Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DİN'LERİN EVRİMİ?... DİN NE ZAMAN EVRİMLEŞMEYE BAŞLADI... (Dinin, yarım milyon yıl önce Homo sapiens'in ortaya çıkışından önce başlaması olanaksız gö)


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

DİN'LERİN DE EVRİMİ!...

YA DA DİN NE ZAMAN EVRİMLEŞMEYE BAŞLADI...

 

Bugün bilimsel anlamda bakıldığından dinin, yarım milyon yıl önce Homo sapiens'in ortaya çıkışından önce başlaması olanaksız görünüyor. Bu tarih büyük bir olasılıkla modern insanın 200.000 yıl önce ortaya çıkışına denk gelebilir. Aynı dönem lisanın da ortaya çıkışına rastlıyor. Kaldı ki dinin varlığı büyük ölçüde lisana bağlıdır öyle değilmi...

 

Hepimiz biliyoruz ki son yıllarda sinirbilim beyindeki ''Tanrı-noktası''nın yerini buldu. Bu bölge varlığımızın uzamdaki yeri ile ilgili duyulardan ve ''evrenle tek vücut olma'' duygusundan da sorumlu... Fakat gruba bağlılığı pekiştiren ön önemli araç endorfinlerdir ve Bu da beyin salgısının kendisidir ki, vücut stres altında olduğu zaman salgılanır. Pek çok dinsel törende dövünme, dans ve ilahilerden oluşan uzun ayinler sonucunda endorfinin salgılanması tesadüf değildir. Endorfinlerin uyuşturucu etkisi insanlarda rahatlama ve aynı deneyimi paylaşan grup bireyleriyle yakınlaşma duygusu uyandırır.

 

Beynimiz tanrıları ve dinleri yaratmamıza izin verildiği biliniyor.

1-Ancak bu, büyük beyinlerin tesadüfen ortaya çıkarttığı bir yetenek midir?..

2-Yoksa uyum kaygısı sonucu mu ortaya çıkmıştır?

3-Dahası dini evrima mağruz kaldık?

Ve en çarpıcı sonuç...

İnsan beynini okuma yeteneğidir.

Buna ''Aklın teorisi'' diyebiliriz.

Bu kuramı şu cümleyle açıklayabiliriz:''Senin ve benim ahlaklı davranma arzusu duyduğumu bilen doğaüstü bir varlığın varolduğunu sandığına inanıyorum.''... Bu düşünca tarzı, dini doğaüstü kişisel inançların ötesine geçirerek, herkesin paylaştığı toplumsal bir fenomen haline getirdi... Peki din/dinler geçmişten bugüne nasıl bir evrim geçirdi de bugün bunlar çeşit çeşit anlamlarda açıklanarak ve birbirinin aynı olmayan şeklinde tartışılır olmaktadır...

Sevgiyle ve umutla kalın...

 

evrimsamaliqz4.jpg

 

Kaynak:

1- Glaskow'daki Scottish Üniversities Çevre Araştırmaları Merkezi'nden Michael Russell

2- University College London'dan Andrew Pomiankowski

3- Reyhan Oksay / New Scientist /

Gönderi tarihi:

Eh pek tabiidirki,

tüm bu varlık alemine tesadüfen oluşmuş, evrilmiş çevrilmiş diyen birisinden de,

dinlerin insanın konuşmayı ''lisanı'' edinmesiyle başlayan ve devam eden bir süreç olarak görmesi yadırganmamalı.

Mesela , dinler ''dillerin'' oluşmasıyla başlamış derken , acaba konuşmanın nasıl evrim geçirerek bu günlere ulaşabildiğine dair bir bilginiz veya ''varsayımınız'' var mı ?

Dahası,

siz dinlerin , Allah olmadığı varsayımından hareketle evrimini anlatırken biz,

evrimin olsa bile Allah'sız olamayacağından hareketle bu konuyu anlatırız.

Yani sizin bakış açınız ateistçe...

Dolayısıyla yeni başlık ve yeni bir konu olmayacak bu :)

Gönderi tarihi:
Mesela , dinler ''dillerin'' oluşmasıyla başlamış derken , acaba konuşmanın nasıl evrim geçirerek bu günlere ulaşabildiğine dair bir bilginiz veya ''varsayımınız'' var mı ?

