Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 . Büyük Tehlike: Kültürel Bölünme Türkiye, herkesin gözü önünde çatır çatır ikiye bölünüyor: Bir yanda, evrensel, laik ve demokratik kültüre göre yetişen, ona göre yaşayan çağdaş bir kitle. Öte yanda Ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitle. Bu bölünme, İran 'da kanlı bir hesaplaşmayla bitti. Şimdi Türkiye'de herkes ''Ne olacak? Acaba toplum olarak 'geri dönüşü olmayan noktayı' geçtik mi'' diye soruyor. Hiç kuşkunuz olmasın, eğitim sürecimiz ve eğitim üzerindeki hem merkezi hükümetin hem de yerel yönetimlerin siyasal-dinci etkisi böyle sürerse, ''geri dönüşü olmayan nokta'' çok kısa bir süre sonra aşılacak. Çağdaş kültüre göre yetişen, bu kültüre göre yaşayan kitle ile dinci kültürle yetiştirilen, bu kültüre göre yaşayan kitle arasındaki iletişim ve etkileşim her geçen gün zayıflıyor, artık kopma noktasına geldi. 1946'da tohumları atılan süreçlerle başlayan bu iki ''farklı kaynaktan'' üretim sonunda ortaya çıkan kitlelerin arasındaki iletişim ve etkileşim günümüzde sadece zayıflamakla da kalmadı, kitleler arasındaki fark, politikacılar tarafından ''siyasal kırılma'' ekseni yapılalı beri, neredeyse düşmanca titreşimler kazandı. Her iki kitle de ''ötekini'' kendi yaşam biçimine karşı bir tehdit olarak görüyor: Böylece Türkiye, tarihinin (hemen hemen etnik bölünmeyle aynı düzeyde olan) en tehlikeli tehdidini, bir ''kültürel bölünme'' tehlikesini yaşıyor. İnanca dayalı kültür, ürettiği kitlede, ''başı açık kadınların-kızların günahkâr olduğu'' anlayışı üzerine kurulu bir davranış biçimini, ''türban'', ''haşema'', ''tesettür'', ''harem-selamlık'' uygulamaları gibi simgelerle, yeme içme kültürü, giyim kuşam kültürü gibi, günlük yaşamın en belirgin alanlarına taşıyor ve iki kitle arasındaki bir çatışmayı hem görünür, hem de kaçınılmaz hale getiriyor. Her ülke kendi vatandaşını üretir: Dil, din, tarih, coğrafya, siyaset, hukuk, örgün ve yaygın eğitim yoluyla bireyleri biçimlendirir. Bütün bu alanlardaki bilgiler, bir ortak davranış biçimini, bir ''ortak yaşam kültürünü'' oluşturur. Türkiye'de tahrip edilen işte bu ''ortak yaşam kültürü'' dür. Yeme içmeden giyim kuşama, eğlence ve dinlenceden ibadete, yaşamın her alanında birbirini tehdit olarak algılayan bu iki farklı kitle arasındaki çatışmayı, eğitim yoluyla yaratmayı ve siyaset yoluyla güçlendirmeyi başardık. Şimdi acaba sıra, kan ve gözyaşından başka bir şey üretmeyecek olan bir ''hesaplaşmaya'' mı geldi? 1990'dan sonra öldürülen, çağdaş, laik ve demokratik toplumun sözcülüğünü yapan aydınlar, son günlerde Cumhuriyet gazetesine ve Danıştay 'a yapılan saldırılar, Meclis Başkanı 'nın ve Başbakan 'ın doğrudan laikliği ve demokrasiyi hedef alan açıklamaları ve ''Değişmedim'' mesajları, bu ''hesaplaşmanın'' habercileri mi? Herkes, özellikle de politikacılar bir an önce aklını başına toplamalı, bu çılgınca kamplaşmaya ve bölünmeye ''dur'' demeli. Yoksa yarın çok geç olabilir! Dış konjonktür tarafından da pompalanan bu kamplaşma ve bölünmeye dayalı bir hesaplaşma Türkiye'ye felaketten başka ne getirebilir? . ______________________________________________ Kaynak: C. 26.06.2006 / AYDINLANMA / EMRE KONGAR. