Φ gazeteci Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Batı basınının hoşuna giden, Ertuğrul Özkök gibi gazetecilerin de hoşuna gidiyor. Sanıyor ve ilan ediyorlar ki: “Türkiye'de sert bir laik-İslamcı (dindar) kutuplaşması ve çatışması var. Yaşanan kriz de bu çatışmanın bir sonucudur…” Bu görüş tümüyle yanlış ve çarpıtılmış bir görüştür… Biraz dürüst olmak gerek… Herkes biliyor ki, Türkiye'de son yıl içinde toplumsal düzeyde hiçbir şekilde siyasileşen, ülkeyi kuşatacak nitelikte bir laiklik-dindarlık gerginliği yaşanmamıştır. Tersine AK Parti iktidarı bu tür bir çatışmanın önünü kesmiş, İslami duyarlılığı yüksek kesimleri seküler bir sistemin içine alarak, hatta değişimlerini harekete geçirerek temsil etmeye başlamıştır. Bugün bu anlamda, toplumsal özellikler taşıyan bir kriz varsa, o kriz İslami kesimin değil, “laik kesimin krizi”dir. Evet ülkede yaşanan kriz bir tür “laiklik krizi”dir ancak, laikliğin tehlikede olmasından doğan bir kriz değil, kendisini “saldırgan laiklik anlayışının tacizleriyle baş gösteren bir kriz”dir. Saldırgan laiklik bu ülkede hala merkezin toplumsal, siyasal ve ekonomik tekel altında tutulmasını ifade etmekte, tam haklara sahip vatandaş olabilmenin sembolik kriterlerini oluşturmaktadır. Bu kriterleri yerine getirmeyenler yasal haklarından faydalanamamakta (üniversite okuyamamakta, cumhurbaşkanı olamamakta), “zenci” muamelesi görmektedir. Kriz işte bu düzenin krizidir… Doğal baskı araçları denetime yetmeyince, cumhurbaşkanlığının AK Parti'ye geçmesiyle sistemin kontrolu elden çıkıyor endişesi baş gösterince, bu düzen bir sonraki aşamaya, fiziki ve sembolik şiddet aşamasına geçme sinyalleri vermiştir. O zaman şu açıktır: Kriz toplumun değil, sistemin, devletin, askerin krizidir… Onların ürettiği bir demokrasi krizidir… Nitekim bir anayasal sürecin tam ortasında krizi başlatan da, derinleştiren de askeri müdahale davetiyesi ve askeri müdahale olmuştur… Askerin 27 Nisan 2007 tarihinde yaptığı bu müdahalenin diğerlerinden öz itibariyle hemen hiç farkı yoktur. Diğer müdahaleler gibi, bu müdahalenin de temel gerekçesi, askerin “resmi devlet görüşü” olarak belirlediği çerçevenin ciddi bir şekilde delinmesi ya da askerin çizdiği sınırları aşan toplumsal ve siyasal gelişmelerin ülke ve devlet hayatına egemen olmasıdır. Şu aşamada asker, devlet-siyaset ayrımına dayanan bir yönetim anlayışının, bunun temel aracı olan iki başlı yürütme modelinin çökmesini cebren, tehditle engelleyerek bir anlamda kendi siyasi rolünü ve askeri vesayet düzenini koruma girişiminde bulunmuştur. Bu durumda tartışılması gereken de “siyasi iktidar” ve “siyasi iktidarın eylemleri” değil, “siyasi itiraz” ve “itirazcıların girişimleri”dir. Dikkat kesilmek gereken, bir kısmı doğal olarak siyasi iktidarla da ilgili olan “toplumsal umutsuzluklar, güvensizlikler, endişeler” değil, bunları siyasallaştıran ve kontrol altına almaya çalışan, gizlenen “para-militer ve militer anlayış”tır. Özet şu: Ülkede olup biteni toplumsal nitelikli aktif bir laik-İslamcı çatışması ve kutuplaşmasıyla açıklamak, bırakın zekice olmayı, en azından ahlaki bile değildir. Değildir zira militerleşmeyi maskeler, hatta doğrular… Ali Bayramoglu Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Herkes biliyor ki, Türkiye'de son yıl içinde toplumsal düzeyde hiçbir şekilde siyasileşen, ülkeyi kuşatacak nitelikte bir laiklik-dindarlık gerginliği yaşanmamıştır. Tersine AK Parti iktidarı bu tür bir çatışmanın önünü kesmiş, İslami duyarlılığı yüksek kesimleri