Φ figgaro Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 YERYÜZÜ TANRILARI... şimdi..öyle bir meseleki beyin acıtır..yıllaryılı varolduğundan beri insanoğlu..hep kandırılmış..uyutulmuş..ve de düşündürülmüştür..ama istenilen şeyii..dayatılan..yıllar öncesinden avrupada kliseler..dahada öncesinden..mısır da firavunlar..hindistanda mihraceler..şunlar..bunlar..bitmez..eski yunanda tanrılaştırılmış insanlar..ve sembolik tanrılar..şimdisinde G-7...heralde bunlarda G-9 falan olmuşlardır..ben inanırım ki..insanlığı yöneten bir zümre vardır..bunlar ekonomik ve sosyal olarak çok güçlüdürler..aşmıştırlar yanii..hatta dünyadaki bir çok kayda değer lider bile bunlara hizmet etmektedir..çaresizliğide yaratan onlardır..çareyide..üstümüze gülende.. ----ne açlıktan ölenler..ne savaşta ölenler..ne nükleer tehlikelere maruz kalanlar..nede yok olan dünya..değildir umurlarında..ayıkın..tapındıklarınızdan yakınma zamanı.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 ANNE DEVE İLE OĞUL DEVE...(eski bir hikayemdir..bu günümde yine depreşmiştir..) *oğul deve sorar: anne neden bizim hörgücümüz var.. -anne deve derki: oğlum biliyorsun ki biz çöl hayvanlarıyız ve biz çöl hayvanları olan develer..çölde çok uzun yolları katedebilmek aç ve susuz, bu hörgüçlerimizde enerji depolarız ..işte o yüzden vardır hörgücümüz...der.. *oğul deve:..hıııı...der.. aradan biraz zaman geçer ve oğul deve tekrardan.. * anne ..neden bizim gözlerimiz küçük ve kirpiklerimiz böyle uzun.. der.. -anne deve derki: oğlum biliyorsun ki biz çöl hayvanlarıyız ve biz çöl hayvanları olan develer..çölde çıkan kum fırtınalarından uçuşan kumlar gözlerimize girmesin diye böyle küçük ve kaçmasın diye gözlerimize kirpiklerimiz böyle uzundur.. der.. *oğul deve...hııı..der.. biraz zaman geçer.. *oğul deve yine sorar:yaa anne ..neden bizim ayaklarımız böyle yayvan,kaslı ve dik .. -anne deve derki: oğlum biliyorsun ki biz çöl hayvanlarıyız ve biz çöl hayvanları olan develer..çölde sırtımızda ağır yükleri uzak mesafelere taşıyabilmek için ayaklarımız böyle kaslı ve dik..ve sıcak çöl kumlarına basabilmek için de yayvandır ... *oğul deve: yaa anne..! o zaman bizim bu kod....n hayvanat bahçesinde ne işimiz ..var der.. anne ..: ---- Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Figgaro hikayen süperdi. anlaşılanburadan iyi felsefik tartışma konusu çıkar insana uyarlarsak bu hikayeyi çok ilginç olur değilmi? Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Figgaro hikayen süperdi. anlaşılanburadan iyi felsefik tartışma konusu çıkar insana uyarlarsak bu hikayeyi çok ilginç olur değilmi? ben üstüme alınmıştım bu hikayeden... sen ne eylersin..black cady..sencede değilmi..yanlış bir hayat doğru yaşanmaz...... ---unutmadan bu topicte bir delide göreceksin..kendi faunusunda yaşayan..bazen kendini de göreceksin..güleceksin..güleceksin..ağlarken.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 unutmadan black cady...imzan.. koparttı beni kafadan.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Vah vah devenin durumuda vahimmiş Figgaro, peki sence bizim neden hörgücümüz var? Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 ..... ..... elinde 2 kg domates ve küçük bir kase yoğurt alacak parası vardı.. bekliyordu evde annesi kardeşleri açtı.. sıcak bir gündü..güneş tepede.. ayağında yarım kalmış bir terlik.. kurumuştu dudakları.. onbeşinde bir kızdı daha.. bir Mısır hatunu... evlerine iki km ötedeydi bakkal.. vardığında bakkalın önüne.. oturmuş kenarda arkadaşlarıyla coca cola içen yaşıtlarını gördü.. yutkundu..yutkunamadı.. DURAKLADI.. bakarken yaşıtlarına acılı bi sancı.. girdi şakaklarına.. sıcak cehennemsi gülüşüyle çatlatıyordu.. yanaklarını... geçmişti kendinden..hissetmek ister gibiydi.. coca cola yı ağzında.. kurumuş dilini öne itip.. geriye çekti.. öyle