Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2006 konuyala ilgili ek : 1996 Temmuz'unda Güney'deki PERIODIKON dergisi DİSİ milletvekili Panayotis Dimitriu ile yapılan söyleşiyi yayımladı. Darbeci Nikos Sampson'un 6 günlük ihtilal kabinesinde eğitim bakanlığı da yapan Dimitriu'nun itirafı: "Darbenin hedefi ENOSİS idi. Bu hedefin gerçekleştirileceğinin güvencesi bize 21 Temmuz 1974 sabahı Atina tarafından verildi. Aynı gün güvencenin yerine getirilemeyeceğini anlayınca bakanlar kurulu topluca istifa etti. Türk askeri harekatı, hedefin önünü kesmişti." 20 Haziran 1999. ATHENS NEWS'da Guy Sanders imzasıyla çıkan yorumdan: "Türk müdahalesi Yunan istilasına karşı yapıldı. Rumlar arasındaki kanlı iç savaşı durdurduğu gibi Türkleri de ENOSİS'in sonuçlarından kurtardı." Ve aynı yılın 20 Temmuz'unda zamanın Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'dan tarihi itiraf: "Her şey Cuntanın trajik hatasının sonucuydu. Uluslar arası toplum ise Kıbrıs sorununun çözümünde aciz kaldı." zira biz yorumlarımızı birileri gibi havadan sudan yapmayız. tarihi gerçeklere dayandırırız. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2006 Meselenin uluslararası politik yanını harika bir şekilde açıklamışsın.Gerçekten de mukemmel.Özellikle eoka-b örgütünün ingilizler tarafından örgütlenmesi de ayrı bir olay.Herzaman söylüyorum ingilizlere dikkat! tebriklerrr sevgili cyrano aslında sevgili bozan'dan beklerken sizden geldi derinlik.Bu vesile ile sizi de tanımış oldum Alıntı
Φ bozan Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 Daha evvel yukarıda Kıbrıs meselesine dair görüşlerimi uzun uzun izah etmiş ve düşüncelerimi açıklarken bazı sorular da ilave etmiştim. Umumiyetle yanıtlar benim düşüncelerime karşı fakat sorularımı yanıtsız bırakır mahiyette oldu. Bunu mühimsemiyorum. Yelpazeyi biraz daha açarak yeni bir bab yeni bir cephe oluşturmak istiyorum. Böylece tartışmamızın daha esnek ve daha geniş çaplı olacağı kanaatindeyim.. Kıbrısı kullanarak devam edelim...Askerler yalnızca birer piyondur savaş, siyasilerin bir siyaset yapma biçimi, uslubudur.Dolayısı ile Türklere ait bir zafermiş görüntüsü yalnızca kamuoyu elde etmekten başka birşey ifade edebilir o da ''Hiçbirşey''dir... KIbrıs'a Şanlı Türk milletinin azılı Rumların elinden kurtardığı bir kara parçası, Kıbrıslı Türklere de düşmandan kurtarılan mazlum Türkler olarak bakmak yalnızca ne kadar kör olduğumuzu ispat için çırpınmak yarışından başka bir şey ifade etmez... Kıbrıs'a bakarken hala oradaki ingiliz üssünü görmezden gelmek meseleyi gerçekten ne kadar da dar tahlil ettiğimizi gösterir yalnızca... Kıbrıs meselesine dahil olmamız, meseleye taraf olmamamız, bugün uluslararası hukuka göre işgalci devlet olmamız ( garantör olsak da ), fiili durumumuzu hukuki bir neticeye kavuşturamamamız hep bu arka plandaki büyük oyunla ilgilidir. Buna Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile değil de Rum yönetimi ile birşleşmek arzusunu da ekleyebiliriz ki bu da gayet mantıklı ve insanca bir istekten ibarettir. Biz Türkler olarak istediğimiz yeri işgal ederiz ya da biz aldık vermeyiz, şanlı milletimiz büyük ordumuz yücedir gibi hamasetle gideceğimiz tek bir yer vardır o da ''hiçbiryer''... Bu fiili durum elbette devam edebilir buna itirazım hiç yok fakat bizim de artık sınırların değişebileceğine olan