Φ mara bulge Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 Telekom'da imzalar atıldı Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmesi olan Türk Telekom'un yüzde 55'lik bölümünün 6 milyar 550 milyon dolara Oger Telecom'a satılmasına yönelik hisse devir sözleşmesi imzalandı. Halkbank Genel Müdürlük binasındaki törene Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci, Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Akdemir, Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet Ekinalan ile Oger Telecom Başkan Yardımcısı Muhammed Hariri ve Oger Telecom Üst Yöneticisi (CEO) Paul Doanny katıldı. Temmuz ayı başında gerçekleştirilen Türk Telekom'un yüzde 55'inin blok satışına ilişkin ihalede, en yüksek teklifi 6 milyar 550 milyon dolar ile Oger Telecom vermişti. HARİRİ: TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNE YATIRIM YAPTIK İmza töreninde konuşan Saudi Oger Başkan Yardımcısı ve Oger Telecom temsilcisi Muhammed Hariri, bugün Telekom'un devriyle sonuçlanan başarının sadece bir satın alma operasyonundan EKİNALAN YENİDEN GENEL MÜDÜRLÜĞE GETİRİLDİ Hissedarlar sözleşmesinin imzalanmasının ardından gerçekleştirilen 3. Olağanüstü Genel Kurul'da, Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Paul Doanny, Yönetim Kurulu Başkanvekilliği'ne İsmet Yılmaz seçildi. Mehmet Ekinalan ise yeniden Genel Müdürlüğe getirildi. Yönetim Kurulu'na seçilen üyeler de şöyle: Mohammat Hariri, Ayman Al Hariri, Paul Doanny, Rıza Metin Ercan, Ghassan Tahir, Basil Yared, Emin Başer (eski RTÜK üyesi) İsmet Yılmaz (Denizcilik Müsteşarı) Doç. Dr. Hüseyin Altaş (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, TELEKOM eski yönetim kurulu üyesi) Talat Aydın (altın hisseyi temsilen) (Kara Ulaştırma Genel Müdürü). Bu arada 3 kişilik Denetim Kurulu da belli oldu. Denetim Kurulu'na Recai Berber (ERDEMİR T.A.Ş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı), Emin Zararsız (Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı) İbrahim Şahin (Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı) getirildi. ibaret olmadığını ifade ederken, “bu sürecin tamamlanmasını, Türk Telekom'un büyümesi ve gelişmesinin yanı sıra Türkiye'nin geleceğine yaptığımız yatırım taahhüdünün başlangıcı olarak görüyoruz” dedi. Hariri, Türk Telekom'un özelleştirilmesi sürecinde başarılı olma konusundaki kararlılıklarına katkıda bulunan unsurların başında, ”Türkiye'nin güçlü hukuk sistemi, kapsamlı yasal düzenlemeler ve ihale sürecinin yetkililer tarafından şeffaf ve rekabetçi bir ortamda yürütülmesinin” geldiğini, bütün bunların uzun vadeli yatırımcıların aradığı özellikler olduğunu söyledi. Türkiye'de başka özelleştirme süreçlerinde de yol alındığını gördüklerini ve bugün buradaki başarının, önümüzdeki dönemde, gerek yerli gerek yabancı yatırımların yolunu açacağını umduğunu ifade eden Hariri, şöyle devam etti: “Hazırlanan iş planımızın öncelikli hedefi Türk Telekom yönetimi ve çalışanlarına yatırım yapmaktır. Bu kapsamlı yatırım planı, ayrıca, en ileri düzeyde teknolojiyle yeni ürün ve hizmetlere, network tesisleri ve sistemlerine de yatırımı içermektedir.” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise, Telekom'da tekel hakkının sona erdiğini bildirdi. Amaçlarının sadece hisse devrini yapmak olmadığını söyleyen Yıldırım, Telekom'un daha hızlı karar alabilen ve sektörde verdiği hizmet ile örnek olacak bir politikanın da önünü açacaklarını kaydetti. Yıldırım, Telekom'a kamunun etkisinin artık ortadan kalktığını açıkladı. "ÇOK ŞÜKÜR Kİ TÜRKİYE, BU ÖZELLEŞTİRMEDEN YÜZ AKIYLA ÇIKIYOR” Unakıtan, Türk Telekom'un yüzde 55'lik hissesinin Öger Telekom'a devrine ilişkin sözleşmenin imza töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bugün en büyük özelleştirmeye imza attığını belirtti. “Bu işi bir an önce sonuçlandıralım da paraları alalım” diyerek konuşmasına başlayan Maliye Bakanı, dünyada daha önce “Türkiye'de özelleştirme yapılamaz” şeklinde bir kanaat olduğunu ifade etti. Dünyadaki bütün finans çevrelerinin bu özelleştirmeyi takip ettiğini kaydeden Unakıtan, “ Çok şükür ki Türkiye, bu özelleştirmeden yüz akıyla çıkıyor” dedi. Bugünlere kolay gelinmediğini belirten Maliye Bakanı, şöyle devam etti: “Gerekli siyasi irade, arkada olmadığı için yeterli düzeyde maalesef yapılmadı. 