Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

PKK yandaşlarından rektör Yücel Aşkın'a tam destek


muzaffer 1905

Önerilen İletiler

PKK-KADEK uzantısı Kürdish Enstitute Başkanı Devres Ferho, Rektör Yücel Aşkın'ın kendi davalarına destek niteliğindeki sözlerinden dolayı yargılandığını ileri sürerek, Rektör'e tam destek verdiklerini söyledi.

 

Türkiye, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin 30 Kasım'da düzenlenmesi planlanan oturumunun yapılmasına, "toplantıya katılanların önemli bir bölümünün terör örgütü PKK'nın temsilcisi olduğu" gerekçesiyle itiraz etmişti. AKPM Türk Heyeti Başkanı ve AKP Milletvekili Murat Mercan, toplantının ertelenmesini sağlayan itirazla ilgili açıklamasında, 'konuşmacıların önemli bir bölümü terör örgütünün uzantısı. Böyle bir toplantıya katılmamız düşünülemezdi" demişti.Mercan ve arkadaşlarının toplantıya katılmasına karşı çıktığı isimler arasında, Brüksel'deki KADEK- Kürdish Institute'ün Başkanı Devres Ferho da vardı. Ayrılıkçı hareketin önde gelen isimlerinden Ferho, dünkü telefon görüşmemizde, bugün hakim karşısına çıkacak olan Van YYÜ Rektörü Yücel Aşkın'ın, kendi davalarına destek niteliğindeki sözlerinden dolayı yargılandığını belirterek, "Yolsuzluklarından değil, ideolojisinden dolayı yargılanıyor" dedi. Ferho, Yücel Aşkın'la, Abdullah Öcalan'ı aynı kefeye koyarak, "Her ikisi de özgürlükler için mücadele ediyorlar" diye konuştu.

 

YÜCEL AŞKIN'IN YARGILANMASINI

KABUL EDİLEMEZ BULUYORUZ!..

Ferho'nun duruşma öncesi verdiği mesajlar dikkat çekiciydi: "Yücel Aşkın, çağdaş bir insan, demokrat yapıda bir insan. İki şeyi açıklamak isterim. Ona yapılan, tam anlamıyla işkencedir. Kabul edilemez bir şeydir. Ben Türkiye'deki mahkemelerin konumunu da biliyorum. Onun öyle yargılanması kabul edilmez bir olay."

"Türkiye 'de hukuk, Öcalan için de Aşkın için de işlemedi. Sayın Aşkın, PKK'nın düşüncelerini beğenir ya da beğenmez. Sayın Aşkın, PKK'nın yaptıklarını beğeniyorsa, iyi, güzel görüyorsa, bunun arkasında ne aramak lazım. Devlet, terörü kendi içinde arasın. Türk Devleti böyle olmasa, PKK'da silahı alıp dağlara çıkmazdı."

REKTÖR, PKK'YA DESTEK VERMİŞ!..

Ferho, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de ROJ TV'mize karşı çıkan bir mantık var. Bir tane ROJ TV olsun. Türkiye'de hukuk yoktur. Eğer, Öcalan barbar bağırıyorsa, "Ben hazırım, bu devletin demokrasisi için, bu devlette demokratik bir yapının oluşması için ben çalışmaya hazırım" diyorsa o hapishaneden, İmralı'dan, ya da bir Van'ın Rektörü, Van Üniversitesi'nin rektörü, eğer diyebiliyorsa işte "Bu gerçeği kabul etmek lazımdır, PKK var ise burada bir zulüm vardır demektir, onun için PKK vardır." Rektör bunu dediği için yargılanıyorsa, oradaki hukuktan ben şüphe ediyorum."

"AŞKIN VE ÖCALAN;

İKİ ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI"

"Rektör Aşkın ve Öcalan'ın davalarına aynı açıdan bakmak lazım. Her ikisinin ki de özgürlük mücadelesidir. Şüphesiz öyledir. Sayın Yücel Aşkın'a buradan bir mesajım var: Burada, Sayın Aşkın, kendi düşüncelerinden, "PKK var ise burada bir zulüm vardır demektir, onun için PKK vardır" fikrini savunduğundan dolayı yargılanıyorsa, yargılanan devletin kendisidir. Yücel Aşkın değildir. Bugün devlet hukuksuzluk çerçevesinde onu yargılıyorsa, yarın öbürgün Avrupa da onu yargılar."