kuruydu ki.. geri çekemedi.. bakkala girdiğinde ne isticeni bilemedi.. annesi geldi aklına.. verilen öğütler ve cehennem azabı.. ya güneş..sıcak ve kuru bir dil değilmiydi..azap.. aldı bir coca cola.. ve hissetti içinde..asitin her dirhemini.. genirdi..gülümsedi.. annesi geldi yine aklına.. ve her kız annesinin kaderini mi yaşamalıdır .. diye düşündü.. düşündü.. çünkü annesi .. kadının cennette yeri yok.. der gibiydi... --- Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 bu yazım ve bir üstteki çok öncelerden yazdığım mevzularımdı..pek bişey değişmemiş gibi be anacım.. yoksam ben..yaşıyorum yaşıyorumda yaşamıyorum gibi mii...hee.. korkuyoruumm... sigara bırakma üzerine... ...malum.. istemeden içenlerin...kabusu... bir maymunun tövbesi muzu görünceye kadardır..(üstümedir alınmayın..) yıllarca uğraştım..en yakın arkadaşım..aynı zamanda da karındeşenim oldu..lise yılları hoyratız..serpilmiş bir boy..tellenmiş sakallar...büyüklerimizin yanındaysa hala küçük görülme halleri..vıyy...olurduk... ..netekim..sigara içmenin büyüklüğüde beraberinde getireceği gafletinde bulunduk...akşam çekildiğinde evlerine insanlar..mahallemizin o büyükçenek okaliptus ağacının altında hala dün gibi hatırlarım..canım..cancağızım..yakın arkadaşım Mustafa'nın tek dal maltepe sigarasını elime tutuşturup sonrada sigarayı tutuşturup..beni zehirlediği günü..öksür paskır halleri..malum ilk deneyimim..ciğerler sıfır kilometre..şimdiki gibi düdük makarnası diğil.. (fazla mı yerdim kendimi ne...yinede havuzda beni dalmada geçene rastlamadım..neyseeee..)..tektir tüktür tıngır mıngır derken başladık sigaraya..... ahh Mustafa ahh..hala karşımda öyle keyifli..öyle iştah açıcı içerki..sormayın gitsin...son iki yıldır denemediğim taktik kalmadı..önceleri sakız ciklet çerezle sigaranın yerini doldurma halleri..ceketimin içi şarküteri gibiydi..yemedi..sonrasında iddialara başladık..takım elbise mi almadım..yemek mi ısmarlamadım..yemedi.. sonrasında işin felsefesine eğilmeye başladım..oğlum figo..dedim kendi kendime..yenemiyosun sen işte bunu..ne yapacaksın o zaman dedim akıllı bir adam olaraktan..savaşmıcaksınnn..baştan yenilgiyi kabul edeceksin..(kadınların karşısındaki halimiz gibi..) heheuheheu..neysem ciddiyeti elden bırakmayaraktan..devam edelim..amma şunu hep yapardım..cebimde paketim varken bırakmaya çalışırım..kriz geldimi yanındaki birinden istemek ne koyuyor öyle yaa..hele fazlada samimi değilsen..(gerçi onlarda halden anlar ama..kim anlatacak..)neyse iki yıldır yemediğim nane kalmadı..reiki sinden..yogasına..sigarayla psikolojik barışmışlığımdan..zararı ziyanı..sağlık bozucu yanlarına kadar..yoo..yemedi bırakamadı figo.. ...belkim..belkim diyorumda.. bir gerekçe lazım bırakmama..nasıl bir şey olabilir..bir bağlayıcılık..çok sevdiğim birine vermiş bulunacağım bir söz..aşklılık hali..hıı..ne diyosunuz..çok sevebileceğim..aşık olabileceğim..bir kadına vereceğim söz bıraktırma sebebim olabilirmi sigarayı..(önce aşık olacak kadını mı bulmak lazım.. ...)..nee ..ne dedin..kadın olursa hayatımda iki katına mı çıkar içtiğim sigara..ne ..sigarada mı kesmez artık..yeteeeeerr..yeteeeeerrr...kabul ediyorum..tek suçlu benim.. İRADESİZİM...(ohh bee) Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 Hani davul sendedir de tokmağı başkası çalar ...vay anam vayy..Lorennaaa ne güzel sesin..sen nasıl bir sentezsin..sabahımı şenlendirdin..dur.. dur..Lorenna boğulur nefesim sesinin içinde..yumaklanmış her sevda yuvarlanırda..dur Lorenna ..çıkarırmısın cd yi cemre hanım..teşekkür ederim.. Alıntı