 

Bu konuda dinin ne dediğini biliyoruz...

 

Tanrı Adem'e bütün varlıkların isimlerini tek tek öğretmiş.. Ama nedense yazıyı öğretmek aklına gelmemiş. Yazı çooook çoook sonra sümerler tarafından bulunabilmiş. Keşke tanrı Adem'e yazıyı da öğreseymiş de, elimizde yüzbinlerce yıl öncesinden yazılı kaynaklar bulunabilseymiş :)

Gönderi tarihi:
Tanrı Adem'e bütün varlıkların isimlerini tek tek öğretmiş.. Ama nedense yazıyı öğretmek aklına gelmemiş. Yazı çooook çoook sonra sümerler tarafından bulunabilmiş. Keşke tanrı Adem'e yazıyı da öğreseymiş de, elimizde yüzbinlerce yıl öncesinden yazılı kaynaklar bulunabilseymiş

Peki bilim ne demiş..

Bilim bunu açıklamış demekle olmaz..

Bilim bunu tespit ederken hangi referans noktalarını kullanmış..

Bilmin bu konudaki bulguları nerlerdir..

İnelim bakalım hep birlikte derinlere..

Buyrun..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Günümüzde bilim her türlü problemi, sorunu, bilinmezi ve zorluğu aşabilecek güce erişme aşamasındadır...

Ve gelecekte tüm bunlara yeterli ve tatmin edici cevabı verebileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın...

 

Bakın pek çok insan bugün ünlü bilim felsefecisi Karl Popper ile aynı görüştedir...

popper'e göre din metafiziğin dünyasına aittir; bilimsel sorgulamaya tabi tutulamaz der...

Ve devam eder..

Biyologların çoğu bu görüşe katılır ve Tanrı konusunu tartışmaların dışında tutmaktadırlar.

Ancak yine bugün çok iyi biliyoruz ki din ve tanrıların insan davranışı üzerinde çok büyük etkisinin olduğunu yadsımak doğru değildir...

Çünkü hiçbir etkileri yoktur...

İşte bu nedenle biyologlar bile dinlerin niçin varolduğunu ve insan evriminin hangi noktasında devreye girdiğini araştırma konusu yapmaktan geri kalmazlar...

 

Kendi payıma eninde sonunda insanlık tarihi süreci içinde tüm bu bilinmezlikleri tüm çıplaklığıyla ortaya çıkaracaklarına yürekten inanıyorum...

Yoksa doğmalar bizi bugün müslüman ülkelerin içinde bulunduğu durumun ne yazıkki kin, nefret, kavga, gürültü, yoksulluk, çeresizlik, açlık, sefillik vb. durumuna düşürmekten öte bir faydası olmayacağı açıktır...

Sevgiyle, uyanık ve yüreklice kalın.. :clover:

Gönderi tarihi:

Teistlerle ateistler arasındaki bilim kavgasına anlam veremiyorum..

Bilim insanlığın çıkarı için vardır..

Burada hiç bir müslüman arkadaşım bilmi inkar edemez..

Öyle bir ima ediyorsunuzki, sanki bizler bilme karşıyız..

Bilmi evrim mi belirler arkadaşım..

"Evrimi inkar ediyorsan bilimci değilsin" bu mu yani mantık.. :)

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Bu düşünce sevgili xlark nedense bana şunu birden...

Diyanet Vakfının çıkardığı İslâm Ansiklopedisi 'nin 18. cildindeki (1998) Hurafe maddesini (ss. 382-384) hatırlattı.

Yazan Sayın Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz .

Kelâm ve mezhepler tarihi profesörü; yani ilâhiyatçı. Sayın Profesör hurafe maddesinin bir yerinde aynen şöyle yazıyor: "Hurafeler sadece dinî meselelere has değildir; din dışı bazı konular, hatta bilim adına ileri sürülen kanıtlanmamış bazı teoriler de bu statü içine girmektedir. Bu çeşit teoriler 'modern hurafeler' olarak değerlendirilebilir. Evrim teorisi bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Zira evrim teorisine ilişkin tatmin edici kanıt bulunamadığını itiraf ettiği halde yine bu teorinin doğruluğuna inandığını söyleyen ve bunu savunan bilim adamları mevcuttur."

