Φ thor Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Geçenlerde star tv de yüzleşme adıyla parayı almak için insanların türlü yalanlarla,birbirlerinin arkasından dedikodularla,karşısındaki insanın güvenini kazanıp ardından kazık atmaya dayalı güya bir yarışma programı izledim.Para için her türlü dalaveranın mübah olduğu bu yarışma için sizin fikirleriniz nedir arkadaşlar? Ben daha fazla yorumda bulunmadan programın yapımcısıyla Vatan gazetesi tarafından 04/06/2006 tarihinde yapılan röpörtajıda izlemeyenler için aşagıya ekliyorum. "Vicdanla çıkarın 'yüzleşme'si Aile içi şiddete maruz kalanlari kredi kartı borçlarıyla boğuşanlar, iflas edenler, deprem mağdurları... Türk filmlerine taş çıkartacak cinsten en acıklı hayat hikayeleri bu yarışmada mevcut. Yarışmacıların birbirlerini "ikna ederek" 30 milyar lira kazandığı yarışmayı taraflarına sorduk (Şafak Bakkalbaşıoğlu, Yapımcı) "YÜZLEŞME GERÇEK BİR SOSYOLOJİK LABARATUVAR" • Yüzleşme gibi bir yarışmayı hazırlamaya nasıl karar verdiniz? Kanal tarafından bu programı hazırlamam istendi. Açıkçası programın formatı nedeniyle çok tepki çekebileceğini düşünüp kaygı duydum. Ancak popüler kültüre baktığımda yapımların sahtekarlık ve aldatma üzerine kurulu olduğunu hatırladım ve zekâların yarıştığı bu yarışma programını hazırlamayı kabul ettim. • Ancak hikayelere göre yarışmacı seçiyorsunuz. Demek ki önemli olan zekâ değil hikaye... Hikaye çok önemli. Altı yarışmacı var programda. Bunun dağılımını cinsiyet, yaş ve hikayelerine göre yapıyoruz. Benzer hikayesi olanları almıyoruz. Ama yarışmayı zekaları ve kurdukları stratejilerle kazanıyorlar. • Hikayesi kurgu olan yarışmacıyı nasıl seçiyorsunuz? Kendi özel hikayesini gizlemek isteyen katılımcılar oluyor. Eğer ekran yüzleri ve oyunculukları iyiyse, onlar ya da yapım ekibi bir senaryo öneriyor. Anlaşırsak ikinci tur için gerekli belgeleri hazırlıyoruz. Kurgulanmış bir hikayeyle katılmak isteyenler, normal yarışmacılardan daha fazla zaten. Aslında herkesin paraya ihtiyacı var. • Bu durumda yarışma duygu sömürüsüne ve yalana teşvik etmiyor mu? Bu yarışmada ağlama edebiyatı yapılmıyor. Çünkü ağlamanın işe yaramadığı, en çok ağlayanın kazanamadığı ilk iki programla kanıtlandı. Zekasını en iyi şekilde kullanan, sinirlerine hakim olan ve stratejisini doğru belirleyen kazanıyor bu yarışmayı. • Yarışmacılara yarışma başlanmadan önce "kimseye güvenmeyin" de diyorsunuz? Hayata baktığımız zaman da hepimiz en sevdiğimiz arkadaşımızdan, en yakınımızdan, en büyük aşkımızdan kazık yemez miyiz? Bu, ilk defa bu programda söylenmiyor ki... Aslına bakarsanız "Yüzleşme" gerçek bir sosyolojik laboratuvar. • Programın mesajı nedir? Hayat bir oyun ve bu oyunda kalabilmenin yolu zekânı kullanabilmen. Çünkü en büyük sermayen o... Programın "yalan söyle" gibi bir mesajı yok. YÜZLEŞME NASIL İŞLİYOR? Altı yarışmacısı var Yüzleşme'nin. 30 milyar lira için yarışıyorlar. Herkes birbirini bu paraya en çok kendisinin ihtiyacı olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Bunun için de hikayelerini anlatıyorlar. Altı yarışmacıdan beşinin hikayesi gerçek, birininki kurgu... Hikayeler anlatıldıktan sonra kimin gitmesi gerektiğine dair bir oylama yapılıyor, bir yarışmacı eleniyor. İkinci turda herkes belgelerle hikayesinin gerçek olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Bir oylama daha yapılıyor ve yarışmacı sayısı dörde düşüyor. Yarışmanın en "kanlı" bölümü de bundan sonra başlıyor. Kalan dört yarışmacı ikişerli gruplar halinde "Komplo Odaları" na giriyorlar. Herkes birbiriyle konuşuyor, kimin gitmesi gerektiğine, içinde binbir çeşit entrikanın döndüğü kulislerle karar veriliyor. Vicdanla çıkarın savaşını, diğerlerini ikna eden (çoğu zaman kandıran) yarışmacı kazanıyor. Erdal Beşikçioğlu, Sunucu "AVRUPA'DA BUNUN İÇİN ÜSTE PARA VERİYORLAR" • Siz aslında tiyatro oyuncususunuz. Yüzleşme'yi sunmaya nasıl karar verdiniz? Şafak Bakkalbaşıoğlu beni arayıp "Enterasan bir yarışma programı