Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Oysa dış etkenlere alın ve burun üstü daha açık..

Eğer organizma ihtiyacına göre tüylenme olacaksa alın ve burun daha çok ihtiyaç duymalıydı..

 

xlark tades

 

buruna toz konarsa bir şey olmaz

 

alına toz konarsa bir şey olmaz

 

ve bu ikisi terlediği zaman bir şey olmaz

 

sıcaktan korunmasınada gerek yoktur

 

o zaman alın ve burunda tüylenme olmaması normaldir

 

burnun içinde tüyler var çünkü direkt solunum sistemini toza ve bakteriye karşı koruyor

 

canlı oraganizma kendini dış etkenlerden korumak için tüy üretir

 

zamanla işe yaramayan tüyler yok olur, yada dahada gürleşir yada başka bölgeler kayar (insanın yaşam standartlarının değişmesine göre)

 

 

yirmilik dişler konusuna gelince

 

 

20 dişlerim tamamen çekildi, doktora neden sapasağlam dişlerimi çekiyorsunuz dedim, çene yapını bozacak ve diğer dişlerine baskı uyguluyor bu nedenler çelkilmesi gerekiyor dedi.

 

bildiğim hemen herkesin yirmilik dişleri büyük problem, zaten diş doktorumda genelde hep yirmilik dişlerle uğraştığını söyledi.

 

xlark tades, yirmilik dişler bir çok insanda problem oluyorsa bunun belki bir yararı vardır diye düşünmek bana göre çok çok komiktir. çünkü sapasağlam ve hiçbir çürüğü olmadan çekilen dişlerin tek bir örneği var, oda yirmilik dişler.

  • Cevaplar 312
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
buruna toz konarsa bir şey olmaz

Saçların bulunduğu yere toz konarsa bişi mi olur..

Bişi olur diye mi saç bitmiş kafada..

Yada kaşların bulunduğu yere toz konarsa..?

Ne alaka..?

Yanlış saptamalarda bulunuyorsunuz..

Sırf teori olsun diye teori üretmekle bir yere varılmaz..

Bende şuan sana yüzlerce teori üretebilirim..

Ama mantıklı ve akılcı teoriler üretmemiz lazım..

Değilse sitenin hardisklerine yükten başka bişi yapmış olmayız..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
ben bilimselligini benimsedim....

Hic yoktan sizler gibi denizi ikiye ayirdi masallariyla buyumemekteyiz....

 

Seni çok iyi anlıyorum la bohame..

Araştırmacı yönün güzel..

Aynı zamanda mücadelecisinde..

Fakat savunduğun ideleri biraz daha araştırsan diyorum..

Örneğin evrim konusuna iyice vakıf ol..

Çünkü bir çok bilgi birbiriyle çelişiyor, örtüşmüyor..

Lütfen bunları tavsiye olarak nitelendir..

Nede olsa eski dostunum..

 

 

Sevgilerimle..:)

Gönderi tarihi:

Başlığı takip ediyorum arasıra ama,sayın sedat kardeşim bana yaratanın varlığının bu şekilde ispat edilmesi her zaman garip gelmiştir,açıkcası yanlışda gelmiştir...

Sen dersenki kaş mükemmeldir,vede yaratanın varlığının ispatlandırılmasında çıkış yollarından birisidr..

Bende derimki bu çıkışınla yaradanı sadece minimize edersin okadar...

Daha "İLAHİ" şeyler gerekmezmi sence??

 

Ben demezmiyim o zaman;kaşda kusur yok ama yarattığın şeytanda kusur var?

Sen yaratıyorsan eğer vede şeytanda kötü olma potansiyeli varsa bu potansiyeli ona kim yükledi.

Kötüyü ona kim öğretti?

Kaşdaki,gözdeki kusursuzluktan daha önemli değilmi sence bu "kusur"??

Gönderi tarihi:
Başlığı takip ediyorum arasıra ama,sayın sedat kardeşim bana yaratanın varlığının bu şekilde ispat edilmesi her zaman garip gelmiştir,açıkcası yanlışda gelmiştir...

Sen dersenki kaş mükemmeldir,vede yaratanın varlığının ispatlandırılmasında çıkış yollarından birisidr..

Bende derimki bu çıkışınla yaradanı sadece minimize edersin okadar...

Daha "İLAHİ" şeyler gerekmezmi sence??

 

Ben demezmiyim o zaman;kaşda kusur yok ama yarattığın şeytanda kusur var?

Sen yaratıyorsan eğer vede şeytanda kötü olma potansiyeli varsa bu potansiyeli ona kim yükledi.

