Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Ulusalcılık bugün Amerika'da neokonların en çok destekledikleri siyasi akım. Richard Perle gibi 'karanlıklar prensi' lakabıyla tanınmış ve ABD emperyalizmi adına ortada ne kalmışa onu temsil eden bir neokon bugün Türkiye'de askeri vesayet rejimin en ateşli savunucusu

 

 

WASHINGTON - Adalet ve Kalkınma Partisi'ni Amerikan emperyalizmin maşası olarak gören ulusalcı akım ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yakın çevreler acaba neden bu emperyazlimin en saldırgan ve seviyesiz yüzünü temsil eden ikinci sınıf neokonlara sempati duyuyorlar? Neden mesela Michael Rubin gibi üçüncü sınıf bir neokon askerlerimizin ve üniformasız paşalarımızın gözbebeği? İran'ı bile işgal etmek isteyen, Irak konusunda hâlâ ateşli propaganda yapan, gerçeklerden son derece kopuk ve Washington'da kimsenin ciddiye almadığı bu zat neden TSK'nın düzenlediği SAREM seminerlerinde alkışlanan bir konuşmacı?

Neden bazı çevreler bu tür insanları ciddiye alıyorlar? Hudson Enstitüsü gibi gene ikinci sınıf neokon bir araştırma enstitüsü neden generallerimizm rağbet ettiği bir yer? Neden SAREM ve Genelkurmay İkinci Başkanı son Washington ziyaretlerinde böyle bir araştırma enstitüsünü diğerlerine tercih ediyorlar? Amerikan emperyalizmine onurlu ulusal duruş böyle mi oluyor acaba? Ulusalcılık ve TSK neden kendine neokonların vülgar, çapsız ve saldırgan mekânlarında yandaş buluyor?

 

Ülkenin tezatları

Bunlar işte Türkiye'nin tezatları. Ulusalcılık bugün Amerika'da neokonların en çok destekledikleri siyasi akım. Adalet ve Kalkınma Partisi ise neokonların en çok çekindikleri parti. Michael Rubin'i geçelim. Richard Perle gibi 'karanlıklar prensi' lakabıyla tanınmış ve ABD emperyalizmi adına ortada ne kalmışa onu temsil eden bir neokon bugün Türkiye'de askeri vesayet rejimin en ateşli savunucusu. Neden acada bu zat ve zatlar TSK'ya methiyeler düzerken Adalet ve Kalkınma Partisi'ne ateş püskürüyorlar? Bütün bu sorulara verilecek basit bir yanıt var. Neokonlar Adalet ve Kalkınma Partisi'nden hoşlanmıyorlar çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Ortadoğu politikalarını istedikleri gibi kontrol ve manipüle edemiyorlar. Irak ve tezkere krizi onlar için ilk şok oldu. Hamas ziyareti ise ikinci şok. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin İsrail konusunda izlediği dengeli politika hiç mi hiç hoşlarına gitmiyor. Hele Ahmet Davutoğlu onlar için korkulu rüya gibi. Bu neokonların en aşırıları biliyorlar ki yarın bir gün İran'a saldırmak isterlerse Adalet ve Kalkınma Partisi'ne güvenemeyecekler.

O nedenle meşruiyetini demokraside değil, askerin vesayetinde arayan siyasi partilere daha yakınlar. Demokratik Türkiye değil oligarşik bir Ankara istiyorlar.

Neokon şahinlerin Adalet ve Kalkınma Partisi'nden hoşlanmıyor olmalarının ikinci bir nedeni Erdoğan hükümetinin Türkiye'yi son beş yılda Avrupa Birliği yörüngesine demirlemiş olması. Zira neokonların Adalet ve Kalkınma Partisi'nden daha çok nefret ettikleri bir şey varsa o da Avrupa Birliği. Richard Perle'ün başını çektiği neokonların en şahin kanadı, eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in 'eski Avrupa' diye tanımladığı Avrupa Birliği'ne hâlâ ateş püskürüyor. Onlara göre Avrupa Birliği haşarı bir çocuk. ABD'yi pek dinlemiyor. Bu neokonları en çok rahatsız eden nokta Irak, İran, Arap-İsrail davası gibi konularda Avrupa Birliği ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bakış açılarının uyuşuyor olması. Durum böyle olunca Richard Perle gibileri Türkiye'nin ABD etki alanından çıkmasından korkuyorlar ve Türkiye'nin AB'den uzaklaşmasını istiyorlar. Peki kendilerine Türkiye'de Avrupa Birliği düşmanı müttefik arayınca kimi buluyorlar? Tabii ki tıpkı onlar gibi Avrupa Birliği'nden nefret eden ulusalcıları.

Ulusalcılar böylece hem Avrupa Birliği karşıtlığı, hem de askerin siyaset üzerindeki rolü konusunda anlaştıkları neokonları doğal müteffikleri gibi görüyorlar. Şurası kesin: Richard Perle gibi neokonlar Türkiye'de askerin siviller üzerindeki üstünlüğünü savundukça bu ulusalcı-neokon ittifakı sağlam kalacak.

