Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Perinçek "Türkler Ermenileri katletmiştir" derkende ona hain diyorlardı. "Türkler Ermenileri katletmemiştir" derkende. Perinçek PKK kamplarında Apo ile el ele kol kola resimler çektirirkende ona Muhbir diyorlardı "PKK katildir" derkende. Perinçek dün Kemalist olmayı suç ve kusur sayarkende ona muhbir diyorlardı. "En büyük kemalist benim" derkende. Perinçek "Türk askeri Kıbrıst'tan derhal çekilsin, orada işgalcidir" derkende onun için insanların görüşü aynıydı "Kıbrıst Türkiye sınırıdır" derkende. Rüzgar ne yandan eserse o yana dönen adamlar, halkın gözünde ancak gereken itibarı görür. Ha ben şaşırmıyorum çünkü, şu anda görebiliyorum. İki günde herkesten çok milliyetçi kesilenleri Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Sayin Keskinkalem,Perincek'in dün baska bugün baska olmasi aslinda devrimciler icin cok dogal algilanmasi gereken birseydir.Demek oluyorki Perincek dün yanlis bildigi yanlis savundugu bir olayi bugün düzeltmistir.Suna emin olun ki eger Perincek dünkü gibi *Ermenileri katlettik*dese idi bugün ona saldiranlar onu basüstünde tutar ve en büyük aydin olarak gösterirdiler.Perincek dün soykirim oldu demis bugünde olmadi diyor,ne var bunda garipsenecek.IsvicreLI avukatin veya savcinin bizi rezil etmesine gelince,gülmekmi lazim aglamakmi bilemiyorum,bizim aydinlarimiz bizi ***** ettiler Isvicre savcisi yapsa ne olur?? saygilarla doğru olanda yanlışını görmektir. yanlışta ısrarcı olmamaktır. söylediklerinizde çok haklısınız dostum, eğer bugün Ermeni sempatizanlığı yapmış olsaydı ve İsviçrede Ermeni soykırımı yapılmıştır demiş olsaydı Perinçek bugün ne kadar büyük bir kahraman olurdu ve aydın olurdu bütün bunları deneyimleyerek gördük değilmi sevgili dostum. Hatta işçi partisine fon bile ayırırdı Avrupa Birliği. belkide iktidar bile olurdu ne dersiniz? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Dimi dün olmuş diyordu bugün olmamış diyor ne varki bunda. küçük bir hata dimi. hatta Demirel'İn güzelde bir sözü var "Dün dündür bugün bugündür" Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 doğru olanda yanlışını görmektir. yanlışta ısrarcı olmamaktır. söylediklerinizde çok haklısınız dostum, eğer bugün Ermeni sempatizanlığı yapmış olsaydı ve İsviçrede Ermeni soykırımı yapılmıştır demiş olsaydı Perinçek bugün ne kadar büyük bir kahraman olurdu ve aydın olurdu bütün bunları deneyimleyerek gördük değilmi sevgili dostum. Hatta işçi partisine fon bile ayırırdı Avrupa Birliği. belkide iktidar bile olurdu ne dersiniz? Sayin Keskinkalem,Dogu Pericek bir bahanedir.Dogu Perincek'in gecmisini Ermeni davasinin önüne serenler sadece Ermeni soykirimi olmustur diyenlerin bir manipulasyonudur,inanmayin sakin. Türkiyeyi kim savunursa karsisinda bu cepheyi bulacaktir yani Ermeni yandaslarinin oldugu cepheyi,bunlarinda kimler olduklarini halkimiz gayet iyi bilmektedir. Hrant Dink'in öldürülüsünü firsat bilen bu cephe ve ayarli medya bütün bir Türk ulusuna Fasist ve Irkci demistir.Istanbulda ayaklanma girisimi olmustur.Bunlari bizlere halkin tepkisi diye yutturmaya calisanlarin hesaplarinin neler oldugunu sagduyulu halkimiz cok iyi