Peki bu adamlar; TÜBİTAK'ın evrim konusunda hem yetişkinler hem de çocuklar için Türkçe olarak yayımladığı pek çok kitaptan hiçbirini de mi okumadı? Diyelim ki bunları okumaya vakti yok, peki TÜBİTAK ödülü kazanmış pek çok biyolog var, bunlara da mı ulaşamadı? Hiç kuşkusuz jeologlar da kendisine yardımcı olabilirdi, nihayet biz de paleontoloji okuyoruz. O da olmadı, antibiyotiklerin niçin gelişigüzel alınmamaları gerektiğini aile doktoruna sorabilirdi (tabiî doktor yerine üfürükçüye gitmediğini farzediyorum). Evrim teorisinin kanıtlarını öğrenememek âdeta özel bir çaba istiyor, gördüğünüz gibi. Ama ülkemizde hâlâ bu çabayı sarfedenler, hâlâ bilimin yerine safsata koyabileceğini sananlar var. Böyle birinin devletin yüksek düzeyli bir memurunun başında bulunduğu bir vakfın şemsiyesi altında ve bir üniversite profesörü ünvanıyla bu tür bir çabayı sürdürmesi ise çok düşündürücü.

(s. 383).

Umarım anlaşılmıştır...

Bu sadece sizin düşünceniz değil..

Genelde olabilecek düşüncenin bir izi, belirtisi, emaresi..

Sevgiyle, umutla ve uyanık kalınması dileklerimle...

Gönderi tarihi:
Bu düşünce sevgili xlark nedense bana şunu birden...

Diyanet Vakfının çıkardığı İslâm Ansiklopedisi 'nin 18. cildindeki (1998) Hurafe maddesini (ss. 382-384) hatırlattı.

Yazan Sayın Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz .

Kelâm ve mezhepler tarihi profesörü; yani ilâhiyatçı. Sayın Profesör hurafe maddesinin bir yerinde aynen şöyle yazıyor: "Hurafeler sadece dinî meselelere has değildir; din dışı bazı konular, hatta bilim adına ileri sürülen kanıtlanmamış bazı teoriler de bu statü içine girmektedir. Bu çeşit teoriler 'modern hurafeler' olarak değerlendirilebilir. Evrim teorisi bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Zira evrim teorisine ilişkin tatmin edici kanıt bulunamadığını itiraf ettiği halde yine bu teorinin doğruluğuna inandığını söyleyen ve bunu savunan bilim adamları mevcuttur." (s. 383).

Umarım anlaşılmıştır...

Bu sadece sizin düşünceniz değil..

Genelde olabilecek düşüncenin bir izi, belirtisi, emaresi..

Sevgiyle, umutla ve uyanık kalınması dileklerimle...

 

Boşver dipnot bu tür yaklaşımları..

Ben işin o kısmında değilim..

Ben dille söylediğiniz şeyleri irdeliyorum..

Bilim diyorsanız buyrun meydan diyorum..

Ve hala bekliyorum..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Bu düşünce sevgili xlark nedense bana şunu birden...

Diyanet Vakfının çıkardığı İslâm Ansiklopedisi 'nin 18. cildindeki (1998) Hurafe maddesini (ss. 382-384) hatırlattı.

Yazan Sayın Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz .

Kelâm ve mezhepler tarihi profesörü; yani ilâhiyatçı. Sayın Profesör hurafe maddesinin bir yerinde aynen şöyle yazıyor: "Hurafeler sadece dinî meselelere has değildir; din dışı bazı konular, hatta bilim adına ileri sürülen kanıtlanmamış bazı teoriler de bu statü içine girmektedir. Bu çeşit teoriler 'modern hurafeler' olarak değerlendirilebilir. Evrim teorisi bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Zira evrim teorisine ilişkin tatmin edici kanıt bulunamadığını itiraf ettiği halde yine bu teorinin doğruluğuna inandığını söyleyen ve bunu savunan bilim adamları mevcuttur."

