Φ katakuta Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Araf 179 Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar. İşte asıl gafiller onlardır 179. Ve le kad zera'na li cehenneme kesıram minel cinni vel insi lehüm kulubül la yefkahune biha ve lehüm a'yünül la yübsırune biha ve lehüm azanül la yesmeune biha ülaike kel en'ami bel hüm edall ülaike hümül ğafilun Furkan 44 Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar 44. Em tahsebü enne ekserahüm yesmeune ev ya'kılun in hüm illa kel en'ami bel hüm edallü sebıla Dalle,sapık kavramı,doğru yol üzerinde olmayanlara kuranın verdiği bir sıfattır. Doğru yol ise yine kurana göre, allah tarafından indirilen vahiylerdeki öğretilerin tamamıdır. Bu öğretilere uymayanlar ise doğru yolda olmadıkları için sapık olarak nitelendirilir Örnek olarak fatiha suresini verelim 1/5: Bizi doğru yola ilet; 1/6: Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna* 1/7: Gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. Kuran,ın tanrısının inanmayanları, sapık olarak nitelemesini kabul etmesek bile yinde de kendi içinde tutarlı. Çünkü insanlara gönderilen peygamberler ve bu peygamberlere indirilen ve ''doğru yol diye'' tanımlanan vahiyler var.Dolayısıyla bu vahiylere uymayanlar doğru yoldan sapmış oluyorlar. Peki hayvanlar nasıl sapık olabilir ? Çünkü ayetlerdeki ifade çok net. Hayvanlardan daha sapıktırlar diyor. Bu sorunun cevabını aşağıdaki ayetlerden öğreniyoruz. Meğerse hayvanlarında kafirleri varmış. Hac 18 Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar Hayvanlardan ve insanlardan bir çoğu Allaha secde ettiğine göre demekki hayvanlardan da allaha isyan edenlerde var. Ve onlarda azap görecek. İyi ama ben şimdiye kadar 1450 senelik islami literatürde hayvanların da kulluk etmekle sorumlu olduğunu, inanan hayvan ve inanmayan hayvan olduğuna dair bir tek açıklama duymadım. Ya bu insanlar dinini bilmiyor, yada Allahtan daha çok merhametli olmalı ki hayvanları sorumluluğun dışında tutuyorlar. Acaba, hayvanlarada peygamberler ve kitaplar geldide, onlardan da allaha inanmayan veya dinini terkedenler varda bizim mi haberimiz yok? Niye olmasın çünkü onların dilini anlamıyoruz, iletişim kuramıyoruz ki işin aslını soralım. İsra 15 Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz. Bu ayete göre hayvanlarada peygamber gelmiş olması gerekiyor.Allah yalan söylemediğine göre mutlaka hayvanlarada peygamber gelmiştir Zariyat 56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ama bu ayete göre hayvanlar kulluk etmesi gerekenlere dahi değil. Benim iyice kafam karıştı.Bilgisine güvenen müslümanlardan açıklama bekliyorum Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 rmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor: bunu senin anladığın gibi anlarsak hayvanların yanısıra ağaçlardan dağlardan da Allaha secde etmeyenler olduğu anlamı çıkar.arapçada noktalama işaretleri olmadığından ve bazen noktalama işareti yerine kullanılır. ekşisözlükten alıntı arapçada 5 işlevi vardır. 1- cümleleri birbirinden ayırır. yani nokta yerine geçer. 2- eşzamanlılık bildirir: arapçada türkçedeki gibi "bakıp çıktı, gelip gitti" diye bir kalıp olmadığı için iki fiil arasına konan "ve" bu iki fiilin ardışıklığını gösterir. yani "baktı ve çıktı" = "bakıp çıktı" gibi. 3- sıralamak: nesnelerin arasına konarak saymaya yarar: "elma ve armut ve ayva alacağım" gibi. (bkz: hem) 4- yemin etmek: başına geldiği kelimenin üstüne yemin edilmesini sağlar. vallahi: "allah'a yemin olsun" anlamına gelir mesela. bi' diğeri için (bkz: bi) 5- "ise" anlamı katar. cümlenin başında bulunan ve türkçedeki "ise" anlamını vermek için kullanılır: "ali okula gitti. ve veli atari salonuna gitti." derken "veli ise atari salonuna gitti" anlamı vardır. (bkz: amma) (matarama su ko, 03.03.2006 15:21 ~ 15:22)#9216900 ayetin orjinali E lem tera ennellahe yescüdü lehu men fis semavati ve men fil erdi veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesirum minen nas ve kesirun hakka aleyhil azab ve mey yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef'alü ma yeşa' yani hepsi ve ile bağlanmış bundan dolayı senin verdiğin anlam çıkmaz. yolca hayvanlardan bile daha sapıktırlar la ne kastedildiği belli.hayvanlar yer içer ürerler uyurlar dinlenirler başka bişey yapmazlar.gelecek kaygıları falan yoktur.ama onlar sadece bunları yapıp bununla da kalsa iyi, kötü şeyler de yaparlar anlamındadır. