Duvak (2006) The Painted Veil

 

 

Özellikle ingilizce isminin güzelliği ile başlayayım. Oyunculuk olarak veya konu olarak çok zevk aldığımı söyleyemem ama Çin'de çekilen yörenin güzelliği sizi etkiliyecek. Ayrıca ikili ilişkilerde bazı noktaların nasıl gözden kaçtığını yakalayan bir film... Boş zamanınız varsa seyredin derin... Tarih: Çin ve İngiltere tabiki İngilterenin emperyalist sömürü düzenini göreceksiniz. Ayrıca filmden bir replic: 'Sometimes the greatest journey is the distance between two people' - En muhteşem yolculuk iki insan arasındaki mesafeyi katetmektir (Bazan)... Sadece bu cümle için bu film seyredilir demiştim.

Yönetmen: John Curran

Oyuncular: Naomi Watts,Edward Norton, Liev Schreiber, Toby Jones, Zoe Telford

 

 

Shunned by a husband (Edward Norton) who's more interested in his research, the simpleminded Kitty Fane (Naomi Watts) embarks on a quest for life fulfillment. Along the way, she ignites a passionate affair with a dashing womanizer (Liev Schreiber) and travels with her husband to the Far East, where she turns her attention to fighting the cholera epidemic. Diana Rigg co-stars in this period drama based on the novel by W. Somerset Maugham.

Director: John Curran

Cast: Naomi Watts,Edward Norton, Liev Schreiber, Toby Jones, Zoe Telford

 

 

Ben bu film için Sevgili Adminimizin "boş zamanınız varsa izleyin" sözünün yerine "izleyin" demeyi tercih ediyorum. Bu film benim tarzım filmlerden bir tanesi, defalarca izleyebilirim çünkü yavaş ilerleyen bunun gibi senaryolar beni yormuyor, boyle rahat ve sakin ve ayrıca huzurlu biçimde oturup koltuğumda izleyebiliyorum... İçimdeki enerjiyi durultan filmlerden birisiydi bu da... Bu ifade ne kadar doğru geliyor size bilmem, ama ben bir dolu enerjimle biraz da hareketli bir film izliyorsam, koltuktan diğer koltuğa, ordan yere, yerden sandalyeye, tekrar koltuğa şeklinde yerimde duramadan film izlemek zorunda kaldığımda film bittiğinde yorulmuş oluyorum... O nedenle boyle yavaştan yavaştan ilerleyen filmleri izlemek beni dinlendiriyor... Bu filmi öncelikli tercihim tabii ki Edward Norton'dur. Ona hayranlığım artık açık ve beyandır... Konusu itibariyle her ne kadar sevmeden evlendiği erkeğe yavaş yavaş aşık olan bir kadının hikayesiymiş gibi görünse de bence aslında kırılan bir kalbin almak istediği intikam arzusu bu filmi daha güzel tanımlamaktadır ve unutmadan eklemek isterim ki alınan intikam oldukça ince ve narin... Anlatım, oyunculuk, sahneler dupduru... su gibi... çekimlerin yapıldığı mekanlar çok güzel, etkileyici... Oyuncular senaryo için öyle uygun ki izleyince Dr. Fane'in yerine Edward Norton'dan, Mrs. Fane'i de Naomi Watts'dan başkası oynayamazmış gibi hissediyorsunuz (Ama zamanında Greto garbo'daoynamış yani oynayabiliyorlarmış )... Başlarda her ne kadar sıkıcıysa da devamında ekrana yapışıp kalma olasılığınız yüksek... Tek eleştirim bu filmin konusu ile ilgili olabilir... Konusu basit bir konu, ama dediğim gibi oyuncular, konunun işlenişi, manzaralar ve müzik