Φ katakuta Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 namaz istinai bir durumdur çünkü Kuranda seninle birlikte namaz kılsınlar ,namaz kılmayı öğret ibaresi geçer ki ben namazımı kılarım öyle bizim dindar geçinen halkımız gibi kazalara da bırakmam bırakamam... kuran vaktinde kılınla başlar vaktinle kılınla biter... bunu da geçtim eskide yani kuranla sorunum olduğu zamanlar namazı gereği gibi öğrenmeden de ben inançla İnandığım Yaratan önünde secde ederdim yerlere kapanırdım demekki ibadetin çokta kuralı kalıbı olmayabiliyor... ibadet ne yapsan yaradana ibadettir... Soruma cevap değil,zaten cevap veremeyeceğinizi biliyordum.Hadisleri inkar edenler bu konularda tıkanıp kalmak zorundadır.Ben size kurana göre bırakın namazı sadece secde nasıl yapılır tarif edin diyorum siz bana hala hikaye anlatıyorsunuz. Size namazın vaktini sormadım. Son olarak sorumu bir daha tekrarlıyorum. Kurana göre bırakın namazı sadece secde nasıl yapılır tarif edin ""müslümanların en çok itibar ettiiği müslüman ve alim insanlar"" evet o kadar çok itibar ediyor o kadar çok yüceltiyor o kadar çok o kişilere dalıyorlarki asıl kitaba karşı tamamen zıt düşen bir kavramda olsa olduğu gibi kabul ediyorlar... Rabbim kitabında göğü direksiz yarattım diyor onlar direk sayısı veriyor... kıyameti soruyorlar bilgisi Allah katındadır diyor onlar cuma akşam kopacak diyecek kadar ileri gidiyorlar... hangi ülke de diyorum kabe de mi bizde mi akşamken ..tık yok.. öyle ya hak kalır batıl yok olur her zaman için... sevgili diyanet hadisleri eleye eleye bitiremedi de onca yıl o hadisleri ezberleyenlerin hükmünü kim kimden soracak... eledikleri o hadislere inanıp hayatını karartanlara ne olacak.. hadislere inanmamaya ve yalnızca Kuran da anlatılanlarla yetinmeye devam etseydin keşke... Sizin hadisleri kabul etmemeniz ne islamı ne müslümanları nede beni bağlar. Bu konuda yetkili merci siz olmadığınız gibi sizin hatırınız için milyonlarca müslüman hadisleri islam dışına atmaz.Zira hadis olmadan bir secdeyi bile tarif edemezsiniz. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 herkes kendinden sorumlu olduğuna göre.. kimse kimsenin yükünü yüklenmeyeceğine göre bize başkasının medyalaştırılmış hayatı değil... yaratanın bizden ne beklediği gerek.. tabi bu kelimeyede cımbızla atlamazsanız .. E valla, size ait olan ozel hayatinizi herkes biliyor (ve sıktı artik). Katakuta'nin da dedigi gibi; sizin hadislere inanmayisiniz dolayisiyla okumayisiniz, namazi nasil kilisiniz, nerede yerlere kapandiginiz, orucu nasil tuttugunuz, basinizi nasil bagladiginiz vs. vs. Islam'i baglamaz. Bunlar sizin sahsi algilayisiniz ve gorusunuzdur. Ancak disaridan yardim almaniz gerekli diye dusunuyorum. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Soruma cevap değil,zaten cevap veremeyeceğinizi biliyordum.Hadisleri inkar edenler bu konularda tıkanıp kalmak zorundadır.Ben size kurana göre bırakın namazı sadece secde nasıl yapılır tarif edin diyorum siz bana hala hikaye anlatıyorsunuz. Size namazın vaktini sormadım. Son olarak sorumu bir daha tekrarlıyorum. Kurana göre bırakın namazı sadece secde nasıl yapılır tarif edin Sizin hadisleri kabul etmemeniz ne islamı ne müslümanları nede beni bağlar. Bu konuda yetkili merci siz olmadığınız gibi sizin hatırınız için milyonlarca