Peki bu adamlar; TÜBİTAK'ın evrim konusunda hem yetişkinler hem de çocuklar için Türkçe olarak yayımladığı pek çok kitaptan hiçbirini de mi okumadı? Diyelim ki bunları okumaya vakti yok, peki TÜBİTAK ödülü kazanmış pek çok biyolog var, bunlara da mı ulaşamadı? Hiç kuşkusuz jeologlar da kendisine yardımcı olabilirdi, nihayet biz de paleontoloji okuyoruz. O da olmadı, antibiyotiklerin niçin gelişigüzel alınmamaları gerektiğini aile doktoruna sorabilirdi (tabiî doktor yerine üfürükçüye gitmediğini farzediyorum). Evrim teorisinin kanıtlarını öğrenememek âdeta özel bir çaba istiyor, gördüğünüz gibi. Ama ülkemizde hâlâ bu çabayı sarfedenler, hâlâ bilimin yerine safsata koyabileceğini sananlar var. Böyle birinin devletin yüksek düzeyli bir memurunun başında bulunduğu bir vakfın şemsiyesi altında ve bir üniversite profesörü ünvanıyla bu tür bir çabayı sürdürmesi ise çok düşündürücü.

(s. 383).

Umarım anlaşılmıştır...

Bu sadece sizin düşünceniz değil..

Genelde olabilecek düşüncenin bir izi, belirtisi, emaresi..

Sevgiyle, umutla ve uyanık kalınması dileklerimle...

 

Her zaman söylerim bunlar ezberci birer bülbüldür...

Başka birşeylere inanmaz..

Çünkü okumazlar bile...

Ve Antibiyotik yerine nedense hep üfürükçülüğü terci ederler ve sizi daha da yokuşa sokmak için vardırlar...

Ya da ertelenmiş cennetlere yelken açmış arayış içindeki kuzu kuzu güdülen uslu çocuklar...

Çünkü doğmaların tarihini bile araştıran bilimsel veriler olmasına rağmen..

Onlar hala 3 mızrıklı ilmihallerin sonucu olmaya adaydırlar... :)

Ne diyebiliriz..

Gönderi tarihi:

ARA EK: İman, açıklayamayacağınız kadar çok inanmakla alakalıdır. Çünkü insan inanmaya meyillidir. İnanmaya açtır. Kimi dini seçer, kimi kendini... hedef tatmin olayıdır.

 

Ama bu durumun en komiğini bilime iman edenler teşkil ederler, çünkü, iman bilimi kapsasa da, bilim imanı kabul etmez. Çap mevzuu... Zaman ve gelişmişlik gerekir.

 

Damarların üzerinde yürüdüğümü hissediyorum :) Bugünlük kafi :)

 

Sevgiler...

Gönderi tarihi:
Ama bu durumun en komiğini bilime iman edenler teşkil ederler, çünkü, iman bilimi kapsasa da, bilim imanı kabul etmez. Çap mevzuu... Zaman ve gelişmişlik gerekir.

Damarların üzerinde yürüdüğümü hissediyorum :) Bugünlük kafi :)

Sevgiler...

Slogan imancılığı..

Başka birşey değil..

Ve çok anlamsız..

Çünkü bilime sırt çevirmiş biri bana hiçbir zaman reheber olamaz...

Bırakınız beni kendine bile yabancıdır...

Çünkü o gerçeğin ötesidir artık..

Size iyi ve güzel hayaller dilemekten başka çarem yok..

Sevgiyle, umutla ve bilimle kalın...

Gerisi hikaye çünkü... :)

Gönderi tarihi:

Hımm demek konu bitti, beni işleyeceğiz.

 

Ya da konu bitirilemedi, sayfa kapatılıyor :)

 

Ah dipnot ah... Siz "reheber" arayadurun, ben de sizin dininizi biraz daha inceleyeyim.

 

Bahsettiğiniz evrim, bilimin de ulaşamadığı bir geçmişe dayanır. Burada "iman" harekete geçer ve siz bilimin rivayet (teori, yorumlama)'lerine inanırsınız. Biz ise Dinin getirdiklerine...