bilmektedir. saygilarla Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Sayin Keskinkalem,Dogu Pericek bir bahanedir.Dogu Perincek'in gecmisini Ermeni davasinin önüne serenler sadece Ermeni soykirimi olmustur diyenlerin bir manipulasyonudur,inanmayin sakin.Türkiyeyi kim savunursa karsisinda bu cepheyi bulacaktir yani Ermeni yandaslarinin oldugu cepheyi,bunlarinda kimler olduklarini halkimiz gayet iyi bilmektedir. Hrant Dink'in öldürülüsünü firsat bilen bu cephe ve ayarli medya bütün bir Türk ulusuna Fasist ve Irkci demistir.Istanbulda ayaklanma girisimi olmustur.Bunlari bizlere halkin tepkisi diye yutturmaya calisanlarin hesaplarinin neler oldugunu sagduyulu halkimiz cok iyi bilmektedir. saygilarla çok doğru sayın politika bu cephe belli ve nasıl çalıştıklarını da artık öğrendik. Türkiye'nin haklarına sahip çıkan, bağımsızlık mücadelesi veren, geçmişin ve bugünün haksızlıklarına karşı direnen her birey bu cephenin saldırılarına maruz kalacaktır. İşte Paşamız, Mustafa Kemal'in işaret etmiş bulunduğu dahili ve harici düşmanlar bilfiil bu mücadeleyi verecekler ve onlar karşılarında bu oyunları görenleri bulacaklar en dişli saldırılarınıda bu oyunu bozmak için gayret edenlere karşı yapacaklar. farkındalık çok büyük bir erdemdir. ne mutlu farkında olanlara selametle Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Arkadaslar burada neden onlarin kullanmis oldugu "Soykirim" sozunu kullaniyorsunuz ki? Soykirim (Genocide) sozu ilk olarak, avukatlik yapan Polonyali bir Yahudi, Raphael Lemkin'in 1944 senesinde Amerika'da yayinlanan "Axis Rule in Occupied Europe" kitabinda dile getiriliyor. Genocide, Yunanca genos (irk, ulus ve millet) ve Latince caedere (kesmek, oldurmek, katletmek) kelimelerinden olusuyor. Birlesmis Milletler'in 1948 senesindeki genel oturumunda "Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide" (Soykirimi onleme ve cezalandirma anlasmasi) gorusulmus ve 1951 senesinde yuruluge girmistir. Daha sonra diger ulkelerde bu sozlesmeye imza atmislardir. Yani bu genocide-soykirim sozu 2. Dunya savasindan sonra ortaya atilan bir soz. Bu yuzden Ermeni Soykirimi demek yanlis oluyor. Ermeni meselesi, Ermeni sorunu daha dogru bir kelime olur saniyorum. Zira Ermeni olaylarinin yasandigi donemde soykirim tanimlamasi henuz yoktu. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Bizi uyardiginiz icin sevgi ve saygilar sayin muki, Alıntı
Φ tan_vakti Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 doğru olanda yanlışını görmektir. yanlışta ısrarcı olmamaktır. söylediklerinizde çok haklısınız dostum, eğer bugün Ermeni sempatizanlığı yapmış olsaydı ve İsviçrede Ermeni soykırımı yapılmıştır demiş olsaydı Perinçek bugün ne kadar büyük bir kahraman olurdu ve aydın olurdu bütün bunları deneyimleyerek gördük değilmi sevgili dostum. Hatta işçi partisine fon bile ayırırdı Avrupa Birliği. belkide iktidar bile olurdu ne dersiniz? Tebrikler arkadaşım tam olarak özetlemişsin Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 çok doğru sayın politika bu cephe belli ve nasıl çalıştıklarını da artık öğrendik. Türkiye'nin haklarına sahip çıkan, bağımsızlık mücadelesi veren, geçmişin ve bugünün haksızlıklarına karşı direnen her birey bu cephenin saldırılarına maruz kalacaktır. İşte Paşamız, Mustafa Kemal'in işaret etmiş bulunduğu dahili ve harici düşmanlar bilfiil bu mücadeleyi verecekler ve onlar karşılarında bu oyunları görenleri bulacaklar en dişli saldırılarınıda bu oyunu bozmak için gayret edenlere karşı yapacaklar. farkındalık çok büyük bir erdemdir. ne mutlu farkında olanlara selametle ekleyecek başka sözüm yok Alıntı
