman koskoca bir ünlem alırsınız benden...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hukuk "Güçlü-Güçsüz" ayrımı yapmaz Hanımefendi...

Hukuk karşısında herkes "İnsandır".

Aklı başında olan her insan ister şahitlik olsun ister başka bir uygulama olsun, hukukta birbirine eşittir.

Kadın ile Erkek birbirine eşittir.

 

Eline sağlık Tengeriin,

Yine döktürmüş ve bilgi ışığı saçmışsın... Teşekkürler :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir başka ortamda tartışmam olmuştu.

 

İslamdaki kadın erkek EŞİTSİZLİĞİNİ bir bayan savunmaya kalkımıştı.

 

Bir erkek olarak bende BUNUN YANLIŞ OLDUĞUNU kadın ve erkeğin eşit olduğunu savunmuştum.

 

Sanırım burada da aynı.

 

Erkekler illede kadın erkek eşit olmalı derken.

 

Bir bayan hayır diyor sanırım.

 

Sn Yarasa , Sn Tengeri Boşig ve Taklamakan , Kadın erkek eşittir derken. TARAFLI bakıylarlar herhalde.

 

Bunun tarafsız bakılma şekli nasıl ola ki.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yuk kaldırmada ve cocuk dogurmada yada gundelık ıslerde demıyoruz zaten. BIREY OLARAK esıtlıkten. KANUN karsısındakı esıtlıkten bahsedıyoruz.

Sız hala , kac kılo yuk tasırdasınız.

Gunluk hayattakı ısgorme farkılılıklarını , Kuranın kadını IKINCI sınıf goremesıne , makul acıklama olarak getıremez sınız.

Kanun onunde BIREY olarak esıtlıkten bahsediyoruz.

 

ben yaşamsal anlamdaki farklılıklarından bahsetmiştim. peki kardeşim, siz birey olarak eşitliklerinden bahsediyorsunuz, aynı eşitlikten kuranda bahsediyor.

 

Kadın ve erkek hukuk ve adalette eşittir:

"Kim bir kötülük (suç) işlerse, kendi mislinden başka ceza görmez. Erkek olsun, kadın olsun, kim de mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar içinde hesapsız rızıklandırılmak üzere cennete girerler."

 

 

Nisa Suresı 3. Eğer, yetim kızlar hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.

 

4 evliliği TAVSİYE eden ayet varmış.!!!!!!!!!!!!!!! Bir tek ayet yoktur demeyınız.

 

bu bir ruhsattır kardeşim, TAVSİYE DEĞİL. dört eş iyidir, dördünü birden nikahlayın manasını mı çıkardınız bu ayetten. Ki ayetin sonunda "... bir tane alın, bu sizin için daha hayırlıdır" diyor yani tek eşliliği tavsiye ediyor....

 

 

Bu sozunuzu destekler TEK bır ayet bulabılır mısınız. İKİNCİ EŞ KESINLIKLE YASAKTIR dıyen.

Hadi bakalım. Bi ayet te siz yazınız.

 

ikinci eş yasaktır diyen bir ayet yok. ben bunu yazının başında belirttiğim "kadının evlenirken ikinci eşi kabul etmemesi durumunu"na binaen yazmıştım. zira kadın bu şartı koşmuşsa evlenirken, erkek ikinci eşi alamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ha birde olayın müsaade yönü çıktı öyle mi?

Emir değil ama müsaade...

 

.

.

...

 

Sevgili TengeriinBoşig ;

 

Sayın MaviOlmayanGökyüzü, Yukarıda Yazdıklarım ın Hukuksal Konuda Değil ,

Evlilik Konusu Adına Beyan Edilmiş Olduğunu Anlayabildi .

 

Lakin Siz Yine Kendinize Özgü Biçimde Anlayamamış Oldunuz. Belkide Anlamak İstemediniz.

Artık Sizin için Hangisi Daha Uygun ise.

 

Lakin Merak Ettiğiniz ya da Öğrenmek İstediğüiniz Her Konuda Sorulabilecek Tüm Sorular ,

Tarafımızca Ehemmiyet Gösterilip Yanıtlanacaktır.

 

********

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gülemeftun siz ve diğer arkadaşlarınızın bu konuda yazdıklarını şimdi okudum,tek bir satırını bile kaçırmadan.İnanın ki ne diyeceğimi bile bilmiyorum.Gerek siz gerekse değerli forum arkadaşlarımız Tengerin boşiig ve Taklamakan, kendinize ait olan düşüncelerinizi o mkadar net ve seviyeli bir tartışma alanı içerisinde belitrmişsiniz ki!Ben herkesin ne demek istediğini çok iyi anladım,hepinize kendi adıma çok teşekkür ederim.Bir sorum daha var;ama neyse biraz ara vereyim sorularıma...sizleri çok yordum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bazı arkadaşlar, olaylara ne kadar yanlı bakıyorlar, şaşırıyorum doğrusu.

