Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 18 yıl Kur'an Diliyle Allah'a İman Kur'an'ı bilenler anlamışlardır ki. modern bilimlerin Allah kavramı hep Kur'an istikametindedir. Ama henüz çağımızda gerçeğe bu yaklaşım sağlanabildi. Allah'ın gerçeği kendi dilinden; yalnız Kur'an'dan bilinir. Allah diğer semavî kitaplarda sıfatlarını anlatmış, tanımlar vermemiştir. Kur'an'da Allah tüm sıfatlarını bozan açık. bazan üstü kapalı vermiştir. Ayrıca Allah Kur'an'da kendi esrarına ait pek çok açıklamalar ve tanımlar da yapmıştır. Allah'ın Kur'an'da kendini çok açıkladığı iki emir vardır, bunları özetler halinde vermeye çalışacağım. A. Kur'an diliyle en öz tek Tanrı deyimi Sûre-i İhlas'ta verilmiştir: «De ki O Allah (ancak) ahad'dır. O Allah samed'dir. Doğurmadı ve doğurulmadı. Ve (ancak) O'nadır ki hiç bir küfüv olmadı.» AHAD : Mukabili sayı olmayan mutlak tek. SAMED: Hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeyin O'na muhtaç olduğu nitelik. KÜFÜV: Zıddı ve benzer. Bu anlamlarla toplarsak; De ki: O Allah mutlak bir kesinlikle tekdir. Herşey O'na muhtaçtır, O birşeye muhtaç değildir. Doğmadı ve doğurmadı (bir şeyden oluşmadı, varlıkları da parçası halinde kendinden eksilterek yaratmadı). Ve ancak O'na bir eş bir benzer olmadığı gibi O'nun zıddı da yoktur. Bu tarifle Kur'an Allah kavramına yanılgı getirecek tüm eksik düşünceleri ortadan kaldırıp tek Tanrı kavramını insanoğluna lütfen bağışlamıştır. B. Kur'an'da Allah'ın başka bir tanımı ise çok daha derinlerde O'nun gerçeğine yaklaşım sağlar; Evvel ve ahirdir (önce olan da. sonra olan da O'dur). Zahir ve batındır (Gizli olan da, açık olan da O'dur). Ve O'nun ilmi her şeyi kapsar (Her şeyi ilmiyle emrinde tutar). Zaman ötesidir. Öncede (ezelde) O vardır, sonrada (ebedde) O vardır, her olayda hem açıktır, hem gizlidir. Hem derinlerde olayın iç dizisinde, hem dışında; afakında O vardır, O hissedilir. Çünkü herşeyi ilmiyle kurmuş ve kurduğu sistemi kompitürleri ile daim bilgi tasarrufuna, yönetimine almıştır. Allah konusunda önemli bir Kur'an tanımı da, Kelime-i Tevhid (Allah'ı tekleme sözcüğü) dir. Lâ ilahe illallah (Hiç bir ilah yoktur, ancak Allah vardır). Yani Allah dışında bir yaratıcı, bir kudret yoktur,yalnız Allah vardır. Allah konusunda özellikle Allah'ın sıfatları konusunda pek çok âyet vardır. Bunların teker teker yorumu yerine topluca özetlemeyi tercih ettim. Büyük İslâm düşünürlerinin tanımlarını da göz önüne alarak, Allah kavramı konusunda çok önemli Kur'an yasalarını şöyle özetleyebilirim : a. Allah'ın Zat ve Sıfatları: Allah'ın bir kendi gerçeği vardır ki onu kimse bilemez, kavrayamaz. Allah kendi bilinmezliğini, güzelliğini seyretmek için kendi özünde tecelli ederek (yansıyıp intikal ederek) sıfatlarını (etki, özellik ve güçlerini) yarattı. Sıfat ve zat tanımlarını İslâm düşünürleri güneş ile onun ışınlarına benzetirler. b. Allah'ın Sıfatları: Allah'ın çeşitli evren ve kullarını yaratışta ve onları bir san'at niteliğinde sergilemesinde, güçlerinin yansıması ve kullara iletişimler O'nun sıfatlarıdır. Allah'ın bildiğimiz bilmediğimiz bir çok sıfatları vardır. 