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 bunu senin anladığın gibi anlarsak hayvanların yanısıra ağaçlardan dağlardan da Allaha secde etmeyenler olduğu anlamı çıkar.arapçada noktalama işaretleri olmadığından ve bazen noktalama işareti yerine kullanılır. Bazen noktalama işareti yerine kullanılan ne? arapçada 5 işlevi vardır. Neyin arapçada 5 işlevi vardır ? yani hepsi ve ile bağlanmış bundan dolayı senin verdiğin anlam çıkmaz.yolca hayvanlardan bile daha sapıktırlar la ne kastedildiği belli.hayvanlar yer içer ürerler uyurlar dinlenirler başka bişey yapmazlar.gelecek kaygıları falan yoktur.ama onlar sadece bunları yapıp bununla da kalsa iyi, kötü şeyler de yaparlar anlamındadır. Varsayalım ki benim verdiğim anlam çıkmaz.Ancak hayvanların niçin sapık olduğu konusuna verdiğiniz cevap, cevap değil. Bir daha açıklayayım Dalle,sapık kavramı,doğru yol üzerinde olmayanlara kuranın verdiği bir sıfattır. Doğru yol ise yine kurana göre, allah tarafından indirilen vahiylerdeki öğretilerin tamamıdır. Bu öğretilere uymayanlar ise doğru yolda olmadıkları için sapık olarak nitelendirilir Örnek olarak fatiha suresini verelim 1/5: Bizi doğru yola ilet; 1/6: Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna* 1/7: Gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. Hayvanların yemesi, içmesi,üremesi ve dinlenmesi, size göre Allahın hayvanlara verdiği içgüdü değilmi? Bunlar nasıl sapıklık olabilir ? Yani hayvanlar yememek, içmemek,dinlenmemek ve ürememek için yaratıldılar ama bunun aksine davrandıkları için sapık oluyorlar öylemi? Kusura bakmayın ama yada Allah, yarattığı hayvanların özelliklerini bilmiyor. Öyleya, Allah hayvanları hem bu içgüdülerle yaratacak,sonrada bu şeklide yarattığı hayvanları sapık diye niteleyecek.Mantığınıza sığıyormu ? Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 ve kelimesinden ve onun işlevlerinden bahsediyorum.nokta yerine geçen o.zaten orda insanlardan birçoğu cümlesinden önce devvab kelimesi gelir bu yolca daha sapıktırlar dediği en'am değildir.enam kümes hayvanları gibi bir manaya gelir ve bunlar aslında sırf insanın yararı için yaratılmıştır veya verilmiştir.diğer hayvanlar gibi doğada kendilerine yetecek şekilde yaşayamazlar bile. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Benim iyice kafam karıştı.Bilgisine güvenen müslümanlardan açıklama bekliyorum gerçek amacınız öğrenmek olsaydı öncelikle tefsır kıtaplarına bakardınız,yada Arapça kelime çekimlerine..tefsırde en ince noktsına kadar açıklanmıştır ayetler.. bence buraya vermenız gereken ve hata bulduğunuz nokta tefsırler olmalı..çunku dediğiniz yorumu yapmak çok iyi arapça bılmeyı,ve gramer bilgisine sahıp olmayı gerektiriyor.. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Hayvanlar niçin sapıktır, açıklayacak biri yokmu ? Alıntı
Φ bahtiyar_mustafa Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Hayvanlar niçin sapıktır, açıklayacak biri yokmu ? BİLMEM KAÇINCI CEVAP: Diyanet Meali ; A’râf Sûresi 179 - Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26 Yukarıda yazmış olduğumuz Araf Suresi 179. ayetinde ‘bel hüm edall’ kelimesinin Türkçe karşılığı Hayvandan da aşağı olarak tercüme edilmiştir ve anlamıda HAYVANDAN DA AŞAĞI dır. Konumuz Kuran-ı Kerim’in Farklı meallerin olması ise bunu farklı bir konu başlığı altında yapabilirsiniz ama inatla ve bilerek ayette geçen bel hüm edall’ kelimesini sapıktırlar diye yazıyorsunuz. Yada bunu sapıktırlar diye yanlış çeviren ve tefsir edenlerden pasteliyorsunuz. ‘bel hüm edall’ kelimesinin karşılığı hayvdanda aşağıdır. Bundan dolayı hayvanlar sapık değildir hayvanlar sapık ta olmazlar. Size soruyorum Arapça dil bilginiz, gramer bilginiz Türkçeye çevri yapacak kadar var mı ? Yoksa önce Arapça öğreneceksiniz sonra gramerini iyi bileceksiniz çalışacaksınız öğreneceksiniz ondan sonrada burada ‘bel hüm edall’ kelimesini bize açıklayacaksınız. Oldumu sayın Karakuta .. 179- Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir. Furkân Sûresi 44 - Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar Bu ayetinde Meali bu şekildedir ayetin içeriğinde olmayan bir anlamı ona yüklemek hiç te etik değil hatta insani bile bulmuyorum. İnsanları kelime oyunları ile kandırmazsınız Arapça bilginiz olmadan çıkıp burada ayetlerin meallerini verip hocalık yapıyor insanları bilerek ve kasten farklı noktalara yönlendiriyorsunuz. İnanmadığınız Tanrının sözlerinden kavram ve anlam karmaşası yaparak Tıpkı Turan Dursun ve diğer sözde entel- dantel yazarların yaptığı gibi insanların kafalarını karıştırmaya çalışıyorsunuz ama nafile başaramazsınız imanla şereflenmiş kimse size kanmaz iman etmemiş birini ancak kandırabilirsiniz. Sevgi ve Saygılarımla Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 BİLMEM KAÇINCI CEVAP: Diyanet Meali ; A’râf Sûresi 179 - Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26 Yukarıda yazmış olduğumuz Araf Suresi 179. ayetinde ‘bel hüm edall’ kelimesinin Türkçe karşılığı Hayvandan da aşağı olarak tercüme edilmiştir ve anlamıda HAYVANDAN DA AŞAĞI dır. Konumuz Kuran-ı Kerim’in Farklı meallerin olması ise bunu farklı bir konu başlığı altında yapabilirsiniz ama inatla ve bilerek ayette geçen bel hüm edall’ kelimesini sapıktırlar diye yazıyorsunuz. Yada bunu sapıktırlar diye yanlış çeviren ve tefsir edenlerden pasteliyorsunuz. ‘bel hüm edall’ kelimesinin karşılığı hayvdanda aşağıdır. Bundan dolayı hayvanlar sapık değildir hayvanlar sapık ta olmazlar. Size soruyorum Arapça dil bilginiz, gramer bilginiz Türkçeye çevri yapacak kadar var mı ? Yoksa önce Arapça öğreneceksiniz sonra gramerini iyi bileceksiniz çalışacaksınız öğreneceksiniz ondan sonrada burada ‘bel hüm edall’ kelimesini bize açıklayacaksınız. Oldumu sayın Karakuta .. 179- Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir. Furkân Sûresi 44 - Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar Bu ayetinde Meali bu şekildedir ayetin içeriğinde olmayan bir anlamı ona yüklemek hiç te etik değil hatta insani bile bulmuyorum. İnsanları kelime oyunları ile kandırmazsınız Arapça bilginiz olmadan çıkıp burada ayetlerin meallerini verip hocalık yapıyor insanları bilerek ve kasten farklı noktalara yönlendiriyorsunuz. İnanmadığınız Tanrının sözlerinden kavram ve anlam karmaşası yaparak Tıpkı Turan Dursun ve diğer sözde entel- dantel yazarların yaptığı gibi insanların kafalarını karıştırmaya çalışıyorsunuz ama nafile başaramazsınız imanla şereflenmiş kimse size kanmaz iman etmemiş birini ancak kandırabilirsiniz. Sevgi ve Saygılarımla Bakın arkadaşım ilkönce bana arapça bilginiz varmı diye soruyorsnuz ?Gayet haklı bir soru.Cevap, evet var Peki sonra neden beni Bu ayetinde Meali bu şekildedir ayetin içeriğinde olmayan bir anlamı ona yüklemek hiç te etik değil hatta insani bile bulmuyorum. İnsanları kelime oyunları ile kandırmazsınız Arapça bilginiz olmadan çıkıp burada ayetlerin meallerini verip hocalık yapıyor insanları bilerek ve kasten farklı noktalara yönlendiriyorsunuz. İnanmadığınız Tanrının sözlerinden kavram ve anlam karmaşası yaparak Tıpkı Turan Dursun ve diğer sözde entel- dantel yazarların yaptığı gibi insanların kafalarını karıştırmaya çalışıyorsunuz ama nafile başaramazsınız imanla şereflenmiş kimse size kanmaz iman etmemiş birini ancak kandırabilirsiniz. Bu şeklide itham ediyorsunuz ? Peki siz arapça biliyormusunuz diye sorsam.Siz neye ve kimlere güvenerek bana bu ithamı yapıyorsunuz ?Körükörüne güvendiğiniz mealcilere değilmi? Bana bunları sayacağınıza, elinizin atında bilgi sayar var bir tıkta arapça sözlüklerne baksanız DALLE kavramının ne anlama geldiğini anlardınız. Sizde bu şartlanmışlık olduktan sonra açıklasam ne farkedecek ki.Yine inanmayacaksınız.Çünkü bunun benzer örneğini daha önce yaşadık. Sedat nikli arkadaş KTL kavramını sırf mealciler savaş anlamında çevirdiler diye bile bile yoğurda kara dedi.O kadar açıklama yaptım,türkçedeki KATİL kelimesi arapça kökenlidir,katlil insan öldüren anlamında dedim.Yinede kabul edilmedi. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Bu açıklamayı forumu okuyan sessiz katılımcılar için yapıyorum.Kuranda DALLE kavramın geçtiği yüzlerce ayet var hepsinde aynı anlamda bir kaçı hariç.Ancak uzatmamak için bazı ayetlerden örnek vereceğim.Aslında kimler çarpıtıyormuş bilinsin.Kontrol etmek isteyenler ellleindeki meallare bakabilirler. Fatiha 7. Sıratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad daallin Fatiha 7: Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. Bakara 198. Leyse aleyküm cünahun en tebteğu fadlem mir rabbiküm* fe iza efadtüm min arafatin fezkürullahe ındel meş'aril haram* vezküruhü kema hedaküm* ve in küntüm min kablihı le mined dallın Bakara 198- Rabbinizin lütfunu istemenizde size bir günah yoktur. Arafat'tan indiğiniz zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin. O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin. Doğrusu siz, bundan önce gerçekten sapmışlardandınız. Ali imran 90. İnnellezıne keferu ba'de ımanihim sümmezdadu küfral len tukbele tevbetühüm* ve ülaike hümüd dallun Ali imran 90- Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir Enam 77. Felemma rael kamera baziğan kale haza rabbı felemma efele kale leil lem yehdinı rabbı le ekunenne minel kavmid dallın Enam 77- Ay'ı doğarken gördü: "Rabb'im budur" dedi. O da batınca: "Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum" dedi. Hicr 56. Kale ve mey yaknetu mir rahmeti rabbihı illed dallun Hicr 56- İbrahim dedi ki: "Rabbimin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?" Muminun 106. Kalu rabbena ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın Muminun 106- Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. Şuara 86. Vağfir li ebı innehu kane mined dallın Şuara /86- "Babamı da bağışla, çünkü o sapanlardandır." Saffat 69. İnnehüm elfev abaehüm dallın Saffat 69- Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular. Vakia 51. Summe innekum eyyuhed dallun elmukezzibune. Vakia 51. Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar! Vakia 92. Ve emma in kane minelmukezzibiyned dalliyne Vakia 92. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise; Mutaffifin 32. Ve iza reevhum kalu inne haulai le dallune. Mutaffin32- Müminleri gördükleri vakit; "işte bunlar sapıklar" diyorlardı. Peki mealicler yüzlerce ayette doğru bir şeklide DALLE kavramını sapık diye tercüme ederken,n,ye bir kaç eyette anlamı değiştirir? Çünkü onlarda bazı şeylerin farkında.İnanmayanlar söz konusu olduğunda çok rahat bir şekilde doğru anlamı verirken,lafın ucu kendi değerlerine dokununca hemen çark ediveriyorlar. Bakın bir kaç örnek vereyim Duha 7. Ve vecedeke dallen feheda. Duha 7- Ve seni yol bilmez iken, 'doğru yola yöneltip iletmedi mi Bu ayette söz konusu muhammed peygamber.Mealci şimdi nasıl kalksında canından çok sevdiği muhammed için sapık kelimesini kullansın.İyi ama Allah öyle diyor. Olsun yinede yumuşatmak lazım başka bir örnek Şuara 20. Kale fealtüha izev ve ene mined dallın Şuara 20- (Musa) Dedi ki: "Ben onu yaptığım zaman şaşkınlardandım Burda da Musa peygamber söz konusu.Allahın yakıştırdığını mealciler bir türlü paygamberlere yakıştıramıyor.Şimdi sormak gerek. Acaba bunlar Allahtan çok peygamberlerimi seviyor ? Gelelim söz konusu ayete Araf 179. Ve le kad zera'na li cehenneme kesıram minel cinni vel insi lehüm kulubül la yefkahune biha ve lehüm a'yünül la yübsırune biha ve lehüm azanül la yesmeune biha ülaike kel en'ami bel hüm edall ülaike hümül ğafilun Araf 179- Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar ****** olanlardır. Kimi ayette şaşkın, kimi ayette yol bilmez kimi ayette aşağılık Bu ne böyle? Onlarda bir bakıma haklı. Bakıyorlarki ayette kuranın bazı ayetleriyle ters düşen bir anlam var,İşlerine geldiği gibi tercüme ediyorlar. Oysaki aşağılık anlamıda kelime arapçada sağir,dir. Asıl anlamı küçük,tür. Hakaret olarak kullanıldığında aşağılık anlamına gelir Tevbe 29. Katilüllezıne la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahıri ve la yühürrimune ma harremallahü ve rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezıne utül kitübe hatta yu'tul cizyete ay yediv vehüm sağırun Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde Allah'a, ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye öldürün. Araf 7/179- Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar ****** olanlardır. İnsanların sapık olduğunu anladıkta,hayvanlar neden sapıktır ? Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 BİLMEM KAÇINCI CEVAP: Diyanet Meali ; A’râf Sûresi 179 - Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir. Başka bir başlıkta konuşmuştuk ama, yine burada bahsetmek gerekecek, çünkü orada Kuran'da bulunan bilimsel bir yanlışa dikkat çekmiştik, ama o yanlışı "doğru" doğru kabul etmeyen herkese hakaret edildiğini yeni farkettim Kuran'da birçok yerde "kalbinde mühür olmak", "kalpleri kapalı" olmak vs. ifadelerini "mecaz ifade" kullanılmış diyerek "kurtarmak" mümkündür. Ama bu ayette her organ, mecazsız olarak, kendi işlevi için kullanılmış Yani Muhammed zamanında insanlar en önemli organı kalp sanıyorlardı ve düşünmenin, kavramanın, hissetmenin kalp tarafından gerçekleştirildiğini sanıyorlardı. Bu nedenle, Kuran Tanrı kelamı olmadığından, Muhammed de o dönemin yanlış bir bilgisini Kuran'a geçirmiş, yani kalb'i, kavrama, anlama organı sanmış. Şimdi bilim ispatladı ki, insan beyni ile anlar, kavrar, düşünür, kalbi ile değil. Şimdi A’râf Sûresi-179 Ayeti ile, Müslüman olsun, gayri müslim olsun herkese, "kalpleriyle anlamadıkları" için hakaret ediliyor. Zira müslüman olsun, gayri müslim olsun herkes kalbi ile değil beyni ile anlıyor, kavrıyor, düşünüyor. Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Hac 18 Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar Hayvanlardan ve insanlardan bir çoğu Allaha secde ettiğine göre demekki hayvanlardan da allaha isyan edenlerde var. Ve onlarda azap görecek. Tipik bir çarpıtma daha; Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar. Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah her kimi de hakir ve zelil ederse artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar. (Hacc;18) Gayet açık; insanlardan bir çogu secde ediyor, bir çogunun üzerine de azab hak olmuştur. hayvanların bir kısmı secde edip bir kısmı etmiyor falan degildir. İradesi olmayan herşey secde eder.. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Tipik bir çarpıtma daha; Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar. Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah her kimi de hakir ve zelil ederse artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar. (Hacc;18) Gayet açık; insanlardan bir çogu secde ediyor, bir çogunun üzerine de azab hak olmuştur. hayvanların bir kısmı secde edip bir kısmı etmiyor falan degildir. İradesi olmayan herşey secde eder.. Bal gibi secde etmiyor işte bazı hayvanlar.Çünkü hayvanlardanda sapık olanlar var. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Bal gibi secde etmiyor işte bazı hayvanlar.