müslüman hadisleri islam dışına atmaz.Zira hadis olmadan bir secdeyi bile tarif edemezsiniz. Kuran olmadan secde tarifi... bu insanların putlar önünde yerlere eğilişinde... budistlerin heykellerinde... ellerinde yanan tütsülerle diz çöküp başlarını eymelerinde bu tamamen insan tabiatında var... en gelişmemiş hatta hala yamyam olarak kalmayı başarmış bikaç kabilede yaşayan insanlar bile inandıkları önünde tapındıkları önünde hem dans ediyor hem yerlere kapanıyor yardım dileniyor...merhamet dileniyor... bunun dışında ne islamı ne müslümanı bağlar demişsiniz... islamı da bağlar müslümanı da bağlar... bize diretilen ve ezberletilen hadisleri diyanet elekten geçirdi azalttı diye sesi çıkmayanlar gün gelir ana kaynağa hepten dönmeye ikna da olur... Allah diledikten sonra imkansız bişey yoktur...Ha hadisler meselesi okumam diyorum ama arada hiç mi yok kuranla uyumlu güzel anlatılar öğütler farklı bakışlar... elbet olacak ...ama sizin dayandıklarınız,, etrafımdaki inanmış çoklarının Kuran bilmezliği... olsa olsa önce kitap sonra hadis yer etmeli zihinlerde..ancak kitaptan nasibini almışlar hadislere farklı gözle yanaşır ... uyumlu mu değil mi kuranla kavrayıverir.. ama kitabı bırakıp hadislere dayananlar hiç kusura bakmasınlar müslümanım diye anca kendilerini kandırırlar...siz inanmayanlar bile saygısızlık etmediğiniz sürece ayet olmayana ayet diyenden daha kıymetlisiniz gözümde benim fikrimde benim kanımda... yetkili merci Yaratansa,, kurallar da yaratanın kitabındaysa ve siz ben Kuran a tabiyim diye dolanıyorsanız bi okuyun bakalım Kuran tek başına size ne diyor... ama yok nasıl bi toplum olmuşuzki "hocam şu elimle şunu şöyle tutsam ne olur,hocam kitabı şuraya değil de buraya koysam ne olur, hocam bin bilmem kaç kere şunu okusam şu mu olur, hocam biyolojik evremdeyim şunu bunu nasıl okusam,okusakta mı sakınsak okumasakta mı sakınsak ?? bulmuşsunuz meydanı islam şu islam bu ondan sonra... ben dünyanın en günah yüklü ,, en cahil,, en hatası bol insanı olabilirim arkadaşım ama sizin karıştırdığınız nokta bu inançsızlığınızda... hatayı ben yaparım yine ben yaparım... benim hatam kuran ya da islam hatalıdır genellemesini sağlamamalı sağlayamaz... O yaratan yücedir... kitabı kusursuzdur... kusurlu ve yanlış olan insanlardır ,,,uygulamaladır............. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 haberi olmayanların kurtulacağına ilişkin bir ibare yok bence Âl-i İmrân(*) Sûresinin 78 . Ayetinde Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı halde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Halbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler. En’âm Sûresinin 131 . Ayetinde Bu (peygamberlerin gönderilmesi), Allah’ın, halkları habersizken ülkeleri haksız yere helâk etmeyeceği içindir. A’râf Sûresinin 172 . Ayetinde Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir. Mâide(*) Sûresinin 19 . Ayetinde Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı” demeyesiniz diye, işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz (Muhammed) geldi. (Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. Zümer Sûresinin 71 . Ayetinde İnkar edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: “Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar da, “Evet geldi” derler. Fakat inkarcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir Alıntı