Kötüyü ona kim öğretti?

Kaşdaki,gözdeki kusursuzluktan daha önemli değilmi sence bu "kusur"??

 

Sevgili adrenalin.

Minimize etmiyorum..

Daha bariz olması açısından, bilinçli bir oluşumun var olduğunu açıklamaya çalışıyorum..

Ve daha iyi anlaşılması için konuyu hücrelere, moleküllere, DNA ya yada atom ve atom altı parcacıkalrdaki sisteme görtürmüyorum..

Klasik anlaşılır bir tema olsun diye , sadece kaş 'ı ele aldım..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Kaş, 20lik diş vs vs vs...

 

Bence tartışılması gereken şey bu değil... Ben 23 yaşındayım ama hala 20lik dişlerim çıkmadı! Demek ki Tanrı benimkini yaratmamış... Yada beni uygun halimle tasarlayıp yaratmış...

 

Ya neyse, Tanrı'nın "Yaratıcılığı"nı bunlara bağlamak bence gerekli ve lazım değil... "Tasarımcı" lafı bana hep itici gelmiştir... Plan Proje falan çizmiyo ki Tanrı... Öyle uzun uzadıya tasarlayıp dökmüyo da... Kim çıkartmış bu "Tasarımcı" lafını? Forumdaki bir yazıda, bir arkadaşımız söylemişti, kendisini hatırlayamadım kusura bakmasın; "Hıristiyanlar Uydurmuş" demişti...

 

Ya Tanrı diyor ki "Ol" dedim... Ne Tasarımı? Herşey yeri geldikçe, gerektiğince oluyor yada olacak... Yani benim aklıma bu "Tekamül" görüşü geliyo hep... Panenteist değilim ancak bu açıdan ele alınabilir belki...

 

Hangi organın gerekli olduğu yada olmadığı konusunda otorite olduğumuzu sanmıyorum... 20lik diş hakkında ise hiç bir fikrim yok, çünkü alakam olmadı... Bizim ailede kimsenin 20lik diş çıkardığını görmedim hiç... Bence gerçekten bilen birilerinin sağlam görüşlerini almak lazım bu konuda... Yoksa çok havada kalıyoruz...

 

Bu kaş, kıl konusunda da öyle... Yok mu şöyle sağlam bir makale falan bu konuda? Biz madem tartışabiliyoruz, mutlaka araştırmasını yapan bir kaynakta vardır diye düşünüyorum. Ondan sonra bir fikir üretirsek daha yararlı olur bence...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Saçların bulunduğu yere toz konarsa bişi mi olur..

Bişi olur diye mi saç bitmiş kafada..

Yada kaşların bulunduğu yere toz konarsa..?

Ne alaka..?

Bende şuan sana yüzlerce teori üretebilirim..

Ama mantıklı ve akılcı teoriler üretmemiz lazım..

xlark tades, okuduğunu anlamak istemediğin için böyle yazıyorsun,

 

1. ben sana saçlar tozdan korunmak için çıkmıştır dedim mi

2. ben sana kaşlar tozdan korunmak için çıkmıştır dedim mi

 

şimdiye kadar yazdığım bütün yazılarda hepsini tek tek açıkladım.

 

ayrıntılı olarak anlattığım, iletiler, sadece sana değildi. Anlayan anlamıştır.

 

Sen hiçbirine cevap veremediğin için, ben sana tek tek yazmak yerine özet olarak sonuçlar çıkartacağım.

 

 

CANLI ORGANİZMA KENDİNİ HERHANGİ BİR DIŞ ETKENDEN KORUMAK İÇİN, TÜY ÇIKARTIR VE ZAMANLA İHTİYACI OLMAYAN TÜYLER YOK OLMA SÜRECİNE GİRER YADA ZAMANLA BAŞKA BİR BÖLGEDE KORUNMA İHTİYACI HİSSEDERSE TÜYLER ONA GÖRE BELİRİR, BU SÜREÇ MİLYONLARCA YIL SÜRER

 

buyur eğer bu mantıksız bir teorisiyle yanlışla

 

ama senin tasarımcı teorini buradaki arkadaşlar rahatlıkla çürüttüler, 20 lik diş, bayanların sürekli aldırdıkları tüyler, ense kılları, köse ve kıllı insanlar, erkeğin memeleri, apandis organımız vs. bunların hepsi tasarımcının olmadığına delildir. En iyi tasarımcı canlı organizmadır, yaşam şartları müsade ettikçe, mükemmel bir tasarım ustasıdır, çünkü şartlara göre kendini mükemmel tasarlar. Canlı organizma bir insan beyninin ürettiği mantık ve düşünceden daha mükemmel ve inanılmaz çalışır.