Φ paris Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 diloş..sen nesin biliyomusun.. hani dolar ya için..için için..sevinç..hani çıkmak istersin dışarı..rüzgarla yarışmak..koşmak..ama hiç susmamak..hani taşar ya gönlün katmer katmer..bayramlık alınmış gibidir sana..hemen giymek istersin..hiç çıkarmamak..hani sulanır ya gözlerin..hülyalı bakışlar arasında..alkışlanıyorsundur..ayakta..sevdiklerin karşında....hani beklersin ya yolunu..gelişi bitişi olacaktır hasretin..görünür sarılırsın..ve hiç bırakmak istemezsin..hani vardır yaaa..bir düşüngü..geldimi akla...gülümsersin...işte bu anlar ...SENSİN... canım senin bu yazın bana erol evgin in işte öyle birşey şarkısını anımsattı,evet seni tanıdım ama sabahtan beri beni sinir ettin birazda ben edeyim dedim,fıkrandan tanıdım.yazılarını okudum hepsi çok güzel Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 canım senin bu yazın bana erol evgin in işte öyle birşey şarkısını anımsattı,evet seni tanıdım ama sabahtan beri beni sinir ettin birazda ben edeyim dedim,fıkrandan tanıdım.yazılarını okudum hepsi çok güzel teşekkür ederim..ben sinir etmedim..sen zate sinirsin..nereden buldun o yazıyıda..erol evgini üstüne kondurdun ..yazılarımı beğenmene sevindim..demek sende şizofrensin.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2007 ANTİLOP SÜRÜLÜĞÜNE GİDİŞ... kafayı yememek elde değil..her yer inşaat..asfalt..hele arabalar.. nefret ediyorum..izm ler ve özel mülkiyetler sonrasının açık hava hapishanesi koca bir ülke..nereye gidebilirsin ki alıp başını..keserler yolunu..çıkacak ne dağ ne mezra..orman mı..hangi orman..aç kalırsın..heryer kuru..boz..dedenin keli gibi..köylüde ister parasını..başka bir ülkeyemi gitmek..rüyanda görürsün..sınır zaptiyeleri ensende..insanlar: ne yapar ki şu insanlar..he koşş..koş bakam nereye..elektrik faturası mı yatırıcan..kredi kartı kuyruğumu..yo sen işe gidiyorsun..ne yapmaya..müdür müsün..yada elemen..patron mu.. ne değişirki..kim yaşıyorki kendini..doğasını..nerede yaşamalı insan..demir yığını bir araba ve taştan örülü bir ev..hatta beton..kafalarımız gibi..en son kim kasmadan sevişebildi..yada çimenlerin üstünde..yada seyrederken gökyüzünü..tühh giydiğin kürk mü..deniz manzaralı mı evin..sitenizin bahçesinde botanik bir yapı mı var..gülüşün gibi yapmacık..cık.. cık..deliyiz deli..ortaçağdan bir adam gelse şimdi..görse şu halimizi..önümüzde ışıklı bir kutu..kitlenmiş durmuşuz önünde saatlerce..kendi kendimize hareketler yapmaktayız..kutuya bakıp..kadınına insan bakıyormudur ki bu kadar..sanalcıktan olmayan kadınına..hadi bin sene bir ata..gezmek iste şöyle gönlünce..heh hee..nerede gezecen asfalttamı..zaten görüntü kirliliğinden dolayı alırlar seni içeri..atınında sökerler nalını..sonra o nalı..neyse kalsın bende..ne yapacakları..ha geldi ortaçağdan bir adam..gördü şu halimizi..durmaz..hemen geri biner zaman makinasına..koşturark gider kendi çağına..nedir ki medeniyet..insan olamamak mı..yada insanı aramak..eski kitaplardan..eski hayvanları..bitkileri..seyyahları..dünyanın dahada büyük olduğunu önceleri..okumak mı..sonra daha da öfke..adını koyamadığın bir eziklik..doğanı yaşayamamak.. öleceğiz..ölecek..programlandımız gibi yaşayarak..doğduğumuz yerde..yada 200 yada 800 km ötesinde..ne farkederki..şimdi dahada küçük dünya..gizli bir yer kaldımı ki dünyada..oyuncağımız değilmi..bırakın fiziksel yapısını..kimyasını değiştirmedik mi..metrelerce aşağısında nükleer denemeler yaptığımız..oyuncağımıza bile hayınız..gönülden hayın..akıl fıs mıntıfıs korosunun daimi solistleri..hemde hazineden geçinmeli kimimiz..neyle geçinirsen geçin..evine gelde bi akşam düşün..yaşadığın günün sana dayattıklarından arınarak..becerebilirsen eğer..bir düşün bakam..bu gün ne yaptın..güzel bir proje mi sundun çalıştığın şirkete..müdürünün gözüne girme çabası mı debelenmen....dahamı çok para kazandın..birini mi kandırdın yoksa..kısa günün karı sırıtmacımı televizyonun karşısında avrupa yakasını seyrederken ki halin..neysen nesin..ama bilesin..yaşamıyorsun kendini..ne de doğanı..