Φ isyanci Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Perincek ne zaman mahkemeye cikip ta bir seyi savundu ise, eline yüzüne bilastirip aldi cezalari, aynen isvicre olayi gibi. Bu tip politikacilara bel baglayan arkadaslar düsünsün ve sorsunlar, neden Perincek inadina ysaklari cigneyip te ceza almak zorunda kaldi. Bu güne kadar ki bu davada ilk cezadir bu ve bunu basaran da gene ilk defa Perincek oldu. Yakin zanada bunu hangi maksatla yaptigi ortaya cikar zaten. Bir muhbirden de zaten ancak böyle seyler beklenir. Sakin takip etmeyi unutmayin cünki, Perincek'in senaryosunu yazdigi film devam edecek. Daha basimiza hangi belayi getirecek cok merak ediyorum. Ona inan arkadaslar inanmalarina devam etsinler bakalim. Türkiye bu kadar sahipsizmiki savunmak bir muhbire düstü anlamiyorum. yazik bize. Ama herkes hak ettigini alirmis ve hak ettigi gibi yönetilirmis. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Referans gazetesinde Cengiz Candar,Türk devletine olan hincini dile getirebilmek icin nereye nasil satasacagini bilmeden yaziyor. Gecen haftaki bir yazisinda,Türk devletini,Dogu veGüneydoguda Ermenice isimlerin yerine Türkce isimler konulmasini hakaret edercesine elestirirken, milli kültürün yok edildigini yaziyordu.Cengiz Candari bilmesem sasirirdim ama o ve onun gibi köse yazarlarinin cogusu biliniyor artik. Cengiz Candar'in öfkesini anlamak zor degil,5 asirdan fazla bir zamandir,Konstantinopolis Istanbul diye aniliyor.Cengiz Candar'a göre milli kültürün yok edilisidir bu.Istanbul adının eskisiyle degistirilmesi gerekiyor.Türkiyede ne kadar Türkceye cevrilmis Ermeni yer ve kalinti ismi var ise tekrar Ermeniceye cevrilmelidir.Balkan ülkeleri Osmanlinin yaptigi camileri birakin onarmayi birde onlari ya mezbelelik haline getirdi veya depoya cevirdi.Camilerin yerinde duruyorlarsa isimleri,orijinallikten cikarilip yerel dilde söylenis tarzina göre degistirildi. Ayasofyaninda orijinal adinin verilmesi gerekiyor Cengiz Candar'in milli kültürü icin orasida St.Sophie olarak degistirilmelidir. Her ülkenin elestirilecek yönleri vardir.Ama Türkiye gibi,milli degerlerine,haysiyetine,bagimsizligina ve ecdadina saldirilan baska bir ülke bulamazsiniz,hemde saldiranlar kendi icinde. saygilarla Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 'Giriştiği bu mücadelede Sayın Perinçek'in kutlanması ve desteklenmesi gerekiyor' dikkatlice okunmasi gereken bir yazi!!! CHP İstanbul Milletvekili Dr. Şükrü Elekdağ: Türkiye yargısız infazla karşı karşıya! Türkiye'nin, Ermeni meselesini yeni bir perspektif, örgütlenme ve dinamizmle ele alması zorunludur. Bunun ilk adımını, Fransa'ya yönelik önerdiğimiz girişim oluşturmalıdır. İsviçre Federal Mahkemesi, Lozan Bidayet Mahkemesi'nin, (Türkiye) İşçi Partisi Başkanı Sayın Perinçek' i, "Ermeni soykırımının