inancımızın artması gerekmez mi ? Kıbrıstaki fiili durumu kabul ediyoruz da neden ıraktaki oluşacak yeni oluşumlar için bu kadar tedirgin oluyoruz ? Bize tehlike olarak kabul ettiğimiz kimi değişimler başkalarını ilgilendirdiğinde bize neden bu kadar tuhaf geliyor ? yakında sınırlar değişecektir, hep değişmiştir zaten ziara sınırlar insanlar tarafından yapılır insanlar tarafından değiştirilir...Tüm ulusalcılara, kendilerini Türkçü, vatansever addedenlere, ve dahi tüm jakobenlere bir haberim var ; çok yakında ortadoğuda sınırlar değişecek ve bu bizim ülkemizi de etkileyecek, akıllı bir siyasi manevra ile kazançlı da çıkabiliriz, ama bu değişime dur diyemeyiz. Sınırlar değişecek hazır olun...... bozan Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Kıbrısı kullanarak devam edelim...Askerler yalnızca birer piyondur savaş, siyasilerin bir siyaset yapma biçimi, uslubudur.Dolayısı ile Türklere ait bir zafermiş görüntüsü yalnızca kamuoyu elde etmekten başka birşey ifade edebilir o da ''Hiçbirşey''dir... KIbrıs'a Şanlı Türk milletinin azılı Rumların elinden kurtardığı bir kara parçası, Kıbrıslı Türklere de düşmandan kurtarılan mazlum Türkler olarak bakmak yalnızca ne kadar kör olduğumuzu ispat için çırpınmak yarışından başka bir şey ifade etmez... Herşeyi sululaştırıp mizansenleştirme heveslisi olmak günümüzün modası olsa gerek. Yazımda örneklediğim gibi, Bu gün Yunanistan bakanları, 1974 te ne planladıklarını, ve Türklere kıbrısta uygulanacak soykırımın detaylarını tek tek anlatırken. Ki EOKA 1974'te Kıbrıs'ta buna başlamışken. Türkiye oturup seyretmeliydi dimi. Ama şaşmam zira sen o zamanda "Faşist Bürokratlar, Kıbrıs'ta Faşist EOKA nın türklere etnik temizlik uygulamasını seyrettiler" derdin. EOKA darbeyle Makariousu kultuğundan indirip, bu gün belgeleri ve en yüskek rütbede ve makamdaki tanık ve itiraflarıyla bilinen katliamına başladığında, Kıbrıs'lı bir türk ailenin ferdi olsaydın. Bazı meselelere sırf bir şeyleri eleştirmiş olmak gözüyle bakmazdın. Türk ordusu 1974 te Kıbrısa çıkartma yaparak, 1- EOKA 'nın etnik temizlik amacını durdurmuştur 2- Kıbrısta darbeyle iktidara gelen EOKA yı iktidardan indirmiştir 3- Yunanistan da iktidarda bulunan Albaylar cuntası düşmüştür 4- Türkiye konuda muhatap yapılmamış, adaya en yakın ülke ve ada nufusunun çok önemli bir bölümünü oluşturan Türkler yüzünden konunun zaten muhatabıdır. Alıntı
Φ bozan Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Benim anlatmak istediğim işte tam da buydu aslında... Buna Tarih de dahildir ve bence sanat olarak hem de ama tüm bilimler için de aynısını söyleyebiliriz ; okuduklarımızın bizleşmesi ve bizden aksetmesi...Bu yüzden yanlış da olsa hatta deli saçması da olsa farklı düşüncelere saygımız her zaman olacaktır.. Ve yine fakat meseleler yalnızca bir tarihi başlangış kabul edip bu tarihin öncesi ve sonrası olmaksızın incelenemez, böyle yaparsak şapka kanununda kalan gerici tehlikecilerden ne farkımız kalır ? Kıbrıs meselesi vetiresini iyice süzmeden yaptığımız yorumlar resmi tarihi tasdik ve ikrardan başka tek bir şeydir o da ''hiçbirşey''. Örneğin Şeyh şamil'i inceleyen bir Rus Bebesi ona bir asi gözüyle bakabilir bu oldukça kolay ve basit bir yöntemdir, bu Rus Bebesinin zihni dar ve tembel olduğu için resmi ideolojinin kendisine dayattığı kör faşizmden başka hiçbirşeyi göremez..ona göre