 

Şimdi sizin yine anlamayacağınız üzere, ortak eylemlerde farklı gereçleri kullanmaktayız. Bakın bizim dinimiz ne diyor: "de ki: bizim dinimiz bize, sizin dininiz size". Yani, yine anlamayacağınız üzere, biz bu hususlarda oldukça rahatız, sizin imanınız bizi uğraştırmıyor sizi de germesin efendim :) Kaygım sizin için...

 

Sevgiler ...

Gönderi tarihi:
Bakın bizim dinimiz ne diyor: "de ki: bizim dinimiz bize, sizin dininiz size". Yani, yine anlamayacağınız üzere, biz bu hususlarda oldukça rahatız, sizin imanınız bizi uğraştırmıyor sizi de germesin efendim :) Kaygım sizin için...

Ama beni sizin imanını ilgilendiriyor..

Çünkü kafamızı kaldırıp bir baktığımızda müslüman ülkelerdeki çaresiz, bitap, savaşlar, kargaşa, kaos, açlık, sefillik, yoksulluk, bilimden çok uzak (ki sadece savaşmak için bilim kullanılıyor ve bunu emperyalist ülkelerde yapmakta), ekonomik zayflık, iktisadi yeteneksizlik, insanları sadece cihat eri olarak kullanan, kan ve gözyaşının olduğu yerler oldukça bana cennet ve cehennemden öte götüremiyen toplumlar yığını olduğnu görmemek için kör olmak lağzım...

Vee sakın öbür tarafın adaletinden bahsetmeye kalkmayın...

Önce bu dünyada kendi vicdani adaleti teraziye koyun...

Ondan sonra öbür tarafa hazır olun...

Gönderi tarihi:

Size kim ezberletti bu sözleri bilmiyorum ama, öyle alakasız ve öyle çelişik konuşuyorsunuz ki, ezberlerken zorlanmış olacaksınız.

 

Demek ki İslamiyeti terk edersek, çareler bulup, barış, düzen, tokluk, zenginlik, bilimsellik, yinezenginlik, iktisadi yetenek, çeşitli meslekler, meyvesuyu ve kola, insanlar için bi sürü yol sahibi insanlar olacağız. Çok ilginç, bunun bulaşık makinesi veren başka bi kampanyası da var mı? Acep emperyalist ülkeler de mi gizli müslümanlardan baksanıza onlar da bilimden bi şey anlamıyor.

 

Siz yine konuyu beklenmedik ve anlamadığınız yerlere çekedurun ben size şunu söyleyeceğim, sizin bu "lağzım"larınızın kalabalığında fark etmediğiniz husus şu ki, insanlara onların güc aldığı şeyleri elinden almakla yardım edemezsiniz. Bu sizin haddiniz ve gücünüzün yeteceği bir iş değildir.

 

Bence siz buna rağmen fikirler üretmeye çalışın. Madem bu kadar iyiliksever(?)siniz, gerçekten o insanlardan bi şeyleri koparmayı değil, onlara yardım etmeyi deneyin.

 

Bahsettiğiniz sorunlara gelince, bütün müslümanların çektiği bi sorun değil bu, çekenlerin %90'ında gayri müslimlerin etkileri var. Bence o nazik elinizi biraz da bu problemlerin üzerine koyun. Samimiyetiniz anlaşılır. Tabi varsa...

 

İlginç olan ben "iman" mevzuunu açtıkça sizin konuyu bana, o tutmayınca, müslümanların acı gündemine çekiyorsunuz. :)

 

Hayr olsun :)

Gönderi tarihi:
Peki bilim ne demiş..

Bilim bunu açıklamış demekle olmaz..

Bilim bunu tespit ederken hangi referans noktalarını kullanmış..

Bilmin bu konudaki bulguları nerlerdir..

İnelim bakalım hep birlikte derinlere..

Buyrun..

 

Saygılar..

 

Bilimin Kur'an'ı referans almadığından emin olabilirsin kralx...

 

Sen hangi bulguları istiyorsun söyle de yardımcı olmaya çalışalım....

Gönderi tarihi:
Teistlerle ateistler arasındaki bilim kavgasına anlam veremiyorum..

Bilim insanlığın çıkarı için vardır..

