Φ swim Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Fuhşun medeniyet olarak sunulduğu, ihanetlerin, intiharların, sinir krizlerinin, panik atakların o muhitte daha çok yayıldığı görülünce geriye dönüşü medeniyetten geri dönüşmüş gibi görenler çıkış yolu da bulamayınca bunalıma girdiler. Halbuki göz koyduğu güzel kızı bir türlü elde edemeyen, her türlü yola başvuran adam, kıtlık yılında aç kalan kızın karın tokluğuna ona teslim olmayı kabul ettiğinde zinanın haram olduğu, kişilerin zor durumundan faydalanma durumu olduğunu hatırlayarak o güzel kıza yaklaşmaktan uzak duran ve her türlü ihtiyacını karşılıksız veren bir insandan haber verir sevgili peygamberimiz. (Buhari, İcare 12) İşçisinin ücretini zamanında vermeyen bir gecelik faizi almayı kar sayan, yetmiş milyonun hakkını hortumlayan, tüyü bitmedik yetimlerin hakkını yiyerek geçinen insanlara karşı sevgili peygamberimiz, değişime uğrayan bir Müslüman’dan haber verir: Yanında çalışan isçisinin ücretini vermek istediğinde “Sende dursun daha sonra alırım” diyerek ayrılan isçisinin ücretini onun adına çalıştıran ve bir gün ücretini almaya gelen isçiye “İste senin malın budur” diyerek yüz milyarlar değerinde mal gösteren işverene “Benim alacağım bu kadar değildi” dediğinde işveren, “Evet değildi ama ben senin paranı senin adına işlettim ve bu kadar oldu” der. (Buhari, Büyu’ 98) Hasta annesini, kötürüm babasını dünyanın en ağır yükü kabul eden çocuklar yanında sıhhatli olan ve çocuklarına muhtaç olmadığı gibi çocuğuna yardım eden anne ve babaları bile yanlarında istemeyen çağdaş medeni çocuklara karşı sevgili peygamberimiz örnek bir delikanlıdan haber verir. Anne ve babasına süt içirmek için odalarına girdiğinde onların uyuduğunu gören ve uyandıkları vakit içiririm diye başuçlarında sabaha kadar bekleyen delikanlıyı anlatır. (Müslim, zikr 100, hadis 2498) Kafir iken kız çocuğunu canlı canlı toprağa gömen, Müslüman olduktan sonra devlet başkanı olunca Fırat nehrinin üzerinden geçerken ayağı kırılan koyunun hakkını düşünerek yollardaki engelleri kaldıran Hz. Ömer’i o hale getiren İslam’dan uzak kalanlar günümüzde Fırat nehri kenarında gencecik delikanlılar gök ekin gibi biçilirken kılı kıpırdamıyor. Süleymaniye gibi Selimiye gibi şaheserleri yapan Mimar Sinan’ın iç dünyasında o güzelliklerin gelişmesini ve iç güzelliğinin kristalleşerek mimariye dönüşmesini sağlayan İslam inancından yoksun yetişenlerin yaptığı binalar, yapılırken dökülmeye başlıyor. Biricik yavrusunu uyuturken, yanık yüreğinden gelen ve tatlı diliyle yavrusunun kulağından onun gönül denizine sevgisini ve inancını akıtan, “Ninni demek âr olmaz Mü’min kalbi dar olmaz Ana şefkatsiz olmaz Uyu yavrum ninni” diyen annelerin imanından mahrum kalan acınası kadıncıklarımızın biraz kültürlüleri hastanelerde çocuklarını hastane atıklarının içine atıyorlar, o kadar kültüre sahip olamayanlar da çocuğu doğurup cami önüne bırakıyorlar. İki yılda bir milyon Müslüman öldüren katil Bush’ların o iç bunalımlarından kurtulması için harp meydanında hasmını yere serdiğinde yüzüne tüküren düşmanını öldürmekten vazgeçen, hasmı “Niçin beni öldürmedin?” dediğinde “sen dinime düşman olarak bizi öldürmek için geldin ve benimle savaştın. Ben de seni tam öldürecekken sen yüzüme tükürdün. Şimdi işin içine benim şahsi kinim de girdi. Şahsım için adam öldüremem” deyince o hasmının Müslüman olmasına sebep olan Hz. Ali’nin imanı lazım. Özetleyecek olursak, çağımızın bütün