 

Ya neyse, Tanrı'nın "Yaratıcılığı"nı bunlara bağlamak bence gerekli ve lazım değil... "Tasarımcı" lafı bana hep itici gelmiştir... Plan Proje falan çizmiyo ki Tanrı... Öyle uzun uzadıya tasarlayıp dökmüyo da... Kim çıkartmış bu "Tasarımcı" lafını?

 

tengeriin boşig, bu konuda haklısın, çünkü işe yarayan tüyler varken tanrının delili oluyor, işe yarmayan ve sürekli ağdayla alınmak zorunda kalınan tüyler varkende, bilim bunu çözememiş ve tanrının bir bildiği vardır deniyor. Gelde gülme. Hiç tüyleri olmayan insanları saymıyorum bile.

 

 

20lik diş hakkında ise hiç bir fikrim yok, çünkü alakam olmadı... Bizim ailede kimsenin 20lik diş çıkardığını görmedim hiç... Bence gerçekten bilen birilerinin sağlam görüşlerini almak lazım bu konuda... Yoksa çok havada kalıyoruz...

 

tengeriin boşig

 

insanların %99 da 20 lik dişler çıkar

 

20 lik dişler 20 yaşında çıkmaz, 40 yaşında bile 20 lik diş çıkaran kimseler mevcuttur.

 

20 lik dişler, işe yaramadığı için bir çok kişide diş etinin içinde gömülü olarak kalır

 

20 lik dişler bazı insanlarda problem olmaz ama doktorlar yinede çekilmesi gerektiğini söyler, çünkü diğer dişlere baskı uyguladığı için onları zamanla deforme ediyor ve çene yapısını bozuyor.

 

20 lik dişleri düzgün çıkan bazı insanlarda ise, bu dişlerin hiçbir yararı yoktur, çünkü çiğneme 20 lik dişlerde olmaz.

Gönderi tarihi:
şimdiye kadar yazdığım bütün yazılarda hepsini tek tek açıkladım

Haklısın açıkladın..

Ama doyurucu bir açıklama değildi..

Aksine çelişken ve tutarsız açıklamalar..

Senden sadece şunu rica ediyorum..

İlk oluşumdan itibaren saçların, kaşların ve kipriklerin sürecini yazabilir misin..?

Tek tek safha safha..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Haklısın açıkladın..

Ama doyurucu bir açıklama değildi..

Aksine çelişken ve tutarsız açıklamalar..

hepside çok iyiydi ki karşı çıkamadın, çürütücü bir açıklama yapamadın

 

Senden sadece şunu rica ediyorum..

İlk oluşumdan itibaren saçların, kaşların ve kipriklerin sürecini yazabilir misin..?

Tek tek safha safha..

 

tabi tabi, zaman makinesine binip bir de milyonlarca yıl öncesine gidelim hem gösterip heme anlatayım

 

ben sana sonucu söyledim ve dedim ki

 

CANLI ORGANİZMA KENDİNİ HERHANGİ BİR DIŞ ETKENDEN KORUMAK İÇİN, TÜY ÇIKARTIR VE ZAMANLA İHTİYACI OLMAYAN TÜYLER YOK OLMA SÜRECİNE GİRER YADA ZAMANLA BAŞKA BİR BÖLGEDE KORUNMA İHTİYACI HİSSEDERSE TÜYLER ONA GÖRE BELİRİR, BU SÜREÇ MİLYONLARCA YIL SÜRER

 

 

xlark tades

 

Bayanlar bacaklarındaki tüyleri sürekli ağdayla aldıklar için, erekekler ve kadınlar koltuk altı tüylerini sürekli aldıkları için,

 

SENİN TASARIMCI HİKAYEN DİBE VURDU.

 

SEN ÖNCE İŞE YARAMAYAN TÜYLERİ, 20 LİK DİŞLERİ, ERKEK MEMELERİNİ, APANDİSİ HALLET ONDAN SONRA KAŞLAR TASARIM ÜRÜNÜDÜR DE, AKSİ HALDE BURADADA OLUĞU GİBİ DİBE ÇÖKERSİN

 

İşe bayanların, bacaklarındaki tüyleri almamasını söyleyerek başlayabilirsin.

