Φ Shatin Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2006 Evet sevgili arkadaşlar konunun başlığı aslında bir süredir aklımdaydı ama bunu yazmak için yeterli bilgi birikimine sahip değildim bu güne kadar. Öncelikle belirteyim bilgi birikiminden kastım forumda (dini konular bölümünde) yazan arkadaşların din, felsefe, inanç görüşleri hakkındaki bilgi birikiminden bahsediyorum. Şimdi sanırım az çok arkadaşların görüşlerini öğrendim ve bu konuda beni ve benim gibi arkadaşları aydınlatabilecek arkadaşların olduğunu düşünüyorum. Dini konular bölümü altındaki hemen hemen bütün başlıklarda islami inanış karşısında diğer görüşler var. Benim merak ettiğim şu; Bir insanın bir felsefe edinmesi için mevcut felsefeleri bilmesi gerekir. Sonra bu felsefeler, görüşler, inanışlar içerisinden kendisine uygun olanı yol edinir. Forumdaki (dini konular bölümüne özen gösteren) arkadaşlarımdan ricam buraya bildiğiniz felsefeleri, görüşleri, inanışları, dinleri yazmanız ve size uygunluğunu ya da uygun olmadığı yerleri göstermeniz. uzun olacak biraz ama buna ufak yazılarla da katkıda bulunursanız çok sevinirim. Bu arada yazı yazacak görüş beyan edecek arkadaşlardan bir konuda ricam olacak ve umarım beni kırmazlar. Mümkünse sadece islamiyet üzerinde yoğunlaşmayın çünkü bu din (görüş, inanış, inanç, felsefe) birçok konuda defalarca yer buldu. şimdiden teşekkürler saygılar, Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2006 Selam sevgili ShatiN. Hemen tüm dinleri ve felsefeleri incelemiş biriyim. Yaklaşık 15 yıldır bu benim bir tür hobim oldu diyebilirim. Ve İslam'ı seçtim. Diğer dinlerin yanlışlarını ve doğrularını uzun uzun anlatacak değilim. Bir ayurveda öğretisindeki konuları anlatmam bile koca bir kitap dolusu şeyler yazmama neden olacaktır. Ben kısaca diğer dinlerin ortak yanlışlarını yazayım. 1-Şirke batmış olmak: İnsana ait ruhlar alemi inancı, tekamül hurafesi, kutsal insanlar(dervişler,ermişler,azizler,rahipler,rahibeler,papazlar....), Ayrıca hinduizmdeki gibi ana tanrının(!!!) yansıması olarak çok tanrıları benimseme, aynı şekilde hristiyanlıkta da tanrıyı üçleme şeklinde gösterek birlik maskesi altında çokluğa tapınma...... Şeytan hep bu ilkeleri insanlara benimsetiyor. 2-Vahdeti vücud inancı ve bu yolla insanların kainata ve hatta kendisine tapındırtılması. Yine dinlerin birçoğuna bu inanç ustaca sızmıştır. Bu hurafeye göre insan aslında tanrıdır denmektedir ve sonra yine birlenerek ta kendisi olacaktır yalanı benimsetilmektedir. Yine burada çaktırmadan çok tanrılı, yaratılmışlara tapan bir din oluşturuluyor. 3-Dünya nimetlerini, maddi nimetleri küçümsemek ve hatta aşağılamak: Burada da ruhçu öğreti gereği , Allah'ın bizler için yarattığı madde alemini aşağılamak ve düşman kesilme durumu vardır. Bu sebepten dolayı ruhbanlık ve inzivaya çekilme sapmaları uygulanmaktadır ve bu yüzden ahiretteki nimetler bile inkar edilerek onlara sembolik anlamlar yüklenmeye kalkılmaktadır. Bu dinlere göre cennet bile bir derviş hayatı yeridir. yani maddi nimetler yoktur ve insanlar bunlardan sıyrılarak tanrısallaşacaktır. Zaten bu dinlere göre maddi nimetler kötü,ilkel ve hayvanidir. ----------------------------------------------------- Ama "Kuran'daki gerçek İslam" bunların hepsini yalanlar ve gerçekleri gösterir. 1-Allah'a hiçbir ortak yoktur. insanın ruhu falan da yoktur. insanlar öldükten sonra ahiret mekanında yine bedenen yaratılırlar ve yine maddi bir hayatı maddi nimetlerle sonsuza dek yaşarlar. Hiçbir insan kutsal mutsal değildir. Allah tektir ve yansıması falan da yoktur. 2-Allah madde alemini ve onun kökenindeki enerjiyi yoktan var edip yaratmıştır. Ve Allah yarattıklarından tamamen ayrıdır. Bu yüzden ne maddenin bir kutsal yanı vardır ne de yaratılmış herhangibi birşeyin. 3-Kuran'a göre tüm dünya nimetleri insanlar içindir ve bunlardan mümkün olduğunca çok yararlanmak gerekmektedir. hatta ibadetler bile birer haz -mutluluk kaynağıdırlar. Diğer dinler ızdırabı ve sefilliği överken, kuran'daki gerçek islam hazzı ve zenginliği över ve hedef olarak gösterir. Cennette de yine bu dünyada olduğu gibi nefsimizin arzu ettiği aklımıza gelebilecek tüm nimetler vardır.Sonsuza dek insan olarak bu güzellikler yaşanır. Not:Bir tek yahudilik bazı yönlerden islam'a yakın bir yapı sergiler. ama onda da müthiş aykırılıklar ve yanlışlar vardır.Ayrıca ayurveda da dünya nimet ve hazlarının olumlu birşey olduğunu kabul ederek biraz islami bir yapı sergilese de yine de çok tanrılıktan ve ruhçuluktan- paganlıktan kurtulamamaktadır. Bir tek islam gerçekten tek tanrılı, akılcı,bilimsel,insancıl ve gerçek olandır. Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Selam sevgili ShatiN. Hemen tüm dinleri ve felsefeleri incelemiş biriyim. Yaklaşık 15 yıldır bu benim bir tür hobim oldu diyebilirim. Ve İslam'ı seçtim. Diğer dinlerin yanlışlarını ve doğrularını uzun uzun anlatacak değilim. Bir ayurveda öğretisindeki konuları anlatmam bile koca bir kitap dolusu şeyler yazmama neden olacaktır. Ben kısaca diğer dinlerin ortak yanlışlarını yazayım. 1-Şirke batmış olmak: İnsana ait ruhlar alemi inancı, tekamül hurafesi, kutsal insanlar(dervişler,ermişler,azizler,rahipler,rahibeler,papazlar....), Ayrıca hinduizmdeki gibi ana tanrının(!!!) yansıması olarak çok tanrıları benimseme, aynı şekilde hristiyanlıkta da tanrıyı üçleme şeklinde gösterek birlik maskesi altında çokluğa tapınma...... Şeytan hep bu ilkeleri insanlara benimsetiyor. 