Burada hiç bir müslüman arkadaşım bilmi inkar edemez..

Öyle bir ima ediyorsunuzki, sanki bizler bilme karşıyız..

Bilmi evrim mi belirler arkadaşım..

"Evrimi inkar ediyorsan bilimci değilsin" bu mu yani mantık.. :)

Saygılar..

 

 

marksist diyalektik, madde=bilim der

ve gene marksist , Tanrı/Din'i inkar eder

 

ee o zaman ne demiş oluyorlar ;

 

din/dindarlar = bilimdışı

 

evrim için ;

ellerinde bundan başka argüman yok galiba ?

 

bir kılçık atayım bari

 

:stuart:

Gönderi tarihi:
marksist diyalektik, madde=bilim der

ve gene marksist , Tanrı/Din'i inkar eder

 

ee o zaman ne demiş oluyorlar ;

 

din/dindarlar = bilimdışı

 

evrim için ;

ellerinde bundan başka argüman yok galiba ?

 

bir kılçık atayım bari

 

:stuart:

 

Dikkat edin de o kılçık elinize falan batmasın...

 

Bilimin ne olduğundan bihaber olanların bilim adına atıp tutmalarına alışığız. Siz bakmayın birilerinin "işte meydan" diye don kişotluğa soyunmalarına. Tek yaptıkları, "Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran biri"nin safsatalarını buraya taşımaktan ibarettir.

 

"Hodri Meydan" dedenilmesinin ardından, "pekala" diyerek getirmiş olduğum argümana, ilgili şahsın sitelerinden cevap bulunamayınca "kem küm " edilmesini gördükten sonra bu tür meydan okumalara gülüp geçiyorum.

 

Bugün bilim dünyasında "evrim var mıdır yok mudur" tartışması yoktur. Bugün bilim dünyasındaki evrim üzerine tek tartışma, evrimin işleyiş şekli üzerinedir. Daha bunu kavrayamayanların "bilim evrimi çoktan yalanlamıştır" gibi hilkat garibesi sözlerine itibar edecek değiliz. Aksini iddia edenler, bilim dünyasındaki onca makaleye karşılık evrimin olmadığına ilişkin bir tane (bilim tarafından yanlışlanmamış) akademik makale getirsinler.

 

Bilim, her önüne gelenin hakkında atıp tutacağı bir konu değildir.

Gönderi tarihi:

“... Aklın gücüne inanarak yaşamış bir bilim adamı için, serüven beklenmedik şekilde sona erer. O cehalet dağlarını tırmanmıştır; en yüce zirveyi fethetmek üzeredir, en son kayaya doğru kendini çeker ve tam o sırada, asırlardır orada oturan bir grup ilâhiyatçıyla karşılaşır.”

Robert Jastrow

 

Oxford Üniversitesi’nden gelen üçüncü konuşmacı Dr. John Lennox ise, bilim ve din konularını daha felsefi ve kuramsal bir açıdan ele aldı. Öncelikle bilimin tek bilgi kaynağı olmadığının altını çizdi. “Eğer bilim bize her şeyi öğretebilseydi, o zaman şiir ve edebiyat olmazdı” diyen Dr. Lennox, bilimin ahlaki normlar üretemeyeceğini, bize doğru ve yanlışı gösteremeyeceğini de vurguladı. Peki ama bilim kendi alanına giren konularda din hakkında ne gibi sonuçlara varıyordu? Büyük bilim adamlarının kiminin dindar kiminin de ateist olduğuna dikkat çeken Dr. Lennox, burada bir “dünya görüşleri farklılığı” yaşandığını, ancak bilim sonuçlarının giderek daha belirgin bir şekilde teizm lehine ve ateizm aleyhine sonuçlar verdiğini belirtti. Bilimi ateizmle özdeşleştirenlerin içine düştüğü önemli bir yanlışın da altını çizdi. “Bir sistemin nasıl çalıştığını açıklamak, o sistemin yaratılmadığını göstermek anlamına gelmez” hatırlatmasını yaptı. Dr. Lennox’a göre Napoleon ve Laplace arasındaki ünlü diyalogta temel bir hata vardı. Laplace gezegenlerin hareketini formüle etmiş, Napolean ise “Tanrı bu formüllerin neresinde” diye sorunca ona “o hipoteze gerek görmedim” diye cevap vermişti. “Ama soru yanlış bir soruydu” dedi Dr. Lennox. Ona göre Newton, “bu karmaşık formüllere göre işleyen bu harika sistem nasıl ortaya çıkmış” diye sorsaydı, alacağı cevap farklı olabilirdi.

