Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 sevgili şuheda sizlerle DipNOT isimli şahsın açtığı konulardan bir kısmını paylaşarak şizofreni derecesinde kendini tehlikede hisseden Esen rüzgarı, Akan suları dahi tehlike olarak gören bu zihniyeti daha iyi tanımanıza yardımcı olmak isterim. işte DipNOt'un açtığı konulardan bazıları: "Yobazın ahlakı, Şeriat Kuran değildir, Şeriatın bir ülkeye sinsice girişi, Tehlikenin farkında mısınız?, Ortadoğuda güncel takip( bizi yakından ilgilendiren ve ülke bütünlüğümüz için tehlikeli olan.....) Mübarek İslamın Yüz karası( açıklamada Fetullah Gülenden bahsedilmektedir.) Kubilayın şehitliğinden bu yana kaç kişi kubilay oldu. şimdi gelelim tahlillere 1) öncelikle dipnot ülkenin büyük bir bölümü işgal altındaymış gibi ve herkesin derhal bir şeyler yaparak, istiklal mahkemeleri kurarak, 1920'deki tek partili dönemlere dönerek, Bu ülkenin neredeyse yüzde doksanını yok ederek Cumhuriyetin kurtulacağı inancını dillendirmektedir. 2) Şeriat ve islam kavramlarını kendince anlamlandırıp bunların farklı kavramlar olduğuna işaret etmektedir. 3) Ama şeriat ve islamın farklı kavramlar olduğuna dikkat çeken bu şahıs açtığı bir sonraki konuda İslamın 9yaşındaki bir kızın evlenmesine müsade ettiğini söyleyerek bir anlamda Gerçek niyetini ortaya koymuştur. 4)İslamın en ılımlı kanadına saldırarak Müslüman dünya görüşünü hiç bir haliyle kabul etmeyeceğini belgelemiş bulunmaktadır. 5) Sürekli Cumhuriyet dönemine atıfta bulunarak öldürülen Kubilay gibi şahıslardan dem vurarak Kalplerine yerleşmiş kin ve öfkeyi diri tutup forumda seviyeli bir tartışma ve anlaşma yolunu baştan tıkamaktadır. hasılı dipnot gibilerin Gerçek niyetleri islam dinini karalamaktır. Adeta bir misyoner görevi üstlenmektedirler. Bunu sadece açtıkları başlılklardan anlayabilirsiniz. Yine savaş çığırtkanlığı yaparak, Toplumu tahrik ederek Bölücülüğün en alasını yapmaktadırlar. insanları sürekli suçlayarak Türkiye Cumhuriyetini kendi özel mülkleriymiş gibi sunarak kendi görüşleri dışındakilere yaşam hakkı tanımadıklarını bir kez daha kanıtlamışlardır. Seviyeli bir tartışma yolu arıyorsanız, öncelikle çıkarımlarınızı doğru temeller üzerine kurmanız gerekiyor. Kendinizce anlamsız çıkarımlarda bulunarak bu durumu karşı tarafın üzerine yıkmaya çalışmak nafile bir çabadır. Öncelikle kimse istiklal mahkemeleri kurulmasından yana değil. Kimse ülkenin %90'ını yok etmeyi de düşünmüyor. (Böyle absürd çıkarımları nasıl yapabiliyorsunuz şaşıyorum doğrusu) Sanırım "İslam'ın en ılımlı kanadı" diye tarif ettiğiniz kesim Fethullahçılar. Halbuki biz hiç de öyle olmadığını biliyoruz. Bunu dillendirirken de iddialarımızı boş temeller üzerine kurmuyoruz. O yüzden iddialarınız kabul edilebilir değildir. Bu ülkede din adına katledilen yalnızca Kubilay değildir. Kubilay bir simgedir. Toplumun belli bir çekişmenin içine sürüklenerek başka kubilaylar'ın ölmemesi için çabalıyoruz. Ancak siz yine absürd çıkarımlarınızla kinden, öfkeden bahsediyorsunuz... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 şuheda kardeşim sorunun cevabı basit aslında, tecahulu arif yaptığını zannediyorum. Gavur gavurluğunu yapacak tabi ki. 1-Hayatı ve kainatı tesaduflere bağlayan 2-Atalarının bir hayvan olduğunu (ki genelde bu maymundur) 3-Kendilerini bağlayan hiç bir toplumsal bağı kabul etmeyen, ataları gibi yaşamak isteyen (ki atalarının hayatını araştırsalar onda da bir intizam bulacaklar) 4-Dini konuda ki bilgileri t.dursun, i.arsel ve bir kaç ayetin zahiriyle sınırlı olan 5-Bilimsellik adına hareket edip işlerine gelen bilim adamlarının görüşlerini ayyuka çıkaran insanlardan ne beklenir ki "Önyargı" derken ne demek istediğimi ve ne kadar haklı olduğumu şimdi anlayabildiniz mi sayın suheda ?... Alıntı
