Misafir şevval Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 2 Temmuz 1993'de gerici-faşistlerce vahşice katledilen 37 can sadece vahşice yakılarak ortak bir kaderi paylaşmadılar hepsinin ortak özellikleri demokrasi ve aydınlanma mücadelesine gönül vermiş birer yurtsever birer devrimci olmalarıydı katillerini ne gönüllerimiz,ne bilinçlerimiz asla bağışlamayacak ! asla affetmeyecek ! insan yakarak zafer çığlıkları atanlar hep yenildiniz.. hep yenileceksiniz!.. ne Maraşı ne Çorumu ne de Sivası unutmayacağız!.. "Yumrukluyorum duvarları,yumrukluyorum kara gecenin bedenini Ellerim kan içinde,nehirler taşmış yanaklarımda 37 can, 37 gül çatlamış susuzluktan sivasın içinde Nasıl uyku tutar gözlerimi Döne döne samaha duranlar tutuştu önce Sonra türküler sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin yanı başına Sivas Sivas yiğitlik midir emanet cana kıymak Yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kuban etmek Söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak Var mıdır kardelen akınında bir avuç inciyi ateşte tutmak loov Böyle garip düştüğüme bakma, böyle mahsun durduğuma Varsın ateşim suskunlukla beslensin Benimde yüreğim gençliğini almış yanına yürür başı dik Senin de dağların var Sivas senin de dağların Dağlarında Şahanların!" Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 2 Temmuz 1993'de gerici-faşistlerce vahşice katledilen 37 can sadece vahşice yakılarak ortak bir kaderi paylaşmadılar hepsinin ortak özellikleri demokrasi ve aydınlanma mücadelesine gönül vermiş birer yurtsever birer devrimci olmalarıydı katillerini ne gönüllerimiz,ne bilinçlerimiz asla bağışlamayacak ! asla affetmeyecek ! insan yakarak zafer çığlıkları atanlar hep yenildiniz.. hep yenileceksiniz!.. ne Maraşı ne Çorumu ne de Sivası unutmayacağız!.. ....... Sevgili akıl hocam Asım BEZİRCİ ve arkadaşlarını saygıyla anıyorum O ve arkadaşları, bu ülke için birer hazine idiler.. Kıymetlerini bilemediler.. Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 UNUTULMAYACAK SÖZLER BİR “GÜVENLİK GÜÇLERİ İLE HALKI KARŞI KARŞIYA GETİRMEYİN!” Sözün sahibi Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Katiller Madımak Otelini kuşatmış, insanlar içeride çığlıklarla yardım beklerken bu sözü defalarca Sivas valisine ve emniyet müdürüne söylemiştir. Demirel’in vatandaş dediği şeriatçı katillerdir. Ve güvenlik güçlerinin onlara müdahale etmesine engel olmakta, katillerin işlerini rahatça yapmalarını istemektedir adeta. Katillere karşı gelmeyin, bu sözün anlamı bundan başka nedir? Bu söz nasıl unutulur? UNUTULMAYACAK SÖZLER İKİ “OTELİ SARAN VATANDAŞLARIMIZA BİR ŞEY OLMAMIŞTIR!” Sözün sahibi Başbakan’dır. Başbakan Tansu Çiller. Çiller Madımak Otelini saran ve insanlarımızı katleden şeriatçı katillere bir şey olmadığını, katillerin burunlarının kanamadığını müjdelemektedir. Başbakan’ın vatandaş dediği de şeriatçı katillerdir. Ya içeride çığlıklarla yardım bekleyenler? Onların vatandaşlık hakları? Onların yaşama hakları? Çillerin umrunda olan, Çillerin bu sözleri ile gözetip kayırdığı katillerdir mağdurlar değil. Bu sözler nasıl unutulur? bu nasıl bır barbarlıktır aklım hayalım almıyor.o zamandakı devlette kımın tarafında olduklarını soyledıklerı bu sozlerle acıkca belırtmıslerdır. Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Nesimi Çimen:Üç telli curanın üstadı. Sarız 1926 Asım Bezirci:Sosyalizm ve Edebiyat. Erzincan 1927 Metin Altıok:Kara kutu, şiir, felsefe. Bergama,1941 Muhlis Akarsu:Kula kulluk yakışır mı? Kangal 1948 Behçet Aysan:Sefa’sını ölümüle öğreten şair. Ankara 1949 Muhibe Akarsu:Akarsuyum böyle miydi ahdımız? Kangal 1958 Edibe Sulari: Davut Sulari’nin yadigarı. Erzincan 1953 Uğur Kaynar:Militan, şair, elyazarı. Zara 1956 Asaf Koçak:Yok devenin kuşu, bir sır “Cop Cumhuriyeti”nin çizeri, Yerköy 1957 Erdal Ayrancı:Hep barikatın başında. Niğde 1958 Sehergül Ateş:Biz onunla baba kız değildik. O hem sırdaşım, hem yoldaşım, hem dayanağım ve gücümdü; babasının sözleri. Ankara 1953 Hasret Gültekin:Koçgiri’den, Han Köyü’nden. 1965 Muammer Çiçek:Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak”. Muammer Çiçek:Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak”.Yalınyazı Köyü, Zile 1967 Gülender Akça:Abidin ve Sultan’ın gözbebekleri. Divriğinin Şahin Köyü’nden, 1968 Mehmet Atay:Şahanım, şahdamarım, yangın yüreklim. Divriği 1968 Sait Metin:Uzundu, usuldu