1. Kulları ile ilgili şefkat ve merhamet sıfatları: Rahman (sonsuz rahmet ve himaye edici), Rahim (şefkat ve merhamet eden). Kerim (veren, ikram eden), Rezzak (rızık verici), Selâm (aydınlığa çıkarıcı), Gaffar (afv edici), Safi (kurtarıcı), Settar (koruyucu, örtücü). 2. Yaratıcılıkla ilgili sıfatlar: Hâllak (yaratıcı), Kaadir (kudretle yapıcı), Basîr (her şeyi gören), Habir (herşeyi haber alır, bilir), Semî (herşeyi duyar), Kayyum, hakim (her olaya hakim), Malik (herşeyin gerçek sahibi), Adil. 3. Gücüyle ilgili sıfatlar: Samed (herşey O'na muhtaç), Mustaan (herkese O yardım eder), Subhan (Saltanatın mutlak sahibi), Baki (daim kalacak olan), Hay (daim canlı), Cebbar (kaderin j yaratıcısı). 4. Güzelliğiyle ilgili sıfatlar: Azîz (seven, sevilen güzel). Cemal (güzelin güzeli). Nur, Vedud (Sevdiğini ihya eder), Ala (güzel iyinin en iyisi), Kuddus (kutsal), Lâtif (merhametle yumuşak güzel). Diğer bazı sıfatları; Kahhar (yok edici), Vehhab, Fettah (en yüce erişici, feth edici). Hafız (koruyucu), Şehid (herşeyi gören), Hak (tüm gerçeklerin kendisi), Muhsı (tüm güzellikleri toplayan), Muhyı (ihya eden can, güç, imkan veren), Berr (her yanlıştan arınmış), Cami (herşeyi toplayan eksikten vabeste), Müntekim (zalimlerden mazlumun ahım alıcı), Sabır (bilinçle bekleyen, telaşa kapılma ihtiyacı olmayan). c. Teklik (Vahdet) ve Çokluk (Kesret) Tanımları: Allah tektir. Tüm kudret, yukardaki sıfatlardan anlaşılacağı üzere O'nundur. O zaman varlıkların yeri nedir? Bu soru yine güneş ışınına benzetilerek (Attar - M. Arabi) teklik çokluk sistemi içinde incelenmiştir. Yani kumun parlaması nasıl güneş sayılmazsa. Tanrı sıfatlarının (benzetmede) varlık gösteren çokluk aleminin temsilcisi varlıklar da elbette Tanrı değildir. Bugün için teklik ve çokluk deyimlerini daha iyi anlamak mümkündür. Kuant dediğimiz etkinin geometrik değer kazanan dalgası kah ışın olur, kah madde halinde binbir bileşik yaratır. Ortaya çıkan farklı varlıklar temelde teklik aleminin kudret (empuls) sırrından ibarettir. Ne var ki görünen eşya kuant değildir. Onun geometrik bir yansımasıdır Allah tekliğinin kesin niteliği de böyledir. Sıfatlar kombine olarak evrenlere tecelli ve intikal etmiştir (iletişim, yansıma, aksetme). Allah sıfatlarının her biri kendi içinde teklik sırrı taşır. Mesela annenin yavrusuna duyduğu şefkat ilâhi rahmetin yansımasıdır. Tüm merhametler bu sıfatın teklik özelliği içinde bir yansımadır. Çokluk aleminin niteliğinden doğar. Eşyayı Allah'ın bir parçası görme ise yanılgıdır. İhlas sûresinde emredildiği gibi doğurmamış; yani O'ndan birşey ayrılıp çıkmış değildir. Tıpkı bu yanılgının benzeri, bir başka yanılgı çokluk aleminin özelliklerini o çoklukta sanmaktadır. Çünkü tüm nitelikler Allah'ın tekliğinin yine teklik sırrı içindeki sıfatlarının yansımasından doğmaktadır. Bu karışık görünüm, Allah sıfatlarının birçok; fakat hepsinin ayrı ayrı teklik sırrı içinde oluşundan doğmaktadır. Mesela Allah'ın kaadir sıfatı ile kuantlar doğmakta, alîm (her şeyi bilen) sıfatı ile bu kuantlar birçok geometrik şekil almaktadır. Atomda bazan bâkî sırrı doğar ve onun