Φ sardunyam Gönderi tarihi: 14 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2007 bu rubai-sel 6-lık seninmi sardunyam..sankim bir hiciv var gibi burada...hadi açalım... 6/1...ah şu ekoloji..az kaldı evimin duvarına çarpacak antartik bi buz kütlesi..mevsimler sekizede çıkabilir..yokta olabilir... 6/2...bir biri içre karıştırırsan otuz sekize de çıkar..yüzler içre yüz gibi.. 6/3...yoo..yoo..sen herşeye tamam deyip geçmezsin..aksine sende herşey yeniden başlar.. 6/4...soru sorunsalı..edebi bi mukadderattır..dinsel inanışlara göre sorgucular..öldüğünde de başucundalar dır..kaçış değil naçiz lik..öyleymiş... 6/5...canın yongasıymış mal..ne titrek eller gördüm..çöpünü verirken bir dilenciye.. 6/6...yürekli olanlar için geçerlidir.. ve ne yazıkki.. O, pembelerini sunmuştu Ben'se siyahlarımı İki dudak tek dudak.. Pembe ve siyah... günah herkezin lüxüdür.... ve seni seviyorum..sardunyam.. ne kadar güzel açıklamışsın figgarom, yüreğine sağlık sen bir harikasın ya, bende seni seviyorum filazofum... sen bu filazof yaftasını layıkıyla hakediyorsun... canım benim Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 ne kadar güzel açıklamışsın figgarom, yüreğine sağlık sen bir harikasın ya, bende seni seviyorum filazofum... sen bu filazof yaftasını layıkıyla hakediyorsun... canım benim teşekkür ederim..işte ne anlıyosam onu yazmaya çalışıyorum..filozfluk...filazof mu diye yazılıyor bilmiyorum ama..benim neyime yaa..yok öyle takıntım...hem karın da doyurmuyormuş... .. Alıntı
Misafir kleopatra.07 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Birilerinin senden nefret etmesi için ona zarar vermen gerekmez..artıların yeter..FİGGARO Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Birilerinin senden nefret etmesi için ona zarar vermen gerekmez..artıların yeter..FİGGARO eeee ...sosyal mesaj mı... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 biliyorum çookk uzun ... ama ben çok severim bu şiiri...seninde seveceğini düşündüğüm için arkadaşım.. bırakıp gidiyorum şiirimi... Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka I Ne çıkar siz bizi anlamasanız da Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da. Hiçbir şey ! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarında Yıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıyla Dönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşık Menekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklara Mor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler kurur Her yandan güneşler kurur, sanki yaz günüyledir Bir adam kayboluyordur bir taşra sıkıntısıyla Deriz ki, "şuram ağrıyor" bir de, "başım dönüyor", "yanıyor avuçlarım" Belki de bir çığlık mı bu, bu seziş, bu yakınma Bir çığlık, hem de nasıl, katılmış, donmuş,yaşıyorcasına Uzansak ellerimizde uzansak avuçlarımızda, bir çığlık Nedir mi ellerimiz-korkunçtur bir elin bir köşesinde insan olmalarıyla- Korkunçtur insan olmalarıyla kıyısında bir yüreğin Kıyısında gibi yangından, çok karanlıktan geçilmez caddelerin Ve korkunç anlamsız gözlerinde ha dünya ha bir park bekçisinin Korkunçtur insan olmaları, bir ceset, suda bir şapka gibi sallanaraktan Bitmeyen bir selam gibi, hastayken, inceyken, yalnızlıklarda aranan Korkunçtur-bunu anlıyoruz-bir yüzün en çoğul beyazında Korkunctur insan olmaları güz ortalarında, eriyen türbe ışıklarında Ve korkunçtur eriyip kaybolmaların bir köşesinde insan olmalarıyla Korkunçtur korkunç! Diyerek: ben kimim, kime anlatıyorum, neyi anlatıyorum ayrıca Neyim ben, bu olanlar ne, ya kimdir tüketen isteklerimi Tüketen kim. Hani görmeden daha, sezmeden herşeyin bittiğini Ama ne zaman saçları kurularken çok eski bir alışkanlıkla Çökerken üstümüze bir sözün, bir gümüş kupanın o sebepsiz inceliği Ansızın bir ürperişte: bitti mi herşey bitti mi Yoo, hayır! öyleyse kimdir tüketen isteklerimi Bir rüzgar, duyulup binlercesi birden bir rüzgar Birakıp giden beni bir kenara, bir uzağı, yada bir boşluğu bırakır gibi Ve ben ki hazırımdır bir süre unutulmaya Ama hep sorulur gibidir benden: ben şimdi ne yapsam acaba. Ben şimdi ne yapsam, ben şimdi ne yapsam kaç kere yalnız Hem bunu kaç kere söylemek, ne türlü söylemek adına Eskimiş fırçalarda, kırılmış şişelerde, tozlanmış ilaç kutularında Okunmaz kitaplarda, uzaksı giyişlerde çocuksuz avlularda Anlamsız kahvelerde, bir yolun çok ucunda, asılmış koyun