Φ LeylaM Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 eyi madem aksiyon dolu diyosun bakalım nolcek... yuk nenecim banderas neyim heç sevmem o tip kılkuyrukları ...benimki vın dıesel olsun olur toruncugum,hikaye bitmez de gene yazmam icabederse bunu gozonunde bulunduracagim.. zati ne de olsa capkindin da sen hikayede canim.. sardunya ablam da sanki biraz.. senin icin..surprizli siyahx unutmusum senin hikayene de cok guldum,uslubu cok hos ama millet aheste aheste dans edip tanismaya calisirken,birden canim prensler rahmetli oluverdi yaw.. uzuldum yani Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Nilüferler ....bostan dolabının yanındaki, suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardım çocukken, babam, onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana. Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım. Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı. Hayat da böyle bir şeydi benim için ; hep bir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu. Bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim, öyle solgun nilüfer gibi bir havuzun içinde yalnız başına durdum, köklerimi salamadım, ne, olduğum yere sağlamca yerleştim, ne, başka diyarlara kaçabildim, Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı. Onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda tek başıma yüzebileceğimi düşündüler. Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı, kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim. Ne garip başka bir şeyde olmak istemedim, beni beğenmeleri yetti bana... Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder. ahmet altan Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 ayyy çıldıriciğim gene başladı bunlar şakımaya Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 boş konuşacağına sende şakı, şakışıksız cadı valla sezen çalıyor, ah istanbul diyor, zulada bir kaç şişe yakut diyor annadın sen onu Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 kızımmm sen bendeki zulayı bi görsennnnnn annamammı ahhhahhhh Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 7 Mart , 2007 ne diyosuuuuuuuuuun? Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Nilüferler ....bostan dolabının yanındaki, suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardım çocukken, babam, onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana. Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım. Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı. Hayat da böyle bir şeydi benim için ; hep bir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu. Bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim, öyle solgun nilüfer gibi bir havuzun içinde yalnız başına durdum, köklerimi salamadım, ne, olduğum yere sağlamca yerleştim, ne, başka diyarlara kaçabildim, Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı. Onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda tek başıma yüzebileceğimi düşündüler. Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı, kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim. Ne garip başka bir şeyde olmak istemedim, beni beğenmeleri yetti bana... Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder. ahmet altan "Hayat da böyle bir şeydi benim için ; hep bir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu." sanki beni anlatıyor.. hissettiğinden yada artık bildiğinden mi yazdın bu şiiri öylesine anlamlı ki benim için.. "Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı,kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim."..işte bu.. sağol birtanem ..bana beni anlattı yeniden bu şiir... sonuç olarak; "Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder.." ayyy çıldıriciğim gene başladı bunlar şakımaya ne var çıldırcek? sanki çıldırmamış gibi hem ayrıca hikayemize ne oldu?..kimde sıra..ha pardon Sardunyam hani hikayemizin divamı şikerim..hadi bekliyoruz..senaryodan kopmayalım lütfen... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 dünya kadınlar gününüz kutlu olsun silahşörüm Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 dünya kadınlar gününüz kutlu olsun silahşörüm Öyle olsun bende kutlim bari kankama katılıp pek tasvip etmesemde bu günü Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 dogrudur,zati bir erkekler gunu olsaydi biz de tasvip etmeyebilirdik,bu durumda bu davranisiniz cok cok ince sahiden Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 dünya kadınlar gününüz kutlu olsun silahşörüm canım benim çiçeğini aldım başucuma koydum..bu ne yav ..portakalı soydum başucuma koydum gibi çok incesin birtanem..seninkide kutlu olsun Frozenim Öyle olsun bende kutlim bari kankama katılıp pek tasvip etmesemde bu günü tasvip etsen takvime işaret koyacaktım zati dogrudur,zati bir erkekler gunu olsaydi biz de tasvip etmeyebilirdik,bu durumda bu davranisiniz cok cok ince sahiden erkekler günü olsaydı ben biliyordum ne yapacağımı Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 dogrudur,zati bir erkekler gunu olsaydi biz de tasvip etmeyebilirdik,bu durumda bu davranisiniz cok cok ince sahiden Teşekkür ederim o sizin inceliğiniz diycem ama demiyorum Erkekler daha üstündür Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 canım benim çiçeğini aldım başucuma koydum..bu ne yav ..portakalı soydum başucuma koydum gibi çok incesin birtanem..seninkide kutlu olsun Frozenim tasvip etsen takvime işaret koyacaktım zati erkekler günü olsaydı ben biliyordum ne yapacağımı reca ederim canem... teşekkürler... Teşekkür ederim o sizin inceliğiniz diycem ama demiyorum Erkekler daha üstündür kankam ne diyosa doğrudur... Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 kankam ne diyosa doğrudur... Tabi kankam istisna o bitanedir eşi benzeri yoktur canım kankam Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 5.Bölüm Yüzü bir nebzede olsa adama benzemiş ama yüreği halen kapkara olan kral siyahx,kaykıldığı koltuğundan kendi horlama sesiyle silkinerek uyandı ..ve gördüğü rüyanın mutluluğu yüzünde dondu kaldı..."bu bir rüya olamaz..Elena benim olmalı,bana bir oğul vermeli..ve diğer üçüde yok olmalı" diye pelerinini savurarak balo salonuna seyirtti..evet,inanması oldukça güçtü ama balo halen devam etmekteydi .. Prens Williams sürekli balo salonu ve merdivenleri kolaçan ediyor Prenses Frozen'in o güzel yüzü birtürlü aklından çıkmıyordu.. o bu hayalle kendinden geçmişken salondaki 1-2 kişi dışındaki diğer tüm kadınlarda Pres Williams'ı aygın baygın seyretmekteydi.