şimdi bir düşün kendin için ne yaptın bu gün..ben sana söyleyim..hiç bişey..dayatılanı yaptın..inandırıldığını..yarınlar..hangi yarınlar..senin dünün oldumu ki...sana ait.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 "Pazar yerinden ve şandan uzakta yer alır büyük olan her şey. Hep pazar yerinden ve şandan uzakta barınmıştır yeni değerler yaratan. Yalnızlığına kaç dostum: görüyorum ki her yerini ağılı sinekler sokmuş. Sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç! Yalnızlığına kaç! Sen küçük ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın. Onların göze görünmez öclerinden kaç! Onlar sana karşı öcden başka bir şey değildirler. Artık el kaldırma onlara! Sayısızdır onlar, hem senin yazgın sinek kovmak değildir ki... " ---Nietzsche.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 evet....bişe yazacaktım..unuttum..unutmadım da.. şimdi zamanı değil..tohum atılmıştır toprağa da..bekleyişse yağmura...dimi öle boşboğazlık yapmamak lasım.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2007 İNSAN VE AFORİZMALARI.... kıyıya geldiğimde havada balık kokusu vardı..gün kararmak üzere..ismi söylenilmiş tekneyi aradım.."mavi istiridye"..gördüm..tekneye doğru yaklaştım..teknenin dalgalarla sallanışına..dansına baktım..güzeldi..tekneye atladım..davetliydim..biri hariç diğerlerini tanımıyordum..merhabalar..yerimi gösterdiler..rakı balık muhabbeti vardı..tekneye göz gezdiriyordum..gülüşler samimiydi..güzel bir masa..közde pişmiş balıklar..salata..ve usta bir saki.. --tahta bir iskemlede oturuyordum..diğerleri gibi..etrafa göz gezdirmeye başladım..yelken direği..pupa..iplerdeki düğümler..kamara..dümen..derken yudumlanan rakılar..denizci abilerin anlattığı yaşamsal kesitler..ve gülüşler..ve o yazı..Hiç bir iyilik cezasız kalmaz..öylece kaldım..gemi dönmeye başladı..ben dönmeye başladım..düşünceler..yaratılışta barınan anlam..dünya gibi..dümen gibi..dönmeye başladı..şeytanlar raks etmeye başladı gecemde..rutubetli tenhalık kumkumaları..ve zehirli bıçak ucu gibi fısıltılar..gittikçe yer etmeye çalışan beynime.. --biri kel..diğeri göbekli..saki ise uzun boylu, atletik..bense apoletleri sökülmüş bir amiral gibi..teknenin tepesinde yanan ışığın altında..o yazı..fısıltılar..ve sorgulanan suskunluğum..gülümsedim..yaşça hepsi benden büyüktü..hatta kimisi babamdan bile büyüktü..ve dedim..hasret çeken denizcilerin tuzlu gözyaşlarımıdır denizi tuzlu kılan..sahi sizin her limanda bir sevgiliniz varmı..orkinos nasıl avlanır..ya attığınız düğümler..her denizci seferinde mi ölmek ister..denizden babanızda çıksa yermisiniz..nedir sizi çeken arşınlarken ummanı..dokunulası bir dişi mi..hangi kutsal ayartıcı..yoksa güzel sesli şarkı söyleyen deniz kızlarımı..yaklaştıkça ses..dahada uzaklaşılan.. --nedir ki..yanılgıların en tehlikelisi..ve sonunda can alan..sen benim kanımsın deyip..unutmuş olsamda bazen yanımda oluşunu..terketmenle beni..ölümüm..ruhun bedeni defnettiği o görkemli merasim.. ---devam eden gece..bardakta mayışan rakı..espirisiz gülüşlerdeki burukluk..ve her bir yüzde barınan onlarca yaşanmışlık..ve o yazı..ve gözlerim..bakmakta..sihirli bir parmakmıdır onu yazan..kaptanın seyir defterindeki yaşamsal parola mı..hangi pozitif eylemin negatif seleksiyonu..sormadım..ve rakı bitti..gece bitti..kalktım giderim..tokalaşmak için uzanan eller..ve kemiksiz dillerden çıkan "iyi geceler"...teknede yürür iken o yazının yanından geçiyordum..son bi kez baktım ..göz kırptım.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 * Say Ki...