 

Konferansın ikinci konuşmacısı olan Dr. Paul Nelson, slaytlar eşliğinde yaptığı konuşmasıyla, Darwinizm’e alternatif bir bilimsel teori olan Akıllı Tasarım’ın kısa ve iyi bir özetini yaptı. Nelson, insanoğlunun her gün karşılaştığı cisimleri iki türlü sebeple açıkladığını vurguladı: Doğal sebepler ve akıllı sebepler. Örneğin gelişigüzel bir taş yığınını doğal sebeplerle (rüzgar, yağmur, yerçekimi vs.) açıklayabilirdik, ama taşların düzenli bir biçimde bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kompozisyon gördüğümüzde, bunun akıllı bir sebebin ürünü olduğunu hemen anlıyorduk. Aynı akıl yürütme biçiminin adli tıp, arkeoloji, dünya dışı akıl araştırmaları gibi farklı bilim dallarında kullanıldığını vurgulayan Nelson, “neden aynı yöntemi biyolojide kullanmayalım” diye sordu. Bunun tek nedeni, “biyoloji canlıları sadece doğal sebeplerle açıklar” şeklindeki “bilimsel” kuraldı. “İyi ama kanıtlar bizi aksi yöne götürüyorsa niçin bilimi bu gibi kurallarla sınırlamalıyız” diye sorguladı Nelson. Son olarak da bilim adamlarının hamamböceklerinden ilham alarak yaptıkları ancak onlar kadar verimli ve başarılı işlemekten çok uzak olan “robot böcekler”den söz etti. “Bu konferansa geldiğinizde girişte böcek şeklinde bir robot görseydiniz, ‘bunu kim yaptı’ diye sorardınız,” dedi Nelson, “peki canlı böceği görünce neden aynı soruyu sormayalım?”

 

Mustafa Akyol

Gönderi tarihi:
"Hodri Meydan" dedenilmesinin ardından, "pekala" diyerek getirmiş olduğum argümana, ilgili şahsın sitelerinden cevap bulunamayınca "kem küm " edilmesini gördükten sonra bu tür meydan okumalara gülüp geçiyorum.

 

Tabi gülp geçeceksin..

Çünkü geçerli bir deliliniz yok..

Benim getirdiğim yoruma "doğru söyledin Sedat" diyecek halin yok zaten..

Evet delil bekliyorum arkadaşlar..

Getirdiğiniz delili sonuna kadar tartışmaya hazırım..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

ilkin Darwin'in bilimsel güdülerle hareket ettigini varsaysak bile ardından gelenler bunu bilim olmaktan çıkarıp ideoloji haline getirmişlerdir. yani evrim işi bana göre bilimsel olmaktan daha çok siyasal bir mahiyet kazanmıştır.

evrime bu siyasal mahiyetini kazandıranların niyetleri her ne kadar ayrı ve geniş bir tartışma konusu olsada, en genel anlamından insanların dini inanışlarını hedef aldıgı çok açıkdır.

batının evlatları kendi içindeki savaşlarında seküler kanatın, kilise hakimiyetine son darbelerini vurmak için geliştirmeye çalıştıgı bir argümnda olabilir, en nihayetinde altında yatanın bir hakimiyet mücadelesi oldugu bile söylenebilir.

tabi bu mucadele öyle gelişi güzel olmazdı, olumlu yanlarıda olan bir bilimin buna alet edilmesi ve insanları inandırması daha gerçekci olacaktır.

şimdiki yaşadıgımız medeniyetinde 'dogal bir seleksiyonun ' ürünü oldugu yollu sosyal-siyasal, ekonomik açıklamalarının sebebi heralde bu akıl/bilim dışı zihniyet olsa gerek. güçlünün haklı oldugu bir pratik....ne kadar zalimane

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.