Gönderi tarihi:
SEN ÖNCE İŞE YARAMAYAN TÜYLERİ, 20 LİK DİŞLERİ, ERKEK MEMELERİNİ, APANDİSİ HALLET ONDAN SONRA KAŞLAR TASARIM ÜRÜNÜDÜR DE, AKSİ HALDE BURADADA OLUĞU GİBİ DİBE ÇÖKERSİN
Arkadaşım peşinen söylüyüm, eğer alaycı ve hakaret içeren üsluba doğru kayma eğilimindeysen şimdiden bırakalım tartışmayı..

Dibe vurmak çökmek gibi kavramlar pek hoş değil...

Ki, zaten öyle bir durumda yok, bilinçle yapıldığı kesin ve mutlak olan şeylerde hangi teoriyi üretirsen üret faydasızdır..

Belki sana iç aleminde karşındakini dibe vurdurmuşsun gibi gelir ama bu kesinlikle hayaldir..

Okuyucu anketi olsada keşke kim dipte kim yüzeyde bilsek..

Herneyse..

 

CANLI ORGANİZMA KENDİNİ HERHANGİ BİR DIŞ ETKENDEN KORUMAK İÇİN, TÜY ÇIKARTIR VE ZAMANLA İHTİYACI OLMAYAN TÜYLER YOK OLMA SÜRECİNE GİRER YADA ZAMANLA BAŞKA BİR BÖLGEDE KORUNMA İHTİYACI HİSSEDERSE TÜYLER ONA GÖRE BELİRİR, BU SÜREÇ MİLYONLARCA YIL SÜRER

 

Canlı organizma kendini korumak için tüy çıkarır demekle karşındakini dibe vurmuş sayıyorsan sadece gülerim..

Açıkla bana..

Bunun başlangıcı nedir..

O olumsuz şartları birden bire peydah olan bir canlı görmüşmüdürde gelecek nesillere bilgi aktarmıştır..

İlk tüylülük nasıldı neredeydi, nedne ilk canlı tüylendi..

Yoksa ilk canlı tüysüzdüde sonraki canlılar mı tüylendi..

Bence mutasyonları bir gözden geçir..

DNA ve bilgi aktarımını gözden geçir..

Yeni varyasyonlar farklı türler..

Bütün bunları gözden geçir..

Önce sabit bildik teorileri öğren sonra kendin teori üret..

Şimdi sana yanlışlarını bir bir yazacağım..

Ama biliyorumki gerçekten boşa gidecek..

Çünkü ortalık teori fabrikasına döndü..

Erkek memesi, kadınların bacaklarındaki tüyler, apandis ve 20 lik diş, hepsi gereklidir ve senin teorinlede olsa benim teorimlede olsa gerekli oldukları için var olmuşlardır..

Kainatta hiç bir şey boş değildir..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Erkek memesi, kadınların bacaklarındaki tüyler, apandis ve 20 lik diş, hepsi gereklidir ve senin teorinlede olsa benim teorimlede olsa gerekli oldukları için var olmuşlardır..
o zaman bayanlar tüylerini almasınlar

 

senin teorin, bayanlar tüylerini aldıkları için kesinlikle çökmüştür. Gerçi erkeklerde alıyorlar, futbolcular,sporcular vs.

 

Arkadaşım peşinen söylüyüm, eğer alaycı ve hakaret içeren üsluba doğru kayma eğilimindeysen şimdiden bırakalım tartışmayı..

Dibe vurmak çökmek gibi kavramlar pek hoş değil...

 

ama senin teorin öyle olmuşsa ne diyebilirim ki, en uygun kelimeleri kullandım. Yani bunda bir hakaret yok

 

Açıkla bana..

Bunun başlangıcı nedir..

O olumsuz şartları birden bire peydah olan bir canlı görmüşmüdürde gelecek nesillere bilgi aktarmıştır..

İlk tüylülük nasıldı neredeydi, nedne ilk canlı tüylendi..

Yoksa ilk canlı tüysüzdüde sonraki canlılar mı tüylendi..

Bence mutasyonları bir gözden geçir..

DNA ve bilgi aktarımını gözden geçir..

Yeni varyasyonlar farklı türler..

Bütün bunları gözden geçir..

 

 

xlark tades, açtığın başlığın konusu, kaşlarımızın kendi kendine olamayacağı ve tasarımın kesin ispatı olduğuydu. Eğer konuya dönersek, iddiamız ilk hücrenin ilk canlının nasıl oluştuğu değil, kaşlardı. Kısacası konumuz EVRİM değil, ona göre bir başlık var orada tartışıyoruz zaten.

 

Hem konuyu saptırmayalım diyorsun, hemde evrimin başlangıcından bahsediyorsun.