sunar mısın?" dedi. Altı farklı insan orada hayat hikayelerim anlatıyorlar ve birbirlerini ikna etmek zorundalar. Benim bir oyuncu olarak arayıp da bulamadığım fırsat ayağıma geldi. Bu yarışmayı sunarken bir oyuncu olarak, görebiliyorum, hissedebiliyorum, çalışabiliyorum. Orası benim için tam anlamıyla atölye. • Size göre yarışmanın amacı ne? İnsanların kendisiyle yüzleşmesidir. • Ama bu yüzleşme 70 milyon önünde gerçekleşiyor... Bunun için Avrupa'da para veriyorlar. Bir nevi grup terapi gibi bir şey bu... Aradaki fark, ortada bir psikologun olmaması ve para ödenmemesi... • Çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz? "İyi" ya da "kötü" olmuş demeleri benim için bir şey ifade etmiyor. Benim aradığım kelime "enteresan"... Bunu duyduğumda mutlu oluyorum. Şirin Alkan - İkinci programın galibi "PARA ÇOK TATLI BİR ŞEY" Babam vefat etti, annem rahatsızlandı ve eğitim almak istiyorum. Bütün hikayem bu. Yüzleşme'de insanların hayat hikayesi değil, zekâları ve strateji kabiliyetleri yarışıyor. Dezavantajım 22 yaşında olmamdı. İlk stratejimi bunu avantaja çevirmek üzerine kurdum. Diğer yarışmacıları "Bu para sizin borçlarınızı kapatmaya yetmeyecek ama ben alırsam genç birinin eğitim almasında bir basamak olacaksınız" diyerek ikna ettim, yarışmacıların yaşıma olan önyargısını kırdım. Benden başka herkes "30 milyarı alınca" diye başladı cümleye. Komplo odalarında finalistlere "Parayı paylaşırım ama onlar paranın tamamını istiyorlar" dedim. Böylece yarışmacıları birbirlerine karşı saf olmaya zorladım. Sonunda da "paylaşmıyorum" dedim. Çünkü para çok tatlı bir şey. Deniz Taş - İlk programda elenen yarışmacı "BABAMA SESİMİ DUYURABİLMEK İSTEDİM" Yüzümdeki izler babamın eseri, ben henüz dört yaşındayken suratımı ısırarak yapmıştı bunları. Beni dövmek için yaptığı özel sopaları vardı. 20 yaşında dayanamayıp evden kaçtım. Yarışmanın fragmanını izlediğimde "Neden olmasın, ben de kendi şansımı yaratabilirim" diye düşündüm. Hikayemin çok kuvvetli olduğunu biliyordum. Sadece para kazanmak amacıyla katılmadım Yüzleşme'ye. Benim hiç arkadaşım olmadı. Orada insanlar beni dinleyeceklerdi. Gerçekten de dinlediler ve onlara çok güvendim. Gözüm kapalı her yere giderdim onlarla. Ablam, ağabeyim gibi gördüm hepsini. Ve yine güvenmemem gereken insanlara güvenmenin kurbanı oldum.. Bu yarışmaya paranın tamamının almaya gitmemiştim. Belki de o nedenle kaybettim. Yarışmaya katılmamın ana nedeni babama sesimi duyurmaktı." Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 reklamını görmüştüm.hiçkimsenin hayatı ilgimi çekmediği için ayrıca bu tür programlardan nefret ettiğim için hiç izlemedimmm....yan inan anlamıyorumm bu programları izleyenlerde var....gerçekten üzülüyorummm... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 reytıng kaygısı vesselam... çünkü kanal 30 mılyar için ınsanları şaklaban yapıyor,kendı bıkaç sanıyelık reklamdan trılyonlar alıyor Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 fikir...apaçık ortada olana fikir neye yararki..insanın zayıf ,güçsüz olduğu durumlar fırsat düşkünlerinin iştahını nkabartır..kurtarıcı moduna girerler..insanı kendi kurtarır.zayıf olma halleri karşısında kurtarıcı beklemek; sonradan bu kurtarıcıdan nasıl kurtulacağım ortamını yaratır..yardımlaşmak tabiki vardır..ama önce kendi çevrene dostlarına yönelmelisin.. Alıntı
Φ Hack_Boy Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 bir zamanlar kanald de insan sarrafı vardı.. formatları hemen hemen aynı.. Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Televizyonlar da kalite ve seviye o kadar düştü ki normal karşılıyorum ben.herşey olur yani şu saatten sonra Alıntı
