Φ suheda Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2007 TİTREK BİR DAMLADIR Titrek bir damladır aksi sevincin Yüzünün sararmış yapraklarında Ne zaman kederden taşarsa için Şarkılar taşırsın dudaklarında. İşlerken hülyama sesten örgüler Bir çini vazodan dökülen güller Gibi hülyada fecirler güler Buruşmuş bir çiçek parmaklarında. Gözlerin kararan yollarda üzgün Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün Süzülüp akasya dallarından gün Erir damla damla ayaklarında. Sesin perde perde genişledikçe Solan gözlerinden yağarken gece Sürür eteğini silik ve ince Bir gölge bahçenin uzaklarında. Sen böyle kederden taştığın akşam Derim dudağında şarkı ben olsam Gözlerinde damla, içinde gam Eriyen renk olsam ayaklarında. AHMET MUHİP DIRANAS Sevgiyle kal.... Çok güzeldi,teşekkür ederim
Φ suheda Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2007 Kör bağın kızıl kuru gül kokusunu taşıyor hava Gözlerim kapıda Nedensizliğin ertelediği çöküntü bilincime duyuruyor küf hükmünü Bir çocuk gibi koşarken düşünce istemeden saplıyor bıçağı sevince Aslında bildiğim onun da bildiği sır gidişlerin arsızı değil yolcu Öyle yazıldığı için belki antik serüvenlerin sonu tutsak kıldık düşsel söze gerçeği Gitmek hayat getirecek yenik düşerek kalmak ölüm Her geri döndüğünde avluda öylesine sevişmek zulüm Kutsal ilişki var oluşuna yoldaş arar yanıtı geciktirilmiş sorularda Hüküm dinlemez kayıp giden yıldızlar aşk sorgulanmamalıdır asla Arka odada ölesiye susar günü sonlayacak intihar Yüreğim kapıda aşk sorgulanmamalıdır asla Nasıl bir duygu sağnağı ile yazılmış bu böyle?Teşekkür ederim arkadaşım,çok beğendim
Φ diloş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2007 Herzaman fakat bilhassa beni sevmediğini anladığım zamanlarda görmek isterim senide annemin kucağından seyrettiğim insanlar gibi küçüklüğümde.. nasılsın canım..? umarım hakettiğin gibi güzel bir hayat yaşıyorsundur..
Φ frozen Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 Aşk Sert rüzgarlarin ardından kırılan dallar ve yapraklar.. Belki bir son bahar akşamına doğru... Belki bir öğlen vakti.. Aşık olmak için zaman ne kadar önemli ki.. Ama illa bir bahar zamani... Özelikkle son bahar.. Şarabin sigara dumanı ile dansi, Belki ağızda bir tango mısrası.. Küçük ellerinde hafif ter.. Yüreğinde bir kuş .. gözlerinde buğu.. Sevmek için acele etmek mi doğru... Belkide bir dahaki bahara.. Ama olesine bir sevgi istediğim Öyle bir sevgi ki... Her seyden kutsal...
