Φ muki Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Vatandaş Türk çe yaz. Vatandaş Türk çe konuş doğrusu= Vatandaş Türkçe konuş Vatandaş Türk çe yaz doğrusu= Vatandaş Türkçe yaz Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Öyle bir anlatmışsınızki sanki evrimi ıspatlamışsınız, tasarımı çürütmüşsünüz.. Sayın yamyam, evrimciler ne zaman gözü açıklamışki, indirgenemez komplekliğe gözü örnek getiriyorusun.. Gelişmiş göz başkadır, az gelişmiş göz başkadır.. Yani şimdi şahin gözü insan gözünden daha gelişmiş ise, şahin gözü insan gözünün evrim geçirmiş hali mi..? Yani şahin gözünü indirgediğimiz zaman insan gözüne mi ulaşmış oluyoruz.. Demekki şahin gözünün indirgenmiş hali olan insan gözü, görebildiğine göre, indirgenemez kopleksliğe ters değildir öylemi..? Bu kabul edilebilecek bir yaklaşım değildir.. "kamçının evrimsel sürecinin henüz açıklanamıyor olması" sözünüz evrimi kayıtsız şartsız kabul ettiğinizin ve evrim teorisinin teorilikten çıkıp bir ideolojiye dönüştüğünün göstergesidir.. Saygılar.. Kralx; sen bilimsel gelişmeleri H.Y'nin dandik sitelerinden takip ettiğin için gelişmelerden haberin olmuyor tabii.. Senin gelişmelerden haberdar olabilmen için, H.Y'nin o konu hakkında uydurma reddiyeler yazması gerekiyor... Konunun şahin gözü ya da insan gözüyle direkt değil, endirekt alakası vardır. Şahin, avcı bir canlı olduğundan gözü bir insan gözünden daha fazla gelişmiştir. Ama senin konuya insan-şahin gözünden değil, ışığa ya da beyaza duyarlı hücrelerden bakman gerekir. Sana Bilim ve Teknik Dergisi'nin Ocak 2005 sayısında yayınlanan, Science'dan alıntı yazıyı aktarıyorum. İNSAN GÖZÜNÜN EVRİM BİLMECESİ ÇÖZÜLDÜ Darwin’in evrim kuramının karşıtları, genellikle gözün karmaşık yapısının, kuramın temel dayanakları olan kendiliğinden değişim (mutasyon) ve doğal seçilim süreçleriyle açıklanamayacağı görüşünü öne sürerler. Darwin de insan gözünün nasıl evrildiği konusuna bir açıklama getirememişti. Şimdiyse Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı’ndan EMBL araştırmacılar gözün evrilme mekanizmasını ve kaynağını bulduğunu açıkladılar. Gözlerimizdeki ışığa duyarlı olan koni ve çubuk biçimli hücreler, önceleri beyinde yerleşmiş bulunan eski bir hücre populasyonundan evrilmişler. EMBL araştırmasını yürüten Detlev Arendt ve Joachim Wittbrodt’a göre insan gözündeki hücrelerin beyinden gelmiş olması sürpriz değil. Bugün de beynimizin derinliklerinde ışığa duyarlı hücreler bulunuyor ve bunlar günlük etkinliklerimizin ritimlerini ayarlıyorlar. Önce hayvanların beyinlerinde bulunan bu ışığa duyarlı hücreler, evrim sürecinin daha sonraki evrelerinde gözlere göç ederek ve görüntü iletme yetisini kazanmış görünüyor. Biliminsanları ilk hayvan atalarımızda iki tür ışığa duyarlı hücrenin varlığını belirlemiş bulunuyorlar. Bunlar, rabdomerikve cilial (kamçımsı) hücreler olarak sınıflandırılıyorlar. Hayvanların çoğunda rabdomerik hücreler gözlerin bir parçası haline gelirken kamçımsı hücreler beyindeki yerlerini koruyarak biyolojik saatleri düzenleme işlevini üstlenmişler.İnsanlar ve öteki omurgalılardaysa bunun tersi olmuş ve gözde yerleşen kamçımsı hücreler koni ve çubuk hücrelerine dönüflmüşler. Araştırmacılar göz oluşumunda evrim sürecinin izini, “yaşayan bir fosil” olarak tanımlanan Platynereis dumerilii adlı deniz kurtçuğunu inceleyerek bulmuşlar. Bu kurtçuk 600 milyon yıl önce yaşamış olan atalarından hala çok farklı değil. Bu canlıya ayrıca böceklerle omurgalıların son ortak atası gözüyle bakılıyor. Arendt bu hayvanın daha önce başka bir araştırmacı tarafından çekilen beyin görüntülerini gördüğünde, beyin hücrelerinin insan gözündeki koni ve çubuk hücrelerle olan benzerliği dikkatini çekmiş. Araştırmacı bu hücrelerin aynı evrimsel sürecin ürünü olabileceğini düşlünmüş. Daha sonra, EMBL’den başka araştırmacıların yardımıyla Platynereis dumerilii’nin beynindeki hücrelerin “moleküler parmakizleri” başka hayvanların beyinlerindeki ışığa duyarlı hücrelerle karşılaştırılmış. Hayvanın beynindeki opsin adlı ışığa duyarlı bir molekülün, omurgalı gözlerindeki çubuk ve