Φ nizamulmulk Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Kralx kardeşim Düşünce özgürlüğünü savunduğu iddiasında olanlar malesef yazdığımız bir kaç kelimeye dahi tahammul etme dirayetini gösteremediler. Daha öncede Sol görüşlü bir camiaya ait bir forumda yazdığım yazılar sebep gösterilmeden silindiği için forumu terketmiştim. Bu forum da benim için vazgeçilmez değil. Buradaki arkadaşlarla birleşerek farklı forumlarda da yazın hayatımıza devam edebiliriz. Ama unutma ki Bu gün senin veya benim forumdan atılmamıza seyirci kalanlar aynı akıbetle karşılaşacaklardır. Forumdan uzaklaştırılmanı şiddetle kınıyorum. Ve Forum yöneticilerinin bu çifte standartlarına son vermelerini aksi taktirde forumda yer alan ve düşünce özgürlüğünü kayıtsız şartsız savunan bütün arkadaşların da tepkilerine maruz kalacaklarını bilmelerini ve bunun her şeyden önce Forumun sonu olacağını da belirtmek isterim. Gelin gücümüzü gösterelim ve tepkilerimizi açık bir şekilde dile getirelim. Forumda düşüncelere ne kadar tahammul var....... dilerseniz bunu ayrı başlık altında da açabiliriz. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Bu forumda bugüne kadar yalnızca teistler değil, bir çok ateist de uzaklaştırılmıştır. Takınılan bu tavır, kendini mazlum , forumu taraflı gösterme çabasından başka bir şey değildir. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 .......................... Demekki insanların doğru olmaları için dindarım demeleri yetmiyor, tıpkı aydınım diyenlerin gerçekten Atatürk'çü olmayabilecekleri gibi. Ama siz burada birini diğerine karşıymış gibi gösterirseniz, büyük bir vebal altında kalırsınız. Sahtekarın ne dini olur, ne de bir ilkesi. Onlar sadece aldatmak için çaba gösterirler. Biz burada sen şu'sun, diğeri de bu diyerek kime ne kazandırabiliriz? Kimin gerçekten samimi olduğunu önce Allah bilir, sonra hal ve hareketlerinden halkta bilir. Selamlar Evet sevgili sardunya, Her değerin bir ölçü birimi olduğu gibi; İnsanların doğru olmalarının ölçü birimi de bilimsel düşüncedir. İnananda, inanmayanda, ancak bilimsel hareket ettiği müddetçe doğru sonuç alabilir. Aksi düşünce ve pratik, günlük yaşamdada, tarihtede hep yanılgıyla kendini göstermiştir. Günlük hayatta bunun sağlamasını yapmak (doğruluğunu görmek) çok kolay. Her hangi bir konuda, bilimsel düşünce veya alternatif düşünce ile sonuca gitmeye çalışın. Sonucunu siz de görün. Ben her defasında görebiliyorum. Not: Kapatılan başlıktan taşınmıştır... Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 "Önyargı" derken ne demek istediğimi ve ne kadar haklı olduğumu şimdi anlayabildiniz mi sayın suheda ?... İyide sevgili yamyam yukarda arkadaşın söyledikleri ön yargımı? zaten o söylenenlerin hepsini savunmuyormusunuz? Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 İyide sevgili yamyam yukarda arkadaşın söyledikleri ön yargımı? zaten o söylenenlerin hepsini savunmuyormusunuz? Hiç olmazsa siz yapmayın sayın suheda.... 1- Uygun şartlar oluştuğunda tesadüf değil zorunluluk deriz. 2- İnsanın atası maymun değildir. 3- Toplumu bağlayan tek değer din midir? 4- Dini konularda çok daha fazlasını biliyorum. 5- Bugüne kadar hangi bilimsel bulguyu, hangi bilim adamını reddetmişiz? Kastedilen H.Y ise, o bilim adamı değildir. Hiç bir akademik kariyeri yoktur. Alıntı
Φ sıfırsın gözümde Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 1- Uygun şartlar oluştuğunda tesadüf değil zorunluluk deriz Bu nebiçim dolambaçlı bir cümle ya. Lütfen açıklarmısın bu cümleyi. Zorunluluk...??? Milyonlarca atom hangi etkenden zorunlu kalmışlarda, molökülleri oluşturmuşlar, moloküller hangi etkenden zorunluluk hissetmişlerde hücreyi oluşturmuşlar ve bu hücreleri hangietken zorunlu tutmuşta göz kafa dalak böbrek vs oluşmuş? Hadi bunları çok mantıklı bir şekilde açıkla bende evrimci olacam. Alıntı