2-Vahdeti vücud inancı ve bu yolla insanların kainata ve hatta kendisine tapındırtılması. Yine dinlerin birçoğuna bu inanç ustaca sızmıştır. Bu hurafeye göre insan aslında tanrıdır denmektedir ve sonra yine birlenerek ta kendisi olacaktır yalanı benimsetilmektedir. Yine burada çaktırmadan çok tanrılı, yaratılmışlara tapan bir din oluşturuluyor. 3-Dünya nimetlerini, maddi nimetleri küçümsemek ve hatta aşağılamak: Burada da ruhçu öğreti gereği , Allah'ın bizler için yarattığı madde alemini aşağılamak ve düşman kesilme durumu vardır. Bu sebepten dolayı ruhbanlık ve inzivaya çekilme sapmaları uygulanmaktadır ve bu yüzden ahiretteki nimetler bile inkar edilerek onlara sembolik anlamlar yüklenmeye kalkılmaktadır. Bu dinlere göre cennet bile bir derviş hayatı yeridir. yani maddi nimetler yoktur ve insanlar bunlardan sıyrılarak tanrısallaşacaktır. Zaten bu dinlere göre maddi nimetler kötü,ilkel ve hayvanidir. ----------------------------------------------------- Ama "Kuran'daki gerçek İslam" bunların hepsini yalanlar ve gerçekleri gösterir. 1-Allah'a hiçbir ortak yoktur. insanın ruhu falan da yoktur. insanlar öldükten sonra ahiret mekanında yine bedenen yaratılırlar ve yine maddi bir hayatı maddi nimetlerle sonsuza dek yaşarlar. Hiçbir insan kutsal mutsal değildir. Allah tektir ve yansıması falan da yoktur. 2-Allah madde alemini ve onun kökenindeki enerjiyi yoktan var edip yaratmıştır. Ve Allah yarattıklarından tamamen ayrıdır. Bu yüzden ne maddenin bir kutsal yanı vardır ne de yaratılmış herhangibi birşeyin. 3-Kuran'a göre tüm dünya nimetleri insanlar içindir ve bunlardan mümkün olduğunca çok yararlanmak gerekmektedir. hatta ibadetler bile birer haz -mutluluk kaynağıdırlar. Diğer dinler ızdırabı ve sefilliği överken, kuran'daki gerçek islam hazzı ve zenginliği över ve hedef olarak gösterir. Cennette de yine bu dünyada olduğu gibi nefsimizin arzu ettiği aklımıza gelebilecek tüm nimetler vardır.Sonsuza dek insan olarak bu güzellikler yaşanır. Not:Bir tek yahudilik bazı yönlerden islam'a yakın bir yapı sergiler. ama onda da müthiş aykırılıklar ve yanlışlar vardır.Ayrıca ayurveda da dünya nimet ve hazlarının olumlu birşey olduğunu kabul ederek biraz islami bir yapı sergilese de yine de çok tanrılıktan ve ruhçuluktan- paganlıktan kurtulamamaktadır. Bir tek islam gerçekten tek tanrılı, akılcı,bilimsel,insancıl ve gerçek olandır. Selam ve sevgiler. Neye göre insanların sonsuz olduğunu söylüyorsun emre ? Kuranda geçen ''ebedi'' kavramına göremi ? Ebed, bölünmeyen zamandır. Zaman bölünerek isimlendirilir, falan zaman, denilir ama ebed bölünmez, falan ebed denilmez. Bu anlamıyla ebed'in tesniye ve cemi' (ikil ve çoğul) yapılmaması gerekir. Çünkü kendisiyle beraber başka bir ebed düşünülmez ki ikil ve çoğulu olsun. Fakat ebedin çoğulu olarak âbad kullanılır. Vurgu için ebedu ebedin denilir. Sürekli anlamına gelir. el-Âbide yaban sığırıdır. Evâbid vahşî hayvanlar demektir. Teeb büd de yabanîleşmek, yabancılaşmak anlamında kullanılır. " falan kimse garipleşmiş, artık tanıdık gelmiyor" demektir Bu kullanımlar, kelimenin sonsuzluktan çok, uzun süre anlamında olduğunu gösterir. Cuma 7 Ama onlar, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü (işler) yüzünden ebedi ölümü temenni etmezler. Allah zâlimleri bilir. Mümtehine 4 Kavimlerine: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz, bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda ebedi bir düşmanlık ve nefret belirmiştir, demişlerdi. Maide 24 Dediler ki: "Ey Mûsâ, onlar orada olduğu sürece biz oraya ebediyen girmeyiz. Sen ve Rabbin, gidin, savaşın, biz burada oturuyoruz!" Tevbe 83 Sefere çıkma konusunda onlardan bir grubun senden izin isteyecekleri bir fırsatı ALLAH sana tekrar verse, "Benimle birlikte ebediyyen harekata çıkmayacaksınız, ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz, ilk başta oturmayı seçmiştiniz. Öyle ise, geri kalanlarla beraber oturun," de. Tevbe 108 Böyle bir yerde ebediyyen durma. İlk günden itibaren erdemlilik üzere kurulan mescid, namaz kılman için çok daha uygundur. Orada temizlenmek isteyen insanlar vardır ve ALLAH temizlenenleri sever. Nur 4 Evli kadınları suçladıktan sonra dört tanık getiremiyenlere seksen celde vurunuz ve onların tanıklığını ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir. Yukarıdaki ayetler ebed'in, sonsuzluk değil, uzun süre anlamında olduğunu kanıtlar. Çünkü bu âyetlerde kullanılan ebed, dünyâ ile ilgilidir. Dünyâda bu işin asla olmayacağını belirtir. Dünyâ yaşamı sonsuz değildir. Hattâ Hz. İbrâhîm'in sözünde ebed, belli bir zaman ile şartlı ve sınırlıdır. "Siz Allah 'in bir olduğuna inanmadıkça dünyâda sizinle bizim aramızda düşmanlık sürecektir" denilmektedir. Bu düşmanlık, sonsuzca değil, dünyâ yaşamında ve karşı taraf inanıncaya dek sürecek olduğuna göre cümledeki ebed, sonsuzluk anlamında değildir. Diğer misâl olarak anılan diğer âyetler de ebedin sonsuzluk değil, asla, uzun süre, şu iş şöyle olduğu sürece anlamında olduğunu gösterir. Öyle ise ebed kelimesi, sonsuzca değil, uzun süre anlamına gelir. HULÛD Bakara 25 İnanıp yararlı işler yapanlara, altından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (Dünyâda iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (Cennetteki bu rızık,) Onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada hâliddirler (sürekli kalacaklardır). Beyyine 6,7,8 Kitâb ehlinden ve (Allah'a) ortak koşanlardan bir kısım nankörler, sürekli olarak cehennem ateşindedirler. Onlar, halkın en şerlileridir. - İnanan ve iyi işler yapanlar da halkın en hayırlılarıdır.