koni hücrelerdeki opsinle olağanüstü benzerlik gösterdiği ortaya çıkmış. EMBL araştırmacılarından Kristin Tessmar-Raible, “bu omurgalı tipi molekülün Platynereis dumerilii beyin hücreleri içinde etkin olduğunun görülmesi, bu hücrelerle omurgalı koni ve çubuk hücrelerinin ortak bir moleküler parmak izine sahip olduklarını ortaya koymuş bulunuyor. Bu da evrimde ortak bir kaynağın kanıtı. İnsan gözünün evrimiyle ilgili büyük bir bilmeceyi çözmüş bulunuyoruz” diyor. EMBL araştırmacıları, Science dergisinde yayımladıkları bulgularının sonunda hayvanlarda ışığa duyarlı hücrelerle gözlerin evrimi konusunda şu senaryoyu öne sürüyorlar. İlkel metazoalarda ışığın varlığını belirlemek ve ışıkla ilgili zamanlama işlevlerini (biyolojik saat) yönetmek için bir atasal opsin kullanan tek bir tür ışığa duyarlı hücre öncülü bulunuyordu. Prebilateryen (anatomide ikili simetri oluşmuş hayvanlardan önceki) atalarda opsingeni, c-opsinve r-opsinadlı genlere dönüştü ve böylece öncül ışık algılayıcı hücrenin kamçımsı ve rabdomeric denen kardeş hücre türlerine farklılaşmasına yol açtı. Rabdomeric ışık algılayıcı hücreler, pigment hücreleriyle bir araya gelerek ilkel gözleri oluştururken, kamçımsı hücreler de evrilen beynin bir parçası haline gelerek yönsüz ışık tepkisi işlevini yüklendi. İkili simetrik anatomiye sahip hayvanlarda, örneğin günümüze kadar gelmiş Platynereis’te bu atasal düzen hâlâ görülüyor. Omurgalılara uzanan evrim çizgisinde her iki tür ışık algılayıcı hücre, evrimleşen retinaya yerleşti. Rabdomerik ışık algılayıcı hücreler, gangliyon hücrelere dönüşerek görüntü işleme sürecinde farklı bir işlev üstlendiler. Omurgalı gözünün evriminin önemli bir özelliğiyse, ışık algılama görevini üstlenenlerin rabdomerik değil, kamçımsı hücrelerin, yani çubuk ve konilerin olmasıydı. Dolayısıyla omurgalı hayvanların gözleri, farklı evrimsel tarihleri olan farklı ışık algılayıcıları kapsayan bileşik bir yapıyı temsil ediyor. Bir de aşağıdaki makaleyi okumanı öneririm... http://www.yaziyaz.com/dergi/2006/12/gozun...-turker-yilmaz/ Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Bugün biraz kulak üzerinde duracağım.. Evet duyma olayını bir çoğunuz biliyor... Basit bir izahla; Ses dalgaları kulak zarını titreştirir, kulak zarı çekiç kemiğini hareket ettirir, hareket buradan örs kemiğine iletilir buradanda üzengi kemiğine iletilir.. Bakın buradaki bu üç kemiğinin ses iletimi dışında ikinci bir rolü ses sinyalini dahada kuvvetlendirmektir.. Ses sinyalleri üzengi kemiğindne iç kulağa iletilir iç kulakta bir sıvı vardır bu sıvının etrafındaki yani salyongoz dediğimiz yerdeki tüycükler ise bu titreşimleri algılayarak beyne iletilrler.. Bakın baştan sona hesaplı ve amaçlı bir iş.. Şimdi söyleyin bakalım bu sistemin neresinde tesadüf olabilir..? Aynı görme işindeki cevap gibi buradada sese duyarlı hücreler, önceleri bulundukları bir bölgeden kulak bölgesine göç edip burada bir şantiye kurup yıllarca çalışarak bu düzeni mi kurmuşlar, o üç ilginç kemiği yapmışlar, bir deneme yapmışlar olmamış biz birde sıvı doldralım demişler mi..? Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Sayın kralx, Kamçılı bakteri konusunu yazdığın yerde sana "yağmur nasıl yağar" diye bir soru sormuştum, o soruyu cevapla, ben sana bu soruyu cevaplayayım. Saygılar. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2007 Sayın kralx, Kamçılı bakteri konusunu yazdığın yerde sana "yağmur nasıl yağar" diye bir soru sormuştum, o soruyu cevapla, ben sana bu soruyu cevaplayayım. Saygılar. Bilimsel olarak, havadaki su buharı, soğuk hava tabakasına girdiği zaman su damlacıkları oluşur ve yerçekimi etkisiyle yere düşerler.. Basit ve görünen izahı budur.. İnanç yönünden ise; Allah kendinin aşikare bilinmemesi için akılla bilinmesi için yani imtihan için herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır, daha doğrusu öyle bir görüntü vermiştir.. Hiç bir zerre onun ilmi dışında hareket etmiyor.. Kısacası, yerden yükselen buhar içindeki su moleküllerinden tutunda, yukardaki oluşum ve yağış sürecine kadar ve nereye ne kadar yağacağı bilgisine kadar herşey salisen Allah'ın ilmindedir.. Ve bunlarla dinsel olarak melek değimiz enerji boyutları farklı olan varlıklar görevlidir.. Evet Brain bu da inanç yönüydü.. Buyur birde sen izah et.. Saygılar.