Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Batman-Hasankeyf Hısn-Kayfa Dicle nehrinin güney sahilinde Diyarbakır'a Su yolu ile 110 Cizre'ye 85 km. Uzaklıktadır. Hısn kale-hisar anlamındadır. Sonradan kısaltılarak Hısn-Kayfa olmuştur Cumhuriyetin ilanından sonra Türkçe fonotiğe uydurularak Hasankeyf şeklini almıştır. Şehrin kimler tarafından kurulduğu kesinlikle bilinmemektedir. Sadece ilk çağda “CEFA“ adını taşıdığı ve bir Süryani Piskoposluğun merkezi olduğu bilinmektedir. İnşa edilidiği arazinin kolaylıkla işlenmeye müsait olması yüzünden kasabanın çevresi mağaralarla doludur. Arazinin bu müstesna kabiliyeti daha ilk devirlerde bu tabii mağaraların ilk insanlar tarafından barınma merkezi olarak kullanıldığını göstermektedir. Buna bir de Hısn-Kayfa'nın kurulduğu yerin sakeri ve iktisadi önemi eklenince kasabanın bütün ortaçağ boyunca önem ve kıymetini muhafaza etmesinde amil olmuştur. Hasankeyf Diyarbakır- Cizre yolu üzerinde Dicle nehrinin doğu kenarındadır. Diyarbakır ile Dicle'nin aşağı kısımlarında şehir ve kasabalar arasında nakliyat ilk zamanlardan beri su yolu ile yapılırdı. Diyarbakır'dan güneye doğru giden anayol Dicle vadisini takip ederdi. Bu iki neden dolayısyla Hasankeyf askeri ve iktisadi önemini asırlar boyunca muhafaza etmiştir. Diyarbakır'dan kalkan Kelekler Hasankeyf yol vermedikçe Güneye inemezlerdi. Yukarıdan gelen karayolu üzerinde de Hasankeyf aynı rolü oynardı. Bu nedenle Hasankeyf Diyarbakır-Cizre kara ve su yolları üzerindeki stratejik ve ekonomik görevini asırlar boyunca elden bırakmamıştır.... Yeniden Yaşatılması dileklerimle...
Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Mardin Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Mardin'de, farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. Mardin, İpek Yolu güzergahında olup, 5 han ve kervansaray mevcuttur. Şehrin kesme taş işçiliğiyle yapılan evleri dikkat çekmektedir. Süryani ve Ermeni mimarisinin tipik örnekleri olan bu evler ve islam mimarisinin oluşturduğu cami ve medreselerle Mardinin açık hava müzesi görünümü tamamlanmaktadır. Kente hakim bir tepede etkileyici Mardin Kalesi bulunur. Evliya Çelebi yazdığı Seyehatnamade kaleyi ve ele geçirilmesinin zorluğunu şöyle tarif eder: "Hendeği olmayan kalenin etrafı cehennem çukurunu hatırlatan derinlikte tıraşlanıp parlatılmış kayalardır. Birçok mağaraları, karanlık pusu yerleri, on sene kuşatmaya yetecek su sarnıçları vardır. Yalçınlardan inen yağmurun bir damlası heba edilmeyip kaya yollarından sarnıçlarına gider.."
Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2013 11 yıl Yazar MAŞUKİYE Kocaeli, İlimizin Doğusuda Sakarya ile sınır olan beldemiz,hem Sapanca gölünün kıyısında ,hemde Kartepe zirvesinin eteklerinde olması nedeniyle tüm mevsimleri ayrı güzellikte yaşamaktadır.Sapanca gölünde Su kayağı yapılabilmekte ve Eski Seka Kampının olduğu bölgede bir tesis bulunmaktadır.İlimizde dağ turizmi açısından çok elverişli bir konumda olan Kartepe,İzmit'in güney doğusundadır.Yüksekliği 1606 m'dir. Çam, kayın, ıhlamur ağaçlan ve rengarenk çiçeklerle çevrilmiş yoldan Kuzu Yaylası'na gelindiğinde temiz havanın, panoramik manzaranın ve vahşi doğanın birbiriyle kaynaştığı görülür.Kış sporlarının yapıldığı diğer turistlik bölgelerimizden deniz manzarasına sahip birkaç dağdan biri olması nedeniyle ayrı bir güzellik taşıyan Kartepe, yaz ve kış faydalanılabilecek bîr özelliğe sahiptir. Kartepe ormanları ve Kuzu Yaylası,günübirlik turizme'de hizmet vermekte, gelenlerin tüm ihtiyaçları karşılanmaktadır. Günümüzde bahar ve yaz aylarında gezilmeye daha elverişli olan Kartepe yapılan otel ve kayak pistleriyle kış sporları için'de ideal bir merkez haline gelmiştir.İstanbul'a 120 Km , İzmit'e 37 Km, Maşukiye'ye 17 Km uzaklıktaki Kartepe özellikle Büyük merkezlere uzaklığı,dağ yolunun sürekli açık olması ve gelenlerin her türlü ihtiyacının rahatlıkla karşılanabiliyor olması ile cazip bir merkez olmaktadır.
Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2013 11 yıl Ya birkaç gündür aklımda, böyle başlıklar altında ismi pek az geçer ama bence özel yerlerden birisidir. Özel olmasının nedeni aslında biraz da nadir olmasıdır. Birçok insan 1 km patikadan tepeye tırmanmak istemez, tırmandıktan sonra da "aman bu muymuş?" falan diye sorar ama bence öyle değil... Ben burayı seviyorum. Hoş bir havası var. Binlerce yıldır Sönmeyen Ateş YANARTAŞ - ANTALYA Olimpos'un Sönmeyen Ateşi: Yanartaş, Antalya'nın Kemer ilçesi Çıralı köyü yakınlarında küçük, tarihi ve turistik önemi olan doğalgaz kaynağı. Denize yakın manzaralı bir konumda yer alır, taşlar arasından çıkan alevler turistlerin ilgisini çekmektedir. Çıralı plajının kuzeyindeki kayalıklarda yer alan doğalgaz kaynağı, eski Yunan mitolojisi'ne konu olmuştur.Mitolojiye göre, kanatlı at Pegasus’un sırtındaki Bellerophontes, ateş soluyan canavar Kimera’yı burada öldürür. Hala yanmakta olan ateşin öldürülen canavarın ağzından çıkan alevler olduğu söylenegelmiştir. Bizanslı demirciler tarafından da kutsal sayılan bu bölgede, Hellenistik dönemde Hephaistos için inşa edildiği söylenen tapınağın kalıntıları vardır. Hephaistos demircilik zanaatıyla uğraşarak silahlar ve zırhlar üreten bir ateş tanrısı idi; dağların, özellikle de yanardağların içinde çalıştığına inanılırdı.Bazı tarihçilere göre Olimpiyat Ateşi ilk kez bu noktadan getirilmiştir. Yaz kış yanan ateşin, yeraltı kaynaklarından dışarı sızan doğal metan gazı olduğu belirtiliyor. Bir ismi de ‘Poseidon’un sönmeyen ateşi’ olarak anılıyor. Not: Bu arada buraya gidecekseniz, gece gitmeye gayret edin. Gece daha bir güzel çünkü... Yanınıza el feneri ya da kafa lambası almayı unutmayın, çoğunluk terlikle gider ama bence kapalı bir spor ayakkabı giymek daha mantıklıdır. Yokuş yukarı çıkarken belki sorun olmaz ama inerken soruna neden olabiliyor. 1 km kadar toprak, çakıl taşlı ve dik bir yol kullanacaksınız. Bu nedenle alkolu çok kaçırmamaya da ayrıca özen gösterin derim. Nasıl Gidilir?Kemer ilçesi’ne bağlı Ulupınar Köyü’nün en büyük mahallesi olan Çıralı, Antalya’nın yaklaşık 70 km batısında. Deniz seviyesinden 180 m irtifadaki Yanartaş’a ulaşmak için Çıralı sahilinden yola koyulmanız gerekiyor. Yanartaş; Çıralı kumsalının kuzey ucunda, Yangılıdağ eteğinde bulunan Yanartaş tabelasından girince, sahilden 3 km içerde bulunuyor. Ancak yolun yarısını araçla gidebilirsiniz. Aracı bıraktığınız yerden sonra hafifçe yükselerek giden patikadan 20-30 dakika ilerlemeniz gerekiyor. Yer yer daralıp dikleşen yolun sonunda ulaşılan Yanartaş, ağaçların seyreldiği meyilli, kayalık bir zeminde.
Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2013 11 yıl Yazar ANIT KABİR Burası neresidir, nasıl gidilir, Nedir ne değildir v.b. açıklamaları yapamayacağımdan .. yapmaya yüreğimin el vermediği.. fakat gerçekten aklı başında bir birey "insan" 'ın sonsuz şükranlarını ileteceği tek adres! Yer: Malesefki BUGÜN'kü ANKARA!
Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2017 8 yıl Sizlerde; Gittiğiniz, gördüğünüz, sevdiğiniz, hayran kaldığınız ülkemiz güzelliklerini bizimle paylaşırmısınız? Burası çok hoşuma gitti bende gittiğim yerleri bundan sonra buraya yazacağım... elinize sağlık
Gönderi tarihi: 9 Nisan , 2019 6 yıl Admin 29 dakika önce, hesta dedi: Sazova parkı - eskişehir Bir gün mutlaka göreceğim Öneri için teşekkürler...
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2024 Tem 23 Tokat Ballıca Mağarası Ballıca Mağarası, bilinen diğer adıyla İndere, Karadeniz Bölgesi'nde, Tokat'ın ismini de verdiği Ballıca köyünde bulunan mağaradır. Oluşumu yaklaşık 3,4 milyon yıl önce başladığı tahmin edilen Ballıca Mağarası yaklaşık 680 metre uzunluğunda 90 ile 94 metre yüksekliğindedir. Toplamda 5 kat ve 9 salondan oluşan ve günümüzde hâlen bazı bölümlerde oluşum devam eden mağarada yaz ve kış ortalama sıcaklık 17-24 derece arasında olup ortalama nem %55'i aşmaktadır. Mağara içinde bulunan pırasa ve makarna şekilli sarkıtlar, sütunlar, soğan sarkıtlar, dikitler, havuzlar, mağara gülleri, mağara incileri ve ebruları ülke ve dünya açısından güzel örneklerdir. Türkiye'de soğan sarkıtların bulunduğu tek mağaradır. Dikitsiz sarkıtların bulunması diğer mağaralardan farklı yanıdır. Mağaraya girdikten sonra 19 m yukarı çıkılmakta, 75 m aşağıya inilmektedir. Dünyanın en büyük mağaraları arasında yer alan mağara, 1995'ten bu yana ziyarete açıktır. Tokat merkeze 33 km, Pazar ilçesine 8 km mesafededir. Mağaraya 70 m yakınlıkta otopark bulunmaktadır. Ziyaretçi sayısı 2000'de 55 bin, 2006'da 60 bin, 2017'de 110 bin kişidir. Mağara, 2019'da UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklendi. Türkiye'deki 28 Jeolojik Miras Alanı'ndan birisidir. 2007 yılında 483 ha alan ile birlikte Tabiat Parkı ilan edilmiştir. Mağara koloniler halinde cüce yarasalar bulunur. Bu mağara dünyada sadece ik yerde olup biri Türkiye - Tokat'ta dır. Bir diğeri de Fransa'da bulunmaktadır. Bu nedenle mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Hazır Tokat'a gitmişken bir de Tokat kebabı yemeden de dönmeyin derim.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.