butlarında Ben şimdi ne yapsam, ben işte ne yapsam kaç kere yalnız Kaç kere yalnız, ama kaç kere yalnız, gene kaç kere insan olmalarımla Kapansam, evlere kapansam, yıkanmış bir deniz bulacaksam orada Anılar bulacaksam- anılar mi dediniz ? ne sesli bir vuruşma Odalar bulacaksam, odalarda kadınlar, çiçekler, çok aynalar Rakılar, gene rakılar, kırıklar sonsuz yaralar Bulacaksam orada, bir koltuğu bir koltuğa doğru Bir yüzü bir yüze, bir eli bir ele doğru yaklaştıran çocuklar Sinekler bulacaksam, kaskatı yapan boşluğu, sinekler Zorlanmış bir gülüşten-iğrenip birden-kusmalar, bulantılar Bulacaksam belki de: susanlar, bilmem ki niye susanlar Ölüler bulacaksam-ölü gözleri onlar, cesetler, giderek dışa vurmalar Ne dedik, dışa vurmalar mı, yani ilk aydınlığı mı ölümün Ölümün ilk aydınlığı mı, ne dedik, sahi biz ne deseydik bu konuda Ne deseydik bilmiyorum, ama var bu kadarcık birşey insanın sonsuzunda Bu kadarcık bir şey-İyi ya, peki, şimdi kim var sırada Sakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımıza Yok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzla Ne güzel ellerimizle.. Başlayın, hadi başlasanıza Örneğin bir kahve falı ? Az müzik ? Diyorum biraz İskambil!.. Ama hiç seslenmeyelim-seslenmeyelim-içimizden oynayalım ayrıca - Dört kişiyiz! - Hayır on!. - Bin kişiyiz! - Bana kalırsa.. Ne kadarcık bir fark var bizimle bütün insanlar arasında Öyleyse başlayalım: Koz kupa! Ah şu sinek onlusu bire bir unutulmaya Çayınız soğuyacak! Çayınız mı dediniz ? Ne tuhaf biraz anlıyorum - Üç karo! - Pas diyorum! - Susalım baylar, dört kupa! Ah şu sinek onlusu! Koz kupa! Çayınız mı dediniz ? Susalım! Susalım-Niye susalım-Anılar mı dediniz ? Ne sesli bir vuruşma! Ya sonra ? Bırakın şu sonrayı, bilmem ki nedir o sonra Gene mi, başladınız mı ? peki şimdi kim var sırada Sakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımıza Yok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzla Ne güzel ağzımızla.. Yok canım, ben var ya, istiyorum sırada olmayı istiyorum-Sahi mi- ama isterseniz siz olun Siz olun, biz olalım kim olacak ? -Hep böyle oyalansanıza Yani "Şu sinek onlusu, susalım baylar, koz kupa." Gibi oyalansanıza Biraz oyalansanıza. Bir oyun başka olamaz oyundan gibi Bir söz başka olamaz sözden gibi Bir şey başka olamaz şeyden gibi Tam öyle gibi, varıyor gibi bir mutluluğa Ne gelir elimizden insan olmaktan başka Ne gelir elimizden insan olmaktan başka Ne çıkar siz bizi anlamasanız da Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da. Hiçbir şey ! Kimse bir gün gözlerimi sevmeyecek korkuyorum Bir yaşlı kadın en erkek boyutunda Kendisiyle çiftleşecek kaç kere yalnız Kaç kere yalnız, kaç kere şaşırmış, bitkin kaç kere Bir ölgün ses bulacak sesinden çok uzaklarda Vardır ya, hani bir yer, uzakta çok uzakta Ölüm mü- yok canım, çok sesli bir evrende çok erken daha Üstelik bilmiyoruz da, doğrusu bilmiyoruz, ölüm mü, bunu hiç bilmiyoruz Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla Tavşansı sıçramalarla bitirsek şu ormanı Böylece, niye olmasın, işte bir orman daha Sanki bir gölgeye geldik; yorulduk, acıktık, susadık biraz Ve doyduk, ve içtik, ayıldık bir anlamda Ayıldık ve sorduk, baktık ki hep ormandayız Kaç kere ölmemişiz, kaç kere sormamışız, bu kaçıncı dalgınlığımız Yani kaç sesli bir evrende kaç kere yalnız Ne ölmek, ne ansımak! sadece yaşamakla Tam öyle gibi.. Demeyin: eh, biraz yorulsak da Demeyin, sakın haa, yok şu kadar bir şey insanın sonsuzunda Biz şimdi ne yapsak, biz şimdi ne yapsak, biz işte biraz bilmiyoruz ya Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla. (1961) EDİP CANSEVER Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 teşekkür ederim..işte ne anlıyosam onu yazmaya çalışıyorum..filozfluk...filazof mu diye yazılıyor bilmiyorum ama..benim neyime yaa..yok öyle takıntım...hem karın da doyurmuyormuş... .. olsun filazofum ben seni seviyorum filazofluğunuda seviyorum arkadaşım Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 o zaman...al..sanada... cem karacadan dinlemeyide severim aynı zamanda... Hep Kahır Dur! Bırak! Kaynasın kahvenin suyu Bana İstanbulÂ’u anlat nasıldır? Bana boğazı anlat nasıldır? Haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar arıdı Yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe Ana şefkati gibi sıcak güneşte İnsanlar gülüyordu de