Φ grejuva Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 bu arada siz de (yani anti-ateistçiler diyim) fena yüklenmiyorsunuz karşı güruha. aslında ben insanların inanç boyutunda tamamen yalnız kalmasından yanayım. insanlar niye kendi inançlarını/ya da inançsızlıklarını ,dini görüşlerini üstün göstermeye çalışır ki? (tabi dini isitsmar edenlerle/ ya da temel değerlere saldıranlara sonuna kadar...) Alıntı
Φ sıfırsın gözümde Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 (tabi dini isitsmar edenlerle/ ya da temel değerlere saldıranlara sonuna kadar...) Üstün göstermk gibi bir hareketimiz yok, yaptığımız sadece farz olan tebliğ görevidir. Birde şu alıntı yaptığım cümlen itibariyle yazıyoruz buralarda. Alıntı
Φ grejuva Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Üstün göstermk gibi bir hareketimiz yok, yaptığımız sadece farz olan tebliğ görevidir. tebliğ görevi bu kadar basit mi? Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Sevgili Evrensel; Çelişkilerle dolu bir yazı yazmışsınız içerisine sevgi dolu cümleler ekleyerek aslında sağ gösterip sol vurma taktiği uygulamışsınız. Çok sevgili Suheda, Sevgi konusunda samimiyetime güvenmediğinizi yazmışsınız. Sağ gösterip sol vurduğumu söylemişsiniz. Öyleyse samimiyetsizliği bilimsel olarak inceleyelim. Samimiyetsizlik, yani düşündüklerinin aksine söylemde bulunan insanlar sadece 2 şeye önem verirler bunun dışında hiçbir sebep gayrisamimi davranışlara sebep olmaz. 1- Kazanmak, 2- Kaybetme korkusu. Kazanmaktan başlayalım, size yalan söyleyip neyi kazanacağım ? Sizi kandırdığım zaman bana ne faydanız olacak ? Diyelimki size dinsizliği daha kolay kabul ettirmek amacıyla insanları sevmediğim halde seviyorum dedim, o halde sizin dinsizliği kabul etmeniz benim ne işime yarayacak ? O zaman bu yalanı olsa olsa dinsizliği yaymakla toplum yaşamının daha iyi olacağına, dolayısıylada bundan benim de menfaatim olacağına inandığım için söylemiş olabilirim. Böyle olursa da zaten mantık hatası oluyor çünkü, toplum yaşantısının iyileşmesine çabalayan insanlar zaten insan sevmiyor olamaz. Ama siz yine de başka bir sebepten kazanma veya kaybetme kaygısı içinde olup, yalan söylediğimi düşünüyorsanız o zaman o da onu yazın lütfen. dindeki güzelliklerden bahsedip "sonrada dinde ki kötü yanları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz"demişsiniz Böyle birşey yok, yazımı tekrar okuyunuz lütfen. Tam tersine dindeki güzel yanlardan bahsetmiyoruz dedim. Sebebini de aynı yazımda açıkladım. İslam dininin neresinde hayvanları sevmeyin vatanınızı sevmeyin diye bir kural var gösterebilirmisiniz? Hiçbir yerinde böyle bir kural yok. Vatan sevgisi dünyadaki her insanda vardır, bunun da dinle filan hiçbir ilişkisi yoktur. Sizin şahsi vatan sevginizi bilemem, ama dini uğruna vatanını hiçe sayan tonlarca insan vardır dünyada. Siz bu insanları dinlerini anlamamakla suçlarsınız, biz ise onların, neyi kriter alarak vatanını sattığına bakarız. Hayvanları sevmeyin diye bir kural da yok, fakat tüm islam ülkelerinde hayvanların ve hatta insanların ezildiği, aşağılandığı da bir gerçektir. Şimdi klasik olarak diyeceksinizki, Ispanyada boğa güreşleri, Canada da fok katliamı. Bunların hepsi onların korkunç ayıplarıdır, fakat islam ülkelerindeki hayvan eziyetleri batılı ülkelerinkinin yanında inanılmaz derecede fazladır. Islamın insanlara ne söylediğinden çok, insanları ne hale getirdiğine bakabilirseniz, bunları siz de görebilirsiniz. Size çok az örnek vereceğim; Ben bir hayvan koruma derneğinin yönetim kurulu üyesiyim. Derneğimizdeki üyelerin %70 şi Alman, İngiliz, Belçikalı vs. gibi avrupalı. ( Türkiyedeki bir dernek bu