Çünkü hayvanlardanda sapık olanlar var. o sapıklıgın başka sapıklık oldugu çok açık. insanların anlayacı bir dille anlatılıyor meseller.. 41. Seni gördükleri zaman da, sadece alaya alıyorlar: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği?" diyorlar. 42. "Sahi be! Az kalsın bizi tanrılarımızdan saptıracaktı, onlara tapmakta direnmemiş olsaydık!" diyorlar. Fakat ileride azabı görecekleri gün kimin yolunun daha sapık olduğunu bilecekler. 43. Gördün mü o tanrısını canının istediği edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? 44. Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini veya kavradıklarını mı sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibi, hatta gidişçe daha sapkındırlar. ( Furkan Süresi). Peygamber(sav)'i eglence ve alay konusu haline getiren müşrikler birbirlerine alayvari bir şekilde şöyle soruyorlar: '' Allah'ın elçi olarak gönderdigi bu mu ''? Ardından inançlarına ve mabudlarına olan baglılıklarından dolayı övünüyorlar.Geleneklerine tutunuyorlar ve '' Peygamber neredeyse bizi inançlarımızdan !! saptıracaktı '' diyorlar. Ayetler onlara uyarıcı, alaycı, ve aş......cı karşılıklar vermektedir. Sonra Peygambere dönüp, Allah ;'' hevasını ilah edineni görüyormusun, bir çok çabada bulunsan da bunları dogru yola getiremezsin'' diyor. Onların davranışları bakımından hayvanlar gibi belki yoldan çıkma bakımından onlardan daha aşagı bir konumda oldugu belirtiliyor.Hayvanlar içgüdüleriy aracılıgıyla kendileri için zararlı olan şeyleri bilir ve ondan sakınır. Kendilerine yararlı olanları da tanır onlara yönelirler. İnsanların düşüncelerine ve geleneklerine kör bir şekilde baglılıkları, heva ve egoizmlerine düşkünlükleri, anlayışalarına ters bir sözü dinlememe,katlanamama gibi kötü tutumlara dikkat çekilmektedir. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 41. Seni gördükleri zaman da, sadece alaya alıyorlar: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği?" diyorlar. 42. "Sahi be! Az kalsın bizi tanrılarımızdan saptıracaktı, onlara tapmakta direnmemiş olsaydık!" diyorlar. Fakat ileride azabı görecekleri gün kimin yolunun daha sapık olduğunu bilecekler. 43. Gördün mü o tanrısını canının istediği edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? 44. Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini veya kavradıklarını mı sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibi, hatta gidişçe daha sapkındırlar. ( Furkan Süresi). Peygamber(sav)'i eglence ve alay konusu haline getiren müşrikler birbirlerine alayvari bir şekilde şöyle soruyorlar: '' Allah'ın elçi olarak gönderdigi bu mu ''? Ardından inançlarına ve mabudlarına olan baglılıklarından dolayı övünüyorlar.Geleneklerine tutunuyorlar ve '' Peygamber neredeyse bizi inançlarımızdan !! saptıracaktı '' diyorlar. Ayetler onlara uyarıcı, alaycı, ve aş......cı karşılıklar vermektedir. Sonra Peygambere dönüp, Allah ;'' hevasını ilah edineni görüyormusun, bir çok çabada bulunsan da bunları dogru yola getiremezsin'' diyor. Onların davranışları bakımından hayvanlar gibi belki yoldan çıkma bakımından onlardan daha aşagı bir konumda oldugu belirtiliyor.Hayvanlar içgüdüleriy aracılıgıyla kendileri için zararlı olan şeyleri bilir ve ondan sakınır. Kendilerine yararlı olanları da tanır onlara yönelirler. İnsanların düşüncelerine ve geleneklerine kör bir şekilde baglılıkları, heva ve egoizmlerine düşkünlükleri, anlayışalarına ters bir sözü dinlememe,katlanamama gibi kötü tutumlara dikkat çekilmektedir. Bunu söylediğine göre, o zaman hayvanların doğru yolu nedir onuda anlatsana ? Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Bunu söylediğine göre, o zaman hayvanların doğru yolu nedir onuda anlatsana ? Hayvanlar içgüdüleri aracılıgıyla kendileri için zararlı olan şeyleri bilir ve ondan sakınır. Kendilerine yararlı olanları da tanır onlara yönelirler. cevap zaten ordaydı.Eger hayvanlar için bir dogru yol var ise budur.Bilinç ve irade olmayınca seçme sorunuda kendiliginden olamıyor, onlar yapması gerekenler neyse ona amiller.başka da degil. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Hayvanlar içgüdüleri aracılıgıyla kendileri için zararlı olan şeyleri bilir ve ondan sakınır. Kendilerine yararlı olanları da tanır onlara yönelirler.cevap zaten ordaydı.Eger hayvanlar için bir dogru yol var ise budur.Bilinç ve irade olmayınca seçme sorunuda kendiliginden olamıyor, onlar yapması gerekenler neyse ona amiller.başka da degil. Yani özet olarak diyorsunki,hayvanlar ancak içgüdülerine göre hareket ederler,bunun dışına çıkamazlar.Ama allah seninle aynı fikirde değil. Hayvanlarında sapık olduğunu söylüyor. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Yani özet olarak diyorsunki,hayvanlar ancak içgüdülerine göre hareket ederler,bunun dışına çıkamazlar.Ama allah seninle aynı fikirde değil. Hayvanlarında sapık olduğunu söylüyor. yok öyle demiyor siz yanlış anlıyorsunuz Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 yok öyle demiyor siz yanlış anlıyorsunuz Furkan 44. Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini veya kavradıklarını mı sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibidir, hatta gidişçe daha sapkındırlar. Bal gibi öyle diyor. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Furkan 44. Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini veya kavradıklarını mı sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibidir, hatta gidişçe daha sapkındırlar. Bal gibi öyle diyor. Herhangi bir sunumu hayvanlara anlatmanın bir faydası olurmu.Biz hayvanların karşısına geçip onlara neyi işittirmeye çalışacagız, işittiklerine ne anlam vericek, anlattıgımız bütüncül görüşlerin neyini kavrayacak. İşte bu ayette bahsi geçen kişilerin durumu budur.Hatta deniliyor ki yolca daha sakıntırlar, çünkü hayvanların sorumlu olmadıgı malum.onlar için kabul ve red diye bir şey söz konusu degildir.İnsanın anlama, kavrama kabiliyeti oldugu halde bunu anlamaması hayvanlardan daha sapkın ya da daha ziyanda oldugu söyleniyor. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Herhangi bir sunumu hayvanlara anlatmanın bir faydası olurmu.Biz hayvanların karşısına geçip onlara neyi işittirmeye çalışacagız, işittiklerine ne anlam vericek, anlattıgımız bütüncül görüşlerin neyini kavrayacak.İşte bu ayette bahsi geçen kişilerin durumu budur.Hatta deniliyor ki yolca daha sakıntırlar, çünkü hayvanların sorumlu olmadıgı malum.onlar için kabul ve red diye bir şey söz konusu degildir.İnsanın anlama, kavrama kabiliyeti oldugu halde bunu anlamaması hayvanlardan daha sapkın ya da daha ziyanda oldugu söyleniyor. Kaç defa söyledim.İnsanların neden sapık kabul etmesem bile anlayabiliyorum.Doğru yol diye tarif edilen bir kitap var ve bu kitaba uymayanlar sapık olmuş oluyor. herhangi bir sorum yok değilmi. Örnek verdim ve dedim ki Ben eşime,sen mankenlerden daha güzelsin demiş olsam,otomatikmen mankenlerinde güzel olduklarını kabul etmiş oluyorum.kabul etmese idim onlardan örnek vermemin bir anlamı olmazdı.Bununla bareber eşime iltifat olsun diye sen dahada güzelsin diyorum. Bunun terside mümkün Ben eşime,sen cadılardan dahada çirkinsin demiş olsam,otomatikmen cadılarında çirkin olduklarını kabul etmiş oluyorum.Eğer kabul etmemiş olsa idim,onlardan örnek vermemin bir anlamı olmadı.Bununla beraber eşime hakaret olsun diye,sen cadılardan dahada çirkinsin diyorum Ayette çok açık ve net olarak hayvanlar örnek verilerek,kafirlein onlardan daha sapık olduğu söyeniyor, Dolayısıyla hayvanlarında otomatikmen sapık olduğu vurgulanıyor. Ben de diyorum ki;insanların sapık olduğunu anladım ama hayvanlar neden sapıktır?Bu kadar basit bir soru Defalarca siz ve başkaları, konunun sürekli,sağından solunda altından üstünden dolanıyorsunuz ama bir türlü soruma cevap vermiyorsunuz, veremiyorsunuz, veremezsiniz. Çünkü bu sorunun size göre cevabı yok.Bu sorunun cevabını verebilmeniz için,kuranın allaha kelamı olduğunu inkar etmeniz gerek. Onuda yapamayacağınıza göre zahmet edip boşuna yazmanızada gerek yok. Bize göre tek bir açıklaması var. Muhammed,peygamberlik iddasını güvenilir kılabilmek ve müşrikleri etkileyebilmek için,hayvanlarında allahı zikrettikleri ve tesbih etttklerine dair bir çok ayet koymuş kurana. Ne zamanki, muhataplarının kendine karşı yaptıkları eleştiriler dozunu artırıp dayanamaz hale gelince daha önce hayvanlar hakkında söylediği övücü sözleri unutup, kızgınlığından ve öfkesinden,müşriklere Araf 179- Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir. Bu şeklide,bağırıp çağırıyor, hakaret ediyor.Siz hayvanlardan dahada sapıksınız diyor. Olay bundan ibarettir Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Katakuta her zamanki gibi yanlış ve yanlı bilgilerinle meseleyi çarpıtıyorsunuz. Şimdi, eğer yeryüzünde [yaşamakta] olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar: onlar ancak zanlarına tâbi olurlar ve kendileri hiçbir şey yapmayıp sadece tahmin yürütürler. (En'an;103) Şimdi bu ayetde ki Allah'ın yolundan, ''dalalet'' yoluna sapmanın; insanların sırf kendi zan ve düşüncelerine tabi olmalarına baglı oldugu açıklanıyor. İnsan hayatının gerçek mahiyeti ve onun nihaî kaderi, vahiy meselesi, Allah ile insan arasındaki ilişki, iyi ile kötünün anlamı vb. konularda. Böyle zan ve tahminler, insanın manevî hakikatlerden sapmasına yol açmaktadır. Hayvanların ise kendi zan ve düşünceleriyle (içgüdü) hareket etmesinde bir sorun yok, çünkü, onlar yaratılışlarının gereklerini yerine getiriyorlar. Gerçek şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitemeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir. (Araf;179). "daha da sapıklar" -çünkü hayvanlar sadece içgüdülerine ve tabii ihtiyaçlarının sevkine bağlı olup ahlakî bir tercihde bulunmalarını hem mümkün, hem de zorunlu kılacak bir bilinçten de yoksundurlar. Hayvanlar içgüdüleriyle hareket eder, siz kendi zan ve düşüncesi olarak okuyun. '' onlar hayvan gibidir '' derken bu içgüdüler açısından söyleniyor.Hayvan gibi sadece bir gövde ve ses ile insan olunamayacagı vurgulanıyor.Böyle insanların bütün duyguları ve idrakleri münhasıran bu dünya hayatındaki geçim sebeplerine yönelik olmaları anlatılmak isteniyor.Gözlerine ve gönüllerinde insanlıga mahsus olan mana ve şuur bulunmadıgı anlatılıyor. Sonra gelen vurgu ; ''dogru yolu kavramakta'' hayvandan da daha aşagı oldugu belirtiliyor, hayvan amaçlarından sapma ve dalalet göstermiyor, lakin insan dalalet gösteriyor. DALAL = Dogru yoldan her türlü sapmayı içine alır.