Trende, vapurda, otobüste Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle Hep kahır, hep kahır, hep kahır, hep kahır... Bıktım be! Dur! Bırak! Kalsın, açma televizyonu! Bana İstanbulÂ’u anlat nasıldır? Şehirlerin şehrini anlat nasıldır? Beyoğlu sırtlarından, yasak gözlerinle bakıp Köprüler, Sarayburnu, minareler ve HaliçÂ’e Diyiver ki bir merhaba gizlice İnsanlar gülüyordu de Trende, vapurda, otobüste Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle Hep kahır, hep kahır, hep kahır, hep kahır... Bıktım be! Dur! Bırak! Kımıldama, kal biraz öylece ne olur Kokun İstanbul gibidir Gözlerin İstanbul gecesi Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım Gök kubbenin altında orda da beraber Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali Hasretimin çölünde bir pınar gibi İnsanlar gülüyordu de Trende, vapurda, otobüste, Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle Hep kahır, hep kahır, hep kahır, hep kahır... Bıktım be! Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle Hep kahır, hep kahır, hep kahır, hep kahır... Bıktım be! yalanda olsa hoşuma gidiyor... diyemiyorum.. tıpkı hani bi şarkıda geçiyor yaa.. yalanda olsa mutluyum ya bu bana yetiyor..gibi..bunuda diyemiyorum.. polyanna adında bi kızkardeşimde yok... kısacası... bıktım beee.... ... frozen...tatlı dalaşman hoş..yüzünü hatırlamıyorum..sesinide..ama çiçek..bilirim sen çiçekle açmaz..kanmazsında..içimden geldi yaa.. ..şiirlerimden anlayan nadir çıkar... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 anı..anııı...neler anılara tabidir ki..;..kafam ikibinmilyonbeşyüzüçsıfıreksisonsuz gibi... az önce kağıt oynadık arkadaşlarla bende kaldı...fazla tıkınmışız hesapta iyi geldi yani..acıtıcı... arınma vakti...meraksızlığın sürüleştirdiği buzlanmış beyinleri öğütür de öğütür tarihin kanlı değirmeni...bu söz yıllar öncesinden çetin altan abimizin...hakkı varmıdır..yerine göre vardır..ama bazen merakta değirmende kan çıkmasına sebep oluyor...dimi.. ----bi anı geldi akılcağızıma..bir gün malatyalı bir kıza sevdalanmıştım..dershane yılları..sınıfın en başarılı öğrencisiydim diyebilirim..bulunduğum dershanede de derece yapan filan..sınıfımızın en arka sırasında otururdum..yaş 19-20..sporcuydum..yıllarca kixbox denilen sporu yaptım..hafifçenekte diri ve kaslı olma hali..hani şu cool tipler vardır ya..pek muhabbeti sevmezdim..hamurumda var işte..uzaklara bakmak..hüzün..ve tekil yaşamak..(gıcık bi tip)..kimilerine göre.. beş ay olmuştu dershaneye başlıyalı..daha sınıftakilerin bi çoğunu tanımıyorum..yanımdakiyle muhabbetim iyiydi..oda sıra arkadaşım..bir gün sınıfta bir kız tahtada bir cümlenin ögelerini bulmaya çelışıyordu..zorlanıyordu..oysaki benim için çok basit bişeydi..tutamadım kendimi (çenem tutulaydı)..ve tahtadaki o esmer kıza söyledim ögeleri tek..tek..aniden döndü..yüzüme baktı..sınıfın en tembel kızıydı.. her sınav sonrası diplerde.. ... bana dediki..ooo bay filozof..bilmese idin şaşardım..oysaki kötü bi niyetim yoktu..anlamasını sağlamaya çalışıyordum..erkeksi bi kızdı..(sonralardan benim için kavga bile etti..)..şu filozofluk yaftası o zamanlardan beri gelir...felsefe..tarih..edebiyat..psikoloji..coğrafya..türkçe..bunlar benim işimdi..istesemde kayıtsız kalamıyordum..neyse..sonraları bu kızla iyi bir arkadaş olduk..garipti..çok zıttık..ama çekiyodu beni..çok güzeldi..derken derken..buna ders çalıştırmaya başladım..onu yetiştirmek ve aynı üniversiteyi kazanabilmek çabası içindeydim..sevmiştim..ne yaptıysam olmadı..kafası almadı..onu öylede kabullenmiştim..okulun en iyi derece yapan öğrencisiyle..en geri kızı..bu durumu kabullenemiyordum..o rahattı..çocuk gibi..eriyodum..çok mücadele ettim..aramızda iki yaş vardı..hep onu çeken bendim..kaldıran ..tutan..birşeyleri başarmasını sağlayan..içim gidiyodu..acımada başlamıştı bende..(belki yanlış..ama acıması olmayanın aşkı ne denli olurki)..olmadı arkadaşlar..kendimi heder ettim.. bile bile lades... öys sınavına girmeye çok az kalmıştı..öss puanım baya yüksekti..aşıktım bi kere..sınava girmeme bir hafta kala..dayanılmazdım artık..günlük 7-8 saat ders çalışırdım..geri kalan zamanlarda spor..aylarca böyle devam etmişti..iyi hazırlanmıştım..ama aşk..beynimi deliyordu..neye esirdim..ne haldeydim..bizim kızsa..farkındasız..