Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

chp nin seçim sonrası politikası


hakanaytac

Önerilen İletiler

bu vaatler diğer bazı partilerinki gibi kafadan *********** ve olması mümkün olmayan vaatler değil. bu vaatler deniz baykal ve kurmayları tarafından üzerinde iyice düşünülmüş ve son derece ustalıkla hazırlanmış poltikalardır. bu vaatlere dikkat edecek olursanız yapılması mümkün olmayan şeyler değildir ve türkiyeyi aydınlığa çıkaracak vaatlerdir. bunlara burun kıvıracaklar olacaktır ancak bakın ne zaman tek başına iktidara geldi chp ? hatırlayanınız var mı ? bunlara bir şans vermeden hiç bir şey yapamayacaklarını iddia edebilir miyiz ? chp iktidarıyla türkiye aydınlığa kavuşacaktır. herkes mutlaka en azından kendini ilgilendiren vvaatleri okusun ! ne kadar akıllıca ve ne kadar vatandaşa yönelik, ne kadar gerçekleştirilebilir olduğu görülecektir. İşte vaatler :

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, milletin

önüne koydukları yeni istikametin ana konularından birinin "terör

tehdidi karşısında etkin bir siyaset geliştirmek" olacağını söyledi.

 

Baykal, "tarıma bugünkünün 2 katı destek vereceklerini, çiftçiye mazotu

yüzde 50 ucuz sağlayacaklarını ve sıfır açlık politikasını hayata

geçireceklerini" bildirdi.

 

Baykal, parti yöneticileri ve milletvekili adayları ile birlikte

düzenlediği basın toplantısında, partisinin "CHP Pusula'07" adını

verdikleri seçim bildirgesini açıkladı.

 

Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullarda bir pusulaya ihtiyacı olduğunu

vurgulayan Baykal, bu nedenle hazırlanan metne bildirge değil, pusula

dediklerini söyledi.

 

Türkiye'nin içine girdiği süreçte yaşadığı sorunların çok iyi tahlil

edilmesi ve çözüm yollarının ortaya konulması gerektiğine dikkati çeken

Baykal, bu yönde kapsamlı bir çalışma yaptıklarını bildirdi.

 

Türkiye'nin milli mücadelenin ardından bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti

devleti kurulurken, temel tercihlerini ortaya koyduğunu belirten Baykal,

bu tercihlerle de dünyaya örnek olduğunu söyledi.

 

Baykal, Türkiye'nin çevresinde yaşanan sorunların geçmişte yapılan bu

tercihlerin ne kadar doğru ve isabetli olduğunu ortaya koyduğunu

kaydetti. Baykal, bu tercihlerin dünyada "Türkiye modeli" adı altında

da kabul edildiğini vurguladı.

 

Türk halkının ezici çoğunluğunun Müslüman olduğunu ama laik bir

cumhuriyete sahip bulunduğunu belirten Baykal, Müslüman olmanın laik bir

cumhuriyete engel teşkil etmediğini kaydetti.

 

Baykal, Türkiye'nin, cumhuriyet ile gelen kazanımlarına bugüne kadar

sahip çıktıklarını ve bugünden sonra da sahip çıkacaklarını söyledi.

 

-TERÖRE KARŞI KARARLILIK-

 

Terörün sıradan bir olay olmadığını vurgulayan Baykal, terörün,

Türkiye'nin kimliğini tehdit eden bir olgu olduğunu, bunun bu şekilde,

bu ağırlığıyla kabul edilmesi gerektiğini ifade etti. Terörün iç ve dış

kaynakları bulunduğunun farkında olduklarını söyleyen Baykal, bütün

bunlara karşı Türkiye'nin çok kararlı şekilde mücadelesini sürdürmesi

gerektiğini kaydetti.

 

Bu mücadelenin ekonomik, siyasi, dış politika boyutu olduğunu ifade eden

Baykal, "Ama, bu konuyu önemsemek, öncelikli bir hedef olarak almak ve

bu konuda uyumlu siyasetle kararlı biçimde mücadele etmek mecburiyeti

vardır. Bizim milletimizin önüne koyduğumuz yeni istikametin ana

konularından birisi terör tehdidi karşısında etkin bir siyaseti

geliştirmek olacaktır" dedi.

 

Terör tehdidinin yanı sıra bunun bir başka versiyonu olarak giderek

gelişmekte olan bir başka sorunun, özellikle büyük kentlerdeki güvenlik

sorunu olduğunu belirten Baykal, güvenlik sorunun, yaşamı, toplumun

değerlerini, dokusunu ciddi şekilde tehdit eder hale geldiğini söyledi.

 

-BÜYÜK KENTLERDE GÜVENLİK-

Buna karşı yeni bir kararlıkla etkin bir mücadelenin ortaya konmasının

zorunlu olduğunu vurgulayan Baykal, konunun bilincinde olduklarını, o

nedenle gelecek dönemde, Türkiye siyasetinin öncelikle görevinin,

kentlerde barışı, huzuru yerleştirmek, kent sokaklarının kadın, erkek,

çocuk, yaşlı herkes için güvenli dolaşabilecek bir niteliğe kavuşmasını

sağlamak olduğunu dile getirdi. Baykal, bu konuda çok ciddi bir çalışma

gerçekleştirdiklerini, bu doğrultuda millete güvenlik konusunda ciddi

bir kararlılıkla taahhütler yaptıklarını bildirdi.

 

-EKONOMİ-

 

Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunları oluşturan temellerin başında

ekonomik sorunların geldiğini belirten Baykal, parti bildirgesinin,

ülkenin karşı karşıya bulunduğu ekonomik sorunları doğru değerlendiren,

sorunlar karşısında doğru, yeni yaklaşımlar geliştiren belge niteliğinde

olduğunu ifade etti.

 

CHP Lideri Baykal, ekonomik sorunları ve bu sorunlar karşısında zaman

içinde izlenen politikaları çok doğru değerlendirmeye ve bu kapsamda

yeni bir ekonomi rotası çizmeye çalıştıklarını anlattı.

