Misafir şevval Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 bir anneden kızına mektup Canım kızım, Öyle bır yaşındasınki benimle uzun sohbetlere vaktinde hevesinde yok. Bunu sevinerek, saygıyla karşılıyorum. Seviniyorum çünkü bu senin normal bir gelişme içinde olduğunu gösteriyor. Saygı duyuyorum ,Hayat yolunda ilerleyen 18 yaşında güçlü bir kişiliksin, hayatında kendi deneyimlerini yapacaksın. Senin hayat yolunu manipule etmek, etkilemeye çalışmak yanlış olur diye düşünüyorum. Sana ancak sevgimle destek olabilirim. Senden daha fazla yaşamamın getirdiği deneyimler var. Öğrendiklerimi sunabilirim sana,belki arada yardımcı olur kararlarında. Aşk çok güzel bir duygu sevgili kızım .Birgün gerçekten çok sevdiğinde tadını çıkart sevmenın,sevİlmenin . Ama asla tüm hayatınla teslim olma aşka. Kendini gerçekleştirmen herşeyden önemli. Sevdiğin bir mesleğin olsun dilerim,hayatın boyunca zevkle yapabileceğin bir meslek sana hep güç kazandıracaktır. Sevdiğin kişiyle herşeyi paylaşmak çok güzel bir duygu. Aynı kitapları okuyup tartışabilmek, doğadan aynı zevki almak. Bunları yapabileceğin kişi çocuğunun babası olsun. Seni anlayan, senin anladığın ,içinde ona karşı gizli öfkeler biriktirmeyeceğin bir eşle ebeveynlik hayatınıza,çocuğunuzun gelişmesine kalite katacaktır. Tüm güzellikleri paylaştığınız gibi, yenilgi ve üzüntülerde birbirinize destek olarak beraberliğinizi sağlam temeller üzerinde kurun. Karşılıklı güvenle ,paranızı, ev işlerinizi herşey paylaşın. Annelerin görevi, insanları ayırım yapmadan seven,sayan ,barışçı, mutlu insanlar kazandırmaktır topluma. Yaşama karşı sevincini kaybetme hiç. İniş çıkışlarla doludur hayat. Yağmurlardan sonra güneş açar, biter iç sıkıntıları . Yağmurlar doğayı nasıl besliyorsa,inişlerinde vardır insanı bir besleme şekli. İş ki insanlar değerlendirmeyi bilsinler deneyimleri. Sadece sana değil,tüm insanlara,genç kızlara diliyorum bunları. Mutluluğun yolu bir erkeği mutlu kılmakta değil,kendini gerçekleştirmede . Bunu yapabilirseniz erkeğinizde mutlu olacaktır zaten. _________________________________________________________________ Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 çok hoş sevval.....sağol Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Şevvalim çok güzeldi Bende dayanamadım bir mektupta benden Sana Bir Özür Borçluyum Bir Tanem Merhaba miniğim, Geçen gece sana söylediklerimi kağıda dökmek istedim. Bilmiyorum bunları okuduğunda (ki inşallah Allah sağlık ve ömür verir) belkide bu yazdıklarımın banada sanada komik geleceğini göreceğiz. Ama ben yinede yazmak özellikle sana şunu söylemek isterim. Sen benim ilk gözağrımsın senin yerini kimse tutamaz bunu kesinlikle bilmelisin. Seni çok ama çok seviyorum. Sen bana o kadar güzel duygular yaşattın ki inan bunların tarifi imkansız. Seninle hayata çok farklı bakıyorum artık. Senin bir gülüşün tüm dertlerimi unutturuyor bana. Hele son günlerde sanki yeni ortağının geleceğini hissediyormuşçasına (daha şuan 14 aylıksın çok zeki ve hisleri kuvvetli bir bebek olduğunu söyleyebilirim.) Her 5-10 dakikada bir oyunun ortasından kalkıp zaman zaman oturduğum kanepeye gelerek 'anne' deyip dizlerime sarılışın varya beni mutlulukların doruklarına taşıyor ve ne yazıkki ister istemez içimde azda olsa bir burukluk hissi doğuyor:((( Sana karşı haksızlık mı yaptık acaba diyorum? Bilemiyorum birtanem kardeşinin doğmasına 4.5 ay kaldı ve ben her akşam seni zar zor uyuttuktan sonra Allah'a dua ediyorum inşallah her ikiside sağlıklı olur, inşallah kardeşi olduğunda oğluşum bu durumdan etkilenmez. İnşallah her ikisiylede aynı ölçüde ilgilenebilirim özellikle ilk göz ağrım Mertim ile ilgilenebilirim beni kıskanıpta