* Benim yalnızlığım sende hep kalabalık kalacak... Ben “yok”luk kararını çok oldu verdim bir “şeyler” in… Kızıl akşamlara kalemimi kıralı uzun oldu… İçimde birikenin ne olduğunu görmen çok zor… Hiç bir “şey” bekleme benden… Gelmedim… Gülümsemedim say… Yazmadım… Dökmedim ruhumdaki uzaklar hevesimi dizeler yoluyla ruhuna… Üflemedim en bilinmedik iklimleri tenine… Çiçekler toplamadım ayak basılmamış topraklardan avuçlarına… Dalıp dalıp gitmedim hiç bir su birikintisine… An’lık şiirler dokumadım sayfalara… Hala sorsan uzun,nefessiz bir yoldadır aklım… Ki, bir uzansam,en uzak istasyonlara dokunabilecekken… Çekilmedim… Çekinmedim… Buradayım… En olunması gereken yerde… Yağmurun denizle dans ettiği… Salkım saçak söğütlerin gövdelerine yaslanıp kitaplar okuduğum yerde… Yanıldığım,yaralandığım,belki de yenilendiğim… Bir sokak kemancısının notaları altındayım… Bazen öyle kırılmalar iliklenir ki dudaklarıma, Meyve suları bile içilmez olur,tortulanır… Dibine çöker… İçinde kalır… “İçimde kalır…” “Bulanır…” “Mavi” karışmış karlı o uzak yollardan geliyorum ben… Tepkiliyim ruhumu bunca yalnızlığa sürükleyen gördüklerime,biriktirdiklerime karşı… Hep tuhaf,bilinmez bir yalnızlık gizliymiş bütün kalplerde meğer… Yalnızlık var olduğundan bu yana, “bunca ve onca kalabalıkmış” yeryüzünde meğer… “Sen anlarsın” diyorlar… Verecek ne cevabım,ne de cevapsızlığım yok!... Suskunum… Anlayışsızım… Arada en olmaz yerde kulaklarıma çalınınca o şarkı, içimde tarifi mümkün olmayan kompozisyonlar birikiyor… Girişi var, gelişimi yarım... Sonucu ise çoğu kez ben de bulamıyorum… Aramıyorum da… Islak,yağmurlu karışımlarda çöl iklimine dönüşüyor aklım… Ellerimde,gözlerimde birikmiş, bütün kalabalık ortamlardan toplanmış eşsiz bir yalnızlık senfonisi şimdilerdeki… Yokluk gibi bişey… ----- ---ahh..ajda pekkan..hep sen oldun sebep bu hale gelmemde ..yaktın beni..petrollll....sarışınım balım..niye öle yaparsın..eylen güzelim gününü gün et..ben vazgeçmişken eyleenn..karaları ben bağlarım..sende vakit çok erken.. hem sen niye bakarsın öle...endamı orjinalinde cilveli..hadi ajda başla...palavraa..palavraa..palavraaaa..palavraa... hepsi palavraaaaa...inanmıyorum sanaaa... ....ettin içimi kımıl..kımıl.. a.aaaaaa... niye inanmazsın bana..ajda..men seviyom seni...deme sen; kimler geldiii hayatımdan kimler geçti...hiç birisi senin kadar sevilmedi..en güzeli hasretini gidermedi..kimler geldiii..kimler.geçtiii...darıldım ben sanaaa..demek hep geçtii..alicin olsun ajdaa...sen sorumlusun ama bu kel kafamdan..annıyon dimi..aldın aklımı..sonnada... ---kapı açık..arkanı dön ve çııkk.. istenmiyorsun artııkk.. bir zamanlar sende bana acımadın.. yalnız kaldım.. yıkılmadım ayaktayım.. ooovvvv yaşadım.. yaşıyoruumm.. meydannn okuyorum.. hayata ve sana.. kalbim doluyor aşkla.. barıştım bak zamanla... başladııımmm...yaşamayaaa.... hey..heyyy... ---annıyon dimi ajda... sen yüzünden gönnüm şimdi yasta..gördüğüm ilk gün seni olmuştum hasta..şimdi canım çeker pasta...niye beni böle ettin ajdaa...olurmu hiç ütüp..ütüp..kaçmak... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2007 ciddi..ama çook ciddii..kuzeeen kendine gel..gıcırdatma dişlerini..kırılır..bak sana olmuş bi espiri anlatam.. ---ropörtaj meraklısı cem yılmaz'a yaklaşır.. *cem bey, hep gülüyorsun..her anın espiri..senin hiç ciddi olduğun bi an yokmudur.. --cem yılmaz ise; bi an durur..geri döner..yüzüde hafifçe asaraktan.."aslında ben senden daha ciddi biriyim..çünkü hayatı ciddiye almıyorum.." der.. ---röportajcı ---şakacı şey.. *** aaa..bi mevzu daha var..yine meraklı bir röportajcı..alpaçino ya yaklaşır.. --sayın alpaçino..boyunun kısalığı seni rahatsız etmiyor mu..hani yumurta topuk falan.. alpaçino...scar face filminde ki o restorantta canlandırdığı repliği yüzüne takaraktan...şöle der.. tamam ama...girdiğim her yerde en güzel kızı ben götürürüm... ----- aaaa kuzeeenn..tepki mi verdin ne..yüzünde küçük bir tebessüm oldu gibi..yoksa bir sinir mi attı.. kuzen sen ne yap biliyon mu.. ağlaa... töbe..töbee.