Φ muki Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 R.T.E, Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa dergahının mensubudur ve kendisi, bu dergahın lideri Şeyh Mehmet Zait Kotku’nun hayranıdır… Belediye başkanı olduğu dönemde, Fatih’deki “Sarıgüzel Caddesi”nin ismini “Mehmet Zait Kotku Caddesi” olarak değiştirmiştir ve başbakan olduktan sonra bile bazı cuma namazlarını Ankara’daki Şeyh Mehmet Zait Kotku Camii’nde kılmaktadır. — R.T.E döneminde belediye olanakları uluslararası köktendinci örgütlerle temaslar, İslami konferans ve toplantılar için seferber edilmiştir… — R.T.E ‘nin belediye başkanlığı döneminde İstanbul’da ağırlanan bu örgütlerin temsilcilerinin otel masrafları İstanbul Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden Ulaşım A.Ş. tarafından ödenmiştir(Ulaşım A.Ş’nin o dönemde genel müdürlüğünü yapan Abdurrahman Gündoğdu, bugün R.T.E hükümeti tarafından THY’ye genel müdür olarak atanmıştır). — R.T.E, ATATÜRK’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü ile ilgili görüşlerini bakın nasıl açıklamıştı: “Sen ‘Ne mutlu Türküm diyene’ dersen,doğal olarak etki tepkiyi doğurur ve o da ‘ne mutlu kürtüm diyene’ der. Yahu milletin bütünlüğü ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ifadesi ile sağlanır mı? Osmanlı 30′u aşkın etnik gurubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu.Biz de inanç birliği ile tutacağız”… Bir başka örnek de ATATÜRK’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözüne karşı söyledikleri: “Ben müslümanım diyenin ‘aynı zamanda da laikim’ demesi mümkün değil. Niye?..Çünkü müslümanın yaratıcısı Allah, kesin hakimiyet sahibidir. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ koskoca bir yalan! Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır”… — İrticai faaliyetleri nedeniyle YAŞ kararı ile TSK ile ilişkileri kesilen kişilere kucak açarak onlara belediye şirketlerinde iş veren kişi dönemin İstanbul B.Ş Belediye başkanı R.T.E ‘dir! — “Partilerin değil, düzenin(Kemalizm) alternatifiyiz” diyen R.T.E, 1994 yılında İstanbul B.Ş. Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı konuşmada şöyle haykırmaktaydı: “Bu sistem 70 yıldır kadınları Kötü söz kullanımı yasaktır yapmıştır, erkekleri de deyyus!..”. R.T.E, T.C Anayasası’nı yerden yere vururken Kürtçülük yapmayı da ihmal etmiyordu “Bu anayasa ırkçıdır!..Bir taraftan Türklük aleyhine konuşturtmuyor, bir kürdün kalkıp da Türk aleyhine konuşmasını suç unsuru telakki ediyor, ama bir kürdün aleyhine konuştuğun zaman onu suçlamak değil alkışlıyor!..” — Yıl 1991…İlk Körfez Savaşı’nın ardından, R.T.E’nin gazetelere vermiş olduğu demeç: “Bu savaş, ABD’nin, emperyalizmi ve siyonizmi dünyaya hakim kılmak için yaptığı bir savaştır. ABD, Rusya sorununu çözdükten sonra bütün dünyayı kendi emrinde tek bir devlet yapma kararı aldı. Böylece siyonizmin egemenlik planı yürürlüğe konuldu… Bu savaş için Türkiye’nin, BM kararına uyduğunu ifade ederek ABD’ye yardımcı olması, milleti aldatmaktır… Türkiye’deki üslerin NATO maksatları dışında kullanılmayacağı, yasaların hükmüdür. Fakat bugünkü uygulamada bu üsler NATO’ya değil, ABD’nin emrine verilmiştir.” — Aynı R.T.E, 31 Mart 2003 tarihinde(ABD’nin Irak işgalinin ilk günlerinde) Wall Street Journal’a verdiği demeçte ise şöyle demektedir: “Kahraman genç kadın ve erkek Amerikan askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum..” — Bakın bizim R.T.E bir zamanlar Eyüp belediye binasının balkonundan insanlara nasıl sesleniyor: “AT’ye girmemek için geliyoruz! Bak Avrupa Topluluğu’nun yöneticileri talimat verdiler. Ne dediler: ‘Bayrağınızı değiştirin’…Vay dangalak vay!..Bu bayrağın rengini bu milletin dedesi verdi…Gerçek ölçüyü, bizi yaradan Allah koyuyor; Siz onların dinini kabul etmediğiniz müddetçe onlar sizi kendilerinden kabul etmezler. Kafirleri dost edinmeyiniz!” Şimdi acaba kenidisi neden bu kadar AB’ci oldu diye sormak gerek… — Ve bugün, “Hedefe ulaşmak için papaz elbisesi giyerim” sözlerinin sahibi de R.T.E’den başkası değildir!.. Tayyib, Siirt’te halkı isyana teşvik amacıyla okuduğu şiir sonucu hak ettiği cezayı alınca ilk yırtınan nedense ABD oluyordu!.. Tayyib’i sık sık ziyaret etmesiyle ünlü ABD İstanbul başkonsolosu Caroline Huggins, Tayyib’in aldığı ceza için 28 Eylül 1998’de şunları söylüyordu: “Bu tür gelişmeler, Türk demokrasisine olan güveni zayıflatır!” 16 Temmuz 2000 tarihinde, mapushaneden yeni çıkan R.T.E, ABD’ye gider. American Jewish Comitte(Amerikan Yahudi Komitesi)’nin davetlisi olarak orada bulunmaktadır. Ayrıca burada JINSA(Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü) yetkilileri ile de görüşmeler yapar… (Bu geziden kısa süre önce yine Amerika’ya gitmiş olan Tayyib, uzun süredir orada yaşamakta olan Fethullah Gülen “hocaefendi”sini de ziyaret etmişti.) 2 Temmuz 2001 tarihinde ise Bakkallı adlı lobi şirketi vasıtasıyla Recep Tayyip Erdoğan’a New York’tan gönderilen memorandumda belirtilen “Türkiye’nin şehir devletlerine ayrılması planı”, Ak Parti Program ve Tüzüğü’ne hemen hemen aynı ifadelerle geçirilmiştir. (Bakkallı Lobi Şirketi, ABD’nin eski Türkiye Büyükelçilerinden Abramoviç tarafından yönlendirilmektedir. Abramoviç ise CFR üyesidir. Lobi şirketinin sahibi olarak görülen Ayla Bakkallı ise uzun yıllar önce Türkiye’den Amerika’ya göç etmiştir. Ayla Bakkallı, 2002 yılında Güney Afrika’da düzenlenen ve başkan Bush’un da katıldığı “Dünya Forumu”nu da yöneten kişidir.) 2 Temmuz 2001’de kendisine gönderilen memorandumun hemen ardından R.T.E, 4 Temmuz 2001’de özel davetle ABD’ye çağırılır… Dünyayı yönetmeye soyunmuş elit, bu amacına ulaşmak için önünde engel olarak gördüğü milli devletleri parçalamak ister. Bunun için şehirleşme adı altında eski Yunan tarzı şehir devletleri modelini gündeme getirir ve Tayyip Erdoğan’a da, “bu politikaya uyması halinde destek göreceği” söylenir. Erdoğan da onları kırmaz ve “küreselleşmenin şehir devletleri planı”nı, parti programı haline getiriverir!.. AKP Programı ve Tüzüğü, memorandumda belirtilen küreselleşmenin olmazsa olmaz kuralları olarak anlatılan hükümler gereğince hazırlanmıştır… İşte New York’tan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilen söz konusu memorandum: “Mr. Erdoğan, Sizin küreselleşme ile demokrasi ilişkilerini bağdaştırma yönündeki adımlarınız, Türkiye’ye kriz sırasında destek olan uluslararası güçler tarafından da kabul görecektir. Ankara, küreselleşmenin gerekliliğini anlamak ve dünyada geçerli olan kurallara uyum sağlamak zorundadır. Ankara şunu da anlamalıdır ki, uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir…Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız…” Belgede “dünya” kelimesiyle