Φ figgaro Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 ---iyimser bir gul uyandim seni dusundum birden bire duvar birden bire gece yarisi uyandim seni dusundum hadi yar ay gogsumun ay gogsumun sol yarisi. su bulaninca meydanlarda sesin, sesin, sesin yirtilinca hic dostun kalmayinca sarsilmis bir omrun basamaklarindan gorusmeye gel ne olur iyimser bir gul olsun dudaklarinda iyimser bir gul olsun dudaklarinda iyimser bir gul olsun dudaklarinda dert etme iyiyim ben ara sira mahser ara sira yasama hirsi dert etme iyiyim hadi yar ay huznumun ay huznumun tutun sarisi kan bulasinca yanginlarda yuzun, yuzun, yuzun parlasinca saclarin tutusunca zorlanmis bir hukmun tutanaklarin gorusmeye gel ne olur iyimser bir gul acsin yanaklarinda iyimser bir gul acsin yanaklarinda iyimser bir gul acsin yanaklarinda. ---Merhabaaaaaa.... ... ---Fırtınasın yorulursun.. ---Seninde bir anı topiğin olsun... ---Arada bir uğrar.. ---Görürde buradaki tutuklu diğer yanını.. ---belki biraz durulursun.. ---Şimdilik hoşçakal... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Yürürlükte hava su ateş toprak Yürürlükte irili ufaklı atomlar Çürümüş sanıların karşısında Bu arada yalnızlık sürümden kazanıyor Uydurma aşkların yanıbaşında Kuş uçmuyor korku ormanlarında Sıkıntı denilen timsah uyanık Erdemi ve inancı savunuyor kendince Belki güler geçersin belki de Gülmeyi bile düşünmezsin Anlatmazsın bile birilerine O kadar çıplak Oh olsun yalancı şairlere Kokuşmuş bilgelere oh olsun Gene sokaklar baskın Her iyide her doğruda her güzelde Kaçak evlerin sanrılı karanlığı Demek ki çoktan bitti Şimdi her yerde orada burada Eşsiz yağmurlar altında Bütün kara deniz ve gök haritalarında Zor ve sessiz bir çocukluktan kalma Serseri şair ruhum geçerlidir Geçerlidir dayattığım her özlem İstanbulun bütün sokaklarında Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 Merhabaaaaa.... Deli geldi Figgarooo pek iyi olmuş bu durak Geç kaldım biraz biliyorum.Napayım trafiğe takıldım Egzorsist benden önce esmişsin bakıyorum Teşekkürler Çok yüklüyüm be çok yorgun sahiden.Gönül yorgunluğu çok ağır daha yoruyor insanı... Şimdiii açılışı dualar ve dilekle yapmak istiyorum ben. Dostlarım çok kıymetli benim için.Onlar kendilerini bilirler.Madalyonun ikiyüzünü de bilenler Bu dilek ve dualar sizler ve kendim için.Yüreği sadece iyilikle çarpanlar için.... Sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil... Sağlığı iyi olsun. Kalbi ritmini çalsın. Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olmasın. Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın. Sevdikleriyle birarada olsun. Kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. Lafları birbiriyle başlasın. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getiricek biri olsun. Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın. Sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun. Onun yeri ayrı olsun. Onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. O herşeyine, her haline tek tanık olsun. Bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. Duyguların hepsi onda olsun. Kalbi buna teslim olsun. Bütün şarkılar onu anlatsın. Aşık olsun, sırılsıklam olsun. Kurumasın. Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. İbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. Daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. O başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine baksın. Neşesi bol olsun.Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. İçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Gürültü çıkarsın. Saçma şeyler söylesin. Çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. Nereye gidip geldiği bilinmesin. Değiştirmek istedikleri değişsin.İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. Bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin.Birşey ona sürpriz olsun. Günlerinden birgünü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. Bu gün üçyüzaltmışbeşten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın. Bir hayali gerçek olsun. Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın. Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün olduğunu unutmasın. Bu duayı okusun. Kendi sesiyle duysun. Duası gerçek olsun.Her kelimesine şükretsin. Tek satırına nazar değmesin. AMİN... Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 DENEME,DENEME Şöle diptemel bi temizlik yapsam. Ruhum, bedenim kir pas içinde. Önce ruhumu keselesem keselesem Olurmu ki tekrar sıfır kilometre. Bedenim is içinde Sevgi dağıtmaya girdiğim bacalar boyamış heryanımı. Ya ayaklarım; yürüdüğüm yollarda ki asfaltlar yapışmış onlara da. Götürmüyor artık beni ne ileri ne geri...(d.f) Figgarro okursan bana not ver Notun kıt değil dimi bee Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 Asıl sana vay hatta vayyyyyyyyyy Vay ki ne vay Buraya gelmen ve yüreğime dokunman büyük mutluluk Şövalye'lerin eh hası... Çizikte ne kelime?Benim yüreğim karış karış sizlerle dolu. Şu tebessümü bana ettiren herkese yer var orada. Sen zaten oradasın Yüreğine sağlık, ellerin dert görmesin Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 DENEME,DENEME Şöle diptemel bi temizlik yapsam. Ruhum, bedenim kir pas içinde. Önce ruhumu keselesem keselesem Olurmu ki tekrar sıfır kilometre. Bedenim is içinde Sevgi dağıtmaya girdiğim bacalar boyamış heryanımı. Ya ayaklarım; yürüdüğüm yollarda ki asfaltlar yapışmış onlara da. Götürmüyor artık beni ne ileri ne geri...(d.f) Figgarro okursan bana not ver Notun kıt değil dimi bee ..yok notum kıt değil..kıt dedinde..şöle kıtır kıtır bi paksimet çekti canım..hani eskiden paksimet satıcıları bağırırlardı sokaktaa.."kıtır kıtır..al çaya batır..beğenmezsen geri getir.."..heh hee..neysee konu dağıtmada üstüme yoktur.. ---şiirine gelince..kim ne yazmışsa odur..içinden geçeni yazmışsın..anlam bakımından iredelemeye kalkarsak ki bunu yapmak istemem..işin içinden çıkamayız..her hal..her eylem..her silüet..her kelime bir farklı gelebilir diğerine göree.. ---hani sana öncesinde de demiştim yaa..insanlar sende ne görüyorsa onlara göre sen o sundur..hakikat bumudur..bi çok insan bi diğerinde kendini arar..kendini senle ispatlamak ister..bununsa temelinde şu yatar..ego cilalamaca.. ---boş ver sen şamı..şekeri..figgaronun vereceği notu..en azından kendin bişeyler yaratmışsın..kal sağlıcakla.. ---umarım devamı gelir... .... Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2007 HEYECAN VE FIRTINA bir hitit lalesi tanıyordum ilk defa masum bir aldanıştı hayat pencerelerde intiharı koklayan çiçeklerle beraber çığlıklarıma tutkun bir kuyunun dibinde onun o gökkubbeyi yakan güzelliğini şarkılar soyleyerek anıyordum ilk defa gemi benim olmalı, su benim olmalıydı gemiciler göklerde ruhumu bulmalıydı tutuşan bir dal gibi titriyordum ilk defa yuvasız karıncalar ve kuşlarla bilendim kahır yüklü atlarla, yokuşlarla bilendim bulutları ayinde görüyordum ilk defa mazide kın arayan kılıçlarla bilendim yollar hep bana doğru koşuyor; farkındayım dağlar bile kendini aşıyor; farkındayım savaşçı mızrağını kırıyor sevda için cemre damarlarıma düşüyor; farkındayım üflenen her kandilin yerinde bir süreyya ağlayan her çocuğun bakışlarında akşam ölümüne müstehzi adımlarla yaklaşan esir uykularında kalan binlerce rüya çelik prangaları süsleyen hakimlere ulaşır mı, merhamet ırmağı taşısa da ihanete uğrayan gözyaşları gibiyim gene siyah bir perde çekildi üzerime silahlar avutuyor benimle kendisini oysa ben yalnız senle avunuyorum öfkeli mahkemeler, kan tüküren dosyalar cinnet savcılarını sürüyor menzilime oysa ben yalnız seni, seni savunuyorum Bunu ben yazmadım Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 uçuyoruzz hepimiz kamikazee.. baksana..patron beni görünce kötü kötü bakıyoo..gözlerinde dehşeti görüyom..nedendir ki..beyazlar içinde gelmemmi yoksa ofise..girdin zihnime..