Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Oyhan Hasan Bıldırki

  • başlık
    12
  • yorum
    4
  • görüntü
    36.026

"AÇILIM SOFRASI", AÇILDI MI?


ohb

952 görüntü

Sabah, Bekir Bozdağ’ı dinledim. Çok da keyif aldım. Dediklerini tam anlayabilmek için daha sonra Ali Bulaç’ı okudum[1]. Kendisinin öneminden ötürü tırnak içine alıp gözümüze sokmak için ayrıca koyulaştırdığı “Kürt sorununun ulusallaştırılmış olması hasebiyle aynı zamanda bir uluslararası konu haline gelmiştir. Başından beri ABD, Avrupa ve bazı bölge ülkeleri soruna müdahildir.” sözleri, arife tarif gerektirmeyecek kadar açık değil mi?

Bahçeli, aynaya bakmadan konuşmaz. Şimdi de öyle yapıyor, tarih aynasında gördüklerini milletine açıklıyor.

Ali Bulaç, “açılımın perde arkasını” deşerken, Bahçeli’yi doğruluyor.

Doğru değil mi?

“Açılım dedikleri” ama bir türlü “açamadıkları ucube”ye, doğrusu ben de karşıyım.

Nedenini gelip de kimse bana sormadı. Ankara’daki milletin vekili olan bazı beyler, bütün işlerini bırakıp açılım davası için Ankara ile İstanbul arasında mekik dokuyorlar da bana sormadıkları gibi Diyarbakırlıya ve daha da ötekilere gidip “Ne var, ne yok?” diye sormuyorlar. Açılımsızlıktan rahatsız olan onlar değil mi?

Neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum ben de. İsterseniz satır satır yaşadıklarımızı sıralayıp ben de sorayım milletin vekili olan beylere. Olmaz mı?

Şükür, üstüme kayıtlı “arabam yok”. Bu yüzden geceleri uyur uyanık yatmıyorum. Ama “sokağa bırakılan yüzlerce arabanın kimler tarafından yakıldığını” biliyorum. Siz unuttunuz mu?

“Sarı, kırmızı, yeşil” bayraklar sallayanların kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Bir kilo tozla koca otobüs” alanların kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Akan kanlar dursun!”

Tamam da “kan akıtanlar”ın kim olduğunu siz unuttunuz mu?

Bizden istenen barışı, kimle, niçin yapacağız? “Barışı bozanlar”ın kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Yan yana yaşamak” diyenlerin, onlarla yan yana yaşayanların yaşadıklarını bildiklerini sanmıyorum. Batının en modern şehirlerinde bile yan yana yaşanan komşu bahçelerinde dalı kırılmadık, kesilmedik, meyvesi daha çiçekteyken tüketilmemiş olan hiçbir ağaca rastlayamazsınız. Bunu yapanların kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Ayaklı bankacılık yapıp ocaklar söndürenlerin” kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Kaymakçılar” hiç doyar mı?

“Dil, bayrak, özerklik” isteyenlerin kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Elektrik, su, yol, yeşil kart” ödemelerini kuruşu kuruşuna biz yapalım, sefasını onlar sürsün. İyi mi? Bu konudaki “rezalet perdesi”nin içinde rol alanların kim olduğunu siz unuttunuz mu?

“Aylıklarını ödediklerimizin” hakaretlerine katlanmak zorunda mıyız? Günaşırı çıktıkları beyaz camları kirletenlerin kim olduğunu siz unuttunuz mu?

Ama bir şeyi çok iyi biliyorum: “Açılım” diye ortalığı ayağa kaldıranların, memleketin önemli işlerini göz ardı edenlerin, “yan gelip yatanlar”ın, “açılım sofrası”nda nelerinin olduğunu bilmediklerini de biliyorum. Bilseydiler, şimdiye kadar çoktan soframıza çıkarırlar, hepimizi de buyur ederlerdi; beni de, seni de, onu da…

Biz aslında “muhteşem bir devlet”te yaşıyoruz. “Özgürlüğü kısıtlanmış, hapsedilmiş adamlar”ın bile her gün konuştuğu bir ülkede “Özgürlük yok!” diye çırpınanların yanında söyler misiniz bizim özgürlüğümüz nerede?

Ben, neye destek vereceğimi bir türlü anlayamadım. Siz anladınız mı? Anladıysanız bana da anlatın, ne olur.

“Dağa çıkanları ödüllendirdikçe”, daha sonra “dağa çıkacak” olanları engelleyebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Öyleyse, şimdiden söyleyeyim: Kendinize ve milletinize yazık ediyorsunuz!

Ha, az kaldı unutuyordum. Şu notu da bilgilerinize sunmalıyım. Kulağınıza küpe olsun, “Vehbi’nin kerrakesi”ni anlayasınız diye.

“Türkler asker ve savaşçı bir millet olarak tanınıyor. Onun için bir iki Türk vatandaşına Nobel barış Ödülü verilmesi ülkemizin alacağı…”[2]

Değer mi?

Üstesine üstlük, Nobel Barış Ödülü denilen şeyi biz, “Kurtuluş Şavaşı”mızda bile alamadık.

Ama Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk.

“En büyük ödülü”müze de sahip çıkmayalım mı?

 

Oyhan Hasan Bıldırki

 

[1] Bulaç Ali, Açılımın ABD Boyutu / Zaman Gazetesi 24 Ağustos 2009 Pazartesi

[2] Kula Erhun Prof. Dr., Kürt Açılımı ve Nobel Barış Ödülü / Zaman Gazetesi 24 Ağustos 2009 Pazartesi

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.