 

Ekonomik sorunlara yaklaşımda, ülkenin mali istikrarının, ekonomik,

bütçe, kamu harcama dengesinin gözetilmesinin önemli olduğunu ifade eden

Baykal, "Hiç ödün vermeme kararlığı içinde olduğumuz temel konu,

Türkiye'nin mali istikrarını korumak, güçlendirmek ve temellendirmek

olacaktır" dedi.

 

Yeni ekonomi politikalarını mali istikrarı kurban ederek, mali

istikrardan vazgeçerek oluşturma hedefi içinde olmadıklarını belirten

Baykal, enflasyonu çok ciddi bir tehdit olarak gördüklerini söyledi.

 

Ekonomiyi enflasyon sarmalına sürükleyecek yanlışlıklardan kararlılıkla

uzak duracaklarını anlatan Baykal, mali istikrarı gözetmeyi öncelikli

hedef olarak kabul ettiklerini bildirdi.

 

Türkiye ekonomisinin sadece mali istikrarı güvence altına alarak

sorunlarını çözemeyeceğini kaydeden Baykal, içinden geçilen bu dönem ve

son 5-6 yıllık dönemin, ekonomik sorunları çok ciddi biçimde ortaya

koyduğunu ifade etti.

 

"Türkiye şimdi mutlaka, reel ekonomisini, üretim ekonomisini ayağa

kaldırmak zorunluluğuyla karşı karşıyadır" diyen Baykal, Türkiye'nin bu

mali politikasını uzun vadede sürdüremeyeceğini kaydetti. Baykal,

Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durmasına imkan verecek, yeni üretim

dengesini, dış ticaret dengesini, cari açık dengesini sağlamayı çok

önemli bir hedef olarak gördüklerini belirtti.

 

Bunları gerçekleştirmek için gerekli alt politikaları bütün

ayrıntılarıyla irdelediklerini ve konunun olgunlaştığını belirten

Baykal, "Amaç, Türkiye ekonomisini daha çok üreten, daha çok ihracat

yapan ve daha az açık veren ve giderek açık vermeyen bir ekonomi haline

dönüştürmektir. Buna yönelik etkin ve uyumlu politikalar demetini ortaya

koymak zorunda olduğumuzu biliyoruz" diye konuştu.

 

-YENİ SANAYİLEŞME POLİTİKASI-

Bu hedeflere ulaşmanın temel bir yolu olarak "yeni bir sanayileşme

politikasına" ihtiyaç olduğunu düşündüklerini kaydeden Baykal,

Türkiye'nin yeni bir sanayileşme politikası ortaya koymadan, atılımı

gerçekleştirmeden, cari açığına, borçlanma ihtiyacına, yüksek faiz,

işsizlik sorununa yanıt bulamayacağını ifade etti. Baykal, "Türkiye'nin

bu sarmaldan çıkmasının yolu, dünya koşullarında rekabet kabiliyetine

sahip ürünleri daha çok üreten, ürettiğini dünya rekabet koşulları

içinde satabilen, daha çok ihracat yapabilen bir ekonomi haline

dönüştürmektir" diye konuştu.

 

Türkiye'nin kaynaklarının bilinçli şekilde, böyle bir sanayileşme

politikasına yönelik olarak harekete geçirilmesine ihtiyaç bulunduğunu

söyleyen Baykal, "Bunun adı, yeni bir sanayileşme politikasıdır" dedi.

 

Bu politikanın, ciddi teşvik uygulamasını gerekli kıldığını anlatan

Baykal, kaynakları kullanırken, yeni bir sanayileşme hamlesini

gerçekleştirmeye yardımcı olacak, etkin bir teşvik politikasını devreye

sokmayı düşündüklerini ifade etti.

 

Baykal, etkin teşvik politikasının amacının sektör bazında teşvik vermek

olduğunu belirterek, teşviğin, "Türkiye'nin dış ticaret açığının, cari

açığının kapanmasına, yüksek faiz baskısından kurtulmasına, işsizliğin

hafifletilmesine destek vermek" anlamına geleceğini kaydetti.

 

CHP Lideri Baykal, kapsamlı teşvik politikasını uygularken, Türkiye'nin

başarılı olabileceği sektörleri en doğru biçimde belirleyerek, bu

sektörlerde etkin, kendisini kanıtlamış kuruluşların öncülüğünde, onlara

destek vererek, Türkiye'nin atılım yapmasını sağlamaya çalışacaklarını

kaydetti.

 

-TARIM-

 

Ekonomi pusulasında tespit ettikleri bir diğer olgunun, "tarıma sahip

çıkmak" olduğunu anlatan Baykal, tarımın mutlaka desteklenmesi

gerektiğini inandıklarını söyledi.

 

Tarıma verilen şu ana kadarki desteğin düzeyinin ve biçiminin yeterli

olmadığını ifade eden Baykal, "Tarımımıza bugünkünün 2 katı bir destek,

Gayri Safi Milli Hasılamızın 1.7'sinin üzerinde bir destek seferber

edilecektir. Bu destek sadece sosyal amaçlı olmayacaktır. Yine

tarımımızın rekabet kabiliyetini artırmaya, ürün desenin daha çağdaş,

daha sağlıklı olmasına yönelik bir destek olacaktır" diye konuştu.

 

Tarımda mazot tartışmasının da çok sık konuşulduğunu anımsatan Baykal,

mazot konusunun, tarıma yönelik destek politikalarının bir alt unsuru

olduğunu anlattı. Bu unsuru, yıllar öncesinden beri ısrarla

programlarına aldıklarını belirten Baykal, "Biz tarımda çiftçimize

mazotu ÖTV'siz vereceğiz. Bu propagandaya elverişli bir değerlendirme

olarak gözükmüyor ama doğrusu, bilimsel olanı budur. Bunu 2 yıldan beri

söylüyoruz" dedi.

 

Bunun anlamının, şu andaki fiyatlara göre mazotun fiyatının yüzde 50

oranında azalması olduğunu bildiren Baykal, "Bu Türkiye'nin elde ettiği

mazotu maliyetinin altına satması, zarar etmesi anlamına gelmez. Bu,

Türkiye'nin çiftçiden, mazot satışından kendi kamu açıklarını kapatmak

için kar almaya kalkışmaması, çiftçinin sırtından açığını kapatmaması

anlamına gelir. Bunu da çiftçiye borçlu olduğumuzu düşünüyoruz" diye

konuştu.