dikkatinizi çekerim ) Ülkemizde derneğimize yardım bile toplama çalışmıyoruz, çünkü üyelerimizin dışında halk bize yardım etmiyor. Kısırlaştırma ameliyatlarımızı ve ilaç yardımlarımızın çoğunu Almanyadaki başka bir hayvan koruma derneği karşılıyor. Yem, yiyecek ve barınak sorununu kendi cebimizden karşılıyoruz. Avrupalı üyelerimiz ülkelerine gittikleri zaman, oradaki kendi arkadaşlarından yardım topluyorlar. İşin ilginç tarafı, mail order yoluyla Avrupa ülkelerindeki hiç tanımadığımız yabancılardan da bağışlar alıyoruz. Hiçbir zaman, hiçbir islam ülkesinden yardım gelmiyor. Şimdi sıkı durun; Yabancı üyelerimizin yarısından fazlası Ateist veya dinsiz. Türk üyelerimizin de yaklaşık %20 si Ateist, kalanların da hiçbirisi dindar insanlar değiller. Size bir de istatistik vereyim; AB ülkelerinde köpeklerin ortalama ömrü 9. Türkiyede ise 3. Diğer islam ülkelerini bilmiyorum ama eminimki 3 ten de azdır. Daha yüzlerce örnek sayarım ama eğer inanmak isterseniz bu kadarı yeter. inanmak istemezseniz, yüzbinlercesi de bir işe yaramaz. "Sizin en hayırlı olanınız güzel ahlaklı olanınızdır"demiş Efendimiz şimdi oturup burda güzel ahlakı tartışmayacağız değilmi?çünkü ahlak güzelliğinde ki kriterlerimiz aynıdır diye düşünüyorum, Sevgili Süheda, islam dinine inandığım zamanlar bende öyle düşünüyordum. Gerçektende hem islam dini ve hemde diğer dinler insanlara iyi ahlaklı olmayı emrediyor. Ancak, dinlerdeki ahlak basit bir ahlaktır, basit olmak zorundadır zaten, çünkü altı üstü tek bir kitapta yayınlanmıştır. Oysaki engin seviyelerdeki ahlak, bir kitaba değil yüzlerce kitaba sığmayacak kadar detaylıdır. Hırsızlık yapmayın, kalp kırmayın, insanları öldürmeyin gibisinden sınırlı ahlak, zaten 2006 yılının insanının kendiliğinden anlayabileceği ve gerekli görebileceği seviyede bir ahlaktır. Bunu bir başka yerden öğrenmeye gerek yoktur. Kişilik sahibi bir insan ordada yazanlardan daha fazla ahlaka sahiptir. Dünyada 1400 yıldan beri herşey geliştiği gibi ahlak kavramı da gelişmiştir. O kitaptaki ahlak yeterli olmadığı için, binlerce ciltlik kanun kitapları yazılmış, çizilmiştir. Üstelik hala da yeterli olmamakta ve yeni kanunlar çıkarılmaktadır. Ben dinlerdeki ahlak bilgisini yeterli görmüyorum, bu yüzden malesef ahlak kriterlerimiz aynı değil. Yeterli olsaydı zaten, günümüzde binlerce ciltlik kanun kitaplarımız olmaz, bir tane kanun kitabımız olurdu. Mademki bir ciltte tüm gerekli ahlak verilebiliyor, bir ciltte tüm gerekli kanunlar da verilebilirdi. İşin detayı var anlıyomusunuz ? O detay da din kitaplarında verilemiyor, insanların yorumuna, vicdanına ve en önemlisi akıl seviyesine kalıyor. Evet, bu din varken de yapılabilir, din daima akıla, fikire ve ahlaka engel olmaz, ama gördüğüm odur ki, dinden uzak insanların büyük bir çoğunluğu, dindar insanların büyük bir çoğınluğundan daha ahlaklı. Ben bunu kendimde bile yaşadım, kendimi dünyanın en ahlaklı insanı sanıyordum ama dinden çıktıktan bir süre sonra baktım ki ahlak seviyem çok daha yüksek derecelere tırmanıyor. İslam dini kuralları içerisinde mevcut insanlar buna riayet ederek yaşasalardı emin olun dünya çok daha güzel çok daha yaşanılası bir yer olurdu. Bunun uygulaması, yani örneği yok sevgili Suheda, Bu çok klasik bir cümle, bu cümleyi asan, kesen, kol bacak parçalayan, şeriat rejimleri de söylüyor, iyi niyetli insanlarda söylüyor. Üstelik bunu söyleyenlerin hiçbiri, -islam şöyle değildir, böyledir- tartışmalarından kurtulabilmiş ve kendi islamını kabul ettirebilmiş değildir. Ama neticede islam dinini devlet rejimi sayan hiçbir ülke dediğiniz medeniyete ulaşamamıştır. Yani söylediğiniz sadece bir teoridir, uygulanıp gerçekliği görülmemiştir. benim benim dindar olmam bilime karşı olmam demek değildir ki Bilim teolojiye