20 seneden beri ağzımızda sakız gibi çiğneyip durduk özelleştirmeyi. Ama özelleştirme şimdi, AK Parti hükümetinin kararlı tutumuyla oluyor.” 1.3 MİLYAR DOLAR KASAYA GİRDİ Maliye Bakanı, Maliyecilerin “Sağlamcı” olduklarını da ifade ederek, “Hazineciler saymışlar, (Para tamam) dediler. Parayı aldık. İlk taksitte 1 milyar 310 milyon dolar. Para tamam. Artık imzayı atacağız” diyerek sözlerine son verdi. TÖRENDEN NOTLAR Bu arada imza töreni yaklaşık 35 dakika geç başlarken, törende imzaların atılması sırasında, İngilizce ve Türkçe olarak düzenlenen çok sayıda devir sözleşme metinlerini imzalayan Maliye Bakanı Unakıtan, “bu kadar imza yeter” şeklinde espri yaptı. İmzaların atılmasının ardından Oger Telecom temsilcisi Muhammed Hariri ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kalemlerini birbirleri ile değiştirdiler. Törende imzaların atılmasından sonra, Oger Telecom'a ait, üzerinde ”T.C Hazine Müsteşarlığı emrine” yazılı 6 milyar 550 milyon dolarlık büyük ebatlı temsili çek, Maliye Bakanı ile Ulaştırma Bakanı'na verildi.. Alıntı
Φ GoLGi_AyGiTi Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 eğer devlet yönetemiyorsa gerçekten iyi bir kar getircekse satılması dogrudur Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 telekom şu an kar etmez olur mu. darphaneden fazla para basıyor. adamın içi cız eder onu satarken. Alıntı
Φ zaman Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 şuan ki türkiyede hiç bir devlet kurumu özel sektör gibi işlemez. salla başını al maaşını. sistemi mevcut. bu anlayışla. bizim ilerlememiz. çok zor. ancak özelleştirme iyibir durum tamam ama telekomun satılmasını ben tasvip etmiyorum. çünkü hiç bir haberleşme ağı satılmamalı. savaş durumu olsa maazallah sakatlık olmaz ama. böyle bir durumu kimse istemez tabi... özelleşmesi vatandaşı biraz sıkacağa benziyor. benim düşüncem. özelleştirme devletin üzerindeki yükü azaltır. ama dikkatli yapılması lazım. arkadaşlar bu işi yapan adamlar bizden daha teferrüatlı düşünür her halde. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 1980’lerde sözlüklerimize yeni ve büyüleyici bir kelime girdi : ÖZELLEŞTİRME Özelleştirme Sayesinde : * Mülkiyet halka yayılacak, * Zarar eden kuruluşlar kâr etmeye başlayacak, * Halk, ekonomiye doğrudan doğruya katılacak, * Ekonomiye canlılık gelecek, * Sanayileşme hızlanacak, * KİT’ler artık devlete yük olmaktan çıkacak, * İstihdam artacak, * Devletin Vergi Gelirleri artacak, * Yolsuzluklar azalacaktı En fazla memur istihdam eden, Ekonomide kamunun ağırlığının en yüksek olduğu, Hatta dünyanın nadir sosyalist ülkelerinden biri olduğumuza, İnandırıldığımız için, hepimiz; o büyülü kelimenin etkisi altında kaldık. Ne demişlerdi? Türkiye en fazla memur istihdam eden ülkedir. Yalan.. İşte Gerçek: Türkiye'de, 30 kişiden biri memur. ABD'de ise her 13 kişiden biri. Memurların nüfusa oranı ülkemizde ancak 3.34 iken, ABD'de bu oran yüzde 7.46. Finlandiya'da her 10 kişiden biri, Kanada'da 12, Almanya ve Hollanda'da 19, İspanya ve İtalya'da ise 25 kişiden biri memur Ne demişlerdi? Türkiye Kamunun ekonomide en fazla pay sahibi olduğu ülkedir. Yalan.. İşte Gerçek; Ekonomik hayat içinde devletin payı, Amerika’da %32.3, Almanya’da %49, Avustralya’da %51.7, Belçika’da %54.3, Fransa’da %54.25, Hollanda’da %49.9, İngiltere’de %41, İspanya’da %42.2, İsveç’de %62.3, İsviçre’de %48.8, İtalya’da %50.2, Japonya’da %35, Kanada’da %42.3, Norveç’de %43.6, Türkiye ‘de ise %26.6. Kaynak: 1)İMF, Economic Outlook, June 1998. 