 

-İŞSİZLİK-

Türkiye'de uzun süreden beri izlenen politikalar sonucunda ortaya çıkan

işsizlik ve yoksullaşma tablosu karşısında, devletin yeni bir yaklaşım

geliştirmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Baykal, "Bu tabloyu

seyretmeye devam edilemez" dedi.

 

Bu konuda doğru, makul, uygulanabilir yeni bir yaklaşımın ortaya

konulması gerektiğini söyleyen Baykal, bunu yapmaya kararlı olduklarını

bildirdi.

 

Siyasi parti mekanizmasıyla değil, toplumun ciddi kurumlarının

katkısıyla, gerçekten ihtiyaç sahibi, kamu desteğine muhtaç aileleri

muhtarlar aracılığıyla belirleyeceklerini anlatan Baykal, muhtarların

önümüzdeki dönemde Türkiye yönetiminin, temel bir kurumu haline

geleceğini kaydetti.

 

Türkiye'de muhtarlık mekanizmasının, devreye sokulmadığını, iyi

değerlendirilmediğini belirten Baykal, muhtarların, bölgelerinin bütün

sorunlarında devletin muhatabı haline gelmesi gerektiğini kaydetti.

 

Yoksullara yardım konusunda mutlaka muhtarların esas alınması

gerektiğini ifade eden Baykal, yardımların, doğrudan ailelere, hatta

ailelerde kadınlara yapılacağını söyledi.

 

-"BALIK TUTMAYI ÖĞRETECEĞİZ"-

Yardıma muhtaç vatandaşlara "balık tutmayı öğretmeye yönelik" yardım

götüreceklerini anlatan Baykal, bu vatandaşların iş bulmasını sağlamak

için bilgi, beceri, donanım gibi gereksinmelerini de karşılayacaklarını

ifade etti.

 

İşsize, yoksula sahip çıkacakları, iş bulmalarına yardımcı olacakları

vaatlerinde bulunan Baykal, işsizler iş bulana kadar ailelerine destek

olmayı kamu görevi olarak kabul edeceklerini ifade etti.

 

"Türkiye'de 'sıfır açlık' iddiasını yaşama geçireceklerini" belirten

Baykal, 2007 yılında insanların yatağa aç giriyor olmasını kabul etmenin

mümkün olmadığını vurguladı. Türkiye'de 1 milyon civarında insanın

yatağa aç girdiğini, çocukların sabahları okula aç gittiğini söyleyen

Baykal, "Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Sıfır açlığı güvence altına

alacağız. Süt içmeyen çocuklar, karnı doymayan ana babalar kendi

kaderine bırakılmayacak" dedi.

 

-"ÖSS'Yİ KALDIRACAĞIZ"

Gençlerin yurt sorunlarını en etkin şekilde çözmeyi öncelikli bir hedef

olarak kabul etiklerini ifade eden Baykal, çok yaygın bir yurt ve

barınak kampanyası açacaklarını kaydetti.

 

Baykal, üniversite öğrencilerinin kredi ihtiyaçlarının miktarını

artıracaklarını ve ödeme koşullarını değiştireceklerini bildirdi. Her

yıl bir l milyon öğrenciye, 250-375 YTL arasında değişen miktarlarda

krediyi yılın on ayı vereceklerini anlatan Baykal, gençlerin bu krediyi

iş bulmadan ödeme zorunluluğunu da ortadan kaldıracaklarını söyledi.

 

-BİLDİRGEDE "ÖSS'Yİ KALDIRMA" TAAHHÜTÜ-

 

Programlarındaki en temel hedeflerinden birisinin de üniversite ve lise

düzeyinde eğitim reformu yapmak olduğunu kaydeden Baykal, "Çok iddialı

ve kapsamlı bir eğitim reformu taahhüt ediyoruz.. Türkiye öncelikle lise

sorununu çözerek üniversite sorununu ancak taşınabilir hale

getirebilir" dedi.

 

Baykal, zorunlu eğitimi on yıla çıkaracaklarını belirterek, dört yıllık

lise eğitiminin ilk iki yılı tamamlandıktan sonra lise öğrencilerinin iş

ve meslek yaşamına veya akademik yaşama yönlendirileceğini anlattı.

 

Baykal, "Bu, dünyada uygulanan, uygulanmış olan bir sistem, bugün

Türkiye'deki tablo gerçekten akıl dışı bir tablodur. Vicdan dışı bir

tablodur. Bir kollektif çılgınlık Türkiye'de yıllardan beri

uygulanmaktadır" dedi.

 

Bu çalışmalarının arkasında ciddi bir hazırlıkları olduğunu kaydeden

Baykal, "Böyle bir lise dönüşümü üniversitenin daha etkin ve daha

başarılı olmasının yollarını açacaktır" diye konuştu.

 

CHP'nin basın mensuplarına dağıtılan bildirgesinde de bu konuda, liseyi

bitiren öğrencilerin üniversite kapılarında çektikleri çileye son

verileceği belirtilerek, "ÖSS'yi kaldıracağız. Lisenin son iki yılında

öğrencilerini üçte birini üniversiteye yönlendireceğiz" denildi.

 

-SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ-

 

Sosyal güvenlik sistemi konusunda geçen dönem hükümet tarafından TBMM'ye

getirilen tasarının kabul edilemez olduğunu, tasarıda emekli olmak için

9000 iş günü çalışmanın öngörüldüğünü ifade eden Baykal, ancak

kendilerinin 7000 iş gününü esas alan bir anlayışı benimsediklerini

belirtti.

 

Sağlık güvencesi bakımından bütün vatandaşların sağlık hizmetinden

faydalanmalarını sağlayacaklarını anlatan Baykal, "Herkes nüfus

kağıdını göstererek hakkı olan sağlık hizmetini alabilecektir" dedi.

 

Baykal sağlık primini ödeyemeyecek olan vatandaşların primini devletin

üstleneceğini de kaydetti.