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Kısacası, yerden yükselen buhar içindeki su moleküllerinden tutunda, yukardaki oluşum ve yağış sürecine kadar ve nereye ne kadar yağacağı bilgisine kadar herşey salisen Allah'ın ilmindedir..Ve bunlarla dinsel olarak melek değimiz enerji boyutları farklı olan varlıklar görevlidir.. yağmur yağmayacak bulut kümesi yoğunlaştırılarak yağmur yağdırılıyor, bu Allah'ın yağmuru nereye yağdıracağı ilmine müdaheledir. Bunu Allah'a sürekli hakaret eden biri bile yapabilir. Şimdi söyleyin bakalım bu sistemin neresinde tesadüf olabilir..?Aynı görme işindeki cevap gibi buradada sese duyarlı hücreler, önceleri bulundukları bir bölgeden kulak bölgesine göç edip burada bir şantiye kurup yıllarca çalışarak bu düzeni mi kurmuşlar, o üç ilginç kemiği yapmışlar, bir deneme yapmışlar olmamış biz birde sıvı doldralım demişler mi..? aksini gösteren bir durum olmadığına göre, böyle bir olasılıkta mevcuttur. tesadüfe gelince Allah gibi üstün yüce bütün kainatı tasarlayan bu kadar büyük bir ilme sahip olan bir varlıkta tesadüfen oluşamaz. küçücük kulağın tesadüfen oluştuğuna inanırımda, bu kadar büyük bir varlığın tesadüfen oluştuğuna katiyen inanmam bu birincisi ikincisi ise (teorik olarak) canlı bir organizmadan bahsediyoruz, canlı bir organizma kendini şartlara göre geliştiriyor örneğin ilk oluşan kulak değildir kulak tek başına oluşmamıştır önce akıllı bir canlı bir organizma oluşuyor(nasıl oluştuğu konusu bilinmiyor), ondan sonra bu canlı organizma kendini ihtiyaçlarına göre milyonlarca yıl içerisinde gelişiriyor. tabiki cansız bir maddeden durup dururken tek başına bir kulak oluşmaz zaten ortalıkta tek başına dolaşan bir kulakta görmedim bizim için merak edilen konu canlı organizmanın kainatla birlikte var olup olmadığıdır. akıllı canlı organizma var olduktan sonra, (şimdiki insan, hayvan şekli değil) kulağın gözün vs oluşması işten bile değildir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Bilimsel olarak, havadaki su buharı, soğuk hava tabakasına girdiği zaman su damlacıkları oluşur ve yerçekimi etkisiyle yere düşerler..Basit ve görünen izahı budur.. İnanç yönünden ise; Allah kendinin aşikare bilinmemesi için akılla bilinmesi için yani imtihan için herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır, daha doğrusu öyle bir görüntü vermiştir.. Hiç bir zerre onun ilmi dışında hareket etmiyor.. Kısacası, yerden yükselen buhar içindeki su moleküllerinden tutunda, yukardaki oluşum ve yağış sürecine kadar ve nereye ne kadar yağacağı bilgisine kadar herşey salisen Allah'ın ilmindedir.. Ve bunlarla dinsel olarak melek değimiz enerji boyutları farklı olan varlıklar görevlidir..Evet Brain bu da inanç yönüydü.. Buyur birde sen izah et.. Saygılar.. Sayın kralx, bu soruyu sana daha önce de sormuştum, sen cevaplamayınca, ben cevabımı vermiştim zaten. Buraya alıntılayayım. kralx'e bu sorunuyu sorma nedenim şu: Bize karmaşık bir organizma getiriyor: Bu şey Tasarımcı olmadan olabilemez diyor. Ben de diyorum ki basitten başlayalım: Mesela yağmurdan. Fazla karmaşık değil. Binlerce çeşit molekül yok, tek bir molekül var: H2O Zentrilyonlarca "bilinçsiz" H2O molekülü biraraya gelip, "bilinçliymiş gibi", yağmur, kar, dolu olarak yağabiliyorsa, zentrilyonlarca bilinçsiz molekül neden bilinçliymiş gibi biraraya gelerek bakreti kamçısını oluşturmasın? Karmaşık organizmalardaki bilinçliymiş gibi hareketin nedenini ve nasılını bugün açıklayamıyorsak, bu oluşumu, bu "tasarımı" metafizik güçlere havale etmek zorunda mıyız? Dün yağmuru Mikail'e, gök ilahına, fırtına ilahına havale eden insanlarla, bugün DNA'yı, kamçılı bakteriyi Allah'a havale eden insanların konuya bakışları arasında fark var mı? Çok eskiden insanlar yağmuru yağmur ilahı, fırtına ilahı, bereket ilahı, gök ilahı yağdırıyo sanmışlar. Semitik dinler bu yüzlerce ilahi hiyerarşik