- Rableri katında onların mükâfatı altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları, Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Bu (mükâfat) Rabbine saygı gösterene mahsustur. Âyetlerde geçen hâlidûn, hâlidîn hulûd kökünden ism-i faildir. Hulûd bozulmadan, olduğu gibi kalmak demektir. Araplar geç bozulan, uzun süre kalabilen şeyi hulûd ile nitelerler. sonsuzluğundan dolayı değil, fakat uzun süre kalıcı olduğundan dolayı üstüne çanağın konduğu ocak taşlarına hâlide'nin çoğulu olarak havâlid denilir. İnsan hayatta kaldıkça vücudunun, diğer kısımları gibi değişmeyen, olduğu gibi kalan kısmına (hald) denilir. (muhalled), uzun süre kalan demektir. Uzun süre gençliğini koruyan, geç ihtiyarlayan kimseye muhalled adam denilir. Rabâiyyesi (azı dişleri) çıkıncaya dek ön dişleri sağlam kalan hayvana da dâbbe muhallede denilir. İşte köken itibariyle uzun süre kalıcılık anlamı için konulan hulûd kelimesi, daha sonra ebedîlik anlamında da kullanılmıştır. Cennette hulûd, eşyanın bozulmadan hali üzere kalmasıdır, ' Çevrelerinde muhalled gençler dolaşır; akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. âyetinde vildânun muhalledûn: ebedî yaşama erdirilmiş gençler anlamı yanında; halede yani küpe takmış gençler anlamı da mümkündür. Bir şeyi ihlâd, onu sürekli kılmaktır. "Fakat o, yere ihlâdetti." âyetinde yere ihlâd, ebedi yaşayacağını sanarak yere saplanıp kalmak demektir Bu izahtan anlaşıldığı üzere hulûd, asıl konum itibariyle uzun zaman kalıcılık anlamındadır, Nitekim bu hususu Hûd Sûresinin: 106- Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada (o bunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!.. .107- Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Çünkü Rabbin, istediğini yapandır. 108- Mutlu kılınanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça onlar orada sürekli kalacaklor dır. Ancak Rabbin (çıkarmayı) dilerse (o) başka. (Onları oradan, Rabbinden başka kimse çıkaramaz). Kesintisiz bir vergidir (bu)! âyetlerinin tefsirinde ve Nebe' Sûresinin: "Cehennem de gözetleme yeridir.22- Azgınların varacağı yerdir. 23- Orada ahkab (çağlar boyu) kalacaklardır." (Nebe: 80/21-23) âyetlerinden de cehennem azabının, çok uzun sürse de geçici olduğu anlaşılır. Ayetinde cehennemliklerin, orada çağlar boyu kalacakları ifâde edilmektedir. (Nebe' 80/23)de suçluların cenhennemde hukublarca kalacakları belirtilmektedir. Hukub veya hukb belirsiz,uzun süre anlamındadır. Ahkâb (çağlar boyu) deyimi, ne kadar uzun zamanı ifâde etmiş olsa da yine de sınırlı, sonlu bir zamanı bildirir. Bundan cehennem azabının, bir gün sona ereceği anlaşılır. Cennet ve cehennem ebedidir.Yani kesintisiz süreklidir.Ama asla sonsuz değildir.Ebed ve huld kelimelerine sonsuz anlamı yüklemek hatadır yanlışlır. Hatta diyebiliriz ki; insanların ilahlaşma arzularının bir diğer ifadesidir sonsuz olmak. Kurana göre sonsuz olan sadece Allahtır.Allahın yanısıra mahlukların sonsuzluğunu iddia etmek kuranın uluhiyet anlayışına terstir Hadid 3 O ilktir, sondur, zahirdir, batındır. O, her şeyi bilendir Kurana göre, sonsuz olan allahtır Gördünmü emre,sen insanların sonsuz olduğunu iddia etmekle Allaha şirk koştun.Başlangıcı olan ama sonsuz olan insan.Bu anlayış insanların bir nevi yarı tanrı olduğunu anlamına gelir Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Hayır sevgili Hanif bu söylediklerini başka bir forumda çürütmüştüm ve gık bile diyememiştin. Şimdi hiç sıkılmadan aynı hurafelerini tekrardan vurdumduymaz bir şekilde sunmaya devam ediyorsun. Aynen yazdığım cevaplarımı aktarıyorum: "Sevgili Hanif,verdiğin örnekler senin savını değil,tam tersine ahiretin gerçekten sonsuz olduğu bilgisini doğruluyor. Ama ne yazık ki insan kendi öğretisini-düşüncesini kitapta görmek için çırpınınca ,senin düştüğün duruma düşüyor ve aleyhindeki delili lehinde zannedip gösterebiliyor. Verdiğin ayetlerin hepsinde de sonsuzluk anlamı apaçıktır.Bu dünyada da gerçekleşse değişmez. Şimdi ben sana desem ki(farzedelim kavgalıyız) "benden özür dilemedikçe seninle ebediyyen konuşmayacağım..." Bu şu demek,sen benden özür dilemedikçe seninle konuşmayacağım.Eğer benden sonsuza dek özür dilemezsen seninle sonsuza dek konuşmayacağım. Ha yarın evren yok olunca bu sonsuzluk ortadan kalkmış olmuyor tam tersine yine seninle bir daha konuşamayacağım için sonsuza dek seninle konuşmama sözüm yerine gelmiş oluyor. Verdiğin örnek ayetler de aynen böyle.Şu şart değişmezse ebediyyen(asla) bu yapılmayacak deniliyor.Yarın dünya yok olunca yine bu ebediyetlik kendini garantilemiş oluyor. İnsanın merhametli olması,akletmesi,konuşması nasıl ki onu Rableştirmiyorsa,eğer Allah tarafından insanlar sonsuza dek var edilirse bu da aynı şekilde insanları ilahlaştırmaz. Asıl nankörlük ruhçu öğretilerle mücadele eden bir insanın,ruhçu öğretilerin dinlere sokuşturmaya çalıştığı "sonlu ahiret hayatını(inancını)" dindenmiş gibi algılayıp,bu oyuna gelip kitaptanmış gibi göstermesinde yatar. Bu yanlışından birgün dönmen dileğiyle.... Selam ve sevgiler. ******************************************* SEVGİLİ KADİR ÜNAL VE DİĞER DOSTLAR; Öncelikle hatırlatmayla başlıyayım,ben de "Rabbin tersini dilerse başka" ifadelerine dayanarak ahiretteki sonsuzluğun değişmez bir yasa olmadığını,Allah'ın dilerse buna son verebileceğini,O istediği için sonsuza kadar yaşayabileceğimizi söyledim. Yani Allah istediği için,kendisi bunu gerçekleştiriyor.Ve şüphesiz ki bunu yapmaya gücü yeter.Bunun O'nun gibi olmakla bir ilgisi yok.