"PKK GERÇEĞİ VARDIR,

DEDİĞİ İÇİN HAPSE ATTILAR!.."

"Ben Yücel Aşkın'ın yolsuzluk yaptığına inanmıyorum. Yolsuzluk yaptığı için yargılanıyorsa, Ankara'da yolsuzluk yapan bir sürü yüksek mertebede politikacı var. Bunların ilk başta yargılanması lazım. Yolsuz aranıyorsa, Ankara'da aransın. Askeriye ve devletin otoriter tutumu nahoş bir şeydir. Biz hukuku ve hukuk devletini savunuruz. Yücel Aşkın, ideolojisinden dolayı, "Burada PKK gerçeği vardır" yaklaşımından dolayı yargılıyorlar. Bence şüpheli bir olaydır. Esas sebep yolsuzluk değildir."

Yücel Aşkın'a destek

veren Ferho'ya ilişkin bir not:

Belçika Parlamentosu'nda Sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümü sebebiyle, Belçika parlamenterlerinin ve Ermeniler'in ileri gelenlerinin katıldığı bir konferans düzenlenmişti. ''Dialog için soykırımı tanımak'' adlı konferansa, Avrupa Ermeni Federasyonu Müdürü Laurent Leylekian ve DHKPC örgütünün önde gelen isimlerinden Bahar Kimyongür'ün yanısıra, Yücel Aşkın'a kayıtsız şartsız destek veren Derviş Ferho da katılmıştı. (VAKİT GAZETESİNDEN)

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

‘Rektör Yücel Aşkın çete kurup fişleme yaptı, YÖK göz yumdu’

 

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın ve 9 kişi hakkında cumhuriyet başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame açıklandı.

 

İddianamede, Aşkın'ın, Ayşe Yüksel, Hasan Ceylan ve Fırat Cengiz ile birlikte oluşturduğu suç ilişkisine dayalı hiyerarşik yapılanma içinde, 418 kişi hakkında yasaya aykırı şekilde kişisel bilgiler topladığı ifade edildi. Van Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan ve 3 ile 21 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası talep edilen 250 sayfalık iddianamede Aşkın’ın yanı sıra İspanyol Expansion firma temsilcisi Mehmet Ümit Ayral, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile Prof. Dr. Hasan Ceylan, Üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Işık Tepe, Genel Sekreter Yardımcısı Salih Yurtkuran, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fırat Cengiz, Yazı İşleri Şube Müdürü Şükran Yurtkuran, Yazı İşleri'nde bilgisayar işletmeni Bilal Şahin ve Üniversite Özel Güvenlik Şube Müdürü Saffet Kara da suçlanıyor. İddianamede Aşkın'ın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İddianamede Aşkın'ın bir kısım akademik ve idari personeli izlettiği, bu kişilerin siyasi görüşlerine ve ırkî kökenlerine, dinî inançlarına ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak dosyaladığı belirtiliyor. Üniversitedeki oluşumun, birçok öğretim üyesi ve idari personel arasında ayrımcılık yaptığı, bu verileri kadro tahsisinde esas olacak şekilde kullanarak yasanın kendisine verdiği yetkileri kötüye kullandığı ifade ediliyor. Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın imzasını taşıyan iddianamede, bazı kişilerin döner sermayeden usulsüz şekilde faydalandırıldığı, sahte geçmiş tarihli kabul komisyonları oluşturmak için evraklar düzenlendiği anlatılıyor. Yücel Aşkın’ın rektör yardımcıları Hasan Ceylan, Ayşe Yüksel, Ziraat Fakültesi Dekanı Fırat Cengiz arasında suç ilişkisine dönüşen yapılanmayı ‘kuran ve yöneten' kişi olduğu belirtiliyor.