uluslararası bir yalan" olduğunu belirten beyanları nedeniyle suçlu bulan mahkûmiyet kararını onamış bulunuyor. Bu durumda, İsviçre'deki iç hukuk yollarını tüketmiş olan Sayın Perinçek'in, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüne ilişkin 10. maddesine dayanarak şikâyetini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşımaya karar verdiği anlaşılıyor. Giriştiği bu mücadele dolayısıyla Sayın Perinçek'in kutlanması ve desteklenmesi gerekiyor. Çünkü, bu hukuki sürecin başarıyla sonuçlanması, Türkiye'ye ifade özgürlüğü dersi veren ülkelerin, bu özgürlüğün kendilerince katledildiğinin yüzlerine vurulmasına yol açacaktır. İsviçre hükümeti yaptığı bir açıklama ile Federal Mahkeme kararının yarattığı hukuk skandalının etkisini hafifletmeye çalışmıştır. Hükümet, 1915 olayları konusundaki görüşlerinin Federal Mahkeme kararıyla uyum halinde olmadığını dolaylı bir şekilde ortaya koymuş ve Türkiye tarafından önerilmiş bulunan Türk ve Ermeni bilim adamlarından oluşacak Ortak Tarih Komisyonu'nun kurulmasını desteklediğini belirtmiştir. Federal Mahkeme kararının yarattığı tehlike Buna karşın, İsviçre mahkemesi kararının oluşturduğu emsal, Ermenistan'a ve diyaspora Ermenilerine sorunu diğer Avrupa ülkelerinde de yargıya taşıyarak soykırım savına hukuki bir kimlik kazandırma yolunu açmıştır. Kararın hukuki dayanaklarına bakıldığı zaman bu tehlike açıkça ortaya çıkıyor. Nitekim, kararın hukuki dayanaklarından birincisini, İsviçre Parlamentosu'nun (Ulusal Konsey) 16 Aralık 2003’te Ermeni soykırımı hakkında aldığı karar oluşturuyor. Kararın ikinci dayanağını ise, İsviçre Ceza Yasası'nın mükerrer 261. maddesinin soykırım ya da insanlığa karşı bir suçu yadsıyan kişilerin üç yıla kadar hapis ya da para cezasıyla cezalandırılacağını öngören hüküm oluşturuyor. Şimdi Türkiye için sorunun nereden kaynaklandığına gelelim. Avusturya, Fransa ve İtalya gibi birçok Avrupalı ülkenin parlamentoları Ermeni soykırımını tanıyan kararlar almıştır. Bu ülkelerin ceza yasaları da, İsviçre Ceza Yasası'nın mükerrer 261. maddesiyle aynı içeriktedir. Bu durumda, İsviçre'den sonra diğer Avrupa ülkelerindeki Ermeni diyaspora temsilcilerinin de Ermeni soykırımının vuku bulduğuna ilişkin mahkeme kararları aldıracaklardır. Bu alanda çok daha ciddi bir tehlike, AB Adalet ve İçişleri Bakanları Konseyince 19 Nisan 2007'de kabul edilen "Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı ile Mücadele Konusunda Çerçeve Karar" dan doğmaktadır. Çerçeve karar metni, AB ülkeleri mahkemelerini, hem herhangi bir fiilin soykırımı olduğu konusunda karar vermeye yetkili kılıyor, hem de bu fiilin soykırım olduğunu yadsıyanların söz konusu mahkemelerce bir yıldan üç yıla kadar hapse mahkûm edilebileceklerini öngörüyor. Yürürlüğe girdikten sonra iki yıl içinde üye devletlerin çerçeve karar metnini kendi iç mevzuatlarına aktarmaları zorunludur. Bu aşamaya gelindiğinde AB ülkelerinden birinde herhangi bir kişi Ermeni soykırımının vuku bulmadığını söylerse inkârcılıkla suçlanacak ve mahkûm edilecektir. Görüleceği üzere, AB Çerçeve Kararı hiç mübalağasız, Türkiye'nin, AB'den, daha doğrusu Avrupa'dan tümüyle kopması sonucunu doğuracak bir nitelik taşıyor. Hukuk