Φ siyahx Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 nasılsın teyze halin,keyfin,son durumun nasıl Shot at 2007-07-26
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2007 bir yudum çayda iki damla can bir kaşığa sarılıp birlikte döndükçe sarhoş su damlası dudaklarda yarım şeker tadı muhabbet kuşu deliliğinde anlamsız şarkılar.. sen sevdalı bir gecede getir bana seni.. mola verdin mi pınar başlarında sıcak bir yaz günü terledin mi ve coşkulu akan bir pınarın sesinde yıkadın mı ellerini gölgesinde güzel ağaçların.. önce, serinliği ateşi tatmış elleri hisseder insanın içersin bir yudumda kana kana dinmeyen bir pınardır, sevin.. bir düş ülkesinin mecnun masalı bu; yorgun, soluk soluğa gözlerinde ateşe bakar bir de geride kalan yollara değerdi yaşamaya ömür boyu eteklerinden kopup geliyor her şey nice dağların tepesinde rüzgar.. sevgi, perisini buldu yorgun bir kelebek düşü hep bildiğin, aramadığın doğduğun dünden beri içimde özgür ve güçlü kanatlı rüyalarda vardın inanmadığım ülkelerin keşfedilmemiş prensesi.. uyku esir alır , yorgunluğa eziliriz.. hak ediyorsun herşeyi sevda dalı ikincil bir yaşam sunsun yeniden gelseydim derler ben de geldim şansımla, şansım bir tek sensin... mutluluk ağacımda sevinç çiçeğimdin.. aldın, verdin ve beni yendin paylaştığın sevgi sardı yüreğimin yüreğinde evi vardı iki şımarık çiçek dileğinde ifadeler.. ellerini serbest bırak zorlama sakın hiçbir şeye ne ürk ne de beklenti say, yazmayı sevdiğim kadar kalbine yaslanıp dinlemeyi... bana sen, canı anlat kuş kalbinin sevincini kıpırtıları ve sarsıntıları ürkmeden, beklentisiz bilerek, özgür ve rahat... esaretiyle mutlanma çabası ellerin içeriği içten hisleri iletmekten ötesi kelimelerin kıpırtılar bir sevgiyi anlatır daha saçlarından söz etmemişsem gözlerinden bile ... yürek ürkütmez ki, bu bir sevgi paylaşımı bizim kelimelerimiz.. söylemekten ürke ürke mapuslarda tükettiğimiz.. çizgisini bilir dilimiz öyleyse korkma, söylemeliyiz.. sen temiz bir bahar havası, ve sırtımı yasladığım söğüt ağacı öyle sızıları var ki yüreğimin, varlığın yenerken hoyrat ve zalim.. kader, keder... istenmeyen misafirler. yetiştirip büyüttüler bizi hüznün kollarında onlar gitsin duyarsız sevgisiz insanlara sevgiyi öğretsin.......... Erkan Bal
Φ suheda Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Herzaman fakat bilhassa beni sevmediğini anladığım zamanlarda görmek isterim senide annemin kucağından seyrettiğim insanlar gibi küçüklüğümde.. nasılsın canım..? umarım hakettiğin gibi güzel bir hayat yaşıyorsundur.. Bidanecik müttefikim o ne güzel bir resim öyle insanın içine huzur veriyor ayrıca şiirin "annemin kucağında seyrettiğim insanlar gibi" kısmına bayıldım..... Aşk Sert rüzgarlarin ardından kırılan dallar ve yapraklar.. Belki bir son bahar akşamına doğru... Belki bir öğlen vakti.. Aşık olmak için zaman ne kadar önemli ki.. Ama illa bir bahar zamani... Özelikkle son bahar.. Şarabin sigara dumanı ile dansi, Belki ağızda bir tango mısrası.. Küçük ellerinde hafif ter.. Yüreğinde bir kuş .. gözlerinde buğu.. Sevmek için acele etmek mi doğru... Belkide bir dahaki bahara.. Ama olesine bir sevgi istediğim Öyle bir sevgi ki... Her seyden kutsal... Canım arkadaşım ne kadar incesin ne güzel bir şiir böyle,mutlu ettin.........
Φ suheda Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 nasılsın teyze halin,keyfin,son durumun nasıl İyiyim yeğenim sen nerelerdesin yahu,amma ihmal ediyorsun dostlarını çekerim bak kulağını uyku esir alır ,yorgunluğa eziliriz.. hak ediyorsun herşeyi sevda dalı ikincil bir yaşam sunsun yeniden gelseydim derler ben de geldim şansımla, şansım bir tek sensin... mutluluk ağacımda sevinç çiçeğimdin.. aldın, verdin ve beni yendin paylaştığın sevgi sardı yüreğimin yüreğinde evi vardı Duygu dolu romantik arkadaşım,gene yaptın yapacağını nerden bulursun böyle güzel şiirleri yazıları... Off ne güzel bir şiir böyle hele bu iki mısra harika... En şeker,sevgi karşılıklı biliyorsun değilmi?
Φ diloş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 nasıl gidiyor biricik müttefikim..