dedemin boyu. Divriği 1970 Carina Johanna:Alevilik araştırmacısı, “yabancı değil”. Hollanda 1970 Gülsün Karababa:Babası”Kızım benden daha iyi saz çalacak” derdi. Divriği 1971 İnci Türk:Çiçek açar domur domur dal verir. Balıkesir 1971 Huriye Özkan:Havanın yüzünde semah dönerken. Ankara 1971 Murat Gündüz:Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, en sevdiği dize.Ankara 1971 Ahmet Özyurt:Çok seviyorum düşüncelere dalmayı. Enstein gibi düşünerek kendimden geçmeyi. Kendi dizeleri. Ankara 1972 Handan Metin:Tüm güzellikleri toplayıp uzun bir yola çıktın. Ankara 1973 Yeşim Özkan:Ballıhan, erenlerin bal çiçeği. Ankara 1973 Yasemin Sivri:Kamber’in profesörü, kitap kurdu. Ankara 1974 Serpil Canik:Kuş olup güvercin donunu giyen, Uyan dağlar uyan Serpil geliyor. Ankara 1974 Serkan Doğan:Başıma kızıl bağla, arkamdan ağıt yakma anam, Ankara 1974 Belkıs Çakır:Güne Umut’tan. Ceylanlara karışıp semaha duran. Ankara 1975 Nurcan Şahin:Kim yakıştırabilir sana ölümü? Ankara 1975 Özlem Şahin:Okur, meraklı, yerinde duramaz, yaşam delisi. Ankara 1976 Asuman Sivri:Semah, semah tutkunu, abisinin delisi. Ankara 1977 Menekşe kaya:Sazı elinde İsmail’in.Ötme bülbül ötme gönlüm şen değil. Ankara 1977 Koray Kaya:Pir Sultan’ın genç şehidi. Ve hep öyle kalacak. Ankara 1981 Yanyana öldüler. Ve yanyana gömüldüler Karşıyaka’da. Karşıyaka’nın onur gülleri, direnç gülleri, Pir Sultan Şehitleri... “İnsanlık tarihinde din adına işlenen böyle bir vahşet görülmemiştir.” saygıyla anıyorum............... Alıntı
Φ nart Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 ne güzel söylüyor EDİP AKBAYRAM türküler yanmaz bu büyük insanlık ayıbını şiddetle kınıyorum ve o ateşi yakanların allahın huzurunda nasıl hesap vereceklerini cehennem ateşinde nasıl yanacaklarını düşünüyorum hepimizin başı sağ olsun YAŞAMAK DİRENMEKTİR Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 her seferinde aklıma geldiğinde gözlerimi yuvalarında parçalayan vahşet... aklıma hatice ayrancı'nın kızına "bundan sonra hiçbir şeyden korkmayacaksın" deyip ağlayıverdiği geliyor ve utana utana ağlıyorum bu ülkeye... içinde yaşayan onca ******* , müslümanlıkla alakası olmayan, ********* insanlar aklıma geliyor, yaktıkları temiz yürekler aklıma geliyor, metin altıok'un eşini çağırışı aklıma geliyor, 11 eylül geliyor bir de aklıma, bir zulmün dine maledilmesinden, bir zulmü dini alet ederek gerçekleştirmekten, bir zulme din yüzünden alet olmaktan, bir zulmü aynı dinden olduğu için desteklemekten daha korkunç ne olabileceğini düşünüyorum, bu lanet ülkede "yandı ateistler" cümlesini sarfedebilen insanların varlığından *********, hatta bu olayın varlığını bilmeyen bir çok insanla bir arada yaşamaktan utanıyorum. 12 eylül'de yaratılmak istenen gençliği sadece popstarda değil üniversitemde* görüp kusmak* istiyorum. "bu kavga bir hayırsız düş/uyanır neslim uyanır elbet..." i-nan-mı-yo-rum. (ekşiden alıntıdır) Alıntı
Φ kardelen_ Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 ^^ ONUN SALTANATINA KARŞI HOŞNUTSUZLUKLARINI GÖSTERMEYE KALKIŞAN SAYISIZ MELEKLER VE CİNLER SİLAHLANDILAR, BEN DE ONUN BÜYÜK GÜCÜNE KARŞI BU GÜÇLE KARŞI KOYMAK İSTEDİM GÖKYÜZÜ ALANLARINDA SONU ŞÜPHELİ BİR KAVGADA. VE TAHTINI SARSTIM...SAVAŞ KAYBEDİLDİ NE ÇIKAR? DAHA HER ŞEY KAYBOLMADI, YENİLMEZ İRADE, ve tesl'm olmayan ya da BAŞ EĞMEYEN CESARET, BÜTÜN BUNLAR KALDIKCA NE İLE BAŞA ÇIKILMAZ Kİ^^ CAN DÜNDAR'IN DEDİĞİ GİBİ TOPRAĞIN BİRE BİN VERDİĞİ ÜLKE.... ACIDIR Kİ HALEN BU TOPRAKLARDA ANDIĞIMIZ KATLİAMLAR.... Alıntı
Misafir seyrekler Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Nesimi Çimen:Üç telli curanın üstadı. Sarız 1926 Asım Bezirci:Sosyalizm ve Edebiyat. Erzincan 1927 . . . böyle bir vahşet görülmemiştir.” saygıyla anıyorum............... Canlarımızı unutmadık,unutmayacağız. Maraş'ı Çorum'u da unutmayacağız. Alıntı