 

şu islamiyetin kadını ikinci sınıf insan gibi gördüğü önyargısını da lütfen artık bırakın. islamiyetten önceki devirlerde kadına ikinci sınıf insan muamelesi dahi bile yapmayan zihniyetler, şimdi islamın kadın anlayışını eleştiriyorlar. isterseniz birkaç örnek verelim.

.

.

....

 

 

Tebrikler Sevgili GüleMeftun.

 

Bu Ehemmiyetli Konunun Gölgelenmek ve Çarpıtılmak İstenen Gerçekleri ,

Ancak Bu Kadar Net ve Açık Biçimde Gün Işığına Çıkarılabilir ve Beyan Edilebilirdi...

 

Katkılarınız Adına Ayrıca Teşekkürlerimi Sunuyorum.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hukuk "Güçlü-Güçsüz" ayrımı yapmaz Hanımefendi...

Hukuk karşısında herkes "İnsandır".

Aklı başında olan her insan ister şahitlik olsun ister başka bir uygulama olsun, hukukta birbirine eşittir.

Kadın ile Erkek birbirine eşittir.

 

Peki Eşit değilse nedir?

Bunu cevaplar mısınız?

Kadın ile Erkeği birbirinden ayıran hakları nelerdir, söyler misiniz lütfen?

Konuyu daha da açıklığa kavuşturalım.

 

"erkeklik ve kadınlık gibi durumlarda ve değişik cinsiyette... Akıl ve anlayış gibi hususlarda ve farklı kabiliyette... Bilgi ve beceri konularındaki değişik seviye ve yetenekte olan insanları aynı kalıba koymak ve eşit saymak, hem yanlıştır hem de böyle mutlak bir eşitliği sağlamak zaten imkânsızdır. " benim bahsettiğim eşitsizlik bu yönde...

 

tabi ki hukuksal haklar anlamında eşittir kardeşim. lakin hukukta teoride güçlü-güçsüz ayrımı yapılmaz, ama bunun günümüz şartlarında ne kadar uygulandığı da sanırım ayrı bir tartışma konusu...

 

*Erkek ve kadın, sosyal hayatta ve hürriyette eşittir:

 

"Erkek ve kadın, salih amel işleyen mü'minleri, hiç şüphesiz güzel bir hayatla (huzur ve hürriyetle) yaşatırız ve iyi hallerinin ve hizmetlerinin karşılığını, en güzel biçimde veririz." ayeti bunu göstermektedir.

 

*Kadın ve erkek, temel insan haklarında ve insanlık onurunda eşittir:

 

"Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara işlemedikleri bir suç nedeniyle hakaret ve zahmet edenler (ve onların haklarına ve onurlarına tecavüze yeltenenler), gerçekten büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir" ayeti erkekler kadar, kadınların da temel haklarını ve onurlarını garanti etmektedir.

 

*Kadın ve erkek hem siyasette (seçme ve seçilmede), hem de toplumun ıslahı için ortak sorumlulukta eşittir:

 

"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler (birbirlerinin koruyucuları ve yöneticileridirler) iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar." Ayeti bu durumu haber vermektedir

 

 

Öyle birşey yok...

Kadınla erkeğin birbirini tamamladığı düşüncesi, herkesin bir diğer yarısının olduğu hurafesine dayanır.

Kadında erkekte tek başlarına birer bireydirler.

Birisinin diğerine öyle sandığınız gibi ihtiyacı yoktur.

Bir eş sahibi olmak tercih meselesidir.

Adalet dediğiniz şey zaten Eşitliği sağlayıcı bir unsurdur ve bu yüzden şu yukarıdaki önermeniz oldukça mantıksızdır.

Adalat eşitliği sağlayamıyorsa, adalet değildir.

Kafanıza göre anlamlar yüklemeyin terimlere.

 

sizin de bu önermeniz oldukça ilgin. kainatta herşeyin bir çifti vardır. bu anlamda kadın ve erkeğin bir çift olması da gayet mantıklıdır. eş seçimi elbette tercih meselesi. ama gelin görün ki ezici bir çoğunluk bir eş sahibi olmayı tercih eder. çünkü kimse bu hayatı tek başına yaşamak istemez. kendisine destek olacak, elinden tutacak bir eşe hem erkeğin hem de kadının ihtiyacı vardır.