çocukça..bu yanı güzeldi..ama hayat çocuk kalanlara her zaman verirmiydiki elma şekeri.. kitabı açıyordum..onu görüyordum..deftere yazdığımsa ,o..büyükannemle birlikte yaşıyordum..sadece ben ve o..bazen bana seslenirdi büyükannem..masa başında..kitap defter önümde..dalıp gitmişim ben..saatlerce..oğlum neyin var..derdi.. neyi nasıl anlatabilirdim ki..kendime bile anlatırken..ürperdiğim şeyi..kendi yarattığım celladımı sevmek..hemde yaşamsal sınavımı vermeye bir hafta kala..beslenen hissiyat..hafızamda sevgili bir çocuk..bir hafta sonrasında kumarsal sınavım..abartmıyorum..sınava gireceğim gün..şimşekler çakıyordu beynimde..beni beğenen..seven..çok kız vardı dershanede..bense ona kitlenmiştim..sevgi-aşk onun içinse bi şaka..evcilik oyunu..sınavda ağlıyordum..hazmedemedim..yanlış olan neydiki..(şimdiki aklımla biliyorum yanlışıda..o anki düşünselliğim buna vakıf değildi)..sınavda istediğim performansı gösteremedim..pekte istemediğim bir bölümü kazandım..sonuçlar geldi.. ---esmer malatyalı bir yeri kazanamamıştı..bense istemediğim bir bölüm de olsa bir yer kazanmıştım..ve itirafı şuydu..ben seni kaldıramam dedi..benden daha zekisin..daha bilgilisin..farklı bir mizacın..ve ayakta tuttuğun bir bakışın var dedi dünyaya...bense yapamam..dedi..senle..seni çok seviyorum..ama yapamam..korkmuştu benden..bir gün onun eksikliklerinden, yetersizliklerinden dolayı..onu terkedeceğimi düşünüyordu..ben nasıl onu büyütmüşsem kafamda..oda bu düşünceleri büyütmüştü kafasında..olmadı..ilişkimiz düşmanımız oldu...kazandığım bölüme gitmeyi düşünmüyordum..bir yıl daha dershaneye gidip tekrardan sınava girmekti niyetim..ama yapamazdım..onunla aynı şehirde duramazdım..onu görmemek ,karşılaşmamak için gittim üniversiteye..üç yılda o şehre gelmedim..ne acılar çektim..belkide yaşadıklarımın bende yarattığı; üstümde gereksiz bir acıydı..ama o zamanlar..öyle düşünemiyordum.. ---neyse ..üç yıl sonra..tekrardan aynı şehre geri geldim..otobüsten indiğimde..yağmur yağıyordu..kafam ikibinmilyonbeşyüzüçsıfıreksisonsuz gibiydi...konturum bitmişti..bir telefoncuya girdim..100 kontur alabilirmiyim dedim..tabiki dedi..tezgahtaki bey..ben yaşlarındaydı..bide telefonu yeni almıştım..sordum..nasıl acaba bu modeller..iyimidir sizce dedim..yan taraftan bir bayan sesi..açtığında konuşabiliyorsan iyidir dedi..döndüm ..baktım ki..üç yıl önce şehri terk etmeme sebep kız..konuşuyordu..şaşırdım..daha ineli beş dakka olmuştu şehre..bişe diyemedim..nasılsın dedi görmeyeli..gördüğün gibi dedim..hamileydi..karnı şiş..sen nasılsın dedim..evlendim dedi..eşimde tezgahtaki bey..tanıştırdı..evlenip..telefoncu dükkanı açmışlar..bense geldiğim dakka..girdiğim yer oraydı..bu neydiki..nasıl bir rastlantı..kimin kurduğu bir kurgu ki..ayak uçlarıma iğneler batıyor gibiydi..dışarı çıktım..sabaha kadar..o soğuk kış gecesi..yağmurun altında yürüdüm..üstümde pardesüm..sırılsıklam..elimde valiz..yürüyor..ve kahkahalar atıyordum..yıllarca uğruna acılar çektiğim kadın..beni, zekam..akıllığım..ve bilgililiğimden dolayı..istemeyen kadın..evlenmiş..telefoncu dükkanı açmış..ve bikaç aya kadar doğuracak...onu yine sevmiştim..hep sevmiştim..tercihinide sevdim o akşam..yaşam ..onun yaşamıydı..en başında yapmaya çalıştığıda..oydu..insan istediği kadar zeki..akıllı..bilgili olsun..bu halleriyle biçok şeyi başarabilir belki ama..aşk acısını yenemiyor işte..gönül..bambaşka bişey..akıllı..vicdanlı..düşgücü de yüksek bi adamsan eğer vay haline..kafanda kendi yarattığın kadını totemleştirip..gönüllü kurbanda edersin kendini..sunak kanallarında akıtarakta kanını.. ....oysaki...değildik birbirimize göre...belkide hafifsediği kendi aklı benden daha iyiydi... bir hafta sonra..bir alışveriş merkezinde gördüm onu..onu demiyim artık..adı ebru-ydu..mağazanın kafesinde oturuyordum..yanıma geldi.oturdu..benimle bi kahve içti..üç yıl geçmişti aradan..bazı şeyler değişmişti..köprü altında çok sular geçmişti hesabı..yaşadığım..ve yaşadıklarımdan anladığım acayip şeyler vardı..o anlattı..ben dinledim..yine anlattı..yine dinledim..ve sonrasında..dediki..ben hata yaptım..evet dedim..aslına bakarsan bende hata yaptım..dedim ve gittim..ve birdahada hiç görmedim... ----işte size anı... hemde yaşanmış... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 figgaro ne aptalmışım derim ben eski yaşadıklarımı hatırlayınca.. keşke daha farklı yaşayabilseymişim... şimdiki aklım olsa yakınmaları yani.. ben ortaokul ve lisenin başında çirkin bi kızdım yani kendimi teslim etmiştim annemin eline, oda en kısasından kestirip saçlarımı rezil edebileceği kadar etmişti sayemde.. silik bi tiptim yani..ama o zamanlarda bile içimdeki farklılık beni hep en uç düşüncelere sürüklerdi..ve hep olmadık insanların ilgisini çekerdim... biliyormusun bana hep benden oldukça büyük insanlar ilgi göstermiştir...edebiyat öğretmenlerim, beden öğretmenim... çalıştığım bir yerde dünya tatlısı olan bir bey...tabi hiç birisi umrumda olmadı son kişi hariç...onu bende sevebilirdim ama iş yeri resmiyetinden asla çıkmadım..ama hala çizip verdiği çiçek resmini saklarım...o ayrı... eşimden başka sadece ortaokulda bir erkekle oda okul dışından bir serseriyle 1 hafta kadar bir çıkmışlığım olmuş,sonundada terkedilmiştim... ama birkaçyıl sonra intikamımı almıştım...çiçekler falan göndermişti ama ben büyük bi zevkle reddetmiştim erkeklerden hep nefret ettim anlıycağın hep arkadaş olarak kalmayı tercih ettim ve çok iyi arkadaşlıklarım oldu..hala aklıma geldikçe özlerim bazılarını... bak bana neler anlattırıyon... yani ben senin yaşadığın gibi aşık olmadım o dönemler....aklıma gelenler bunlar oldu... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 aklıma komik ve utanç verici bir anım daha geldi onuda yazıp kaçıyorum..yoksam benim için hiç iyi olmayacak lise 1. sınıfta..edebiyat öğretmenim benimle aşırı ilgileniyo hissediyorum...ama adam tombik...saçlar bembeyaz....kendi kendimede yok canım bana öyle geliyor diyorum...falan filan neyse...bigün sınıfı sözlü yapıyor...herkes okuduğu bir kitabı çıkıp tahta önünde özetleyerek anlatıcak.. ama ben o zamana kadar sadece bir kitap okumuşum zorla gülten dayıoğlunun dört kardeştiler kitabı.. adlarını okudukları sırayla çıkıp anlatıyor...ben nereye saklanıcağımı bilemiyom..çünkü karizma fena halde çizilicek çıkarsam neyse sonunda benim ismimi okudu.. ben o dakika kıpkırmızı...yeryarılsada içine girsem..ama mecburum sıfır almak var işin ucunda..biliyormusun hala hatırlarım o zaman hissettiğim utancı... çıktım tahtaya herkes bana bakıyo yakın arkadaşlarım kikir kikir gülüyolar....mecburen başladım anlatmaya dört kardeştiler kitabını ..istersen anlatabilirim okadar aklımda yane gözlerim yerde terden sırılsıklam ben anlattıkça gülüşmeler artıyo.. (çünkü o zamanlar sınıfın muziplerinden biriyim ayrıca herkes komiklik olsun diye ilkokul kitabını anlattığımı düşünüp gülmekte hiçbir sakınca görmüyor )neyse sonunda bitirdim ama bende bittim..öğretmenime baktım adam şok ama oda benim suratımın halini görünce bana acımış olucakki hiçbirşey söylemeden oturmama izin verdi...o günü nasıl geçirdiğimi bilemedim...çok utanmıştım....ve ogün benim için yeni bir aşk başlamış oldu...kitap aşkı ...ogünden bugüne ne kadar kitap okuduğumu bilemiyorum...halada devam ediyorum...ve bazen diyorumki keşke o öğretmenimi görme fırsatım olsada bana farkettirmeden kazandırdığı bu güzellik için teşekkür edebilsem... ay ne çok konuştum...görüşmek üzere filazof ve şair ulu insan figgaro beycim... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 figgaro ne aptalmışım derim ben eski yaşadıklarımı hatırlayınca..keşke daha farklı yaşayabilseymişim... şimdiki aklım olsa yakınmaları yani.. ben ortaokul ve lisenin başında çirkin bi kızdım yani kendimi teslim etmiştim annemin eline, oda en kısasından kestirip saçlarımı rezil edebileceği kadar etmişti sayemde.. : silik bi tiptim yani..ama o zamanlarda bile içimdeki farklılık beni hep en uç düşüncelere sürüklerdi..ve hep olmadık insanların ilgisini çekerdim... biliyormusun bana hep benden oldukça büyük insanlar ilgi göstermiştir...edebiyat öğretmenlerim, beden öğretmenim... çalıştığım bir yerde dünya tatlısı olan bir bey...tabi hiç birisi umrumda olmadı son kişi hariç...onu bende sevebilirdim ama iş yeri resmiyetinden asla çıkmadım..ama hala çizip verdiği çiçek resmini saklarım...o ayrı eşimden başka sadece ortaokulda bir erkekle oda okul dışından bir serseriyle 1 hafta kadar bir çıkmışlığım olmuş,sonundada terkedilmiştim... : ama birkaçyıl sonra intikamımı almıştım...