 

-YARGI REFORMU-

 

Yargı reformu konusunun temel hedeflerinden birisi olduğunu da anlatan

Baykal, "Yargı çığırından çıkmıştır, biz buna yargı reformu değil,

adalet reformu diyoruz. Türkiye'nin özlemi adalettir" dedi.

 

Baykal, "hızlı, etkin güvenilir, siyasi tavassut arındırılmış bir

adalet sistemini mutlaka CHP iktidarında yürürlüğe koyacaklarını"

söyledi.

 

-"ESNAFIN VERGİ YÜKÜ AZALTILACAK"-

 

Esnafın vergi yükünü azaltacaklarını ifade eden Baykal, esnaf için

"KOBİ ve esnaf bakanlığı" kurulacağını ve esnafın bütün sorunlarının

hükümet tarafından takip edileceğini söyledi.

 

Baykal, memur ve emeklilerin hak ve gelir kayıplarını telafi edecek bir

uygulamayı da gerçekleştireceklerini kaydetti.

 

Yapacakları reformlar için gereken bir yıllık kaynak ihtiyacının 18,5

katrilyon, yani yaklaşık 15 milyar dolar olduğunu belirten Baykal, 15

milyar doların bu projeye harcanması ile Türkiye ekonomisinin çok şey

kazanacağını söyledi.

 

Baykal, açıkladıkları seçim bildirgesini ve programlarını genel olarak

şöyle değerlendirdi:

"Böyle bir program, alışılmış ideolojik bir sağ sol çatışması

çağrıştıran bir program değildir. Bu program, Türkiye'yi restore etme

programıdır. Türkiye'yi rehabilite etme programıdır. Türkiye'yi ayağa

kaldırma programıdır. Türkiye'yi güçlendirme programıdır."

 

***

 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de

cumhurbaşkanının ancak uzlaşmayla seçilebileceğinin anlaşıldığını ifade

ederek, "Cumhurbaşkanı seçimini başaramayanlar, kendi

başarısızlıklarının ötesinde, Türkiye'yi de ciddi sıkıntıya

sokmuşlardır" dedi.

 

Deniz Baykal, "Türkiye'nin AB perspektifinin karartıldığı bir dönemde,

Türkiye'nin AB üyesi ülkelerle ilişkilerinin normalleştirilmesini bir ön

şart olarak, derhal uygulanması gereken bir talep olarak ortaya atmak,

adil, kadirşinas bir yaklaşım değildir" diye konuştu.

 

Baykal, parti yöneticileri ve milletvekili adayları ile birlikte seçim

bildirgesini açıkladıkları basın toplantısının ardından gazetecilerin

sorularını yanıtladı.

 

Bir gazetecinin, "Pusulanızda Türkiye'nin AB ile ilişkilerine yer

vermediniz. Önümüzdeki dönem Türkiye'nin AB politikasında bir değişiklik

olacak mı?" sorusuna, Baykal, "Yok, verdik. AB konusu Türkiye'nin bir

hedefi olmaya devam ediyor. Burada Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir

verdiği emeği, birikimi, hukuku, iddiaları var, Türkiye'ye yönelik

yapılmış taahhütler var. Bunları silip atmak söz konusu olamaz"

karşılığını verdi.

 

Çalışma ve çabaları bu doğrultuda sürdüreceklerini, ortaya çıkan yeni

sıkıntı ve güçlükler karşısında Türkiye'nin hakkına, hukukuna sahip

çıkarak mücadelesini sürdüreceğini ifade eden Baykal, programlarında da

bu konudaki değerlendirmelere yer verdiklerini söyledi.

 

"TBMM'de beklemekte olan Ek Protokol'ü meclisin onayından geçirecek

misiniz?" sorusu üzerine de Baykal, şunları söyledi:

"Bu protokolü imzalayanlar buna teşebbüs etmediler. Bu imza söz konusu

olduğu zaman uyarılarımızı yapmıştık. Türkiye'nin AB üyelik sürecinin

Kıbrıs sorunuyla bağlantılı hale getirilmesinin uygun olmadığını çok

daha önceden söylemiştik. Türkiye, eğer AB içinde tam üye olarak yer

alacaksa üye ülkelerle normal ilişkiler kurması kaçınılmazdır ama

Türkiye'nin AB perspektifinin karartıldığı bir dönemde, Türkiye'nin AB

üyesi ülkelerle ilişkilerinin normalleştirilmesini bir ön şart olarak,

derhal uygulanması gereken bir talep olarak ortaya atmak, adil,

kadirşinas bir yaklaşım değildir. Türkiye, AB'ye tam üye olma

perspektifini gördüğü zaman elbette AB üyesi ülkelerle ilişkilerini

normalleştirme gereğini duyar, o doğrultuda üzerine düşeni yapar. Ama bu

konuda somut bir perspektif ortaya konulmamışken, tam tersi varken,

Türkiye'ye yönelik bu talepler makul sayılamaz."

 

-CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ-

Baykal, "İktidara gelirseniz, cumhurbaşkanlığı seçimine hangi

perspektiften bakacaksınız?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Anlaşılmıştır ki Türkiye'de cumhurbaşkanı ancak uzlaşmayla seçilir.

 

Böyle olması da yanlış değildir. Parlamentoda bulunan her partinin

görevi uzlaşmaya açık olmaktır. Biz uzlaşmaya açık olduk. Bu parlamento

eğer cumhurbaşkanını seçmediyse, herkes bilmelidir ki bunun sorumlusu

cumhurbaşkanlığı seçimini yönetemeyenlerdir. 360 milletvekiliyle

parlamentoya girip, cumhurbaşkanı seçimini başaramayanlar, kendi

başarısızlıklarının ötesinde, Türkiye'yi de ciddi sıkıntıya sokmuşlardır.