Üstelik şimdi bu ittifak Kuzey Irak konusunda da anlaşmaya başladı. Mesela geçenlerde katıldığım bir toplantıda hayret dolu bakışlar arasında Richard Perle Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini savundu. Hatta bu haklı girişime karşı çıktığı için Avrupa Birliği'ne çattı. Perle bütün konuşması boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Avrupa'yı kendi gizli amaçlari için kullandığını ima etti ve bunun çok tehlikeli olduğundan bahsetti. Biraz düşündükten sonra Perle'ün neden Türkiye'yi kuzey Irak tuzağına düşürmek istediğini anladım. Perle için Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini savunmak bir taşla iki kuş anlamına geliyordu. Kuzey Irak'a giren bir hem Türkiye'de Avrupa Birliği macerası sona erecek hem de askerin iç ve dış politikadaki tayin edici rolü artacaktı.

İki tutum

Perle ve Michael Rubin gibi daha da kalitesiz analistlerin neden ulusalcıların ve TSK nezdindeki şahin grupların gözünde bu kadar popüler olduklarını şimdi anlıyor musunuz? Amerika'da öyle bir neokon çevre var ki, bir yandan İran'a askeri saldırı planları yaparken öte yandan Türkiye'yi Kuzey Irak'a girmeye de teşvik ediyor.

Onlara göre iktidar partisi maşa değil 'tehlikeli' bir unsur. Türkiye'de demokrasi ve askeri vesayetin bitmesini istemiyorlar. İdeolojik müttefikleri de kendilerine 'ulusalcı' ve 'Atatürkçü' diyenler. Ülkede askeri vesayet isteyenleri ABD'de kimlerin desteklediğini doğru okumak ve deşifre etmek gerekiyor. Tabii eğer hâlâ Adalet ve Kalkınma Partisi, Washington'ın uşağı olduğu safsatasına inanmak istiyorsanız o başka...

 

Dr. Ömer Taşpınar: Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü

(Radikal Gazetesi)

 

Gönderi tarihi:

Türkiye'deki gruplaşmaları etkin küresel güç gruplaşmalarını anlamadan ele alırsak kalıplarda tıkalı kalır ve bir adım sonrasını hep "onlara" bırakırız...

 

Paylaşım için teşekkürler...

 

Saygılar...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

Neokonlar'i veya diger meshur ismiyle neo-cilginlari ABD icinde de durdurmak, cilginliklarina son vermek isteyen etkili bir cevre var. Turkiye'de secimi manipule etmeye yonelik tasarlanan oyunlarin son sahneleri bu cevrenin girisimiyle durdurulmustur. Hudson Enstitusu rezaleti bu yuzden desifre edilmistir. Hersey bu derece apacik ortadayken birilerinin hala AKP'nin Amerikanci, digerlerini ulusalci olduklarina inanmalari dusundurucu. Evet, AKP de Amerika'daki diger cevreden destek aliyor ama bunun temelinde neo-cilginlari dizginleme amaci yatiyor. Neokonlar ABD'de siyasal acidan gittikce guc kaybediyor. Turkiye uzerinde uygulamaya koyduklari senaryonun basarisiz olusu da bununla baglantili.

 

Avrupa'da, Almanya ve Fransa'daki sagci milliyetcilerin ABD Neokon ittifakina yakin duruslari da dikkatle izlendiginde, Zedan'in alintiladigi yazida gecen "Turkiye'nin AB'den uzaklastirilmasi" tezinin ne kadar yerinde bir tesbit oldugu gorulur. Her iki ulkenin de Turkiye'nin AB'ye girisinin onundeki en buyuk engeller olduklari bir gercek.

 

Gercekler ne kadar yuzumuze baksa da, gunumuzun manipulasyon araclarinin dusunme yetenegi uzerinde yaptigi tahribatlarin tamamiyle onune gecmek imkansiz. Ama herkes once AKP'nin %40 bandini zorlayan secim zaferine ve ardindan Amerika'da onumuzdeki secimde neo-cilginlarin tasfiyesine hazirlikli olmali.

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Pardon bir şey sorucam. Türkiye'de ABD tarafından desteklenen hareket AKP ve Fethullah Gülen hareketi değilmiydi ?

 

Türkiyede Yükselen "ulusalcı akım" la mücadele etmek ve önlemler almak için ABD'nin Ankara büyükelçisi ABD dışişlerine mektup yazmamışmıydı ?

 

ABD Türkiyede yükselen radikal "anti-amerikancılık" yüzünden ulusalcı akımları sorumlu göstermemişmiydi ?

 

28 Şubat'tan sonra, Türkiyeden kaçan milli görüşçüler ve tarikatçılar ABD'de soluğu almadılar mı ?

 

Ya merak ediyorum bazı yazarlar Erdoğan uzmanlığı yaparken balık hafızasınamı güveniyor insanların. "

 

Neoconlar aşırı milliyetçi o halde, Türkiyedeki ulusalcı akımları severler"

 

gibi dahiyane bir öngörünün mantığı ne. Neocon'luk sosyalistlik gibi enternasyonal bir değermi yani ?

