Φ Piraye Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2005 DUYGU IRMAĞI Bir ırmak düşün düşlerinde Yalanın olmadığı Özlemin yaşanmadığı Sevginin yara almadığı Ağır ağır akan ağır ağır akan... Tertemiz kalplere dolan Umutla çağlayan Duyguların ırmağı bu; sevdayı anlatan Bir de beden düşün şimdi de.. Bu büyülü suda ıslanan Tüm olumsuzluklardan arınan Sevgiye açç Sevecenliğinize muhtaç Yanık bir yürek; bu ırmakta canlanan İnsanlara huzur akıtan Belki sevgisizliğe Belki de sonsuzluğa akn Özü kurumayacak BÜyüsü hiç bozulmayacak Sevgiye tutkun insanlar oldukça Dygu ırmağı hep umuda akacak... Şiir denizinde boğulmamak için Aşkın can simidi hep yanınızda bulunsun... Ahmet İNCE çok hoşuma gitti paylaşmak istedim Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ SÜNGÜ Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 S’yi sonsuzluktan almıştım. E’yi erdemden... N’yi naz ödünç vermişti, İ, içimden geldiği gibi, öylece yerleşivermişti yüreğime... Bense bekliyorum. Şaşkınım çünkü. Ne yapacağımı bilmeden öylece, yerime mıhlanmış, duruyorum. Kımıldamıyorum, kımıldamayı düşünmüyorum bile; dedim ya bekliyorum diye. Bilmediğim bir yerlerde bir tılsım gizli besbelli; o yok olmasın diye bu ürkek, korkak, tereddütlü halim, sonu gelmeyen beklemelerim. Aslında böyle olmamalı. Ellerim bu kadar acemi, sesim bu kadar titrek, gözlerim bu kadar kaçak; olmamalı. Yüreğim hepsinden öndeyken böyle, söze can veren sesim, susmamalı. Böyle karmakarışık, cılız hatta yorgun hissetmemeliyim. Biliyordum, derin bir solukla bir defada söylemeliyim. S’yi sabırdan almıştım. E’yi evrenden. V’yi vefa, vedadan önce davranıp vermişti. İ’yi ihanet sıkıştırmıştı araya. Y, yalnızlığın içinden hüzünle sıyrılıp yer bulmuştu yamacımda. O, ozanların dağarcığından uçup gelmişti erken bir sabah. R’yi karşımda görünce çoktan razı olmuştum. U, unutmanın sihrini mi sunmuştu ben böyle şaşkınken; bilmiyorum. M’yi mutluluktan aşırmıştım, gülümseyerek. Öyleyse... Şimdi tam zamanı değil mi? Her şey bu kadar içimde, bu kadar hazırken, eksik olan ne? Nedir beni tutan? Korku mu? Acemiliğim, utancım böyle kaçak dövüşmem; neden? Zayıf mı hissedeceğim kendimi? Ayıplanacak mıyım? Garipsenecek miyim yoksa? Anlaşılmayacak mıyım? Duymak istemediğim sözler yüzünden kalbim mi kırılacak; yok mu sayılacağım? Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı? Ah, böyle olmamalı. Öyleyse, öyleyse, sahi öğrenebilir miyim? Sevgimi söyleyebilmeyi, öğrenebilir miyim? O dünyanın en güzel cümlesini, gün içinde, bir anda, çok derinlerden geldiğinde kendimde tutmayıp, bir defada... Söyleyebilir miyim? “Seni seviyorum” demeyi öğrenebilir miyim? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 FIRTINA ÇOCUKLARI burası yağmur ve deniz ülkesi özgürlük ve barışın sesi mavi ile yeşilin nikahı burada kıyıldı burada yazıldı hamsi ile mısırın aşkı fındık ile çay bu toprakta öpüştü şimdi özgürlük şimşekleri tekmeler karnını karanlığın inletir yeri göğü yıldırımlar değişim sancısıyla kıvranırken doğa aralar bacaklarını bulutlar salar suyunu aşağılara o zaman biz ıslanırız ezgisinde kemençenin yıkanırız bakışlarında hamsi gözlü güzellerin savrulurken yeşil saçları sisli kıyıların yaşarız günahlarını gizli aşkların biz fırtına çocuklarıyız ömrümüz sularda yağmurlarda geçer en çılgın aşıklarıyız doğanın deniz türküleri horon havası hamsinin hoplaması yansıtır bizi ormanların yeşil gülüşünden geçer sevgimiz deniz mavisinde yıkanır umutlarımız bütün renkleri en hızlı biz yaşarız mutluluğun resmini en güzel biz yaparız çünkü biz barış ve sevda türküleri yakan karanlıktan aydınlığa akan fırtına çocuklarıyız Ahmet İNCE Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.