alanında Türkiye'nin eli güçlü Bu durum, Ermeni soykırım savını çürütmek için, Türkiye'nin elinin güçlü olduğu hukuk yollarına başvurmasının zamanının geldiğini göstermektedir. Soykırım, keyfi olarak kullanılabilecek bir terim değildir. Uluslararası bir hukuk enstrümanı ile tanımlanması yapılmış bir suçtur. Bu enstrüman, Birleşmiş Milletler bünyesinde üye devletlerin katkılarıyla iki yıl süren yoğun bir çalışma sonucunda oluşturulan ve 1948'de Genel Kurul'da oybirliği ile kabul edilen "Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi" dir (BMSS). Bugün "Jus cojens" (uluslararası hukukun buyruk kuralı) gücünü kazanan, yani tüm devletler için vacibül-ifa nitelikte olan bu sözleşme, soykırım suçunun gayet açık biçimde tarifini yapmakta, suçun oluşması için kanıtlanması gerekli maddi ve manevi unsurları tanımlamakta ve soykırım davalarına bakmakla yetkili mahkemeleri belirtmektedir. BMSS 1915 olaylarına uygulanabilir mi? Yani Osmanlı Devleti bu sözleşme bağlamında yargılanabilir mi? Hayır.. yargılanamaz!.. Uluslararası ceza hukukunun temel bir ilkesi olan yasallık ilkesi buna imkân vermiyor. Bilindiği üzere, hem ulusal hem de uluslararası ceza hukukunun temel bir kavramı olan yasallık ilkesi "Kanunsuz suç olmaz, kanunsuz ceza olmaz" anlayışına dayanıyor ve ceza yasalarının makabline şamil olarak uygulanmasına imkân vermiyor. Kısacası, soykırım suçu dünyada ilk defa 1948'de BMSS ile tanımlandığı cihetle, bu sözleşme geriye dönük bir şekilde 1915 Ermeni olaylarına uygulanamıyor. Peki, bir an için BMSS'nin geriye dönük olarak uygulanabileceğini varsaysak, yetkili mahkeme nasıl bir karar verirdi? Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) 26 Şubat 2007’de Bosna Hersek - Sırbistan davasında vermiş olduğu karar, devletlerin soykırımdan sorumluluğu alanında milat oluşturan bir niteliğe sahiptir. Bu karara göre, bir devlet, soykırımın vukuunun önlenmesi için sahip olduğu imkânları azami çaba göstererek ve iyi niyetle kullanmış, fakat buna rağmen başarılı olamamışsa, bu olaylar nedeniyle suçlu tutulamaz. Diğer yandan, soykırım savında bulunan tarafın savını kanıt için, failin gerekli önlemleri "azami dikkat ve itina" (due diligence) ile uygulamadığını ve suçu özel kasıtla (dolus specialis) işlediğini, "mutlak ve tartışılmaz" delillerle kanıtlaması zorunludur. Bu hususlar, Osmanlı Devleti'nin soykırımla suçlanamayacağını kesin bir şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye yargısız infazla karşı karşıya Ayrıca, ister bireylerin, ister devletlerin soykırımla suçlanmaları sadece yetkili bir mahkeme kararıyla olabilmektedir. BMSS'ye göre yetkili mahkemeler de, suçun işlendiği devletin yetkili mahkemesi, tarafların üzerinde mutabık kalacakları uluslararası ceza mahkemesi ya da UAD'dir. Yetkili mahkemeler, BMSS'de öngörülen hükümler uyarınca soykırımın maddi ve manevi unsurlarının oluştuğuna kanaat getirdikten ve özel kastın hiçbir kuşkuya mahal vermeyecek şekilde mevcudiyetini saptadıktan sonra soykırım kararını verebilmektedir. Hal böyleyken Osmanlı Devleti ve onun halefi Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir yetkili mahkeme kararı olmadan, tamamen keyfi şekilde soykırım ile suçlanmakta, ulusal