çiçekler falan göndermişti ama ben büyük bi zevkle reddetmiştim erkeklerden hep nefret ettim anlıycağın hep arkadaş olarak kalmayı tercih ettim ve çok iyi arkadaşlıklarım oldu..hala aklıma geldikçe özlerim bazılarını... bak bana neler anlattırıyon... yani ben senin yaşadığın gibi aşık olmadım o dönemler....aklıma gelenler bunlar oldu... : anlıyorum..oluyo işte..yaşam nelere gebe..20 yaşımdan sonra ..banada hep benden büyük bayanlar ilgi duydu..evli-dul..yada hiç evlenmemiş..sebebini biliyorum..insanların zihnine girebiliyorum..ve anlatılan bi çok şey beni şaşırtmıyor..birazda erken olgunlaşma var bende..yapı olarakta ağır bir mizacım..şimdilerde ise benden küçük hiçbir bayanla yapamıyorum..bana ilgi duyması falanda heyecanlandırmıyo..hormonlu ergenler diye boşuna söylemiyorum.. şimdilik böyle..ilerimi artık bende düşünemiyorum..şu gebe yaşam daha neler doğurur bilemem...duvaklı ve allı koynuma girmiş şu yalnızlığımsa beni hiçte terk edeceğe de benzemiyo zaten...sahip olamamaları değilde..eksiltmeleri yıprattı beni..hayırlısı...yinede tüm sevdalarıma..göndermek isterim bir çiçek.. ... ... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 anılar..anılaaarr..anıılaaaarrr... .... yıl..1996 haziranı ..antalya kemer de bir otelde çalışmaktayım..aşçı yardımcısıydım..beyaz bir önlüğüm..başımda kepim..fularım..şimdi bile o günler aklıma geldiğinde gülümsemekteyim..otel ,büyük bi oteldi..turistlerin mekanı..bir of günümde otelin parkında gezinirken..danışma bölümümüzde bir rus-la tanıştım..ismi roman dı..ben yaşlarda..rusya da öğrenci..bizim otele ise staj için gelmişti..yarı türkçe yarı ingilizce anlaşıyorduk..sonraları arkadaş olduk..beraber kemer in sahillerinde..diskolarında falan gezmeye başladık..zıt ten renklerimiz vardı..ben esmer..o sarışın..iyi bi çocuktu..çok şeyler yaşadık..bir gün arkadaşlarından birinin doğum gününü kutlucaklarını..benimde gelmemi istedi..olur dedim..bir barda..toplandık..yirmi kişi kadardık..güzel bi bardı..sahilde ve ahşap..eski eşyaların bulunduğu bi yer..ilginç bi yerdi..dahada ilginç olan..roman ın..gelen tüm arkadaşları kendi gibi rus tu..bense aralarında dış kapının mandalı pozisyonunda.. ...tokoris..pokoris..davay..davay..private..falan..falan..rusça konuşur dururlar..aralarında sevgili olanlar..arkadaş olanlar..falanlar..filanlar..hepsiyle beni tanıştırdı..aynı okul grubuymuşlar..hepside eğitimde..bir eğlenti..bir gülmece..ödüm kopar oldu..birileri bana bişe sormasın diye..anlatacam diye..kendimi paralardım..en son roman yardımıma koşardı..sağolsun.. ---sonra.. gece ilerleyince..dışarı çıkıp yat turlarından biriyle mehtap turuna çıkmak istediklerini söylediler..olur dedim..gece turları olan bi yata doluştuk..bizden başka da kimse yoktu zaten..biraz açıldık..alkol da almıştık..havada sıcak..yatı durdurduk..sahile pek uzak değildik..haydiii..herkez denize atlamaya başladı.. ..şaşırdım..bu ruslar hepten deli dedim..kendi kendime..yok..ama..yok..en iyisini yapıyorlardı..eylenti hat safada..eeee bendeniz figgaro..tarsus un şelalesinde büyümüş olup..yüzme çerezimsi gibi bişeydi benim için..bende atladım denize..Allah ne verdiyse.. ...kikiri kokoro..çığlık atan..kuduran..neyse ıslanmışlığımız sonrası..tekrardan yata doluştuk..sıçana dönmüştük.. ...sonra tekne içerisinde oyunlar başladı..sessiz film..ilk onlarda görmüştüm..malüm..rusçam olmadığından..seyretmekle yetinmiştim..eğlenceliydi..benide araya katmak istediler..hatta iki rus kızkardeşimiz beni maymun etmek istedilersede beceremediler..katılmadım..dışarıdan bakıp gülmek dahada işime geliyordu..derken gecenin ikisi oldu..ama yat hareket etmiyordu..ne olmuştu biliyormusunuz..yatın motoru bozulmuş..Allah..sekiz saat orada mahsur kaldık.. hani yüzmeye kalksak..sahile doğru..çokta yakın değildi..bayan olanlarsa hepten red etti..haklılar tabi..sabah kalktımki..beynime güneş vuruyor..güvertede sızmış kalmışım..yüzümde güverte tahtasının izi çıkmış..etrafıma bi baktım..bizimkiler tespih taneleri gibi etrafa saçılmış..iki büklüm uyuyan..merdivende yatan..sancak direğine kafasını yaslamaya çalışan..ne komikti..eee dedim roman şimdi ne yapıcaz..derken yatın motoru çalıştı..tamir etmişler..limana geldik..ve indik..ilk defa bu kadar uzun süre karaya ayak basamamıştım.. ---merak ettim..roman nerede ve ne yapıyordur ki şu an...ulaann roman..o gece tamda romanlıktık..romanın kapağında ise şu yazı..girme yirmi rus arasına..çıkar yüzünde güverte tahtasının izi... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Huzurun kıyısında... yamaçtan aşağı doğru iniyordum..heryerde çiçekler açmış..laleler..papatya..derince bir nefes aldım..gökyüzüne baktım..