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 içimdeki cellat bir çocukla oynamakta şu an..seni gidi mavi gözlü çocuk..uslandıracaksın demek..yiğitsin.. ÇATIDAKİ KUZGUN... bir seyire dalmıştır.. ahh..tüyleri parıl..parıl.. sivri gagalı kuzgun.. çakmak gözlerinde tam matine bir film oynamaktadır.. keskin bir ses işitilir..çatıda zümrüt kanatlı gelmiştir.. kuzgun hiddetli.. ne geçmiştekileri kurtarmak.. nede gelecektekileri haklı çıkarmak.. soluksuz yüzlerde bir sevişgenlik... sevmesi..sevmişliği kendini.. övgüsü..kendindeki yüceliği.. çırptı kanatlarını.. uçtu bilinmez tanrısına.. dilenecekti yine bedenini.. bir günlük müritliğin provasını.. yapmıştı dünden... ---fgr Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 Filistinliler yalnızlığa mahkûm;İnsan şehitlerin sayısını rakamlara dökemiyor. Zira bu sayı her an artıyor. İsrail katliamları birbirine benziyor ve tekrarlanıyor; her gün yeni bir katliam yaşanıyor. Kurbanlar, aç çocuklar ve kadınlar.(radikal) ---gittikçe ütopyalaşan halkların kardeşliği..ve öldüren kadar suçlu olanda, izleyenlerdir gerçeği...tüm insanlar dünyanın diğer ucunda haksızca öldürülenlere karşı sorumludur..öldürülen hangi halktan olursa olsun.. ---yine güncel geyikler içre...boynuz parlatmaca hadiseleri..hani bir söz vardı..gerçi son zamanlarda aforizmalara da kızgınım..anlamlı tümceliği kendi sınırları içinde..hani kendince düşünen kendi kadardır gerçeği..neyse söz; çin deki bir kelebeğin kanat çırpışı teksas ta da kasırga yaratabilir..mi..miş..ali yemeği yemiş.. --anlarız bir gün yaaa..yakın..bir kasırga içine girecekliğimiz.. ***yok hani sonrasında da dedim miydi..insanın en büyük günahı doğmuş olmasıdır..şu masum benzetmem..hani masum olma durumunun iki hali..yada tamamlanamamış psikolojik evrim..(özel mesajlarlada kafamı şişirmeyin diye şey ettiriyom)gerçi bazılarını iki milyon cilt psikoloji kitabı okusanda anlayamazsın yaa..neysee.. ben gidiyom mezarlığa..huzura ihtiyacım var..sessizce bir dolaşam..iyiki kahvehane alışkanlığım yok... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2007 ..sevgi (sevmek) seviciliği... sevmek çok kolay..zor olan sevilmek..kişinin seni sevmişliği altında ezilmen halleri..şey gibiii..mutluluğu herkez tüketirde..ya "acı" yı paylaşmaksa durum..tu- ka- ka...ya yapmacık serenatlar..yada yanında samimi bir kaç kişi..yada hiç..neyse mevzu bunlar değil.. mevzu sevilmek..çoğu zamanlar bu durum depreşmiştir bende de dillendirememişimdir..kişi niye sever.."ben seni seviyom"..dodott.. çöktü mü üstüne ağırlık..sevilmek zordur..sevene karşı sorumluluk yüklenir sana..istemesende.. ---her görüşmeniz..konuşmanız..yada her ne ise..durumlarında..gözünün önünde hep o görüngü..senden bişe ister (ilgi-alaka-hak vermen-vs.)..ama yüzünde "unutma haa ben seni seviyom sırıtmacı" vardır...bi yerden sonrada eros un okları tersine döner tabii..sevmediği oluveririm.. --oldum bittim birilerine ; "seni seviyom"u çok zor kullandım..sevgi eylemlerle ifade edildiğinde ve sevgin karşındakini tutsak kılmayacaksa- sevgidir bencee..önce karşındakini kusurlarıyla sevme ise başka bir hadise..kusursuzluğu en çokta kendini kusursuz zannedenler sever... ---bu gün öğle yemeğinden sonra annem başladı..dün misafirliğe gitmişte..oradakilerde beni tanıyor..ayy..anneme övgüler..mehtiyeler..sen nasıl bir çocuk doğurmuşsun ölee..diyee..biz onu çok sevdik..severik..ailece severik..altın günü hanımlarıda beni çok severmiş..beynim acıdı yaa..kim niye sever ..annamadım..bir iki hikaye anlatmıştın onlara sadece-gülüşmüştük....bide estetik olacak bayanlara bir iki teknik bilgi vermiştim..güzelleşmek isteyen bayanlara haklısınız demiştim..bende bayan olsam güzel olmak isterim...demiştim..öle iştee..erkekler güzellere bakıyor..bakmayın siz öle insanın içi güzel olsun diyenlere..onlar binde bir çıkar..ben gibi.. ........ ---kadınlar yaşlandıklarını erkeklerin vücutlarına gösterdikleri ilginin derecesi ile anlarmış (Milan Kundera)..dedim..ayy haklısınız figgaro bey ..demişti hepsi birden..vay be demiştim..kasıntısız bir konuşma olucak gibi de düşünmedim değil..sonra kahvemi içip çöreğimi yerken..ani bir zengin kalkışlıyla sıvışmıştım oracıktan..hani ben sevdim (çörek yedirdiler ) ablaları da..(onlar beni severmi korkusu sardı içimi..)öncesinde anneciğime demiş ..bizim bayanlar..figgaro beyin bir estetik cerrahı arkadaşı varmı diye (hani ucuz yollu olsun gibilerden)..annemde var demezmi..evet var ama..ben uğraşamam derken anlamış oldum..niye beni böle seviyor oluşları.. ...gerçi bu anlatı sadece bi konuya mahsustu..daha beni ne sevenler var..kaçtığım kaçıştığım ..fellik fellik.. neyse mevzu yine aynı..sevmek kolay..sevilmek zor..şimdi cerrah arkadaşımın ajandadan kartını aramakla meşgulüm..sevildik bi kere.. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2007 ÇAKALLARIN AŞKI......(çok etkilendim) kısa bir seyehat sonrası eve geldim..valizimden eşyalarımı çıkardım..havluyu alıp duşa gittim..duştan çıkıp salona geldim..saçlarımı havluyla kurutuyordum ki televizyonu açtım..bir belgesel..izlemeye devam ettim.. --her hayvanın yaşam alanı (bölgesi) vardır...izlediğim belgeselde de bir çakal ailesinin bölgesine yabancı bir erkek çakal gelmişti..ve yerli aile çakalları tabi en başta baba çakal yabancı çakalın etrafını hemen sardılar.. yabancı çakal karşı gelmiyeceğinin göstergesi olarak hemen yere pıstı ve kuyruğunu iki bacağının arasına aldı..meğer yerli çakal ailesindeki en büyük kızın arkadaşıymış..onun için gelmiş..ama baba çakalın en büyük kızı olan çakal avlanmaya gittiğinden , arkadaşı olan çakalın geldiğinden habersiz..baba çakal ve diğer aile üyeleri bu yabancı çakalın ne için geldiğinin, amacının ne olduğunu bilmedikleri için..yabancı erkek çakala saldırma haline giriştiler..canı yanıyordu garibin..sonrasında baba çakalın en büyük kızı göründü..avdan dönmüştü..erkek arkadaşını gördü , annesi ile babasına bağlılık ve sevgi serenatları yapmaya başladı(bu birazda karşı koyuştu..aşkıma gideceğim karşıkoyuşu)..tabi gelen çakalında erkek arkadaşı olduğunu belli etti..bu dişi çakal baba evinde kendinden sonra doğan kardeşlerine hep bakıcılık falan yapmıştır..iyi bir abladır..sonrasında baba ve annesine yaptığı bağlılık ve sevgi serenatının son serenat olduğunu anladım..sonrasında da erkek arkadaşının yanına gelerek gövdesini onun gövdesine vurup tüm aile üyelerine ona aşık olduğunun haberini vermiştir..sonra da bu iki aşık çakal oradan uzaklaşıp kendilerine yeni bir hayat kurmaya gittiler.. --yaa öle işte..onlar erdi muradına..bende kerevette baka kaldım... ... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2007 bir hikaye... bir gün bir şehir varmış..bu şehirde sadece köpekler yaşarmış..köpekler ne zaman bir araya gelseler durmadan havlarlarmış..patırtı..kütürtü..gürültü..ama aralarında bir tanesi varmışki..o bunların tam tersi..hiç havlamaz..arkadaşlarınıda hep uyarırmış.. yapmayın arkadaşlar..didişmeyin birbirinizle..mahvettiniz şehri..bakın herkez rahatsız sizden diye..atıflarda bulunurmuş..ve kimse de onu dinlemez..hatta kaale bile almazlarmış..bu köpekçik akıllı uslu.. bir zat imiş..ama kaale alınmayan.. ..günlerce bu durum böyle devam etmiş..ne olmuşsa bir gün..havlaşan köpekler aralarında karar alıp..ya biz bu arkadaşımızı çok üzüyoruz..bari bu gün susalımda..sevinsin demişler.. ve şehri bir sessizlik sarmış..ve bizim akıllı köpekçiğimiz geldiğinde çarşının ortasına..bakmışki..ortalıkta kimse yok..havlayanda..ses çıkaranda..acayip bir sessizlik..şaşkındır..heeeeeyyy..arkadaşlar nerdesiniz demiş.. ses yok..çıt bile..yahu naparsınız..yaa bana biriniz cevap versin..ses yok.. ..sağa koşar sola koşar..ses yok..yukarı tırmanır..aşağı iner ..yine ses yok..sonra napar biliyormusunuz..bu akıllı köpekçiğimiz..