tarih hainlerle doludur... Kıbrıs meselesi adlı ilk yazımızda Osmanlı dönemi ve sonrasındaki ingiliz yerleşimini izah etmiştik...Sonradan meseleye dahil olmamızın nedenini , bir müddet unuttuğumuz adanın bir anda yeniden nasıl hatırlatıldığını izah etmiştik...Bakış açımız Türk bebelerine faşizmin icat ettiği tarihten başka bir şeyi yani ''herşeyi''ifade ediyordu ..Kimisi anladı kimisi anlamak üzere, kimisi ise hala direnmekte.. Anlamakta direnenler olabileceği için bu arkadaşlara şunu anlatmıştık ; Kıbrısta neticesi abd lehine gelişecek, Yunanistandaki dengeleri abd lehine döndürecek bir harekete ihityaç vardı, bizimkiler atıldı...hepsi budur...Soydaşlarımız , canlarımız, ya taksim ya ölüm yiyen için kocaman birer palavradan ibarettir..Bu tezimizi de şununla desteklemiştik Neden Kerkük'e girmediniz ? Sıkmadı mı ? Yoksa Kıbrıs'a gir diyen adamlar buna müsade etmedi mi ? KIbrısta etnik temizlik olabilirdi ama Kerkükte ihtimali değil gerçeği yaşadık ve oldu neden giremediniz ? Kıbrıslılar soydaş da Kerküklüler patlican mı ? Aynı şeyleri Bulgar soydaşlarımız için de yazıp yazıyı uzatabiliriz fakat nafile...Anlayana sizvrisinek saz anlamayan için nasılsa faşist bürokrasi birşeyler uydurur, uydurur, uydurur, Kerküke de bir yalan uydurur.... bozan Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 bozan..üstad sen nedesen dğrudur hocam..çünkü bu sitede senin kadar mantıklı yazanlar azınlıkta...bencede içlerinden en iyisisin...ileri görüşlülüğnden dolayı seni kutlarım..birşey yaparken mantıklı davranmak lazım saygılarımla hocam Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 evet bozkurtmusti şimdide Tükiyenin Kıbrısa asker çıkarmasına ve Kıbrısta asker bulundurmasına karşı oldu Alıntı
Φ aydnlk Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2006 Kıbrıs çıkarması emperyalist güçlerin lehine oldu neticede, kıbrıs sonuçta ikiye bölündü (bu durumu yalnız biz kabul ediyoruz gerçi) Bugün baktığımızda Kıbrıs türklerinin çoğunluğunun T.C devletine minnet duyduğunu göremiyorum, Sayın Ecevit bugün iktidarda olsa aynı kararlılıkla K.Irak'a girermiydi acaba..1974 Yılında EOKA etnik temizlik yapıyor diye kıbrısa çıkarma yapan devletimizden Telafer Kerkük ve Musul içinde aynı kararlılığı bekliyorum. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 Anlamakta direnenler olabileceği için bu arkadaşlara şunu anlatmıştık ; Kıbrısta neticesi abd lehine gelişecek, Yunanistandaki dengeleri abd lehine döndürecek bir harekete ihityaç vardı, bizimkiler atıldı...hepsi budur...Soydaşlarımız , canlarımız, ya taksim ya ölüm yiyen için kocaman birer palavradan ibarettir..Bu tezimizi de şununla desteklemiştik Neden Kerkük'e girmediniz ? Sıkmadı mı ? Yoksa Kıbrıs'a gir diyen adamlar buna müsade etmedi mi ? KIbrısta etnik temizlik olabilirdi ama Kerkükte ihtimali değil gerçeği yaşadık ve oldu neden giremediniz ? Kıbrıslılar soydaş da Kerküklüler patlican mı ? Aynı şeyleri Bulgar soydaşlarımız için de yazıp yazıyı uzatabiliriz fakat nafile...Anlayana sizvrisinek saz anlamayan için nasılsa faşist bürokrasi birşeyler uydurur, uydurur, uydurur, Kerküke de bir yalan uydurur.... bozan ucuz komplo teorisi argümanları zira : Yunanistan'da ki gelişmeler Türkiyenin kıbrıs müdahelesiyle ABD lehine olmamış, Aksine Kıbrıs Müdahelesinden sonra ABD nin desteklediği cunta iktidardan indirilmiş, ve