Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 18 yıl Osmanlı'yı Materyalizm ve Darwinizm Yıkmıştır !!! Üç kıtaya yayılan geniş topraklarında uzun yıllar boyunca güçlü bir hakimiyet kuran Osmanlı İmparatorluğu, yönettiği topraklarda daima huzur ve güven dolu bir ortam yaşanmasına vesile olmuştur. Kuşkusuz bunun başlıca nedeni, Osmanlı sultanları ve yöneticileri tarafından Türk- İslam ahlakının rehber edinilmesidir. Ancak her ırktan ve dinden insanın refah ve huzur içinde yaşadığı bu ortam, 19. yüzyıldan itibaren Türk-İslam ahlakından uzaklaşılması nedeniyle bozulmaya başlamıştır. Bu uzaklaşmanın temelinde ise iki sapkın ideoloji yatmaktadır: Materyalizm ve Darwinizm Günümüzde siyasi istikrarsızlıklar, çıkar kavgaları, terörist saldırılar ve silahlı çatışmalar nedeniyle bir türlü rahata ve huzura kavuşamayan Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları Osmanlı İmparatorluğu zamanında refah ve adalet içinde yaşamışlardır. Osmanlıların Türk-İslam ahlakından kaynaklanan adil ve merhametli uygulamaları vesilesiyle ülke sınırları dahilinde huzur ve saadet dolu bir yaşama ortamı tesis edilmiştir. Osmanlı sultanları ve yöneticileri, devletin henüz küçük bir uç beyliği olduğu dönemlerden itibaren, idare altına alınan her bölgede Türk-İslam ahlakının hakim olması için büyük çaba harcamışlardır. Toprakların hızla genişlemesine karşın ülke içindeki ahenk hiç bozulmamış, yeni fethedilen yerlerdeki insanların birçoğu kendi hür iradeleriyle Müslüman olmuşlardır. Gayrimüslümler ise diğer devletlerin egemenliği altında yaşadıkları kasvetli, bunaltıcı hayattan kurtarılmış olmaktan ötürü duydukları gönül borcu sebebiyle devlete daima bağlı ve sadık kalmışlardır. Ancak ne yazık ki bu güzel tablo, özellikle 19. yy’dan itibaren hızlı bir şekilde bozulmaya başlamıştır. Yıllarca aynı topraklarda bir arada kardeşçe yaşayan insanlar, birtakım dış güçlerin oyunları ve Avrupa ülkelerinden ithal edilen bazı çarpık ideolojilerin yıkıcı etkisiyle birbirlerine düşmüşlerdir. Birçok Osmanlı vilayetinde ayaklanmalar başgöstermiş, Türk-İslam ahlakında asla yeri olmayan anarşist, bölücü hareketler ve şiddet içeren eylemler ülkenin dört bir yanına yayılmıştır. Alınan asayiş tedbirleri fayda etmemiş, ahlaki erozyon günden güne daha büyük boyutlara varmıştır. 600 yıllık cihan imparatorluğunun yıkılmasındaki temel faktör de işte bu ahlaki dejenerasyon olmuştur. Ahlaki Bozulmaya Giden Yol Hem yönetici kadroların hem de halkın bir kısmının zaman içinde Türk-İslam ahlakından kopmaya başlamasıyla, üç kıtaya yayılan geniş topraklarda sosyal sorunlar ortaya çıkmıştır. Toplumda öncü rol oynayan kimi kişiler, dini ve manevi değerlerden uzaklaşarak milletin mayasında bulunmayan birtakım sapkın görüşlere meyletmişlerdir. İşte eğilim gösterilen bu sapkın inanışların en başında da Allah’ın varlığını inkar eden materyalizm ve Darwinizm gelmektedir. 18. ve 19. yy’lardaki savaşlarda alınan yenilgiler sonucunda hızla toprak kaybedilmesinin ve devlet hazinesinin fakirleşmesinin önüne geçilebilmesi amacıyla, Osmanlı idarecileri tarafından pek çok farklı çözüm reçetesi ortaya atılmıştır. Ancak ordu yapısının, yönetim teşkilatının ve eğitim sisteminin derhal Avrupa ülkelerindekine benzer hale getirilmesi gerektiği fikri, ileri sürülen çözüm önerilerinin hemen hepsinin ortak noktasıdır. Hakim olan bu görüş neticesinde pek çok genç, Batı tarzı bir eğitim almaları maksadıyla