Φ suheda Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 nasıl gidiyor biricik müttefikim.. İyi gidiyor benim bir danecik müttfekim,birde şu nem olmasa bir daha asla kimseye denize sıfır km yaşıyorum diye hava atmıycağım bu nem beni yakında buhar edecek
Φ frozen Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Bir süre sonra, Bir eli tutmakla Bir ruhu zincirlemek arasındaki farkı öğrenirsin. Ve aşkın yaslanmak, Birlikte olmanın da güvende olmak Anlamına gelmediğini öğrenirsin. Ve öpücüklerin sözleşme, Ve hediyelerin de Vaat olmadığını öğrenmeye Başlarsın. Ve yenilgileri Başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın. Bir çocuğun üzüntüsü ile değil, Bir yetişkinin zerafeti ile. Ve her şeyi bugünü düşünerek yapmayı öğrenirsin, Çünkü yarın ile ilgili herşey belirsizdir. Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu Öğrenirsin, Eğer fazla maruz kalırsan. Bu yüzden, Başka birinin sana çiçek getirmesini beklemeden, Kendi bahçeni yarat. Ve kendi ruhunu kendin süsle. Ve göreceksin ki dayanıklısın. Ve kuvvetlisin Ve değerlisin Ve öğrenirsin Ve öğrenirsin... Her hoşçakal ile öğrenirsin. zeynam benim..öpüyom seni
Φ figgaro Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 merhaba suheda..bu şiiride sana göndermek istedim..umarım beğenirsin.... AZİMDEN SONRA TEVEKKÜL "...Bir kerre de azmettin mi, artık Allah(c.c.)'a dayan..." (Âl-i İmrân, 159) "- Allah'a dayanmak mı? Asırlarca dayandık! Düşdükse bu hüsrâna, onun nârına yandık! Yetmez mi çocukluktaki efsâneye hürmet? Dersen ki: Ufuklarda bir aydınlık uyansın; Mâzîyi ateş vermeli, baştan başa yansın! Şaşkınlık olur köhne telâkkîleri ihyâ; Şeydâ-yı terakkî, koşuyor, baksana dünyâ. Elverdi masal dinlediğim bunca zamandır; Ben kanmıyorum, git de sen aptalları kandır!" - Allah'a değil, taptığın evhâma dayandın; Yandınsa eğer, hakk-ı sarîhindi ki yandın... Meflûc ederek azmini bir felc-i irâdî, Yattın, kötürümler gibi, yattın mütemâdî! Mâdem ki didinmez, edemez, uğraşamazsın; İksîr-i bekâ içsen, emîn ol, yaşamazsın. Mevcûd ise bir hakk-ı hayat ortada, şâyed, Mutlak değil elbette, vazîfeyle mukayyed. Takyîd-i İlâhî ki: Bilâ-kayd ona münkâd, Kalbinde cihanlar darabân eyliyen eb'âd. Lâ-kayd olamazdın, biraz insâfın olaydı, Duydukça bütün sîne-i hilkatten o kaydı. "Allah'a dayandım!" diye sen çıkma yataktan... Ma'nâ yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan! Ecdâdını, zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şâhid: Dinlenmedi birgün o büyük nesl-i mücâhid. Âlemde "tevekkül" demek olsaydı "atâlet'; Mîrâs-ı diyânetle yaşar mıydı bu millet? Çoktan kürenin meş'al-i tevhîdi sönerdi; Kur'an duramaz, nezd-i İlâhîye dönerdi. "Dünya koşuyor" söz mü? Berâber koşacaktın; Heyhât, bütün azmi sen arkanda bıraktın! Mâdem ki uyandın o medîd uykularından, Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan. Ensendekiler "leş" diye çiğner seni sonra; Ba'sin de kalır ta gelecek nefha-i Sûr'a! Çiğner ya, tabî'î, ne düşünsün de bıraksın? Bir parça kımıldan, diyorum, mahvolacaksın! Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; Davranmıyacak kimse bu meydana atılmaz. Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da. Maziyi, fakat yıkmaya kalkma bu yolda. Ahlâfa döner; korkarım, eslâfa hücumu: Mâzîsi yıkık milletin âtîsi olur mu? Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha: Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vâha! MEHMET AKİF ERSOY...