parlamentolar ile AB Parlamentosu gibi uluslararası örgütler keyfi olarak ülkemizi suçlayıcı kararlar alabilmektedir. Yani Türkiye tam anlamıyla bir yargısız infazla karşı karşıyadır!.. Anımsanacağı üzere, Fransa parlamentosu, 29 Ocak 2001'de 1915 olaylarının soykırımı olduğuna ilişkin bir yasa kabul ederek bu yargısız infazların en tipik bir örneğini vermiştir. Bu itibarla Türkiye’ce yapılması gereken, Fransa'ya, söz konusu yasadaki savların Soykırım Sözleşmesi'nin 9. maddesi uyarınca UAD'ye götürülmesini önermek olmalıdır. Divan'dan, (1) BMSS uyarınca Fransız parlamentosunun Osmanlı Devleti hakkında soykırım kararı alma yetkisine sahip olup olmadığı ve (2) 1915 olaylarının BMSS'nin 2. maddesine göre soykırım olup olmadığı hakkında karar vermesi istenecektir. Yukarıdaki, izahatımız ışığında, Divan'ın, Fransa parlamentosunu yetkisiz bulması kesindir. Diğer yandan, yasallık ilkesi nedeniyle de, Divan, BMSS'nin geriye dönük olarak işletilemeyeceğini açıklama durumundadır. Bunun anlamı da, 1915 olaylarının soykırım olarak nitelenmeyeceğidir. Divan'ın bu yolda bir karar vermesi durumunda, Ermenistan'ın soykırım savı temelinden çökecektir. Fransa Divan'a ortak başvurudan kaçarsa -ki bu büyük bir olasılıktır- Ermeni tezinin uluslararası alanda Türk tezine karşı sahip olduğu siyasi ve moral üstünlüğe ağır bir darbe vurulmuş olacaktır. Bu gelişme, parlamentoların 1915 olayları hakkında soykırım kararı almalarını ve inkâr suçuyla vatandaşlarımızın mahkûm edilmelerini zorlaştıracak ve önleyecek bir etken oluşturacaktır. Türkiye'nin, Ermeni meselesini yeni bir perspektif, örgütlenme ve dinamizmle ele alması zorunludur. Bunun ilk adımını, Fransa'ya yönelik önerdiğimiz girişim oluşturmalıdır. (Sayın Elekdağ'ın makalesi, Cumhuriyet Gazetesi'nin 9 Ocak 2008 günlünüshasında "Olaylar ve Görüşler" köşesinde yayınlanmıştır.) ....................................... Alıntı
Φ isyanci Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 'Giriştiği bu mücadelede Sayın Perinçek'in kutlanması ve desteklenmesi gerekiyor'dikkatlice okunmasi gereken bir yazi!!! CHP İstanbul Milletvekili Dr. Şükrü Elekdağ: Türkiye yargısız infazla karşı karşıya! Türkiye'nin, Ermeni meselesini yeni bir perspektif, örgütlenme ve dinamizmle ele alması zorunludur. Bunun ilk adımını, Fransa'ya yönelik önerdiğimiz girişim oluşturmalıdır. İsviçre Federal Mahkemesi, Lozan Bidayet Mahkemesi'nin, (Türkiye) İşçi Partisi Başkanı Sayın Perinçek' i, "Ermeni soykırımının uluslararası bir yalan" olduğunu belirten beyanları nedeniyle suçlu bulan mahkûmiyet kararını onamış bulunuyor. Bu durumda, İsviçre'deki iç hukuk yollarını tüketmiş olan Sayın Perinçek'in, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüne ilişkin 10. maddesine dayanarak şikâyetini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşımaya karar verdiği anlaşılıyor. . . . Divan'ın bu yolda bir karar vermesi durumunda, Ermenistan'ın soykırım savı temelinden çökecektir. Fransa Divan'a ortak başvurudan kaçarsa -ki bu büyük bir olasılıktır- Ermeni tezinin uluslararası alanda Türk tezine karşı sahip olduğu siyasi ve moral üstünlüğe ağır bir darbe vurulmuş olacaktır. Bu gelişme, parlamentoların 1915 olayları