hastalıklarının tedavisi için İslâmî değişim gerekir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Fuhşun medeniyet olarak sunulduğu, ihanetlerin, intiharların, sinir krizlerinin, panik atakların o muhitte daha çok yayıldığı görülünce geriye dönüşü medeniyetten geri dönüşmüş gibi görenler çıkış yolu da bulamayınca bunalıma girdiler. Halbuki göz koyduğu güzel kızı bir türlü elde edemeyen, her türlü yola başvuran adam, kıtlık yılında aç kalan kızın karın tokluğuna ona teslim olmayı kabul ettiğinde zinanın haram olduğu, kişilerin zor durumundan faydalanma durumu olduğunu hatırlayarak o güzel kıza yaklaşmaktan uzak duran ve her türlü ihtiyacını karşılıksız veren bir insandan haber verir sevgili peygamberimiz. (Buhari, İcare 12) Babasını, kocasını, akrabalarını kestiği Cümeyriye'nin zor durumundan faydalanırken, daha sevdiklerin acısı yüreğindeyken onu koynuna alan sevgili peygamberinizin aklına gelmemiş mi bu uyduruk hikaye ? İşçisinin ücretini zamanında vermeyen bir gecelik faizi almayı kar sayan, yetmiş milyonun hakkını hortumlayan, tüyü bitmedik yetimlerin hakkını yiyerek geçinen insanlara karşı sevgili peygamberimiz, değişime uğrayan bir Müslüman?dan haber verir: Yanında çalışan isçisinin ücretini vermek istediğinde ?Sende dursun daha sonra alırım? diyerek ayrılan isçisinin ücretini onun adına çalıştıran ve bir gün ücretini almaya gelen isçiye ?İste senin malın budur? diyerek yüz milyarlar değerinde mal gösteren işverene ?Benim alacağım bu kadar değildi? dediğinde işveren, ?Evet değildi ama ben senin paranı senin adına işlettim ve bu kadar oldu? der. (Buhari, Büyu? 98) Hasta annesini, kötürüm babasını dünyanın en ağır yükü kabul eden çocuklar yanında sıhhatli olan ve çocuklarına muhtaç olmadığı gibi çocuğuna yardım eden anne ve babaları bile yanlarında istemeyen çağdaş medeni çocuklara karşı sevgili peygamberimiz örnek bir delikanlıdan haber verir. Anne ve babasına süt içirmek için odalarına girdiğinde onların uyuduğunu gören ve uyandıkları vakit içiririm diye başuçlarında sabaha kadar bekleyen delikanlıyı anlatır. (Müslim, zikr 100, hadis 2498) Kafir iken kız çocuğunu canlı canlı toprağa gömen, Müslüman olduktan sonra devlet başkanı olunca Fırat nehrinin üzerinden geçerken ayağı kırılan koyunun hakkını düşünerek yollardaki engelleri kaldıran Hz. Ömer?i o hale getiren İslam?dan uzak kalanlar günümüzde Fırat nehri kenarında gencecik delikanlılar gök ekin gibi biçilirken kılı kıpırdamıyor. Kim yazmış bu masalları? Şurada da vardı bi tane. Ömer Fırat'tan geçerken ayağı kırılan koyun yürüyebilsin diye yolları temizletmiş-miş-miş. Muhammed, müslümanlar ondan başkasıyla konuşmasınlar diye müslüman olmayanlarla evliliği yasaklayınca onca yıllık karısını, onca yıl kendisine hizmet eden, hayat arkadaşlığı eden karısını tek hamlede boşayan süper vicdanlı Ömer kuşlar ötebilsin, kelebekler uçabilsin diye de bişeyler yapmış mı? Merakımdan sordum. Süleymaniye gibi Selimiye gibi şaheserleri yapan Mimar Sinan?