şimdi biley taşında bilemekteyim..tutmayın benii.. Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Ah ahhh zavallı garip patron Bırak bileyle falan uğraşmayı bak şu yukarda ki balta daha iyi iş görür Kesin ve net sonuç Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Dün akşam rüyamda senin için görünmez bir kazaya şahit oldum.!! Nasıl yani Kazadan sağ çıktım mı ölüyormuydum yoksa Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Görünmez bir kaza olduğu için pek iyi göremedim... Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 RÜZGARIN TÜRKÜSÜ Ağlamışsın! Kirpiklerine nazar boncuğu gibi astığın hüzünlerden belli. Çığlıksız yaşayamıyorsun artık. Kudüs´ü mazaret gösterip, sancıdan kıvranan saçlarını esmer tenli çocukların Filistini gözlerinde vuruyorsun. Ne desem sana, ne söylesem bilmiyorum! İncinmişliğimi, tükenmişliğimi kızıl topraklara döküp öyle geldim gözlerine. En biçimsiz yanlarıma Bediri gözlerini sürdüm: Yeşile kestim, aşk oldum sonra... Uhud´un sargılı başındaki çöl rüzgarıyken... Bir sana ağladım, bin sana düştüm. Açtım yelkenlerimi gözü doymaz acıya karşı. Ey Aşk! Avare cümlelerin tırnak diplerinde mi çiçeklenir senin gülüşlerin? Kan bulaşığı postalların altından mı toplarsın Necef suretli yüz parçalarımı? Ne olur! Çekme ellerimden aşka buladığın zülüflerini. Yoruldum hayatımı ipuçlarına bağlamaktan. İhtilallerden sağ çıkmayı başaran yüreğimi tufan kılıklı şafaklara gömmekten usandım. Ne olur! Fütursuz karnavallardan geriye kalan bu denizi küllendirme, kelamların acziyetini kuşandığı yerde. Ey Aşk! Gün olur; sende düşersin aşkın ahtapot kollarına. Yana yana üşürsün kalbindeki buzdağının eteklerinde. Usta biliyor musun? ´´Süsle beni ey aşk! Geçtiğin yerleri öpüyorum´´ deyişinden bu yana hiç üşümemiştim ayaz çağlar arasında. Korkmamıştım meydan muharebelerine yalın yürek girmekten. Ama şimdi, Kızıl Deniz´in ötesinde boğuluyor kabuğuna sığmayan hülyalarım. Yankısızlığımda bir gece ´´sus´´ oluyor gömülü umutlarıma. Ey Aşk! Bugün ne Yusuf´um ne Yakup. Sadece kendi içini parçalayan gözlerim, Mısır´a vurgun, Kenan´a sevdalı. Ayaklarımın dibindeki denize yığılan Ramallah´ta kurşuna dizilmiş türkümdür. Zaten hiç beceremedim yaşamayı. Varsın dolaşsın Azrail´in elleri ensemde! Ölsem ne gam. Ben Rüzgar´ım, sen Aşk. Ne yöne essem yüzümü sana çarpıyorum. Yüzüm iklim iklim sana bulanıyor. Ey kurbanı olduğum gül! Bu infaz, bu katliam, bu gidiş niye? İçimde yığınlarca ceset varken nasıl yaşarım ben söyle? Hani, ´´Ay düşünce denize seni hatırlarım´´ diye haykırmıştın ya! Kurumuş dudaklarımı kan dolu kadehlere gömerek, içimin duvarına vuran bu çığlığına yasladım kulaklarımı. Hadi öp düşlerimi yanıyorken hala buselerinin menekşesi. Zulmetin iflah olmazlığından esiyorum divaneliğine. Kanıyorum utangaç karanfilleri basarken sermest yarama. Ki ben Rüzgar´ım! Seni bulmadan ıslatamam kanatlarımı. Savuramam ıslığımın damlalarını ıslak yanışlarına. Gardiyanıyım sakıncalı aşkların! Tutuklayamam seni tutuklanmadan ben. Ki sen Aşk´sın! Göçemezsin Sürgün Kentler´e sesi üç noktalı esişime ölü toprağı serperek. Katillerini vuramazsın üç bölümlük oyun bitmeden, perde kapanmadan. Ki sen kalbimdeki bıçak