hakkında soykırım kararı almalarını ve inkâr suçuyla vatandaşlarımızın mahkûm edilmelerini zorlaştıracak ve önleyecek bir etken oluşturacaktır. Türkiye'nin, Ermeni meselesini yeni bir perspektif, örgütlenme ve dinamizmle ele alması zorunludur. Bunun ilk adımını, Fransa'ya yönelik önerdiğimiz girişim oluşturmalıdır. (Sayın Elekdağ'ın makalesi, Cumhuriyet Gazetesi'nin 9 Ocak 2008 günlünüshasında "Olaylar ve Görüşler" köşesinde yayınlanmıştır.) ....................................... Arkadaslar Türkiye'nin Ermenisoykirimi yapmadigini ispatlamak icin Princek gibi dün oldugu gibi bügünde ispiyoncu ve ne dedigi belli olmayan politik hayatinda bile 1% lere erisemeyen Amerikan'in besledigi politikacilara gerek yok. Yanlis bir yoldasiniz, eger halaa Perincek'in ciddiyetine inaniyorsaniz. Tabiiki bu tip insanlar olur olmaz yere istedigi yerde sadece gündemde kalabilmek icin gülünc hareketlerde bulunuyorsa ülkemize zararindan baska bir seyi olmaz. Inaninki bu provekator rüzgar baska yöne essin, hem Atatürk'e, hem cumhuriyete atar, hemde Apo'yu ve Ermeniler öldürüldü tezini savunur. Gecmisinne ve su anki davranislarina bakarsaniz cok iiy anlarsiniz. Devrimcilerin onu bugün bile elestirmeleri hemen Ermenileri savunuyor anlamina gelmez, bosuna kendi kendimizi uyutmayalim. Perincek her zaman her yerde devrimciler tarafindan soyutlanmistir ve gercek yüzü aciga cikartilmistir. Aksini iddaa eden ya bilgisiz yada kötü niyetli olabilir. Saygilar Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Arkadaslar burada neden onlarin kullanmis oldugu "Soykirim" sozunu kullaniyorsunuz ki? Soykirim (Genocide) sozu ilk olarak, avukatlik yapan Polonyali bir Yahudi, Raphael Lemkin'in 1944 senesinde Amerika'da yayinlanan "Axis Rule in Occupied Europe" kitabinda dile getiriliyor. Genocide, Yunanca genos (irk, ulus ve millet) ve Latince caedere (kesmek, oldurmek, katletmek) kelimelerinden olusuyor. Birlesmis Milletler'in 1948 senesindeki genel oturumunda "Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide" (Soykirimi onleme ve cezalandirma anlasmasi) gorusulmus ve 1951 senesinde yuruluge girmistir. Daha sonra diger ulkelerde bu sozlesmeye imza atmislardir. Yani bu genocide-soykirim sozu 2. Dunya savasindan sonra ortaya atilan bir soz. Bu yuzden Ermeni Soykirimi demek yanlis oluyor. Ermeni meselesi, Ermeni sorunu daha dogru bir kelime olur saniyorum. Zira Ermeni olaylarinin yasandigi donemde soykirim tanimlamasi henuz yoktu. sayin mukinin yukarida yazdigina kesinlikle katiliyorum.. arkadaslar sizleri anlamiyorum hem ermeni soykirimi olmadigini yaziyorsunuz hemde ermeni soykirimi diyorsunuz icten ice sizinde parmaklariniz alismis sanirim bu soykirima.. egerki bir katliam olmussa bu 1948 yilindan once yani turkiye cumhuriyeti kurulumadan osmanli imparatorlugu doneminde osmanli topraklari icinde osmanli imparatorlugunda ic savasi doneminde olmustur ve bundan hic bir zaman turkiye cumhuriyeti sorumlu tutulamaz.. ama hem hukumet hem ordu bu konuda okadar pasif kaldiki ermenilerin uyanik davranmasiyla hemen hemen butun dunyaya bu ic savas ayaklanmasini soykirim olarak kabul ettirdi.... saygilar Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.