yapıya sokmuş, küçük ilahlara melek sıfatı vermiş. olmuş yağmur ilahı, melek mikail. Çokilahlı inanç başka bir yapı altında sürdürülmüş. Çünkü yağmurun nasıl yağdığına ilişkin matrix çözüldü, çözülünce olağanüstü güçlere atıf yapma dönemi de bitti. Bugün insan yapay yağmur yağdırabilecek konuma geldi. Bu dudum karşısında müslüman bir dilemma ile karşı karşıya kalır: - ya yağmuru Mikail yağdırır inancının hurafe olduğunu söyleyecek ve bu iddiadan vazgeçecek, - ya da kafirlerin Mikail'in iradesine müdahale ettiklerini, Mikail'i kukla ettiklerini kabullenecek. Senin ve benim yazılarımdaki iki yeri renklendirdim. Görebilmen için. Saygılar. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 çok enteresan fikirler okuyorum siz Allah'ın kendisinin nasıl varolduğunu mu düşünüp takılıyorsunuz? kulağın tesadüfen oluştuğuna inanıyorsun ama Allah'ın varoluşunu sorguluyorsun kendi varoluşunu sorgulamamışken üstelik peki buna cevap veren olamazsa o zaman sen tesadüflere inanmaya devammı edeceksin? bir bitin bile nasıl varolduğuna cevap veremeyen insan neleri sorguluyor? ve bunu akıl yürütmek sanıyor! Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Yağmurun oluşmasıda yağmasıda kendiliğinden olan birşey eğildir.. Bellli fizik kurallarına bağlanmış ve Allah'ın ilminde bir olaydır.. Başkalarının gök tanrısı, su tanrısı, yağmur tanrısı beni ilgilendirmez.. Benim bildiğim iki gerçek var.. Biri Allah'ın yarattığı fizik kanunları, diğeride Allah'ın bize göre zamanlı ama Allah'a göre an'lık ilminin ve kudretinin tecellisidir.. Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Bilimsel olarak, havadaki su buharı, soğuk hava tabakasına girdiği zaman su damlacıkları oluşur ve yerçekimi etkisiyle yere düşerler..Basit ve görünen izahı budur.. İnanç yönünden ise; Allah kendinin aşikare bilinmemesi için akılla bilinmesi için yani imtihan için herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır, daha doğrusu öyle bir görüntü vermiştir.. Hiç bir zerre onun ilmi dışında hareket etmiyor.. Kısacası, yerden yükselen buhar içindeki su moleküllerinden tutunda, yukardaki oluşum ve yağış sürecine kadar ve nereye ne kadar yağacağı bilgisine kadar herşey salisen Allah'ın ilmindedir.. Ve bunlarla dinsel olarak melek değimiz enerji boyutları farklı olan varlıklar görevlidir.. Evet Brain bu da inanç yönüydü.. Buyur birde sen izah et.. Saygılar.. Sonradan gördüm, yazında bir husus daha dikkatimi çekti: Sen Bing Bang'a sahip çıkıyorsun, Evrimi reddediyorsun. Ben Bing Bang ve Everim teorisinin birbirlerinin bütünleyicisi olduğunu savunuyorum. Birini kabul edip ötekini reddedemezsin. Yukarıdaki yazdığın şey (Allah kendinin aşikare bilinmemesi için akılla bilinmesi için yani imtihan için herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır, daha doğrusu öyle bir görüntü vermiştir) çerçevesinde, Tanrı'nın evreni yaratmak için Bing Bang'ı vesile ettiğini, ama canlıları çeşitlendirmek için Evrim'i vesile etmediğini savunamazsın. Tanrı evreni yaratırken, Bing Bang ile herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağladı ise, aynı mantıkla, Tanrı canlıları yaratorken ve çeşitlendiriken, Evrim ile herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağladı demek zorundasın. Ne diyorsun? Saygılar. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Evrimden kastınız nedir? şu bildiğimiz maymundan gelme hikayesi mi? Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Asıl big-bangla evrim örtüşmez.. Evrimcilerin çoğunluğu maddenin sonsuzdan beri var olduğunu ve zamanında sonsuzdan beri var olduğunu söylerler.. Oysa big-bang maddenin sıfır hacimden meydana gelen bir patlamadan sonra ortaya çıktığını söyler.. Big-bang kontröllü bir patlamydı.. Hızı ve ısısı atomların oluşumu için gereken noktadaydı.. Bir çok bilim adamınında açıkladığı gibi, patlama sürecinde hız yada ısı olması grekenden biraz az olsa evren tekrar içe çökecek madde oluşamayacak, biraz hızlı olması halinde ise gök cizimleri oluşamayacaktı.. Yani kütle çekimi dengesi oluşturulamayacaktı.. Yani big-bangı iyi bir araştırırsan