kastedilen, uluslararası güç merkezleridir. Yani dünya hükümeti kurmaya çalışan örgütlerdir. “Ankara” kelimesinden de Genelkurmay anlaşılmalıdır! Şimdi de Ak Parti Program ve Tüzüğü’ne bir göz atalım: Ak Parti’nin kuruluşuna temel dayanak olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yanında, “başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi olmak üzere TBMM tarafından onaylanmış uluslar arası belgeler” gösteriliyor(Ak Parti Tüzüğü, S.15)… Oysa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Türkiye’de kurulan bir siyasi parti için yeterli bir dayanaktır. Uluslararası belgelerin bir siyasi parti kuruluşuna dayanak olarak gösterilmesi ilk defa rastlanan bir durumdur! Tüzükte, “Ak Parti, insanların farklı inanç, düşünce, ırk, dil, ifade etme, örgütlenme ve yaşama gibi doğuştan var olan tüm haklara sahip olduklarını bilir ve saygı duyar. Farklı olmanın, ayrışma değil, pekiştirici kültürel zenginliğimiz olduğunu kabul eder” deniliyor(Ak Parti Tüzüğü, S.17). Kurucular Kurulu kitabının 10′uncu sayfasında “Toplum içindeki farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesini ve çoğulculuğu takip edilmesi gereken sosyal ilkeler olarak görürüz” denilerek aynı bakışın altı çiziliyor… Bu ifadelerden anlaşılan, milletin ortak değerlerini öne çıkarmaya dayalı uluslaşma süreci yerine, milletin farklı özelliklerini ortaya çıkarmaya dayalı küreselleşme adlı şehir devletleri sürecinin benimsenmesidir… Parti programının 16′ıncı sayfasında “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, toplumumuzun çimentosudur”… Programın 15′inci sayfasında “Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmak şartıyla, Türkçe dışındaki dillerde yayın dahil kültürel faaliyetlerin yapılabilmesini, partimiz ülkemizdeki birlik ve bütünlüğü zedeleyen değil, güçlendiren ve pekiştiren bir zenginlik olarak görmektedir”… Parti kurucularının tanıtıldığı Kurucular Kurulu kitabının 8′inci sayfasında “Partimiz merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür” denilmektedir… Merkeziyetçilikten vazgeçileceğinin öne çıkarılması, söz konusu memerandumda “küreselleşme” diye dayatılan politikaların uygulanacağının bir başka göstergesidir!.. Yine Kurucular Kurulu kitabının 11′inci sayfasında da “Partimiz küreselleşmenin gerektirdiği yapısal dönüşümlerin kaçınılmazlığını ve en az maliyetle gerçekleştirilmesini savunur” denilmektedir… Hemen arkasından 12′nci sayfada, “Partimiz, eğitim hizmetlerinin yerelleşmesinden ve özelleştirilmesinden yanadır” ifadeleri ise, “eğitimde birlik” anlayışına son verme isteklerinin bir göstergesidir.. Programın 35′inci sayfasında, “Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağıdır” denilmesi, Tayyip Erdoğan’a verilen memorandumdaki taleplerin birebir kabul edildiğini ortaya çıkarmaktadır… Erdoğan’ın, kendisine verilen memorandumdaki dayatmaları aynen kabul ettiğinin bir göstergesi de, programın 35′inci sayfasındaki, “Partimiz, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına uygun olarak, anayasal sistemimize yerel yönetim hakkının dahil edilmesini sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin yargı yoluna gidebilme hakkı dahil ilgili tüm düzenlemeleri gerçekleştirecektir” ifadesidir… Kısacası, Ak Parti programı, tüzüğü ve Kurucular Kurulu kitaplarından yaptığımız bu alıntılar göstermektedir ki; R.T.E, kendisine gönderilen memorandumdaki “Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” talebine itaatsizlik etmemiştir! 