İçlerinde en berbat durumda olan ise hiç kuşkusuz Prenses Leylam'dı.. Pres Williams'la dans ederken mutluluktan ayakları yerden kesilmiş olan Prenses, dans bittiği halde hala yerden bin fit yükseklikte uçmaktaydı.. Öte yandan Prenses Sardunyam nerdeyse salondaki beylerin hepsiyle dans etmiş ve elektiriği kimseyle tutmamıştı..kabarık eteğinin altına sıkıştırdığı laptobu eşliğinde bahçeye yöneldi..bu yüksek sesli müzik eşliğinde birilerine laf yetiştirmesi hiçte kolay olmuyordu ... Garip ama gerçek olan bir başka durum vardı ki..uzaklardan bir yerlerden birbirlerine keskin bakışlar fırlatan Prens Darcy ve Prenses Diloş salonda birbiriyle dans etmeyen tek çift olmuşlardı.. Prens Darcy Prensesi öylesine beğenmişti ki cesaret edip dansa kaldıramıyor,onun bu tutukluğunu isteksizlik olarak değerlendiren Prenses Diloş'sa başkalarıyla dans ederken şuh kahkahalar atarak gururu kırıldığı halde "umrumda değilsin" mesajı veriyordu..onun bu umursamaz halleri arada bir yüreklenen Prens Darcy'nin şevkini büsbütün kırmaktaydı.. Bütün bu olanlardan habersiz aynanın karşısında yeni görüntüsüne alışmaya çalışan Prenses Frozen, gözleri dolu dolu büyücü Gandalf'ın sözlerini düşünüyordu "baban için ödediğin bu bedel karşılıksız kalmayacak..birine aşık olduğunda saçların aynı güzellik ve ihtişamıyla yine ahenkle dans edicek" demişti ..bu düşüncelerle camın önüne geldi ve yumuşakça esen rüzgarın büyüsüne bıraktı kendini...dalmıştı..derken,bir at sesiyle silkindi..aşağı baktığında atının üstünde pelerini ve yüzünde maskesiyle gizemli bir yabancı duruyordu..bu yabancı kendinden gayet emin bir tavırla Prenses Frozen'in bulunduğu terasa bakarak tuhaf bir şekilde gülümsedi..Prenses şaşkınlıktan donakalmıştı..yüzündeki maskeden sadece gözleri gözüken bu yabancıda tarif edilemez tuhaf bir çekicilik vardı ...birkaç dakika kımıldamadan Prensese bakan atlı elindeki kılıcıyla bahçe çimlerine kocaman bir "F" harfi yazdı ve pelerinini uçuşarak atıyla dört nala uzaklaştı...Prenses Frozen ne olduğunu anlıyamamıştı ama yüreğinin bir köşesinde yaylı sazlar topluluğu olanca ihtişamıyla senfonilerine başlamışlardı bile... Bu arada sarayın hiç umulmadık bir başka konuğu daha vardı...Babasının ve kardeşlerinin hasretine daha fazla dayanamayan Prenses Elena yaverleri eşliğinde balo salonuna geldi..Kapının önüne gelip ismi zikredildiğinde..kral Arthur'a içine zehir kattığı şarabı uzatan kral Siyah x'in bu güzellik karşısında eli havada kaldı... hatta bütün kasları tel tel çözülüp dağılan kıral siyahx'in elinden zehirli şarap kadehi kayarak yere düştü..Prenses Elena gürültünün geldiği yere bakınca gözleri Kral Siyah x'le karşılaştı...bir anda babası,kardeşleri,salon herşey ama herşey siliniverdi..sanki sadece ikisi vardı...birbirlerine doğru yavaş yavaş yürüdüler.. 5.bölümün sonu... nasıl ama ?..tam yerinde bitirdim di mi? arkadaşlar baktım Sardunyam'dan hayır yok 6.bölümü kaleme aldım ..aksi takdirde senaryodan bayağı uzaklaşmış olacaktık..olayları hatırlatma babında en son bölümü alıntıladım..birazdan son gelişmelerle 6.bölüm karşınızda olucek..bekleyiniz please.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 "Hayat da böyle bir şeydi benim için ; hep bir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu." sanki beni anlatıyor.. hissettiğinden yada artık bildiğinden mi yazdın bu şiiri öylesine anlamlı ki benim için.. "Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı,kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim."..işte bu.. sağol birtanem ..bana beni anlattı yeniden bu şiir... sonuç olarak; "Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder.." ne var çıldırcek? sanki çıldırmamış gibi hem ayrıca hikayemize ne oldu?..kimde sıra..ha pardon Sardunyam hani hikayemizin divamı şikerim..hadi bekliyoruz..senaryodan kopmayalım lütfen... hem bildiğinden de hem hissettiğinden... her ikiside... hikaye???sanırım bu akşam yazabilirim, vaktim olacak... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 6.Bölüm Evet..kral siyahx ve Prenses Elena tam birbirlerine dokunmak üzereydiler ki korkunç bir bomba sesi sarayı temelinden inletti …ne olduğunu anlayamayan saray ahalisi korku ve haykırışlarla birbirlerine sarıldılar ..Kral siyahx askerlerini hemen görev başına çağırdı… Uzun zamandan beri bu bereketli topraklara sahip ülkeyi kendi topraklarına katmaya çalışan komşu ülkenin kralı Selsiyus balo rehavetinden faydalanarak taaruza geçmişti …saray dört bir yanından kuşatılmış…askerler her bir yanı sarmış..saraya bomba üzerine bomba yağdırıyorlardı …Kral Siyahx kızlarını yanına toplayarak bir an önce saraydan uzaklaşmalarını söyledi.Bu konuşmaya kulak misafiri olan Kral Arthur ,Kral siyahx’e katılarak; -Kızlarınız kızım sayılır…burada hayatları tehlikede.. oğullarımın her ikiside çok iyi binicidir.Tehlike geçinceye kadar sarayımızda himayemde kalırlar..kıllarına zarar gelmez..gözünüz arkada kalmasın ..dedi. Bu öneriyi ilk reddeden kişi Prenses Frozen oldu.. -Senden hiç ayrılmadım babacım..şimdi,hele bu durumda seni yalnız bırakmamı nasıl istersin? Prens Williams gözlerini Prensesten ayıramayarak ; -Prensesim hayatınız tehlikede..bırakın size yardım edelim..dedi. Kralx kızlarına sarılarak; -Buna mecburum..ülkemde kalıp sonuna kadar savaşıcam..ama sizin saçınızın teline kıyamam..işler düzelir düzelmez..ilk fırsatta yanınızda olacağıma söz veriyorum ..Kral Arthur kızlarım size emanet..dedi ve Prenses Elena’ya son bir kez bakarak, kararlı adımlarla askerlerinin başına geçti.. Kral Arthur,prens ve prensesler atlarıyla dört nala saraydan uzaklaşmaya çalıştılar..ama belli ki bu hiçte öyle kolay olmayacaktı…çünkü Selsiyus’un askerleri her köşede pusu kurmuştu..Prens Darcy’nin kıvrak zekası sayesinde çoğu engeli başarıyla aştılar.. ancak son tuzağı fark edemediler..atları kurulan tuzağa yakalanan Prenses Frozen ve Prenses Leylam Selsiyusun askerleri tarafından kıskıvrak yakalandı …kardeşlerinin yakalandığını gören prenses Diloş atıyla oraya yönelirken Darcy önünü kesti ve; -Onlar için şimdilik hiçbirşey yapamayız..ama sizi saraya bırakır bırakmaz ilk işim gelip onları kurtarmak olacak..bunu sizin için yapıcam.. bana güvenin..dedi.. Onlar Kral Arthur’un sarayına gidedursun Prenses Frozen ve Prenses Leylam Selsiyus’un askerleri tarafından esir alındıkları çadırdan kurtulma planları yapıyordu..Hava iyiden iyiye kararmış prensesleri iyiden iyiye korku sarmıştı ..derken çadırın önünde bir karaltı belirdi..Kızlar korkuyla birbirlerine sarıldılar..bu gelen o gizemli maskeli yabancıdan başkası değildi..Elini prenses Frozene uzatarak; -Benimle gelin..dedi.. Prenses Frozen yaradılışının tam tersine hiç itiraz etmeden ve sorgulamadan bu isteğe boyun eğdi..Dışarda iki at bekliyordu onları yine maskeli bir adam Prenses Leyla’ya elini uzatarak; -Verin elinizi Prenses