başından beri salisen konrollü ve bilinçli bir patlamaydı.. Daha sonra milyarlarca yıldızdan ve sayısı bilinemeyn gezegenden Dünya da yaşam için bir zemin oluşturuldu.. Ve Allah bütün canlıları evrimsiz yarattı.. Buna insanda dahil, maymunda dahil, kuşlarda dahil hasılı bütün canlılar dahildir.. Hiç bir tür başka bir türe dönüşmemiştir, bunun delilide yoktur... Hayali çizim yapanlar ve sahte fosil düzenleyenlerin bir biri ardınca gelen itiraflarını okumanız gerekir.. Binlerce yıl önceki canlı fosiliyle, bugünki yaşayan aynı canlının arasında hiç bir fark yoktur.. Bütün bunlar Allah'ın adetullahıdır.. Saygılar.. Alıntı
Misafir Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Peki bana bu canlıların ya da herşeyin başlkangıcını açıklayabilir misiniz bir yaratıcı olmadan? Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2007 Asıl big-bangla evrim örtüşmez.. Diyorsun ki Tanrı Bing Bang'a ihtiyaç duydu vesile yaptı evreni yaratmak için, ama canlıları sihirli çubuğu ile yarattı, vesilesiz? Evrimcilerin çoğunluğu maddenin sonsuzdan beri var olduğunu ve zamanında sonsuzdan beri var olduğunu söylerler..Oysa big-bang maddenin sıfır hacimden meydana gelen bir patlamadan sonra ortaya çıktığını söyler.. Yanlışın var. Sıfır hacim demek birşey yok demek değil. Bing Bangçılar sonsuz yoğunlukta enerji diyorlar ona. Enerjiye de maddenin başka bir versiyonu diyorlar. Big-bang kontröllü bir patlamydı..Hızı ve ısısı atomların oluşumu için gereken noktadaydı.. Bir çok bilim adamınında açıkladığı gibi, patlama sürecinde hız yada ısı olması grekenden biraz az olsa evren tekrar içe çökecek madde oluşamayacak, biraz hızlı olması halinde ise gök cizimleri oluşamayacaktı.. Yani kütle çekimi dengesi oluşturulamayacaktı.. Yani big-bangı iyi bir araştırırsan başından beri salisen konrollü ve bilinçli bir patlamaydı.. Daha sonra milyarlarca yıldızdan ve sayısı bilinemeyn gezegenden Dünya da yaşam için bir zemin oluşturuldu.. Bütün bu süreç normal sana göre, ama evrim anormal/ters öyle mi? Yani canlılar din ding ding sihirli çubuk efekti eşliğinde yaratıldılar yani? Süreçsizn (evrimsiz)? Ve Allah bütün canlıları evrimsiz yarattı.. Buna insanda dahil, maymunda dahil, kuşlarda dahil hasılı bütün canlılar dahildir..Hiç bir tür başka bir türe dönüşmemiştir, bunun delilide yoktur... Bunu yukarıda söylediğin, "Allah herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır." uyumlu hale getir. Ayrıca, sen bir yerde "madde delil getiriniz" diye bir laf ettin, ben de sana bu lafını sana karşı çok kullanacağım dedim, bulamadım o sözünü. O sözün çerçevesinde, Allah2ın yarattığına dair delil ggetir. Maddi delil. Hayali çizim yapanlar ve sahte fosil düzenleyenlerin bir biri ardınca gelen itiraflarını okumanız gerekir..Binlerce yıl önceki canlı fosiliyle, bugünki yaşayan aynı canlının arasında hiç bir fark yoktur.. Bütün bunlar Allah'ın adetullahıdır.. Nasıl H.Y. gibi, dinde sahtearlar varsa, evrimciler arasında da var. Saygılar. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Evrimin yalanını ortaya çıkartınmı etiket hazır h.y h.y o fosilleri nereden buldu acaba, milyonyıl yaşındaki günümüz akrabalarıyla aynı özelliklere sahip canlı örneklerini sanırım oda darwin gibi üzerlerinde oynama yaptı. ben yüzlerce fosil örneği gördüm, deniz atından tutun, örümceğe kadar ve akrabalarıya aynıydılar. Evrim bir ihtiyaç olamaz Allah için zaten o ihtiyaçtan arınmıştır, uzaktır. Evrim değişim demektir ama bu öyle büyük değişimler değildir, yani bir motosiklet zamanla otomobile dönüşmez, fizik kuralına aykırı. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Evrim değişim demektir ama bu öyle büyük değişimler değildir, fizik kuralına aykırı. Evrimi manmundan insana geçiş olarak algılarsan- otomobil motorsiklet olmaz dersin, kafan bu kadar alır. Otomobil de, motorsiklet de, aynı şeyin evrimleşmesi/geliştirilmesi sonucu ortaya çıkmıştır: Motor! Saygılar. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 ben yüzlerce fosil örneği gördüm, deniz atından tutun, örümceğe kadar ve akrabalarıya aynıydılar. teorik olarak evrim süreci milyonlarca yıllık bir zamanda gelişmiştir evrim sürecinde canlılar ihtiyaçları oranında değişim göstermişlerdir evrimini tamamlayıp değişmeyen canlılar vardır evrimini tamamlamayıp hala evrilmekte olan canlılar olabilir lütfen bunlarıda dikkate alınız, evrim teorisi kanıtlanmışta bitmiş gibi konuşmayınız daha bulunması gereken bir çok bilgiye ihtiyaç vardır ve şu ana kadarki bilgilerin bazıları evrimi çıkmaza götürüken bazılarıda evrimi büyük oranda destekleyen bulgulardır. Zaten teorininde doğası bu dur, destekleyen ve desteklemeyen bulgulara cevap bulunup hipoteze dönüştürülür ve en sonunda kesin kanıta kadar ulaşır. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Diyorsun ki Tanrı Bing Bang'a ihtiyaç duydu vesile yaptı evreni yaratmak için, ama canlıları sihirli çubuğu ile yarattı, vesilesizVesile kıldıkları olduğu gibi vesilesiz yaratıklarıda pekala olabilir..Çünkü o örneksiz yaratandır, yoktan var edendir.. Vesile kıldığı birşeylerde olabilir, eğer vesile kıldığı bir şeyler varsa bile sonuçta yine kendi iradesi söz konusudur, yani tesadüfler değil.. Yanlışın var. Sıfır hacim demek birşey yok demek değil. Bing Bangçılar sonsuz yoğunlukta enerji diyorlar ona.Enerjiye de maddenin başka bir versiyonu diyorlar. evet o esnada mutlak bir yokluk yoktur.. Tabi o yoğun şeyin enerji olduğunun varsayımı doğruysa.. Eğer o sıfır hacimli, çok yoğun enerji vardı ise bile o enerji blogunuda yoktan yaratan Allah'tır.. Düşünsene sadece bir nokta.. Bütün bu süreç normal sana göre, ama evrim anormal/ters öyle mi?Yani canlılar din ding ding sihirli çubuk efekti eşliğinde yaratıldılar yani? Süreçsizn Bakın süreç süreç diyoruzda, evrenin yaratılışı ve dünyanın canlılar için yaşanılacak bir formda yaratılması çok kısa bir sürede oluştu..Evet hızlı bir olay vardı, patlama ve soğuma.. Birde inorganik madeyle organik maddeyi karıştırmayın lütfen.. Bunu yukarıda söylediğin, "Allah herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır." uyumlu hale getir. Ayrıca, sen bir yerde "madde delil getiriniz" diye bir laf ettin, ben de sana bu lafını sana karşı çok kullanacağım dedim, bulamadım o sözünü. O sözün çerçevesinde, Allah2ın yarattığına dair delil ggetir. Maddi delil. Bunun cevabı ilk paragrafta verdim.. Canlıların evrim sürecinde oluşmadıklarını bilim ıspat etmiştir.. Binlerce yılık deniz anası fosiliyle, bugünkü deniz anası birebir aynıdır.. Bakın tiktailik gibi canlılardan bahsediyorsanız, tiktailik olayı farklıdır, orada evrim yoktur, mozaik canlılık vardır.. Hayali çizim ve sahte fosiller ise zaten itiraf edilmiştir.. evrimi kanıtlayacak en ufak bir delil olmadığı gibi, aklen ve mantikende, aklı olmayan maddenin gelişmiş varlıklar oluşturması imkansızdır.. Dünyanın yaşıyla, bir hücrenin oluşma sürecindeki lazım olan süreyi olasılık olarak hesaplarsanız buna dünyanın ömrünün yetmediğini göreceksiniz.. Tabi hücrenin tesadüfen hücre haline gelmesine bir olaslık rakamı biçebilirseniz..! Bence olasılığı sıfırdır.. Saygılar.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Vesile kıldıkları olduğu gibi vesilesiz yaratıklarıda pekala olabilir..Çünkü o örneksiz yaratandır, yoktan var edendir.. Vesile kıldığı birşeylerde olabilir, eğer vesile kıldığı bir şeyler varsa bile sonuçta yine kendi iradesi söz konusudur, yani tesadüfler değil.. Örneksiz yaratan iddiası tamamen fostur. Örneğin çok büyük ihtimalle Dünya örneksiz değildir. Dünya'nın oluştuğu 4,5 milyar yıl öncesinde de Dünya benzeri pek çok gezegen olma ihtimali ziyadesiyle yüksektir. "Dünya örneksiz yaratılmıştır" diyebilmeniz için evrende dünya benzeri gezegenlerin olmaması gerekir. evet o esnada mutlak bir yokluk yoktur..Tabi o yoğun şeyin enerji olduğunun varsayımı doğruysa.. Eğer o sıfır hacimli, çok yoğun enerji vardı ise bile o enerji blogunuda yoktan yaratan Allah'tır.. Düşünsene sadece bir nokta.. Önceleri "Ol dedi, oldu" derdiniz, sonra "Big Bang" demeye başladınız, baktınız ki yoktan varolma tanımına uymuyor, big bang'in en önemli söylemine "olmayabilir" diyorsunuz... Yahu bir insan önce neye inandığını bilmeli. Önüne her bilgi konduğunda yarısını kabul edip, yarısını da yalnızca inancına göre reddetmemeli. Reddedecek bir veriniz varsa, kabulümdür. Yoksa, bu işler yarısı öyle yarısı böyle olmaz... Bakın süreç süreç diyoruzda, evrenin yaratılışı ve dünyanın canlılar için yaşanılacak bir formda yaratılması çok kısa bir sürede oluştu..Evet hızlı bir olay vardı, patlama ve soğuma.. Birde inorganik madeyle organik maddeyi karıştırmayın lütfen.. Hangi çok kısa bir süreden bahsediyorsun? 