Şimdi nasıl ki görmek ,işitmek ve bilmek gibi Allah da da olan bazı özelliklere sahip olmamız bizi ilahlaştırmıyorsa,O dilediği için ölümsüz olmamız da bizi ilahlaştırmaz.Alakası yok. Verdiğin ayetlere gelince sevgili Kadir;Adem ile Havva'nın imtihan edildiği cennet ölümsüzlük ve sonsuzluk cenneti değildir.Zaten orada imtihanın olması bile onun bildiğimiz mükafat cenneti olmadığını gösteriyor.Bu yüzden yani orada ölümsüzlük olmadığı için şeytanın onlara sonsuzlukla kandırmaya çalışması gayet normal.Diğer ayette bahsedilen ölümsüz olmayanlar ise cennet ehli falan değil.Yeryüzündeki ölümlü varlıklardan bahsediliyor.Yine diğer ayette yeryüzünde hiçkimseyi ölümsüz kılmamaktan bahsediliyor.Ama bunlar sonsuz ahiret ehlini anlatmıyor. Taha suresi 74:Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne dirilir. İbrahim Suresi 17. Ayet Yutmaya çalışacak, boğazından geçiremeyecek, her taraftan ona ölüm gelecek, oysa ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap! Duhan Suresi 56. Ayet -ilk ölümden başka ölüm tatmazlar, (Allah) onları o cehennem azabından korumuştur. Bu son ayette cennetliklerin ilk ölümden başka ölümü tatmayacakları söyleniyor. Uzunca bir süre falan demiyor sevgili kadir.tatmazlar diyor. Ayrıca sevgili arkadaşlar ahiretin sonsuzluğunu ifade eden sadece ölümsüzlük ifadeleri de değildir."Kalıcı olma" da ahiretin sonsuzluğunu ifade ediyor.Kuran dünya nimetlerinin gelip geçici,cennet nimetlerinin ise sonsuza dek kalıcı olduğunu söylüyor.Öbür türlü bu ifade yanlış olur,onun yerine "dünya nimetinden daha uzun süreli" var olan ifadeleri kullanılırdı.Bir şey bir gün yok oluyorsa daima kalıcı değil geçicidir.Çok uzun süre var olması da onu kalıcı yapmaz,yine gelip geçici olur.Dünyadakinden tek farkı sadece "daha uzun süre" var olurdu o zaman.cennet nimetleri sonsuza dek olacak ki ,dünya nimetleri gibi gelip geçici ilan edilmemiş,tersine mutlaklığı belirtilmiştir. Nahl Suresi 96. Ayet: -Sizin yanınızdaki tükenir. Allah'ın katındaki ise kalıcıdır. Biz, mutlaka o sabredenlere, yaptıkları işin daha güzeli ile mükafatlarını vereceğiz. Selam ve sevgiler." Not: Söylediklerime hiçbir cevap veremeden birkaç slogan atıp kaybolup gitmiştin. Ama üzülme, Edip Yüksel bile birşey diyemiyerek bu konuda fikrini değiştirdi ve artık sonsuz ahiret yaşantısına inanıyor. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Sevgili Shatin, Size basitçe istediğiniz bilgiyi elimden geldiğince yazayım. Ateist : Ne tanrının varlığına, nede dinlerin gerçek olduğuna inanır. Zaten tanrı yoksa din de olamaz. Deist: Dinlerin hiçbirine inanmaz ama, dinlerdeki anlatılana benzer bir tanrı olduğuna inanır. Tanrının var olduğunu ama şimdiye kadar henüz bir din göndermediğine inanır. Ama daha sonra bir din gönderebileceğine ihtimal verir. Pantheist: Evrendeki herşeyin tamamının tanrının kendisi olduğuna inanır. Yani insanlardan saklanan, onları imtihan eden, gibisinden; dinlerde anlatılan tanrıya inanmaz, evrenin tamamının tanrı olduğuna inanır. Dolayısıyla, dinlerin de hiçbirine inanmaz. Agnostist: Dinlerin hiçbirine inanmaz. Fakat dinlerde anlatılan tarzdan bir tanrı olabileceğine de ufak da olsa bir ihtimal verebilir. Herhangi başka anlamda tanrı olup olmadığına da emin değildir. Tanrı konusunda emin olmadan yaşamayı kabullenir. Teist: Hem bir dine ve dolayısıyla, o dinde anlatılan şekilde bir tanrıya inanır. Kendi inancımdan söz edecek olursak, ben kendimi sadece bir dinsiz olarak nitelendiriyorum. Çünkü benim felsefem, yukarıdakilerin hiçbirine tam olarak uymuyor. Ancak bana bir ist demek gerekirse, yarı Pantheist, yarı Agnostist diyebiliriz. Çünkü ben evrenin tamamının tanrının kendisi olduğunu tahmin ediyorum ama buna da emin değilim. Bana göre, eğer tanrı varsa, tek mantıklı olan olasılık evrenin kendisidir. Yoksa da yoktur. Bazı kişiler beni ateist zannediyor ama ben bundan da rahatsız olmam, çünkü 100% tanrı vardır demektense, 100% tanrı yoktur demeyi tercih ederim. Yani emin olmadığım için, onu yok sayarım. Emin olduğum tek şey varsa, oda dinlerin gerçek olmadığıdır. Saygı ve sevgilerimle, değerli dostum. Alıntı
Φ Shatin Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 sağol sevgili evrensel kısa açıklamaların için Bilmem inanır mısın ama başka bir sayfada yine bu konular üzerine araştırma yaparken ne zamandır evrensel'in yazılarını göremiyorum diye aklımdan seni geçiriyordum. sonra bu sayfaya döndüm ve yazını gördüm çok sevindim inan kalp kalbe karşıdır derler ya bir nebze de öyle oldu sanırım. umarım diğer arkadaşlarda bilgilerini burada paylaşırlar. bu arada ben konu hakkında görüşümü yazmadım. bunun nedeni çok fazla inanç felsefe öğreti din hakkında bilgi sahibi değilim. Ama hala bu konuları çok fazla öğrenme isteğiyle araştırıyorum. Şuan İslam dinine inanıyorum. Allahın varlığına ve birliğine Hz. Muhammed Mustafa nın onun elçisi olduğuna şahadet ettim ve hala da bunu bütün kalbimle tasdik ediyorum. Bir itirafta bulunmak istiyorum bu sitede daha doğrusu bu bölüm altındaki başlıklarda gördüğüm yazıları daha önce hiç bu yönleriyle ele almamıştım. eskiden beri (ilkokul yıllarımda kuran kurslarına gittiğim dönemlerden beri) islamiyeti araştırma soruşturma içerisindeyim. Dinimin ailemden geldiğini biliyorum ama benim isteğimle devam etmesini istiyorum ve bu yüzden hep araştırıyorum. Umarım doğru olan neyse öyle devam ederim. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 İncelemelerimi eleştirel yönden yazmak istiyorum.. Ateizm.. Allah'ı ve dinleri redderken, maddeye ve varoluşa bir açıklama getiremez.. Bilimselliği baz alır fakat ne yazıkki bilimle tesadüfü bir tutar.. Raslantısallığı savunur fakat bir hücre oluşumu için geçen zaman ve olasılığı göz ardı eder.. Evrendeki sabit maddelr akılsız ve şuursuz olduları halde nasıl sistemli varlıklar oluşturabilirler sorusuna hala cevap bulamadığım bir akım.. Panteizm.. Madde yoktan var olmadığına göre, tanrı mı maddeleşmiş anlamı çıkmaktadır.. Yani big-bangla ortaya çıkan madde tanrıysa big-bang ve öncesi nedir.. Yoksa panteistlerin innançlarındaki tanrı big-bangla maddeyemi dönüşmüştür.. Bu iki akım dışındaki akımlar üzerindeçok fazla sorgulama yapmadım, zaten bazıları birbirlerinin değişik versiyonları.. Birşey ya vardır yada yoktur.. Varla yok arasında kalmak bir çeşit çelişki ve ararsızlık demektir.. Bu durumda kesin bir bilgi ve yargı hiçbir zaman yoktur.. Örneğin Agnostistizmdeki kararsızlık.. Saygılar.. Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Müslüman:Sorgulayan,akleden ve ispatlara bakan Diğer dinler: Dogmatik, körü körüne hurafelere inanan,bilgiye ve ışığa sırtını dönmüş. Not: Ateizm de diğer dinlerin bir üyesidir sadece. Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Hayır sevgili La Boheme. Bir insan Allah'a akletme,sorgulama ve deliller sonucu inanır. Tıpkı yerçekiminin varlığına seni inandıran delilleri hergün yaşaman,deneyimlemen ve akletmen sonucu yerçekimi vardır demen gibi. Ama buna karşılık tüm isapat ve deneyimlerine karşılık yerçekimini hala inkar edenler yobazlardır. Sorgulama,akletmek ve bilim onlar için birer öcüdür. Bunun dışında delile dayanmayan hadis dinini , delile ve akla dayalı İslam diniyle karıştırman da ya bilmediğinden ya da bilerek çarpıtma yoluna gitmenden kaynaklanıyor.Yeryüzünde şiddeti yasaklayan tek gerçek öğreti olan islam hakkında iftiralarına böyle devam etmezdin yoksa. Hristiyanlıktan ateizme kadar tüm batıl dinler dogmatik bakış açısının ürünleridir. Buna karşılık islam bu dogma ve hurafelerle mücadele eder, sadece ispata dayalı gerçek bilginin peşinden gitmeyi emreder. Müslüman:Sorgulayan,akleden,bilimsel ve objektif olan. Diğer öğretiler(ateizm de dahil) mensupları: Dogmatik ve körü körüne. Selam ve sevgiler. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Hristiyanlıktan ateizme kadar tüm batıl dinler dogmatik bakış açısının ürünleridir. Buna karşılık islam bu dogma ve hurafelerle mücadele eder, sadece ispata dayalı gerçek bilginin peşinden gitmeyi emreder. Müslüman:Sorgulayan,akleden,bilimsel ve objektif olan. Diğer öğretiler(ateizm de dahil) mensupları: Dogmatik ve körü körüne. Ben merkezli, bilimsel olmayan takıntılarımız: En doğruyu ben bilirim. En değerli yaşam benim yaşamımdır. Mutluluğumu başkaların mutsuzluğu üzerinde tutabilirim. Benim ailem en kutsaldır. Benim ırkım daha üstündür. Benim inancım en doğrudur. İnancım içerisinde, benim mezhebim doğrudur. Benim vatanım en kutsaldır. Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın. En kutsal bayrak benim bayrağımdır. Bilimsel ilkelerle örtüşmeyen bu tür takıntılarımız doğru değildir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Kendi inancımdan söz edecek olursak, ben kendimi sadece bir dinsiz olarak nitelendiriyorum. ... Emin olduğum tek şey varsa, o da dinlerin gerçek olmadığıdır. Sevgili evrensel, teşekkür ederim, benim felsefemi de tanımlamışsın. Örneğin Agnostistizmdeki kararsızlık.. Sevgili kral, bilmediğimiz şeyler hakkında karar veremeyiz bence. Bilmediğimiz şeyler hakkında, mevcut bilgilerimizden veya varsayımlarımızdan yola çıkarak yaptığımız çıkarımlara da, önyargı, teori, tahmin ve inanç gibi isimler veriliyor. Şunu söyleyebilirim: Agnostist hiçbir dine "kesinlikle" inanmaz. Ancak, Agnostist, evrenin, yaşamın belirli kanunlarla işlediğini, kaos olmadığını bilir. Bilim maddenin, evrenin, hayatın işleyiş kurallarını çözer ve bu kuralları teknoloji adı altında insanlığın/mevcudatın hizmetine sunar. Ancak Bilim "işleyiş kurallarının" neden mevcut halinde olduğunu henüzbulamamıştır. Basit bir örnekle, Agnostist, Oksijen ve Hidrojenin belirli oranda biraraya gelince su oluşturduğunu bilir, ama neden başka birşey değil de, son ürünün "su" olduğunu henüz bilemediğimizi söyler. (Mesela Neden Oksijen ve Hidrojen H2O oranında birleşerek suyu oluşturuyor da, çekirdek ve elektron birleşmesine gitmiyor? Sadece bilmiyoruz henüz.) Ancak şu ana kadar belirlenen veya belirlenemeyen bilimsel kuralların varlığı bu kuralların nasıl ortaya çıktığını açıklamaz. Bilim, maddenin şuurlu imiş gibi kurallara uymasının nedeni henüz bulamamıştır. Agnostist, henüz bilimsel olarak çıklama getirilemeyen bu "şuura", doğrudan tanrının işi demez (açıklanamayan şeylere tanrı adını vermek, yağmurun nasıl yağdığını bilemediğimiz zamanlardaki gibi "yağmur tanrısı" var demeye benzer çünkü), tanrının işi değil de demez, sadece şu anda bilmediğimizi söyler. Bilmediğimiz şeyler hakkında da sadece tahmin yürütürüz, mevcut bilgilerle pararlelik kurarak teori ileri süreriz, veya varsayımlarımızı doğru kabul edip, inanırız. Ama tahmin, teorileri ve inaçların, ispatlanmadıkça, kensin doğru olarak adlandırılamacağını da biliriz.. Bunda da yanlış birşey yoktur. Kararsızlık olarak adlandırmak da doğru değildir bence. Kararsızlık, bilinen seçenekler arasında bir tercih yapamamaktır. Bilinmeyen şeyler hakkında tercih yapılamayacağından, kararsızlık da sözkonusu olamaz. Saygılar. Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Hayır sevgili La Bohome; Yerçekimini , rüzgarı ve uzayı inkar etmek nasıl ki yobazlıksa aynı şekilde Allah'ı inkar da dogmatik bir düşüne yapısını gösterir. Delillere,akla,bilime ve sorgulamaya sırtını dönen insan bilgiyi inkar içindedir. Buna karşılık sorgulayan,düşünen ve delillere bakan insan yaratana inanır. ************* Kimseye tokat bile atamazsın İslam'da. Ama ateizm ve diğer uydurma dinlerde her türlü şiddet ve ******** vardır. Bir tek İslam, şiddeti ve tüm kötülüğü yasaklayarak insanların her 2 dünyada cenneti yaşaması için gerekli yolu öğretir. Akla,bilime ve özgür düşünceye yönelmek İslam'ın dünyaya benimsettiği temel ilkelerdir. Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Yerçekimini , rüzgarı ve uzayı inkar etmek nasıl ki yobazlıksa aynı şekilde Allah'ı inkar da dogmatik bir düşüne yapısını gösterir. Yerçekimini köprüden atla, görürsün. Rüsgarı, saçların uçuçunca, ağaçlar eğilince, görürsün, hissedersin. Uzayı, oraya füze gönderek, uydular göndereek varlığını bilirsin. Tv'yi fişe takınca, bilgisayarı açınca görürsün varlığını elektriğin. Aklının varlığını düşünürken, problem çözerken yani kullanırken görürsün. Yani, aklını görüyormusun, yerçekimini görüyormusun, elektriği görüyormusun demek sadece suyu bulundırmaktır. Göremiyoruz elektriği kıvılcım çıkarmadıkça, göremiyoruz aklı, göremiyoruz yerçekimini ama, işlevini görüyoruz. Delillere,akla,bilime ve sorgulamaya sırtını dönen insan bilgiyi inkar içindedir. Tabi ki. Buna karşılık sorgulayan,düşünen ve delillere bakan insan yaratana inanır. Orda dur. Dinde sorgulama olamaz. OLABİLEMEZ. Dinde sadece inanç olabilir. İnanç da varsayımlara, önkabullere dayanır. Hala sıkılmadan İslam'a iftiraya ve çarpıtmaya devam ediyorsun. Hadis dininin dogmalarına, ayet cımbızlama tekniğine sarılarak karanlığınızda vurdumduymaz bir şekilde kalmaya devam ediyorsunuz. Valla biz iftira da atmıyoruz, çarpıtmıyoruz da. İslam'da ne varsa onu alıntılıyoruz buraya. Öncelikle de kuranı alıntılıyoruz. Kimseye tokat bile atamazsın İslam'da. ... Bir tek İslam, şiddeti ve tüm kötülüğü yasaklayarak insanların her 2 dünyada cenneti yaşaması için gerekli yolu öğretir. Dur bir de, Madımakçılara soralım bunu, El Kaideye soralım. Cihadçılara soralım... Bi de onları dinleyelim, belki aynı fikirde değillerdir.. Ama ateizm ve diğer uydurma dinlerde her türlü şiddet ve zalimlik vardır. Ataizm'in yaptığı, sebep olduğu zalimliklere örnek ver, seni destekleyelim. Uydurma dinlerin (semitik dinlerin-Musevilik/Hristiyanlık/İslam-, ortadoğuda semitik dinlere kaynaklık eden dinlerin, inka ve azteklerin dinlerinin) hepsinin sebep olduğu zalimlik ve şiddetle dolu tarihten haberimiz var. Aynı fikirdeyiz. Akla,bilime ve özgür düşünceye yönelmek İslam'ın dünyaya benimsettiği temel ilkelerdir. Ya bilimselcilik ile İslam'ı karıştırıyorsun, ya da wishful-thinking yapıyorsun galiba. Saygılar. Alıntı
Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Müslüman:Sorgulayan,akleden ve ispatlara bakan Diğer dinler: Dogmatik, körü körüne hurafelere inanan,bilgiye ve ışığa sırtını dönmüş. Not: Ateizm de diğer dinlerin bir üyesidir sadece. Selam ve sevgiler. ************* Ateizm bir din yada inanç mıdır? Hayır. Din, tam da ateizmin karşı olduğu şeydir. Ateizm bir din değil, dinsizliktir. Dinle ateizm en uzak iki noktadadır. "Dinsizlik bir dinse, sağlıklı olmak bir hastalıktır" Ateizm din olmadığı gibi inanç da değildir. Çünkü ateizmin özü, bir fikir öne sürmek değil, öne sürülmüş bir fikri reddetmektir. Bunu kelimelerin yapısından da anlayabilirsiniz:"Teizm" ve "A-Teizm". Yani ateizm teizme bağlıdır ve teizmin olmadığı yerde ateizm de olmayacaktır. Bu bakımdan "ateistler de tanrının olmadığına İNANIYOR" demek yanlış olur. Bir inanan bir inanmayan taraf vardır, ateistler inanmayan taraftır. Çok eski bir devir düşünün ki hiçkimse tanrı vardır yada yoktur demiyor. Tanrı diye bir kelime, bir kavram henüz yok. Daha sonra birileri böyle bir kavram icad ediyor ve buna inandıklarını söylüyorlar (teizm ortaya çıkıyor)... Bu durumda (birileri böyle birşey icad etti diye) bütün insanlar bir anda "inançlı" mı olacak?? Yani tanrı hakkında, -bu önceden olmayan ve yeni türetilen kavram hakkında- neden herkesin öyle yada böyle bir "inancı" olması gereksin? Ateizm inanç değildir. Çünkü "tanrı" diye bir kavram yaratılması işinde ateistlerin parmağı yoktur. Sonuç olarak ateizm: -Din değildir -İnanç değildir -Ve hatta bir "iddia" da değildir! İddia değildir, çünkü kendisi bir iddianın reddidir. Örneğin bir adam önümüzdeki ay tutulması sırasında intihar edilirse, çok güzel bir dünyaya gidileceğini söylüyor olsun. (Bu adamınki bir iddiadır, inançtır.) Şimdi siz bu adama inanmadığınız zaman, sizinki de bir "iddia" ve "inanç" olur mu??... Elbette olmaz. Ama bu adam 1 tane değilse ve çevredeki insanların çoğunluğu böyle düşünüyorsa, sizin bunu reddetmeniz -yanlış olarak- bir iddia ve inançmış gibi değerlendirilecektir... İşte aynı yanlışlık, teizmin çok yaygın olduğu ortamlarda da ateizm için yapılacaktır Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Sizler yeni fikir uretmekten acizken bilim cag atliyor.... Dinlerden bilim üretmek gibi bir iş beklerseniz zaten boş bir bekleyiştir.. Zira dinlerin birinci işi bu değildir.. Ayrıca unutmayınızki cağ atlıyor dediğin bilme çağ atlattıran bilim adamlarının büyük bir çoğunluğu bir yaratıcının var olduğuna inanıyor..! Hazır sana yazmışken cavapsız bıraktığın sorunun cevabını hala bekliyorum.. Soru DNA üzerineydi... Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2006 Dinlerden bilim üretmek gibi bir iş beklerseniz zaten boş bir bekleyiştir.. Zira dinlerin birinci işi bu değildir.. Ayrıca unutmayınızki cağ atlıyor dediğin bilme çağ atlattıran bilim adamlarının büyük bir çoğunluğu bir yaratıcının var olduğuna inanıyor..! Hazır sana yazmışken cavapsız bıraktığın sorunun cevabını hala bekliyorum.. Soru DNA üzerineydi... Saygılar.. Soru saklıgerçeğe yönelik sanırsam ama, ben senin sorunu cevaplamaya çalıştım şu başlık altında (sayfa 13) tekrar olmasın diye yinelemiyorum. Agnostist veya benzeri inançların, yani sadeceye Tanrı'ya inananların bugünkü dinleri kabul etmemesinin nedeni, mevcut dinlerdeki ilahların da "görünmez put" olduğunu düşünmelerinden dolayıdır. Semitik dinlerdeki Yehova/Allah inancı, sözkonusu dinlerin kutsal kitaplarında tarif edildiği kadarıyla, görünmez put inancıdır. Saygılar, sevgiler. Alıntı
Φ Shatin Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Bu arada yazı yazacak görüş beyan edecek arkadaşlardan bir konuda ricam olacak ve umarım beni kırmazlar. Mümkünse sadece islamiyet üzerinde yoğunlaşmayın çünkü bu din (görüş, inanış, inanç, felsefe) birçok konuda defalarca yer buldu. şimdiden teşekkürler saygılar, öncelikle fikirlerini burada paylaşan bütün arkadaşlara tek tek teşekkür ediyorum. yalnız ilk başta söylediğim şeyle karşılaşmak açıkcası beni üzdü. Görüyorum ki Dini konular bölümüne fikirlerini aktaran arkadaşların bir kısmı ateizm i bir kısmı islamiyeti savunuyor ve başka bir konuya kendilerini açmıyorlar (tabi bu benim fikrim) benim bu konuyu açarkenki düşüncelerim islamiyet veya ateizm gibi din, öğreti, inançların yanında dünya üzerinde var olan ve bildiğiniz diğer inanç, öğreti ve dinleri yazmanızdı. Ama bunu yapan arkadaş pek çıkmamış ve konu yine her konuda olduğu gibi yine islam ve ateizm çatışmasına gitmiş. Rica etsem artık biraz olsun şu iki inanç şeklinin dışına çıkabilir misiniz? Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2006 Ama bunu yapan arkadaş pek çıkmamış ve konu yine her konuda olduğu gibi yine islam ve ateizm çatışmasına gitmiş. Valla ben mümkün olduğunca semitik dinler ifadesini tercih ediyorum, ama tabi örnekleme gerektiğinde, doğal olarak en çok bilgi sahibi olduğumuz dinden, islam'dan, örnek vermek durumunda kalıyoyuz. Saygılar... Alıntı
Φ Shatin Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2006 Valla ben mümkün olduğunca semitik dinler ifadesini tercih ediyorum, ama tabi örnekleme gerektiğinde, doğal olarak en çok bilgi sahibi olduğumuz dinden, islam'dan, örnek vermek durumunda kalıyoyuz. Saygılar... evet sen mümkün olduğunca semitik dinler diyorsun ama buraya semitik dinler başlığı altında bildiğin dinleri alt başlık halinde sıralamıyorsun/sıralayamıyorsun. Herkesin yaptığı aynı şey kimi semitik dinler diyor kimisi ilahi olduğu söylenen dinler kimisi hurafeler vesaireler vesaireler ama isim konulmaya gelince bunlara hep islam deniyor. Benim buradaki bütün arkadaşlardan istediğim islamiyetle ateizmi bir kenara bırakıp bazı saygıdeğer arkadaşların da dediği gibi objektif bilimsel evrensel bir şekilde içinde bulunduğumuz dünya üzerinde bulunan farklı şeyleri de eleştirmek. Ama görüyorum ki bunu pek beceremiyoruz. ve benim buradan anladığım şudur ki (ön yargılı olmak istemem sadece konu başlığına bakarak yorum yapıyorum) islamiyet ve ateizm, deizm gibi kavramlardan başka birşey bilmiyoruz. Hala ısrarla bekliyorum biliyorum diyen varsa buyursun anlatsın. Evrensel arkadaşımızın bir yazısı vardı "kuran neye denir" diye. orada yazılanları bütün arkadaşlar hatırlar sanırım. orada ilk kez bu konuyu bu şekilde irdelediğimi kendi içimde ifade etmiştim. Ama görüyorum ki buradaki arkadaşlar böyle kendi içlerinde yeni şeyleri irdelemeye pek açık değil. Sadece islamiyet-ateizm savaşından başka birşey yok forumda. ateist diyor ki senin dinin şöyle böyle yalan yanlış abartı hilekar gereksiz vs. vs. müslüman geliyor sen şunu şunu görmüyor musun nasıl iman etmezsin vs. vs. Ateist nedir konusu şuan güncel olarak işleniyor islamiyet konusu da güncel olarak işleniyor forumda görüldüğü gibi ama kimsenin görmediği sanırım islamiyeti yorumlayıp kendine uymadığını görenlerin kendini ateist olarak nitelendirdiği. Yani başka dinleri, inançları, kavramları, öğretileri irdelemeden. Yine diyorum yok ben biliyorum diyen varsa buyursun yazsın paylaşsın biz de onun bilgilerinden faydalanalım. Ben birkaç yazımda "neden müslümanım?" sorusunu arıyorum diye yazdım. Ama gördüğüm birçok "zayıf" ateistim diyen insan gibi kalkıp sadece islamiyeti irdeleyip ateistim demem. Bu aynı şekilde bir müslüman içinde geçerli. yani bir üst satırda yazdığım şeyi müslüman bir insan için de söylüyorum. saygılar. Alıntı