İster bilerek, ister bilmeyerek, unutulsun ta da kasten olsun farketmez. Sırat-ı Müstekimde olmamak ve Sırat-ı Mütekimi bilmemek dalal'dir. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Şimdi bilim ispatladı ki, insan beyni ile anlar, kavrar, düşünür, kalbi ile değil. Şimdi A’râf Sûresi-179 Ayeti ile, Müslüman olsun, gayri müslim olsun herkese, "kalpleriyle anlamadıkları" için hakaret ediliyor. Zira müslüman olsun, gayri müslim olsun herkes kalbi ile değil beyni ile anlıyor, kavrıyor, düşünüyor. [/b] Saygılar. KALB Gönül, yürek, öz her şeyin ortası, özü. Göğsün sol tarafında, konik şekilde kan dolaşımın temin eden organ İnsan ruhunun sevgi ve nefret gibi duyularının merkezi olan yere de kalb denilmiştir. Bu ruhi duyuya kalb denilmesi, teşbih iledir. Bedendeki kalbin beden ivin önemi ne ise ruhun kalbinin de insan için önemi o derecede önemlidir. Kur'an-ı kerim'de Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: "Gerçek mü'minler yanlarında Allah zikredilince kalbleri titreyenlerdir" (en-Enfâl, 8/2). "Şüphesiz maddi gözler köretmez ama göğüslerde olan kalpler körelir" (el-Hacc, 22/46). Bu âyet-i kerimelerde anlatılan manevî kalbtir. Kalb imân merkezi olan duyudur. Nitekim Allah Teâlâ "İnananların kalpleri Allah'ı anmakla yatışır. İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı anmakla yatışır" (er-Râd, 13/28). "Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir" (el-bakara, 2/7). Buyurmuştur. Bu âyet-i kerimeler imanın kalple alâkalı oludğunu anlatmaktadır. Aynı konuda bir başka âyette şöyle buyurulmuştur: "Hayır, onların işleyip kazandıkları şeyler kalplerinin üzerine pas olmuştur" (el-Mutaffifin, 83/4). İslam kültüründe kalb (gönül)'e çok geniş yer verilmiştir. Allah sevgisinin muhafaza edileceği yer, sevgi, muhabbet, kin ve nefretin hissedildiği ruhun ulvî bir özelliği olduğu kabul edilmiştir: "İnsan vücûdunda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücud düzelir, o bozuk olduğunda bütün vücud ifsâd olur. İyi bilin ki, işte o et parçası kalbtir" (Buhârî, İmân, 39; Müslim, Musâkât, 107; İbn Mâce, Fiten, 14). Ma'rifet yani Allah'ı bilmek ve tanımak kalbin işidir (bk. Buhârî, İmân, 13). Hased, gazab ve nefret gibi kötü duyular kalpte bulunduğu gibi imân, Allah korkusu, hilm ve takva da kalbe ait fiillerdir (Nesâî, Cihâd, 8; Müslim, İmân, 230; Tirmizi, Fiten, 26; Ahmed b. Hanbel, V, 7. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 İslam kültüründe kalb (gönül)'e çok geniş yer verilmiştir. Allah sevgisinin muhafaza edileceği yer, sevgi, muhabbet, kin ve nefretin hissedildiği ruhun ulvî bir özelliği olduğu kabul edilmiştir: "İnsan vücûdunda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücud düzelir, o bozuk olduğunda bütün vücud ifsâd olur. İyi bilin ki, işte o et parçası kalbtir" (Buhârî, İmân, 39; Müslim, Musâkât, 107; İbn Mâce, Fiten, 14). Ma'rifet yani Allah'ı bilmek ve tanımak kalbin işidir (bk. Buhârî, İmân, 13). Hased, gazab ve nefret gibi kötü duyular kalpte bulunduğu gibi imân, Allah korkusu, hilm ve takva da kalbe ait fiillerdir (Nesâî, Cihâd, 8; Müslim, İmân, 230; Tirmizi, Fiten, 26; Ahmed b. Hanbel, V, 7. Firavun kültüründe de aynısı var. Onlarınki gibi, sizinki de yanlış. Mısırlılara göre, beyinden ziyade, kalb, "ib", insan erdeminin kaynağı, duyguların ve hafızanın merkezidir. Akıl, kişilik ve hafıza ile görünen bağından dolayı o (kalp), iç organların en önemlisi olarak tasavvur edilmiştir. ölümden sonra bile bir insanın gerçek karakterini göstereceğine inanlıldığından, mumyalama işlemi sırasında kalp çıkarılmaz, ölünün vücudunun içinde bırakılırdı. Mahşerde iyilerin ve kötülerin ayrılması için kalpler tartılırdı. Kalbin tartılması işlemi sırasında, ölünün kalbi Düzen, Gerçek ve Doğruluğu temsil eden ilahe Ma'at'ın elindeki tüye karşı tartılırdı. Buradaki linkte tartıştık bu konuyu, siz yeni katıldınız, burayı okuyabilirsiniz. Kalp ortadoğu kültürleri için kavrama, anlama, düşünme, hissetme organı sanılmış. İslamiyet ortadoğu kaynaklı olduğu için, Ortadoğu'daki hakim inanış da Kuran'a geçmiş. Bazı kültürlerde de başka organlar aynı işi görüyor sanılmış. Mesela Türk kültüründe kalpten ziyade, ciğer ön plana