 

CHP’nin hazırladığı isim listesi ve Çölaşan’ın yazıları fiş dosyasında

 

25 milyon dolarlık cihaz alımı sırasındaki yolsuzluk iddiaları ile başlayan idianamede Rektör Aşkın'ın çalışma odasında bulunan şifreli çelik kasa içerisinde, bazı gizli dosyaların bulunduğu ifade ediliyor. Özel Konular diye adlandırılan bir dosyada personelle ilgili şikayet mektupları, gazete küpürleri, CHP İl Başkanlığı tarafından verilen isim listesi, YÖK, TÜBİTAK, Van Emniyet Müdürlüğü ve üniversiteye ait yazılar ile personele ait pasaport bilgilerinden söz ediliyor. CHP Van Milletvekili Mehmet Kartal, böyle bir isim listesinden haberinin olmadığını belirterek, “İlk defa duyuyorum. Daha önce hiç CHP yönetimi ile beraber olmadım. Zaten mevcut yönetim şu an feshedilmiş durumda.” dedi. Aynı kasada, öğretim üyelerinin pasaport talepleri içerisinde eşi türbanlı olanların belgeleri, ihbar dilekçeleri, YÖK'e yazılmış yazılar, personelin askerlikle ilgili referans belgesi ve öğrencilerin dilekçeleri yer alıyor. “YÖK Gizli Yazıları” dosyasında eş ve çocukları türbanlı olan personelle ilgili belgeler, köşe yazarı Emin Çölaşan'ın yazılarının küpürleri, göndereni ve alıcısı karalanarak yok edilmiş ‘Sürgündeki PKK'lı' adlı e-mail, YÖK'e gelen ihbar dilekçelerine verilen cevaplar, kendisinden önceki rektöre gelmiş YÖK yazılarının asıllarının bulunduğu belirtiliyor. ‘Jandarma' adlı dosyada ise akademik personelin listesi, PKK-KADEK ve Hizbullah ile ilgileri tespit edilen personelle ilgili işlemler, bazı öğretim üyeleri ve askerî personel hakkında yapılan yazışmaların asılları bulunuyor. Van Jandarma Komutanlığı’nın üniversite personeli ile ilgili dosyası, bir üsteğmen tarafından verilen öğrencilerle ilgili notlar, bazı öğrenciler hakkında üniversite yönetim kurulu kararı ve jandarma ifade tutanakları, araştırma görevlisi kadrosuna girmek için müracaatta bulunanlar hakkında araştırma yazısı, İçişleri Bakanlığı'nın anadilde eğitim ile ilgili genelgesi, öğrencilerle ilgili çeşitli yazışmalar bulunuyor. İddianamede Rektör Aşkın’ın savcılığa verdiği ifadede suçlamalarla ilgili konulara ‘bilmiyorum, haberim yok’ şeklinde cevaplar verdiği de belirtiliyor.

 

[İDDİANAMEDEN...]

Kişiye özel kadro

İddianameye göre Üniversite yönetimi tarafından, ‘kadro ilanlarına özel şerhler konularak’ alınacak kişiler önceden belirlenmiş. Bu tarz alımlardan bazıları için kişiyi tarif eder gibi dipnot konulmuş, bazılarında ise jüri özel olarak seçilmiş. Örneğin 26 Aralık 2004 tarihli ilanın Parazitoloji Anabilim Dalı için yapılan açıklama kısmında “Trichostrongyulidaeler üzerinde doktora yapmış olmak” şerhi konulduğundan sadece Dr. Zeynep Taş Cengiz (Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fırat Cengiz’in eşi) müracaat edebilmiş.

 

YÖK Kanunu baskı aracı

Aşkın’ın göreve geldiği 1999 yılından bu yana 328 kişinin görev yerleri değiştirildi ve işinin uzmanı olan kişiler görevlerinden uzaklaştırıldı. 2547 sayılı yasanın 7/L maddesi ile birçok öğretim üyesi başka üniversitelere ‘sürgün’ edildi. Söz konusu sürgünler diğer öğretim üyelerine göz dağı verme şeklinde kullanıldı. Birçok öğretim üyesi, rektör ve yönetimin hukuka aykırı işlemlerini sırf bu madde ile haksız yere cezalandırılma korkusuyla dile getirmekten çekindi.

 

Üniversiteyi vekil yönetti

Aşkın, 1999 yılından bu yana 535 günü il dışı ve 192 günü yurtdışında olmak üzere 727 günü dışarıda geçirdi ve üniversite bu süreler boyunca vekaletle yönetildi. Üniversitenin vekaletle yönetildiği zamanlarda usulsüz işlemler, evraklarda tahrifatlar yapıldı. Rektör Aşkın, 2004 yılı Eylül ayında 26 gün izinli olmasına rağmen Fen Bilimleri Enstitüsü’nden 29 saat ek ders ücreti aldı.