 

 

 

Kocanız 3 tane kadın getiriverse, razı olacak mısınız?

Kur'an sizin razı olup olmamanızı önemsemiyor, sadece adama diyor ki "Hepsine adil davranabileceksen yap bunu"...

 

dini kaideleri dikkate alan bir eş zaten hanımı istemediği zaman ikinci bir eş getirmez. Ki kadın bunu evlenmeden önce şart olarakda sunabilir.

 

 

Ya hu ne farkeder tek ayette geçmesi?

Sonuçta 2 kadın 1 erkeğe eşit koşulmuş değil mi?

Hemde nedeni neymiş?

Birisi yanlış söylerse, diğeri ona hatırlatsın diye...

Yani kadına olan güven yok bir kere, erkek söylerse daha doğru söyler hemde iki katı daha doğru!

Bu anlayış var.

Tek bir ayette geçiyor olması bu gerçeği değiştirmez, çünkü ifadesi bellidir.

 

kardeşim, bu ayet bir borç ayetidir. tekrar belirtiyorum toplumda kadının ticari işlerle, para ve borç durumlarıyla fazla ilgilenmediği gözönünde bulundurularak "unutursa" ikinci bir kadın şahite başvurulabileceği söyleniyor.

bakınız; emzirme, özel haller gibi sadece kadınları ilgilendiren mevzularda kadınların şahitlikleri tek başına geçerli sayılmıştır. sizin mantığınıza göre bir erkeğin kalkıp ta "burda haksızlık var, tek kadının şahitliği meşru. bize haksızlık yapılıyor" diye bir iddia ortaya atması normal mi oluyor.

 

Birçok ayete öyle başlamış olabilir, bu güzel birşey...

Ama birçok hükümde kadın aleyhinedir.

Örneğini tartıştık, tek başına bu bile yeter.

 

Kadın Peygamber gönderilmemesi de ayrı konudur...

Kadınların örtünmeye zorlanması da diğer konudur...

Bir erkeğin 4 kadın alabilmesi, kadının ise alamaması diğer bir eşitliksizliktir...

İki kadının bir erkeğe eşit olması da diğer bir haksızlıktır...

Erkeğe, kadını dövme hakkını vermesi de başka bir adaletsizliktir...

Kadını, erkeğin gönlünü hoş etmek için yaratılmış olarak görmesi de ayrı bir dumurdur...

Kadını, erkeğin tarlası olarak görmesi ve sanki şişme bir bebekmiş muamelesi ayrı bir hezimettir...

 

 

kadının dört erkekle evlenmesi. bu da hayli ilginç bir durum olurdu. ben açıklama yapmasamda sizin düşündüğünüzde ne kadar saçma olduğu fikrine ulaşmanız pek zor olmasa gerek. ama yine de belirteyim. kadınların da birden fazla evliliği aynı anda yaptığı bir toplum düşünün. toplumlarda neseb esastır. herkesin soyu bellidir ve bu insanlar için önemli bir mevzudur. şimdi hamile kalan bir kadın çocuğun babası konusunda ne kadar net bir fikir sahibi olabilir. kişiler de bu durumdan ne kadar memnun kalırlar. bir çocuk üzerinde bütün eşler hak iddia ederse ne olacak. sadece bu sebep bile yeterli bu durumun garipliğini belirtmek için....

 

peygamberlik görevinin kadınlara verilmemesinin nedenleri bellidir. kadınlar yapı itibariyle nazik, duygusal ve çabuk kırılgan yapıdadırlar. peygamberlerin tarih boyunca risalet görevi için ne zorluklara, zulümlere dayandıkları barizdir. böyle bir görevi kadının yürütmesi oldukça zordur. ayrıca kadınların özel durumları ve hamile kalma olasılıkları da hesaba katılırsa nasıl yürütülebilinir peygamberlik görevi???? ayrıca erkek peygambere dahi inanmayan insanların kadınların neden peygamber olamadığı konusuna fazla takıldıklarını zannetmiyorum !!!!

 

kadınlar örtünmeye zorlanmaz kardeşim, bu bir gerekliliktir ve nitekim erkekler için de tesettürden söz edebiliriz. vücut hatlarını belli etmeyecek, dar olmayacak, göz almayacak vasıflarda giysiler hem erkek hem de kadınlar içindir. kadının haricen saçı da zinet sayıldığından bunu göstermesi de haramdır.

 

selametle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.