çıkmıştır. Duyuların, duyguların merkezi ciğer sanılmıştır. Mesela, Herkes "yüreğim sızladı" demez. Bazıları "ciğerim yandı" der. Şimdi bu duyguların hissedildiği yer "ciğer" mi oluyor? Vicdansız adama "kapsiz" demezler. "Ciğersiz" derler. Buna göre vicdan "ciğer"de mi oluyor? Cesaretsiz adama "yüreksiz" demezler. "Sende var mı o ciğer" derler. Buna göre cesaret "ciğer"de mi oluyor? Cesaret'in başka organlarda (mesela testislerde, mesela kalçada) olduğunu sanan kültürler de var. *** Sonuç: her insan beyni ile düşünebildiği ve anlayabildiği için, Kalbi ile anlamayan herkese, yani istisnasız olarak bütün insanlara "İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir." diye hakaret ediliyor. Buna siz de dahilsiniz. Saygılar. Saygılar. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Katakuta her zamanki gibi yanlış ve yanlı bilgilerinle meseleyi çarpıtıyorsunuz. Şimdi, eğer yeryüzünde [yaşamakta] olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar: onlar ancak zanlarına tâbi olurlar ve kendileri hiçbir şey yapmayıp sadece tahmin yürütürler. (En'an;103) Şimdi bu ayetde ki Allah'ın yolundan, ''dalalet'' yoluna sapmanın; insanların sırf kendi zan ve düşüncelerine tabi olmalarına baglı oldugu açıklanıyor. İnsan hayatının gerçek mahiyeti ve onun nihaî kaderi, vahiy meselesi, Allah ile insan arasındaki ilişki, iyi ile kötünün anlamı vb. konularda. Böyle zan ve tahminler, insanın manevî hakikatlerden sapmasına yol açmaktadır. Hayvanların ise kendi zan ve düşünceleriyle (içgüdü) hareket etmesinde bir sorun yok, çünkü, onlar yaratılışlarının gereklerini yerine getiriyorlar. Gerçek şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitemeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir. (Araf;179). "daha da sapıklar" -çünkü hayvanlar sadece içgüdülerine ve tabii ihtiyaçlarının sevkine bağlı olup ahlakî bir tercihde bulunmalarını hem mümkün, hem de zorunlu kılacak bir bilinçten de yoksundurlar. Hayvanlar içgüdüleriyle hareket eder, siz kendi zan ve düşüncesi olarak okuyun. '' onlar hayvan gibidir '' derken bu içgüdüler açısından söyleniyor.Hayvan gibi sadece bir gövde ve ses ile insan olunamayacagı vurgulanıyor.Böyle insanların bütün duyguları ve idrakleri münhasıran bu dünya hayatındaki geçim sebeplerine yönelik olmaları anlatılmak isteniyor.Gözlerine ve gönüllerinde insanlıga mahsus olan mana ve şuur bulunmadıgı anlatılıyor. Sonra gelen vurgu ; ''dogru yolu kavramakta'' hayvandan da daha aşagı oldugu belirtiliyor, hayvan amaçlarından sapma ve dalalet göstermiyor, lakin insan dalalet gösteriyor. DALAL = Dogru yoldan her türlü sapmayı içine alır.İster bilerek, ister bilmeyerek, unutulsun ta da kasten olsun farketmez. Sırat-ı Müstekimde olmamak ve Sırat-ı Mütekimi bilmemek dalal'dir. Madem inatlaşıyorsun bende sormaya devam ediyorum öyleyse.Hayvnların iç güdüsü neden sapıklık oluyor ?Bak dallle kavramını sende doğru olarak tarğf etmişsin DALAL = Dogru yoldan her türlü sapmayı içine alır.İster bilerek, ister bilmeyerek, unutulsun ta da kasten olsun farketmez Hayvanların iki tane iç güdüsü mü var? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Kalp ortadoğu kültürleri için kavrama, anlama, düşünme, hissetme organı sanılmış. İslamiyet ortadoğu kaynaklı olduğu için, Ortadoğu'daki hakim inanış da Kuran'a geçmiş. Bazı kültürlerde de başka organlar aynı işi görüyor sanılmış. Mesela Türk kültüründe kalpten ziyade, ciğer ön plana çıkmıştır. Duyuların, duyguların merkezi ciğer sanılmıştır. Mesela, Herkes "yüreğim sızladı" demez. Bazıları "ciğerim yandı" der. Şimdi bu duyguların hissedildiği yer "ciğer" mi oluyor? Vicdansız adama "kapsiz" demezler. "Ciğersiz" derler. Buna göre vicdan "ciğer"de mi oluyor? Cesaretsiz adama "yüreksiz" demezler. "Sende var mı o ciğer" derler. Buna göre cesaret "ciğer"de mi oluyor? Cesaret'in başka organlarda (mesela testislerde, mesela kalçada) olduğunu sanan kültürler de var. BRAİN SLAPPER DEN ALINTI. Yine kusura bakma diyeceğim Brain? Türk kültüründe ciğerin duyuların merkezi olduğunu iyi savurmuşsun. Mesela herkes yüreğim sızladı demezmiş niye sana mı soracaklar cesaretsiz adama yüreksiz demezlermiş sakat atçıda mıyız uydur habire uydur şimdi bir iki misal verelimde konu kapansın. YAŞAMAK İSTİYORSAN BİR UMUDUN OLMALI,KALBİN VARSA BİR SEVDİĞİN OLMALI,SEVDİĞİN VARSA O YALNIZ AMA YALNIZ SENİN OLMALI... Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, karbeyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat. Seni seviyorum; elini kalbimin üzerinde hissettigim zaman, üzüntülerimi alip onlarin yerine simdiye kadar kimsenin basaramadigi o sicakligi koymayi basardigin için... "gözlerinle değil, kalbinle bak" Şimdi birde YUNUS EMRE den bir dört lük. Yoldaş olalım ikimiz Gel dosta gidelim gönül Haldaş olalım ikimiz Gel dosta gidelim gönül Ciğere rastlamadık. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.