Φ suheda Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Bir süre sonra,Bir eli tutmakla Bir ruhu zincirlemek arasındaki farkı öğrenirsin. Ve aşkın yaslanmak, Birlikte olmanın da güvende olmak Anlamına gelmediğini öğrenirsin. Ve öpücüklerin sözleşme, Ve hediyelerin de Vaat olmadığını öğrenmeye Başlarsın. Ve yenilgileri Başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın. Bir çocuğun üzüntüsü ile değil, Bir yetişkinin zerafeti ile. Ve her şeyi bugünü düşünerek yapmayı öğrenirsin, Çünkü yarın ile ilgili herşey belirsizdir. Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu Öğrenirsin, Eğer fazla maruz kalırsan. Bu yüzden, Başka birinin sana çiçek getirmesini beklemeden, Kendi bahçeni yarat. Ve kendi ruhunu kendin süsle. Ve göreceksin ki dayanıklısın. Ve kuvvetlisin Ve değerlisin Ve öğrenirsin Ve öğrenirsin... Her hoşçakal ile öğrenirsin. zeynam benim..öpüyom seni Canım benim yaa ne güzel bir şiir böyle gözlerim doldu okurken uzun süredir bu kadar duygulanmamıştım.... Bu yüzden, Başka birinin sana çiçek getirmesini beklemeden, Kendi bahçeni yarat. Ve kendi ruhunu kendin süsle. Ve göreceksin ki dayanıklısın. Ve kuvvetlisin Ve değerlisin Ve öğrenirsin Ve öğrenirsin... Her hoşçakal ile öğrenirsin. bende seni öpüyorum
Φ suheda Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 merhaba suheda..bu şiiride sana göndermek istedim..umarım beğenirsin.... AZİMDEN SONRA TEVEKKÜL "...Bir kerre de azmettin mi, artık Allah(c.c.)'a dayan..." (Âl-i İmrân, 159) Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha: Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vâha! MEHMET AKİF ERSOY... Üstadın uslubu bana biraz ağır kaçsada çok severek okurum çok teşekkür ederim..... Çok naziksin
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Bırak git bu yüreği.. Bu yürek seni çoktan terketti.. Şahidimdir sabahı iple çeken gecelerim.. Dudaklarımdan akan sözcükler şahidimdir.. Sen,sensizliği öğrettin bana.. Ben'se soğuk gecelerde yağan yağmurlarla, Şiirlerimle eşlik ettim sana.. Şimdi Yokluğun bağrımda yanan bir kor ateş.. Suskunluğun cehennem ateşi kadar sıcak ve yakıcı.. Korkuyorum artık sessizliğinden.. Ama terketmeli ve Unutmalıyım seni... Ben,tüm benliğimle.. Gururumu hiçe sa¤¤¤¤¤.. Tüm yaşanmışlıkların anısına.. Senin yoluna ¤¤¤¤¤ca düştüysem.. Herkesi karşıma birer birer aldıysam.. Ve buna rağmen sesin titremeden.. "Bitti" ile başlayan son cümleni kurduysan.. Ve bu son sözünün sonuna noktayı koyduysan.. Bırak git bu yüreği... Sana artık bir faydası olmaz.. Artık kendime daha fazla acı çektirmeden.. Seni beklemeden ve düşünmeden.. Yüreğimden çık git istiyorum.. Son gözyaşlarımla seni ıslatarak.. Öylece ,çaresizce seni bırakarak.. Bir kere olsun yüzüne bakma¤¤¤¤¤.. Çekip gidiyorum yok olan varlığından.. Şimdi; Bırak git bu yüreği.. Bu yürek seni çoktan terk etti.. Artık mühürlü bu yürek.. Sensizliğe yemin etti....