2)OECD, Analytical Databank, Özelleştirme Yalanı-Talanı 25 yıllık özelleştirme macerası, umduklarımızın hiçbirini vermedi bize, 25 yıllık bu süreçte; Özelleştirme kamu malının yağması olarak gerçekleşti. Sonuçları da, ekonomik krizler, yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk oldu Özelleştirme İdaresi 1986-2004 arasında ; 167 Kamu Kuruluşunu özelleştirdi, 4.485.979.987 YTL’si Özelleştirme geliri olmak üzere 5.607.493.989 YTL gelir elde ederken, 7.852.187.789 YTL gideri oldu, aradaki farkı da borçlanarak kapattı. Bazı İlginç Örnekler : Afşin-Elbistan Termik Santrali Afşin-Elbistan termik santrali 1994’de ERG-VERBURD Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye satıldı. Bakanlar kurulu kararından önce fiyat teklifi veren, görüşmelere katılan Erg-Verburd şirketinin aslında varolmadığı daha sonra anlaşıldı. Kararın alındığı tarihte şirket henüz kurulmamıştı. Karardan 19 gün sonra kuruldu. Bu usulsüzlüğün arkasındaki iddialar basına ve kamuoyuna hiç yansımadı. Hani Özelleştirince yolsuzluklar ortadan kalkacaktı? Antalya Limanı Antalya Limanı 1995’de işadamı Süha Süren’e devredildi. Süren’e yapacağı ödemeler için de Sümerbank’tan kredi verildi. Süren kredileri hiç ödemedi. 4 yıl sonra Sümerbank satıldı. Borçları nedeniyle Antalya Limanı, bankanın yeni sahibi Hayyam Garipoğlu’na geçti. Sümerbank’a el konulunca liman da devlete geri döndü. Cebinden hiçbir ödeme yapmayan Süren, 4 yılda limandan 50 milyon dolar kazandı. Limanı özelleştiren devlet ise satış parası bir yana bu gelirden de oldu. Hani Özelleştirme kamuya gelir sağlayacaktı? Et ve Balık Kurumu 1995 yılında, Et Balık Kurumu’nun Ankara kombinası satışa çıkarıldı. Tesisin en cazip yanı Yenimahalle semtine yakın 100 dönümlük arsasıydı. Tesis ve 100 dönüm arsası Gimat adlı bir kooperatife çalıştırma şartıyla 22.3 milyon dolara satıldı. Satış gerçekleşir gerçekleşmez kooperatifi dağıtan işadamları anonim şirket kurdular ve kombinanın arsasının 50 dönümünü 126 milyon dolara Migros’a devrettiler. Arsaya Balkanlar’ın en büyük alışveriş merkezi kuruldu. Arsanın kalan 50 dönümlük bölümü de bir Alman şirketine 100 milyon dolara devredildi. Hani Özelleştirme toplumsal yarar sağlayacaktı? POAŞ Türkiye’nin en büyük petrol dağıtımcısı POAŞ’ın yüzde 51’lik hissesi 1 milyar 260 milyon dolara İş Bankası ile Doğan Holding ortaklığına satıldı. Satış bedelinin 500 milyon doları peşin ödendi. Kalan 760 milyon dolar, devlet bankalarından POAŞ gelirleri garanti gösterilerek alınan kredi ile ödendi. Bu satış sonrası devletin elinde kalan son bölüm hisseler de, özelleştirme yasasına aykırı olarak ihalesiz olarak İş-Doğan ortaklığına satıldı. Hani Özelleştirmede siyasi kayırmacılık engellenecekti? ORÜS İşletmeleri Ormancılığın ve orman sanayinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla kurulan ORÜS İşletmeleri, arsa bedellerinin onda biri fiyatlarla özelleştirildi. Örneğin, 210 dekar arazi üzerine kurulu ORÜS Vezirköprü işletmesi 21 milyar liraya satıldı. Birkaç gün sonra da ihaleyi alan şirket Vezirköprü İşletmesi’ni 364 milyar liraya sattı. ORÜS’e ait işletmelerin tamamına yakını arsaları satıldıktan sonra kapatıldı. Hani Özelleştirme üretimi artıracaktı? Özelleştirildiği 2002 yılına kadar Türkiye’nin en fazla Kurumlar Vergisi ödeyen 10 firması arasında yer alan 2001 yılında en çok kurumlar vergisi ödeyen mükellefler arasında 6. sırada yer alan Petrol Ofisi özelleştikten sonra hiç kurumlar vergisi ödemedi. Hani özelleştirme devletin vergi gelirlerini artıracaktı? 1995 yılında özelleştirilen 31 SEK işletmesinden 7 tanesi, özelleştirme sonrası üretim faaliyetlerini durdurdu. 