dokunmadıkça insanların en sevdiği şeydir. Bilime karşı olmak zaten cesaret ve aşırı fadakarlık gerektirir. Bu sebepten dolayı bilime karşı olmak kimsenin işine gelemez. Örneğin bilime karşı olup, hatalandığınızda ilaç içmemezlik yapamazsınız. Istanbuldan mersine at üstünde gidemezsiniz. Geceleri evinizde karanlıkta oturamazsınız, ( Mum bile dinlerin değil, bilimin eseridir) Bilim ve bilim adamları insanlığın en büyük dostudur. Tesistler bilim sayesinde hayatta kalırlar, yaşarlar her imdatlarına teizim değil bilim yetişir. Ama bilimle teizimin kavgasında daima teizimin yanında olarak en iyi dostlarına ihanet ederler. Her ortamda bilim adamlarının akıllarına son derece güvenir, kendilerini bilime teslim ederler ama din konusuna geldiği zaman bilim adamlarının akıllarının yetersiz olduğunu düşünüp, yeterli olarak gördükleri kendi akıllarına göre davranırlar. Yani bilim adamları her konuyu kestirebilecek kadar akıllıdır ama din konusunu en basit bir teist kadar akıllıca düşünemezler. Kısaca bilim teistlerin kötü gün dostu, teistler ise bilimin iyi gün dostudur. Şimdi siz kalkmış birde ateist arkadaşları savunmasını yapmış onların sayesinde bazı şeyleri keşfettiğinizi keşke daha önce tanısaydım demişsiniz,benim burda üzülmem gerekiyor değilmi yani sizi zaten İslamın temel kuralları içerisinde olan tüm yaradılmışları ne olursa olsun yaradanın hatırına sevin diyen dinin yüz yıllardır anlatmaya çalıştığı insancıl duyguları iki-üç ateistin ağzından duyup gerçekleri gördünüz öylemi? Sevgili Suheda, Okuma din gösteren klavuzlardan başka birşeyi okuma veya anlama niyetiniz yok herhalde. Çok rica ederim bahsettiğiniz yazıma tekrar dönerek, orada ne anlattığımı 15-20 kere daha okuyunuz. Dinden kendim çıktım diyorum, Ateist arkadaşlarla daha önce karşılaşma şansım olsaydı, dinimden daha erken kurtulabilirdim diyorum. Siz ise tam tersini veya anlamak istediğinizi anlamışsınız. Zaten benim dinden çıktığım yıllarda internet filan yoktu. Normal hayatta ise teistler Ateistleri konuşturmayacağı için, hayatımda hiçbir zaman bir ateistle karşılaşıp konuşma şansına sahip olamamıştım. İslam ülkelerinde bırakın ateistleri konuşturmayı, uzun süre yaşatmazlar bile, çünkü akıla ve mantığa tahammülleri yoktur. Burası da bir islam ülkesi olduğuna göre, bir ateistle tanışıp, onun size ateist olduğunu bildirme şansı yok denecek kadar azdır. Keşke benim erken yaşlarımda da internet olsaydı da bende çok değerli ateistler sayesinde dinimden daha kolayca kurtulabilseydim. Çok tuhaf oysaki ben içerisinde Allah korkusu olmayan herkesten"ister inançlı olsun ister olmasın"Yine Allah'a sığınırım siz Ben Allah korkusu olan bir miktar insana güvenirim ama fazla güvenmem. Korkuyla, zorla yapılan işlerden hayır beklemem. Benim için, emredilmemiş, korkutulmamış, içten gelen güzellikler daha güven vericidir. Bu yüzden de benimle aynı fikirde olmasalar bile Ateistlere güvenim sonsuzdur. Zaten bu da salt bir düşünce ve fikir değildir. Gerçek hayatımda da bunu defalarca yaşadım. Teistler tarafından defalarca aldatıldım ama asla bir Ateist tarafından aldatılmadım, tam tersine insani yardımlar gördüm. Allah'a sığınırım siz bence en kısa zamanda sahih kaynaklardan İslamı yeniden okuyun ve araştırın ama bu sefer bunu yaparken eleştirme acaba nerde bir yanlış bulurum zihniyetiyle yapmayın tamamen tarafsız olarak okuyup araştırın. Sevgili Suheda bunu yapmadan dinden çıktığımı mı sanıyorsunuz? Dinden çıkmak çocuk oyuncağı bir iş değildir. Karşınızda ödüllerin en güzeliyle vaadde bulunan, cezalarında en korkunçuyla tehdit eden bir olgu var. Ayrıca toplumdan dışlanmak ve hatta cinayete kurban gitmek gibi bir tehdit daha var. Buna göre dinden çıkmak kolay bir iş değildir. Dinden çıkmak için bir değil bin kaynaktan araştırma yapılır vede emin olmak için yıllarınızı verirsiniz. Aaa, şu bana ters geldi deyip 5 dakkada dinden çıkılmaz. Sevgiler benden size.... Çok teşekkür ederim, eğer saygı da sevgi gibi sizin tekelinizde değilse bari saygılar diyerek bitirebilirmiyim ? Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Sevgili evrensel, .. Çok değerli, sevgili Bilimselci, İltifatlarınız için teşekkür ederek, daha da fazlasını sizin hakettiğinizi düşünüyorum. Sizler insan zekasının, beşinci vitesindeki olan kişiler olarak, bilime insanlığa ve doğaya benden daha fazla katkıda bulunarak en fazla fedakarlığı yapıyorsunuz. Bilinizki, bugün sizlere karşı olanların torunları, siz yaşama veda ettikten sonra sizlere sonsuz şükranlarını sunacaklardır. Taşıdığınız nick'i fazlasıyla hakediyorsunuz, yazmadığım zamanlarda sizi izliyor ve manevi destek veriyorum. Sevgiyle kalın. Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Sevgili evrensel beni yanlış anladınız üzüldüm.Ben sizi yalancılıkla yada samimiyetsizlikle suçlamadım demek istediğim şuydu hep sevgiden güzelliklerden dem vuruyorsunuz ama benim en değerli saydığım kutsalımı (dinimi)aşağılıyorsunuz ve bunun beni ve benim gibi insanları inciteceğini bile bile yapmanıza tepki veriyorum...Ve idda ediyorum ki sizde İslam dininin güzellik ve mantık dini olduğunu en az benim kadar iyi biliyorsunuz fakat her ne hikmetse kabul etmek istemiyorsunuz bunu analiz edebilmem için sizi tanımam lazım sanal bir alemde insanları ne kadar iyi tanıyabiliriz ki bir insanı tanımak için onunla paylaştığınız birşeyler olması lazım bizse burda sadece yazdığımız yazılardan birbirimiz hakkında fikir sahibi olmaya çalışıyoruz buda ne kadar yeterlidir artık sizde takdir edersiniz. Aslında çok şeyler yazmak istiyorum ama bugün nedense kendimi keyifsiz hissediyorum ve canım yazmak istemiyor daha sonra devam ederim... Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Sevgili evrensel beni yanlış anladınız üzüldüm.Ben sizi yalancılıkla yada samimiyetsizlikle suçlamadım Çok değerli Suheda, Sizi yanlış anladığım için çok çok özür dilerim. Buna göre de artık inanıldığıma inanarak size en derin sevgilerimi gönderiyorum. benim en değerli saydığım kutsalımı (dinimi)aşağılıyorsunuz ve bunun beni ve benim gibi insanları inciteceğini bile bile yapmanıza tepki veriyorum... Sevgili Suheda, sizi anlamıyor vede hak vermiyor değilim. Ancak tam bu noktada hatırlanması gereken bir şey varki, bir şeyi aşşağılamak demek o şeye çirkin sözler yakıştırmak demektir. Bunun dışında yapılanlar ise araştırma sonuçlarımız olan eleştirilerimiz ve yorumlarımızdır. Size hak verdiğim nokta ise şudur; dinler kendilerinin kutsal olduğunu ve eleştirilemez olduğunu söylerler. Bunun sonucunda ise dininizin eleştirildiğini görmek size aşşağılayıcı ve hatta cüretkar gelir. Bu bir duygusal yaklaşımın sonucudur. Duygu derken ne gibi bir duygu olduğunu da açıklayayım; Dinlerin teist insanların hayatında büyük etkileri vardır. Dinler dindar insanların hayatını ise çok yüksek seviyede etkilerler ve şekillendirirler. Dindar insanlar tam olarak dilediği gibi yaşamazlar, bu bağlamda da yaşamlarından büyük bir ödün vermiş olurlar. Bu fedakarlığa ise dinlerini kutsal saydıkları için katlanırlar. İşte tam bu noktada, onlar hayatlarını teslim ettikleri olgunun gerçek olmayabileceğini, duymak bile istemezler. Çünkü teslim edilen şeyin değeri çok büyük olduğu için, yanılmış olabileceklerinin lafının bile edilmesi onlara duygusal bakımdan kötü etki yapar. Yapılan eleştirileri bile aşşağılama zannederler. Bunun böyle olduğunu biliyorum ve çoğu zaman bu olaya neden olduğum tüm teist arkadaşlardan için özür diliyorum. Fakat her yapılanın bir nedeni vardır. Eğer sebep inananları