Φ dogville. Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 böyle bir başlığı 2 temmuzda ben açayım diyordum ben katliam öncesi katliam günü sonrası sivastaydım ve çocuk gözlerimin hatırladıklarını anlatacaktım o gün sonra ayrıldık sivastan ve benim yolum hasbelkader sivasa düştü sivasın dününü ve bugününü gören biri olarak ben anlatayım diyordum siz başlamışsınız neyse iyi olmuş katliam sivası yıllardır itici yaptı bilmiyorum haksızmıydık böyle yapmakta ama eğer sivas için kanlı sivas ya da nerde görürsen bir ehli sivas oku kul.....nas(arapça yazamadım şimdi nas suresi) böyle yazarak sayfanın ağırlığını mı düşürdüm bilmiyorum 2 temmuzda dişe dokunur bir şeylerle katılmaya çalışıcam. Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 o gün alanyada çalışmaktaydım.. ve türkiyenin en sıcak noktası olduğunu sandığım alanyadan dahada öldürücü sıcaklığa kavuşan sivas görüntüleri ekrana yansımaya başladığında turistlerle birlikte tv başındaydım.. utanç,nefret,kahreden bir üzüntü... isimler sayılmaya başlandığında katlanarak arttı bu duygular...arkadaşlarım yukarıda çok güzel şeyler yazmışlar benden bu kadar.... bir şey eklemek istiyorum sadece.... metin abi dergiler için hem teşekkür ederim...hem özür dilerim... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 . Söylenecek o kadar çok şey varki aslında... Ülkeminizin zifiri karanlık bir sayfası, Büyük utanç duyuyorum... O zamanlarda Aziz Nesin 'in konuya yaklaşımı; çok ''korkutucu'' , fakat çok ''gerçekçiydi'' . Şöyle diyordu: ''Kapkaranlık bir bataklık içinde debelenip durmaktayız. Yönetimi ellerine bıraktığımız; iyi niyetli aptallarla, kötü niyetli alçaklar...'' Bize düşen, bu olayı hiçbirzaman ''unutmamak'' ve ''unutturmamak'' olmalı... Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Sivas katliamı öncesinde "Müslümanlar" imzalı camilerde dağıtılan bildiri; "Müslüman Kamuoyu ...Salman Rüştü müslümanların çok az olduğu kafir bir ülkede sokağa çıkmaya bile cesaret edemezken, onun yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber şehrimiz valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir... Kafirler şunu iyi bilmeli ki: ıslamın peygamberini ve kitabın izzetini korumak için bu uğurda verilecek canlarımız vardır. Gün müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür. ‘İman edenler Allah yoluna savaşırlar, kafirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.’ (Nisa suresi, 76) Galip gelecek olanlar şüphesiz ki, Allah tarafından olacaktır bu nasıl bır zıhnıyettır Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 . Söylenecek o kadar çok şey varki aslında... Ülkeminizin zifiri karanlık bir sayfası, Büyük utanç duyuyorum... O zamanlarda Aziz Nesin 'in konuya yaklaşımı; çok ''korkutucu'' , fakat çok ''gerçekçiydi'' . Şöyle diyordu: ''Kapkaranlık bir bataklık içinde debelenip durmaktayız. Yönetimi ellerine bıraktığımız; iyi niyetli aptallarla, kötü niyetli alçaklar...'' Bize düşen, bu olayı hiçbirzaman ''unutmamak'' ve ''unutturmamak'' olmalı... Yani... Dile kolay 13 yıl olmuş. 13 yıl önce birileri “İslam’da kin yoktur. İslam’dan insana zarar gelmez.” diye konuşmalar yaparken başkaları da “Allah adına” Sivas’ta ateşe verilmiş bir oteli sarmış kimse kaçıp canını kurtaramasın diye “cihat” halindeydiler. O otelde olanlar ise o gün tüm insanların ve hatta onların canına kastedenlerin de barış içinde huzurlu yaşamasını istedikleri bir Türkiye’nin kavgasını vermekteydiler. Türkiye’nin 35 değerli insanı yitirildi Sivas’ta Madımak Oteli’nde. İtfaiyenin yangını söndürmesinin ve “vatandaşın can ve mal güvenliğini” sağlamakla görevli olanların insanları kurtarmasının “Allah adına” engellendiği kapkara bir yaz günü idi 2 Temmuz 1993. 25 Haziran 2006 Pazar Günü İstanbul’da babam, Demirtaş Ceyhun, kendisinin nasıl tesadüfen o gün Sivas’ta Madımak’ta olmadığını ve de belki de yaşamının orada sona ermediğini anlatırken düşünüyordum, “2 Temmuz sadece Aleviler’e özgü özel bir gün mü?” diye. Nerede o SOL’u birleştirmek için ilk önce Süleyman Demirel’i ziyaret edenler ve MHP’den bu amaçla randevu almaya kalkıp da ardından alamadıkları için onları bilmem ama SOL’u düşürdükleri bu durumun utancını da bize yaşatanlar ? SOL bence 2 Temmuz’da Sivas’ta Madımak Oteli önünde birleşmeli eğer SOL “sol” ise. 2 Temmuz 1993’te SOL’u yakarak yok etmeye kalktı yobazlar. SOL ve Aleviler nasıl ki Çorum’da ya da Maraş’ta birbirinden ayrılmaz tek hedef idiyseler, Sivas’ta da karasakallı yobazların hedefiydi SOL. Madımak Oteli’nde diri diri yakılarak öldürülmek istenenler SOLcuydu. 