31 işletme bazında, özelleştirme sonrası personel sayısında %10 oranında azalma olurken, çiğ süt alımında da %6,1 oranında düşüş gerçekleşti. 3 yıl üretim şartı ile 1996 yılında özelleştirilen 7 Sümer Holding işletmesinde ise, özelleştirme sonrası personel sayısı %35, iplik üretimi %22, dokuma üretimi ise %77 oranlarında azaldı. 1996 yılında blok satış yöntemiyle özelleştirilen ÇİNKUR (Çinko Kurşun Metal Sanayi A.Ş.)’da 1995 yılında 154 milyar lira olan şirket zararı, 1998 yılında 1 trilyon 769 milyar liraya ulaştı ve şirket faaliyetlerine Kasım/1999 tarihinde son verdi. Hani Özelleştirme, İstihdamı ve Verimi artıracaktı? Türk Devleti’ne sanayi işletmelerini elden çıkarmasını öneren IMF ve Dünya Bankası, bu kuruluşların çoğunu Batılı Devletlerin kamu sermayeli firmalarının almasına sessiz kalmıştır. EBK, SEK ve TZDK özelleştirilene kadar tarım ve hayvancılıkta kendine yeten bir ülke olan Türkiye, et ürünleri ithalatçısına dönüşmüştür. Hani Devletin İşletmecilik yapması doğru değildi? Kısacası , 1986’dan bu yana Cumhuriyetin Kazanımları olan 167 Kamu Kuruluşu elden çıkarılmasına karşın, özelleştirme gelirleri, özelleştirme giderlerini bile karşılamamış, İstihdam ve üretim azalmış, yolsuzluklar ve siyasi kayırmacılık artmış, devlet vergi kayıplarına uğramış, devlet;özelleştirdiği pek çok bankayı ve sanayi tesisini içi boşaltıldıktan sonra geri almak zorunda kalmıştır. Hedef Stratejik Kuruluşlar 15 yıllık özelleştirme macerasının sonucu hüsran olmasına, KİT’lerin çok büyük bir bölümü özelleştirilmesine rağmen, kimsenin özelleşme sevdasından vazgeçmek gibi bir niyeti yoktur. Elde kala kala, çoğu tekel konumunda olan, çok kârlı, verimli ve stratejik kamu kuruluşları kalmıştır: THY, Tüpraş, Türk Telekom, Ereğli D.Ç, Ziraat Bankası, Halkbank vb. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Vergi Rekortmenleri 2004 yılı Kurumlar Vergisi rakamları tüm özelleştirme tezlerini çürütecek niteliktedir. 2004 Yılı Kurumlar Vergisi Rekortmeni son 5 yılda olduğu gibi yine Türk Telekom'dur. Ziraat Bankası 2. Vakıflar Bankası 3. sıradadır.İlk 20 içinde 10, İlk 100 içinde 24 kamu kuruluşu vardır. Kamu şirketleri sayıları çok az olmasına rağmen, Kurumlar Vergisinin %53’ünü ödemektedirler Özelleştirme’nin Amiral Gemisi Özelleştirme; IMF ve Dünya Bankası emriyle yürütülen, bir yoksullaştırma ve bağımlı kılma operasyonudur.Türkiye’nin bağımsızlığına karşı açılan bir savaştır. Deniz savaşlarında amiral gemisinin batması ile savaş biter. Amiral gemisi batan donanma savaşı kaybeder. Özelleştirme operasyonlarında da şu andaki hedef Amiral Gemisidir. Yani: TÜRK TELEKOM Türk Telekom’un Hikayesi Temmuz 1881’de İstanbul Soğukçeşme'deki Posta ve Telgraf Nezareti binasıyla Yeni Cami'deki postane arasında tek telli bir telefon çekildi. 23 Mayıs 1909’da İlk manuel telefon santralı, İstanbul Büyük Postane binasında 50 hatlık olarak tesis edildi. 6 Mayıs 1911’de İstanbul ve çevresinin telefon imtiyazı Herbert Lows Webb’e verildi. Webb, İstanbul Telefon Anonim Şirketi adıyla bir şirket kurdu. Hükümet, Birinci Dünya Savaşı başlayınca 14 Mart 1915’de şirkete el koydu. 28 Ağustos 1919’da şirket eski sahiplerine iade edildi. Aynı yıllarda İzmir’in telefon işletmesi yetkisi de bir Fransız şirkete verildi. Mâzide ve bilhassa Tanzimat Devri'nden sonra ecnebi sermayesi memlekette müstesna bir mevkiye mâlik oldu.Ve ilmî mânâsıyla denilebilir ki, devlet ve hükümet ecnebi sermayesinin jandarmalığından başka bir şey yapmamıştır.Artık her medenî devlet gibi, millet gibi yeni Türkiye de buna muvafakat edemez.Burasını esir ülkesi yaptırmayız" Diyen Atatürk’ün emriyle 9. Nisan 1936’da İstanbul Telefon Şirketi 24 Ocak 1938’de İzmir Telefon İşletmesi Bedelleri Ödenerek Devletleştirildi. Yani: Bugün yapılanın tam tersi yapıldı Ve O günden bu yana Türk