çarşıyı birbirine katar..sabaha kadar havlar..hemde en cıyaklısından.. ***bu bir alıntıdır.. uzak doğu felsefesiyle alakalı bir kitaptan(OSHO)..gülünç ve düşündürücüdür..etik değerler..kimileri yaşar..kimileri satar.. .. Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 HAKİKAT YANILGILARLA KATLEDİLENDİR...(fgr)...bu yarattığım aforizma için şimdiden af diliyorum.. dündü daha..geceye az kala..çağırdı arkadaşlar..bulunduğum şehrin en cafcaflı gece klüplerinden..olur dedim..geliyorum..şehirden uzak ormanlık bir alanda açıkhava diskosu gibi bişey..kapıda eskortlar yine üst baş arama..benide pek bi severler.. ...uygunmuyumdur dedim..uygunsun..uygunsun dedi..sevilesice..bozsaydı kafamı ona alttan iki felsefe..üstten de bir gelişim psikolojisi..ortadanda bir hadise..dinazorlar en büyük canlılardı ama..yok oluş sebeplerinden biride cüsselerine göre küçük beyin taşımaları falan..falan.. yırttılar beyinsel acıtmamdan..nesee..bozmayalım arayı.. ---efendim içeri girdiğimizde geniş bir alan..herkez ayakta..tıklım tıklım..müzik istemesende kafanı sallandırıyor..sonrada bedenin ritmik , jimnastik..falan..bir..iki..üç.. kadehçikler..derken dönmece başlar..gece dönmece..dans dönmece..garsonlar etrafta dönmece..bakışlar dönmece..kesişme doğrusal istikamette..sarılmaca..ortadaki ağaca.. ..hani kafası güzel yaa.. pistte mankenimsi bir bayan..hafifçe sallanmakta..endamı orjinalinde işveli..çok can yakanından..gizemli uzak ulaşılamaz cinsten..bense bir o kadar ortada..apaçık..apansız....omuzlar sallanmakta..tecno çalan bir müzik.. ...nese efendim..geniş alanda serpilmiş bay ve bayan kümeler..sonrasında herkez pistte..müzik bağırıyor..içteki ses bağırıyor.. ---karşımda bir bayan benimle dans ediyor..geçmiş tüm aşklarım aklıma geliyor..yüzüne baktıkça yüzler görüyorum..tutunamama..kopuş..kendini aramakta olan bir ben..gece sihir gibi doluyor zihnime..yükselir gibi yerden ama dibe doğru..yine sabah..yine yabancı..yine bilinmeyen..yine bir sancı ..içte ---yanılgılar...yanılgılar...yine hakikat ardında kafdağının...anka kuşuysa çıkmamış yumurtasından.. ---ahh figgaro...çekilesice..kulakları.. .... --- Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 keşiş: sende akıl var mı...? mürit: evet.. keşiş: o zaman kendine kullan... ------------------------------- *** Öyle bir hayat yaşıyorum ki, Cenneti de gördüm, cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki, Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. *** Bazıları seyrederken hayatı en önden, Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, Okudum okudum anlamadım. *** Kendi kendime konuştum bazen evimde. Hem kızdım hem güldüm halime Sonra dedim ki ' söz ver kendine ' Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. *** Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundandı Anladım... ---Nietzsche Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 ............ tanrı hangi yalvarıdan hoslanırda hangisine kıyak yapar... kıyak yapmadıgı baska tanrının cocuklarımıdır? dindar bir asker komutanına ates altındayken sorar -komutanım eger bu savasta tanrı bizim yanımızdaysa karsımızdakilerin yanında kim var??? ---Lostsoul... (alıntı) ********* ARKHE.... Sözcük olarak “başlangıç”; “ilk olan”; “ilk ilke”; “köken”; “ilk neden”; “yönetici ilke” türünden birçok anlamı olan; ilkçağ Yunan felsefesinde ise daha çok “tüm şeylerin varlık kaynağı; her şeyin kendisinden çıktığı, değişmeyi yaratıp da kendisi değişmeyen ilk töz ya da ilke” anlamında kullanılan terim. öyle durağan..öyle miskin bir halliliktir ki..ne için savaşacağını bilememek..aramak itici gücü..aramak yaratıcı gücü..ve olmadan da hiç bişeyin esiri..nice nice de önümüze sunulan tehlikeli yanılgılar içree..ahh ayartıcılar..boyu devrilesiceler.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.