35 insan katledilirken binanın tüm çıkışlarını kimse kaçamasın diye tutanların korktuğu bir özlemleri vardı: Tüm insanların hangi dinden, ırktan ve kültürden olurlarsa olsunlar barış içinde yaşayabildiği bir yaşamı gerçekleştirebilmek! Yobazlar ise tüm dünya genelinde sorunlular BARIŞ ile. Anladıkları tek barış ortamı herkesi kendilerine benzettikleri bir toplum yaratmak. SOL var olduğu sürece “Talibanvari toplumsal yaşam biçimleri” peşinde “kan dökenler” meydanı boş bulamayacaklar. Ve özellikle “irtica” ile derin sorunları olan bir ülke olan Türkiye’de SOL birleşmek istiyorsa bunun için en uygun gün 2 Temmuz ve en doğru yer de Sivas aslında. Türkiye’nin 35 değerli vatandaşının katledildiği Madımak Oteli hala müze olamadıysa bundan dolayı AKP’ye değil 2 Temmuz’u sadece “Aleviler’in meselesi” olarak gören “solculara” kızmak bence daha doğru olur. SOL isterse Madımak Müze olur! SOL “sol” olmadıkça Madımak da Türkiye’nin yüz karası olur. Ama yüzü kızarması gerekenler SOLu birleştirmek adına MHP’den randevu isteyenler ya da “benim “solum” iyidir, rahatımı kaçırmayın” diyerek yeni yaptırdıkları binalarda oturup Madımak’ tan uzak durmaya özen gösterenlerdir. Onlar SOLu birleştirme adına kameralar karşısında “Ne içersiniz?” ,”Su rica ediyorum.”,”Pardon, soğuk olmasın.” muhabbeti yaparlarken Madımak’ta suyu biten itfaiyeye su verdirmeyen yobazlardan hesap sormanın SOLu gerçekten birleştirmekle mümkün olacağını nedense hep unuturlar. 2 Temmuz 2006 günü SOL Madımak önünde. Alıntı
Misafir Zıplayan Dana Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Hasret Gültekin:Koçgiri’den, Han Köyü’nden. 1965 Öncelikle 1965 değil 1971... Aşireti'nin adı gibi idi,Aşiret'i gibi isyankardı. Gördüğüm ve tanıdığım tek DERVİŞ... DERVİŞLİK bir ifadedir,hayata karşı bir başkaldırıdır ve muhalifliktir...Söyleyeceklerini bir "yol" bularak dile getirme ve kendini ifade etme yeteneğidir.HASRET GÜLTEKİN,kendini sözle ve sazı ile ifade etti...Unutulan "Şelpe" geleneğini tekrar hatırlattı,kendisi şelpe çalerken "kim bu soytarı ?" diyenler şu anda şelpe atarak "para" kazanıyorlar ve şelpeyi ne kadar iyi attıklarını söyleyip hava atıyorlar... HASRET GÜLTEK'ini Manisa'da Turgut Özal'ın öldüğü günün akşamı gördüm ve tanıştım.Özal'ın ölümü nedeniyle konser iptal edilmişti ve şans eseri bir Abi'min evine misafir olmuştuk.O güne kadar ne adını ne de sanını duymuştum,ama karşımda bir bağlama çaldı ve söyledi ki...hiç bir şey diyenedim,o sabah ÖSS sınavı vardı ama ben sabaha kadar onu dinlemiştim,DERVİŞ'imi dinledim... Sazıyla,sözüyle ve sigara dumanıyla... HASRET GÜLTEKİN,Sivasta öldüğünde o ABİM şöyle demişti bana:...Seninkisi de ölmüş... HASRET GÜLTEKİN,aslında yangında ölmemiş,sigara dumanından zehirlendiği için bayılmış ve öldü diye de aşağıa alınmış,morga galiba...Doktor'un biri son kez ölüleri kontrol ederken BİR'nin nefes aldığını söyler ve hemen yoğun bakıma kaldırılır ama zamanında müdahele edilemediği için ÖLÜR DERVİŞ'im... Hasret Gültekin'in ardından en güzel sözleri ve müzüği hiç sevmediğim Yavuz Bingöl yapmıştır: Sen kavga ol ben HASRET Yüreğine al beni Ateşte kül olayım o hana gömün beni Temmuz sende nem kaldı Acı kederden gayrı Madımak'tan öteye Türk'ün ve RONİ'in kaldı... RONİ,Hasret Gültekin'in öldükten 3 ay sonra doğan oğlunun ön adıdır...RONİ HASRET GÜLTEKİN... Roni ise "yeni" demektir. Hepsinin güzel anılarına... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Temmuz sende nem kaldı Acı kederden gayrı Madımak'tan öteye Türk'ün ve RONİ'in kaldı... RONİ,Hasret Gültekin'in öldükten 3 ay sonra doğan oğlunun ön adıdır...RONİ HASRET GÜLTEKİN... Roni ise "yeni" demektir. Hepsinin güzel anılarına... Gerçekten duygulandım... Dosthane sevgilerim size... Alıntı
Misafir seyrekler Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 sivas katliamı bilançosu... 1) Behçet Sefa AYSAN Şair - Ankara 2) Yeşim ÖZKAN Sanatçı - Ankara 3) Nurcan ŞAHİN Sanatçı - Ankara 4) Muhibe AKARSU Misafir - Ankara 5) Muhlis AKARSU Sanatçı - Ankara 6) Murat GÜNDÜZ Sanatçı - Ankara 7) Handan METİN Sanatçı - Ankara 8) Ahmet ÖZYURT Sanatçı - Ankara 9) Huriye ÖZKAN Sanatçı - Ankara 10) İnci TÜRK Sanatçı - Ankara 11) Özlem ŞAHİN Sanatçı - Ankara 12) Yasemin SİVRİ Sanatçı - Ankara 13) Asuman SİVRİ Sanatçı - Ankara 14) Uğur KAYNAR Şair - Ankara 15) Sehergül ATEŞ Sanatçı - Ankara 16) Gülender AKÇA Sanatçı - Ankara 17) Gülsün KARABABA Sanatçı - Ankara 18) Mehmet ATAY Sanatçı - Ankara 19) Hasret GÜLTEKİN Sanatçı - Sivas 20) Serkan DOĞAN Sanatçı - Ankara 21) Muammer ÇİÇEK Sanatçı - Tokat 22) Belkıs ÇAKIR Sanatçı - Ankara 23) Asaf KOÇAK Karikatürist - Ankara 24) Edibe SULARI AĞBABA Misafir - İsviçre 25) Menekşe KAYA Sanatçı - Ankara 26) Koray KAYA Çoçuk - Ankara 27) Serpil ÇANİK Sanatçı - Ankara 28) Erdal AYRANCI Yönetmen - Ankara 29) Asım BEZİRCİ Yazar - Ankara 30) Sait METİN Sanatçı - Ankara 31) Carina Cuanna THUIJS Misafir - Hollanda 32) Nesimi ÇİMEN Sanatçı - İstanbul 33) Metin ALTIOK Şair, Yazar - Ankara 34) Kenan YILMAZ Otel görevlisi - Sivas 35) Ahmet ÖZTÜRK Otel görevlisi - Sivas sivas katliamında yaralananlar 1) Aziz NESİN 27) Oktay SAMUR 2) Lütfiye AYDIN 28) Kadir ARDIÇ 3) Cafer Can AYDIN 29) Ahmet BAYRAM 4) Aydoğan YAVAŞLI 30) Faruk YALÇIN 5) Melahat YAVAŞLI 31)H.