 

Trilyonluk usulsüzlük

İddianamede, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin 1998 yılında makine ve teçhizat alımı için 25 milyon dolarlık kredi kullandığı, ihale ile alınan malzemelerin ne zaman ve nasıl geleceği hususlarını rektör ve etrafındaki birkaç kişiden başkasının bilmediği belirtiliyor. Rektör ve etrafındakilerin çete gibi davranıp malzemeler için eski tarihli kabul komisyonları oluşturarak Tıp Fakültesi’ndeki öğretim üyelerine baskı ve tehdit yaptıklarına dikkat çekiliyor.

-----------------------------------------------------------------------------------

"Rektör Aşkın PKK kadrolaşmasına göz yumdu" "

 

YÖK’ün ‘Rektör Aşkın’a sahip çıkmak Cumhuriyet’e sahip çıkmaktır’ dediği Van Rektörü hakkında bir suçlama da jandarma istihbaratından geldi. İstihbarat raporunda Aşkın’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde göreve geldikten sonra terör örgütü PKK’nın kadrolaşmasına zemin hazırladığı iddia edildi.

 

‘Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, baskı ve tehdit ile ihaleye fesat karıştırmak’ suçlamasıyla tutuklanan Rektör Yücel Aşkın’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde terör örgütü PKK’nın kadrolaşmasına zemin hazırladığı iddia edildi. Jandarma istihbaratının hazırladığı raporda PKK’nın 1999 yılından itibaren üniversitede yapılanmaya gittiği ve örgüt sempatizanı birçok ismin üniversitenin idari kadrolarına getirildiği bilgisine yer veriliyor.

 

Zaman’ın ele geçirdiği raporda; örgütün özellikle 2000 yılından sonra üniversitede sistemli bir şekilde yapılandığı makam, tarih, isim ve bağlantıları teferruatlı bir şekilde verilerek ortaya konuyor. Raporda ‘gizli’ ibaresinin olduğu bir sayfada bazı öğretim üyelerinin isimleri verilerek, örgüt sempatizanı öğrencilerle olan ilişkileri anlatılıyor. Jandarma istihbaratının raporunda, örgütün üniversitede kadrolaşmaya başladığı belirtilen tarih, Yücel Aşkın’ın ilk kez rektör seçildiği 1999 yılı bahar aylarına denk geliyor. Aşkın’ın göreve başlaması ile üniversitenin önemli idari kadrolarına getirilen PKK sempatizanı isimler arasında PKK-Kongra-Gel Başkan Yardımcı Remzi Kartal’ın akrabası Zelal Kartal’ın da ismi yer alıyor. Kartal, üniversitenin hukuk müşavirliğine getirilmiş. Van Muradiye doğumlu ve örgüt sempatizanı olduğu ileri sürülen Yard. Doç. Dr. M. B. genel sekreter, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın akrabası olduğu tespit edilen Adana Seyhan doğumlu Yard. Doç. Dr. N. D. rektörlüğün genel sekreter yardımcılığına atanmış. Raporda üniversiteye eleman alımında D.’nin önemli inisiyatiflerde bulunduğu, Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı olan nüfusunu Adana Seyhan’a aldırdığı ve Öcalan olan soy ismini mahkeme kararı ile değiştirdiği aktarılıyor.

 

Jandarma istihbaratının araştırmasında dikkat çeken noktalardan biri de Rektör Aşkın döneminde göreve getirilen çok sayıda kişinin PKK ile bağlantı kurarak, örgütün üniversitede yapılanmasına destek verdiğini kaydeden cümleler. Bunlar arasında çok sayıda öğretim üyesi, araştırma görevlisi hatta daire başkanlarının bulunduğu kaydediliyor.

 

Raporda geçen bazı isimler şöyle: Personel Dairesi Başkanı R.C., Sağlık Spor ve Kültür Dairesi Başkanı S.K., İdari ve Mali İşler Daire Başkanı C.M., Öğrenci İşleri Daire Başkanı M.E.D., Hastane Başmüdürü M.G., Hastane Müdür Yardımcısı S.A., Ziraat Fakültesi Sekreteri M.D., Veterinerlik Fakültesi Sekreteri F.A., Fen Edebiyat Fakültesi Sekreteri İ.K., Hukuk Müşaviri Z.K. ile Kapalı Spor Salonu Müdürü R.Y. Söz konusu isimlerin atanmalarının üzerinden 1 yıl geçmeden askerin rahatsızlığını dile getirmesiyle görevlerinden alınarak, daha alt görevlerde ve döner sermaye alabilecekleri yerlerde istihdam edildiği biliniyor.