Telekom; Mühendisinin, İşçisinin, Memurunun emeği ile atılım üzerine atılım yaptı. Ülkeyi dört baştan, önce kurşun, sonra bakır daha sonra da Fiber Kablolarla döşedi Çok yüksek bir Sayısallaşma oranına ulaştı, Kazancıyla uzaya uydular attı, onları işletti, Dünyanın 13. Büyük Sabit Telefon Operatörü olmayı başardı. Türk Telekom’un Özelleştirilmesini Savunanlar, Yalanlara Sığınıyorlar. Türk Telekom, sektörün Liberalleşmesine, dolayısıyla fiyatların düşmesine engel oluyor. Türk Telekom’da personel sayısı çok fazla, bu da fiyatlara yansıyor. Tüm dünyada telekom sektörü özelleştirilmiştir. Verilen Hizmet Stratejik değildir.Dolayısıyla Yabancılara satış doğaldır Türk Telekom’da personel sayısının fazla olduğu bir yalandır. BAZI ÜLKELERİN YASAL YÜKÜMLÜ İŞLETMECİLERİNİN VERİMLİLİK GÖSTERGELERİ ÜLKE PERSONEL SAYISI PERSONEL BAŞINA DÜŞEN HAT Almanya (Deutsche Telekom) 203,268 280 Fransa (France Telekom) 174,262 297 İngiltere (BT) 136,800 262 İspanya (Telefonica) 165,397 361 Macaristan (Matav) 15,377 250 Polanya (TPSA) 74,682 133 Yunanistan (OTE) 21,588 317 TÜRKİYE (Türk Telekom) 56,674 335 Kaynak: OECD Communications Outlook 2001, Türk Telekom 2005 Yani; Türk Telekom, İspanyol Telekom dışındaki ülkelerdeki telekom şirketlerine göre daha az personelle hizmet vermektedir. Üstelik, bu ülkelerin; Arazisi Türkiye Kadar Engebeli Değildir. Kırsal Yerleşim Sayısı Türkiye’nin çok altındadır. Terör Belasına muhatap olmadıklarından, devletleri Güvenlik Görevlisi İstihdam etme mükellefiyeti yüklememiştir Diğer Ülkelerde, Devletin Ana Operatörün Yönetiminde söz sahibi olmadığı, Sektörün Stratejik Olmadığı, Yabancı sermayeye satışın doğal olduğu, Yalandır. İŞTE GERÇEK : ÜLKE ADI ANA OPERATÖR STATÜSÜ ALMANYA Deutsche Telekom %43 devlet hissesi,kalan halka arz AVUSTRALYA Telstra %50,1 devlet hissesi AVUSTURYA Post und Telecom %74 devlet hisseli,stratejik ortak, telekom italya %26 hisseli BELÇİKA Belgacom %51 devlet hisseli,stratejik ortak: (amaritech, singapore telecom, tele denmark) %49 hisseli. ÇEK CUMHURİYETİ SPT Telecom %51 devlet hisseli,stratejik ortak:%27 DANİMARKA Tele Danmark Özel hisseli, Halka arz FİNLANDİYA Sonera Ltd. %53,1 devlet hisseli FRANSA France Telecom %61 devlet hisseli HOLLANDA KPN telef %43,25 devlet hisseli(+1 altın hisse), kalan halka arz İNGİLTERE British Telekom Özel hisseli, Tamamı Halka Arz, En Büyük Hisse %5 İRLANDA Telecom Eircom %1,1 devlet hisseli,stratejik ort:%21,%14 Telia, %63 halka arz İSPANYA Telefonica, Özel hisseli,(devletin altın hissesi var.). Tamamı Halka arz İSVEÇ Telia %70,6 devlet hisseli İSVİÇRE Swiscom %65,5 devlet hisseli İTALYA Telecom Italia %3,46 devlet hisseli(altın hisseli) İZLANDA Telecom Iceland %100 devlet hisseli JAPONYA NTT %33,3 devlet hisseli, Kalanı Halka Arz KORE Korea Telecom %58,9 devlet hisseli LÜKSEMBURG P&T Administretion Devlet hisseli MACARİSTAN Hungarian Telcom %1 devlet hisseli (altın hisse. Starejik ortak: deutsche telecom) NORVEÇ Telenor %79 devlet hisseli POLANYA TPSA %35 devlet hisseli, stratejik ortak: france telecom PORTEKİZ Telecom Portugual %10 devlet hisseli, Kalan halka arz YENİ ZELANDA Telecom New Zealand Özel hisseli,%1 altın hisse devlete ait. YUNANİSTAN OTE %51 devlet hisseli, Kalan halka arz Kaynak: OECD, Communications Outlook 2001 Bir Amerikan telekom şirketi olan Voice Stream'i, Alman Telekom Şirketi ele geçirmek istedi ve 24 milyar dolar teklif etti. Ancak; Globalleşmenin babası ABD Hükümeti bu satışa karşı çıktı! Çünkü yasalara göre bir ABD Telekom Şirketi'nin yabancılara satışı yasaktı! Fakir ülkelere globalleşme adı altında özelleştirmeyi dayatan Amerika'da yasa aynen şöyle diyor: “Hiçbir yabancı hükümete veya temsilcisine ABD’de telekom işletme ruhsatı verilemez". Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Türk telekom ülkemizin ekonomik düzeyi aşağılarda olduğu için satıldı kimileri keşke daha önce satılsaydı ülkenin borcu kalmıyacağını savunuyor fakat biz böyle ana kriterlerimizi satarsak sonunda ne olacak?tarımla ihracatla madeni ve doğal zenginliklerimizle borcumuzu kapatacağımıza böyle devletin en büyük en karlı işleyen çarkını satıyorlar hayırlısı olsun... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 YABANCI SAHİPLİKTE İZİN VERİLEN ORANLAR ÜLKE ORANI Çek Cumhuriyeti Sınır Yok Filipinler %40 Hindistan %49 Kanada %47 Kenya %40 Kore %49 Malezya %30 Meksika %49 Polonya %49 Türkiye Sınır Yok Kaynak: ITU, Trends in T Telekomünikasyon hizmeti stratejik değilse; Hemen hemen dünyanın tüm ciddi ülkeleri, telekomünikasyon sektöründe yabancı sermaye sahipliğine neden sınırlama getirmişlerdir? Yunan Telekom Şirketi OTE neden Türkiye’nin etrafındaki ülkelerin (Moldavya, Romanya, Gürcistan, Ermenistan,Ukranya) Telekom Şirketlerini satın almıştır? Bu gelişme üzerine MGK neden Türk Telekom’a komşu ülkelerin Telekom Şirketlerinin özelleştirme ihalelerine katılma tavsiyesinde bulunmuştur? Ve neden Türk Telekom Bulgaristan ve Arnavutluk Telekom ihalelerine katılmıştır Anayasa Mahkemesinin 1994/45 sayılı kararında; “Kalkınmayı hızlandırmak için, elbette, dış borçlanma, yabancı sermaye, yabancı ortaklıklardan yararlanmak gerekir; ancak, özelleştirme yoluyla giderek yabancıların nüfuzuna yol açılması ülke bağımsızlığı yönünden kabul edilemez. Bu gerçek, özelleştirme politikası uygulayan gelişmiş kimi ülkeleri bile önlem almak zorunda bırakmıştır" denilerek, ulusal varlıklarımızın yabancılaştırılması konusuna dikkat çekilmiştir. Mahkeme aynı kararında; "Telekomünikasyon ve elektrik gibi stratejik öneme sahip kamu hizmetlerinin yabancılaşması, ülke savunması, güvenliği ve bağımsızlığı yönünden sakıncalıdır" görüşüne yer vererek, Türk Telekom'un Stratejik olduğunu vurgulamaktadır. Türk Telekom’un Stratejik Önemi Yoktur Diyenler, Ya; “Muhaberesiz Muharebe Olmaz” sözünün ne anlama geldiğini bilmeyenlerdir. 20 milyon ailenin, her türlü bilgisinin; ilişkilerinin, Kamu kuruluşlarının telefon aramaların (kim kimi ne zaman vb) kontrol edilmesinin sonuçlarını değerlendiremeyenlerdir. Nato ve Tafics projelerinin, Silahlı Kuvvetlerin kullandığı, kiraladığı özel devrelerin güzergahlarının taşıdığı anlamı kavrayamayanlardır. E-posta iletişimlerinin, hangi web sitesinin kim tarafından ziyaret edildiğinin kontrol edilebildiğini dikkate almayanlardır. Bütün bu bilgilerin başka ülkeler adına veya kişisel santaj malzemesi olarak kullanılma ihtimalini düşünemeyenlerdir. Ya da; Bunları çok iyi bildikleri halde; bağımsızlık, ulusal çıkar, ulus devlet kavramlarına inanmayanlardır TÜRK TELEKOM’UN 21.500.000 Hatlık Santral Kapasitesine, 80.000 Ankesörlü Telefona, 19.500.000 Sabit Telefon, 250.000 TT Net, 750.000 ADSL, Yüzbinlerce, Kiralık Devre, F/R, Turpak, ISDN/PRI, ISDN/BA,NMT Müşterisine 850 İşyerine, 3000 Telekom Bayisine, 35 milyon km’yi bulan bakır kablo şebekesine, 100 bin km F/O kabloya, AVEA’nın %40 Hissesine, Sahip olduğunu,Belki biliyorsunuz Ama Türk Telekom’un Dış veya iç kredi kullanmayan, borcu bulunmayan, tamamen özkaynaklarıyla yetinen, Dünyadaki nadir Telekom operatörlerinden biri olduğunu, Hiç SSK ve Vergi borcu bulunmadığını, Son 5 yılda personel sayısında 15.000 azaltma gerçekleştirdiğini, Üstelik Bu Başarıya Partizanca yapılan atamalara, Yatırımların kısıtlanmasına, Hazine Müsteşarlığının, Rekabet Kurulu ve Telekomünikasyon Kurumu’nun engellemelerine, Kamu İhale Kanununun kısıtlamalarına, Yalnızca 1700 mühendisle hizmet vermesine, Finans, Pazarlama ve İşletme konusunda uzman eleman sayısının çok sınırlı olmasına, Politik Yönlendirmelere, Personelinin 10 yıldır, özelleştirme stresi altında hizmet vermesine, GSM firmaları ile Türk Telekom aleyhine