İbrahim DARBİÇER 6) Kamber ÇAKIR 32) Ahmet YAPAR 7) Lütfi KALELİ 33) Şaban YILMAZ 8) Serdar DOĞAN 34)Selahattin ÖZASLAN 9) Gülay ŞAHİN 35) Nurettin DARIKA 10) Makbule ÇİMEN 36) Sabri KANGAL 11) Nuray ÖZKAN 37) Birsen GÜNDÜZ 12) Bülent DAYLAŞLI 38) Mustafa GÖKTEKİN 13) Faruk DAYLAŞLI 39) Turan KESER 14) Bedia ATMACA 40) Erkan KILIÇ 15) Şadiye TANIŞ 41) Şükrü GÜLMEZ 16) İnci ŞENER 42) Bilal KALE 17) Nevzat ÇİĞDAMLI 43) Ali SERTAŞ 18) Ünal ALTUNAY 44) Çiğdem GÜLHAN 19) Ali UYGUR 45) Mecit ÜNAL 20) Hasan YILDIRIM 46) Hidayet ÖZDEN 21) A. Turan ONAK 47) Solmaz YILMAZ 22) Mustafa KAYA 48) Zülali BİLGİN 23) Erdal KOÇ 49) Seyit İNAT 24) Rukiye GÜLER 50) Ersin GÜREN 25) Adem ŞAHİN 51) Salim CEBENAY 26) Ercan DEVELİ Otelden yara almadan kurtulanlar 1) Arif SAĞ 21) Neval OĞAN 2) Yıldız SAĞ 22) Tuncay YILMAZ 3) Murtaza DEMİR 23) Demet IŞIK 4) Ali ÇAĞAN 24) Elif DUMANLI 5) Haydar ÜNAL 25) Murat KILIÇ 6) Yüksel YILDIRIM 26) İclal KARAKUŞ 7) Ali BALKIZ 27) Ertan KARTAL 8) Ali BAŞTUĞ 28) Ali Rıza KOÇYİĞİT 9) Ali DOĞAN 29) Mustafa TÜRKAN 10) Ayben KOP 30) Rıza AYDOĞMUŞ 11) Ali YÜCE 31) Mehmet AYDOĞMUŞ 12) Nimet YÜCE 32) Deniz HUNAR 13) Celal YILDIZ 33) Ferhun ATEŞ 14) Nurhan METİN 34) Cevat GERAY 15) Cem CELASUN 35) Gülsen GERAY 16) Zerrin TAŞPINAR 36) Olgun ŞENSOY 17) Mehtap YÜCEL 37) Nuray ÖZKAN 18) Hülya KADEROĞLU 38) Cevat ÜSTÜN 19) Battal PEHLİVAN 39) Hidayet KARAKUŞ 20) Türkân PEHLİVAN 40) İ. Cem ERSEVEN sivas katliamında yaralanan polisler 1) Doğukan ÖNER İl Emniyet Müdürü 2) Rahim ÇALIŞKAN Emniyet Müd. Yrd. 3) Mustafa UZUN Şube Müdürü 4) Yaşar TEMEL Başkomiser 5) İbrahim KURŞUN Komiser 6) Sönmez KAYIŞ Polis Memuru 7) Ramazan KARATAŞ Polis Memuru 8) Bülent DAMLACI Polis Memuru 9) Nevzat GÜNDOĞDU Polis Memuru 10) Ersoy KARA Polis Memuru 11) Şaban AKIN Polis Memuru 12) Salim ŞEN Polis Memuru 13) Hüseyin YÜKSEL Polis Memuru 14) Sebahattin DİNÇ Polis Memuru __________________ Frankfurtta bir anma gecesinde,yarım saatlik bir görüşmem olmuştu Hasret Gültekin'le.O anı hiç unutamam... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2006 Simurg adlı oyun yarından itibaren dört gün boyunca AST'de seyirciyle buluşacak... 'Sıvas Katliamı' tiyatro sahnesinde... Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te katledilen aydınları anlatan ''Simurg'' adlı oyun Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST) sahnelenecek. Oyunun yönetmeni Cengiz Sezgin , isteklerinin ''Geçen 13 yılın ardından acıların hâlâ dinmediğini Türk halkına ve bu işin sorumlularına göstermek'' olduğunu söyledi... Sezgin'in yönettiği Simurg, yaşanmış bir olayı 13 yıl sonra tiyatro sahnesine taşıyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ankara Şubesi, AST ve Ekin Tiyatrosu'nun katkılarıyla hazırlanan Simurg'un senaryosu, Madımak Oteli'nde dostlarıyla birlikte kardeşini de kaybeden, kendisi de olaydan tesadüfen kurtulan Serdar Doğan 'a ait. Halil Esen, Hasan Ballıktaş, Habip Hacımustafaoğlu, Gökçen Cavga, Ebru Erten, Erdem Ulusal, Çağlar Deniz, Musa Arslanali, Edip Tüfekçi, Hüseyin Aksuna 'nın yer aldığı oyun, 2-3-4-5 Temmuz'da AST'ta seyirciyle buluşacak. Sezgin, ''Yaşanmış ve büyük acılar getirmiş bir olayın failleri dışarda dolaşıyor'' dedi. ''Sıvas olaylarının üzerinin de benzer olaylarda olduğu gibi kapatılmak istendiğini'' vurgulayan Sezgin, ''Ne kadar su serpilmeye çalışılırsa çalışılsın insanların içindeki yangın dinmeyecek'' görüşünü kaydetti. Oyunun konusunun bire bir 2 Temmuz 1993 günü ile bağlantılı olduğunu anlatan Sezgin, şunları söyledi: ''Sahnemizde bir otelin lobisi var. Yangının çıktığı Madımak Oteli'nin lobisine bugün gariptir ama bir lokanta açılmış. Biz oyuna lobide başlıyoruz.'' Oyunda sahneye yansıtılan slayt ile geri dönüşler yapıldığını anlatan Sezgin, bugün ile geçmiş arasında gidip gelen Simurg'da her şeyin tüm canlılığı ile yansıtıldığını belirtti. Sezgin, objektiflikten ödün vermediklerinin altını çizerek şöyle devam etti: ''Sıvas Katliamı gerektiği kadar sorgulanmadı. Gerekli önlemler alınmadı. İnsanlar bile bile ateşte bırakıldı. Suçlu da Salman Rüşdi 'nin 'Şeytan Ayetleri' ni Türkçeye çevireceğini açıklayan Aziz Nesin oldu. Devlet bu komploya seyirci kaldı.'' Sezgin, oyunun senaristi Serdar Doğan'ın, olayları bire bir yaşadığını ve bunun için eseri tüm netliği ile sahneye taşıdıklarını belirterek amaçlarının ''İnsanların yaralarını deşmek değil, unutulmaya yüz tutmuş Madımak olayını tekrar hafızalara kazımak'' dedi. . Alıntı
