Φ sedelina Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Sen bana bakma, Ben senin baktığın yönde olurum. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 sardunyam bu sana bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç Alıntı
Φ AynRand Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 ey mihri yar virane sözlerle süslenmiş mektupların neden noktaları çukur kadar derin virgülleri gözyaşı kancasıdır veda satırlarında niçin elleri olan sözcükler yoktur zaman hangi ayrılığın parantezinde vuslatı simgeler duvarlar hangi mevsimdedir gün dökerken sarı güllerin hükmü var mıdır mektupların küllerinde bu şehri dolaşan efkar niçin gözlerinde efsunlaşır hangi göz sırata eş değer bir yoldur kalbe ey mihri yar ayaz bakışlı bir rüzgarın güzelliğini gazellediği vakit kelebeğe küsen çiçeklerin vebalini düşün aşiyansız serçelerin yollara sırt döndüren türküleri nasıl susar bunca dileği koca gökyüzünde bir topal yıldız nasıl taşır gözlerimi silecek mendil ne zaman döner düğün eğlencelerinden ey mihri yar artık yağmur hangi makamda yağar Recep Koç Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 virane sözlerle süslenmiş mektupların neden noktaları çukur kadar derin virgülleri gözyaşı kancasıdır ey mihri yar artık yağmur hangi makamda yağar Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 Desem ki... Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimdeki şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelleğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. Cahit Sıtkı Tarancı Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 Kanamış kanatlarımdan birtutam öfke Bir kahve gözün hayaline dalmış kirpiği kirpiğine değmemiş bir çift göz... Ve kara, kapkara bir gökyüzünden bir yorgan….. Ve birde sen….. Sevdiğim….uğruna hayatlar yıktığım...herşeyim…. Hiçbir şeyim olmamakmıydı vaadettiğin YARIN... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2007 Sevdiğim….uğruna hayatlar yıktığım...herşeyim…. Hiçbir şeyim olmamakmıydı vaadettiğin YARIN... her şiirn son cümlesinde yapacağını yapıyorsun arkadaşım,insanı vuruyor bu kelimeler Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 sessizliğim sensizliğimdi artık ben seni böylede seviyorum Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Sessizlik açarken zulüm bahçeleri Gözlerinde bir anda dört mevsim Her mevsimin güzelliğinde sen Bunca ayrık ve diken içinden Güle çıkmak işte budur desem Bilmem inanır mı bana çiçekler İçimde sayısız denizlerin şahlandığı O günü tarihlesem şimdi Irmak ırmak çizsem zamanın yüzüne Adına sonsuzluk desem Ve her saniyesini o sonsuzluğun An be an şiirleştirmek istesem Bilmem inanır mı bana sözcükler Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 kızıl yakamoz yanlızlık kor bıçak yüreğimde Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 ben bu gece ölmezsem ölmem ölmem hiçbir vakit Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 önce, kendimizi yenmek zorundayız, katılır mısın? İç güdüler, beyni yadsır bilir misin özenmek mi?... düş evreni yeniden doğuyor, rahatlıyorum... dostluk tutkumuzu boğsak mı ne yalanlar, erdemsizlikler mi en çoğalan yaşamda en doğurgan... unutma, sadece, bedelini ödediği şeye sahip olur kişi Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 bir namuslu ilkedir bu erdemden yana ve haklı olmanın çilesini çekerim ben hep karanlıkta kişi başkalaşıyor mu, ne dersin Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 ola ki özlerim kafam karışır şöminenin bir köşesinde sen, bir köşesinde ben susmuşuz... kaç kez susulur birlikte kaç kez vurulur kapı?... Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 AŞK İKİ KİŞİLİKTİR Değişir rüzgarın yönü Solar ansızın yapraklar Şaşırır yolunu denizde gemi, Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir. Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşayamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek, Hiçbir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir. Ataol Behramoğlu Alıntı
Φ AynRand Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 dostluk tutkumuzu boğsak mı ne yalanlar, erdemsizlikler mi en çoğalan yaşamda en doğurgan... unutma, sadece, bedelini ödediği şeye sahip olur kişi Evet bu söz çok etklıyeci,ınsan sadece bedelini ödediği şeye sahıp olur doğru.Aşktan çok şey beklıyoruz bazen,ama sahip olmak için bır bedel vermıyoruz,çünkü herşey emektir aşk da sevgide.Beklıyoruz hep beklıyoruz,iyi gunleri ,sevgiliye kavuşmayı,sevilmeyi.Ama neiçin ne kadar uğraşıyoruz?Olmadığında bazı şeyler üzülüyoruz,ama kendımıze soruyor muyuzki?ne yaptın bunun için.Gerçekten istediğin için emek harcadın mı?ne olur dıye korkmadan cesurca savaşırım dedın mı.buna hayır dıyorsan çok şey bekleme,hiçbişey gökten inen bır kuş tüyü gıbı ellerine usulca ve yumuşacık konmayacaktır. Savaşmak lazım sevgi için sevgili için,bedelsız sahıp olunmaz evet. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2007 sensızliğin acısını sen nerden bileceksın sen hiç sensız kalmadın ki mevsımleri saymadın ki Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 sen yinede hala yüreğimde dağsın, dağ! bırak yasak bir alfabeyle yazayım şiirlerimi anarşist çiçekler koparayım, devlet sınırlarını ihlal eden kuşlara yardım ve yataklık yapayım... umudun propagandacısıyım ben bütün sevda sözcüklerini örgütlüyorum ... sen her gece jiletlesende bu aşkı ve varsın yanmış ve yanılmış hayatlar kalsın elimizde bu sevdadan bize diyorum burada yatıyorsun...kalbimin en derinlerinde..burada! vakur, kırgın ve dağ! Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Unuttum Unuttum artık senden kalanları. Ne adın geçiyor, Ne de hatıran beynimi kemiriyor. Çoktan erittim içimdeki cam kırıklarını. Yoksun işte, Benden yoksunsun. Sana bırakıyorum Şu koskoca dünyayı.. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Yalancı düşler kurmuyorum artık, Koymuyorum seni, sensiz biten düşlerime, Kandırmıyorum kalbimi, Ve gülümsüyorum hayata, sahte gülüşlerle. Sorgulamıyorum seni ve sensizliği benliğimde, Ve düşünmüyorum gece yatarken Eskiden düşündüğüm gibi, Seninle olacağım günleri.. Hiç aldırmıyorum, Adının geçtiği sohbetlere, Bahsetmiyorum hiç Eskiden bahsettiğim gibi senden, Kimselere. Unuttum seni işte, Senin hep beni unuttuğun gibi, Unuttum seni işte, Sahte benliğimde.! Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Son Çikmaz Onikiye beş var, Günlerden cumartesi, ay otuz Son çikmaza girdik. Yaşamla degil, ölümle dostuz. Mutsuzluk hedefim vurdu onikiden, Teget geçmede yanimizdan mutluluklar. Büyük bir suskunluk yöremizde Hüzünler sonsuz, derin acilar. Tüm çaresizlikle baş başa Diyecekler bu şair de yaşadi. Beni sevgilim degil-ömür boyu- Acilarim okşadi. Güzeldi yaşam, sevmek, sevişmek; Bir oyundu bitirdik. Vuruldu hedefimiz onikiden Son çikmaza girdik. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Usul usul azalıyordu sevgisi,kalbi soğuyordu... Aynı masada,yanyana oturuyorduk,ellerinden tutuyordum...Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi bilmediğim,bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu...Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından...Seni artık özlemiyorum,eskisi gibi içimi acıtmıyorsun,bu benim için ne büyük acı biliyormusun,derken sesi titriyordu. Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutuluş denizinde usul usul sürükleniyordu...Sevgimiz yurtsuz kalmıştı şimdi... Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi, nefesimi tutmuş saçını okşuyordum durmadan... Sevgisi,yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı değiştirmeye yetmemişti. Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime kattım.Sevgisi biterken gözlerime son bir kere baktı.İnanmıştı çektiğim ıstıraba... Son anda sarıldı bana: Hadi,sen de benimle gel,birlikte karışalım kayboluşa,dedi. Yapamam,dedim,istesem de yapamam.Bu sevginin ömrünü beklemeliyim... Bu sevginin beni götürdüğü yere kadar gitmeliyim... İçimde sırrın,kimseye benzemezliğin sızısı,yarım kalan yolculuğun aşk yüzlü çocuğu var... Sevgisi soğurken son tesellisi,son kıskançlığı,son umudu bu olmuştu... C.Ersöz Alıntı
Φ LOTUS Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım . Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç' diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı: 'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'. Bir bardak doldurdum, tepeme diktim . Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum . Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu hatırladım . Sonra bir tren hareket etti. Sabahtı. Karşıkarşıyaydık . Konuşuyorduk. Ben sevmek diyordum durmadan. Gözlerim gözlerine soruyordu: 'seviyor musun?' diye. Hep evet diyordu gözlerin, ellerin, dudakların hep evet diyordu. Oysa ki, bir çok hayır diyen insan vardı çevremizde. Örneğin: bir çocuk hayır, diyordu, bir kadın, bir adam ve bir başkası, bir başkası hayır diyordu. Hayır'lar arasında ezilmeğe mahkûmdu evet'lerimiz . Tren ilerliyordu. Gözlerin gözlerime soruyordu ne olacak diye. Sigara üstüne sigara yakıyordum, kadeh kadeh içki içiyordum, fakat bilmiyordum ben de ne olacağını. Bizi sürükleyen bir akıntıydı. Durduramazdık onu, hükmedemezdik ona. Bir anafora rastlayıp yok oluncaya kadar akıp gidecektik işte. Peki anafor nerdeydi? Uzak mıydı? Belki çok yakındı kimbilir. Biz onu göremiyecektik. O, gözlerimizi kör ettikten sonra saracaktı bizi buz gibi kollarıyla. Tren ilerliyordu. Pencereden deniz görünüyordu. Denize akşam güneşi vurmuştu. Renk renk kayıklar gördük kıyılarda. Denize taş atan çocuklar gördük. Uzakta bir balıkçı ağlarını topluyordu. Ve tren ilerliyordu. Kadere yaklaşıyorduk . Bir alacakaranlık bastı zamanı. Gözlerim gözlerindeydi. Ellerini tuttum, titredin. Acı acı bir düdük öttü. Bir şeyler koptu içimizden. Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı. Şimdi, o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum . ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN --- --- Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 ateşli çingene dansım! Sen, uzağında kaldığım deniz ülkesi tutamayacağın sözler ver bana, ben tutarım nefes alsın yorgunluğun dağınık yatak akşamlarında biliyorum, gözlerin bir İstanbul hatırası kapatma Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 alfebenin 29. harfındeyım öteye itme beni Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.