Φ irinçköl Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2013 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2013 Hakan Aksay'ın T24 sitesi için kaleme aldığı yazısında Nazım Hikmet'in biri 'unutulmuş' biri de Fransız komünist Henri Martin için yazılmış ve bilinmeyen iki şiirine yer verdi.Unutulmuş şiirin öyküsü Hakan Aksay'ın yazısında yer alan bilgilere göre, Melih Güneş, Nâzım Hikmet’in 1921-1961 yılları arasını kapsayan şiirlerinden seçerek oluşturduğu, 1961 yılında Rusça yayımlanmış kitabını incelerken Türkçe son baskılarda göremediği “Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları” bölümündeki bir şiirinin, Ekber Babayev’in hazırladığı Sofya baskılarında olduğunu fark ediyor. Şairin kendi seçtiği şiirlerinden oluşan Rusça kitapta, Senin Adını Kol Saatımın Kayışına Tırnağımla Kazıdım ile Bugün Pazar şiirlerinin arasında yer verdiği 1938 tarihli şiir, Aydın Aydemir'in yazdığı 1970 yılında basılan Nâzım kitabında da bulunuyor. Şiir Nâzım Hikmet’in sağlığında basılan, iki ciltlik İtalyanca çevirilerin Poesie cildinde ve SSCB’de Rusça basılan Şiirler ve Uzun Şiirler kitabında da yer alıyor. Türkiye ’de önce 1946 yılında, Orhan Burian’ın Kurtuluştan Sonrakiler adlı kitabında ve kitabın yeni baskısında da görülüyor. Daha sonra şairin toplu eserlerinde kendine yer bulamayan bu şiir, uzun yıllar sonra şimdi hayat buluyor: Sana fevkalâde mühimbir fikir söyliyeyim:Yerine göre değişiyor insanın huyu.Ben burada dehşetli seviyorumKapımın sürgüsünü açıpduvarlarımı yıkan uykuyu.Sanki bir dost elinin itişiyle-hani o beylik benzetişiyle-girer gibi rahatılık bir suyabırakıyorum kendimi uykuya.Rüyalarım mükemmel:Hep dışardayım.Kâinat güneşli, kâinat güzel.Rüyalarımda daha bir kerre bile hapis olmadım,bir kerre bile dağdan?yuvarlanmadım uçuruma.“Uyanışların korkunç oluyor ama”diyeceksin.Hayır, karıcığım,rüyanın payını rüyaya verecek kadarcesaretim var. 1 Alıntı
Φ irinçköl Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2013 KAYIP ŞİİRİ Aksay 'kayıp' şiiri ise şöyle aktarıyor:Gelelim “Henri Martin'in Sesi”ne. Şiir kayıp. Yani Türkçesi yok. Lev Oşanin'in çevirisiyle Rusçası 21 Ağustos 1951 yılında bir Sovyet gazetesinde (Literaturnaya Gazeta, yani Edebiyat Gazetesi) yayımlanmış.Melih, Vera Tulyakova Hikmet Arşivi’ndeki 60 yıllık gazete küpürleri arasında rastlamış şiire. Nâzım'ın Dünya Gençler ve Öğrenciler Festivali’ne katılmak üzere Berlin’e yaptığı ziyarette, Fransa ve destekçilerinin, Vietnam ve destekçilerine karşı savaş açtığı Birinci Hindiçini Savaşı kahramanlarından, o yıllarda tutuklu bulunan ve Picasso, Sartre gibi isimlerin de destek verdiği Henri Martin için yazdığı bir şiir bu. Melih Güneş'in "anlamsal çevirisi" ile sunuyoruz:HENRİ MARTİN’İN SESİSen buradasın Henri MartinTürkülerle ve bayraklarla karşıladık seniArkamızda bütün BerlinTürkülerimiz gençliğin türküsüydüyaşamın türküsübarışın türküsüalnına çizgi, saçına ak düşmemişlerin türküsü.Güvercinler havalandı bayraklarımızın gösterdiği yoldan gökyüzüne.Sen önümüzdeydin, yakışıklı ve yürekli,Deniz gibiydin, deniz misali güneşin ışıltısındaBizse kıyıydık, dağlardık,fırtınalı ve güçlü bir rüzgâr gibi haykıransesinle gürleyen bir ormandık.Konuştun bizimle.Biliriz sesini biz senin.Yüzünü bildiğimiz gibi en yakın dostumuzun,biliriz sesini Henri Martin.Sesin dedi ki bize:“Fırsat vermeyin kardeşlerimizi öldürmelerine,Çekip çıkarın onları hapisane duvarlarından”Biliriz sesini biz senin kardeşim,O ses...O ses öyle bir şeydi ki...ölüm hakimlerinin yüzüne inen bir tokat gibiydi.Ve hükümden sonra sevdalın seninbir tüy gibi narin,başladı ağlamaya.Senin erkekçe sesinokşadı onu şefkatli bir sitemlesüngülerin arasından,demirden çember örmüş olan süngülerin...Dedi ki sesin senin:“Tut gözyaşlarını asker karısıgösterme düşmana”Biliriz sesini biz senin Henri Martin.Biz ki doğruya kulak verenlerdenizbiz ki hakkımız var sevdalanmaya, çocuklar doğurmaya, yaşlanmaya,huzurlu bir ihtiyarlığa,yanıbaşımızda oynayan torunlarla...Biz ki, ne öldürmek ne öldürülmek isterizBiliriz sesini biz senin Henri Martin, avcumuzun içi gibi.Sen buradaydın Henri Martin,burada, Berlin’de, herkesin gözü önünde.Ağustos’un beşinde bu bin dokuz yüz elli bir yılının.Biz siyahı, sarısı, beyazı, yüz dört ülkeden delikanlı ve kız,dinmeyen alkışlarla karşıladık senitürküler ve yükselen bayraklarla,sana çiçekler sunduk.Ve iki kat daha fazla sevdik biz Fransa’yıanaların nice bahadırlar doğurduğusenin gibi... 1 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.