 

ABD kendi topraklarında ulusalcılığı elbette sever. Ama egemenlik kurmak istediği coğrafyalarda milliyetçilik her zaman karşı olduğu ve mücadele etmesi gereken akımdır (faşist hareketleri kastetmiyorum).

 

Bir kere bazı arkadaşlarımızın kendi söylemleri kendileriyle çelişmektedir. ABD'nin Amerikancı olmadığı masalı için. ABD AKP'yi tam yönlendiremiyor gibi argümanlar kullandığınız zaman bunu baştan kabul ediyorsunuz demektir. Güdümünde olmayan bir siyasi hareketin "ABD nin istediklerini yapmakta performans sorunu yaşaması" gibi bir gündem olamaz değilmi.

 

 

Respektif, AKP ABD tarafından Neocon'ları dizginlemek için destekleniyor. AKP başarılı oldukça Neocon'la güçsüzleşecek gibi bir iddiaya sadece gülerim :)

 

ABD kendi iç siyasal mücadelelerini dış politikaya asla yansıtmayan. Dış politikada ülke içi siyasi aktörler arasında zerre fark bulunmayan bir devlet aygıtına sahiptir.

 

Demokratlar Afganistan'ı, Cumhuriyetçiler Irak'ı işgal etmişlerdir. Aralarında "Kürtaj yasağı" "eşcinsel evlilikleri" veyahutta birey haklarıyla ilgili nüans farkları olsada. Devletin temel ve dış politikalarında hiçbir farkları yoktur. Olsa bile bunu AKP üzerinden yapmazlar. Komik olmayalım.

Gönderi tarihi:

AKP geçtiğimiz dönemde ABD ye pek de yanaşmak istemeyip asıl desteğini AB den alma tavrı sergilemekteydi. Çünkü AB Kürt sorunu diye bastırıyordu, askeri vesayet rejimi diye bastırıyordu ve bu da AKP nin tam işine gelen konulardı. ABD ise rejimi filan umursamıyordu, ister cunta olsun, ister şeriat. ABD bunlarla ilgilenmez. ABD sadece güvenebileceği müttefik ister.

 

Demek AB den umudu kestiler, şimdi ABD yönetimi ile el ele verip orada neoconları, burada ulusalcıları iktidardan uzak tutacaklar öyle mi? Cyrano son derece haklı ve yerinde bir yorum getirmiş, buna gerçekten de sadece gülünür. ABD de neocon, oldcon bilmem ne dış siyaseti belirlemez. Her şey belli stratejik merkezlerce planlanır ve başkan dahi bu stratejilere göre hareket eder. Başkan ve tüm yönetim bu stratejilerin aktörleridir. Biri gelir, biri gider, politika aynı kalır.

 

Ben AKP nin ABD ne derse yapmaya hazır bir iktidar olduğunu düşünmüyorum, ama ABD nin AKP iktidarından hoşnut olduğu biliniyor. AKP nin asıl derdi AB desteğini almak. Çünkü AB üyeliği yolunda orduyu etkisizleştirme ve Kürt, İslamcı hakları genişletme planları yapıyor. Bu hesaplara girerse hata yapacaktır. Türkiye de ne Kürt sorunu vardır, ne din sorunu. Anayasal olarak bulunmayan ve uygulamada karşılaşılan pürüzleri demokratik olgunlaşmayla aşmak mümkünken, böyle yapay sorunlar yaratıp sonra da halletme yoluna gitmek, yapacağı en büyük hata olur.

 

Geçmişte olan olayları rövanşist bir tarzda günümüze taşıyıp Cumhuriyetimizin kuruluşunun rövanşına şimdi soyunmak gibi bir düşünceleri varsa bu düşünceyi hemen akıllarından çıkarmalarını tavsiye ederim. Bu tür bir düşünce bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.

 

Tabii ki küreselleşme, tabii ki global ilişkiler. Ama bizi biz biliriz, bizi ne ABD bilir, ne AB... Kimseyi karşımıza almadan, kimse ile çatışmadan ve global değerlerle çelişmeden siyaset yürütmektir marifet. İstanbul'da kaç otobüs yakıldı, Fransa'da benzer olaylar olduğunda Fransız polisi ne yapmıştı, herkes biliyor ve hatırlıyor. İran Kandil dağını bombalıyor, biz hala düşünüyoruz ne yapacağız diye...

 

Yazık oluyor bu ülkeye, incir çekirdeğini doldurmayan konular gündemin başında, Kürt diliyle eğitim hakkı çıkacakmış ta, başörtüsüyle üniversitede okunacakmış ta...

 

Karmaşa ve kaosun fitili ateşlenmeye çalışılıyor. Kürt diliyle eğitim olacaksa Laz, Çerses, Tatar, Gürcü... diliyle de eğitim olması gerekir. Başörtüyle üniversiteye girilecekse çarşafla, sakalla cübbeyle fesle sarıkla da girilir. Sonu var mı bunun?

 

Bu basiretsizlikten bir an önce uyanılmazsa bu gidişat vahim olur, akılların başa devşirilmesi gerek...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.