Avrupa ülkelerine gönderilmiştir. Ayrıca Fransa, Almanya gibi ülkelerden eğitici personel ve askeri uzman getirtilmiştir. Hem askeri hem de diğer devlet okullarındaki eğitim müfredatı Avrupa devletlerindekine uygun olarak yeniden düzenlenmiş, pek çok yabancı kitap Osmanlıcaya çevrilmiştir. Elbetteki bu gelişmeler toplum üzerinde olumlu etkiler meydana getirmiştir. Ne var ki milletin birlik ve beraberliğini bozmaya kadar varan oldukça vahim sonuçlar da doğmuştur. Söz konusu gelişmeler neticesinde Osmanlı milleti Allah’ın varlığını inkar eden ideolojilerle ciddi anlamda ilk kez tanışmıştır. 3 Kasım 1839 tarihinde ilan edilen tanzimatla beraber kapıların Batı’ya açılmasıyla, ‘tarihi materyalizm, evolüsyonizm (evrimcilik), diyalektik materyalizm, ateist pan naturalizm (ateist tabiatçılık)’ gibi çarpık fikir akımları Osmanlı İmparatorluğu hudutlarından içeri girmiştir. Darwinizme Aldanan Aydınlar Avrupa’daki aydınlanma felsefesinin etkisinde kalan bazı Osmanlı aydınları, ilk kez Charles Darwin tarafından kapsamlı olarak bilim dünyasının gündemine taşınan ve canlılığın yeryüzünde nasıl ortaya çıktığını ateist bir mantıkla açıklamaya yeltenen evrim teorisini benimsemişlerdir. Baha Tevfik, Memduh Süleyman, Suphi Ethem, Asaf Nef’i, Ahmet Nebil, Beşir Fuat, Rıza Tevfik gibi yazar ve düşünürler Nietzsche, Baron d’Holbach, Diderot, Büchner, Haeckel ve diğer Avrupalı evrimci-materyalist felsefecilere büyük hayranlık duymuşlardır. Adı geçen Osmanlı felsefecileri, gerek bu ateist filozofların kitaplarını tercüme ederek gerekse kendileri bu konularda yazılar yazarak materyalizmin ve Darwinizmin çarpık izahlarını insanlara aktarmışlardır. Osmanlı’nın bilhassa son yıllarında evrimcilik, fikir dünyasında oldukça kabul gören bir akım haline gelmiştir. Şehbenderzâde Ahmet’in, felsefî görüşlerini dile getirdiği "Üniversiteli Gençlerle Bir Konuşma" adlı risâlesinde bu gerçek açıkça görülmektedir. Yazar söz konusu eserinde, "hangi felsefî doktrini seçelim?" şeklinde bir soruyu şöyle cevaplandırmaktadır: ‘Çağımızda üç büyük felsefî meslek vardır. Bunlar: Kritisizm (Her şeye eleştirel gözle bakmak gerektiği inancına dayalı fikir akımı), Pozitivizm (sadece maddi dünyayla ilgilenilmesi gerektiği öngörülen felsefi akım) ve Evolüsyonizm (Evrimcilik)dir. Filozoflar arasında ise materyalizm yaygındır…’ (www.felsefe.info/osmanlida_felsefe.php) Osmanlı’da evrime inanan düşünürlerin büyük çoğunluğu, dünya genelinde olduğu gibi materyalistlerdir. Ancak ne yazık ki, Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi bazı din alimleri de bu yanlış akımın etkisi altında kalmışlardır. İbrahim Hakkı, Allah inancı ile evrim teorisinin ters düşmediğini savunmuş ve Yüce Allah’ın canlıları güya evrim mekanizması vesilesiyle yarattığını ileri sürmüştür. Oysa ki, Kuran-ı Kerim’de Allah (cc)’ın dilediği bir şeyi, ‘OL’ emri ile bir anda yarattığı açıkça bildirilmişken bir İslam aliminin evrimci izahları savunmuş olması gerçekten de şaşırtıcı bir durumdur. Ayrıca, evrim teorisinin çarpık mantık örgüsü, canlılığın tesadüfen ortaya çıktığı iddiası ile başlamaktadır. Yani bu teori daha en başından itibaren ateist bir yaklaşıma dayanmaktadır. Böyle bir yanlışlığa düşülmesinin muhtemel nedeni, o dönemdeki teknolojik şartların yetersizliği sebebiyle evrim teorisinin bilimsel bir gerçek zannedilmesi ve ateist bir dünya görüşüne sözde fikri bir temel oluşturması maksadıyla ortaya