 

ben sana yinede kapı gibi cevap verdim ve dedim ki

 

CANLI ORGANİZMA KENDİNİ HERHANGİ BİR DIŞ ETKENDEN KORUMAK İÇİN, TÜY ÇIKARTIR VE ZAMANLA İHTİYACI OLMAYAN TÜYLER YOK OLMA SÜRECİNE GİRER YADA ZAMANLA BAŞKA BİR BÖLGEDE KORUNMA İHTİYACI HİSSEDERSE TÜYLER ONA GÖRE BELİRİR

 

Elini kestiğin zaman, elin bir müddet sonra iyileşir. Sen o yaraya iyileş diye komut veremezsin, Allah'ta o yaraya iyileş diye komut veremez. Bunu organizma kendi tasarımıyla halleder. Yani bir tasarım varsada bunun sahibi "canlı organizma" dır.

 

bu teoriyi çöktür dibe vurdur ondan sonra devam ederiz. Ama bu mümkün değil

 

Çünkü öncelikle, vücudumuzdaki tüylerin bir işe yaradığını, o tüylerin ağdayla alındığında vücudun deforme olacağını ve sağlımızın bozulacağını kanıtlamak zorundasın. Aksi halde bir ilahi bir tasarımdan ve mükemmellikten bahsedemeyiz.

Gönderi tarihi:
Elini kestiğin zaman, elin bir müddet sonra iyileşir. Sen o yaraya iyileş diye komut veremezsin, Allah'ta o yaraya iyileş diye komut veremez. Bunu organizma kendi tasarımıyla halleder. Yani bir tasarım varsada bunun sahibi "canlı organizma" dır.

Sayın Tarafsız,

Sürekli 'canlı organizma' diye bahsediyorsunuz da bu canlı organizma nerden geldi,kendi kendine mi oluştu yoksa kendi kendini mi oluşturdu??

Onu yaratan da Allah değil mi?Onu o denli becerikli,yani bi yara oluştuğunda onu kısa sürede kapatabilecek özellikte yaratan Allah değil mi?

Gönderi tarihi:
Sayın Tarafsız,

Sürekli 'canlı organizma' diye bahsediyorsunuz da bu canlı organizma nerden geldi,kendi kendine mi oluştu yoksa kendi kendini mi oluşturdu??

Onu yaratan da Allah değil mi?Onu o denli becerikli,yani bi yara oluştuğunda onu kısa sürede kapatabilecek özellikte yaratan Allah değil mi?

 

lilac,

 

bu baştan sona okumanı öneririm

 

xlark tades konu dışına çıkmamamızı ve kaşlardan, dolayısıyla tüylerden konuşmamızı istedi, bunun bir tasrımın delili olduğunu söyledi, Yani ilk canlının oluşumu gelişmesi ayrı bir konu, onu başka bir başlıkta tartışabiliriz ki şu an öyle bir konu var "darwinizm bilim değildir" diye. Buradaki tartışılan konu "neden ve nasıl oluyorda kaşlar o kadar uygun bir yerde çıkıp gözleri tozdan ışıktan ve terden koruyor" çünkü, artık canlı oluşmuş ve hayatta, yani olay bitmiş

Gönderi tarihi:
Elini kestiğin zaman, elin bir müddet sonra iyileşir. Sen o yaraya iyileş diye komut veremezsin, Allah'ta o yaraya iyileş diye komut veremez. Bunu organizma kendi tasarımıyla halleder. Yani bir tasarım varsada bunun sahibi "canlı organizma" dır.

 

İşte anlamadığın nokta burası..

Şuan ki komutlardan bahsetmiyoruz..

DNA da bunların kodları var..

Ve nesiller boyu aktarıla glmiştir..

Ben sana kaşların orada olmasının temelini soruyorum..

Kaşların şuanki durmunu değil..

Kaşların oluşum süre sürecinden bahsediyorum..

"Çünkü canlı oluşmuş olay bitmiş" demekle işin içinden çıkamazsın..

Bütün bir organizmanın değil..

Sadece kaşın oluşum sürecini anlat yeter..

Sen var olanı baz alıyorsun..

Ben "yokken" 'i baz alıyorum..

İnşallah bu kez anlatabişmişimdir..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Kral bende sana bir sey sorucagim....

Neden cekik gozluler var.....

Neden zenciler var.....

Sence tanri bunlari ne amacla yaratti??

 

Sen açıklasana bunları..

Evrim sürecinde bunlar nasıl var oldular..?

