[/b]Bu meselenin de yine elimizdeki kitaplarda fevkalâde terkibi yapılmış ve sünnet yolu Hakk'a vasıl olmanın merdiveni, mirkadı gösterilmiştir. Evet, hem yolu gösterilmiş hem de o yola fevkalâde teşvik yapılmıştır. Bu yol, öyle bir yoldur ki, binlerce veli ve binlerce dimağın bir araya gelmesiyle bulunacak bütün yollar ve o yolların mukaddes düstur ve prensipleri, sünnet-i seniyyenin en küçük meselesi yanında, çok küçük ve sönük kalacağı hakikatını, asrımıza kadar, yüzlerce hakikât eri, yüzlerce mürşit, tekrar be tekrar anlattı ve sünnet yolu, din yolu olduğuna tembih de bulundular. Farzlardan âdâba kadar, dînî hayatı bize tâlim eden Allah'ın (cc), davranışlarını doğrudan doğruya kontrol altına aldığı, her iş ve hareketinde hayra yönlendirilen Efendimiz (sav), bize hayatı tâlim etmek üzere gönderilmiş bir insandı. Farzı, vacibi, sünneti, müstehabı ve adabıyla..

 

Bu meselenin de yine elimizdeki kitaplarda fevkalâde terkibi yapılmış ve sünnet yolu Hakk'a vasıl olmanın merdiveni, mirkadı gösterilmiştir. Evet, hem yolu gösterilmiş hem de o yola fevkalâde teşvik yapılmıştır. Bu yol, öyle bir yoldur ki, binlerce veli ve binlerce dimağın bir araya gelmesiyle bulunacak bütün yollar ve o yolların mukaddes düstur ve prensipleri, sünnet-i seniyyenin en küçük meselesi yanında, çok küçük ve sönük kalacağı hakikatını, asrımıza kadar, yüzlerce hakikât eri, yüzlerce mürşit, tekrar be tekrar anlattı ve sünnet yolu, din yolu olduğuna tembih de bulundular. Farzlardan âdâba kadar, dînî hayatı bize tâlim eden Allah'ın (cc), davranışlarını doğrudan doğruya kontrol altına aldığı, her iş ve hareketinde hayra yönlendirilen Efendimiz (sav), bize hayatı tâlim etmek üzere gönderilmiş bir insandı. Farzı, vacibi, sünneti, müstehabı ve adabıyla..

 

Tabii, ümmetin fesadı zamanında bu ehemmiyette olan sünnet-i seniyyenin ihyası, farzıyla, vacibiyle, sünnetiyle o yolun yeniden işler hale getirilmesi ve aynı zamanda o geniş caddenin kıyâmete kadar teminât altına alınması uğrundaki hizmetler, o kadar mübârek ve o kadar kutsidir ki, böyle bir hizmete omuz veren zatların şehitlerle at başı gittiklerinde şüphe edilmemelidir. Hatta bunlar içinde, ömrünün her gününde birkaç şehit sevabı yakalayanların sayısı hiç de az değildir. Bu arada hususiyle erkân-ı imânîyeyi yeniden ihya etmeye çalışanlar, yüz şehitten daha fazla sevap kazanabilir.

 

Evet o sünnet-i seniyye içinde öyle meseleler vardır ki, onların birini ihyâ eden yüzlerce şehit kadar sevap kazanabilir. Nasıl, gıybet içinde bazan öyle bir gıybet olur ki, adam öldürmekten, zina etmekten daha eşeddir. Evet, elbette toplumu biri birine katıp karıştıran gıybet, herhangi bir şahsın çekiştirilmesi gibi olamaz. Bu durumda o, ferdî büyük günahlardan daha büyüktür. Öyle de,günümüzde ümmetin fesada gittiği meselelerde, bütün İslâm çarkının bozulduğu hengâmda, dine ait herhangi bir meseleyi ihyâ etmek için gayret edenler, elbette yüz şehit belki bin şehit sevabı kazanacaklardır. Hele mübârek gün, mübârek an ve mübârek dakikalarda bu işi yapabilenler, belki daha çok sevap kazanacaklardır. Cenab-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'in ifadesiyle, dilediğine fazlından dilediği kadar ihsanda bulunacağını ifade ediyor. Allah, evvelâ, bu yolda bizi kâim ve dâim eylesin. Sonra ihlâsla hizmete muvaffak kılsın!..