yapılan-yaptırılan ara bağlantı anlaşmalarına, Gerek sahip oldukları, gerekse büyük reklam bütçeleri ile yönlendirdikleri medya kuruluşları aracılığı ile Türk Telekom aleyhine baskı unsuru oluşturan rakiplerine, Rağmen Ulaşmıştır. Özelleşmeyi Savunanlara Göre Türk Telekom’un Özelleşmesi; Fiyatların Düşmesine, Hizmet kalitesinin artmasına, Sektörün büyümesine ve sektördeki istihdamın artmasına, Devletin Vergi gelirlerinin artmasına, Yatırımların artmasına, Hepsinden önemlisi yabancı sermaye girişine, Neden olacaktır. Ama Bunların Tamamı, İyi Niyetli Birer Temenni Olmaktan Başka Bir Anlam İfade Etmemektedir Özelleşme Sonrası Ne Olacak ? Haberleşme altyapısı doğal tekel konumundadır. Doğal tekellerin temel özelliği ilk yatırım maliyetlerinin yüksek oluşudur. Doğal tekellerde bir bölgede birden fazla hizmet ağı kurmak ekonomik değildir. Dolayısıyla özelleştirmecilerin temel tezi olan rekabet ortamı yaratarak mal ve hizmet fiyatlarını ucuzlatmak fikri geçersizdir. Doğal tekellerde rekabet fikri, kurgusaldır.Sektörde gerçek anlamda rekabetin gerçekleşmesi mümkün değildir. Şu anda Telekom Fiyatları içerisinde en önemli kalem vergilerdir. Telekom Tarifelerinin %34’ünü (%18 KDV, %15 ÖİV, %1 Haberleşme Vergisi) vergiler oluşturmaktadır. Dolayısıyla Özelleşme Sonrası herhangi bir ucuzlama beklemek hayaldir. Türk Telekom’un Giderleri içinde büyük pay tutan ve fiilen zarar eden Uydu İşletmeciliği Türk Telekom’dan ayrıldığı için, Türk Telekom’un giderlerinde önemli azalma olacaktır. GSM işletmecileriyle yaşanan ara bağlantı sorunu tam çözülmese de 2004 yılında Türk Telekom Lehine iyileştirildiği için, 2005 ve sonrasında Türk Telekom’un gelirlerinde önemli bir artış gerçekleşecektir Türkiye’de Kurumlar Vergisi Oranı çok yüksek olduğu için, Telekom’u alan firma Kurumlar Vergisi ödememek için tüm yatırımlarını, gerekli teçhizatı yurtdışında vergi oranları düşük bir ülkede kuracağı bir şirket üzerinden alarak gerçekleştirecek, böylece kârını yurtdışına aktaracaktır. Bunun sonucunda; TC Devleti yıllarca Kurumlar vergisi tahsil edemeyecektir. Türk Telekom’a teçhizat satan yerli sanayii çökecek, kablo fabrikaları kapanacak,bu firmalarda çalışan binlerce işçi işsiz kalacaktır. 16.06.2005 tarih ve 5369 Sayılı Evrensel Hizmetin sağlanması hakkındaki Kanuna göre, bir yerde hizmet sunulması ekonomik değilse, bu yatırımların mali külfeti “Evrensel Hizmet Fonu”ndan karşılanacaktır. Türkiye’de tüm kırsal alan yatırım ve bakım hizmetleri ekonomik değildir. Türk Telekom’un ekonomik olmayan yörelere yaptığı bakım ve yatırım harcamaları yılda 500 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Kısacası Türk Telekom’a özelleştirme sonrası Fon’dan, yani kamu kaynaklarından yılda 500 milyon dolar kaynak aktarılacaktır. Onbinlerce Türk Telekom Çalışanı uzmanlık sahalarıyla ilgili olmayan kamu kurumlarına aktarılacak, çoğu bankamatik memur olarak görev yapacak, üreticiden tüketiciye dönüşecek, hazineye 1 milyar dolara yakın bir külfet yüklenecek, aktarıldıkları kuruluşların personelinden daha yüksek ücret alacaklarından aktarıldıkları kuruluşlardaki iş barışı bozulacaktır. Türk Telekom’da kalacak işçilerin önemli bir bölümü işten çıkarılacak,binlerce işçi işsiz kalacaktır. Oluşan Personel açığı, taşeronlaştırma yoluyla kapatılmaya çalışılacak; arıza ve bakım işlemleri işin uzmanı olmayan taşeronlar vasıtasıyla yapılacağından hizmet kalitesi düşecektir Kısacası, Telekom’un özelleştirilmesi ucuzluğu değil yoksulluk ve eşitsizliği arttıracaktır. Ayrıca devlet; Yılda 1 milyar dolar Kurumlar Vergisinden, 1 milyar dolar kâr payından mahrum kalacak, Fon aracılığı ile Türk Telekom’a yılda 500 milyar dolar kaynak aktaracak, Türk Telekom’dan diğer kamu kurumlarına aktarılacak personele de 1 milyar dolar ödeyecektir. Bir başka ifadeyle Türk Telekom’un