8 Ağustos 2001’de, İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosu Roger Short, parti kurma hazırlıklarını sürdüren eski İstanbul B.Ş. Belediye başkanı R.T.Erdoğan’ı ziyaret eder…Ziyaretin ardından yaptığı açıklamada Short, şunları söylemektedir: “Bildiğiniz gibi biz, çoğulcu demokrasiden yanayız. Bu parti(AKP) de bu düşünceyi destekliyor. Böyle bir partinin kurulması bizi mutlu eder”… Vatanhainleri.com dan alintidir Alıntı
Φ avniler Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Yararlı bilgiler olabilirdi kendi içinde çelişkili olmasaydı. Biz millet olarak nasıl biri tarafından yönetilecegimize karar verebilsek. ATATÜRK ten sonra gelen yoneticilerin ATATÜRK gibi olmasını istemişiz. Bieilerine komünist, birilerine faşist, birilerine şeriatçı vb. sıfatlar takmışız kimini asmış, kimine süükast yapılmış kimine post moden darbe.Ama en çok kafamın karıştığı R.T.E. sanki yakıştırılabilecek her şey zorla giydirilmeye çalışılıyor. Öyleki bir zamanlar anti batıcı şimdi batıcı, bir zamanlar şeriatçı şimdi amerikancı ve uşağı,bide kürtçülük yaptınıda şimdi duydum.Bir zamanlar Erbakanada apoya mektup zardırmışlardı.Vatandaş yemiyor artık bunları. Yeni yöntemler bulmak lazım. Bak R.T.E. bile ne kadar değişti. Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Yararlı bilgiler olabilirdi kendi içinde çelişkili olmasaydı.Biz millet olarak nasıl biri tarafından yönetilecegimize karar verebilsek. ATATÜRK ten sonra gelen yoneticilerin ATATÜRK gibi olmasını istemişiz. Bieilerine komünist, birilerine faşist, birilerine şeriatçı vb. sıfatlar takmışız kimini asmış, kimine süükast yapılmış kimine post moden darbe.Ama en çok kafamın karıştığı R.T.E. sanki yakıştırılabilecek her şey zorla giydirilmeye çalışılıyor. Öyleki bir zamanlar anti batıcı şimdi batıcı, bir zamanlar şeriatçı şimdi amerikancı ve uşağı,bide kürtçülük yaptınıda şimdi duydum.Bir zamanlar Erbakanada apoya mektup zardırmışlardı.Vatandaş yemiyor artık bunları. Yeni yöntemler bulmak lazım. Bak R.T.E. bile ne kadar değişti. Siz nerede yaşıyorsunuz? Başbakanınızın ne söylediği ve ne yaptığı ortadayken ona kim ne giydirmeye çalışsın ki? Kürt Milliyetçiliği yaptığı o kadar ortada ki Abdullah Öcalan ve Barzani gibi konuşan ta kendisi. Türk askerinin darbeci ve işgalci gibi gösteren ta kendisi. Sıkışınca asker benim emrim altında diyen yine kendisi. Camileri kışla yapan, laiklik sistem değişecektir diyen, siyasetini din üzerine kuran ama daha sonra Yahudi siyonizmine hizmet ettiği ortaya çıkan kendisi. Başbakan Türkiye'nin çıkarına çalışmamış, Avrupa, Amerika ve İsrail için çalışmış. Başbakanın çıkarları ile Türkiye'nin çıkarları örtüşmüyor. bir başbakan düşünün siyasete girdiği günden beri Türkiye'de kargaşaya ve kavgaya sebep olmuş bu insanın Türkiye'ye ne gibi bir faydası olacak? Türkiye'nin huzurunu bozan Akp ve Dtp partileri tek amaç güdüyor oda emperyalizmin Türkiye ayağının hizmeti. Başbakan hangi anlamda değişti bunu siz söylüyorsunuz oysa değişmediğini biz görüyoruz. bu gibi tabandan belli bir maç için yetiştirilmiş kimseler değişmezler, isteselerde değişemezler onlar bağımsız birer birey değil bağlı oldukları ve emir aldıkları yüksek makamlar buna izin vermez o yüzden başbakan değişemez. Günün şartlarına ve gelen tepkilere göre konuşması onun değiştiğini göstermez icraatları gösterir. Bu ana kadar da değiştiğini gösteren bir eylem ortaya konmamış. Türk milleti karar vermeli başbakanın çıkarlarımı, Türkiye'nin çıkarlarımı. Hangisi daha önemli. R.T.E, Türkiye'ye ne kazandıracak? Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Kimse bana masal anlatmasın Bir şeyler anlatmak istiyorsa, 10 günde 50 şehit verip de Taksim’in göbeğinde PKK’lılara neden polisin taş attığını anlatsın. Bana anlatmasın kimse hiç bir şey... Onurlu ve dik duruşun nasıl olacağını anlatsın, dik duruyormuş taklidi yapmasın... Kimse bana yoksulluğu anlatmasın, hele yetkili etkisizler asla... Bana pembe tablolar çizmesin kimse, çapulcubaşı Barzani onlara posta koyarken... Kimse bana niye ona oy vereceğimi anlatmasın... Soldan sağa, sağdan sola samimiyet derecesi işporta kolonyanın esans derecesini geçmeden... Bana kimse basın mensubunun görevlerini anlatmasın, özellikle insan olmanın anlamını bilmeyen... Kimse bana toprak nedir anlatmasın, sata sata bir donumuz kalmışken... Kimse bana bayrak anlatmasın, kurban olmasın da benim ay ile yıldızıma... O bayrak Şehit örtüsü olmaya devam ederken... Kimse bana pariteden bahsetmesin, borsadan dem vurmasın... Karış karış satılıyor bu vatan... Yemişim dolarını, takmışım Wall Street’ine... Adam ölüyor adam... Hem de adam gibi adam... Hırsızlık yaparken, kadın satarken değil... Bayrak korurken ölüyor bu adam... Bana TOKİ’den teneşir vadede ev satıldığından bahsetmesin kimse... Komşum halen pazar çöplerinden salatalık, domates ayıklıyor... Benim açık denizlerde gemilerim yok... Ben bunları dinleyemem... Seçim ofislerinde erzak dağıtılıyor garibanın bir oyunu borçlandırmak için... Bana neyi anlatıyorsunuz? Ekonomik istikrar, milletin istiklalinden daha mı önemli? Yıkılsın borsalar, kahrolsun parite... İnsanlıktan çıkmış bir ulusun pariteye ihtiyacı mı var? Onursuz oturduğum sarayın damı yıkılsın kafama... Bana ne anlatıyorsunuz, ’Ben Türküm’diyemiyorsam? PKK ******** sloganları demokratik tavır, şehit yakınlarının çığlıkları vatana ihanetse bana kim neyi anlatacak? Türk halkı kitlesel tavır koyamayacak, PKK ******* sürüsel taciz yapacak... Halen ovadan şehit haberleri geliyor... Ben bir Türk’üm... Kitlesel tavrı beklemeyeceğim artık... Bana ne TUSİAD’dan USİAD’dan? Ekonomi tepe taklak gidermiş... Ekonomi benim onurumdan daha değerliyse gitsin. Türkiye Irak’a girerse ayıp olurmuş... Adam kıtaları aştı geldi Irak’a girdi, kadınlarına tecavüz etti, petrolünü iç etti... Ben girersem ayıp olur tabii... Kime? Dört tane ****** peşmergeye... Onuru olan, ABD oraya girip kadınlarını ziyan ettiğinde tavır koyardı. Yıllarca onları el üstünde tutan Türkiye girdiğinde şeref duyardı. Bana kimse onurdan bahsetmesin, kimse geleceği anlatmasın... Kimse bana beni anlatmasın, beni anlamadan bana hükmetmeye kalkan... Bana bir şunu anlatsın ama: Ben ne günah işledim de başıma bunları musallat etti Yüce Rabbim... Ben ne günah işledim, anlatacak bir şey ve anlatacak biri varsa... Bunu anlatsın... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2007 Böyle insanlar yani RTE gibilerini savunanlar onlarla ilgili hicbir gercegi kabul etmezler,öyleki RTE gelse kendisini savunalara deseki ya arkadas ben bunlarin hepsini söyledim ben Kürtcüyüm ben Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapisina karsiyim,eyalet sistemi ile bu yapiyi bozacak ve Türkiyeyi bir federasyon haline getirecegim,inaninki onu savunananlar ona inanmayacak ve diyeceklerki bu RTE olamaz bu onun bindirilmis bir kopyasidir. Bu kadar belge var ortada bunlar gizli saklida degil adamlar kendileride zaten inkar etmiyorlar buna ragmen birileri hala komplo teorilerinden bahsetmektedirler, ******* ******* *******. saygilarla Alıntı