 

Çok bahtiyar ve talihliyiz. Hizmetimiz anlatılırken deniyor ki "İhsan-ı ilâhi olarak omuzumuza bir vazife yüklenmiş". Evet, bütün bütün her şeyin şirazeden çıktığı bu dönemde, çok kıymetli bir vazifeyle tavfiz edilmiş bulunuyoruz. Bunu müesseseleriyle, kadrosuyla, cemaatıyla ihya etmek, dünyada eşi menendi olmayan bir şeydir. Bir bakıma bu, Efendimiz'in (sav) vazifesini yüklenmek demektir. Şah-ı Geylani'nin manen, bize zahir olması, Hz. Ali'nin (ra) asırları aşarak bize arka çıkması, bu asırda görülen hizmetlerin fevkalâde ehemmiyet kazanmış olmasına binaendir. Bu zatların bir sürü işaret ve beşaretlerinin yanında, çok sadık rüya ve murakabelerde Fahr-i Kâinat-aleyhi ekmelittahâya-Efendimiz'in, tenezzülen asrın garipleri arasında dolaşması; Onların müesseselerini ziyaret etmesi, bazı şahıslara hususi iltifatlarda bulunması; sünnet ve sünnete hizmetin kerametinden başka bir şey değildir. Şahsî meziyet ve şahsi kemalat uğrunda gösterilen gayretlerle bu takdirlere mazhariyet düşünülemez ve düşünülmemelidir de... Temelde önemli hizmetlere vesile olmuş şahıs, gurup ve müesseselerin "essebebu kel fail "fehvâsınca bu mevzuda arslan payı elde edecekleri de, Allah'ın ayrı bir lütfunun tezahürüdür. Ve O'nun rahmetinin vüs'atinden her zaman beklenebilir. Şimdi, bu iman ve Kur'ân hizmetini belli bir seviyeye getirenler, sonra, ihlas, samimiyet ve aynı coşku, aynı heyecan içinde durumu koruyamaz ve mevcudu muhafaza edemezlerse, yani aynı tempoda hareket edilmezse, emanet alınıp başkasına verilebilir. Refüze olmalar olabilir; yani bazıları dışarıya itilebilir, atılabilir. Bizler, Allah'ın inayetlerini takdir ve idrak edip, takatimiz ölçüsünde gayret gösterebildiğimiz ve takdir, teklif, ihsan buyrulan lütufları değerlendirebildiğimiz nispette, imtihanı kazanmış, daha büyük lütuflara namzet bulunduğumuzu göstermiş olacağız.

 

Gönül arzu ediyor ki, her anı ayrı bir şehit sevabı kazandıran bu iman ve Kur'ân hizmetinde koşan arkadaşlar, işin başındaki aşk ve heyecanlarıyla, yakîn gelinceye kadar koşup dursunlar!..

Sayin kontrasagduyu;Sizce Kur'an isiginda dini vecibeleri yerine getirmekle Peygamberimizin sünneti arasinda ne ayricaliklar vardir,Peygamberimizi sevmek onun hak peygamber olduguna iman etmek Allahin emirleri arasinda degilmi?peygamberin sünneti derken Kur'andan ayri kavramlarami vurgulama yapiyorsunuz.veyahutta peygamberimiz Kur'an disi uygulamalarmi yapmistir.Fesat devrinde Peygamber sünnetinemi yoksa Kur'ana sarilmakmi daha kurtarici olur.