Φ thor Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2006 Ne çok katliam yaşandı yurdum da insana dair ne varsa yakmaya,yıkmaya.katletmeye alışmış,kandan beslenen iğreti yaratıklar övünün,gurur duyun yaptıklarınızla! Çocuklarınıza anlatacağınız ne güzel katliamlar gerçekleştirdiniz eminim şimdi hepsi büyümüş ve izinizde ilerliyorlardır.Hayret 13 yıl oldu epey zaman geçmiş ne duruyorsunuz geç kaldınız hadi bi daha dininizi,milletinizi kurtarın yeni bi vahşetle! Öldürün öldürün öldürün nede olsa siz öldürmeyle cennete gideceksizin. düşman çizmesi altında yurdum girdiler kapılardan girdiler pencerelerden mektuplardan kitaplardan telefonlardan girdiler kirlettiler ve gecemizi girdiler ağrıttılar ve gündüzümüzü işimize saygımızı ölümüze acımızı sayrı yatağımızı özlemlere sevgilere sular gibi akışımızı kıyımlara kıranlara türkü türkü bakışımızı girdiler kirlettiler insan onurumuzu insan yüzü güzeldir çirkindi bunlarınki insan yüzü sıcaktır soğuktu bunların ki elleri el değildi eli andırıyordu gözleri göz gibiydi bakışsızdılar göğüse benzer bir kafesti taşıdıkları içinde yürek yoktu kapıların arkasında emeklememiş beşiklere belenmemişlerdi karda tipide girdiler akşam sofralarında evlerimize yoksul sabah çaylarında girdiler girdiler öpüşürken kuytuda okşarken saçlarını çocuğumuzun avutmaya çalışırken acılımızı duyumsarken sevincini insan oluşumuzun girdiler bağlarken mektubumuzu dertleşirken kapısında kırkıncı odamızın girdiler evlerimize en ağrıtan yerinde bir özlem türküsü bunalmış bir kahkahanın orta yerinde taş gibi yorgunluğunda bir güzelim düşün ölümcül sayrılıkta umarsız yalnızlıkta kağıttan kaleler yüzdürürken geçmiş sularımızda uçurtmalar salarken umut göklerimize kucaklarken dostlarımızı telefonlarda girdiler evlerimize çirkindiler korkaktılar yarınsızdılar geldiler itilerek girdiler irkilerek kararttılar gecemizi ısırdılar karanlıkta kanattılar türkümüzü kırdılar çiçekli dallarımızı tükürdüler içine ekmeğimizin ağrıttılar ağrımızı ağrıttılar dünya dünya ağrıttılar vatan vatan söz: kemal özer müzik: grup yorum Alıntı
Φ commandante Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2006 13 YIL 37 CAN Bağnazlığın, Softaların, Hacıların, Hocaların, Şıhların zafer KAZANDIKLARINI SANDIKLARI VAHŞETİN 13. YILI OYSA ONLAR YÜREĞİMİZDE Kİ ATEŞİN VE ONLARAKARŞI OLAN KİNİMİZİN ARTMASINA Bİ ANLAMDA HER ÖLEN CANIN BİN TENDE DOĞMASINI SAĞLADILAR.BU TARİH BOYU BÖYLE SÜREGELDİ MAYIS AYINDA KUŞATILAN DARAĞACINA ÇEKİLEN YOLDAŞLARIMIZI ÖLDÜREREK ONLARIN DÜŞÜNCESİNİ YAŞATMIŞLAR. ONLARIN TEK YAPTIKLARI İSİMLERİNİ KANLI HARFLERLE TARİHE YAZDIRMALARI OLDU.USTANINDA DEDİĞİ GİBİ 'ÖLÜRSE TEN ÖLÜR CANLAR ÖLESİ DEĞİL' FİKİRLERİMİZİ ÖLDÜREMEYECEKSİNİZ BİRER BİRER ÖLÜRÜZ VE BİNER BİNER GELİRİZ PİR SULTAN'LAR ÖLMEZ BİNLER YETİŞİR. 13. GÖRÜŞEMEMİZİN YIL DÖNÜMÜNDE BİNLERİ YETİŞTİRİYORUZ.SİZLERİ HASRETLE ANIYORUZ SİZ ÖLMEDİNİZ Kİ... DENİZ MAHİR ULAŞ KURTULUŞA KADAR SAVAŞ -CoMmAnDaNtE- Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 35 aydınımıza... 35x Alıntı
Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Yandık avazlarda, kavrulduk halkım Varıp Pir Sultanı, analım dedik Aşkın dolusuna, kanalım dedik Meydanda bir semah, dönelim dedik ***** tuzaklarda, vurulduk halkım.. Salyalı ağızlar, kirli yürekler Elde ateş, dilde Allahu-Ekber İnsan yakmak için, olmuş seferber İsli dumanlara, savrulduk halkım Yüzbin yobaz, bir Akarsu eder mi? Öldürülen, bu kaçıncı Nesimi, Özlem, Nurcan, Serpil, Belkız Gülsüm´ü Verdik, birer birer, kırıldık halkım Metin, Asaf, Behçet, Asım Bezirci, Menekşe, Sehergül, Gülender, İnci, Asuman, Yasemin, Erdal Ayrancı, Et kemik bir yerde, derildik halkım Hasret Gültekin´im, Serkan Doğan´ım Huriyem, Yeşim´im, özbe öz Özkan´ım İki Metin ölüm, Sait, Handan´ım Hep birlikte