korkmayın…Ben Adonis’in kardeşi Antonyus..sizleri bu kılkuyruklardan kurtarmaya geldik..dedi ve Prenses Leylam’ı atını terkisine attığı gibi dörtnala uzaklaştı..Frozen ise pelerinin şapka kısmını itinayla kafasına geçirmişti..Rapunzel saçlarının yok olduğunu kimsenin görmesini istemiyordu. Fakat Adonis'in atı o denli hızlı gitmekteydi ki nerdeyse atın ayakları yerden kesilmek üzereydi…Ve bu hızla pelerinin şapkası uçmuş görkemli şatonun kapısına geldiklerinde Adonis arkasına dönüp baktığında Prenses Frozen’in aydınlık kafasına şaşkınlıkla baktı ve sonrasında şöyle mırıldandı; -Öylesine güzelsiniz ki…hiçbirşey bu güzelliği gölgeleyemez..ve yine o eşsiz gülümseyişiyle prensesi kucaklayarak attan indirdi ve bu esnada içlerinde bi yerlerde beş pare top atılışı ve havai fişek gösterisi gerçekleşti ..Adonis başını tekrar kaldırdığında halüsünasyon gördüğüne kanaat getirdi zira Prenses’in Rapunzel saçları ahenkle dans etmekteydi.. Prenses Frozen biraz mahçup ama daha çok mutlu; -Korkmayınız..hayal görmüyorsunuz…ama uzun hikaye.. daha sonra anlatırım .. dedi.. Hayat bazılarına böyle cilveler yapadursun..Kral Arthur’un sarayına gelen Prenseslerimiz onlara ayrılan muhteşem odalarına yerleşmişlerdi..Bir ara odasında sıkılan Prenses Sardunyam..yan odadan tanıdık tıkırtılar duydu ve aralık kapıdan baktığında yatağına uzanmış kucağında laptobuyla keyifle klavyesinin tuşlarına basmakta olan bir yiğit gördü …Prensesin kimseye titremeyen yüreciği oracıkta hop oturup,hop kalktı.. Aynı esnada..Kral siyahx ise aklında kızları ve Prenses Elena, yüreği ağzında çetin bir savaş vermekteydi... 6.Bölümün Sonu Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 hem bildiğinden de hem hissettiğinden... her ikiside... hikaye???sanırım bu akşam yazabilirim, vaktim olacak... tatlım gelmiş ..bidenem baktım senin yazıcağın yok..6.bölümü yazıverdim..artıkın bu akşam sen 7.bölümü döktürürsün..olumu şikerim? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 olur bidenem, Kardelen Sen soğuk iklimlerin nazlı çiçeği Aç bugün... aç baksana mevsimin geldi. Sev biraz... Sev hayat suyun sevgidir. Erittiğin karlar değil kalbimdir. Oysa ben, Sen istesen... Gece yıldızlarını toplayan bir ayışığı olabilirdim, Ve topladığım yıldızları ellerine verebilirdim. Ben bir tanyeliydim, Sen gel desen, Sabahları perdene esebilirdim. Ben bir gemiydim, Sen yer versen, Kalbine demirlerdim. Sen bir mum ateşisin, Üflesem sönersin... Sen bir bahar çiçeğisin, Kış bitti... açabilir misin. Sen bir kardelensin, ama Kalbimi delen de sensin... Oysa ben, Sen istesen... Gece yıldızlarını toplayan bir ayışığı olabilirdim, Ve topladığım yıldızları ellerine verebilirdim. Sen soğuk iklimlerin nazlı çiçeği Aç bugün... aç baksana mevsimin geldi. Sev biraz... Sev hayat suyun sevgidir. Erittiğin karlar değil kalbimdir... kadınlar günün kutlu olsun kardelen Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 diloşum sende umut var canem..harika gelişiyor olaylar... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 olur bidenem, Kardelen Sen soğuk iklimlerin nazlı çiçeği Aç bugün... aç baksana mevsimin geldi. Sev biraz... Sev hayat suyun sevgidir. Erittiğin karlar değil kalbimdir. Oysa ben, Sen istesen... Gece yıldızlarını toplayan bir ayışığı olabilirdim, Ve topladığım yıldızları ellerine verebilirdim. Ben bir tanyeliydim, Sen gel desen, Sabahları perdene esebilirdim. Ben bir gemiydim, Sen yer versen, Kalbine demirlerdim. Sen bir mum ateşisin, Üflesem sönersin... Sen bir bahar çiçeğisin, Kış bitti... açabilir misin. Sen bir kardelensin, ama Kalbimi delen de sensin... Oysa ben, Sen istesen... Gece yıldızlarını toplayan bir ayışığı olabilirdim, Ve topladığım yıldızları ellerine verebilirdim. Sen soğuk iklimlerin nazlı çiçeği Aç bugün... aç baksana mevsimin geldi. Sev biraz... Sev hayat suyun sevgidir. Erittiğin karlar değil kalbimdir... kadınlar günün kutlu olsun kardelen nerden bulursun bu muhteşem şiirleri bilmemki..şiir yüzlüm..şiir yüreklim benim..şiir tadında bir hayatın olsun isterdim..seninde kadınlar günün kutlu olsun.. diloşum sende umut var canem..harika gelişiyor olaylar... beğendin mi şikerim çok hızlı yazdım kız..sırf olaydan kopmayalım diye.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Dilosum hakikaten de super ve ilginc gelismis olaylar,yani Leyla'ya da bir maskeli aday cikmis diye degil,gercekten.. cok guzel yazmissin ,eline saglik canim arkadasim ablami da cok merak ediyorum Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 6.Bölüm Evet..kral siyahx ve Prenses Elena tam birbirlerine dokunmak üzereydiler ki korkunç bir bomba sesi sarayı temelinden inletti …ne olduğunu anlayamayan saray ahalisi korku ve haykırışlarla birbirlerine sarıldılar ..Kral siyahx askerlerini hemen görev başına çağırdı… Uzun zamandan beri bu bereketli topraklara sahip ülkeyi kendi topraklarına katmaya çalışan komşu ülkenin kralı Selsiyus balo rehavetinden faydalanarak taaruza geçmişti …saray dört bir yanından kuşatılmış…askerler her bir yanı sarmış..saraya bomba üzerine bomba yağdırıyorlardı …Kral Siyahx kızlarını yanına toplayarak bir an önce saraydan uzaklaşmalarını söyledi.Bu konuşmaya kulak misafiri olan Kral Arthur ,Kral siyahx’e katılarak; -Kızlarınız kızım sayılır…burada hayatları tehlikede.. oğullarımın her ikiside çok iyi binicidir.Tehlike geçinceye kadar sarayımızda himayemde kalırlar..kıllarına zarar gelmez..gözünüz arkada kalmasın ..dedi. Bu öneriyi ilk reddeden kişi Prenses Frozen oldu.. -Senden hiç ayrılmadım babacım..şimdi,hele bu durumda seni yalnız bırakmamı nasıl istersin? Prens Williams gözlerini Prensesten ayıramayarak ; -Prensesim hayatınız tehlikede..bırakın size yardım edelim..dedi. Kralx kızlarına sarılarak; -Buna mecburum..ülkemde kalıp sonuna kadar savaşıcam..ama sizin saçınızın teline kıyamam..işler düzelir düzelmez..ilk fırsatta yanınızda olacağıma söz veriyorum ..Kral Arthur kızlarım size emanet..dedi ve Prenses Elena’ya son bir kez bakarak, kararlı adımlarla askerlerinin başına geçti.. Kral Arthur,prens ve prensesler atlarıyla dört nala saraydan uzaklaşmaya çalıştılar..ama belli ki bu hiçte öyle kolay olmayacaktı…çünkü Selsiyus’un askerleri her köşede pusu kurmuştu..Prens Darcy’nin kıvrak zekası sayesinde çoğu engeli başarıyla aştılar.. ancak son tuzağı fark edemediler..atları kurulan tuzağa yakalanan Prenses Frozen ve Prenses Leylam Selsiyusun askerleri tarafından kıskıvrak yakalandı …kardeşlerinin yakalandığını gören prenses Diloş atıyla oraya yönelirken Darcy önünü kesti ve; -Onlar için şimdilik hiçbirşey yapamayız..ama sizi saraya bırakır bırakmaz ilk işim gelip onları kurtarmak olacak..bunu