o tarihten itibaren Yunanistan ABD den yüzünü AB ye dönmüştür. Bu gün Avrupa Birliği içinde ABD karşıtlığının en yoğun olduğu ülke Yunanistandır. Hala laf gevelenip bir cevap verilememiştir. EOKA nın bu gün en üst düzey yetkilileri ( aralarında şu an bakan olanlarda var) itiraf etmişlerdir 1974 deki soykırım planlarını. Türkiye'nin müdahele etmeyip soykırımı izlemesi gerektiğine argümanınız ne ? ve ne mantıktır. Bağımsız iki devletin sınırları içinde olan Kerkük ve batı trakyayla Kıbrıs örneğini kıyasalamak. zira çocuklar bile bilirki 1974 te Kıbrıs hiç bir devletin toprağı değildi. İngilizler Kıbrıstaki egemenliğinden feragat etmiş, ve adanın yönetimi türk ve rumlara kalmıştı. Yunanistan nasıl ki adadaki Rum nufusuna istinaden Kıbrıs'ta söz hakkı olduğunu ileri sürüyorsa Türkiye'de türk nufusuna istinaden bu hakkını öne sürüyordu. Ama bazı "eleştiri olsun da nasıl olursa olsun" cu arkadaşlarımız. Kıbrısın Yunanistana ilhakını ön gören ve bunuda adadaki türkler e etnik temizlik uygulayarak yapmayı planlayan EOKA nın planını bozan bir müdaheleye, elli tane çocuklar için hazırlanmış komplo teorileriyle karşı çıkmaya çalışıyorlar. Zira şartlanmışlardır onlara göre Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin çıkarına olmayan hiç bir hareket yapamaz. ben bunu aşağılık kompleksine bağlıyorum. bu arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti'nin üç emperyalist devletle savaşarak kurulduğunuda unuturlar. Bunların emepryalizm anlayışı şudur. Emperyalist devletler vardır Türkiye gibi ülkelerde kattiyen onların aleyhine bir şey yapamaz. Tabi Türkiyenin Hatayı Fransızlardan nasıl aldığına da bir anlam veremezler. Bunlar Soğuk Savaş ve uluslarası denge politikalarını bilmezler. Kıbrıs müdahelesine Sovyetler Birliğinin destek verdiğini. Türk müdahelesi boyunca sovyet MIG lerinin keşif uçuşu yaptığını. ABD ve İngiltere'nin Türkiyenin Kıbrıs Müdahelesine silahla cevap vermeyi ( ki johnson mektubunda bunun yapılacağı belirtilmiştir) bölgesel bir savaş başlaması endişesiyle rafa kaldırdığını bilmezler. Türkiye'nin Abdulhamit'ten beri doğu ve batı arasındaki savaşları çok iyi denge politikalarıyla idare ettiklerini bilmezler. Soğuk Savaş kavramınıda unutmuşlardır. sırf iş olsun diye Kerkük , Batı Trakya ile Kıbrısı kıyaslayanlara önerim, bir harita edinmeleri. ha illa Kerkük'e neden girmedik sorusunun muhatabı ise, o çok övdükleri Tayyip Erdoğan'dır. Alıntı
Φ bozan Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 Kıbrıs çıkarması emperyalist güçlerin lehine oldu neticede, kıbrıs sonuçta ikiye bölündü (bu durumu yalnız biz kabul ediyoruz gerçi) Bugün baktığımızda Kıbrıs türklerinin çoğunluğunun T.C devletine minnet duyduğunu göremiyorum, Sayın Ecevit bugün iktidarda olsa aynı kararlılıkla K.Irak'a girermiydi acaba..1974 Yılında EOKA etnik temizlik yapıyor diye kıbrısa çıkarma yapan devletimizden Telafer Kerkük ve Musul içinde aynı kararlılığı bekliyorum. Doğru tespit...Zira hadiseleri neticeleri itibariyle değerlendirmek her zaman için bize gösterileni değil olanı anlatır...Ya taksim Ya ölüm mitinklerinden birinde heyecan dolu bir adam var şimdi yanımda onunla sohbet ediyoruz...Şöyle diyor bana kan ter içinde, ya taksim ya ölüm, Kıbrısı hiç kimseye kaptırmayacağız, Kıbrıs bizimdir bizim kalacak, kahraman ordumuz rumları dağıtacak... Bu hoş fakat boş düşünceler içerisindeki kardeşlerimiz meselenin neticesini değerlendiremediği için her zaman ayakları gaz pedalında bekleyecekler, yeri geldiğinde gazları boşaltılsın diye.. bozan Alıntı