sırtısın! Kıyamazsın güneş saklısı sarı saçlarıma, saçlarım gülüşünü öpmeden ey Aşk! Seferini bitiremediğim müebbet düşmeleri, çürümüş çatık kaşlarıma mühürlüyorum. Esişimi astığım mum iplikleri yol-yordam bilmeyen rüyalarıma darağacı oluyor. Doymasamda kaçışlara, seni geri çekilmeye kıyamıyorum. Yani beni, yani içimi, yani intiharlarımı... Bendesin, sendeyim! Usta be! Aşıkken ölmeden yaşayabiliceğim bir yürek var mı?Gülmek istediğimde yüzümü rehin vermemi istemeyen bir gök tanıyor musun? Ey Aşk! Seni susmak için şiirlerimin bileklerini kesiyorum yirmiüçbin asırdan beri. Sonra bir hastahanede gözümü narkozlara yatırıyorum. Beyhude ölmüyorsun, susuyorum. Sana gizli gizli eserken ispiyoncu yüreğim beni ihbar etmiş sabıkalı mevsimlere. Şimdi, galeyana getirilen tipilerin sorgularındayım. Oysa suskunluğum itiraf edemediklerimden ibaret: Aşığım, tehlikeliyim, Aşk´a tanığım ve Aşk´tan sanığım. Ben ki lanetlenmiş Kasırga Kavmi´nin tek varisi, Rüzgar´ım. SUSTURUN BENİ!.. CENGİZHAN KONUŞ Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 sana güzel bir şiir gönderiyorum.. AGROFİLİYA Çaresizliğim, sevgimsin Çılgınlığım, sezgimsin Dört bucaktan bana seslenen Görmediğim her yersin. Çığlık atmamak için sığındığım Bu altı dizesin sen ----- (Henrik Nordbrantd) Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 sana güzel bir şiir gönderiyorum.. AGROFİLİYA Çaresizliğim, sevgimsin Çılgınlığım, sezgimsin Dört bucaktan bana seslenen Görmediğim her yersin. Çığlık atmamak için sığındığım Bu altı dizesin sen ----- (Henrik Nordbrantd) Altı dize ama çok güzel Tamam bi daha o kadar uzun şiir bırakmayacam Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Huzursuzum Mutsuzum Umutsuzum TIKLAYIN Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Özlem Bir gece, Gecede bir uyku.. Uykunun içinde ben... Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Gecede ben... Bir yere gidiyorum, Delice... aklımda sen. Ben seni seviyorum, Gizlice... El-pençe duruyorum, Yüzüne bakıyorum, Söylemeden, Tek hece. Seni yitiriyorum Çok karanlık bir anda... Birden uyanıyorum, Bakıyorum aydınlık; Uyuyorsun yanımda... Güzelce. Özdemir Asaf (hala aynıyım ) Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Bir küçük çiçekle kandırılabilirim şu sıralar. Bir tek papatya, bir kır menekşesi ile örneğin Bir kaç satır şiire tav olabilirim Bir gamlık notayla artar sevincim Bir parça güneşle kandırılabilirim şu sıralar Gündoğumu, günbatımı fark etmez Bir oturumluk deniz kenarına tav olabilirim Rüzgârlar beni üşütmez. Bir kaç damla yağmurla kandırılabilirim şu sıralar Üstelik şemsiyeler evde unutulmuş Bir bardak sıcak çaya tav olabilirim Üstüm başım henüz yeni kurutulmuş. Bir tutam sevgiyle kandırılabilirim şu sıralar Fazlasına öykünmeden Bir kaçamak bakışa tav olabilirim Belki bugün, gün bitmeden ne dersinn Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Es ey..! deli fırtına....... Ne varsa sürüklensin. Hayatın;girdaplarında ve enkazlarında, Ne varsa çıksın ortaya. Bir yaprak kadar hafifim. Bir dal kadar kırılgan. Ama asi yüreğime dokunma. Bırak meydan okusun, Bırak türkü çığırsın şimdi... Çok fırtınalar gördüm, Çok savaşlar yaşadım. Bırak kudursun...gök, deniz... ........batsın bu dünya, Diyenlerden olmadım. Aksiyon benim aradığım. Artık güneşlerde ne kavrulmak, Ne de yanmak istiyorum. Zaten ne güneşim oldu, ne de yıldızım. Param yoktu satın alamadım. Yağmurlarımda yoktu, Romantik yaşıyamadım. ................................ Ben poyrazların, dalgaların insanıyım. Fırtınayla doğmuşum yaz günü. Kasırgayla yaşamışım, yaşanacak ne varsa. Kahkahalarım hep gök gürültüsüne benzer. Şimşekleri ben çaldım, içimde başka ne gezer... .................................................................... Yakomozları dağıtırım, gül suyu niyetine. Ölümler bana ninni gibi gelir, Servetim yokki, bırakacak geridekilere. Ne üşürüm, ne de canım yanar. Taş kalbimi isteyene amadeyim. Ne çekiç kırar, ne de balta. İtinayla kırılır diyenlerdenim, Al sende vur olsun paramparça... Denizler, dalgalar, kasırgalar, Fırtınalardır tek meskenim. Aşiyansız kuşlar, Kanadı kırık kırlangıçların, türküsüyüm. Ve...öyle bencilceyim... denizler, dalgalar, kasırgalar, Fırtınalardır tek meskenim. Aşiyansız kuşlar, Kanadı kırık kırlangıçların, türküsüyüm. Ve...öyle bencilceyim... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 o ne anacım..herkez bi yerlere tıklattırıp duruyo..yazı şu..TIKLAYINIZ.. nasılsın delifırtına..hayırdır sinekler falan..töbe..töbee.. --görüşürüz.. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Biri gelir sorarsa Sana beni sorarsa Gitti der misin Gittiğimi söyler misin Gidiyorum ben sana Benimle gider misin. Özdemir Asaf teşekkürler delifırtına.. Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Biri gelir sorarsa Sana beni sorarsa Gitti der misin Gittiğimi söyler misin Gidiyorum ben sana Benimle gider misin. Özdemir Asaf teşekkürler delifırtına.. Bişey değil Frozen :)Ben de teşekkür ederim Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 SEN’LE SOHBET... Sevmek... "Sevmek" dedim. "Yoluna ölmek" dedi. "Yol" dedim. "Alıp başını gitmek" dedi. "Gitmek" dedim. Bir "Ahh" çekip, "Dostlardan ayrılmak" dedi. "Dost" dedim. Durdu. Bana baktı. "Dost" diye mırıldandı. "Yüreğime nasıl koysam bilemediğim" dedi. "Yürek" dedim. "Dünyaları içine sığdıramadığım" dedi. "Dünya" dedim. "Hayatın bir yüzü" dedi. "Yüz" dedim. "Ardında ne gizli bilemediğim" dedi. "Giz" dedim. "Hep çözmeye çalıştığım" dedi. "Çalışmak" dedim. "Bitmeyecek öykü" dedi. "Öykü" dedim. "Binlercesini içimde gizliyorum" dedi. "Gizlemek" dedim. "İşte, her şeyin bitimi" dedi. "Şey" dedim. "Sevda" dedi. "Sevda" dedim. "Peşinden koştuğum" dedi. "Koşmak" dedim. "Hayat, bir maraton" dedi. "Hayat" dedim. "Öyle kısa ki!" dedi. "Niçin kısa?" diye sordum. "Yaşanacak çok şey var, zaman yok" dedi. "Yaşanması gereken ne var? " diye sordum. "Aşk" dedi. "Kaç kere?" diye sordum. "Bin kere" dedi, "Milyon kere" "Neden bir kere değil?" diye sordum. "Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek aşk" dedi. "Önce ona varsan olmaz mı?" diye sordum. "Keşke olsa" dedi, "Ama önce yoğrulmak gerek" "Acı çekmek mi?" diye sordum. "Evet, aşk acısında yok olmak" dedi. "Yok olunca!" dedim. "İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsın" dedi. "Gerçek aşk!" dedim. "Büyük o!" dedi. Durdum. Durdum. Ve sustum! "Neden sustun?" diye sordu. "Yüreğim titredi sanki" dedim. "Neden?" diye sordu. "Bilmiyorum" dedim. "Büyük O!" "Evet" dedi, "Büyük O!" "Nerede?" diye sordum. "Her yerde" dedi. "Nasıl?" diye sordum. "Yüreğini aç" dedi. "Yüreğimi açmak!" dedim. "Bir tebessümle bak her şeye" dedi. "Tebessüm" dedim. "Her kapının anahtarı" dedi. "Kapı" dedim. "Girmeden bilemezsin" dedi. "Ya korku!" dedim. "Bilinmeyenden korkar insan" dedi. "Ben bilmiyorum" dedim. "Neyi?" diye sordu. "Ben’i" dedim. "Sen kimsin?" diye sordu. "Ben kimim?" diye sordum. "Sevgiyle beslenensin" dedi. "Kimin sevgisiyle?" diye sordum. "Büyük O’nun" dedi. Durdum. Durdum. Yine sustum. "Kimsin?" diye sordum. "SEN’im" dedi. Alıntı.. Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Hayat; .....Yokluğu var edecek kadar erdemli. Yanlızlık; .......Dünyaya haykıracak kadar yoksun. Sen; ......Beni yokluğunla sınayacak kadar acımasız. ve ben; ......Kendimle kavgalı... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.