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Bu bölünmenin tohumları uzun zaman önce atıldı, gelişmekte olan tüm ülkelere uygulanan politika bu değil mi? Böl ki kolay yut, kolay hazmet, tüm zenginliklerine sahip ol ve dünyaya hakim ol... Emperyalist ülkelerin oyunu hep aynı, her yerde aynı, güçlenmesinden korktukları tüm ülkelere aynı şeyi yapıyorlar. Asıl önemli olan bu bölünmenin nasıl önleneceği, sağ/sol, laik/antilaik ya da her ne görüşe sahip olunursa olunsun, Atatürk'ün yapmış olduğu gibi milli şuurla yeniden kuvayimilliye ruhu ile hareket edebilmek. Aksi takdirde biz kendi ellerimizle dünya devlerinin ekmeğine yağ sürmeye devam edeceğiz, kendi kendimizi teslim edeceğiz, aslına bakarsak onlar zaten bizim bize yaptığımız kötülüğü yapamazlar . Bizi o kadar çok kutuplara ayırdılar ki, artık birbirimizin sesini duyamaz olduk, birbirimizi anlayamaz olduk. İşte asıl verilmesi gereken mücadele bu, birbirimiz duymaya çalışalım, anlamaya çalışalım ve bir olalım, hür olalım... kendi gücünü bilmeyen boksör ya öldürür ya ölür... selamlar Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Bu esneklikten nasibini almamışların yorumu olan bölünme... Bölünme iki tarafla olmaz;cam gibi çatlaklar açılır ve ayrımlar olur... Türkiye bunu yaşıyor ama nasıl??? Küresel sermayenin liberal insanları(çağdaş diyorlar bunlara),ülke değerlerimizi kullanarak bir yerlere gelen totaliter anlayışa sahip olup egemenliği ellerine almak isteyenler(bunlara da kendilerine laik dedirttiriyor-en önemli araçları o-),İslami esaslara bağlı olup(?) yolsuzluk yapabilenler;bazı kesimlere gaz verenler(Bunlar Müslüman diye gösterilir-hatta bazıları bu portreyi akıllara yerleştirmek için özel olarak dış güçlerce kullanılmaktadır-),Aşırı milliyetçiler(bir öncekine benzer yapıdadır),gerçek özgürlükçüler(bunlar ne sağ da ne sol da prim yapamazlar,tanınmazlar bile belki de),Gerçek muhafazakar görüşlüler(dini ve milli duygularıyla önplana çıkmazlar;diğerleri kullanılarak kötülenirler)... Bu böyle uzar gider... "Bir yanda, evrensel, laik ve demokratik kültüre göre yetişen, ona göre yaşayan çağdaş bir kitle. Öte yanda Ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitle." şeklinde yaklaşım da ancak İslam a karşı pek hoş bakamayan ve kendini çağdaş olarak en ideal görenlerindir... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 "Bir yanda, evrensel, laik ve demokratik kültüre göre yetişen, ona göre yaşayan çağdaş bir kitle. Öte yanda Ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitle." şeklinde yaklaşım da ancak İslam a karşı pek hoş bakamayan ve kendini çağdaş olarak en ideal görenlerindir... Evet haklısınız... Biz yinede ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitleyi algılıyor ve bunların Cumhuriyet için büyük tehlike oluşturduğuna da yürekten inanıyoruz... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 "Bir yanda, evrensel, laik ve demokratik kültüre göre yetişen, ona göre yaşayan çağdaş bir kitle. Öte yanda Ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitle." Evet haklısınız... Biz yinede ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitleyi algılıyor ve bunların Cumhuriyet için büyük tehlike oluşturduğuna da yürekten inanıyoruz... Yani siz ben bildiğimi okurum;onca şey yazdım bu konuda hepsine "yürekli" cevaplar verildi ama ben hala daha yürekli olduğuma inanıyorum diyorsunuz... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 zaten ne zaman ülkede birşeyler iyiye gider gibi olsa,ya terör hortluyor bıryerden,yada suıkast olayları.. ya neden hep belli dönemlerde oluyor bu suıkast olayları ve bombalamalar sizce.. bıraz olsun piyasalar düzeldiğinde.. malum dolar ve euro hep ustte kalsın ki yabancı turıstler bizim gıdemediğimiz yerleri gezıp,bızım kalamadığımız otellerde kalıp gönul eğlesınler.. Alıntı
Φ Damien Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 iktidara gelen partiler, bu farklı kesimlerin değerlerini siyasete sokmadıktan sonra hiçkimse merak etmesin hiçbi bölünme olmaz. insanlar o kadar aptal deil. yeter ki siyasiler ortalığı kızıştırmasın. sanki laik olan ile olmayan bi odaya geldi mi hiç konuşmuyo birbirine düşman kesiliyo. yok daha neler. Alıntı