Φ aydnlk Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 zira arkadaşlar bu söylemleri daima komplo teorisi olarak algılamışlardır, ancak denge poitikası dedikleri düşünce, çevremizde olan ve olumsuz yönde bizi had safhada etkileyecek özelliklere sahip politikalara(BOP) gözyummak ve nabza göre şerbet vermekten başka birşey değildir. Yani denge politikası ülkenin bölünmesine kadar gidecek bir süreci gözardı etmek ve kayıtsız kalmaktır.Ve ülkemizde 1980 li yııllardan itibaren emperyalizmin çıkarına uygun olmayan hiç bir politika üretilememiştir. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 evet zira bu tartışma da birisi, tarihsel gerçekleri detaylarıyla anlatırken. bazı arkadaşlar code da vinci den beri moda olan şekliyle. Komplo teorileri üretmekte ve sorularımı yanıtsız bırakmaktadır. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Zira şartlanmışlardır onlara göre Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin çıkarına olmayan hiç bir hareket yapamaz. ben bunu aşağılık kompleksine bağlıyorum. Cryona bu cümlesi bugünkü haber ile örtüşmüyor. 5 iran bir suriye uçagı D.bakır havaalanına indirilerek hizbullah'a silah sevkiyatı yapılıyor diye aranmış.İspiyon İsrael'den gelmiş. Kıbrıs konusunda unutulmuşları yazmak,atlanmış ayrıntıları burada ifade etmek ve haklı bir şekilde tebrik edilmek CRYONA'nın hakkıdır. Lakin zamanımızda bu bilgilerin şekillendireceği bir şey var mıdır? Yazında, konu hep bir takım itiraflar üzerine kurulu olduğuna göre asıl itiraf saklanmış olamaz mı? Soguk savaş dönemindeki iki super güç'ün hakimiyet oyunlarının gelgit taraftarlarından biri olduğumuzu sovyetlerin bizi desteklediğini yazıyorsun. Bir nato ülkesi nasıl oluyorda sovyetler birliğine arkasını dayayarak ABD'NİN desteklediği albaylar cuntasına ve etnik temizleme harekatına karşı çıkıyor hem rumları hemde yunanlıları tabii ki kıbrıslı soydaşlarımızı kurtarıyor? Sanırım bizim bilmediğimiz kapalı kapılar arkasında enteresan şeylerin olduğu kesin. Nedense bana pek inandırıcı gelmiyor.Sanırım bozan'a da gelmiyor. Keşke o yazılanlar kadar güçlü,kararlı haklı olabilsek.Kendi iç ve dış politikalarımızı üretebilsek. Komplo teorilerine atıfta bulunmuşsun ama sende biliyorsun ki o kapıların arkasındakileri ancak o teorilerle yakalayabilirsin dostum azınlık hakları-demokrasi hakları vs gibi uluslararası vicdana seslenen duyarlı konular kirli savaşların malzemeleri oldu.Amaçlar bu örtülerle saklandı. Alıntı
Φ metehan-ozkok135 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 merhaba sevgili arkadaşlar aranıza yeni katılan birisi olarak hepinizi kucaklıyorum.kıb rıs konusunda okadar çok teori okadar çok strejedi geliştirilmiştirki bunların arasından seçim yapmak gerçekten güç.benim teorime göre kıbrıs´ın barış hareketiyle müdahelesi o günün şartlarına göre çok doğru bir davranıştır.ancak daha sonra kıbrıs üzerinde yürütülemeyen politikasızlık ve pasiflik utanç verici oradaki ülkenin ülkemize muhtaç olduğu ve bizim üstümüzde kambur olduğu bir gerçektir.bunu aşmak ambargoları kaldırmak ve kuzey kıbrısı bir turizm cenneti yapmak öncelikli projeler olmalıdır.bunu yapacak güç , kutsal türkiye cumhuriyetinin zorlanmadan yapacağı bir iştir.akdenizdeki önemi büyük olan ülke ülkemiz için önemli , ancak şimdiki hükümetin kıbrısı elden çıkarma politikası bize ders vermeli ve duruşumuzu kırmamalı.şimdiki hükümetin öncelik vereceği iş 300 milyon türkün üstünde yaşayacağı büyük turan ülküsü olmalıdır.sevgilerimle Alıntı