ışıltılı bir bahar..etraf kokar..mis..ileride kalın gövdeli bir ağacın altında serdim çulumu yere ...getirdiğim turfanda salatalık..domates..birazda peynir..mataram tabiki dolu..suuu..şöyle bi etrafıma bakındım..sesini dinledim tabiatın..börtü böcek..rüzgar..ve dünyanın sesi.biliyormusunuz dünyanın dönüşünden dolayı çıkardığı ses..notalardan "fa" imiş..onu bi türlü duyamadım..hatta ötüşen kuş..börtü böceğe bile kızdım..susun da..dinleyelim bakalım..dünyanın sesi fa mıymış..daha beter gürültü yapmaya başladılar. .haylazlar..zaten ne zaman figgaro tabiata çıksa..canlı cansız ne varsa..bana muhalefet ..karıncalar peynirime dadandı..kuşlar dometesi tuydürme telaşında..soframada çıkmış..bir kara fatma böcüğü..Allahım..diyorum ya size..nereye kaçarsanız..kaçın..saklanamazsınız..kara fatmalar sizi bulur.. ...hafifçe karnımı doyurduktan sonra.. gezinmeye devam ettim..aaa bir tavşan..uzun kulaklılardan..hüp diye bir deliğe girdi..baktım deliğin içine..bişe yok..devam ettim..amanın ağaçlarda sincaplar..kudurur..birbiri üste atlar dururlar..enerjik zıpzıplar..biraz ilerimde küçücük bir çam ağacı gördüm..yanına geldim..aaaa fıstık çamı..biliyomusunuz benim şu an dikili 500 e yakın fıstık çamı ve 150 kadarda harnup ağacım var..(kendimi övmek için söylemiyorum..ölünce demesinler dikili bir ağacı bile yok..sırf ondan ektim ..küçük çam ağacımız bayada yalnız..etrafında bi tur attım..dibine baktım..toprağı iyi..umarım spastik bir çoban yedirmez keçilerine.. ...benim dikili olan ağaçlarıma yakın bir köyde izdiham yaratmıştım zamanında..köyün keçileri yüzünden..muhtara..kötü bozuşuruz ha bey amca.. demiştim.. ..izin verme buradaki çobanlara..sürmesinler keçilerini küçücük ağaçlarımın yamacına.. ...ya emek anlıyormusunuz..çok kolay yetişmiyorlar..keçiye yicek otmu yok..işte köylülerin ihmalkarlığı..neyse bu konu uzadı..biz tabiatımıza geri dönelim..az ileride bir dereye geldim..derede kurbağalar cirit atıyor..aaa bide kaplumbağa gördüm..hemen aklıma afetçiğim geldi..biricik aşkım.. ...deredekiler yaban olduklarından çok kaba sabaydı..beni gören cup suya atlıyor..görgüsüzler ..oysaki benim ahu bakışlı afetim..nasılda mağrur durur..evimin köşesinde..gerçi bazen oda bana tafra yaparda..olsun, dişilerin genelinde var o...amma turfanda bir marol yaprağı kattımmıydı mönüsüne..üüüüüfff..dünyanın en iyisi benim..küçücük kuruğunu sevincinden sallamaya başlar..ayy şu an varya..gülmekten çıldırık oldum.. ----dereye şöyle yakından baktım..hıı.. balık yavruları..şöyle bi inceledim..benekli sazan..aynalı sazan..arada da bir iki kızılkanat gördüm..vayy..az bişe ekmek attım..suda izdiham çıktı...ekmeği yerken arada da kendilerinden bikaçınıda yediler heralde.. ... derden karşıya geçtim..ayakkabılarımı geri giydim..asma bahçesi..ooo tarsus beyazı..meşhurdur buralarda bu üzüm..yaprağıda sarmalık..baktım..bakındım..bakımlı bir bağ..sahibi ilgili biri belli..aferim ona..çıktım bağdan..ilerliyorum..ooovv bir köye geldim..köyünde en serin ve ağacı bol olan yere yapmışlar bir kahvehane..selamunaleyküm ağalar..alikümselam..dedi..ahali..şöylede kenarda köşede bi yer buldum..bey geldi..çay alırsınız dimi..tabiki..üff kaçak çay..bayılırım..içtim..içtim.hala içmekteyim..kalınca dudaklı ve yaşlıca bir amca gözüme çarptı..elinde çay bardağı..daha elini dudaklarına götürmeden..aşağıdayken daha fuuuUUUhhhh..diye dudakları içinden vakum yapıyordu havayı..o ne sesti öyle..ve o nasıl dudaktır..ve o nasıl çay daha aşağıdayken..vakumlama çabası..gülmekten ..kafam karıncalandı..neyse arkadaşlar ben bir çay daha içicem..görüşmek üzere...baybayın... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 valla kıskandım şu huzurun kıyısındaki yürüyüşü.. dimek çayda kaçaktı bende severim kaçak çayları oo yaşlı amcanın çayı içişi benim sevgili babacığımın çay içişine benziyormuş...bazen bende çok gülerdim...bazende çok kızardım o sese...keşke şimdide yapsada bende huzurla dinlesem o sesi afet hanımcığınada selamlar...en tazsesinden bir marul yaprağıda benden olsun...sevinsin ...bak ben buraya bırakıyorum sen bi zahmet veriver.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 valla kıskandım şu huzurun kıyısındaki yürüyüşü.. dimek çayda kaçaktı bende severim kaçak çayları oo yaşlı amcanın çayı içişi benim sevgili babacığımın çay içişine benziyormuş...bazen bende çok gülerdim...bazende çok kızardım o sese...keşke şimdide yapsada bende huzurla dinlesem o sesi afet hanımcığınada selamlar...en tazsesinden bir marul yaprağıda benden olsun...sevinsin ...bak ben buraya bırakıyorum sen bi zahmet veriver.. mutlu-ettin-afet-hanımı..