Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Vaktiyle, “tekke eğitimi” nedir iyi bilen bir dostumdan bir hikaye dinlemiştim. O da bir başkasından dinlemişti bu hikayeyi. Siirt Tillo’dan İstanbul’a kadar halka halka süzülüp gelmişti hikaye, devredile devredile dolaşan bir emanet gibi.

“Tekkelerden birinde bir mürit varmış vaktiyle. Temiz, saf, iyi niyetli bir genç adam. Gel zaman git zaman âşık olmuş, hem de nasıl, sırılsıklam aşk. Karşılık da bulmuş aşkı. Sevdiği kız da ona sevdalanmış. Evlenmişler. Mutlu seneler geçirmişler beraber. Ne var ki çok geçmeden karısı dikilmiş karşısına. ‘Ben,’ demiş ‘gitmek istiyorum. Sana âşık değilim artık. Bir başkasını gördüm, ona aktı yüreğim. Ona gitmek isterim.’ Mürit deliye dönmüş öfkeden. Eli ayağı zangır zangır. Öldürmek istemiş karısını. Bana yar olmayacağına göre, kimselere yar olmasın daha iyi, diye geçirerek içinden. Son bir gayretle tekkeye dönmüş bir sabah. Şeyhini kendisini beklerken bulmuş. ‘Gerçek âşık’ demiş şeyh, ‘mâşukunun mutluluğunu ister. Gerçek âşık, mâşukunun mutluluğunu kendi mutluluğunun önüne koyar. Gerçekten sever, özgür bırakır. Sahiplenmek, sevdiğinin üzerinde hak etmek âşığın yolu da değildir, aşkın yolu da...’ Mürit için zor bir sınav başlamış. Sonunda, özgür bırakmış karısını. İstediğine gitsin, mutlu olsun diye açmış kapıları. Ne tutsaklık, ne hakimiyet. Arınmış kibirinden, iktidar arayışından ve dahi tahakkümperverlikten...”

 

Ben bu hikayeyi hep bir “masal” gibi dinlemiştim dostumdan. Gerçek olamayacak kadar romantik ve ırak... Ta ki böyle insanlar tanıyana kadar. Bizzat bu sınavı vermiş ve en nihayetinde gerçek âşığın, mâşukunun mutluluğunu isteyen kişi olduğu hakikatini hem idrak hem tatbik etmiş insanlar tanıyıncaya kadar. Şimdi gazetelerde peş peşe yer alan haberlere bakıyorum. Sevdiği kızı başkasıyla gezdi diye bıçaklayan liseli öğrenciler... eski eşlerini kendilerine dönmek istemedi diye tarayan öfkeli kocalar... yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen en yakın dostlarını ağız dalaşıyla başlayan kavgalarda öldüren gençler... Vaktiyle çok sevdikleri insanları bir adımda harcayıveren, öldürüveren, yok ediverenler... Hadiseler arasında bağlantılar var. Birbirinden tamamen ayrı, alabildiğine kopuk gibi görünen tüm bu felaket haberleri arasında bir ilişki var, yakından bakınca. Hepsinde ortak olan: Yoğun bir aşktan aynı ölçüde yoğun bir nefrete geçebilmekteki süratimiz.

 

Gazetelerde kurbanların resimleri… kocaları, sevgilileri, nişanlıları tarafından öldürülen kadınlar… Vaktiyle güvendikleri, beraber hayal kurdukları kişiler tarafından yaşam hakları ellerinden alınan kadınlar… Sırf başkasını seçtiler ya da az sevdiler diye… Çünkü aşk da maddi bir ticaret gibi kimilerine göre. “Ben 260 gr seviyorum onu, demek ki o da karşılığında 260 gr sevmek zorunda beni.” Aşk da dirhem dirhem tartıyla… Türkiye’de şiddet olayları katmerlenerek artıyor ve insanlar en çok en yakındakilerini incitiyor. Şişirilmiş aşktan nefrete... şişirilmiş nefretten aşka... hem tek tek, hem topluca sıçrayıp duruyoruz bir o yana bir bu yana. Bu memlekette insanlar sevdiklerinin mutluluğunu değil, temelde kendi hakimiyet alanlarını korumayı ve iktidarlarını kaybetmemeyi önemsedikleri için daha düne kadar delicesine sevdiklerinden nefret eder oluveriyorlar bir günde. Aşkın yerini mülkiyet ve tahakküm düşkünlüğü alıyor. Türkiye, Tillo’lu o müridin vaktiyle geçtiği sınavdan kalıyor habire.

Gönderi tarihi:

bir insanı varolduğu için sevemediğimiz sürece bu durumlar olucak..sevgi ve aşkın karşılığı beklendiği sürece problem bitmez..ayrıca aşık olduğunu başka bir aşığına salıvermekte insanüstü bir hazım gerektirir..zordur..

Gönderi tarihi:

Ne kadar güzel bir hikaye..Okurken insanın tüylerini diken diken eden, kendini müridin yerine koyduğunda insanın içini ürperten,içi cızz eden,bişeyler kopup giden...

 

Sonra müridin şeyhinden aldığı nasihatle yaşamak zorunda olduğu zor sınav.. :(

 

Bunu yapabilecek olan çok az insan vardır yada varmıdır bilemem ama şunu söylemeliyim ki bu dünyadaki hiçbirşeyi bu kadar kolay sahiplenmemeli..O zaman ayrılmakta bu kadar zor olmaz..

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.