Φ xshadowx Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 sayın fft kendilerine bilgi gelenlerin yanacağı ifade edilmiş, karşısında bir ifade yok aksine yazmışsınız zaten Enam suresi 131'de belirtildiği gibi bu bu surenin tamamını okuduğumuzda peygamberlerden haberi olmayan kimse olmadığını AÇIKÇA anlıyoruz. bu durumda amazonlarda bulunan pek çok grup bu ayetlerin sonunda epey bir zor durumda -cehemde tabii- kalacak. Bu noktada şunu söyleyeceğinizden eminim "kurana göre onların peygamberi gönderilmiş bu durumda peygamber ve tanrıdan haberi olmayan kimse yok" kurana gore bu durum bundan daha iyi ifade edilemez. Amazon ormanlarında 19 yy. da rastgelinen, medeniyetten uzak vatandaşlar bu durumda uyarılmış ve cezalandırılmış olacaklar. Buradan pek bir sonuç çıkacağa benzemiyor... Ha hadisler meselesi okumam diyorum ama arada hiç mi yok kuranla uyumlu güzel anlatılar öğütler farklı bakışlar... elbet olacak ...ama sizin dayandıklarınız,, etrafımdaki inanmış çoklarının Kuran bilmezliği... yani dilediğinizi okuyacaksınız? garip (yazdığınız ikinci cümleye ilişkin 17 ağustos 1999 depreminde insanların sokakta kuran okuyarak ağlaşması geldi aklıma.... ve neden bina altında kalmayalım diye, ben sınıflandırma yapmamıştım ama sizin sınıflmanız dahilinde basitçe bu ülkede %80 islam inanırının kuran bilmezliği söz konusu). "hocam şu elimle şunu şöyle tutsam ne olur,hocam kitabı şuraya değil de buraya koysam ne olur, hocam bin bilmem kaç kere şunu okusam şu mu olur, hocam biyolojik evremdeyim şunu bunu nasıl okusam,okusakta mı sakınsak okumasakta mı sakınsak ?? bulmuşsunuz meydanı islam şu islam bu ondan sonra... garip herkes boyleyken siz nasıl bir iman yaşıyorsunuz? bunları yapanlar islam dinine göre hareket etmiyor mu etmiyorlarsa bu kişilerin imansızlığının sebebide genel olarak günümüz koşullarına uyarlayamadıkları ayetlerden kaynaklanıyor olabilirmi? saygılar sayın ali0_1 Çünkü insan basit;şu an yaşadığımızın ötesindekini anlayamayız ki öteki türlü... Merhamet konusunda da gerekli olan uyarı yapılmış zaten;tövbe kavramı var;ırka dayalı doğuştan gelen bir anlayış yok zaten aslında;inanıyorum diyen dahi günahları için tövbe eder;yine iman eden kimse zaten geçmişinden pişmandır ve tövbe eder;daha ne olsun;ilginiz varsa;cehennemin olduğuna inanıyorsanız Allah'a da inanabilirsiniz;böyle bir korkunuz varsa buyrun siz de tövbe edin;he inanmıyorsanız ahirete;e ben ne diyeyim daha;o zaman sizin bunu dert etmenizin manası nedir ki... burada korkudan bahsetmiyorduk, merhametin kavramından bahsediyorduk, tövbe dediğiniz bile tanımlar doğrultusunda lutufdur, su merhamet kavramını kapatalım en iyisi yada bana merhemete ilişkin çok keskin bir delil gösterin lütfen... korksam zaten bunları yazmazdım ve mesele ahireti dert etmekten çok dinle ilgili konuları tartışabilmek ve birşeylerin ters gittiğini gösterebilmek. Bende sizin tarzınızda bir soru sorayım o zaman madem inanıyorsunuz, biz basit kulların burada düşüncelerini açık ederek günahlarına günah katmasında sizce ne gibi bir yanlışlık varki mudahalede bulunuyorsunuz - bu soruların çıkışı yoktur sadece hoş bir soru tarzı değil bunu belirteyim herkesin yaptığı şeyleri yapmak için bir nedeni vardır sonuçta- ? Basitlik