yan, yana serildik halkım Yandı özyurdun da, Özyurt Ahmet´im Kaynar ateşlerde Uğur Mehmet´im Güpe gündüz ışıktı, Güdüz Murat´ım Cem olduk güneşe, verildik halkım Muhlis´ine muhip olan, Muhibe´m Sulariden arda kalan Edibe´m Cümlesi insana derki, Kâbem Kanlı kefenlere sarıldık halkım Karınna Cuanna, Hollanda´lı can Yanın da Muammer Hakan ve Kenan Bin beterdi Sivas, Ol Kerbeladan Hüseyin´ce ölüp dirildik halkım Koray Kaya´m, onbirin de dal fidan Ahmet Öztürk ile adası alan Din için yakıldık 33 can Kara topraklara, karıldık halkım Madımak´ta yanan 33 can Artık her birisi bir Pir Sultan Hızır´ın dölleri yazsın bin ferman Gönnüller içinde yer aldık halkım Kızılgülüm, söz düşürse dilime Mızzrabım isyankâr, vurur telime Bir gün olup hesap sorsam zalime Yobazlar elinden zar olduk halkım Sivas’ta yitirdim, 33 goncaydı gülüm. Elimden aldı bak, ateşle ölüm. Bende dostlar ile, yere gömüldüm Çalardı sazım, söylerdi dilim Aldı onları aramızdan, ölüm.... PİR SULTANLAR ÖLMEZ ...... Dar gören, didar göre, ağıtlarımız umuda döne.... Hasan Hüseyin, “Kör olma da gör beni diyordu” Keşke kör olsaydık da görmeseydik. Sağır olsaydı kulaklarımız da işitmeseydik. Düşmeseydi o büyük utancın gölgesi bu ülkenin üstüne. Dönüşmeseydi Madımak denilen yer, yakılan insanlar büstüne. İnsanlarımız yakıldı diri diri. ve son olarak...... Belediye Başkanı'nın "Gazanız mübarek olsun" diyen sesi yankılandı hopörlörden.... 13 yıl önce birileri "İslam'da kin yoktur. İslam'dan insana zarar gelmez" diye konuşmalar yaparken başkaları da "Allah adına" Sivas'ta ateşe verilmiş bir oteli sarmış kimse kaçıp canını kurtaramasın diye "cihat" halindeydiler. Her 2 temmuz da kan sızıyor yananlardan... Oysa herkes bilmeli ki, bu Türkiye'nin utancıdır. Üzerine ne kadar film çekilse, ne kadar roman yazılsa, kaç ağıt yakılsa azdır. Ve sıkılarak boğulmaya çalışıldığı sürece bu yara yıllarca oluk oluk kanayacaktır İleti gönderme izni kaldırılan MOHİCAN'dan Gerici faşist yobazların tezgahında ve devletin gözetiminde; ogün insan kılığına bürünmüş binlerce gözü dönmüş çakal ağızlarından salyalar akıtarak diri diri yaktılar 33 aydın ve otelde görevli 2 canı 2 temmuz bu ülkenin alnına sürülmüş kara bir lekedir ve Utancıdır insanım diye sokakara çıkanların. Utancıdır Gözleri önünde insanlar yanarken dışarda tekbir getirerek alkışlayan yamyamları izleyen sözüm ona laikliğin bekcisi devlet kurumlarının, askerlerin Utancıdır O gün orada insanları yakanların avukatlığını yapanları bugün meclise taşıyanların... sivası unutmadık unutturmayacağız unutmak ihanettir Sen hic ateş`de semaha döndünmü...? Biz ateş`de semaha döndük... gerekirse yine döneriz... Ayrıca insanların diri diri devletin gözleri önünde yakıldığı Madımak Otelinin MÜZE olması talebi TBMM de reddedildi. Siyasi bir vurdumduymazlık örneği yine sergilendi AKP Hükümeti tarafından. Büyük çoğunluğu HAYIR oyu kullanan AKP ye şaşırmamak gerek.Ve bu katliam kadar utanç vericidir Madımak Otelinin Kebabçı dükkanı olarak kullanılması. AKP nin içinde gizlediği tercihlerin bilincindeyiz.Katiamı gerçekleştiren yobazların ideolojik tercihlerine EVET demektir bu çünkü. arkadaşlar hiçbirinizin görüşüne katılmıyorum benim düşüncelerime saygı duyacağıma inanıyorum.ben sivasta ölen kişileri yüzüne aydın maskesi takmış ülkemi parçalamaya çalışan kominist zihniyetin ürünü olan kişiler olarak tanımlıyorum ne mutlu ülkemeki bu zihniyeteyok etmek için 13 yıl önce büyük bir adım attık.ben türk milliyetçisi senin zihniyetinde olan tek bir kişinin bile bu katliamı kınayacağını zaten ummuyordum.Her ne olursa olsun insanların ölmesini hemde yanarak ölmesini böyle cümleler kurarak mutlu olduğunu göstermen YOBAZlığının GERİCİliğinin ne kadar İNSANLIK DIŞI biri olduğunu zaten gösteriyor. Birde çıkıp ben türk milliyetçisiyim demiyormusun. Milliyetçilik demek bu. İnsanların yanarak ölmesinden mutluluk duymak.Kesin bu yazını yazarken ağzından salyalar akıyordu 2 temmuz 1993 te binlercesinin ağzından aktığı gibi. Evet öğrenin arkadaşlar milliyetçilik ne demekmiş.... Bu başlık açılalı kaç gün olmuş sözüm ona her zaman insanlıktan söz eden gerici yobaz olmadığını savunan ve kendi görüşlerine saygı duyulmadığı için feryatlar koparan ve aynı saygının gösterilmesi gerektiğinde ortadan kaybolan bir çok forum üyesinin burada hiç bir iletisinin olmaması gerçekten çok ilginç.Sessiz kalmak bir nevi onaylamaktır ki bu konuyu görüpte lanetlemeyen en azından tasvip etmediğini söylemeyen kişiler gerçek düşüncelerini de bu şekilde ortaya koyuyorlar. NOT: gönderdiğim iletilerde düzeltme yapmak istediğim halde yapamıyorum.Ve ardı ardına ileti göndermek zorunda kalıyorum.Düzeltme butonu neden bu kadar çabuk kayboluyor.