saygilarla

Sayin kontrasagduyu;Sizce Kur'an isiginda dini vecibeleri yerine getirmekle Peygamberimizin sünneti arasinda ne ayricaliklar vardir,Peygamberimizi sevmek onun hak peygamber olduguna iman etmek Allahin emirleri arasinda degilmi?peygamberin sünneti derken Kur'andan ayri kavramlarami vurgulama yapiyorsunuz.veyahutta peygamberimiz Kur'an disi uygulamalarmi yapmistir.Fesat devrinde Peygamber sünnetinemi yoksa Kur'ana sarilmakmi daha kurtarici olur.

saygilarla

 

sevgili politika; söz konusu olan şeylerin ikiside aynı şey değilmidir.Hatta peygamberimiz kuranın en büyük bir tefsircisi olması sıfatıyla onun kurandan anladığı şeyler olan sünnetine sarılmak daha makul değilmidir.

 

saygılarımla

sevgili politika; söz konusu olan şeylerin ikiside aynı şey değilmidir.Hatta peygamberimiz kuranın en büyük bir tefsircisi olması sıfatıyla onun kurandan anladığı şeyler olan sünnetine sarılmak daha makul değilmidir.

 

saygılarımla

Sayin gilgames,bakin ne güzel yazmissiniz,Onun Kur'andan anladigi seylerdi sünnetleri,ozaman bizimde Kur'ana sarilmamiz peygamberimizin sünnetinede sarilmak olmuyormu,Allah mi bizi yargiliyacak yoksa peygambermi..Bence fesat günlerindede diger günlerdede Allah'a sarilmak gerekir,bu ayni zamanda peygamberimizin sünnetine sarilmaktir.Peygamberin Kur'anin ruhuna aykiri hicbir davranisi ve konusmasi olmamistir.

saygilarla

ben dedimki

sevgili politika; söz konusu olan şeylerin ikiside aynı şey değilmidir.Hatta peygamberimiz kuranın en büyük bir tefsircisi olması sıfatıyla onun kurandan anladığı şeyler olan sünnetine sarılmak daha makul değilmidir.

saygılarımla

politika dedikiSayin gilgames,bakin ne güzel yazmissiniz,Onun Kur'andan anladigi seylerdi sünnetleri,ozaman bizimde Kur'ana sarilmamiz peygamberimizin sünnetinede sarilmak olmuyormu,Allah mi bizi yargiliyacak yoksa peygambermi..Bence fesat günlerindede diger günlerdede Allah'a sarilmak gerekir,bu ayni zamanda peygamberimizin sünnetine sarilmaktir.Peygamberin Kur'anin ruhuna aykiri hicbir davranisi ve konusmasi olmamistir.

saygilarla

 

politika kardeşim senin maksadın nedir bir anlayabilsem? yukarda son yazdığım sözü neden yanlış veya eksik gibi gösterdikten sonra, çevirip benzer şeyleri yazmışsın .hem Allaha sığınmak gerekir... diyerek neyi anlatmaya çalışmışsın?yazdıklarımda Allahtan başkasına sığınmakla ilgili bir şeymi var.Allahmı bizi yargılayacak peygambermi...yahu bu nedemek şimdi!!! peygamber bizi yargılayacak diye birşey çıktımı ağzımdan...peygamberin sünnetine ittiba etmek dedim...sen gelmiş bizi peygambermi yargılayacak diyorsun.Arkadaşım lütfen tuhaf tuhaf yazmayı artık bırakın bir kenara.Okuyucuya karşı küçük düşecek durumlara girmeyi münasip bulmuyorum.kısacası tadında bırak .saygılar.