üzerine de madem bu kadar basitiz neden bizi kavrayamayacağımız paradoxlara sürüklüyor, mesela varlığını şüphe götürmeyecek şekilde kanıtlamak gibi... dediğim gibi evrenin nizamı -ki dikkatli incelersiniz mükemmel değildir evrende- ile ilgili herşeyi oluşturan tanrıyı burda ben eleştiremem akla mantığa aykırı bu eleştirecek bişey bulamamam lazım... saygılar Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 sayın ali0_1burada korkudan bahsetmiyorduk, merhametin kavramından bahsediyorduk, tövbe dediğiniz bile tanımlar doğrultusunda lutufdur, su merhamet kavramını kapatalım en iyisi yada bana merhemete ilişkin çok keskin bir delil gösterin lütfen... korksam zaten bunları yazmazdım ve mesele ahireti dert etmekten çok dinle ilgili konuları tartışabilmek ve birşeylerin ters gittiğini gösterebilmek. Bende sizin tarzınızda bir soru sorayım o zaman madem inanıyorsunuz, biz basit kulların burada düşüncelerini açık ederek günahlarına günah katmasında sizce ne gibi bir yanlışlık varki mudahalede bulunuyorsunuz - bu soruların çıkışı yoktur sadece hoş bir soru tarzı değil bunu belirteyim herkesin yaptığı şeyleri yapmak için bir nedeni vardır sonuçta- ? Basitlik üzerine de madem bu kadar basitiz neden bizi kavrayamayacağımız paradoxlara sürüklüyor, mesela varlığını şüphe götürmeyecek şekilde kanıtlamak gibi... dediğim gibi evrenin nizamı -ki dikkatli incelersiniz mükemmel değildir evrende- ile ilgili herşeyi oluşturan tanrıyı burda ben eleştiremem akla mantığa aykırı bu eleştirecek bişey bulamamam lazım... saygılar Merhamete ilişkin keskin delil her şeye rağmen açık bırakılan tövbe kapısıdır... İnanıyorsam inandığımın inanmayanlar tarafından eksikçe(bir defa temelden eksik zaten) değerlendirilmesine karşı çıkabilirim;çünkü kendi içinde çelişiklik olmadığına dair bağları da kurduk zamanında... Basitliğimiz yine eksik oluşumuzdan geliyor;çok üst bir mükafatı anlamamızın yolu anlayabileceğimizle bize vaadedilmesidir.Varlığını şüphesiz kanıtlamak da gerekmiyor.Hatta bu da Onun Yüceliğinin bir parçası.Bize irade ve yaşam vermiş;ama her şey düzenlice öyle ki kastettiğinizi anladığım gibi duyularla dahi algılanabilir olması bizim de yüce olmamızdan gelirdi ki biz eksiğiz;yani Allah'a inanan bir kimse onun neden bazı şeyleri açık etmediğini dert ederse kendi inancıyla çelişme barındırır bu;ayrıca Kur'an'da bazı gerçeklerin adalet gününde açığa çıkacağı belirtilmektedir zaten... Kur'an'ın mealini tam olarak okumakta fayda var... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Merhamete ilişkin keskin delil her şeye rağmen açık bırakılan tövbe kapısıdır... İnanıyorsam inandığımın inanmayanlar tarafından eksikçe(bir defa temelden eksik zaten) değerlendirilmesine karşı çıkabilirim;çünkü kendi içinde çelişiklik olmadığına dair bağları da kurduk zamanında... Basitliğimiz yine eksik oluşumuzdan geliyor;çok üst bir mükafatı anlamamızın yolu anlayabileceğimizle bize vaadedilmesidir.Varlığını şüphesiz kanıtlamak da gerekmiyor.Hatta bu da Onun Yüceliğinin bir parçası.Bize irade ve yaşam vermiş;ama her şey düzenlice öyle ki kastettiğinizi anladığım gibi duyularla dahi algılanabilir olması bizim de yüce olmamızdan gelirdi ki biz eksiğiz;yani Allah'a inanan bir kimse onun neden bazı şeyleri açık etmediğini dert ederse kendi inancıyla