özelleştirilmesi hazineye yılda 3.5 milyar dolar ek yük getirecektir. VE BÜYÜK SATIŞ Gazeteler Türk Telekom Özelleştirmesini, “Rekor Fiyat”, “Türkiye Zor Engeli Aştı”, “Özelleştirmede Rekor Büyüklük”, “En Büyük Özelleştirme” başlıkları ile verdiler. “Türk Telekom’un değeri 2 milyar doları geçmez”, “Türk Telekom değerini kaybetti” diye şartlanan kafalar için, Türk Telekom’un %55’i için verilen 6.5 milyar dolar “Rekor Fiyat” tır. Ya Gerçek Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Avea’nın Türk Telekom’un küçük bir iştiraki olduğunu belirterek, "İhaleden çekilenler, Avea’yı bahane ediyor" dedi.” 11.05.2005/Gazeteler Avea’daki %40 Türk Telekom payının değerinin, lisans bedelleri, yapılan yatırımlar ve Türk Telekom’un nakit aktarımı dikkate alındığında asgari 2 milyar dolar olduğu, bu payın da Ulaştırma Bakanı tarafından ihaleyi etkilemeyecek kadar önemsiz bir iştirak olarak tanımlandığı dikkate alındığında, Telekom’a verilen fiyatın değerinin çok altında olduğu ortaya çıkar. Türk Telekom ihalesinden 10 gün önce, 5 milyon aboneli, 500 milyon dolar kâr eden Pakistan Telekom’un %26’sının 2,6 milyar dolara satıldığı, yani tamamına 10 milyar dolar değer biçildiği dikkate alındığında, gerek abone sayısı gerekse kârı Pakistan Telekom’un 4 katı olan Türk Telekom’un toplam değerinin 40 milyar dolar %55’inin de 22 milyar dolar etmesi gerekir. Türk Telekom’u yeniden oluşturmaya çalışsanız; Yer altı Şebekeleri, Santralleri, Gayrimenkulleri, Yer altı kazı ruhsat bedelleri, kamulaştırma bedelleri, Abone edinim maliyeti, Personel eğitim gideri vb.. İle İlk tesis maliyetinin 200 milyar doları bile geçeceği ifade edilmektedir. İhale’den önce Başbakan Erdoğan’ın Saudi Oger'in sahibi, Hariri'nin varisi, Mahdum Hariri ile 'baş başa' sohbeti İtalyan TIM, AVEA'nın 'yönetim, ortaklık, hisse' meselesi çözülmezse 'ihaleye girmeyeceğini, Türkiye'den çekileceğini, Uluslararası tahkime gideceğini' ilan edip, tehdit etmesi, Bilahare Saudi Oger ile İtalyan TIM’in aynı konsorsiyumda yer almaları ve ihaleyi kazanmaları, İhaleden bir gün önce Telekomünikasyon Kurumu’nun Türk Telekom’a CDMA-WLL kullanımı için frekans tahsis etmesi, İhaleye Şaibe Düşüren Gelişmelerdir ÖZET OLARAK Türk Telekom’un Blok Satış Yöntemiyle Özelleştirilmesi Kamu çıkarına aykırıdır. Mali açıdan getirisi az, götürüsü fazladır. Çalışma barışını bozacaktır. İşsizliği artıracaktır, Kamu kaynaklarının yurtdışına aktarılmasına neden olacaktır. Milli Güvenliğimiz için tehlike oluşturma ihtimali çok güçlüdür. Ancak, Türk Telekom’un şu anki haliyle devamı da; Politik baskı ve yönlendirmeler, Riski göze almayan yönetim anlayışı, Yatırımların gerekli hızla yapılamaması, Ağır İşleyen Bürokratik Yapı, Gerekli yapısal değişimin gerçekleştirilememesi, Türk Telekom’a yabancı Yönetim Kurulu, Motivasyonunu kaybetmiş personeli, Nedeniyle, Blok Satış Kadar Sakıncalıdır. ÇÖZÜM Yönetim Kurulunda Çalışanların da temsil edilmesi, Unvan Yükselme ve Atamaların, tahsil, çalışma süresi, ölçülebilir başarı kriterleri gibi esaslara bağlandıktan sonra; Yönetimin özerkleştirilmesi, Ve Halka Arz Yöntemiyle Özelleştirme Başkent İktisatçılar Derneği Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2005 yağ satarım, bal satarım. özal öldü ben satarım Alıntı
Φ jhonywalker Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2005 Bende TArihte yapılan bir anlaşmadan örnek werim LOZAN BARİŞ ANTLAŞMASI.... İSMET İNÖNÜ nün altin kalemle imzaladığı antlaşma war ya o işte... 12 adanın yunanistana werildiği antlaşma..BAriş adına İSMET İNÖNÜ bi toplantıda YAhu bu 12 adamıydı werdiğimiz.. haritaya bakınca çok küçük gözüküyorlardı gözüme diyerekten bi espiri yapmiştir... DEmekk Ki TElekomda Hükümetin gözüne çok Küçük gözüktü satalım gitsin dedi) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.