ın iç dünyasında o güzelliklerin gelişmesini ve iç güzelliğinin kristalleşerek mimariye dönüşmesini sağlayan İslam inancından yoksun yetişenlerin yaptığı binalar, yapılırken dökülmeye başlıyor. Sizin mantığınıza göre, demekki en inançlı kişiler Firavunlarmış. Baksana binyıllardır ayakta yaptıkları eserler. Bina sağlamlığı kıstasına göre Firavunların dini doğru din, İsa'nın/Musa'nın/Muhammed'in dini sahte din. İki yılda bir milyon Müslüman öldüren katil Bush?ların o iç bunalımlarından kurtulması için harp meydanında hasmını yere serdiğinde yüzüne tüküren düşmanını öldürmekten vazgeçen, hasmı ?Niçin beni öldürmedin?? dediğinde ?sen dinime düşman olarak bizi öldürmek için geldin ve benimle savaştın. Ben de seni tam öldürecekken sen yüzüme tükürdün. Şimdi işin içine benim şahsi kinim de girdi. Şahsım için adam öldüremem? deyince o hasmının Müslüman olmasına sebep olan Hz. Ali?nin imanı lazım. Adam işi şahsileştirerek canını kurtarmış. Konu kişiselleşmese, yani Ali, barış ve güzellik dini (!) İslamiyete göre hareket etse, adam kelleyi kaybedecekti. Özetleyecek olursak, çağımızın bütün hastalıklarının tedavisi için İslâmî değişim gerekir. Bence de. İslamiyeti yeryüzünden silmek gerekir ki, dünyanın yaklaşık 1/5'i kurtulabilsin. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Çok güzel bir paylaşım olmuş;anlamayanları ve salt nefretle yaklaşanları dert etme sen;onlar da kendi yollarını bulur... Saygılar... Sevgiler... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Çok güzel bir paylaşım olmuş;anlamayanları ve salt nefretle yaklaşanları dert etme sen;onlar da kendi yollarını bulur... Anlamamız gereken bişey olsa anlayacağız da, masal dışında bişey yok. Neymiş Ömer Fırat'ı geçerken ayağı kırılan koyunun yolunu düzeltmiş. Vay vay vay. Demek ki şöyle bir sahne düşünmemiz gerek: Fırat nehri kaç km? Bugünkü Keban barajından tutun, Dicle ile birleştiği yere kadar yüzlerce km. Bu nehirden her gün kaç hayvan ve insan yararlanıyor veya geçiyor? Binlerce, belki milyonlarca. Ömer'in demekki bugün ABD'de bile olmayan teknolojisi varmış. Fırattan geçen her canlının anlık hareketlerini izliyormuş. Süper 3 boyutlu GPRS sistemi. Bir koyunun bacağının kırıldığı anında tespit ediliyor. Binlerce ekrandan Ömerin hükümranlığı altındaki bütün yerleri izleyen görevliler anında haber veriyorlar Ömer'e. Fırat'ta koyun bacağı kırıldı. Dicle'de tavuk gagası kırıldı. Fizan'da atın nalı düştü. *******. Ülkenin her tarafında cereyan eden binlerce olay önündeki ekrandan akıyor, o da olayı saniyesinde kavrayıp, saniyesinde karar veriyor. Koyunun yolu yapıla! Kuşun gagası tedavi edile! Atın nalı çakıla! İşi gücü olmayan ve ışık hızında araçlarında hazır ve nasır bekleyen ve her bir işten anlayan görevliler anında görev mahaline ulaşıyolar. Talimatları yerine getiriyolar. Böylece Koyun rahatça yürüyebiliyor. Tavuk yemini gagalamaya devam ediyor. At nalına kavuşuyor. Heyt bea. Teknolojiye bak. Bu arada koyunun çobanı, kendi koyununa bakacağına görevlileri bekliyor, tembel tembel oturuyor. Atın sahibi de keza öyle. Tavuğun sahibi de. Acaba diyorum, Doğu Anadolu'da herşeyi devletten bekleme zihniyetinin kökenlerinde bu tür fantastik masallar mı yatıyor? Herkes sihirli güçlere sahip devleti veya masal kahramanlarını bekliyor Saygılar. Alıntı
Φ swim Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Sizin mantığınıza göre, demekki en inançlı kişiler Firavunlarmış. Baksana binyıllardır ayakta yaptıkları eserler. Bina sağlamlığı kıstasına göre ... Rum Suresindeki ayetleri iyi anlanlamanız için onlar size delildir. 9. Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler. 10. Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu. evet bu gün sizler bilime güvenmektesiniz ama sizden binlerce yıl önce yapılan bir bina karşısında günümüz bilimi iflas etmiştir.Bunu yapan insan mı değil mi tartışmaları halen yapılmakta.... olayı anlamanız için Kur'an ayetini ibret verici olarak bir daha okuyun... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Rum Suresindeki ayetleri iyi anlanlamanız için onlar size delildir. 9. Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler. 10. Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu. Herşey doğar, büyür, yaşar ve ölür. Bir formdan başka bir forma geçer. Bu doğal gelişimi "çok güçlüydüler, ne oldu şimdi" lafı ile satmak sadece Şark kurnazlığıdır. evet bu gün sizler bilime güvenmektesiniz ama sizden binlerce yıl önce yapılan bir bina karşısında günümüz bilimi iflas etmiştir.Bunu yapan insan mı değil mi tartışmaları halen yapılmakta.... olayı anlamanız için Kur'an ayetini ibret verici olarak bir daha okuyun... Eee bina kıstasına göre, Firavun'un daha inançlı olduğunu kabul ettin mi? Saygılar. Alıntı
Φ swim Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 ...... Rum Suresindeki ayetleri iyi anlamanız için onlar size güzel bir örnek.. , 9. Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler. 10. Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu. Alıntı
Φ 16yıldız Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Süleymaniye gibi Selimiye gibi şaheserleri yapan Mimar Sinan’ın iç dünyasında o güzelliklerin gelişmesini ve iç güzelliğinin kristalleşerek mimariye dönüşmesini sağlayan İslam inancından yoksun yetişenlerin yaptığı binalar, yapılırken dökülmeye başlıyor. En müslüman ülkeler japonya , ABD ! İslamiyetten en uzak ülkeler ise Afganistan , İran , Türkiye Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 ALINTI(swim @ Jul 2 2007, 12:41 AM) Süleymaniye gibi Selimiye gibi şaheserleri yapan Mimar Sinan’ın iç dünyasında o güzelliklerin gelişmesini ve iç güzelliğinin kristalleşerek mimariye dönüşmesini sağlayan İslam inancından yoksun yetişenlerin yaptığı binalar, yapılırken dökülmeye başlıyor. Bir binanin yapilisinda Islam inancinin ne gibi bir katkisi olabilir ki? Ancak insaatcilarin insan canina duyduklari saygi bir binayi yaparken kendini belli eder. Size gore Turkiye'de zelzelede olsun, durup duruken yikilmis olsun, butun bu binalari insaa edenlerin hepsi Islam inancindan nasibini almamis oyle mi? Japonya'da da binalar yapiliyor ve en siddetli zelzelede dahi bu binalara birsey olmuyor. Bu insanlarin hepsi Islam inancindan nasiplerini almis kisiler de haberleri mi yok, ya da bizim mi haberimiz yok... Alıntı
Φ swim Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 En müslüman ülkeler japonya , ABD ! İslamiyetten en uzak ülkeler ise Afganistan , İran , Türkiye Allah; Rahmandır, Adildir, Dürüst insan, çalmayan , hortumlamayan insan,fakirin hakkını yemeyen insan gayri müslüm olsa Allah Rahman olduğundan ona mükafatını dünya da verir. Bu gün japonlar vs. malzemeden çalmayan dürüst insanlar adil olma özelliği Türkiyedekinden,İrandakinden daha fazla ... Bu da Allahın bir kuludur ve bu güzel özelliğinin mükafatını dünyada tatar , çünkü iman etmeyene ahirette mükafat yok...Ahirette Allahın Rahim ismi nedeniyle sadece müslümana mükafat var...Allahın Kafir kulu yaptığı güzel işlerin mükafatını sadece dünyada alacak.Dürüstlükte onlar bizim kimlik müslümanlarını geçtiği için Allah onlara dünyadaki mükafatını vermektedir. Allah firavunun fakirlere yardım etmesi sebebiyle dünyadaki azabınıda fakirlere yardım ettiği sürece göndermemiştir. Sözde müslümanlar ne zaman Mimar sinan gibi dürüst olurlarsa o zaman japonları vs. geçer. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.