farklı hislere kapılmaz diye... Evet birtanem sana büyük bir özür borçluyum. Belkide ben sizinle çok güzel ilgilenip sizi çok güzel yetiştireceğim. (buna elimden her geleni yapacağıma dahi söz veriyorum) ve sizler çok sağlam karakterleri olan çocuklar olacaksınız ve belkide benim bu endişelerimin boşa olduğunu göstereceksiniz bana. Ama ne olursa olsun senden özür diliyorum oğluşum çünkü böyle bir zamanda annen ve baban ne yazıkki tüm yolları bildikleri halde tedbirsizlik yaptılar ve seni henüz hiç hazır değilken daha 1,5 yaşında abi yapacaklar! Özür dilerim bitanem, çok özür dilerim. Oysa ne çok isterdim seninle iletişim kurabilecek bir yaşta olmanı ve sana kardeşinin geleceğini anlatıp fikir alışverişinde bulunmayı. Hayatta herşeyin ne yazıkki bir bedeli var ve ne yazıkki sen bu sorumluluğu biraz erken alacaksın ama söz veriyorum sana kardeşin doğduğunda sana hiçbir duygunun eksikliğini hisstetirmemeye çalışacağım ve klasik abi misyonunu giydirmeyeceğim sana ANNE SÖZÜ ! Seni çok ama çok çok çoooook seviyorum... Kolay Gelsin Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Herikinizide teşekkürler, bayan şevval ve bayan pandora.. Alıntı
Φ mara bulge Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 her iki mektup ta çok güzel... duygulanmamak elde degil.. hem annemi özledim hem de bir bayan olarak anne olacagim günü... paylastiginiz için tesekkürler.. Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 her iki mektup ta çok güzel... duygulanmamak elde degil.. hem annemi özledim hem de bir bayan olarak anne olacagim günü... paylastiginiz için tesekkürler.. avatar degişmiş güzel olmus sevgiler Alıntı
Φ mara bulge Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 avatar degişmiş güzel olmus sevgiler çok tesekkür ederim sonunda avatar ile ilgili bir yorum aldim Alıntı
Φ KaTliVaCib Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 mektuplar muhtesem valla helal olsun Alıntı
Φ mara bulge Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2005 bu e-maili az önce aldim... bir annenin ogluna sözleri. ayrica bir topic açmak istemedim. Okurken tüylerim diken diken oldu, paylasmak istedim.. Hüseyin'in Anası Yıl 1915, yağmurlu ve serin bir sonbahar gecesi... Çanakkale Savaşı kazanılmış fakat milletin harim-i ismetine el uzatmak isteyen bakışı bulanmış yedi düvelle karşı harp bütün şiddetiyle devam etmektedir. Bir zamanlar yedi iklime dal budak salarak "Devlet-i ebed müddet" namıyla buyruk yürüten Osmanlının kök şehri bu defa başka bir faaliyete sahne olmaktadır. Bıyıkları yeni terlemiş yağız delikanlılar istasyonda vagonlara doluşarak "yurdunu alçaklara çiğnetmemek için" frenk işgalcileri ile yaka paça olma azırlığındadırlar. Trenin kalkışı için kampana çalışmış, istasyon hareketlenmiştir. Bu arada sık sık çakan şimşekler, istasyonun bir köşesinde dimdik ayakta duran yaşlı bir Türk anasının abideleşmiş siluetini nazara vermektedir. Yağmura ve soğuğa aldırış etmeden orada bir sutun gibi bekleyen bu kadının hali kumandan Abdulkadir Bey'in dikkatini ve hürmetini celbeder. Bir koşu yanına kadar gidip bir isteğinin olup olmadığını sorunca ihtiyar kadın, bir tekmil verme edası içinde "Söğütün Akgünlü köyünden Mehmet oğlu Hüseyin" in annesi olduğunu ve aslanını selametlemeye geldiğini söyler. Kumandan, yüzünde sanki asırların çilesi bulunan bu mubarek ananın duasını alabilmek için Hüseyin'ine haber yollatır. çağırıldığını öğrenen genç delikanlı hemen seğirterek anasının haritalaşmış mubarek ellerine sarılır. Çileli ana ciğerparesini parçalarcasına bağrına son bir kez daha basıp koklar ve ardından tarihin durup dinlediği şu sözleri söyler: "Hüseyinim yiğit oğlum benim... Dayın