Φ GıLgaMeŞ Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2006 Güzellikler; Kainatın tamamında hakim olan, sanatçısını, daha kamil bir ifadeyle ''yaratıcısını'' gösteren yaratılanların sayısınca çok olan ayetlerden( delillerden) sadece biri... güzellik, onu ortaya koyanın güzelliğine işaret eder.Tıpkı nadide bir sanat eseri nasılki ustasının ,sanatçısının marifetine işaret eder, gösterirse öylede kainatta hakim olan tüm güzelliklerde ''ONU'' öylece gösterir ''ONA'' işaret eder. Burda bir soru akla geliyor , evet madde materyalistlerin sandığı gibi, başıboş ve tesadüfi varyasyonlarla olmuş olsaydı, kainattaki bunca güzellikler olmayacak, yerlerini tamamen çirkinliklere kaba ve işe yaramaz unsurlara terkedeceklerdi. Oysa öyle midir?Kesinlikle hayır. Madde sanıldığı gibi garip( ! ) tesaadüflerle oluşmussa şayet acaba kendisindeki sanatı , güzelliği, yani göze hitap etme ve izleyene bir göz ziyafeti verecek güzelliği hangi bilinçle ( ! ) elde etmiş olabilir?Burda durup düşünmek lazım bence,madde eğer bilinçsiz ve başı boş tesadüflerle oluyor ve canlılarda böylesine bir garip tesadüfle hayat buluyorsa , neye göre bu güzelliği kendisinde cem etmeyi düşünmüş, bunu hangi bilinçle yapmış olabilir? Tüm yaratılış safhalarını , amino asitlerden proteinlere varıncaya tüm kompleks molekül zincirlerini bırakalım bir kenara.Gülü düşünelim, tamam hadi diyelim böylesine revnak bir bitki bir şekilde hayat buldu, tesadüfi evrimlerle oluştu.Peki kendisindeki güzel kokuyu ve izleyenlere ''maşaallah'' dedirten ve en kaba ruhlusuna dahi, şairane ruhları telkin eden , o güzel görüntüsünü hangi mutasyonlarla hangi tabii seleksiyonlarla kazandı?Ve dahası ne için kimin için? Bu sadece bir tek gül için düşünüldüğünde bile insanı aslında kabule mecbur bırakacak , büyük bir hakikattir.Ama hepimiz görüyor ve müşahede ediyoruzki, kainattın tamamında böyle güzellikler ve sanat eserleri, adeta insanın gözüne parmağını sokarcasına sergilenmiş izleyenlerin beğenilerine sunulmuştur. Bazıları felsefeleri gereği bunlara '' alışkanlık'' demiş.Yani bunlara göre aslında ortada bir harikuladelik yok, tüm bunlar bizim alışkanlıklarımız nedeniyle bize güzel gelmekteymiş ( ? ) Peki neden alışamadıklarımız var? Öyleya eğer alışkanlık bunun izahı olmada yeterliyse, neden insan ''güzel'' ve ''çirkin'' kavramlarını ayrı ayrı tanımlamıştır? Güzel bir hayvan ve onun desenleri, baharın o sıcak yüzü, bizi şevke getiriken, çorak ve gölgesiz bir ortamdan sıkılır, köpeğin salyalarından tiksiniriz...Burda şunu diyenlerde çıkabilir ; bakın işte güzellikler var ama çirkinliklerde var.Evet doğrudur, çirkinlikler var ama çirkinlikler olmasaydı, insan güzelliği neye kıyasla bulacaktı?Soğuk sıcağı, karanlık aydınlığı , anlatmada en güzel bir örnek değil midir? Demek ki yaratıcı, yarattıklarında güzelliği bir ekstra olarak sergilemiş ve buyurun temaşa edin izleyin sanatımı, demiştir. sözlerime bir ayetle son vermek istiyorum. O Allah ki yaratandır, şekil ve suret verendir,en güzel isimler O'nundur.Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. HİMYATA'nın yazısından alıntıdır. Alıntı
Φ GıLgaMeŞ Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2006 Haddi zatında bu konunun düşünülmesi gereken yönü, güzelliğin , estetiğin canlının yaşaması varlığını sürdürmesi hususunda bir önemi olmamasına rağmen, neden canlılarda bunca güzellikler,azalarında olan simetrik unsurlar ve desenler , nakışlar göz alıcı bir şekilde, var oldu?Hatta darwin Asa Gray'e yazdığı mektubunda ; tavus kuşunu düşündükçe hasta oluyorum, demiştir. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.