1 milyar yıl mı? Hani bir fıkra vardır ; "ya saymayı bilmiyorsun, ya da hiç dayak yemedin" diye. Senin 1 milyar'a kadar sayman bile ne kadar sürer biliyor musun? 5 saniyede 20 sayı saysan, 1 milyarı hiç durmadan 8 yılda anca sayarsın. Sen kalkmış kısa bir süreden bahsediyorsun... Bunun cevabı ilk paragrafta verdim..Canlıların evrim sürecinde oluşmadıklarını bilim ıspat etmiştir.. ************** Bu konuda çok ciddiyim ve cevap istiyorum... Binlerce yılık deniz anası fosiliyle, bugünkü deniz anası birebir aynıdır..Bakın tiktailik gibi canlılardan bahsediyorsanız, tiktailik olayı farklıdır, orada evrim yoktur, mozaik canlılık vardır.. Hayali çizim ve sahte fosiller ise zaten itiraf edilmiştir.. evrimi kanıtlayacak en ufak bir delil olmadığı gibi, aklen ve mantikende, aklı olmayan maddenin gelişmiş varlıklar oluşturması imkansızdır.. Dünyanın yaşıyla, bir hücrenin oluşma sürecindeki lazım olan süreyi olasılık olarak hesaplarsanız buna dünyanın ömrünün yetmediğini göreceksiniz.. Tabi hücrenin tesadüfen hücre haline gelmesine bir olaslık rakamı biçebilirseniz..! Bence olasılığı sıfırdır.. Saygılar.. Saz heyetinden 14. fasıl... Sana hep söylüyorum; "sen bilimsel tartışmaların adamı değilsin" diye... Zira bilimsel konular hakkında okuduklarını bilimsel yayınlardan değil, ne ****** belirsiz bir ******* masallarından alıyorsun.. Sana burada kimbilir kaç kişi "O olasılık hesabı öyle yapılamaz. Zira bilimsel bulgular öyle değil, böyle söyler" diye açıklama yaptığı halde çıkmış hala "olasılık" , "tesadüf" gibi ilkokul talebesi düzeyinde reddiyeler düzüyorsun. İnsan önce reddettiği şeyin ne olduğunu öğrenecek. Yoksa birileri çıkıp da asıl konu hakkındaki ******** yüzüne vurduğunda karşısındakine kızmaya hakkı yoktur. Sen önce eline bir bilimsel makale alıp evrim teorisinin ne dediğini öğren... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Vesile kıldıkları olduğu gibi vesilesiz yaratıklarıda pekala olabilir..... Bunun cevabı ilk paragrafta verdim.. Kendinle çelişme kralx: Allah herşeyi bir sebep sonuç ilişkisine bağlamıştır evet o esnada mutlak bir yokluk yoktur.. Bence de. Bakın süreç süreç diyoruzda, evrenin yaratılışı ve dünyanın canlılar için yaşanılacak bir formda yaratılması çok kısa bir sürede oluştu.. Kanıt? Birde inorganik madeyle organik maddeyi karıştırmayın lütfen.. Kafana göre tanrının yaratma eylemini sınıfladın yani? İnorganik maddeler: Bing Bang ile vesileli yaratılanlar. Organik maddeler: Sihirli çubuk efekti eşliğinde, vesilesiz yaratılanlar. Acaip bilimsel takılıyorsun kralx. Canlıların evrim sürecinde oluşmadıklarını bilim ıspat etmiştir.. Ne zaman yaptı bu işi? Biz niye duymadık? Bize de bildirirsen müteşekkir kalırız. Saygılar.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 BrainSlapper ve Yamyam sanki beynimiz aynı, size tamamen katılıyorum yani tartışmaya katılmak istiyorum, insanlara benimde bir katkım olsun diye düşünüyoum ama bir bakıyorum ki harika tespit ve değerlendirmeler yaptığınız için üstüne yazılacak çizilecek bir ileti bulamıyorum tebrikler Canlıların evrim sürecinde oluşmadıklarını bilim ıspat etmiştir.. bilim daha evrimi ispat etmemişki canlıların evrim sürecinde olduştuğunu ispat etsin bakın bilimin evrim hakkındaki çalışmalarının genel adı ne ? evrim TEORİSİ bilimden bu kadar uzak olanlar, kendilerini hemen nasılda belli ediyorlar ve ben buna çok seviniyorum, kimin bilgili kimin bilgisiz olduğunu anlamak açısından. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Yamyam ve Brainslapper her iki sözünüzden biri olayı kişileştirmek ve hakaret boyutuna indirgemek.. Benim bilgimi ve ne kadar bilimsel olduğumu elbette siz ölçemessiniz, çünkü ben bir şeye beyaz dezsem sizin o şeye siyah diyeceğiniz kesindir, bu yüzden gereksiz yorumlardan ziyade, bilimsel düşünce sahibiyseniz, benim ne bildiğimi değilde kendi ne bildiğinizi yazınız.. Geçelim konuya.. Örneksiz yaratmaktan bütün herşeyi kastettim, yamyam ise dünya ile diğer gezegenleri ayırmış, sanki dünyayı Allah yarattıda diğerleri kendiliğindne oluştu gibi göstermiş.. Big-bang olayına gelince.. Eğer big-bang'ı zahmet ederde okursanız, saniyenin milyrda biri gibi bir zamanda bile atomların nasıl oluştuğunu, saniyenin 100 milyonda biri gibi bir zamanda neler olduğunu ve hasılı bir saniye içerisinde evrenin ne hale geldiğini görürsünüz.. Ayrıca kimin ne bildiğine bırakında okuyucu karar versin dimi.. Saygılar.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Yamyam ve Brainslapper her iki sözünüzden biri olayı kişileştirmek ve hakaret boyutuna indirgemek..Benim bilgimi ve ne kadar bilimsel olduğumu elbette siz ölçemessiniz, çünkü ben bir şeye beyaz dezsem sizin o şeye siyah diyeceğiniz kesindir, bu yüzden gereksiz yorumlardan ziyade, bilimsel düşünce sahibiyseniz, benim ne bildiğimi değilde kendi ne bildiğinizi yazınız.. Geçelim konuya.. Örneksiz yaratmaktan bütün herşeyi kastettim, yamyam ise dünya ile diğer gezegenleri ayırmış, sanki dünyayı Allah yarattıda diğerleri kendiliğindne oluştu gibi göstermiş.. Big-bang olayına gelince.. Eğer big-bang'ı zahmet ederde okursanız, saniyenin milyrda biri gibi bir zamanda bile atomların nasıl oluştuğunu, saniyenin 100 milyonda biri gibi bir zamanda neler olduğunu ve hasılı bir saniye içerisinde evrenin ne hale geldiğini görürsünüz.. Ayrıca kimin ne bildiğine bırakında okuyucu karar versin dimi.. Saygılar.. Bir ******** safsatalarını buraya taşıyıp, "bilim evrimin olmadığını ıspatlamıştır" diyerek alenen ve resmen ****** söyleyeceksiniz, sonra da karşınızdakini, konuyu kişiselleştirmekle itham edeceksiniz... Yok öyle şey... 2/117- O, gökleri ve yeri eşsiz-örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece "ol" der, o da hemen oluverir. Siz herşeyi kastediyorsunuz, tanrınız "yer"i , yani Dünya'yı kastediyor. Tabii sizin buradaki "yer"i de evirip çevirip başka anlamlar yükleyeceğinizden kuşkum yok. Buna alışkınız... Ne o; amacınız tartışmaktan ziyade bilgi konusunda tribünlere oynamak mı yoksa? Ben bu konuda halkoyuna başvurmayacağım bayım. Zira kullandığınız argümanlar her şeyi yeterince anlatıyor... Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Bir şarlatanın safsatalarını buraya taşıyıp, "bilim evrimin olmadığını ıspatlamıştır" diyerek alenen ve resmen yalan söyleyeceksiniz, sonra da karşınızdakini, konuyu kişiselleştirmekle itham edeceksiniz... Yok öyle şey... 2/117- O, gökleri ve yeri eşsiz-örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece "ol" der, o da hemen oluverir. Siz herşeyi kastediyorsunuz, tanrınız "yer"i , yani Dünya'yı kastediyor. Tabii sizin buradaki "yer"i de evirip çevirip başka anlamlar yükleyeceğinizden kuşkum yok. Buna alışkınız... Kırk kez söyledim bu kırk bir, sadece aklımızla mantığımızla bile evrimi çürütmek çok basittir.. Bırak falancayı filancayı, evrimi geçerli kılan bütün argümanları yaz.. Tek tek kendi aklımla ve mantığımla cevap veremssem forumu bırakacağım.. Hodri meydan.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Kırk kez söyledim bu kırk bir, sadece aklımızla mantığımızla bile evrimi çürütmek çok basittir..Bırak falancayı filancayı, evrimi geçerli kılan bütün argümanları yaz.. Tek tek kendi aklımla ve mantığımla cevap veremssem forumu bırakacağım.. Hodri meydan.. Madem bilimsel bir teoriyi akıl ve mantıkla çürütebilme gibi üstün bir yeteneğe sahipsin, bana Hawking Işınımının akıl ve mantığa dayalı ıspatını ya da reddini yapabilir misin? Eğer yapabilirsen seninle akıl ve mantığa dayalı evrim tartışmasına girerim. Eğer yapamıyorsan, bilimse teorileri akıl ve mantık yolu ile yanlışlamaya kalkmak senin neyine bayım? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.