 

Raporda PKK terör örgütünün üniversitede taraftar kazanmak, öğrencileri eylemlere çekmek için çaba sarf ettiği de anlatılıyor. Şubat 2004’te terör örgütü sempatizanları tarafından yönetilen bir öğrenci derneğinin kurulmasından söz ediliyor. Örgütün öğrenci derneğini paravan olarak kullandığı, öğrencilere yönelik propaganda faaliyetlerini bir siyasi partinin gençlik kolları ile organize ettiği açıklanıyor. Öğrenci derneğinin yöneticilerinin örgüt sempatizanı olduğu, 11 Kasım 2000’de yapılan ilk kongresine Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve halen üniversitenin genel sekreterliği görevini yürüten Prof. Dr. I.T.’nin katıldığı ve kongrede İstiklal Marşı’nın okunmadığı da jandarmanın raporunda yer alan detaylardan. Ayrıca üniversitenin Melikşah Yurdu’nda 18 Ocak 2001’de yapılan aramada örgütün ders kitabı olarak okuttuğu çok sayıda kitap ve derginin ele geçirildiği ve öğrencilerin adli makamlara sevk edildiği de hatırlatılıyor.

 

YÖK ‘dinci kadrolaşma var’ demişti

 

Jandarmanın raporunun aksine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde dinci kadrolaşmanın olduğunu savunmuştu. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Yücel Aşkın’ın, üniversiteyi medreseleştirmeye çalışanlara karşı mücadele ettiği için hedef seçildiğini iddia etmişti. Ancak, jandarma istihbarat raporları ve yaşananlar, üniversitede başka bir senaryonun uygulandığını ortaya koyuyor. Hatırlanacağı üzere PKK’nın üniversitede kadrolaşmasına göz yumduğu için askerin Rektör Aşkın’a sıcak bakmadığı gündeme gelmiş, YÖK Başkanı’nın Jandarma Asayiş Komutanlığı’nı ziyareti sonrası ‘YÖK askerden yüz bulmadı’ yorumları yapılmıştı. Ayrıca örgüte yakın üniversite öğrenci dernekleri Aşkın’ın soruşturma başlayana kadar kendilerine sıcak baktığını, son 10 aydan bu yana bazı kesimlere yaranmak için kendilerine ciddi anlamda baskı uygulamaya başladığını ileri sürmüştü. Bütün bu olup bitenleri anlatan bir şikayet dilekçesi üniversiteden bir öğretim üyesi grubu tarafından kaleme alınarak YÖK Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere birçok kuruma gönderilmişti. Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilen dilekçe, üniversite idari kademesine PKK yandaşı personelin yapılanmasından, örgüt sempatizanı öğrencilerin himaye edilişine, akademik eleman alınışından, jüri üyelerinin illegal seçilişinden, üniversitede yapılan yolsuzluklara, kadrolaşmalara, fakültelere branş dışı yapılan alımlara, yolsuzluklara izin vermeyen personelin görevden alınmasından haksız olarak döner sermaye dağıtımına kadar 6 sayfadan oluşuyor. Ancak yapılan bütün uğraş ve şikayetlere rağmen ne YÖK Denetleme Kurulu ne de Devlet Denetleme Kurulu’nun gerekli şikayeti ihbar kabul ederek herhangi bir incelemede bulunmadığı vurgulanıyor.

 

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alımında “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, baskı ve tehdit ile ihaleye fesat karıştırmak” suçundan tutuklanarak cezaevine konulan Rektör Aşkın’ın davasında bazı YÖK üyelerinin de isminin geçeceği öğrenildi. Şikayetler üzerine YÖK’ün görevlendirdiği bir denetleme kurulunun Van’a gelerek yaptığı incelemede yapılanları örtbas ederek, herhangi bir hukuk dışı olayın yaşanmadığı raporunu YÖK’e ulaştırdığı belirtiliyor. Soruşturma dosyasında bu kurulda yer alan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulacağı öğrenildi. Van, Zaman

----------------------------------------------------------------------------------

Cumhuriyetçiyim laikim istediğimi yaparım , nede olsa ben Atatürk maskeliyim , tarihe bir ******* daha düştü , bunu hep hatırlatacağız

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.