 

Burada, iktidarın kavramadığı uzlaşma ihtiyacıdır. Anayasamızın

temelinde yatan da uzlaşma ihtiyacıdır. Cumhurbaşkanı seçilemeyen bu

dönemde CHP olarak biz, 'Bir AKP'linin cumhurbaşkanı seçilmesi

mümkündür' dedik. Biz bu açıklamayı yaptığımız halde cumhurbaşkanı

seçilemedi. Kimse bize, 'Hangi AKP'liyi seçmeyi düşünürsün?' diye

sormadı. AKP'nin Genel Başkanı, 'Kendisi, Meclis Başkanı ve Dışişleri

Bakanı dışında acaba birisinin seçilmesi gerekirse, kimin seçilmesini

istersiniz?' diye kendi milletvekillerine isim telaffuz ederek soru

sordu ama bize sormadı o soruları. O soruları bize sorsaydı, ne

söylerdik bu ortaya çıkmadı.

 

'Biz, uzlaşmaya açığız' dedik, muhalefetteyken. İktidara gelirsek, aynı

anlayışı sürdürürüz. Tek başımıza iktidara gelirsek de 367'nin üzerinde

bir çoğunluğu tek başımıza biz sağlasak da 'cumhurbaşkanlığı için kimi

düşünürsünüz' diye mutlaka bütün siyasi partilere sorma gereğini

duyarız. Seçilecek olan, bir partinin genel başkanı değildir, 70

milyonun cumhurbaşkanıdır. Onun kim olması gerektiği konusunda herkese

söz hakkını tanımak lazımdır, sormak lazımdır. 'Falana gitmem, zaman

israfı olur', 'Önlerine attık bir çelik-çomak oynuyorlar' yaklaşımıyla

yürürseniz, 360 milletvekiliniz de olsa cumhurbaşkanını seçemezsiniz,

seçemediniz.

 

Cumhurbaşkanının seçilmemesinin sorumlusu bu zihniyettir, bu dayatmacı

yaklaşımdır. Hukuku, demokrasiyi, istişareyi, uzlaşmanın önemini

kavramamıştır. Sonuç fiyaskodur, başarısızlıktır. Cumhurbaşkanı seçmekte

aciz kalmışlardır. Kim? 360 milletvekili olanlar. Gereğini yapamadılar,

hukuku, demokrasiyi anlayamadılar. Tenezzül etmediler, kimseye bir şey

söyleme gereği duymadılar. 'Size tebliğ ederiz son dakikada' dediler.

 

Balıkçılara sordular, milletvekillerine, bize sormadılar. Sor,

balıkçılara da, çiftçilere de, işsizlere de sor ama ana muhalefete de

sor. Tam bir fiyaskodur."

-ÇEVRE SORUNLARI-

"Türkiye'nin yaşadığı su sıkıntısı ve kuraklık karşısında bir

hazırlığınız var mı?" sorusunu yanıtlarken Baykal, çevre konusunda çok

özel bir duyarlılığa sahip olduklarını belirterek, bu konunun günlük

siyasete alet edilmemesi gerektiğini, dünyanın çok ciddi ortak

yaklaşımlara ve doğru önlemlere ihtiyaç duyduğunu söyledi. Dünyada

yaşanan küresel ısınma, çevre ve kuraklık sorununa en büyük katkıyı

veren ülkeler ile bunun en büyük sıkıntısını çeken ülkelerin

birbirlerinden farklı olduğunu ifade eden Baykal, karbondioksit

emisyonunun yükselmesine, gelişmiş olan ülkelerin en büyük katkıyı

yaptığını, bunun bedelini Afrika'nın, Türkiye'nin ve başka ülkelerin

ödediğini belirtti. Baykal, "Ortaya çıkan durumun mali ek yükünün adil

bir şekilde paylaşılması lazımdır. En büyük fedakarlığı, kalkınmış,

sanayileşmiş ülkelerin yapması lazımdır. Onların konforunun ağır

bedelini hem mali hem de kirlenme olarak diğer ülkelerin taşımasını

talep etmek, çok büyük global adaletsizliğe alet olmak demektir" dedi.

 

-"ŞEFFAF, AÇIK BİR EKONOMİ POLİTİKASI"-

CHP Lideri Baykal, "IMF ile ilişkiler hangi düzeyde olacak, nasıl bir

yol izleyeceksiniz?" sorusunu yanıtlarken, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin önümüzdeki dönemde izleyeceği politikanın uluslararası

mali kuruluşlarla mutlak bir çatışma anlayışı içinde değerlendirilmesi

doğru değildir. Buna gerek de, ihtiyaç da yoktur. Türkiye, ilişkilerine,

taahhütlerine her zaman sadık kalmış, onun gereğini mutlaka yerine

getirmiş, sözüne güvenilir bir ülke. Bizim bu anlayışa yönelik bir

değişiklik arayışımız hiçbir şekilde söz konusu değil. Türkiye, her

hükümetle yeniden kurulmuyor. Devlette süreklilik anlayışı içinde

gerekli değerlendirmeler yapılarak, ileriye doğru yürüyor. Gene

yürüyüşüne devam edecek.

 

IMF ile yaptığı anlaşma 2008 başında bitiyor zaten ama bu süreyle

götürülecek bir şey değil. Türkiye, dünyaya güven vermesi gereken bir

ülke. CHP iktidarında hem ayrı ayrı dünya ülkeleriyle, hem de

uluslararası kuruluşlarla ne yaptığımızı herkesle paylaşarak, şeffaf,

açık, yön veren doğru bir yaklaşım içinde ekonomi politikamızı

götüreceğiz. Bundan kimsenin kuşku duyması için bir neden yoktur. Bunu

götürürken de kendi yararlarımızı dünya gerçekleri çerçevesinde göz

önünde bulunduracağız."

 

-BANKALARIN YABANCILARA SATIŞI-

Deniz Baykal, "Bankaların yabancılara satışıyla ilgili temel

politikanız nedir?" sorusunu yanıtlarken ise Türkiye'de bankacılık

sistemindeki yerli-yabancı oranı konusunda artık bir değerlendirme yapma

noktasına gelindiğini söyledi.

 

"Her türlü fırsatı değerlendireceğiz" anlayışı içinde bankaların

tümünün yabancı sermayeye aktarılmasının doğru bir tercih ve yaklaşım

olmadığını ifade eden Baykal, bütün dünya ülkelerinin bu konuda belli

bir duyarlılık içinde olduğunu, Türkiye'nin de dikkatle konuya

bakmasının gerektiğini kaydetti.