kırmaksa bu çok büyük bir ayıptır. Fakat kimsenin de kimseye böyle bir düşmanlık besleyebileceğine hiç ihtimal vermiyorum. Ben bu eleştirilerimi iyi niyetlerle yapıyorum, fikirlerim bazen sizi üzse bile neticede size ve/veya insanlığa faydalı olacağı için yapıyorum. Tam bu noktadayken, tüm teist dostlarıma seslenirim, Herhangi bir şeye inanmak veya inanmamak bir mantıksal meseledir. Bir şeye inanıp inanmayacağımız zaman, duygularımız değil mantığımız geçerlidir. Çünkü duygular kişiye ve hatta ortama göre değişkendir vede güvenilmezdir. Oysaki mantık, sahip olduğumuz en önemli ve en güvenilir varlığımızdır. Şayet dinlerinize mantıksal olarak inanıyorsanız, o zaman dinlerinize yapılan eleştirlere de açık olmalısınız. Ama ona kutsaldır diyerek, duygusal anlamda inanıyorsanız, o zaman mantıkların tartışıldığı ortamlara girmemelisiniz. Kutsaldır diyerek her konuşanı her konuda susturmak gayet kolaydır. Kutsal mantığıyla, bilim susturulabilir, baskın dinler diğerlerini susturabilir, laik devletler bile susturulabilir. Ve hatta "benim tuttuğum takım benim için kutsaldır" diyen kişiler, spor programlarını bile susturabilirler. Böyle olursa ne hal, nede düzen kalır. Demokrasilerde eleştiriye kapatılabilecek hiçbir şey yoktur. Demokrasinin kendisi bile eleştiriye açıktır. Madem ki din ile demokrasi bağdaşır diyorsanız o zaman dinlerin eleştirilmesini de bir aşşağılama olarak görmemelisiniz. Eğer küfürsüz "eleştirilmişleri" aşşağı alınmışlar olarak görürseniz, o zaman kendi dininizi siz kendiniz aşşağılamış olursunuz. Ve idda ediyorum ki sizde İslam dininin güzellik ve mantık dini olduğunu en az benim kadar iyi biliyorsunuz fakat her ne hikmetse kabul etmek istemiyorsunuz Değerli Suheda, İslam dinindeki güzel yanları bildiğini söyleyen nadir dinsizlerden biriyim. Bunu forumlarda defalarca bana sorulmadığı halde yazdım. Buna göre, kabul etmek istemediğimi söylememeniz gerekir. Ancak her defasında da ekliyorum, islam dinindeki güzel öğretiler hayret edilecek düzeyde, bilgiler değildir. Eski çağlardaki yaşam koşullarındaki, ve o zamanın zekasındaki insan için yeterli olabilir. Fakat o güzel öğütler ve öğretiler şu andaki uzay çağı zekasındaki insan için ancak ilkokul 4.üncü sınıfta bir ahlak kitabı olabilecek kadar yetebilir. O kadarcık temel ahlak ve güzellik bilgilerini zeki bir insan hiç okula bile gitmese toplum içinde kolayca öğrenir ve hatta kendisi bile akıl edebilir. Kendinizden düşünün, eğer tanrı size din göndermeseydi her türlü ahlaksızlığı benimser ve vicdanınıza sığdırırmıydınız. Vicdan dinden gelir de demeyin, öyle olsaydı hak dinlerden önceki tüm insanlar vicdansız olurdu. Ayrica vicdan doğanın bir parçasıdır, hayvanlarda da din bilgisi olmamasına rağmen çoğu zaman insandan da yüksek derecede vicdan ve duygusallık vardır. Mantık dini olmasına gelince; Islam dini, tüm dinlerin içinde en mantıklı olanıdır. Çünkü diğer dinler daha eskidir ve daha önceki yılların insanlarının mantığını ve bilim seviyesini içerirler. Islam dini ise kendi zamanının mantığını ve bilimini içine kattığı için, dinler açısından en bilimsel ve en mantıksal dindir. Asr-ı saadet dediğiniz dönemin de sebebi budur. Ancak, asr-ı saadet döneminin kapanmasının ve bitmesinin sebebi de budur. Çünkü her ne kadar en son bilimi ve en son mantığı içermiş olsa bile aradan 1400 yıl gibi bir süre geçmiştir. Dolayısıyla oradaki bilim ve mantık geride kalmıştır. Hristiyan dünyası dinlerini 1800 yıl kadar taşıyabilmiş ve sonunda dinlerinin kapsadığı bilim ve mantığın çok eskidiğini görerek, dinlerini vatikana hapsetmiştir. Bu sayede de islam dünyasını geriden gelerek açık bir farkla geçmişlerdir. İslam dünyası da 1800 yılı bulduğunda dinlerini arabistana hapsedip, ilerleyişe başlayacaktır. Dinler