Φ avniler Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 siyonistler kayıp yahudiler olduguna inanarak aramışlar, sonunda talabani aşiretine karar vermişler.aşiret ileri gelenlerini alıp israilde eğitmiş haham bile yapmışlar.türkiye suriye iran ırak topraklarını kapsayacak bir devlet kurma kararı uzun zaman önce uygulamaya geçirilmiş.Bunada adım adım gidiliyor, fakat bizim yetkili ve etkili bürokrasimiz yeni farkına varıyo.Geç kalmış olmanın telaşesi ile hesapsız işler yapmayı göze almış görünüyo.daha düne kadar en büyük düşman ilan ettiğimiz iranla nerdeyse sarmaş dolaş olma durumuna geldik.2 yıl önceye kadar iranla savaş senoryoları yazılıyordu rejim ihraç ediyor diye.Evet gap bölgesinde yahudilerin toprak satın aldığı 10 yıldır birileri tarafından dile getirildiği halde yahudi düşmanı ilan ediliyordu.Şehitler 80 yıllardan beri herzaman olmuştu bombalar şehirlerde 70 li yıllardada patlıyordu karakollar az basılmadı mayınlar hepte italyan malıydı.Nzamanki Reis seçimi geldi, seçim kararı alındı birden ortalık toz duman arkasından ırak a girme abd ile savaş bile gündeme geldi.Bence bu olup bitenler iç siyasete yon vermek adına kan ve göz yaşı oluşturmaktır.Buda kısaca TÜRK halkını korkular la yönetmektir. Aslında bu olup bitenleri derinlerde aramak gerekir. Alıntı
Φ olcayatay Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 arkadaşlar sayın başbakanımıza ithaf edilen bu tip suçlamalar tamamiyle iftiradan ve dedikodudan ibarettir akıllı bir insan zaten bunlara inanmaz rte nin ülkemizi 5 sene güzel bir şekilde yönettiğini düşünüyorum ve başbakanımızın din yönünün ağır basmasını ise gururla karşılıyorum. yahu hepimiz müslüman değilmiyiz ? öyleyse neden dindarlardan korkuyoruz bunlardan ne zarar gelmiş şimdiye kadar ki şimden sonra gelsin din yönü ağır basmayan bi insandan hayır beklenir mi ? örneğin c.başkanı sezer gibi... başbakanımızın icraatleri mükemmel denecek seviyeye doğru gidiyor ayrıca 22 temmuz seçimlerinde de sandıktan tek başına iktidar çıkacağına da hiç şüphem yoktur sevgiler saygılar Alıntı
Φ dream1907 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 arkadaşlar sayın başbakanımıza ithaf edilen bu tip suçlamalar tamamiyle iftiradan ve dedikodudan ibarettir akıllı bir insan zaten bunlara inanmaz rte nin ülkemizi 5 sene güzel bir şekilde yönettiğini düşünüyorum ve başbakanımızın din yönünün ağır basmasını ise gururla karşılıyorum. yahu hepimiz müslüman değilmiyiz ? öyleyse neden dindarlardan korkuyoruz bunlardan ne zarar gelmiş şimdiye kadar ki şimden sonra gelsin din yönü ağır basmayan bi insandan hayır beklenir mi ? örneğin c.başkanı sezer gibi... başbakanımızın icraatleri mükemmel denecek seviyeye doğru gidiyor ayrıca 22 temmuz seçimlerinde de sandıktan tek başına iktidar çıkacağına da hiç şüphem yoktur sevgiler saygılar Din yönü ağır basmayan bir