Φ aydnlk Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 metehan arkadaş senin hükümetten beklediğin bu olgu bir ütopya, bu hükümetten mi bahsediyosun? sen bu hükümetin misyonunu biliyormusun?bilmiyorsan abd silahlı kuvvetler dergisinde E.alb. Ralph Peters tarafından hazırlanan(tabi o kişi yalnızca görevlendirilmiş kalem, o haritayı çizenleri biliyoruz hepimiz)haritayı incelemeni öneririm. İşte İşte BOP, işte bu haritanın pratikteki uygulamak amacı güden sahibi ABD ve işte bu görevde eşbaşkanlığı kendi itiraf eden Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapacağız söyleminde bulunan hükümet ve başbakan( gerçi diğer parlemento içi veya dışındaki muhalefette eşbaşkanlık görevine talipler) bütün değerlerimizi yitirmemize sebep olacak Atlantik ittifakından çıkıp yüzümüzü avrasyaya dönmeliyiz, bizim İstiklal savaşımız ezilen dünya için bir öncü idi. hem milli devletimizi kurmuş hem emperyalizmi yenmiş idik. Ama şu gün bakıyoruz ki, siyasal ve ekonomik bağımsızlığımızı yitirmek üzereyiz Alıntı
Φ aydnlk Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Türkiye ve ulusumuz BOPun açık hedefi konumundadır, Washington saldırganlığı; askeri üslerle, ikili antlaşmalarla, borçlandırma yoluyla Türkiyeyi tutsak etmektedir, hepimizin bileceği üzere emperyalizm taktik değiştirmiştir. Az önce yazdıklarım artık yeni taktiklerdir. Yalnız ABD değil AB'ninde önümüze koyduğu reçetede SEVR 'in mnaddelerini görmek mümkündür. Yani benim gibi düşünenleri komplo teorisyenliği ile suçlayan arkadaşlar görmezlermiki acaba SEVR den beter bir komplo ile karşı karşıyayız. Ancak teori eylemselliğe dönüştürülmüştür.Burada iç hıyanet unsurları elli yıldır görevlerini sürdürmektedir. Çare ise ulusal kurtuluş programı çerçevesinde antiemperyalist bir cephede ulusca kenetlenmeli Altı ok ilkeleri etrafında bir ulusal hükümet modelini işbaşına getirmeliyiz. Aksi halde üzerinde tartışacağımız bir KIBRIS kalmayacaktır. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2006 Zira şartlanmışlardır onlara göre Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin çıkarına olmayan hiç bir hareket yapamaz. ben bunu aşağılık kompleksine bağlıyorum. Cryona bu cümlesi bugünkü haber ile örtüşmüyor. 5 iran bir suriye uçagı D.bakır havaalanına indirilerek hizbullah'a silah sevkiyatı yapılıyor diye aranmış.İspiyon İsrael'den gelmiş. Kıbrıs konusunda unutulmuşları yazmak,atlanmış ayrıntıları burada ifade etmek ve haklı bir şekilde tebrik edilmek CRYONA'nın hakkıdır. Lakin zamanımızda bu bilgilerin şekillendireceği bir şey var mıdır? Yazında, konu hep bir takım itiraflar üzerine kurulu olduğuna göre asıl itiraf saklanmış olamaz mı? Soguk savaş dönemindeki iki super güç'ün hakimiyet oyunlarının gelgit taraftarlarından biri olduğumuzu sovyetlerin bizi desteklediğini yazıyorsun. Bir nato ülkesi nasıl oluyorda sovyetler birliğine arkasını dayayarak ABD'NİN desteklediği albaylar cuntasına ve etnik temizleme harekatına karşı çıkıyor hem rumları hemde yunanlıları tabii ki