 

-GÜNEYDOĞU'YA KAMU YATIRIMI-

"Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sorunlarının çözümüne yönelik

önerileriniz neler?" sorusu üzerine Baykal, kamu yatırımlarının

Güneydoğu Anadolu'da çok önemli bir yer tutması gerektiğini

pusulalarında da söylediklerini belirtti.

 

Baykal, şunları söyledi:

"Güneydoğu'da devlet yatırımı kaçınılmazdır. İşsizlik, kalkınma

oralarda ancak kamu sorumluluğuyla gerçekleştirilir. 'Bunun gereğini

yapacağız', diyoruz. Çok ciddi ekonomik, sosyal taahhütler yapacağız.

 

Sosyal-siyasal yeni yaklaşımları, eşit vatandaş kimliğinin ortaya

çıkmasını, herkesin onurlu bir insan olarak, kökü, kökeni ne olursa

olsun milletimizin bir parçası olma duygusu içerisinde yetiştirilmesini,

bölgede yatılı okulların devreye sokulmasını öncelik olarak düşünüyoruz.

 

Buna hem ilköğretim hem lise bakımından ihtiyaç var.

 

Oradaki insanların handikaplı duruma düşmeden, Türkiye'de sistemin bir

parçası haline dönüşmelerini sağlayacak, iyi yetişme şansını onlara

vermek durumunda olduğumuzu biliyoruz. Çok özel bir duyarlılıkla bölgeye

yaklaşacağız. Bölgenin bütün sorunlarına öncelikle eğileceğiz. Bölgenin

yaşadığı haksızlıkların, adaletsizliklerin telafi edilmesi için de kamu

sorumluluğunu büyük ölçüde üstleniyoruz. O doğrultuda zararların,

çekilen acıların telafisi ve tazmini için gerekli girişimleri

yapacağımızı söylüyoruz."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar bu konuya çok az kişi ilgi göstermiş ve görülüyor ki konuya bakanlar da hiç mi hiç okumamış (sanırım)

ancak bizler birer seçmen olarak oy vermeden önce partilerin ( hepsi olmasa bile bazı mantıklı partilerin ) programlarına ve vaatlerine bakmamız onları incelememiz ve ona göre bir partiye yönelmemiz gerekir. belki benim yazdığım çok uzun oldu ama mutlaka okunması gerekir. chp gibi oy potansiyeli büyük bir partinin vaatleri de kendiis,i gibi mantıklı ve yerinde. cem uzan giibi dayanağı olmayan saçma sapan vaatler değil bunlar. araştırılmış, üzerine düşünülmüş vaatler. unutmayan chp ilhan kesiici gibi önemli bir ekonomisti getirdi partiye. bu da artık ülkeye ve halkına hizmet edeceğinin kanııtıdır. lütfen en azından kendinizle ilgili olan ve güncel olan konulardaki açıklamaları okursanız fikirleriniz değişebilir. çünkü chp artık iktidara gelip halkın yaşam seviyesini arttırmayı amaçlamaktadır. burun kıvıranlar, beğeneyenler, hadi canım sen de diyecekler olacaktır. ancak mutlaka okunmalıdır. yorumlarınızı bekliyorum.

ancak asla önyargılı olmamanızı temenni ederim. saygılar !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yazının hepsını okumadım ama abd ab gumruk bırlıgı ve nato hakkında tam olarak hangı dusunce ıcerısındeler bılmıyorum.tv programlarında denız baykalın sozlerı hala aklımda.teroru abd ıle oturup konusup beraber bıtırecegız demıstı.teroru destekleyenler onlar daha neyı konusacaksak artık.ab ye gelınce ab ıle ılıskılerın cok kotu oldugunu ve ab ıle konusup uzlasıp ılkskılerımızı duzeltecegız demıstı.ab nın bıze karsı samımıyetsız art nıyetlı oldugunu bılmeyenımız yok galıba.gumruk bırlıgı ve nato hakkında hıc bır sozunu duymadım ne dusunduklerınıde bılmıyorum.anlasılan nato ve gumruk bırlıgınde uygulanan programlar aynen devam edecek.cumhurıyet mıtınglerınde cok onemlı bır slogan atıldı.ne abd ne ab tam bagımsız turkıye.anlasılan denız baykal bu sloganı tam olarak algılayamamıs.acıkca soylemek gerekırse denız baykala guvenmıyorum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar bu konuya çok az kişi ilgi göstermiş ve görülüyor ki konuya bakanlar da hiç mi hiç okumamış (sanırım)

ancak bizler birer seçmen olarak oy vermeden önce partilerin ( hepsi olmasa bile bazı mantıklı partilerin ) programlarına ve vaatlerine bakmamız onları incelememiz ve ona göre bir partiye yönelmemiz gerekir. belki benim yazdığım çok uzun oldu ama mutlaka okunması gerekir. chp gibi oy potansiyeli büyük bir partinin vaatleri de kendiis,i gibi mantıklı ve yerinde. cem uzan giibi dayanağı olmayan saçma sapan vaatler değil bunlar. araştırılmış, üzerine düşünülmüş vaatler. unutmayan chp ilhan kesiici gibi önemli bir ekonomisti getirdi partiye. bu da artık ülkeye ve halkına hizmet edeceğinin kanııtıdır. lütfen en azından kendinizle ilgili olan ve güncel olan konulardaki açıklamaları okursanız fikirleriniz değişebilir. çünkü chp artık iktidara gelip halkın yaşam seviyesini arttırmayı amaçlamaktadır. burun kıvıranlar, beğeneyenler, hadi canım sen de diyecekler olacaktır. ancak mutlaka okunmalıdır. yorumlarınızı bekliyorum.

ancak asla önyargılı olmamanızı temenni ederim. saygılar !

 

yazınızın tamanını okumadım ama "pusula-07" yi okudum nedense hiç yabancı gelmedi....