atıldığının iyi anlaşılmamış olması olabilir. Osmanlı’nın Sonu: Ateist Akımlara Karşı Fikri Mücadele Eksikliği Elbetteki ateist felsefelerin Osmanlı topraklarına giriş yapmış olmasından huzursuzluk duyan samimi alimler de olmuştur. Bu kişiler halkı bilinçlendirmek için, maddenin ezeli ve ebedi olmadığını, her şeyi muhakkak Allah’ın yaratmış olduğunu eserlerinde dile getirmişlerdir. Bu konuya en duyarlı yaklaşanların başında, önceleri bir materyalistken daha sonra İslam ahlakına yönelip ateizme karşı fikri bir mücadele vermiş olan Ahmet Mithat gelmektedir. Ancak bu gibi alimlerin sayısı gittikçe azalmış ve ülke genelinde hızla yayılan materyalizme ve Darwinizme karşı bilhassa yeni yetişen yönetici zümre tarafından oldukça duyarsız kalınmıştır. Böyle bir tehlikeye karşı kayıtsız kalınmış olmasının en önemli nedeni, kuşkusuz, söz konusu idarecilerin önemli bir kısmının da yetişirken bu çarpık fikri akımların tesirinde kalmış olmalarıdır. Halbuki hem aydınlar hem de Osmanlı idarecileri tarafından toplumun manevi değerlerine taban tabana zıt olan ateist akımlara karşı daha en başından fikri bir mücadele verilseydi, Allah’ın izniyle koskoca bir cihan imparatorluğu parçalanıp dağılmazdı. Çünkü böylelikle, Osmanlı’nın her zaman için gerçek gücünü teşkil eden ve milleti birbirine bağlayan Allah’a iman, Hz. Peygamber (sav) sevgisi, din kardeşliği, merhamet, adalet ve sadakat temelleri üzerinde yükselen Türk-İslam ahlakı korunmuş olacaktı. Osmanlı İmparatorluğu'nu sona götüren sürecin hızlanmasında en önemli etken, materyalizm ve Darwinizm gibi ateist akımlara karşı fikri mücadelede yetersiz kalınması olmuştur. Bu kayıtsız yaklaşım neticesinde Türk-İslam ahlakıyla ve toplumun manevi değerleriyle hiçbir şekilde bağdaşmayan ateist akımlar yaşam sahası bulmuş ve bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı dağılmıştır. Materyalizm ve Darwinizm İlerleme Değil Yıkım Getirir Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında artan Batı hayranlığı neticesinde toplumsal öz değerler önemli ölçüde yitirilmiştir. Aydınlandığını düşünen belirli kesimler, Batı’yı gelişmiş, modern ve ideal model olarak görmüş, her ne pahasına olursa olsun Avrupa toplum yapısının Osmanlı milletine uyarlanması gerektiğine inanmışlardır. Bu görüş doğrultusunda, toplumu güya ilerleteceği düşünülürek, Avrupa’daki etkinliğini sürekli olarak arttıran materyalizm ve Darwinizm felsefeleri ne yazık ki ithal edilmiştir. Allah’ın varlığını inkar ederek bireylerin davranışlarında vicdansızlıktan kaynaklanan bir sorumsuzluğa sebebiyet veren materyalizm ile insanı çatışan bir hayvan olarak nitelendiren Darwinizmin, bir ülkeyi kalkındırmaları ya da bir toplumu ilerletmeleri, açıktır ki imkansızdır. Aksine bu fikir akımlarının asılsız mantıkları, hangi toplumda yaygınlaştırılmaya çalışıldıysa sonuç her zaman için çatışma, savaş, bölünme ve çöküş olmuştur. Nitekim SSCB’de Lenin’in ve Stalin’in, Çin’de Mao Tse Tung’un, Almanya’da Hitler’in, İtalya’da Mussolini’nin, Kamboçya’da Pol Pot’un neden oldukları vahşi uygulamaların ardındaki felsefi dayanaklar materyalizm ve Darwinizm’dir. Bu zalim diktatörler yaptıkları açıklamalarda yahut yazdıkları eserlerde birer materyalist ve Darwinist olduklarını beyan etmişlerdir. Yakın tarihte de, bu çarpık felsefi akımları devletin resmi politikasının önemli bir parçası haline getirmiş olan ve SSCB’nin başını çektiği eski demir perde ülkeleri