sayin Gilgames,sizin icin bir fark yoksa neden insanlara Allahin Kur'anina sarilin yerine peygamberin sünnetine sarilmayi sakil veriyorsunuz.Peygamber sonucta elcidir,elciyemi sarilmamiz gerekir yoksa o elcinin sahibinemi.Asil ben size sormaliyim;Peygamberimiz sunu yapti böyle ibadet etti,söyle giyindi iddialarinizin yüzde kaci Kur'anin icinde yer almaktadir ve siz peygamberimizin bu söylenildigi gibi yapmis olduguna nasil emin olabiliyorsunuz,Yani peygamberimizin o günün gelenekleri dogrultusundaki yasam tarzidami müslümanlar icin sünnettir,onun kisi olarak giyinmesi,sakali ve biyigi o günün gelenekleri ile orantili olacagina göre neden sünnet olarak algilanmasini istiyorsunuz.BIrok ibadeti yalniz basina yaparak müslümanlarin kendisini taklit etmelerinin önüne gectigi belgelerle sabit olduguna göre neden hala bazi uygulamalar peygamber sünneti diye insanlara vurgulaniyor.Bugün gayet kesin olarak biliniyorki Hadislerin bircogu Peygamberin agzindan cikmamis birilerinin fitne icin Islama soktuklari uydurmaladir.

Ben yine yazdigimin arkasindayim,ve diyorumki Allaha sarilip pegamberimize itaatte kusur etmemeliyiz.En dogrusu budur cünkü en saglam ve degistirilmeyen kaynak Kur'andir.

saygilarimla

sayin Gilgames,sizin icin bir fark yoksa neden insanlara Allahin Kur'anina sarilin yerine peygamberin sünnetine sarilmayi sakil veriyorsunuz.Peygamber sonucta elcidir,elciyemi sarilmamiz gerekir yoksa o elcinin sahibinemi.Asil ben size sormaliyim;Peygamberimiz sunu yapti böyle ibadet etti,söyle giyindi iddialarinizin yüzde kaci Kur'anin icinde yer almaktadir ve siz peygamberimizin bu söylenildigi gibi yapmis olduguna nasil emin olabiliyorsunuz,Yani peygamberimizin o günün gelenekleri dogrultusundaki yasam tarzidami müslümanlar icin sünnettir,onun kisi olarak giyinmesi,sakali ve biyigi o günün gelenekleri ile orantili olacagina göre neden sünnet olarak algilanmasini istiyorsunuz.BIrok ibadeti yalniz basina yaparak müslümanlarin kendisini taklit etmelerinin önüne gectigi belgelerle sabit olduguna göre neden hala bazi uygulamalar peygamber sünneti diye insanlara vurgulaniyor.Bugün gayet kesin olarak biliniyorki Hadislerin bircogu Peygamberin agzindan cikmamis birilerinin fitne icin Islama soktuklari uydurmaladir.

Ben yine yazdigimin arkasindayim,ve diyorumki Allaha sarilip pegamberimize itaatte kusur etmemeliyiz.En dogrusu budur cünkü en saglam ve degistirilmeyen kaynak Kur'andir.

saygilarimla

 

peygambere neden itaat edilir kısaca anlatayım.

 

peygamber Allahtan vahyi alan insandır ve dinin kurallarını uygulamaya koyan kişi olarak, bilgiyi vahyi ilk kaynağından almıştır.böylece birilerinin sandığı gibi peygamberi devre dışı bırakmaya çalışmak aslında tereciye tere satmaktan beter bir benzetmeyle karşılanmalıdır.Mesela kuranda seni biz ancak alemlere rahmet olasın diye gönderdik...müminler için onda güzel örnekler vardır...eğer Allahı seviyorsanız bana uyunki Allahta sizi sevsin...vs...daha bir çok ayette peygamberin sünnetine uymanın önemi zikredilmişken sen hangi kaynakla karşıma çıkıpta peygamberin sünnetini o sünnettir bu gelenektir gibi nakli hiç bir yere dayanmayan isnatlarınla izaha kalkıyorsun.

 

lafı dolandırmadan açıkça deki;

 

peygamberi çıkarın aradan biz drek Allahın kitabına bakalım...ama senin bunu kastetmediğini etmeyeceğini bildiğim için diyorumki ; bu düşünce mantığı baştan sakattır.onun için Allaha yapışmanın yolu peygambere uymaktan geçer...peygamberi aradan çıkarıp kimse ben kurandaki Allaha iman ettim demesin...diyemezde zaten.

 

saygılar