şimdi-kuyruğunu-senin-için-sallıyor.. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 bak bende mutlu oldum şimdi... anlasamda yalan söylediğini... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 bak bende mutlu oldum şimdi... anlasamda yalan söylediğini... evet..Afet-çiğime marulu yedirirken senin gönderdiğini söyledim..aslında mahallemizdeki manavdan almıştım..ben bir yalancıyım... ...... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 günün-anlam-ve-önemine-istinaden... bulut..yoğunlaşır.. yağmur-yağar... iki-vadi-arasında-akar.. yeryüzü-çukurlarında-toplanır.. kıtalar-arsında-da-birikir.. bir-bardak-içinde-de... biri-damla biri-ırmak... diğeri-göl... diğeri-okyanus.. bi-diğeri-ise..bir-bardak-su-dur.. ama-figgaro...heryerde-figgarodur... *** sanma-unuttum-seni.. sevgili-anı-topiğim.. yer..yer..gelip..seni-üzeceğim.. bazen-güldürecek.. bazen-kendinden-geçirecek.. bazen-salak-saçma-anılarla.. kafanı-şişireceğim.. --- .. şimdilik..hoşçakal..yaban-çiçeğim.. bahar-geldi.. acılarımda-açmalı-çiçek.. ve-ben-özledim.. kokusunu... baharın.. çiçeğin.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2007 vay..vay..vay.. bayan paris ziyaretimize gelmiş... ..hoşgelmiş..tanışırız daha..bazen atışır, hatta kapışırızda.. şizoidsel şiirlerimin beğeni teşkil etmesi..sevindiricimi..üzündürücümü..valla bende anlamadım.. .. sana bi çiçek yollayayım..eyfelin üstünden çık bak..nehrinizin üstünde akıyor olacak..bir gül.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2007 selam..anı topicçiğim...ben geldim..hoş geldim dimi.. .. eee naparsın..görüşmeyeli..kalmışsın gibi kuytularda..üşümüşsündürde sen şimdi..gerçi bir iki bişe yazan olmuş sanada..sormuş meselam..la bohem hatun..hatrını...ne.. ne dedin..saman alevi mi..sen nede çok şey bilirmişin öleee...kapıyosun gibi benden bişeler...bence kapma..yasık sana ..neden mi..anıcım topicçiğim..ben çok seri aşık olurum..akşam açar sabah solar..şimşir tarak arar..ama kafamın kel olduğunu hep unuturum..bazen aşka..bazen insana..bir ota..kargaya..yaşamsal bir kesite..bir kitap taki paragrafa..bir çocuğun gülüşüne..hatta elindeki elma şekerine..hatta ölümün bile o güzel olan yanına..yani öldükten sonra birdaha ölmeyecek olma haline bile olurum ben aşık..batak oynadığım arkadaşlara..seyrek saçlı ev arkadaşıma..avukattır kendisi..ben ona şeytanın avukatı derim.. ..onada aşığım..bu günlerde de yeni bi çift ayakkabı aldım..nasılda parıldar cilası..ben onada aşığım.. ...anlıyorsun dimi..topicçiğim anıcığım..ben çok seri aşık olurum..yanar kül olur..sevda çöllerinde savrulurum..sonrasında bir vahada açarım..lotus çiçeği gibim birşey...yani...canım çekti yahni.. ...gölüşmek üzre..anıcım topicçiğim..ösle beni.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2007 anıcığım topicçiğim..ben geldim..vefasızın.. bu gün çok çalıştım..iyi bir semerim vardı sırtımda..bu gün şizofren bir müşterimis vardı..beni baydı..banka emeklisi imiş..neredeyse onun yüsünden ben isticektim şu gencecik yaşta emekliliğimi..yaaa...anıcım topicçim..üsülme sen yalnızsın diye buralarda..semersiz bi yalnızlığın muhakkak vardır tutulacak yanı..buğulanmasın başın..sanmasın gören ağrı dağı.. anıcığım topicçiğim..şimdi giderim..geldiğim gibi..parmaklarımın uçunda..hatta sıkaraktanda kafama..ösle beni.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Fırlat at uzağa Döner gelir bumerang. Yukardan aşağı, boş küpler, Soldan sağa Hangi harfleri koymalı Ki çözülsün bilmece? Diş diş Kalıntı çağ mazgalları Sonra yeni katmanlar Bir intihar gibi içerde. Aldatışı yakınların Bilinseydi Kime inanacaksın Ki hangi yolları yürümeli? Çocukluk, gene ancak çocukluk Gerçi o da acı Ama iyi ki var Yerine hangi mutlu yaşantı? O nineler, o kızlar, o evler De yoksa Kimin bu toprak Çok düşünmüşümdür. Onu benden, beni ondan ayıran Düzenler Bırakmaz bizi bize, bölücü Olmuş nice değerler, ben de ölmüşümdür. İçindeyim, diretiyorum çağa Size ne miyim ben, siz bana nesiniz? Bir hayal, bir masal mı eski Ama ben görmüşümdür. Fırlat at uzağa Döner gelir bumerang. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.