Gönderi tarihi:
Yahu kral ne tuhaf insansin soruya soruylada cevap verenide ilk sende gordum....

Kasi sordun sana bildiklerince yanit vermeye calistilar.....

Sana duzgun bir soru sordum...

Kas koyan allah neden zenci cekik gozlu yrimina giriyor sunu bir aciklasana o engin bilginle

 

İlginç.. bende sana aynı şeyi ifade etmeye çalıştım o sorularla..

Çünkü asıl sen benim soruma soruyla karşılık veriyorsun..

Ben kaşların oluşumunu soruyorum, sen zenci ve çekik gözlüleri soruyorsun..

Konunun dağılmaması lazım..

İstersen bir topicte sen aç orada cevap vereyim..

Birde üslubunu biraz daha esnetmeni rica ediyorum..

Engin bilgi vs gibi ithamlar gereksiz şeyler..

Kimin ne bildiğini okuyucu görür..

Gönderi tarihi:

Sayın Tarafsız...;

Önce şunu bir belirleyelim..

İnsan da olan herşey bütün özellikler DNA da şifreli öyle değilm mi..?

DNA nesiller boyu aktarılarak devam eder..

Göz üzerinde kaşların çıkması DNA daki şifreler doğrultusunda, hücre oluşumu sonucundadır..

Buraya kadar hem fikiriz..

Göz'ün oluşumundada DNA faktörü etkendir..

Bu yüzden şuan var olan sistemi konuşmuyoruz..

Göz konusunda, ışığa duyarlı hücrelerden bahsettiniz..

Kaş konusundada dış etkene maruz hücrelerden bahsettiniz..

Eğer maksat sadece dış etkene maruz kalan hücrelerin bu etkene binaen kaş kiprik saç tüy vs oluşturmalarıysa, neden bir dağınıklık yok..

Neden kaşların eni yaklaşık 0,5-1,5 cm, boyu yaklaşık 4-5-6 cm dir..

Neden sadece bu aralıktaki bölge..?

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Inanan yada inanmayan arkadaslara soruyorum ve soruma bir cevap istiyorum.....

Herkezi cevaplamaklada zorunlu tutmuyorum...

Niye yer yuzunde zenci ve cekik goz kavrami vardir.....

Ogrenmek istiyorum bunun cevabini....

Gozumuzun ustune kas yapan tanrinin eger bir dusuncesi varsa bundaki mantik ne???

ISPATLAYIN BANA YARADANI!!!!

 

Ben cevaplayayım Sevgili la-bohéme...

 

Evrim, insanların maymunlarla ortak bir atadan geldiğini iddia ediyor. İnsanlar o İnsansı-Maymunlardan türemiştir. Ve farklı farklı coğrafyalara dağılarak İlkel İnsan Toplulukları "Irklara" ayrılmışlardır. Bunun temel nedeni "Uyum"... Yani "Zenciler"in yaşadıkları bölgeler, güneş ışınlarının dünyaya en dik yani 90dereceye yakın ve 90derece geldiği bölgeler... Tabii güneş ışınlarının bu dikliği, insanların derilerinde bir "Dengelenme" süreci başlatmıştır. Yani Güneş Altında kalıpta yanmamak için, derideki renk pigmentleri koyulaşmıştır. Daha doğrusu "koyu renkli" renk pigmentleri yoğunlaşmıştır. Zencilerin burun deliklerinin büyük olmasının nedeni de budur. Çinlilerin çekik gözlü olmaları yada orta kuşaklarda yaşayan insanların gözlerinin yuvarlak olmaları falan hep "Uyum" ile ilgilidir...

 

Ben "Türler Arası Evrim"in varlığına inanmıyorum ancak "Tür İçi Evrim"in varlığı gerçektir... Bu ortadadır zaten. İnsan Irkları buna örnektir. Canlılar bulundukları ortama uyum sağlamadan yaşayamazlar...

 

Yaradanı ispatlama konusuna gelince, bu konudaki görüşlerim bellidir... Kimseye O'nu ispatlama gibi bir çabaya giremem...

 

Sevgilerimle...

Gönderi tarihi:
Sayın Tarafsız...;

Önce şunu bir belirleyelim..

İnsan da olan herşey bütün özellikler DNA da şifreli öyle değilm mi..?

DNA nesiller boyu aktarılarak devam eder..

Göz üzerinde kaşların çıkması DNA daki şifreler doğrultusunda, hücre oluşumu sonucundadır..

Buraya kadar hem fikiriz..

Teori, mantık olarak hemfikiriz, ama gerçek böyle olmayabilir tabi.