Φ simall Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 aslinda benim takıldığım şu,,,lafa gelince kimse bu programları izlemiyor ama programlar rating rekorları kırıyor!o zaman burda bir tezatlık var...yada izlemiyoruz diyoruz ama ister istemez hepimiz bu karakterleri tanır duruma gelmişz....demek oluyo ki program amacına ulasmiş..yada birine mikrofon uzat ve deki seyrettiniz prog turu ne?cevap klasik ...belgesel programları..peki neden o zaman belgesel programı yok denecek kadar az!!demek ki izlenmiyor..belki konudan biraz uzaklastim ama yeri gelmişken soylemek istedim Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 aslinda benim takıldığım şu,,,lafa gelince kimse bu programları izlemiyor ama programlar rating rekorları kırıyor!o zaman burda bir tezatlık var...yada izlemiyoruz diyoruz ama ister istemez hepimiz bu karakterleri tanır duruma gelmişz....demek oluyo ki program amacına ulasmiş..yada birine mikrofon uzat ve deki seyrettiniz prog turu ne?cevap klasik ...belgesel programları..peki neden o zaman belgesel programı yok denecek kadar az!!demek ki izlenmiyor..belki konudan biraz uzaklastim ama yeri gelmişken soylemek istedim eğer ki belgesel yoğunlukta olsa,elbetteki ınsanlar bı süre sonra ızlemeye alışacaklardır..evine dijıtal tv alamayan ınsan açıyor tv yi mecbur bırını ızlıyor zamanla bağlanıyor da.. ayrıca o tarz proğramlarda çıkar dönuyor,bazı sanatçılar medyatık kalmak için sureklı paparazılerde..çunku gündem de kalmak ve paralarına para katmak derdındeler..halkın derdınde değiller.. çünkü medyatık oldukların da,daha çok iş tekjlifi alıyorlar... Alıntı
Φ thor Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2006 aslinda benim takıldığım şu,,,lafa gelince kimse bu programları izlemiyor ama programlar rating rekorları kırıyor!o zaman burda bir tezatlık var...yada izlemiyoruz diyoruz ama ister istemez hepimiz bu karakterleri tanır duruma gelmişz....demek oluyo ki program amacına ulasmiş..yada birine mikrofon uzat ve deki seyrettiniz prog turu ne?cevap klasik ...belgesel programları..peki neden o zaman belgesel programı yok denecek kadar az!!demek ki izlenmiyor..belki konudan biraz uzaklastim ama yeri gelmişken soylemek istedim Kesinlikle toplumun iki yüzlülüğü sorsan kimse izlemez o programları,ben ilk ve son defa izlediğimde hayretler içinde kalıp evde yasaklama gereği hissetmiştim izlenmemesi için,insana dair erdemlerin tümüne saldırarak kar elde etmek isteyen medya ve seviyesizlikler,halka sunulan bunlar ama halkta almaya izlemeye inanılmaz meraklı. Alıntı
Φ simall Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2006 Kesinlikle toplumun iki yüzlülüğü sorsan kimse izlemez o programları,ben ilk ve son defa izlediğimde hayretler içinde kalıp evde yasaklama gereği hissetmiştim izlenmemesi için,insana dair erdemlerin tümüne saldırarak kar elde etmek isteyen medya ve seviyesizlikler,halka sunulan bunlar ama halkta almaya izlemeye inanılmaz meraklı. ewet geçenlerde bir haber programında bununla ilgili bir konu vardi..her programdan 2 3 kadin davet edilmiş ve bu programi seyretmelerinin mantığı sorgulanıyordu..tabi iki tane laf ebesi gazeteci almislar karsılarına belki ilkokouku bile bitirmemiş kadınları,,vur dibine dibine!ama simdi asıl konuya geliyorum kadınlar bu programı seyretme mantıklarını o kadar yalın bir sekilde anlattılar ki,yılların gazeteceleri bile soyleyecek laf bulamadılar.... sonucta evet karsıyım,,sonuçta hiç izlemedim mi evet bir iki kere izledim zamanında..sonucta bana ne kazandırdı?en azından bir konuda elestiri yapabilmek için bilgiye..eğer izlememiş olsaydım sanırım soyleyecek birşey bulamazdım burda..burda acı olan tek sey o insanların yani seyircilerin bu olaylara kendilerini fazlaca kaptırmıs olmalarıdır.. Alıntı
Φ dogville. Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 insanları acılarını bile satıp para kazanmaya iten ne bilmiyorum iteni biliyorumda bu tür bi tüccarlığa inanamıyorum ve böylr bir ticaretten midem bulanıyor.... Alıntı
Φ Damien Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 televizyonda ve gazetede gördüğüm duyduğum hiçbişeye inanmıyorum artık eskisi kadar. hele hele magazinleşme.... magazine kendini kaptırana kolay gelsin.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.