CHP bildirgesi umut dolu: Emeklilik prim günü 9 binden 7 bine inecek. Nüfus cüzdanı, yeşil kart yerine geçecek. Her çocuğa iyi eğitim, her üniversiteliye yurt

 

CHP lideri Deniz Baykal, partisinin seçim bildirgesini açıklarken 18.5 milyar YTL'lik bir kaynakla gerçekleştirilecek iddialı vaatlerde bulundu. Baykal'a göre, haftada yaklaşık 1 milyar dolar faiz ödeyen Türkiye, bu ek kaynağı yaratma potansiyeline sahip.

 

Baykal'ın, "Allah bizi mahcup etmesin. Gemi yola çıktı, pusula önümüzde vira bismillah yolumuz açık olsun. Bu program ideolojik, sağ-sol çağrışımı yapan değil, restorasyon, rehabilitasyon programıdır. Niyetimiz halisane, hedefimiz milli, kadromuz niteliklidir" diyerek okuduğu seçim bildirgesinde şu vaatler var:

 

 

 

Teröre son vereceğiz, ülkemizin bütünlüğüne sahip çıkacağız.

Sokaklar kapkaççıya teslim edilmeyecek. Türkiye huzurun ülkesi olacak.

Toplum destekli güvenlik sistemi ve şeffaf semt karakolları ile güvenli kentler yaratacağız.

Muhtarlık sistemini halka en yakın hizmet birimine dönüştüreceğiz.

Çağdaş laik, demokratik cumhuriyetimizi her koşulda koruyacağız.

Dış ilişkilerimizde Türkiye'nin haklarını çıkarları ve onurunu koruyacağız.

Temel hak ve özgürlükleri koruyacağız.

Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi hukuk devletinin önkoşuludur.

Hedef dürüst yönetim ve yolsuzlukla sürekli mücadele. Siyasi ahlak yasası çıkarılacak.

Devlet sırtından usulsüz zenginleşmenin kapılarını kapatıp yapanlardan hesap soracağız.

Orta vadeli kalkınma stratejisiyle kriz riskini aşıp sürdürülebilir büyüme sağlayacağız.

Güçlü ve ileri teknolojiye dayalı dışa açık bir sanayileşme projesiyle işsizlik azaltılacak.

Ziraat Bankası özelleştirilmeyecek.

Halk Bankası, Esnaf ve Kobiler ulusal ihtisas bankasına dönüştürülecek.

TMSF, BDDK ve SPK tek çatı altında birleştirilecek.

Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak. Ücretlinin vergi yükü azalacak.

Çiftçinin mazotunda ÖTV kaldırılacak, mazot fiyatı yarı yarıya düşürülecek, çiftçinin kullandığı elektrik ucuzlatılacak.

1 milyon aç yatağa tok girecek.

Esnaf ve KOBİ bakanlığı kurulacak.

Güneydoğu Anadolu'da özel endüstri bölgeleri kurulacak.

Bölgesel teşvik kaldırılacak sektörel teşvik verilecek.

Fındık borsasını Türkiye'de kuracağız. Çaya hak ettiği fiyat ve prim verilecek.

Hayvancılık canlandırılacak.

Köye dönüş projesine hız verilecek.

İşsizlik sigortası yeniden düzenlenerek.

SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı tek çatı altında toplanacak.

Emekli maaş farkları ödenecek.

7 bin prim gününde emeklilik sağlanacak.

Yeşil kart uygulamasına son verilecek. Nüfus cüzdanıyla sağlık hizmeti sağlanacak.

Dul ve yetime asgari aylık bağlanacak.

ÖSS kalkacak, öğrenci yönünü lise 2'de belirleyecek. Zorunlu eğitim 10 yıla çıkacak.

Öğrencilere aylık 250-375 YTL kredi verilecek. Yılda 1 milyon öğrenciye burs verilecek.

Tüm üniversite öğrencilerine devlet yurdu imkânı yaratılacak.

Öğretmenlere grevli-toplusözleşmeli sendikal hak verilecek.

Sanatçıların telif haklarını koruyacağız, sanatta sansüre son vereceğiz.

Madımak hoşgörü müzesi oluşturulacak.

Ulusal spor konseyi oluşturulacak.

Amatör spor kulüpleri desteklenecek.

Kadınlara şiddete sıfır hoşgörüyle yaklaşılacak.

Hamilelik nedeniyle işten çıkarmalara son verilecek.

Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılacak.

 

ya bu vaadler bir yerlerden tanıdık geliyor Mazot 1.1 ytl olacak ,ÖSS kalkacak, İssizlik maaşı verilcek hemde 300 ytl Cem Uzanın dediği gibi taklit edenler çok

 

Hem Pusula07 ye baktığımda bazı gazetelerinde yazdığı gibi bi cennet eksik onu da koyarlarsa kesin oyumu veririm...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya bu vaadler bir yerlerden tanıdık geliyor Mazot 1.1 ytl olacak ,ÖSS kalkacak, İssizlik maaşı verilcek hemde 300 ytl Cem Uzanın dediği gibi taklit edenler çok

 

Hem Pusula07 ye baktığımda bazı gazetelerinde yazdığı gibi bi cennet eksik onu da koyarlarsa kesin oyumu veririm...

 

cem uzanın vaatleri türkiye patent entitüsünden patentli mi.

sayın baykal bu vaatleri gerçekleştireceğine inanıyor. chp nin bu konuda samimi ve karalı olduğunu söylemek gerekir. üstelik bunları kafadan atarak söylemiyor. nasıl yapacağı ayrıntılarıyla belli. chp nin kurumsal yapısı ve güçlü, deneyimli kadrosu bunları yapacak yeteneğe sahip.