de bir bir yıkılmıştır. Osmanlı’nın Sonu Günümüze Bir Derstir Materyalizm ve Darwinizm Osmanlı’yı yıkmıştır, bugün de Türk İslam alemi için büyük bir tehlikedir. Manevi olarak bütünleşme çabası içinde olan Türk-İslam dünyasının dağılıp ayrılmaması için, söz konusu zararlı fikri akımlara karşı güçlü bir fikri mücadelenin kesin bir başarı elde edilinceye kadar yürütülmesi gerekmektedir. Türk-İslam aleminin öncülüğünü üstlenmeye namzet olan Ülkemiz, devleti ve milletiyle bir bütün olarak bu çarpık felsefelerin izlerinin toplumsal hayatımızdan silinmesi için yoğun gayret göstermelidir. Çünkü materyalistler ve Darwinistler Osmanlı İmparatorluğu’nun uğradığı sonun bir benzerinin, Allah esirgesin Türkiyemiz’in de başına gelmesini arzu etmektedirler. Bunun içinde halkımızı milli ve manevi konularımızla ve tarihimizle ilgili yanlış bilgilendirme ve yönlendirme yolunu izlemektedirler. Örneğin insanlarımızı, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının gerekçesi olarak, Osmanlı halkının sözde evrim sürecine ayak uyduramamış olduğu hurafesine inandırmaya çalışmaktadırlar. Alman Focus Dergisi’nde 2005 yılının Ocak ayında yayınlanan ‘Türlerin Kökenine Yolculuk’ başlıklı bir makalede bu evrimci hezeyan şöyle dile getirilmiştir: ‘Darwinizm’e karşı olmak, gericilik, tutuculuk, Osmanlı Devleti örneğindeki gibi tarihte elenmiş bir sürü toplumun başına gelen yok oluşun, sizin de başınıza gelmesi anlamındadır.’ (www.focusdergisi.com.tr/bilim/00134/) Materyalist-Darwinistler Ülkemiz’i bölmek için, kendi sapkın öğretilerini insanlarımızın zihnine bir şekilde empoze etme çabasındadırlar. Bu sayede toplum içinde bir şiddet eğilimi oluşmasını, bireylerin asi, bencil, uzlaşmaz bir karaktere bürünerek birbirlerine karşı saldırgan bir tutum sergilemesini sağlamayı arzu etmektedirler. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde faaliyet gösteren ve toprak bütünlüğümüze karşı bir tehdit olan Marksist-Leninist terör örgütü ve uzantıları da materyalist-Darwinistlerin bu amaçları doğrultusunda kullandıkları bir maşadır. Çözüm Kuran Ahlakıdır Ülkemiz’in üzerinde oynanan Darwinist oyunlara karşı milletçe dikkatli olmalı, bilhassa çocuklarımızı Darwinist propagandalara maruz kalmaktan korumalıyız. Ülke genelinde materyalizme karşı bilinçli bir eğitim politikası izlemek, Türk-İslam ahlakımızı en güzel şekilde yaşamak, öz değerlerimize sahip çıkmak ateizmin korkunç sonuçlarından korunabilmenin tek yoludur. Unutmamalıyız ki Osmanlı’nın uğradığı son, günümüz için çok önemli bir derstir. İdeal toplum modelini oluşturmak ancak, Yüce Allah’ın Kuran-ı Kerim’de bildirdiği güzel ahlakın yaşanması ile mümkün olabilir. Bunun dışında bir çare aramak, insan uydurması fikir akımlarından medet ummak insanlarımıza sadece zarar ve ziyan getirir. Bir Kuran ayetinde Yüce Rabbimiz bu konuda bizleri şu şekilde uyarmıştır: …De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı. (Bakara Suresi, 120) Tarih göstermektedir ki, dini, milli ve manevi değerlerimize toplum olarak ne zaman sahip çıktıysak, devlet olarak her zaman güçlü ve sağlam, millet olarak huzurlu ve mutlu olmuşuzdur. Milletçe yine böyle bir şuur içinde olur ve gerekli azmi gösterirsek, Osmanlı İmparatorluğu zamanında yaşanmış o güzel günlerin daha ihtişamlısı çok kısa zaman içinde Allah’ın izniyle bugün de yaşanacak, Ülkemiz’e bolluk, bereket ve refah gelecektir. www.harunyahya.net <<< detaylı bilgi...
Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 18 yıl ters hocanın söyledikleri mantıkla bağdaşmaz o yüzden,anladım sizin derdinizi hoca sizede bir şeylerler uydurur artık
Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 18 yıl gerçekler işinize gelmiyomu üstad? Yukarıda gerçek diye birşey yokki. o yüzden kandan kına yakmak işime gelmiyor diyelim...
Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 18 yıl sen bildiğin gibi devam et...selamlar.. Zaten bildiğim gibi devam edeceğim ama bunu söylemekteki kastın nedir.Tehditmi? Vız gelir tııs gider.Tehditlerden yılacak kadar ........ .Ülkemizde yargılanmaktan korkacak kadar korkak olmadık hiç bir zaman.Bu vatan için canımız feda olsun... sen kendi işine bak...
Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2006 18 yıl Yazar Gerçek apaçık Bellidir...Zalimler kabul etmese bile .... Ve Rabbimiz şüphesiz nurunu yayacaktır.... Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (SAFF SURESİ / 8)
Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2006 18 yıl Bu vatan için canımız feda olsun... sen kendi işine bak... ------------------------------------------------------------------------------------------------ bu vatanı rusya ve maoya satarak mı canınızı feda ediyorsunuz sayın komünist ve ateist..
Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2006 18 yıl Osmanlı'yı Materyalizm ve Darwinizm Yıkmıştır !!! O esnada gerici ve yobaz hocalarda ilim ve fenle uğraşıyorlardı. Osmanlıyı batının kuklası dev bir zombi olamaktan kurtaracak fırtına gibi nefeslerle muskalar yazıp nasıl mandacı olunurun kurşununu döktürüyorlardı. Kubilayın başıyla top oyanayanda darwnisitler ve meteryalistlerdi zaten.Statik olamnın en büyüz hezeyanı bilmezliğin bir erdem sayıldığını sanmaktır.
Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 18 yıl Mesela Dünyanın ilk Uçan adamı Hazerfan Ahmet Çelebi için padişaha "Kuranda insanın uçmasından bahsedilmez, bunun yaptığı fenadır" diyerek onun cezayire sürgüne giderken yolda öldürülmesini sağlıyan molla da, darwinisttir dimi. Tarihte ki ilk roketi yapan Lagari Hasan'ı durduranlarda darwinci diri dimi. Avrupa sanayi devrimini gerçekleştirmişken, hala matbanın haram olup olmadığını tartışanlarda, darwincilerdir dimi. Kurtuluş savaşı sırasında, "Fransıza kurşun sıkan kafirdir" diye fetva yayılayanlar da darwincilerdir dimi. Osmanlı Çağın şartlarının gerisinde kaldığı için ömrünü tamamlayan bir imparatorluktur. O nun çağın şartlarının gerisinde kalmasını sağlıyanların da kimler olduğu malumdur.
Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 18 yıl Yazar Cryano sana tarihi yanlış öğretmişler kardeş!!! islam herzaman bilimi geliştirir... Görmek istiyorsan kaynak aşağıda!!! >>>>>> Reklam YAPMA
Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 18 yıl Cryano sana tarihi yanlış öğretmişler kardeş!!! islam herzaman bilimi geliştirir... Görmek istiyorsan kaynak aşağıda!!! >>>>>> **************************** Şu internet siteleri olmasa vay halinize. Özgün düşünce sıfır.Gerisini nasılsa internet hallediyor değilmi? Osmanlıyı kim nasıl çökertti fazla geriye gitmeye gerek yok.
Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2006 18 yıl Asfalt ******** ve .......... göstermek yerine saklasan keşke , belki o zaman daha çok ***** benzersin ! CYRANO ; siz hep tek taraflı ** ******* bakıyorsunuz , bir iki şey duymuşsun hep o kapıyı gösteriyorsun ve imanın müslümanlığınn ak yüzünü karartıyorsun .Zannetme bunların hesabını vermeyeceksin..Bak her asırda milyarlarca insan nereye gidiyor..O dediğin fetvaları VERDİREN İTTİHAT VE TERAKKİDİR , Ayrıca Allah ve rasulü bize ilim öğrenmeyi okumayı öğütler her zaman..Sözünü dinlediğimiz abilerimizinde dünyanın dört tarafında ve ülkemizde sizin körmediğiniz ÖSS ve Bilim olimpiyatlarında HER YIL DERECELERİ MADALYALARI VARDIR Ben ..... olamam, ben cumhuriyetin ve Atatürkün sevdalısıyım.******* kavramı kime daha uygun düşer onu forum üyeleri bilir.Bu çok belirsiz bir yorum olmuş........ benziyorum zaten meraklanma sen ...... olan düşünür mantığı bizim en büyük şiarımızdır......
Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2006 18 yıl Yazar Ey düşmanım Sen benim ifadem ve Hızımsın!!! Gündüz geceye muhtaç..Banada Sen lazımsın
Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2006 18 yıl onu bunu bir tarafa bırakın her kim yıktıysa ellerine sağlık ellerine sağlık ki Cumhuriyetin kurulmasında yardımı olmuş.
Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 18 yıl Asfalt ******* ve ......... göstermek yerine saklasan keşke , belki o zaman daha çok ****** benzersin ! CYRANO ; siz hep tek taraflı ** ******* bakıyorsunuz , bir iki şey duymuşsun hep o kapıyı gösteriyorsun ve imanın müslümanlığınn ak yüzünü karartıyorsun .Zannetme bunların hesabını vermeyeceksin..Bak her asırda milyarlarca insan nereye gidiyor..O dediğin fetvaları VERDİREN İTTİHAT VE TERAKKİDİR , Ayrıca Allah ve rasulü bize ilim öğrenmeyi okumayı öğütler her zaman..Sözünü dinlediğimiz abilerimizinde dünyanın dört tarafında ve ülkemizde sizin körmediğiniz ÖSS ve Bilim olimpiyatlarında HER YIL DERECELERİ MADALYALARI VARDIR ya biraz destekli yazın be. Kurtuluş savaşı yıllarında İttihat Terakki'nin ne işi var. ondan sonra ......... bahsediyor bir de. önce bir ........ ............. kadar tarih bilgisi ondan sonra ahkam lütfen.
Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 18 yıl Yazar Cryano ilginç birisin , ben henüz senin yaşını bile çözmüş değilim arkadaş..İlginç yazıların var ama hiçbiri birbirini tutmuyor...Kendine dikkat et baba kandırmasınlar sonra seni Üstelik bak gerçekten bunları seni küçümsemek için değil inanki bir tavsiye olarak söylüyorum...Selam ve Saygılar...
Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 18 yıl cidden .......... yemişim nicki adlı şahıs. " kurtuluş savaşındaki bildirileri ittihatçıalr dağıtmıştır " diyor. bizde kendisine gereken cevabı veriyoruz. Ortaokul çocukları bile bilir. Kurtuluş savaşı yıllarında İttihat Terakki 'nin olmadığını diye. Tarih ten bu kadar bihaber olup, bu kadar ahkam kesmek ancak copy paste ci mantığın ürünüdür zaten. imtihanınsırrı, sen copy paste ye devam et. bizde tartışmaya. kulvarında kal yani.
Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 18 yıl O kadar boş ve saşma sapan malzemelerle bu forumda yer alıyorlar ki,yüzyüze savunamadıkları zırva fikirlerini foruma taşıyarak elit beyinleri kızdırıyorlar. Yıldızlı hakaretler,ithamlar onların herşeyi. İnsana yakışan hiçbir eylem yok. Sadece polemik üzerine kurulmuşlar. Belli ki bir yerden sulanıyorlar. Duyarlı dengeli insanları kaçırıyorlar. Ellerinde bir inanç boyası,gözlerine neresi kötü görünüyor orasını boyuyorlar. Ne yazmasını ne de okumasını becerebiliyorlar Sadece copy paste ve bir lügat taşıyorlar. Belli ki boş zamanları o kadar çok ki Sıkıştıklarında insanı aşşagılamadan da duramıyorlar Demokrasiyi böyle kullanıyorlar. sevgili asvalt ve cryano'ya seslenişimdir.Ciddiyetsizliği neden ciddi olarak algılıyorsunuz.Bırakın yazsınlar cevap vererek onların iştahını açıyorsunuz.Şimdi yaşınızı tahmin etmeye çalışacak kadar kızmışlar.Biraz daha yazarsanız daha çok kızacaklar. Eger yazmazsanız işgal edemeyecekler. şirince kalın
Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 18 yıl Yazar Şirincik açtığım hiçbir konuya cevap alamıyorum , aksine hep ya ben konuyu açtım diye yada konunun kaynağıyla uğraşıyorlar...İlginç olan insanlar konulara cevap veremediğinizi düşünecekler!!! Evet evet galiba doğrusuda bu..Neden konuya cevap vermek yerine konuyu saptırıyorsun?? Bence yazdığın 1 sayfalık yorum çamur at izi kalsın cinsinden üstad...Ama sen daha iyi bilirsin....Sabırsızlıkla konuya vereceğin cevabı bekliyorum....
Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2006 18 yıl Şirincik açtığım hiçbir konuya cevap alamıyorum , aksine hep ya ben konuyu açtım diye yada konunun kaynağıyla uğraşıyorlar...İlginç olan insanlar konulara cevap veremediğinizi düşünecekler!!! Evet evet galiba doğrusuda bu..Neden konuya cevap vermek yerine konuyu saptırıyorsun?? Bence yazdığın 1 sayfalık yorum çamur at izi kalsın cinsinden üstad...Ama sen daha iyi bilirsin....Sabırsızlıkla konuya vereceğin cevabı bekliyorum.... İmtahancı arkadaş yukarıda mağduru ve mazlumu oynamış. Bu güne kadar açtığı konulara gerekli cevaplar zaten fazlasıyla verilmiştir. Ancak imtihancı,cevaplardaki ironik verileri göz ardı ettiğinden ötürü hiç cevap verilmediği gibi bir muhayyel haletiruhiye içerisinde zuhur ediyor. ( belki böylesi daha anlaşılabilir olacak ) Buradan ne ben nede diğer değerli arkadaşlarım asla ve asla konuyu saptırma cihetine girmemişlerdir. Olsa olsa bilgilenme kusurları neticesinde yazılanların algılanması yönünde karşı görüşlü arkadaşların bir zaafı oluşmuş olabilir. (napalım adminler edebi ufkumuzu açıyorlar ) Hal böyl oluncada bize sadece gülüp geçmek düşüyor. Ama gerçekten güldüğümüz için gülüyoruz. Ve bizlerle tartışan kişilerin bakış açılarını gördükçe haklılığımız birkez daha perçinleniyor. Bu bize özgü haklılığın evrensel ve bütünleyici bir tarafı var. Bunu görmek bile burada yazmanın boş olmadığını gösterir bize. Ve korkusuz ve yürekli ve sevdalıysak.Asla bildiğimizden şaşmamamıza borçluyuz bunu. Çamur atmıyoruz çamurdan korunuyoruz. böyle bil böyle konuş....
Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2006 18 yıl meteryalizm insan ruhunu inkar eder .. ruhu olmayan insanın taştan farkı kalmaz saçma yani
Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2006 18 yıl Ne güzel söylemişsin. Hitler bir faşistti ve meteryalist değildi. En az sizin kadar allaha iman eder itikat ederdi. Stalinde bir papaz okulunda dini eğitim görmüştü. Acımasızlığın ve hayatın çeşitliğinde ihtimaller sınır tanımıyor. Demekki herzaman " to be or not tobe " geçerli değilmiş
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.