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 KALBİMİZDEKİ YARALAR Genç bir adam kentin merkezinde durmuş, o yöredeki en güzel kalbin kendi kalbi olduğunu söylüyordu. Çevresinde büyük bir kalabalık olmuştu. Herkes en küçük bir leke ya da çatlak olmayan bu kalbe imrenerek bakıyor, onun güzelliğini konuşuyordu. Sonunda hepsi de bu kalbin gördükleri en güzel kalp olduğuna karar verdiler. Genç adam çok gururlandı ve daha yüksek sesle kalbini övmeye başladı. Aniden kalabalığın önünde yaşlı bir adam ortaya çıktı kalbinin güzelliğini öven bu adama seslendi; 'Bir dakika genç adam `'dedi''senin kalbin benimki kadar güzel değil.' Kalabalık ve genç adam hep birlikte yaşlı adamın kalbine baktılar. Çok güçlü atıyordu ama izler ve yarıklarla doluydu. Kimi parçaları yok olmuştu, kimi parçaların yerine küçük, küçük parçalar konmuştu, ancak bunlar tam yerine oturmamıştı,gelişi güzel konmuştu ve kimi yerlerinde kocaman oyuklar vardı. İnsanlar hayretle baktılar' 'Nasıl bu adam kalbinin daha güzel olduğunu söyleyebiliyor? Dediler. Genç adam da yaşlı adamın kalbinin haline baktı ve''şaka yapıyor olmalısın''dedi' kendi kalbini nasıl olurda benimkiyle karşılaştırabilirsin. Bak benimki mükemmel, senin ki ise yarık ve eksiklerle dolu'' Yaşlı adam kendisinden emin biçimde yanıtladı genç adamı; ''Evet'' dedi .'seninki mükemmel görünüyor, ben seninkiyle yarışamam, Ama bak, benim kalbimde gördüğün her yarık sevgimi verdiğim bir kişiyi temsil eder. Kalbimin bir parçasını koparıp onlara verdim ve çoğu kez onlarda bana kendi kalplerinden birer parça koparıp verdiler. Ama tam benim parçanınbüyüklüğünde olmadığı için arada boşluklar kaldı.Ancak ben buboşluklara Şükrediyorum. Çünkü onlar,paylaşılan sevgileri bana anımsatıyor. Bazen ben insanlara sevgimi cömertce vermeme karşın onlar bana karşılığını vermediler.Bu derin boşlukların nedeni işte bu karşılıkalamadığım sevgilerdir.Bunlar acı veriyor ama olsun,onlar da benim sevgime karşılık vermeyen insanları bana anımsatıyorlar. Ben yine de benim sevgime karşılık verecekleri bu boşlukları dolduracakları günü bekliyorum. Şimdi GERÇEK GÜZELLİĞİN NE OLDUĞUNU ANLADIN MI ? Genç adam yanağından akan yaşlarla sessizce duruyordu. Yaşlı adama doğru yürüdü harika güzellikteki kalbinden bir parça kopardı ve yaşlı adamın titreyen ellerine verdi. Yaşlı adam aldı ve onu kalbine yerleştirdi.Sonra kendi yara dolu kalbinden bir parça koparıp adamın kalbindeki boşluğa yerleştirdi.Boşluk doldu ama köşelerde biraz boşluk kaldı. Genç adam kalbine baktı.Artık mükemmel değildi ama öncekinden daha güzeldi. Çünkü yaşlı adamın kalbinde sevgi onun kalbine akmıştı. Birbirlerine sarıldılar ve yan yana yürümeye başladılar...
Φ suheda Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Şimdi;Bırak git bu yüreği.. Bu yürek seni çoktan terk etti.. Artık mühürlü bu yürek.. Sensizliğe yemin etti.... Kaç kez bozuldu o yeminler bir bilsen KALBİMİZDEKİ YARALAR Bazen ben insanlara sevgimi cömertce vermeme karşın onlar bana karşılığını vermediler.Bu derin boşlukların nedeni işte bu karşılıkalamadığım sevgilerdir.Bunlar acı veriyor ama olsun,onlar da benim sevgime karşılık vermeyen insanları bana anımsatıyorlar. Ben yine de benim sevgime karşılık verecekleri bu boşlukları dolduracakları günü bekliyorum. Hiç kapanmayacak boşluklar ve yaralarla dolu kalplerimiz,umarım birgün..............
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2007 Sen nereden bileceksin yalnızlığı Hiç, mecbur kalıp Bir duvarla konuştun mu ? Ya da kuru bir saksıya Sevdanı anlattın mı ? Yatağında uzanmış halde Kendi kendine konuştun mu ? Tek dostumsun diyerek Bir sigara yaktın mı ? Sen nereden bileceksin yalnızlığı Hayatında hiç yalnız kaldın mı ? Yokluğun içindeyken Varmışsın gibi davrandın mı ? Bir yalnızlıkla, bir başımayken, Eskilerde kalan bir şarkı Hatırlatsın istedim seni bana. Hiç dokunmadım masanın üstündeki Tozlu resmine, Aslında hiçbir şeye dokunmuyorum, Hâla, havlun kapının arkasında asılı Kim bilir, belki bir gün gelirsin diye. Ve hâla ağlıyor küçük kuşumuz Senin yokluğuna. Son kez su içtiğin bardakta Hâla, ruj izi duruyor, Nemli dudaklarını arıyor. Bilmiyorsun belki ama, aynayı hâla silmedim Yazdığın son sözleri okuyor yüreğim. Yeter artık bu kadar acı, Yak mektupları, yık beni Yok et hasreti, bitir sevgiyi Her şeyi bitir, tüm sevdamızı Hatta sil kalbinden adımı Ve dağla yüreğini Kapat sevgi kapılarını Bir ah çek içinden Kurşunla vurulmuş gibi derinden. Bir vah de benim için Sona eren sevdamız peşinden.