kıbrıslı soydaşlarımızı kurtarıyor? Sanırım bizim bilmediğimiz kapalı kapılar arkasında enteresan şeylerin olduğu kesin. Nedense bana pek inandırıcı gelmiyor.Sanırım bozan'a da gelmiyor. Keşke o yazılanlar kadar güçlü,kararlı haklı olabilsek.Kendi iç ve dış politikalarımızı üretebilsek. Komplo teorilerine atıfta bulunmuşsun ama sende biliyorsun ki o kapıların arkasındakileri ancak o teorilerle yakalayabilirsin dostum azınlık hakları-demokrasi hakları vs gibi uluslararası vicdana seslenen duyarlı konular kirli savaşların malzemeleri oldu.Amaçlar bu örtülerle saklandı. Şöyle cevap vereyim, ABD nasıl oluyorda bir NATO ülkesi olan Türkiye'ye onyıllarca sürecek bir ambargo uyguluyor?. Yani, emperyalizmi, emperyalist ülkelerin her istediği adımı ve her istediği şeyi diğerlerine kolayca kabul ettireceği bir sistem olarak algılamamak lazım. O zaman savaşlara gerek kalmazdı dimi. Cumhuriyet sonrası tarihimize bakarsak, Türkiye iki tarafında en yoğun baskı ve tehditlerine rağmen. Dünyayı kasıp kavuran bir Dünya Savaşı nın dışında kalabilmiştir. İki tarafla da arasını iyi tutarak hemde. Osmanlı'Nın geleneksel müttefiki Almanya Tarihi boyunca ulaşabileceği en yüksek güce ulaşmışken. Tüm avrupa yı ya işgal, yada dominyon yoluyla kendi egemenliği altına alabilmişken, Türkiye. Almanya için en önemli şey olan Sovyetler Birliği'Nin işgali olan Barbarosa harekatı sırasında. Nazi Almanya'sı ordularının kendi topraklarından geçmesine izin vermemiştir, değil mi ? Bu günkü bakışla, Büyük britanya'yı adasına hapseden. Fransa gibi bir emperyalist dünya devini iki hafta da işgal eden Nazi Almanyasına böyle cevap vermek sanılan emperyalizm anlayışına göre terstir. Türkiye'nin gördüğü en amerikancı başbakan olan Adnan Menderes'i bir ihtilalle indiren de bu ülkedir. Yine sanılan emperyalizm anlayışıyla, Kore'ye asker gönderecek, Sovyetlerde istihabarat uçuşları yapan U-2 uçaklarının ülkedeki üslerden havalanmasına izin verecek. Amerikan nükleer silahlarını ülkeye sokacak. Kendi Dışişleri bakanını atamak için ABD büyükelçiliğinin icazetini alacak, MİT'i ( O zaman ki adıyla MAH) CIA ajanlarından maaş alır hale getirecek kadar, Amerikancı ve onun tarafından desteklenen bir başbakanın Bir ihtilalle indirilmiş olmasıda ters gelir. 1971 yılında ABD 'nin haşhaş ekimini kendi kurduğu paramiliter örgütlerin hakim olduğu ülkelerde toplamak için Nihat Erim hükümetinden istemesi üzerine konulan "Haşhaş Ekim Yasağı" nın Ecevit tarafından kaldırılması ve bunun üzerine ABD nin ünlü ambargosunu uygulamasıda. sanılan emperyalizm anlayışına terstir. Soğuk Savaş döneminde, Türkiye NATO müttefikliği yükümlülüğüyle kendi varlık ve çıkarlarını tehlikeye sokan gelişmelere karşı kimi zaman İnönü'nün "Dünya yeniden kurulur, Türkiye'de içinde yerini alır" lafına gönderme yapan politikalar uygulamıştır. Çünkü Türkiye gibi, stratejik öneme sahip ülkeler, Sovyetler Birliğinin genişlemesi kabusları gören ABD ve İngiltere'ye karşı bu soğuk harbi koz olarak kullanırlar ve kullandılar da. Boğazlara hakim olmak, Sovyetler ve sıcak denizler arasında bir köprü olmak. Soğuk savaş dünyasında büyük bir avantajdır. Lakin bu çok zaman kullanılmamış koyu Amerikancı hükümetlerce, ABD politikalarının acısı bu gün bile çıkamya devam eden uygulamalarına imza atılmıştır. Ancak bu demek değildir ki, Bir ülke hangi ittifak'ın içinde