 

Göz'ün oluşumundada DNA faktörü etkendir..

Bu yüzden şuan var olan sistemi konuşmuyoruz..

 

Gözün oluşumunda sadece DNA faktörü önemlidir diyemeyiz. Örneğin bir insan beyni ne kadar mükemmel olsada onu yaşatan ve kontrol eden bir organizmaya ihtiyaç var.

 

Göz konusunda, ışığa duyarlı hücrelerden bahsettiniz..

Kaş konusundada dış etkene maruz hücrelerden bahsettiniz..

Hayır ben hiç böyle birşeyden bahsetmedim.

 

Ben sadece organizma kendini korumak ve dengede tutmak için tüy geliştirmiştir dedim. Tabi bu milyonlarca yıllık yaşam formunun ihtiyacına göre olmuştur. Örneğin şu anda bacaklarımızdaki tüylere ihtiyaç yok.

 

Eğer maksat sadece dış etkene maruz kalan hücrelerin bu etkene binaen kaş kiprik saç tüy vs oluşturmalarıysa, neden bir dağınıklık yok..

 

Bir dağınıklık var, vücudumuzun hemen hemen heryeri ince yoğun yada kalın tüylerle kaplı. Göz korunmaya en muhtaç organlardan biri olduğu için canlı organizma bu bir çözüm getirip güzel bir tasarım yapmıştır. Tabi bu çok mükemmel bir tasarım değil,, çünkü kaşlarımız olsada gözlerimiz önemli bir ölçüde korunmuyor, yani olmasada olur.

 

 

Neden kaşların eni yaklaşık 0,5-1,5 cm, boyu yaklaşık 4-5-6 cm dir..

Neden sadece bu aralıktaki bölge..?

 

Neden normal bir insanın boyu 1,70 ile 1.80 cm arasıdır ? Yada neden bir insanın kalbi hemen hemen o insanın yumruğu büyüklüğündedir. Yani bu böyle anlamsız bir soru olmuş.

 

 

Sonuç olarak

 

Kaşlar bir ilahı tasarımcıyı, zorlama bir mantıkla çağrıştırsada

 

vücudun diğer tüylerinin işe yaramaması, ve sürekli ağdayla vs aldırılması çok kolay bir mantıkla ilahi bir tasarımcıyı yanlışlar.

 

Bayanlar tüylerini aldırdıkça, ilahi bir tasarımdan söz edemeyiz.

 

diğer işe yaramayan uzuvlaımızı saymıyorum bile.

Gönderi tarihi:
Sevgili boşig;Evet tam benim de ogrendigim gibi acikladiniz oncelikle cevap verme nezaketinde buldugunuz icin size minnettarim...Umudumu kesmistimde!!!

Bakin sizinde dediginiz gibi bunlar tamamen "UYUM"'dur.....Goz kas meselesininde bundan hic bir farkida yoktur...

 

Sevgilerimle......

Cok tesekkur ederim....

 

Evet... Evrim hakkındaki düşüncelerinizi bilemem ama bunlar "Uyum" ile ilgili bence de...

 

Sevgilerimle...

Gönderi tarihi:
Merak ediyorum açarmısınız "tür içi evrim" i..

Birde zenciler üzerine verdiğiniz cevap yanlıştır..

Onlar oraya beyaz gelip siyah olmadılar..

Yada bir zenciyi kutuplarda besleseniz ve orada nesilinin üremesine olanak sağlasanız, o zencinin nesli asla beyaz olmayacaktır..

Çünkü DNA olduğu gibi kopyalanacaktır, DNA nitelik değiştirmez, ancak bozunabilir, bozunum ise bilinçli yapı meydana getirmez, aksine sakatlık meydana getirir..

Onlar hep oradaydılar ve hep siyahtılar..

Evrim bir geçiştir..

Eğer oradaki siyahiler evrimle o hale geldilerse, geşiş formları nedir..

Maymunsu insan yada maymun gibi sözler artık rafa kaldırıldı, modern evrimcileri takip etmenizi tavsiye ederim..

Saygılar..

 

Bakın, ben bir genetik bilimci değilim. Biyolog yada Antropolog da değilim.

Sınırlı bilgimle sorulan soruya cevap vermek istedim o kadar...

 

Ve zencilerin bu şekilde renklerinin değişmiş olması bana mantıklı geldi.

Aksinin kanıtlandığına rastlamadım hiç...

Ha siz bir açıklama yaparsınız ve beni tatmin edersiniz, orasını bilemem...