sizin için yapıcam.. bana güvenin..dedi.. Onlar Kral Arthur’un sarayına gidedursun Prenses Frozen ve Prenses Leylam Selsiyus’un askerleri tarafından esir alındıkları çadırdan kurtulma planları yapıyordu..Hava iyiden iyiye kararmış prensesleri iyiden iyiye korku sarmıştı ..derken çadırın önünde bir karaltı belirdi..Kızlar korkuyla birbirlerine sarıldılar..bu gelen o gizemli maskeli yabancıdan başkası değildi..Elini prenses Frozene uzatarak; -Benimle gelin..dedi.. Prenses Frozen yaradılışının tam tersine hiç itiraz etmeden ve sorgulamadan bu isteğe boyun eğdi..Dışarda iki at bekliyordu onları yine maskeli bir adam Prenses Leyla’ya elini uzatarak; -Verin elinizi Prenses korkmayın…Ben Adonis’in kardeşi Antonyus..sizleri bu kılkuyruklardan kurtarmaya geldik..dedi ve Prenses Leylam’ı atını terkisine attığı gibi dörtnala uzaklaştı..Frozen ise pelerinin şapka kısmını itinayla kafasına geçirmişti..Rapunzel saçlarının yok olduğunu kimsenin görmesini istemiyordu. Fakat Adonis'in atı o denli hızlı gitmekteydi ki nerdeyse atın ayakları yerden kesilmek üzereydi…Ve bu hızla pelerinin şapkası uçmuş görkemli şatonun kapısına geldiklerinde Adonis arkasına dönüp baktığında Prenses Frozen’in aydınlık kafasına şaşkınlıkla baktı ve sonrasında şöyle mırıldandı; -Öylesine güzelsiniz ki…hiçbirşey bu güzelliği gölgeleyemez..ve yine o eşsiz gülümseyişiyle prensesi kucaklayarak attan indirdi ve bu esnada içlerinde bi yerlerde beş pare top atılışı ve havai fişek gösterisi gerçekleşti ..Adonis başını tekrar kaldırdığında halüsünasyon gördüğüne kanaat getirdi zira Prenses’in Rapunzel saçları ahenkle dans etmekteydi.. Prenses Frozen biraz mahçup ama daha çok mutlu; -Korkmayınız..hayal görmüyorsunuz…ama uzun hikaye.. daha sonra anlatırım .. dedi.. Hayat bazılarına böyle cilveler yapadursun..Kral Arthur’un sarayına gelen Prenseslerimiz onlara ayrılan muhteşem odalarına yerleşmişlerdi..Bir ara odasında sıkılan Prenses Sardunyam..yan odadan tanıdık tıkırtılar duydu ve aralık kapıdan baktığında yatağına uzanmış kucağında laptobuyla keyifle klavyesinin tuşlarına basmakta olan bir yiğit gördü …Prensesin kimseye titremeyen yüreciği oracıkta hop oturup,hop kalktı.. Aynı esnada..Kral siyahx ise aklında kızları ve Prenses Elena, yüreği ağzında çetin bir savaş vermekteydi... 6.Bölümün Sonu Kimin haddine üleynn bana saldırmak ve kızlarımı oraya buraya savurmak abla ya hemen şu hikayenin gerisini getir yoksa dayanamayıp ben devam edecem kan gövdeyi götürecek Alıntı
Φ sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 gönlüü kalbii güzell diloşum.... senii tanıdığımm oo ilk yazıyı hatırladım.....gözümde ne hoş bir karede var oldunn sennn.... o günn için değill sonrasında...gönlünü ne güzel açtın.... canımm gönlümm benim....günün kutlu olsun...her zamann mutlu olmanı diliyorum.... senii çokkk seviyorummm Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 hadi hayırlısı yazıyorum bakalım ne çıkacak? kral siyahx hızlı ve öfkeli bir kraldır, bütün krallar gibi daha çok hazine, daha çok kadın, daha çok asker ve daha çok kan istemektedir... en sevgili kızı ve ona en çok benzeyen prenses frozende tıpkı babası gibi karanlık hayaller peşindedir, kardeşleri olan diğer prensesleri ortadan kaldırmanın hain planlarını yapmaktadır... ancak prenses sardunyam, prenses diloş ve prenses