olsun. Yada hangi emperyalist devletin uzantılarını içinde barındırsın, kendi ulusal çıkarlarını ciddi derecede tehdit eden gelişmeleri sineye çeksin. emperyalizm böyle bir şey değil. dediğim gibi böyle koaly bir şey olsaydı. Savaşlar olmazdı. Türkiye bu gün NATO üyesidir. Ancak Kuzey Irak'ta ABD desteğiyle, kurulacak bir Kürdistan'ı savaş sebebi sayacağını resmi devlet politikası olarak belirtmektedir. Türkiye bir NATO üyesidir, ancak NATO müttefiki olan yunanistan'ın egedeki karaularını 8 mile çıkarmasını savaş sebebi sayacağını yine devlet kararıyla belirtmektedir. türkiye bir el salvador değildir yani. Alıntı
Φ aydnlk Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2006 Kıbrıs meselesi günümüze göre yorumladığımızda şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır: Güney kıbrıs ABD işgal kuvvetlerinin Kuzey ırak ta kurduğu kukla devlet ile beraberer ABD-İsrail saldırganlığının piyonları arasındadır, Güney Kıbrıs'a ABD ve İngiltere tarafından yapılan asker vb. sevkiyatı, Ortadoğunun herhangi bir bölgesine yapılacak saldırıların egemenlikleri altındaki topraklardan kaynaklanması onların bağımsız bir devlet olmadığının bir nevi göstergesidir. Ortadoğuda çıkan savaş KIbrısı hemen ön plana çıkarmış Güney kıbrıs ABD nin Ortadoğu saldırılarında en önemli üs haline gelmiştir.KKTC' ye baktığımızda ise ABD emperyalizmine karşı insanlığın ön cephelerinden biri haline gelmiştir. Nedenine gelince: ABD nin Kıbrısı bütünleştirme planı Kıbrısı; Rusya Çin ve Orta Asyadaki hedeflerine karşı kullanabileceği uçak gemisi haline getirme planından başka birşey değildir.KKTC bu planın önünde bir engel olarak görüldüğü için tasfiya edilmek isteniyor, KKTC nin tasfiye olması demek oranında Güney Kıbrıs gibi ABD üsssüne dönüşmesi demektir. Günümüz koşulları göstermektedir ki KKTC de aynı Lübnan, Filistin, İran gibi emperyalizme karşı mücadelenin ön cephelerinden biri haline gelmiş ve hem bizim hemde Tüm dünya ülkeleri açısından stratejik önemi bir kat daha artmıştır. Yani günümüz sorunu barış harekatı ile doğru mu yaptık yanlışmı yaptık değildir , Kıbrıs bugün ne durumda KKTC nin ve Güney Kıbrısın bugüne gelindiğinde işlevi nedir sorusudur. Alıntı
Φ ilkay55 Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2006 Bence Kibrisin tamamini Türkiye ye katmadan bu sorun cözülmez, bu bizim acimizadan cok hayirli olur! Bu cok zor, mümkünati yok diyenlere; AB e ABD bu gün cok islerle meskul ve Türkiyeye dünden daha cok ihtiyaci var! Biraz cesaretli olup bunun gerceklesmesi icin adimlar atmak gerek, ama günümüz Politikacilari bu ise gelemezler cünkü onlarda bu yürek yok ve onlar sadece oy pesinde ve paranin tabi. Bu ugurda alinmis Kibrisi bile satiyorlar!!!!!! Ama size söz veriyorim, bir gün, o ensesinden tokatlarimizi eksik biraktigimiz dünki ve bugünki düsmanlarimiza, o al Bayraklarla ziyarete gelecegiz....... Iste o gün gecmisteki merhametli Türkleri arayacaklar, ama bu kez karsilarinda öfkeli, intikama susamis, meseleleri daim bir sekilde ortadan tümü ile kaldirmaya kararli, artik aldatilmaya razi olmayan bir yeni TÜRK nesliyle karsilasinca.....artik onlara Allah dan baska kimse yardim edemeyecek!!! Ah su Millete yöneticiler bi yürü dese, vallahi kimse durduramaz!!! NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE ! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.