seküler bir sistemin içine alarak, hatta değişimlerini harekete geçirerek temsil etmeye başlamıştır. Sayın Ali Bayramoğlu, forum kayıtları (IP adresim vs) şahsım adına kanıt olmak üzere; Şahsınızı tanırız biliriz. Bahsettiğinize katılmıyorum. Toplumsal düzeyde siyasileşen ve ülkeyi kuşatacak nitelikte laiklik-dindarlık gerginliği yaşanmıştır. (Yaşanmamıştır dediğiniz kadar benim de hakkım var) Tersine, AKP'nin bunun bunun önünü kestiği yönünde görüşleriniz var. Sayın Arınç'ın "Dindar Cumhurbaşkanı seçeceğiz" sözü buna dahil midir bilmek isterim. (******** forum üyesinden cevap olarak da bunu beklerim) Tandoğan'da ve Çağlayan'da "militerleşmeyi" ispatlayacak, bir afiş bir pankart gösteriniz. Halk üzerinize yürümüştür, bunu partizanlıkla örtbas etmeye çalışmaktasınız. Milletimiz huzurunda ******** ve siz sarı çizgi üzerindesiniz. Saygılarımla. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Evet Ali Bayramoglu'nun kim oldugunu cok iyi biliyor ve onun yazdiklarini ciddiye almiyoruz. saygilarla Alıntı
Φ kgurleyen Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Liberal Demokrat söyleminin altında,''patronu ABD nin Türkiye dezenformasyon görevlisi olarak '' TSK ni yıpratma gayretleri bulunan Ali Bayramoğlu, yukarıda ki analizinde, yine görevini sadakatle yapıyor... Ancak, son TV programında algıladığım kadarıyla artık çok gergin ve umutsuz... 14 ve 29 NİSAN ların O'nun ve benzerlerinin kimyasını bozduğu çok açık görülüyor... Ali Kemal gazeteciliğinin sonunun geldiğini anlıyorlar ve ürperiyorlar.... Vatanın bölünme ve rejiminin değiştirilme tehlikesini yığınlar algıladıkça,yıllardır uğraştığı ve sadakatle yapmaya çalıştığı dezenformasyoncu görevinde ne kadar başarısız olduğunu ve patronunun da hışmını çekeceğini anlıyor...Gerçekten ibret verici ve hazin bir son...... Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Liberal Demokrat söyleminin altında,''patronu ABD nin Türkiye dezenformasyon görevlisi olarak '' TSK ni yıpratma gayretleri bulunan Ali Bayramoğlu, yukarıda ki analizinde, yine görevini sadakatle yapıyor... Ancak, son TV programında algıladığım kadarıyla artık çok gergin ve umutsuz... 14 ve 29 NİSAN ların O'nun ve benzerlerinin kimyasını bozduğu çok açık görülüyor... Ali Kemal gazeteciliğinin sonunun geldiğini anlıyorlar ve ürperiyorlar.... Vatanın bölünme ve rejiminin değiştirilme tehlikesini yığınlar algıladıkça,yıllardır uğraştığı ve sadakatle yapmaya çalıştığı dezenformasyoncu görevinde ne kadar başarısız olduğunu ve patronunun da hışmını çekeceğini anlıyor...Gerçekten ibret verici ve hazin bir son...... Mahsun bir soru : 61 71 ve 80 darbesini yapan cuntacılar kimden destek alarak yaptı ? a)ABD B)ABD C)ABD D)ABD E)hepsi Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2007 60.li 70.li 80.li yillarin gencligini yakanlar kimler,,, ayaklar,..mi.,.,ayakkabilarmi yoksa gencligin kendisimi.,.,!!! Bir düsünürsek ayni görüsün bile birbirine Acimasizca kursun yagmuruna tuttugu günleri Genclerin birbirine ,,okul siralarinda kalemi bir kenara birakip,., kursun gibi mevzilendigini düsünürsek.,. HERHALDE BEKLENIN GELMESI KACINILMAZ OLURDU,.,.Bu Ülke sahipsiz degildir Birileri ayakkabilarini giyip yola cikacaktir,.,. Biz görmesekte birileri görecektir,.,cünkü birilerin rengi hic bir zaman degismez Bu Vatan icin,.,. Evet ne yazikki böyledir.,Haklilarmi ,,Haklidirlar.,. Ayni görüsten olupta birbirlerine kursun sıkanlar Haklimidir,.,.!!! Saygilar yamyam frankfurt Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.