varlığı uzar. Bu teklikler tümüyle Tanrısal iletişimlerden ortaya çıkar. Çokluk aleminin varlıkları ayrıcalıklarla kişilik görünümü kazanmaktadır. Halbuki tüm maddesel varlıklar kuant etkisinin çekilmesiyle birden yok olur. Ama o varlıkların hiç biri Tanrı cüz'i (parçacığı) değil, sıfat görünümlerinin farklı yansımasında doğan pırıltılardır. Tıpkı güneş ışığından yansıyan renkler gibi. d. Allah ve Kul (İnsan): Allah sıfat tecellileri açısından diğer varlıklarla insan arasında fevkalade önemli farklar vardır. İnsan madde ve mana (Ruh, gönül, nefes) kombinezonlarından kuruludur. Maddesiyle diğer varlıklardaki çokluk kurallarına tabidir. Yani sıfattaki tekliklerin çokluk yansımalarından ibarettir. Manası ise çok ilginç özellikler getirir. Manasına iki yönlü ilgi vermiştir. Bir yönü nefsin çokluk aleminin yasalarına kapılıp, kişilik farklılık kazandıktan sonra kendini kudretli bir varlık saymasıdır. Bilincin, aklın gölgesinde insan kendini yaratıcı bir varlık saymaktadır. Hatta ileri giderek Tanrı'ya kendini eş tutmaktadır. Daha önemli yanı ise insanın ruh ve gönlüdür. Bu iki mana özelliği ile insan Tanrı ile özel bir irtibat (iletişim ve ulaşım) haline sahiptir. Allah sıfatlarının hangisini isterse ruh kablosundan insan oğluna intikal ettirmektedir. Adem'in ilâhi vekâlet niteliği işte burdan doğmaktadır. Allah insanı yaratarak onda tecellilerinin yansımalarını görmek istedi, bu nedenle ona tecelli ettiği an onu kutsallaştırdı. Nitekim, meleklere: «Adem'e secde edin» dendiği zaman bu tecelliyi; bu yansımayı onda görün demek istemiştir. Allah'ın insana, onun ruh koordinatlarından iletişim sağlaması insanın kesretteki (çokluk alemi) niteliği ile bağdaşmaz görünümdedir. Ne var ki insan bu iletişimin Allah'a ait olduğunu; kendisinin hüviyeti icabı (kesrette) sonlu bir ferd olduğunu idrak ederse mesele çözülür İşte insanın kendi kesretindeki halini idrak etmesine kulluk diyoruz. Tanrı'nın ruh kanalı ile yansıyan tüm esrarı, sıfatları O'na aittir. Bunu idrak kulluğun temel şartıdır. Aksi halde sapıtır, kendini Tanrı'dan bir parça sayar ki daha önce dediğimiz gibi İhlas sûresine ters düşer. İnsanın kulluk sınırlarını iyi tayin ederek ve arınarak Tanrı'nın yansıma ve iletişimlerine daha uygun hale geleceği de ayrı bir gerçektir. Tanrı'nın yalnız insana has tecellileri karşısında; kendini kulluğun arınmasına bırakanlar daha da yeni tecellilerle insan; Tanrı'nın kendini seyrettiği bir ayna haline gelir. Tam tersine Allah'ın ruh kanalı ile iletişimlerini kendi gücü sananlar ise, yeni iletişimler kapısını kapatır ve kesrette (çoklukta) sıradan bir mahluk olur. Ancak Allah'ın yeni tecellileri, yansımaları için Allah'a inanmak yetmez, O'nu içtenlikle sevmek gerekir. Dr. Halûk NURBAKİ İnsanların sui zanlarından "ALLAH'a" sığınır ve affetmesini dilerim bu kısa (alıntı) bu konu hakkında (vahdeti vucud) bilgisi sınırlı üstelik bilmediğini bilmeyenlere hasbelkader bir hatırlatmadır tekraren "ALLAH" tan af diler bağışlamasını (hatalarımdan dolayı) bütün acizliğimle "O" Merhameti her şeyi kuşatmış olan "RAHMAN VE RAHİM" olan İsmi Celaline "SIĞINIRIM".
Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 18 yıl Evrim propagandası ile gelen tehlikeli dinsizlik propagandası Öncelikle şunu belirtelim ki, Türk halkının büyük bir bölümü dindardır, Allah'ın varlığına ve ölümden sonraki hayatın varlığına inanır. Bu nedenle milletimiz yüksek bir manevi güce sahiptir. Dolayısıyla, aksi yöndeki propagandalar ne kadar güçlü olursa olsun, milletimiz bu tür telkinlerden etkilenmez. Bu nedenle dinsizlik ve ateizm propagandalarının, birçok toplum için tehlike içerdiğini belirtmek'de gerekir. sık sık ateizm ve dinsizlik propagandası yapılmakta, bilim ile din karşı karşıyaymış gibi gösterilmeye çalışılmakta ve Darwinizm'in sözde üstünlüğü savunulmaktadırlar. Programda Darwin, dinsiz bir bilim adamı kimliği ile tanıtılmakta ve sanki bilimle ilgilendikçe dinden vazgeçtiği izlenimi verilmeye çalışılmaktadır. Darwin'in teorisi bilimsel bulgular tarafından yanlışlanmış olmasına rağmen, diğer benzerleri gibi yürürlükten kaldırılmamış, bilim adamı sıfatı taşıyan bazı kişiler tarafından savunulmaya devam etmiştir ve hala da etmektedir. İşte asıl üzerinde durulması gereken nokta budur. Bilim çok açık bir şekilde canlıların tesadüfler sonucunda evrimleştiği iddiasını yalanlamasına rağmen, neden evrim teorisi hala savunulmaktadır? Bilindiği gibi, evrim teorisi hayatın kökenine sözde bir açıklama getirirken, canlıların bilinçli bir tasarımla yaratılmış oldukları gerçeğini inkar eder. Dolayısıyla teori, ateizmin bilim alanındaki koruyucusu konumundadır. Bilinçli bir yaratılışı ve üstün bir güç sahibi Yaratıcının varlığını inkar edenler bu nedenle evrim teorisine büyük bir bağlılıkla sahip çıkmaktadırlar. Evrim teorisinin çöküşü, kendi ateist ve materyalist inançlarının çöküşü anlamına geldiği için vargüçleriyle evrim teorisinin propagandasını yapmaktadırlar. Bu propagandalarının en önemli ve vazgeçilmez öğeleri ise History Channel, National Geographic Society, Discovery Channel gibi kuruluşlar, Science, Nature, Scientific American, New Scientist gibi yayınlardır. Bu propagandanın en temel çıkış noktası ise "Evrim teorisini reddetmek bilimi reddetmektir" sloganı ile belirlenmiştir. Dolayısıyla dünyanın en önde gelen ve en güvenilir bilimsel kuruluşları olma iddiasındaki bu kanal ve yayınlar, evrim teorisini reddeden bilimsel bulguları asla gündeme getirememektedirler. Adeta gizli bir el tarafından, her koşulda ve her durumda evrim teorisini savunmak, evrim teorisi aleyhine tek bir söz dahi sarfetmemek üzere programlanmış gibidirler. Şu anda çok önemli