leylam çok iyi kalplidirler... onlar melekler gibi uçuşan pelerinleriyle kırlarda, çiçeklerle haşır neşir olurlar ve bu kötü kalpli kral babalarından, ve kızkardeşlerinden ayrı dururlarmış... bu arada o sıkıcı balo bitmiştir... prenslerin hiç birisi bu prenseslerin gönlünü çalamamıştır, küçük emrahın boynunu büküp sahneden ayrılma pozunda duruşlarla ülkeden ayrılmışlardır... hain ve kötü kral ile kızı frozen bu prenseslerden nasıl kurtuluruzun derdine düşmüştürler... prensesler, prensleride beğenmemişler ve gene başlarına kalmışlardır... ne yapıp etmeli bunlardan kurtulmalıdır ama nasıl? neyse onlar öylece hindi gibi düşünürlerken, bizim prensesler şarkılar söyleyip, kayan yıldızlardan dilek tutarlarmış, onların dünyası bambaşkaymış... prenses sardunya laptopunu elinden bırakmadan hem birilerine laf yetiştirirken hemde kardeşleri ile romantik ve hoş saatler geçirmekteymiş... prenses diloş çok güzel hikayeler yazarmış, şiirleri muhteşemmiş, prenses leyla bir ahu kadar narin ve güzelmiş... onunda çok hassas bir kalbi varmış herşeyi sezermiş... günlerden bir gün prenses frozen kızkardeşlerinden kurtulmanın yolunu bulmuş (aklı sıra) onları kandıracakmış, nasıl mı? şöyle ki... babasına demiş ki, babacım... ben kardeşlerimi kaf dağına göndermeyi düşünüyorum, onlara kaf dağında zümrüdü anka kuşunu anlatarak gitmelerini sağlayacağım... diyeceğim ki bu kuşu gören herkesin dileği kabul olurmuş, tabi bizim saflarda inanacak... zaten onlar benim gibi gerçekçi değiller, saf saf yola düşecekler... onlar gidince arkalarından sinsi ajanlar göndereceğim... ve gözlerini bağlayarak onlara ıssız bir adaya bırakacağım... bir daha geri gelemeyecekler... kral siyahx bu durumda çok çaresiz kalmış... bir yandan baba yüreği ile kızlarından ayrılmak istemiyormuş ama bir yandan da bu kızlar ona hep ayak bağı oluyormuş... kendisi gibi kara prenses frozenin söylediğini kabul etmiş... daha önceki savaşlarda kestiği kelleleri koleksiyon yapmış ve onları saymakta olan kral siyahx adamlarına kızlarını çağırmasını söylemiş... adamlar kendi hallerinde eğlenmekte olan kızların yanına gitmişler ve babalarının onları çağırdığını söylemişler... kızlarda hemencecik kalkıp saraya gitmişler. ve babalarıyla kardeşleri frozenin yanına varmışlar... kral ve kızı pis pis sırıtarak... bu kızlara hikayeyi anlatmaya başlamışlar... öyle bir rol kesiyorlarmış ki, inanılmaz değilmiş... kaf dağını duydunuz mu demiş kral siyahx... kızlar duyduk demişler... peki zümrüdü anka kuşunu duydunuz mu demiş prenses frozen... kızlar evet demişler... işte o dağı ve o kuşu bilen birini bulduk... eğer isterseniz sizi oraya götürecek demiş kral siyahx... kızlar şaşırmış tabi... neden sadece bizi demiş prenses sardunyam siz neden gelmiyorsunuz demiş prenses diloş bu işte bir iş var demiş prenses leylam ... prenses frozen ve kral siyahx yalanlarına yeni yalanlar ekleyerek bizim saraydan ayrılmamamız gerek ancak siz bizim içinde dilek tutacaksınız demişler... kızlarda bir yandan şüphe ederken bir yandan da gitmek için sabırsızlanıyorlarmış... netekim, kabul etmişler... bir kaç gün süren yol hazırlığından sonra yola koyulmuşlar... prenses frozen arkalarından bir kova su döküyormuş gibi yapmış... aslında döktüğü su değil, ziftmiş... arkası yarın... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.