çelişme barındırır bu;ayrıca Kur'an'da bazı gerçeklerin adalet gününde açığa çıkacağı belirtilmektedir zaten... Kur'an'ın mealini tam olarak okumakta fayda var... Varlığını kanıtlayamıyorsanız,ona atfedilen kitabın da olmadığını otomatikmen itiraf etmiş olursunuz. biz eksiğiz Doğru, masallara inananlar binlerce yıldır çağın gerisinde kaldıkları için her türlü gelişmeden eksiktirler allahta dahil. İnanmayanlar hem sizden hemde allahtan kat kat üstündür. Bunu kaç kere sordum müslümanlara akla zarar deyip cevap vermekten kaçındırlar. İnanmayan insanlar kendi yeteneklerinden kat kat üstün cihazlar yapabiliyor ama allah yapamıyor, yapamazda Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Varlığı tüm insanlıkça kabul görmüyor diye bir şey yok sayılamaz... Benim cümlemdeki kastım: Varlığını şüphesiz kanıtlamak da gerekmiyor.Hatta bu da Onun Yüceliğinin bir parçası.Bize irade ve yaşam vermiş;ama her şey düzenlice öyle ki kastettiğinizi anladığım gibi duyularla dahi algılanabilir olması bizim de yüce olmamızdan gelirdi ki biz eksiğiz; Bu şekilde daha iyi anlaşılacaktır... Muhatabım olan düzeyli şahıs da zaten bunu daha önceki konuşmalar eşliğinde de anlamıştır;diğer saygı sınırını aşan insanları ise okur kendisi değerlendirecektir... Saygılar xshadowx arkadaşım;şimdi beni daha iyi anlamışsındır umarım... Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2007 Arkadaşlar herşeyin mükemmel bir düzen içinde işlediğini savunduğumuzkainatımızda;dünyamızdaki tabiat düzenine bakarsak;doğadaki hayvanların genelinin sadece etle beslendiğini hepimiz biliriz;besin ihtiyacını karşılamak için hayvan kendinden daha zayıf diğer hayvanları ve hatta yavrularını da kanlı bir vahşet avı sonucu yakalar ve yer.Örneğin henüz dünyaya gözlerini yeni açmış bir ceylan yavrusu sırf kaplan et yemek zorunda olduğu için tüm yaşama şansını korkunç bir sonla erkenden yitirir.Acaba bu sistem neden böyle vahşice ve acımasızca işler?? Bu kanun niye konulmuş ne amaçla konulmuştur?Mükemmellik bu sistemin neresinde vardır ve nasıl bir mükemmelliktir?Tüm hayvanların birbirlerine zarar vermeden yaşamlarını sürdürebilecekleri örneğin hepsinin otobur olabileceği bir düzen daha vicdani olmazmıydı? bu ne ***** bir sorudur (kesin vahşi yaşam belgeseli izlemişsindir) pamuk prenses Alıntı
Misafir cemre nur Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2014 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2014 Arkadaşlar herşeyin mükemmel bir düzen içinde işlediğini savunduğumuzkainatımızda;dünyamızdaki tabiat düzenine bakarsak;doğadaki hayvanların genelininsadece etle beslendiğini hepimiz biliriz;besin ihtiyacını karşılamak için hayvan kendindendaha zayıf diğer hayvanları ve hatta yavrularını da kanlı bir vahşet avı sonucuyakalar ve yer.Örneğin henüz dünyaya gözlerini yeni açmış bir ceylan yavrususırf kaplan et yemek zorunda olduğu için tüm yaşama şansını korkunç bir sonlaerkenden yitirir.Acaba bu sistem neden böyle vahşice ve acımasızca işler??Bu kanun niye konulmuş ne amaçla konulmuştur?Mükemmellik bu sisteminneresinde vardır ve nasıl bir mükemmelliktir?Tüm hayvanların birbirlerinezarar vermeden yaşamlarını sürdürebilecekleri örneğin hepsinin otoburolabileceği bir düzen daha vicdani olmazmıydı? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.