( bunu öneri ve eleştirilere taşıyabilirsiniz ) Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 işte o gün geldi çattı.. ve acımız başköşeye kuruldu..ülke tarihinin en acımsız ve en aşağılık bir katliamıdır bu.. insan kaçamıyor kendinden.... insan kaçamıyor bu utançdan... kaçamıyorsun gitgide harmanlanan nefretten.... "Pir Sultan’ın diyarındaki yangının alevleri hâlâ yakıyor yüreğimizi. Alçalıyoruz. Milyonlarca yıldan bu yana ayağa kalkıp yükselen insan adını lekeledik bir daha. İnsan olmaktan utanıyor, yaşamdan tiksiniyoruz. Kimin yarası yok söyleyin? Kim kanamıyor? Kimin acımıyor yüreği? Kimin "Sivas" deyince, "2 Temmuz" deyince ürpermiyor vücudu? Sivas yangını unutulur, ya Sivas’ta yanmak? Unutma hakkımız var mı? Bence yok. Bağışlama hakkımız var mı? Bence yok. Eğer unutmazsak yaşamı hak ederiz. Unutma diyor haritalardan Sivas. Unutma diyor mezarlıklar, çocuklar, bebelerimiz; geleceğimiz." Alıntı
Φ dogville. Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 lisedeyken aziz nesin in bir oyununu oynamak istemiştim lise günümüzde çok karşı çıktılar yinede ısrarla ve bazı öğretmenlerin sdayesinde oynamıştık eşeğin çulu nerdeydi oyunun adı ibişli bir oyundan korktular ben aziz nesin in şu şiirini okuyun derim Ben tanırım Bu bulut bizim oranın bulutu Hemşeriyiz ne de olsa Benim için kalkmış ta Sivas'tan gelmiş Yurdumun bulutu Başımın üstünde yeri var Ben bilirim Bu rüzgar bizim oranın rüzgarı Hemşerimiz ne de olsa Benim için kopup gelmiş yayladan Yurdumun rüzgarı Kurutsun diye akan kanlarımı Ben anlarım Bu acı bizim ora işi, hançer acısı Bir ülkedeniz ne de olsa Aynı dili konuşsak da Anlamayız birbirimizi Hançerin nakışı Tanıdım acısından, Sivas işi Ben duyarım, duyumsarım Bizim oranın sızısı bu Binip kara bir buluta Sivas ilinden Sivas rüzgarında uçup gelmiş Helallik dilemeye Ey yüreğimin onmaz acıları Ey beynimin dinmez sancıları Suç ne bende, ne de sende Ne de olsa yurttaşımsın Kapalı da olsa bütün vicdan kapıları yüzüme Bilmelisin, bir yerin var can evimde şiirin adı sivas acısı Alıntı
Misafir Zıplayan Dana Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 AKP nin içinde gizlediği tercihlerin bilincindeyiz.Katiamı gerçekleştiren yobazların ideolojik tercihlerine EVET demektir bu çünkü. Buna çok şaşırmış gibisin Tania Hayde... Ne bekliyordun,bak istersen kimmiş bunların avukatları? Sonra da nasıl girmişler meclise,avukatlardan Belediye başkanına kadar...? Peki sence neden "askeri erkan" müdahele etmedi? Bunların cevabını bulursan aslında neler döndüğünü anlarsın... Evet öğrenin arkadaşlar milliyetçilik ne demekmiş.... Milliyetçiliği hala İYi bir şeymiş gibi algılayan insanlardan da gıcık kapmaya başladım... FAŞİZM'in tabanını oluşturan ve en küçük kıvılcımda bu yönde büyük adımlar atan bir fikrin İYİ bir şey olduğunu mu sanıyorsun? Not, bu sorular TANİA HAYDE'ye sorulmamıştır... Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 evet sivasta yakılanlar taraftı tıpkı ben ve bu başlığa yazan arkadaşlarım gibi tarafız daha adil bir yaşam anlayışına tarafız özgürlüklerden yana tarafız emekden yana tarafız bağımsızlık mücadelesinden yana tarafız otoriter rejime karşı muhalefete 37 insan vahşice yakılarak katledildi bu bir insanlık suçudur bu katliam günler öncesinden örgütlenmiş ve gerici faşistler taşeron olarak kullanılmışdır o zaman kahrolsun laiklik diye bağıranları seyreden devlet şimdi laiklik den dem vurmakta biz bu ikiyüzlü politikaları görüyoruz ve sorguluyoruz yaşadıkça da aldığımız her nefesde bu katliamları bu acıları gerçekleştirenleri asla unutmayacağız asla bağışlamayacağız yakılan sadece 37 beden değildir yakılan çiğnenen insan onurudur bu ülkede komünist olmanın bu ülkede devrimci olmanın bu ülkede birer aydın birer demokrat olmanın ve hatta Pir Sultan türkülerine gönül vermiş ozan olmanın bu bilincle üreten bir sanatçı olmanın sorumluluğu yakılmakmıdır.. insan olabilmek ve insan kalarak yaşayabilmek için bu katliamlara hayır diyemeyenler kendi insanlıklarından utanmalıdır Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.