daima çıktığı yılların mantığını ve bilimini taşırlar bu yüzden de ilk yüzyıllarında insanlık üzerinde iyi etki yaparlar. Bilim geliştikçe de, kendileri sabit oldukları için insanlığa yük olmaya başlarlar. İnanınki şu anda birileri yeni bir din çıkarsa içine mutlaka evrimi de ekler. Biz sizi evrim yoluyla yarattık der. Hiçbir din kendi zamanının bilimiyle ters külah giymek istemez. Ayrıcada hiçbir din kendisinden önceki büyük dinlerin ayağına basmaz. Kendilerini tutturabilmeleri için, o zamanki en geçerli şeylerle uyumlu olarak başlarlar. Ve bu yeni din birkaç yüzyıl insanları asr-ı saadete ulaştırır daha sonrada o da yük olmaya başlar. Yeni bir din daha çıkabilirmi ? çıkamaz, bu zamanın insanını yeni bir dine inandıramazlar. Bana kalırsa en son şansı Atatürk yakalamıştır. İsteseydi o devrin insanını o statüyü yakalamışken, birkaç ilizyon takviyesiyle, bir kaç havari desteğiyle peygamber olduğuna inandırabilirdi. Gerçek bir vatansevermiş ki bunu yapmamış. .. Diğer yazdıklarınız için: Dört dörtlüksünüz. Sizler benim harika insanlarımsınız. Size hem kendi tanrımdan ve hemde sizin tanrınızdan en harika mutlulukları diliyorum. Doğadan dost sevgilerle.. Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2006 Yazmış olduğunuz güzel yazınızı okudum çok pozitif bir elektirik vererek yazmışsınız yazınızı teşekkür ederim sevgili evrensel. Bu usluptan sonra ben sizinle olan diyaloğuma artık tartışma değil sohbet ismi vermek istiyorum sizde uygun görürseniz. Ben dinimin eleştirlmesine karşı değilim ama hep diyorum ya lütfen daha saygılı bunu duygusallık olarak algılamayın tabiki duygusallıkta var ama asıl sebeb ben dinde taviz olmaz düşüncesindeyim o yüzden bu konuda benden taviz beklemeyin,mesela Peygamber efendimizden bahsederken peygamber demek size ağır geliyorsa lütfen peygamberiniz deyin adıyla hitab etmeyin Allah yerine tanrınız demeyin çünkü ben tanrıya değil Allah'a inanıyorum putperst değilim ki....... Ahlak ve vicdan kavramı kişiden kişiye değişir tabi ama inancı sağlam olan kişilerde tamamen aynı dürtüler söz konusudur şöyleki bizden birisi sizin tabirinizle suça kendi tabirimle günaha girmeye çekinir çünkü herşeyi işiten ve gören bir yaratıcı olduğunu hiç bir şeyin gizli kalmayacağı büyük hesap gününü düşünürüz,benim ahlak düşüncem sizinkinden farklı olabilir belki size göre daha katı ama bana göre olması gerektiği gibidir kendime bu kısıtlamaları getirdiğim zaman inanın daha çok mutluyum ben bunu bir fedakarlık olarak değil insani bir vazife olarak görüyorum ve bu şekilde yaşamak bana zor gelmiyor tam tersi muthiş bir huzur duyuyorum.Küçük bir örnek vereyim isterseniz mesela son yıllarda sıkça duyduğumu bir söz var cinselliği tabu olmaktan çıkarmaya çalışanların ürettiği "namus bacak arasında değil beyindedir"ben buna şiddetle karşıyım bedenim benim zihnimden bağımsız değildir ki sonunçta bendenime yön veren benim beynim değilmi?öyleyse neden birbirinden apayrı hareket etsinler. Din hiç bir zaman bilim gelişmesine engel olmamıştır öyleki "ilim çinde olsa bulunuz"hadisinde İslam dininin ilme verdiği değeri görürsünüz. Atatürk mevzusuna gelince herzaman söylerim ben gerçekten Atatürkü seven bir insanım hernekadar kemalist olmasamda seviyorum bende ki nedenleri farklı bunu çok fazla dile getirmek istemiyorum zira farkındaysanız ortalık sahte Atatürkçüden geçilmiyor,isteseydi kendini peygamber ilan ederdi demişsiniz etmesine gerek yokki zaten onu öyle gören bir sürü insan var ve bunu açık açık söyleyen. Son olarak ben sizi benim inandığım ama sizin kendi tabirinizle inanmadığınız yüce Allah (c.c) emanet ediyorum çünkü gerçek sevginin sahibi odur ve sizi ancak o korur. Sevgilerimle..... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.