bir dönüm noktasında olduğumuz görmezden gelinemeyecek kadar açık bir gerçektir. Birkaç yüzyıldır dünyaya, bilimden sanata, felsefeden edebiyata kadar her alanda hakim olan materyalist düşünce çökmektedir. Materyalizmin sözde bilimsel dayanağı olan evrim teorisinin çöküşü ise, materyalist düşüncenin hakimiyetinin sona erişini hızlandırmaktadır. Bugün tüm bilim dünyası "Bilinçli Tasarım" tezinin hızlı yükselişine şahit olmaktadır. Her canlının, hatta her canlıyı oluşturan trilyonlarca hücreden her birinin tesadüfen oluşamayacak kadar kusursuz, olağanüstü bir tasarıma sahip olduğu artık apaçık bir gerçektir. Bir kağıt üzerine yazılmış tek bir "B" harfinin dahi orada tesadüfen meydana gelemeyeceğini, bu harfi o kağıda yazan bilinçli bir varlık olduğunu kabul eden akıl, canlılardaki "Bilinçli Tasarım"ın varlığını da kabul etmelidir. Bu gerçeği kabul etmek, bilime karşı gelmek değil, bilimin gösterdiği gerçekleri kabul etmektir Dinsizlik bir toplumun dirliğini, birliğini, uyumunu, barış ve huzurunu bozar. Kendilerini hayvan'dan farkılı görmeyen, öldükten sonra sonsuza kadar yok olacağını zanneden insanlar her türlü kötülüğe, ahlaksızlığa, şiddete, suça karşı eğilimli olurlar. Böyle insanların, öldürmek, işkence etmek, zarar vermek için ikna edilmeleri çok kolay olur, çünkü karşılarındakileri ruh sahibi varlıklar olarak değil, hayvanlar gibi varlık olarak görürler. Dinsiz toplumlarda sahtekarlık, rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık gibi ahlaksızlıklar hızla artar ve toplumun ahlaki ve dini yapısı güçlendirilmedikçe bunların önüne geçilmesi imkansızlaşır. Dinsiz toplumlarda sevgi, merhamet, şefkat, fedakarlık hisleri tamamen kaybolur, bunların yerine öfke, şiddet, bencillik, vurdumduymazlık, zalimlik hakim olur. Bunlar dinsizliğin bir topluma getireceği belaların küçük bir kısmıdır. Dinsiz nesillerin oluşturacağı her ailenin yaşayacağı yıkımlar dahi tek tek düşünülecek olsa, dinsizliğin insanlık için ne kadar büyük bir tehlike olduğu görülecektir.
Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 17 yıl karşı koyulmaz bir istektir saldırı ateizmde müslümanlıkta hrıstıyanlıkta ama kafama takılan bır sorudavar tabıkı muslumanların camılerı hrıstıyanların kılısesı musevılerın havraları butun dınlaerın bır cok seyı var ve bunlar her etkıde tepkı verıyorlar ve bu kendilerine göre haklı bır tepkıdır cunku sahıplenmıslerdır.PEKİ ATEİSMİN NEYİ VAR OLMAYAN BİR TANRILARI,DİKKAT EDERSENİZ ATEİZM HEP OLMAYAN BİR TANRIYI SAVUNUR.CUNKU TANRI YOK DER VE ONU HEP SAVUNUR.
Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 17 yıl karşı koyulmaz bir istektir saldırı ateizmde müslümanlıkta hrıstıyanlıkta ama kafama takılan bır sorudavar tabıkı muslumanların camılerı hrıstıyanların kılısesı musevılerın havraları butun dınlaerın bır cok seyı var ve bunlar her etkıde tepkı verıyorlar ve bu kendilerine göre haklı bır tepkıdır cunku sahıplenmıslerdır.PEKİ ATEİSMİN NEYİ VAR OLMAYAN BİR TANRILARI,DİKKAT EDERSENİZ ATEİZM HEP OLMAYAN BİR TANRIYI SAVUNUR.CUNKU TANRI YOK DER VE ONU HEP SAVUNUR. Ateistler gerçekçidirler, bilimsel düşünürler. Mistik inançlardan gelme Cinle, şeytanla uğraşmaya, ruhtan oluşturduğu puta tapınmak için bir tapınağa ihtiyaçları yoktur. Tapınma düşüncesi ilk insanların acizliğini simgeler ve günümüze kadar devamedegelmiştir. Ateistler kendi oluşturduğu putlara tapacak kadar güçsüz değildir. Asıl olmayan tanrıyı savunan teistlerdir. Zira tanrının nitelikleri, sıfatları hiç bir mefhumda olmayan özellikleri anlatmaktadır. İlk çağlardaki görünen putların revize edilerek görünmez hale getirilişi, olmayacak sıfatların yakıştırılmasıdır. Elbette ateistin de bir ideolojisi vardır. Ateist maddeyi insanı ve birlikte evrilmeyi önemser, ilgilenir. Düşüncesini bilincini onlar üzerine oluşturur. Ruhlarla, putlarla, hayallerle ilgilenmez.
Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 17 yıl Ateistler gerçekçidirler, bilimsel düşünürler. Mistik inançlardan gelme Cinle, şeytanla uğraşmaya, ruhtan oluşturduğu puta tapınmak için bir tapınağa ihtiyaçları yoktur yukarıdakı cumlenı bır daha ıncele ıstersen tapınaksızda tapınırlar anlamına cıkıyor benım gorusum tabıkı veya tabıata tapınır ama ruhsal olarak yanı dıger dını ınancların tam tersı bıraz:) . Tapınma düşüncesi ilk insanların acizliğini simgeler ve günümüze kadar devamedegelmiştir pekı bu ılk dusunce nasıl ortaya cıkmıs pekala?bunuda bılıyorsundur hıcbırsey yokken cıkıp bırısı anıden tanrı var tanrı var dıye bagırmamıstır umarım:)?yada kafandakı tanrı fıkrı nedır senın?nasıl bır arastırmanın sonunda bunu soyleye bıldın?bunları cevaplayabılırmısın lutfen?sakın kufur ettım bırsey olmuyor deme ama:D . Ateistler kendi oluşturduğu putlara tapacak kadar güçsüz değildir. nasıl yanı?yukardakı cumlen bıraz anlamca zengın olmayagerek heraldekı pek bı anlayamadım?ama sen duygularının arkasından kosmazmısın mısal sıgara ıctıgını farz edelım canın sıgara ıstedıgı anda bır sıgara yakıp ıcmezmısın?veya herhangı bır zevkın ıcın herhangı bır eylem gerceklestırmezmısın ? Asıl olmayan tanrıyı savunan teistlerdir. ama sız tanrıyı olmadıgı ıcın savunmazmısınız?tanrı yoktur demezmısınız?buda tanrıyı dogrudan farklı bır boyuta cekmezmı?yanı sız tanrı dıye bırsey yok ama onun yerıne madde var demezmısınız buda gene tanrıyı gorunur kılmazmı yanı sız ısımlerın yerlerını degıstırırsınız. tanrı yok madde var onun ıcın tanrıya bundan sonra madde dıyelım maddeyı tanrılastıralım ona ınanın demezmısınız.buda ılk cag ınsanlarına goturmezmı sızı yanı bunu su cumlene yazıyorum (İlk çağlardaki görünen putların revize edilerek görünmez hale getirilişi)boyle yazmamısmısın burda Zira tanrının nitelikleri, sıfatları hiç bir mefhumda olmayan özellikleri anlatmaktadır. İlk çağlardaki görünen putların revize edilerek görünmez hale getirilişi, olmayacak sıfatların yakıştırılmasıdır. bu olmayacak sıfatlar nedırler kı?veya sen bana hislerini derin bir enerjini nasıl anlatırsın? Elbette ateistin de bir ideolojisi vardır. Ateist maddeyi insanı ve birlikte evrilmeyi önemser, ilgilenir. Düşüncesini bilincini onlar üzerine oluşturur. Ruhlarla, putlarla, hayallerle ilgilenmez. ama maddenın var olmadıgı bılımsel kanıtlarla gercek tır. yanı sız GENELDE OLMAYANLAMI ILGILENIRSINIZ;).pekı algılamadıgın bırsey senın ıcın var olmaz yanı sen nereden sırtını cevırırsen cevır arkandakı seyı yokmu sayacaksın? o sey teknık olarak var ama senın pratıkte uygulamadıgın bır sey yanı o anlık senın ıcın yok, algılamadıgın bır durum ozaman su soru doguyor?TEKNIKTE OLAN AMA PRATIKTE UYGULANMAYAN HIC BIRSEY YOK BU NEDENLEDE MADDE SAVUNULAMAZ?dogrumu bunu lutfen cevaplarmısınız.
Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 17 yıl yukarıdakı cumlenı bır daha ıncele ıstersen tapınaksızda tapınırlar anlamına cıkıyor benım gorusum tabıkı veya tabıata tapınır ama ruhsal olarak yanı dıger dını ınancların tam tersı bıraz:) Tapınmayla bozmuşsun arkadaş. Düzelteyim o halde. "Ateistler gerçekçidirler, bilimsel düşünürler. Mistik inançlardan gelme Cinle, şeytanla uğraşmaya, ruhtan oluşturduğu puta tapınmaya, bir tapınağa ihtiyaçları yoktur." Ateist tabiatada tapınmaz /nereden çıkarıyorsun)ona uyum sağlar. Onunla birlikte yaşar ve evrilir. pekı bu ılk dusunce nasıl ortaya cıkmıs pekala?bunuda bılıyorsundur hıcbırsey yokken cıkıp bırısı anıden tanrı var tanrı var dıye bagırmamıstır umarım:)?yada kafandakı tanrı fıkrı nedır senın?nasıl bır arastırmanın sonunda bunu soyleye bıldın?bunları cevaplayabılırmısın lutfen?sakın kufur ettım bırsey olmuyor deme ama:D Çok basit. Çözemediği doğa olaylarına madde ötesi güç olarak bakmış ilk çağ insanları. Tanrı fikri senin kafanda. Benim kafamda bir tanrı fikri yok. Olamazda. Kafamda madde ve maddenin devinimini anlama var. "Ateistler kendi oluşturduğu putlara tapacak kadar güçsüz değildir." burada çözümsüz, çaresiz değil anlamını kullanmak istemiştim. Öncelikle doğa olaylarını çözümlerler. ama sız tanrıyı olmadıgı ıcın savunmazmısınız?tanrı yoktur demezmısınız?buda tanrıyı dogrudan farklı bır boyuta cekmezmı?yanı sız tanrı dıye bırsey yok ama onun yerıne madde var demezmısınız buda gene tanrıyı gorunur kılmazmı yanı sız ısımlerın yerlerını degıstırırsınız. tanrı yok madde var onun ıcın tanrıya bundan sonra madde dıyelım maddeyı tanrılastıralım ona ınanın demezmısınız.buda ılk cag ınsanlarına goturmezmı sızı yanı bunu su cumlene yazıyorum (İlk çağlardaki görünen putların revize edilerek görünmez hale getirilişi)boyle yazmamısmısın burda Yine tanrı.... Ateistlerin tanrıyla, yaratanla, ona şükran duymakla ilgisi yoktur maddenin devinimi sonsuzdur. Maddenin o anki yapısı bir önceki şeklinin nitelik değişimidir. Bir sonrakin niteliğine de temel teşkil eder. bu olmayacak sıfatlar nedırler kı?veya sen bana hislerini derin bir enerjini nasıl anlatırsın? Allahın olamayacak sıfatlarını bilmiyorsan öğrenmelisin. Bu senin meselen. ama maddenın var olmadıgı bılımsel kanıtlarla gercek tır. Nerde imiş bu kanıt? Göster bakalım ?
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.