 

 

cenneti istiyorsanız, onu akp ve saadet vaadediyor olabilir :D . bu tür vaatleri chp de bulamazsınız

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cem uzanın vaatleri türkiye patent entitüsünden patentli mi.

sayın baykal bu vaatleri gerçekleştireceğine inanıyor. chp nin bu konuda samimi ve karalı olduğunu söylemek gerekir. üstelik bunları kafadan atarak söylemiyor. nasıl yapacağı ayrıntılarıyla belli. chp nin kurumsal yapısı ve güçlü, deneyimli kadrosu bunları yapacak yeteneğe sahip.

cenneti istiyorsanız, onu akp ve saadet vaadediyor olabilir :D . bu tür vaatleri chp de bulamazsınız

Akp vaadlerde bulunmadı onların pusulası daha yayınlanmadı. Asıl sorun nedir biliyormusunuz olmayacak vaadlere bizim milletimizin kanmasında "ÖSS'nin kaldırılacağına"

 

Yal Allah aşkına ÖSS nasıl kaldırılır Akp hükümeti kat sayıyı kaldırmaya çalıştı iktidar olmasına rağman başaramadı. Çok istekli olmasına rağman şimdi katsayı farkını kaldırmak ÖSS yi kaldırmaktan 100 kat daha kolay CHP kim ki ÖSS yi kaldıracak. Üstelik chp dönemini de gördük biz neden bu kadar savunuyorsuz anlamıyorum.

 

Bunların hepsi oy almak adına yapılan vaadler

 

Ey Türk Halkı Olmayacak Vaadlere Kanmayın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Akp vaadlerde bulunmadı onların pusulası daha yayınlanmadı. Asıl sorun nedir biliyormusunuz olmayacak vaadlere bizim milletimizin kanmasında "ÖSS'nin kaldırılacağına"

 

Yal Allah aşkına ÖSS nasıl kaldırılır Akp hükümeti kat sayıyı kaldırmaya çalıştı iktidar olmasına rağman başaramadı. Çok istekli olmasına rağman şimdi katsayı farkını kaldırmak ÖSS yi kaldırmaktan 100 kat daha kolay CHP kim ki ÖSS yi kaldıracak. Üstelik chp dönemini de gördük biz neden bu kadar savunuyorsuz anlamıyorum.

 

Bunların hepsi oy almak adına yapılan vaadler

 

Ey Türk Halkı Olmayacak Vaadlere Kanmayın

 

chp dönemini mi gördünüz :lol: hangi chp döneminden bahsediyorsunuz.? hangi yıl anlamadım.

 

sadece öss konusunda, değil eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapacaklar. programları belli ve bunu basın karşısında ayrıntılarıyla defalarca açıkladılar.

bu değişiklikler sayesinde zaten öss ye gerek duyulmayacak. normal liselere üniversitelerin kapasitesi oranında öğrenci alınacak. bunun dışındakiler mesleki liselere gönderilecek. zaten firmalar şu anda ara elemen sıkıntısı çekiyor. bence çok iyi olacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu değişiklikler sayesinde zaten öss ye gerek duyulmayacak. normal liselere üniversitelerin kapasitesi oranında öğrenci alınacak. bunun dışındakiler mesleki liselere gönderilecek. zaten firmalar şu anda ara elemen sıkıntısı çekiyor. bence çok iyi olacak.

 

nasıl yani şimidi üniversileteler iki yıllıklar ve açık öğretim de dahil 400 bin öğrenci alınıyor. Yani normal liseler 400 bin kişimi alacak siz eğitim seviyesini arttırmıyor tam tersi düşürüyorsunu. Hem bu nasıl olacak kimin liseye girip girmeyeceği nasıl belli olacak. OKS bu yıl kaldırılıyor. Liseler eşit hele getirilme çabasındalar. Şimdi bu demek oluyor ki OKS türü sınavlar tekrar gündeme gelecek. Bu milletin kaderi karalama tahtüesi değil. Bir parti gelsin şunu yapsın diğeri yelsin beğenmesin yaptığını yıksın yenisini yapmaya çalışsın.

 

Üstelikte geride kalan o kadar öğrenciyi nasıl mesleki liselere sokacaksınız onu anlamıyorum. Arkadaşlar bir gerçek vardır bu söylenenler bir anda olacak şey değil uzun bir süreç gereklidir. 5 yıl içinde bu söylenenlerin gerçekleşmesi hayalden başka bir şey değildir.

 

Seçim dönemlerinde bir sürü vaadler duyyoruz alışmış olmanız gerekir iktidar yada muhalefet olabilmek için yapılan bu vaadlere. Sorun birilerinin oy alabilmek amacıyla yaptıkları seçim ayaklarıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar bildiğimiz gibi her partinin bir programı olur ve orada da seçim vaatleri olur. bu vaatleri inandırıcı bulursunuz veya bulmazsınız bu sizin bileceğiniz iş. ancak bir arkadaş bahsetti. chp ne zaman iktidara geldi ? hatırlayanınız var mı ?

biz eğer onlara herhangi bir şans tanımazsak olmaz da zaten. peki neden onlara bir şans vermeden yapamazlar edemezler diyoruz ki. bu ülkeye hiç iyi iktidar gelmeyecek mi ? deniz baykalı ben de sevmiyorum ama benim gerekçelerim farklı. biz açıkçası oy vermemek .için bahane arıyoruz. hepsine bir yerden saldırmaya çalışıyoruz. ama biz deniz baykalı hiç başa geçirdik mi de onun nasıl bir devlet adamı olacağı konusunda yorum yapabiliyoruz. ayrıca sırf deniz baykal ve chp değil zeki sezer ve dsp nin de fikirleri meclise taşınaack. hadi zeki sezere de bir kulp takmaya çalışalım. hepsine saldıracağız ya. ne diyelim ? haa buldum ! çok yumuşak konuşuyo ülkeyi güçlü göstermez vs. arkadaşlar lütfen her siyasetçiye bir kulp takmak için bir taraflarımızı yırtmaya çalışmayalım ve hi destek vermediğimiz ama akpyi indirebilecek oy potansiyeline sahip partilere destek verelim. bu chp ve mhp dir. şimdi de eleştiri bakalım. chp ile mhp iki zıt parti diye. arkadaşlar söz konusu vatansa gerisi teferruattır. bu yüzden ideolojik düşünceleri bir kenara bırakmak gerekiyor.

eğer tayyipçi değilseniz oylarınızı bu partilere vermelisiniz. çünkü olağanüstü durumlarda olağanüstü şeyler yapmak gerekir. ve şu an olağanüstü bir durumdayız. ama biz her partiye ve her lidere bir eleştiri bulmak için çabalayalım !!!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.