Şipka'da, baban Dimetoka'da, ağalarını sekiz ay evvel Çanakkale'de şehit düştüler. Bak son yongam sensin! Minareden ezan sesi kesilecekse, camilerin kandili sönecekse sütüm sana haram olsun, öl de köye dönme!. Yolun Şibka'ya uğrarsa dayının ruhuna fatiha okumayı unutma. Haydi oğul Allah yolunu açık etsin" Bu sözler, bir Türk anasının hayatta kalan son evledına nasihatleridir. Komutan, Bu şuur abidesi kadının sözleri karşısında donakalır. Gayr-i ihtiyari sorar: "Demek sizin ailenin erkekleri hep şehit oldular öyle mi?" Başımıza taç yapacağımız ihtiyar ananın şu cevabı ise komutan Abdülkadir Beyin iliklerine işleyecek kadar ibretlidir: "Yalnız bizim ailenin değil oğul, bizim köyün mezarlığına elli yıldır delikanlı gömülmedi. Vatan sağolsun da, Hepimiz ölelim ne çıkar?..." Alıntı
Φ azashthedrunk Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2005 bu e-maili az önce aldim... bir annenin ogluna sözleri. ayrica bir topic açmak istemedim. Okurken tüylerim diken diken oldu, paylasmak istedim.. Hüseyin'in Anası Yıl 1915, yağmurlu ve serin bir sonbahar gecesi... Çanakkale Savaşı kazanılmış fakat milletin harim-i ismetine el uzatmak isteyen bakışı bulanmış yedi düvelle karşı harp bütün şiddetiyle devam etmektedir. Bir zamanlar yedi iklime dal budak salarak "Devlet-i ebed müddet" namıyla buyruk yürüten Osmanlının kök şehri bu defa başka bir faaliyete sahne olmaktadır. Bıyıkları yeni terlemiş yağız delikanlılar istasyonda vagonlara doluşarak "yurdunu alçaklara çiğnetmemek için" frenk işgalcileri ile yaka paça olma azırlığındadırlar. Trenin kalkışı için kampana çalışmış, istasyon hareketlenmiştir. Bu arada sık sık çakan şimşekler, istasyonun bir köşesinde dimdik ayakta duran yaşlı bir Türk anasının abideleşmiş siluetini nazara vermektedir. Yağmura ve soğuğa aldırış etmeden orada bir sutun gibi bekleyen bu kadının hali kumandan Abdulkadir Bey'in dikkatini ve hürmetini celbeder. Bir koşu yanına kadar gidip bir isteğinin olup olmadığını sorunca ihtiyar kadın, bir tekmil verme edası içinde "Söğütün Akgünlü köyünden Mehmet oğlu Hüseyin" in annesi olduğunu ve aslanını selametlemeye geldiğini söyler. Kumandan, yüzünde sanki asırların çilesi bulunan bu mubarek ananın duasını alabilmek için Hüseyin'ine haber yollatır. çağırıldığını öğrenen genç delikanlı hemen seğirterek anasının haritalaşmış mubarek ellerine sarılır. Çileli ana ciğerparesini parçalarcasına bağrına son bir kez daha basıp koklar ve ardından tarihin durup dinlediği şu sözleri söyler: "Hüseyinim yiğit oğlum benim... Dayın Şipka'da, baban Dimetoka'da, ağalarını sekiz ay evvel Çanakkale'de şehit düştüler. Bak son yongam sensin! Minareden ezan sesi kesilecekse, camilerin kandili sönecekse sütüm sana haram olsun, öl de köye dönme!. Yolun Şibka'ya uğrarsa dayının ruhuna fatiha okumayı unutma. Haydi oğul Allah yolunu açık etsin" Bu sözler, bir Türk anasının hayatta kalan son evledına nasihatleridir. Komutan, Bu şuur abidesi kadının sözleri karşısında donakalır. Gayr-i ihtiyari sorar: "Demek sizin ailenin erkekleri hep şehit oldular öyle mi?" Başımıza taç yapacağımız ihtiyar ananın şu cevabı ise komutan Abdülkadir Beyin iliklerine işleyecek kadar ibretlidir: "Yalnız bizim ailenin değil oğul, bizim köyün mezarlığına elli yıldır delikanlı gömülmedi. Vatan sağolsun da, Hepimiz ölelim ne çıkar?..." cidden etkileyici. yannız neden 'anneden kızına mektup' cidden etkileyici. yannız neden 'anneden kızına mektup' özür çömezliime ver Alıntı
Φ jhonywalker Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2005 YAzılan mektupların hepsi birbiirnden güzel we etkileyici ayrım yapmak çok zor...Tşkler... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.