Φ DenizKurdu Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Bence bu bir kültürel bölünme değil,bir geçiş dönemidir sokakta gezen anne -kızlara bakarsanız annenin kapalı kızının açık giyindiğini görürsünüz.bu toplumun her kesiminde böyledir.eğitim sistemimiz,yasalar,ve daha birçok şey bunu gerektirmektedir.özellikle son yıllarda çok daha farklı uğraşların ortaya çıkmasıyla dinin etkisi insanların hayatında azalmıştır.camilerdeki insanların çoğunun yaşlı olması da bunu kanıtlar niteliktedir. üstelik başkasının inançlarına saygı gösterilmesi ve herkesin kendi inancını yaşayabilmesi sağlanırsa böyle bir sorun kalmaz .Türkiye kanunen farklı inançlara sahip farklı kültürlerden insanın birarada yaşayabileceği laik bir ülkedir. Tek yapmamız gereken diğer Türkleri ve onların inançlarını sevmektir. Alıntı
Φ DenizKurdu Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Biz yinede ortadoğu'nun Ortaçağ aşamasında duraklatılmış Arap kültürünün yansıttığı biçimdeki İslam anlayışına göre yetiştirilen ve ona göre yaşayan bir kitleyi algılıyor ve bunların Cumhuriyet için büyük tehlike oluşturduğuna da yürekten inanıyoruz...[/color][/size][/font] öncelikle yanlış algılıyorsunuz, Bahsettiğiniz kitlenin İslam anlayışının Arap kültürünün yansıttığı biçimde olduğu tartışılır ama yine de bu bir dindir bir anlayıştır ve her İNSAN bu anlayışa saygı göstermek zorundadır! Laik yönetimlerde insanların dini düşünceleri devlet yönetimini etkilemez bu yüzden de bahsettiğiniz anlayışın T.C. için bir tehlike oluşturması söz konusu değildir ben de sizin gibi başkaların düşüncelerine saygı göstermeyen ve LAİKliğin tanımını anlamayan insanların toplumun içinde kargaşa neden olacağını ve ülkemiz için tehlike bahşettiğini düşünüyorum. Alıntı
Φ tan_vakti Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 zaten ne zaman ülkede birşeyler iyiye gider gibi olsa,ya terör hortluyor bıryerden,yada suıkast olayları.. ya neden hep belli dönemlerde oluyor bu suıkast olayları ve bombalamalar sizce.. bıraz olsun piyasalar düzeldiğinde.. malum dolar ve euro hep ustte kalsın ki yabancı turıstler bizim gıdemediğimiz yerleri gezıp,bızım kalamadığımız otellerde kalıp gönul eğlesınler.. haklısın sedelina ama zaten amaç ekonomimizi yıkmak, bir ülkeyi ele geçirmek istiyorsan önce ekonomisini çökerteceksin, ve o yüzden bizde biraz düzelmeler başladığında nedense ortalıkta hiç bişey yokken, piyasalarda bişeyler oluyor ve birden allak bullak oluyoruz. zaten ekonomimizi dış güçler yönlendiriyor. sen kendi ekonomini yönetemezsen nasıl bişeyleri düzeltmeye çalışacaksın. sen laik , demokratik, bir cumhuriyetsin ama gel gelelim ekonomini dış güçler yönetiyor, anayasanı dış güçler belirliyor ve en önemlisi kanunlarını dış güçlerin sana verdiği doğrultuda yapmaya çalışıyorsun eee, nerde bizim demokratik ,laik cumhuriyetimiz. Her koldan bizleri bağlamışlar. ve başımızdaki insanlar bizleri dahada iyi bağlasınlar diye ellerinden geleni yapıyorlar. Artık bişeyleri tam anlamıyla görmemiz gerekiyor at gözlüklerini çıkarıp önümüze değil geniş açıyla bakmamız gerekiyor, aksi tahdirde iş işten geçmeden bişeylerin önlemini almak gerekiyor, din/laik ayrımlarını bırakarak tek amaç için birlikte mücadele etmeliyiz VATAN için. Arkadaşlar bu VATAN bizlerin ve bu VATAN'ı en iyi şekilde savunmakta bizlerin en büyük görevidir, sağ/sol din/laik ayrımları bize bişey kazandırmaz,kazandırmayacağı gibi aksine kaybettirecek. herkezin aklını başına alıp düşünmesi ve bu çıkmazdan nasıl kurtuluruz kurtulmak için neler yapmalıyız düşünmesi lazım. tekrar üstüne basarak yazıyorum bu mücadele VATAN mücadelesidir. bunu ayırmak zorundayız... ayrı kutuplar olarak değil tek bir bütün olarak mücadele etmeliyiz.. sevgi ve saygılarımla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.