Misafir redblack Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2007 Hiç kapanmayacak boşluklar ve yaralarla dolu kalplerimiz,umarım birgün.............. saklı sevdalar var kalplerimizde.. onlar ölümsüzlük şerbetini ellerimizden içmişler.. yitip gitmiyorlar.. kaybolmuyorlar... en çok da geceleri uğruyorlar.. düşüncelerimizin en orta yerine.. burkuluyor içimiz.. o yeminler ettiğimiz.. o adına sevda deyişimizden utandıklarımız.. geliyor işte aklımızın ucuna.. her gece kırık bir kalple yatağa girmenin, kırık bir yürekle uyanışımız olduğunu.. nedendir yeni farkettim.. bu yüzden... mutlu kapıyorum gözlerimi uykuya.. her gece olamasa da.. belki.. bu gece... kimbilir...
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Kuruntu zamanla anlıyor insan kaybettiklerinin değerini eskiyorlarsa hani kıymetleniyorlar sanıyoruz büyük ahmaklık insanlık hali gelip geçenlere bakıyoruz olduğumuz yerlerden son çırpınışımız belki de bu son sözün varacağı yeri bilemeyişimizden oysa yüreğin içinde çocuk çocuğun içinde yürek olmak vardı bak hele topaçla çevrilen dünya şekerden ötmeyen horozlara teslim Aşk bir kırmızı leğen ile bir kaç mandal’a değilse de yalancı vedalarla kurnaz ayrılıklara satıldı ucuzdu almalıydık biz hep kendi gelenlerde karar kıldık baharda çiğdemler gibi hele bir kalksın kar toprağın uyanışıyla her iş girer hal yoluna diyerek manzaralar değişti hayatımızın bakışında şimdi kıyılarda dalgaları kıramayanlar bir başlarına bekliyorlar rüzgarlar gemilerin güvertelerinde salınarak geziyor kaptan yorgun gözleriyle ufukları tarıyor umut bu denizdeyiz mutlak bir ışık taşıyacak her fener yeter ki bulalım izini sarp bir kayalığın üzerinde eşarbını düzeltiyorsun havan batsın olsa da olur olmasa da ve boğulmak sonsuzlukta güzeldir filikaları taşır mı taşımaz mı diye kontrol etmek ahmakların işi karaya ulaştığında başına gelecekleri diyivereyim mi sana ahlatlar da kargaları tanır en çok ilk bakışlarında uçurum kenarlarında çığlıklarını duymasalar da çıldırışlarını duyarlar tepe taklak silahındır gülümseyerek gelip kahkahalarla gitmelerin yürü el verir ki masumiyetine sığınan sıcak elli çocukların akıllarından çıkasın yoksa bu hayatın devamına ait ciddi şüphelerim var benim
Φ suheda Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 sevgiler Asıl sevgiler benden sana gelsin güzel arkadaşım ince düşünceli.. Sen nereden bileceksin yalnızlığı Hiç, mecbur kalıp Bir duvarla konuştun mu ? Ya da kuru bir saksıya Sevdanı anlattın mı ? Yatağında uzanmış halde Kendi kendine konuştun mu ? Tek dostumsun diyerek Bir sigara yaktın mı ? Sen nereden bileceksin yalnızlığı Hayatında hiç yalnız kaldın mı ? Yokluğun içindeyken Varmışsın gibi davrandın mı ? Bunları benim kadar içinde özümseyerek yaşayan bir başkası varmıdır acaba egzo...
Önerilen İletiler