Ama zencilerin renk tenlerinin bu türlü bir yaşama elverişli ve uygun olduğu malum.

Beyaz bir topluluğu orata koyduğunuzda, zenciler kadar uyumlu olamazlar.

Ha zencileri kutuplara koyduğunuzda beyazlaşırlar mı bilemem...

Sonuçta ben bir teoriden bahsettim ve Arkadaşımın beklediği yönde bir açıklama yaptım...

 

"Tür İçi Evrim"den kastettiğim şey açıktır. "Uyum"dur... Ve "Uyum" bana mantıklı geliyor...

Bunun tam olarak "Bilimsel Karşılığı"nı bilmiyorum...

İnsansı-Maymun tanımını da böyle bir nedenle kullandım... Latincesini bilmiyorum...

 

Geçiş Formlarıyla ilgili olarak ise; bildiğim kadarıyla "Ten/Deri/Cilt" örneklerine rastlanmıyor. Çünkü bunlar kalıcı değil.

Toprağa karışıyor. O yüzden söylediklerim bir teori zaten...

 

Eksiğim varsa eğer, itham etmenizi değil tamamlamanızı beklerdim...

Bu daha faydalı olur değil mi?

Yoksa, iki sayfadır ve neredeyse üç iletidir sorulan soruya siz cevap vermeliydiniz...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Nesiller kalici degildir.......

Kalici olsaydi melez kavrami olusmazdi.....(zencilerden bahsediyorum yanliz yada cekik)

Bir zenciyi pek ala beyaz yapmak mumkundur....

Hatta zenci irkini hep beyazlarla ciftlestirirseniz bir sure sonra kaybolur bu irk...

Evrimle bunun ne alakası var..:)

 

Sınırlı bilgimle sorulan soruya cevap vermek istedim o kadar...

 

Ok anlaşıldı..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Evrimle bunun ne alakası var..:)

 

Charles Darwin, Evrim Kuramını ortaya atarken o dönemde yaygın olan "Güvercin Yetiştiricileri"nin bilgilerindn faydalanmıştı. Onları örnek vermişti. Şöyle ki; Güvercin yetiştiricileri, sağlıklı ve yetenekli ırktaki güvercinleri eşleştirerek daha yetenekli ve sağlıklı güvercinler üretiyorlardı. Ve Darwin kuramını bunu kullanarak örneklemiş ve ortaya koymuştu. Bugünde köpeklerin eşleştirilerek çeşitli köpeklerin ortaya çıkarıldığı vakiidir. Yani Melezleme... Daha sonra Mendel'in "Melezleme" yöntemi vardır bezelye ile... Belkide arkadaşımız bunu düşünerek yazmıştır, bilemiyorum...

 

Ok anlaşıldı..

 

Öyleyse Sayın arkadaşım, sizde bir açıklama yapar mısınız?

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Ve Darwin kuramını bunu kullanarak örneklemiş ve ortaya koymuştu. Bugünde köpeklerin eşleştirilerek çeşitli köpeklerin ortaya çıkarıldığı vakiidir

 

Bunun evrimle uzaktan yakından alakası yoktur..

Dikkat edersen her ikiside aynı tür..

Balığın ayıya yada ayının fok'a dönüşümü söz konusu değil, olamazda..

Binlerce yıllık balık fosiliyle, günümüzdeki balık aynı balık..

Bilim bunu defalarca kanıtladı, hala evrimden mi bahsediyorsunuz..

Biride vakit kaybısınız yazmış.. hay allam ya..:)

Evrimle melezlemeyi eş tutmak..:)

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Balığın ayıya yada ayının fok'a dönüşümü söz konusu değil, olamazda..
evrim teorisine göre bu durum söz konusu ve olabilir.

 

Binlerce yıllık balık fosiliyle, günümüzdeki balık aynı balık

 

 

Bütün balıklar mı ?

 

Ayrıca

 

Teoride, canlılık milyonlarca yıllık bir süreçte gelişmiştir, bunuda dikkate almak gerekli

 

konumuza dönersek !!!

 

Sonuç olarak

 

Kaşlar bir ilahı tasarımcıyı, zorlama bir mantıkla çağrıştırsada

 

vücudun diğer tüylerinin işe yaramaması, ve sürekli ağdayla vs aldırılması çok kolay bir mantıkla ilahi bir tasarımcıyı çağrıştırmaz

 

Bayanlar tüylerini aldırdıkça, mükemmel ve kusursuz bir tasarımdan söz edemeyiz.

 

diğer işe yaramayan uzuvlarmızı saymıyorum bile.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.