Φ Shatin Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Evet arkadaşlar birçok arkadaşlar yeterince açıklayıcı bilgide bulunmayarak konuyu terk etmiş. Ama görüyorum ki hala diğer başlıklar altında ateist-islamiyet, islamiyet-ateist savaşı içerisinde bulunmak için çaba sarfediyorlar. Burada şu kanıya varıyorum ki Ateistim diyenlerin tek bildiği islamiyet, kuran ve bunları eleştirmenin yolları, bu konu Müslümanlar için de geçerli. Bilmiyorum ama inanın onca yazıları bugüne kadar okuyup birşeyler öğrenmeye harcadığım zamanı boşa harcamışım gibi geliyor. Hele hele şu son konulara baktıkça iyice birbirine sataşmadan hakaretten öte gitmeyen konu başlıkları açılıyor. herkese saygılar, Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Shatin: Bencede durum ayni fakat ben bu yasta cok seyler öyrendim herkez anliyacagini anlamistir zaten inatci arkadaslar devam ederler Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 evet sen mümkün olduğunca semitik dinler diyorsun ama buraya semitik dinler başlığı altında bildiğin dinleri alt başlık halinde sıralamıyorsun/sıralayamıyorsun. Herkesin yaptığı aynı şey kimi semitik dinler diyor kimisi ilahi olduğu söylenen dinler kimisi hurafeler vesaireler vesaireler ama isim konulmaya gelince bunlara hep islam deniyor. Benim buradaki bütün arkadaşlardan istediğim islamiyetle ateizmi bir kenara bırakıp bazı saygıdeğer arkadaşların da dediği gibi objektif bilimsel evrensel bir şekilde içinde bulunduğumuz dünya üzerinde bulunan farklı şeyleri de eleştirmek. Ama görüyorum ki bunu pek beceremiyoruz. ve benim buradan anladığım şudur ki (ön yargılı olmak istemem sadece konu başlığına bakarak yorum yapıyorum) islamiyet ve ateizm, deizm gibi kavramlardan başka birşey bilmiyoruz. ................ Yanlış yorumluyorsun sayın shatin. Bir ateist tüm inançları inceleyerek/irdeleyerek, bilerek bu aşamaya gelmiştir. Asıl üzerinde durulması gereken, bir aydının kendi toplumunun en acil meselesini çok iyi bilmesidir. Bizim toplumumuzun en acil sorunlarından birisi; inancımızın toplum üzerindeki olumsuz yönleri. Toplumumuz hıristiyanlık, musevilik yada bir başka din yaptırımlarından etkilenmiyor. Başka toplumun aydın kişileri de, kendi toplumlarının bu tür sorunları ile ilgilleniyorlardır eminim. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Evet sevgili arkadaşlar konunun başlığı aslında bir süredir aklımdaydı ama bunu yazmak için yeterli bilgi birikimine sahip değildim bu güne kadar.Öncelikle belirteyim bilgi birikiminden kastım forumda (dini konular bölümünde) yazan arkadaşların din, felsefe, inanç görüşleri hakkındaki bilgi birikiminden bahsediyorum. Şimdi sanırım az çok arkadaşların görüşlerini öğrendim ve bu konuda beni ve benim gibi arkadaşları aydınlatabilecek arkadaşların olduğunu düşünüyorum. Dini konular bölümü altındaki hemen hemen bütün başlıklarda islami inanış karşısında diğer görüşler var. Benim merak ettiğim şu; Bir insanın bir felsefe edinmesi için mevcut felsefeleri bilmesi gerekir. Sonra bu felsefeler, görüşler, inanışlar içerisinden kendisine uygun olanı yol edinir. Forumdaki (dini konular bölümüne özen gösteren) arkadaşlarımdan ricam buraya bildiğiniz felsefeleri, görüşleri, inanışları, dinleri yazmanız ve size uygunluğunu ya da uygun olmadığı yerleri göstermeniz. uzun olacak biraz ama buna ufak yazılarla da katkıda bulunursanız çok sevinirim. Bu arada yazı yazacak görüş beyan edecek arkadaşlardan bir konuda ricam olacak ve umarım beni kırmazlar. Mümkünse sadece islamiyet üzerinde yoğunlaşmayın çünkü bu din (görüş, inanış, inanç, felsefe) birçok konuda defalarca yer buldu. şimdiden teşekkürler saygılar, din felsefesi açısından yapılan sınıflamalar açıklanmış zaten..ben diğr din ve inanışlardan bahsedeceğim.. UPANİŞADLAR:bıreysel bilinç evrensel ruhla mevcuttur..hint tefekkurru insansı kuruntudan uzaklaşıp,mutlak birliğe ulaşma imkanı verir..(brahman) BUDİZM:buda uyarılmış anlamındadır..acıyı bilmek dındırmek ve benliğini ve arzularını kaybetmek gerekıyor..sade ve mutevazi hayat,çok arzudan uzak olma gibi doktrınleri vardır.. ZERDÜŞT:kuzey iran da ortaya çıktı.iyilik tanrısı hürmüz ve kötülük tanrısı ahrıman ın çarpıştığı sahne dünyadır..yakan ve temızleyen uluhıyetın sembolu olan ateşe tapılır.. TAOİZM:tao bütünün yoludur..bu bütünkendısınde arzular,nefıs ve tutkulardan arınmış boşluğu meydana getırır..butunun dışında kalan başka kanunlara boyun eğmeme davranmama dır.ve tanrıya gıden yolu açar.. ZEN BUDIZMI:ben ın arzularına bağlanmadan klendımızde boşluk oluşturmak..çin e egemen olmuş bir inanıştır.. değişik inanışlara ait kısaca yazdığım ilahı örnekleri: canlılar kıtlesınden ruh fışkırır bu bütünlük işte ruh eser ve çılecılık,işte size brahman ölümün ıktıdarından ancak böyle kurtulunur munkada upanişad düşünce ,sözde ve eylemde bırbırıne zıt 2 ruh vardır.bırı hayat verir,biri ölüm.. zend-avesta ilahileri zerdüşt üretmeden bitip buyutmek kendıne maletmeden büyütmek budur işte erdem tao nun kendısı davranmaz oysa herşey onda olup biter şayet presnler benımseseydı bunu dunya kendınden değişirdi LAO-tsö ey ilah sendeyım ben değilsin bende asla sen dalgalar okyanusların malıdır okyanus dalgalrın değil veda ilahileri Alıntı
Φ Rastlantı Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Eski türklerde "Gök Tanrı" dini vardır. Gök tanrı insanları yaratmıştır ve insanlara hükmeder. Ancak gök tanrı da başka bir güç tarafından yaratılmıştır. Bunu kültigin yazıtının doğü yüzündeki bir sözden anlıyoruz. Üze kök tengri asra yagız yir kılındukda ikin ara kişi oglı kılınmış. Günümüz türkçesi ile: Üstte gok tanrı altta yağız yer yaratıldığında ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış. Bir de yazıtlardaki bir söz dikkatimi çeker. Üze tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun, ilingin törüngin kim artatı udaçı erti? Yani diyor ki "Üstte gök çökmese, altta yer delinmese, türk milleti ilini töreni kim bozabilecek idi." Aslında alakası yok ama evrenin yok oluş senaryolarında evrenin "big crunch" ile çökmesi ya da bir "karadelik" tarafından yutulmasından bahsedilir. Elbette yaztıtta bahsedilen bir crunch yada karadelik değildir. Sadece bu kavramları hatırlatıyor o kadar. Saygılar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.