insandan hayır gelirmi herşeyi bu ölçütle belirlediğiniz için insanlara hep bu gözle bakıyor inanan inanmayan ayrımına dindar dindar değil ayrımına giriyorsunuz ama as olan insanın insan gibi olması değil bir insan düşünün her açıdan dört dörtlük olsun fakat din yönü ağır basmasın o insanı insan yerine koymazsınız ama kim bilir o sizdende daha yücedir allah katında ben ne hacılar hocalar gördüm ben ne ikiyüzlü insanlar gördüm ağızlarından allah kelimesini düşürmeyen sabah akşam hak hak diyip ne hak yiyenler gördüm çok büyük günah diyerek fetva verenlerin o günahlardan daha büyüklerini kendilerinin işlediğini gördüm ama bunları görmek için göz gözün gördüğünü anlamak için akıl lazım maalesef dindar yönü ağır olanlara bakan bazı gözler onları melek olarak görürler çünkü dindardır o yapmaz ?????? ama şeytanda bir melektir !... işte bu yüzden halkımız dini inançlar yönünden sömürülmeye çok açık takkiyeye çok açık eğer kişi dini yönü ağır basan bir kişi ise veya o görünümdeyse o kişi mübarek bir insan sıfatıyla bezendirilir ve asla toz kondurulmaz toz kondurulmayı bırakın düşüncesi bile günah işlemektir gözüyle görse inanmaz asıl bu kişiler kayıtsız şartsız sorgulamasız subjektif bakan bu gözler Ülkemin en acı gerçeğidir ... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Din yönü ağır basmayan bir insandan hayır gelirmi herşeyi bu ölçütle belirlediğiniz için insanlara hep bu gözle bakıyor inanan inanmayan ayrımına dindar dindar değil ayrımına giriyorsunuz ama as olan insanın insan gibi olması değil bir insan düşünün her açıdan dört dörtlük olsun fakat din yönü ağır basmasın o insanı insan yerine koymazsınız ama kim bilir o sizdende daha yücedir allah katında ben ne hacılar hocalar gördüm ben ne ikiyüzlü insanlar gördüm ağızlarından allah kelimesini düşürmeyen sabah akşam hak hak diyip ne hak yiyenler gördüm çok büyük günah diyerek fetva verenlerin o günahlardan daha büyüklerini kendilerinin işlediğini gördüm ama bunları görmek için göz gözün gördüğünü anlamak için akıl lazım maalesef dindar yönü ağır olanlara bakan bazı gözler onları melek olarak görürler çünkü dindardır o yapmaz ?????? ama şeytanda bir melektir !... işte bu yüzden halkımız dini inançlar yönünden sömürülmeye çok açık takkiyeye çok açık eğer kişi dini yönü ağır basan bir kişi ise veya o görünümdeyse o kişi mübarek bir insan sıfatıyla bezendirilir ve asla toz kondurulmaz toz kondurulmayı bırakın düşüncesi bile günah işlemektir gözüyle görse inanmaz asıl bu kişiler kayıtsız şartsız sorgulamasız subjektif bakan bu gözler Ülkemin en acı gerçeğidir ... Sayin dream yazdiklariniza katiliyorum. Bu sozde dindarlar, aklini geregi gibi kullanamayanlarin benliklerini oyle burumus ki. Biraz sivrilen, dini de kendi cikarlari icin kullananlar aklini geregi gibi kullanamayanlara kendi akillarini empoze ediyorlar. E, aklini kullanamayanlar icin de bedavadan akil iste, ne diyeceksiniz. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 arkadaşlar sayın başbakanımıza ithaf edilen bu tip suçlamalar tamamiyle iftiradan ve dedikodudan ibarettir akıllı bir insan zaten bunlara inanmaz rte nin ülkemizi 5 sene güzel bir şekilde yönettiğini düşünüyorum ve başbakanımızın din yönünün ağır basmasını ise gururla karşılıyorum. yahu hepimiz müslüman değilmiyiz ? öyleyse neden dindarlardan korkuyoruz bunlardan ne zarar gelmiş şimdiye kadar ki şimden sonra gelsin din yönü ağır basmayan bi insandan hayır beklenir mi ? örneğin c.başkanı sezer gibi... başbakanımızın icraatleri mükemmel denecek seviyeye doğru gidiyor ayrıca 22 temmuz seçimlerinde de sandıktan tek başına iktidar çıkacağına da hiç şüphem yoktur sevgiler saygılar Cumhurbaskani Sezer adam gibi adamdir,en azindan ülkesi icin calismistir AB ve ABD cikarlari icin degil,ülkeyi bölmek icin degil.Eger sizin dindarliginiz Türkiyenin milli degerlerine küfretmekten geciyorsa öyle dindarlik olmaz o olsa olsa dinsizlik olur.Nekadar ilginc birsey,savundugunuz adamin bütün yaptigi konusmalar yerleri tarihleri ile sabitken hala iftiradan bahsedebilmek gercekten piskinliktir.Vergi kacakciligindan yolsuzluktan aklanabilmek icin yasa cikaranlar kimlerdi?Türkiye Cumhuriyetinin anayasasini ve ceza kanunlarini sirf aklanabilmek ve basbakan olmak icin degistirenlerden hersey beklenebilir,kafanizi AKP nin gölgesinden cikaripta biraz etrafa bakinin belki faydali olur size. saygilarla Alıntı
Φ dream1907 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 biiir Çok sıkıldım ikiiiiii Yerim çok dar oooooooooooof bunlardan çok var harbidende çok var neolacak bizim bu halimiz ?????? Başka Atatürk te yok çocukken Atatürk denilince Akan sular durur herkes onun yaptıklarını öğrenir gurur duyar açtığı bu yoldan yürümeye daha ileriye gitmeye ant içerdi her kesin gözleri ışıl ışıl dı aradan 15 yıl geçti şimdi yaptıkları sorgulanıyor yeri geliyor hakaret ediliyor hatta devrimleri yokedilmek isteniyor açıkça saldırılıyor hem sözle hem eylemlerle Asıl sorun ve en acı olanı bizi bıraktığı 10 kasım 1938 den daha geride olduğumuzdur Hayatını ülkesini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için harcayan köklü değişimler yapan ve her yaptığı Gelişmiş bir toplumun başlangıçları olan ve bunları yaparken içinde bulunduğu şartları çok zor olan ama bütün zorluklara rağmen kısa bir zamanda ülkesinin kaderini Pozitif yönde değiştiren ve bu özellikleri yüzünden Dünyada tek olan Bir Liderin mirasının tüketilmesi unutulması yokedilmeye çalışılması aklımın ve vicdanımın kabul edemeyeceği şeylerdir Düşünüyorumda o bile bunları tahmin edememiştir belkide ilk yanılgısı da budur . Ama üzülme yaptıklarının değerini bilen onları sahiplenen gittikçe azınlağa düşsekte yolumuza açtığın yolda ilerleyen Türk gençleri hala mevcut kaybetmeden kıymet bilinmezmiş biz biliyoruzda anlamayanlar var biz bedel ödendi sanmıştık demekki bedel ödenmemiş korkarım ki bu gidişle bu bedeli ödiyeceğiz İşte ozaman anlayacaklar O bakan ama görmeyen kör gözler Hiç gerçekleşmemesi dileğiyle ................................ Açtığın yolda gösterdiğin ülküde hiçdurmadan yürüyeceğime ant içerim Ne mutlu Türküm diyene Hatıladınızmı bu yemini ??? Bazıları yürüyor ama geriye doğru Alıntı
Φ avniler Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 ve seçim geliyor.Seçimi yeni bir meclis oluşturmak için yapıyoruz.Farklı şeyler oylayacak değiliz.başbakanın kim oldu çokta önemli değil.dinazor bürokratlarımız hala var oldukça.millet ağır sanayiden hafif sanayiye geçti, bilişim sektörü ona keza.Yabiz kısı döngülerden hala kurtulamadık 70 yılların sağ sol çatışmaları alttan alta yürütülüyor.Neyin rovanşını almayı düşünüyuorlarsa. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.