Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2013 12 yıl İstanbul, Bursa ve galiba Konya'da üç mahkemede benim meşhur Nefret Suclari yazısına ilişkin dava açmışlar. Bugün Selçuk Sulh Cezada üç dava için talimatla ifademi aldılar. Aşağıdaki ölümsüz mısraları üç defa okuyup copy-paste ettik. Hakim, kâtip ve mübaşir gülmemek için canhıraş çaba gösterdiler. Sanık ifadesi Muhammed adlı şahıs, kâinatın yaratıcısı olan yüce tanrı ile, neuzubillahi teala, iletişim kurduğunu ve ondan bir kitap aldığını iddia etmiştir. Benim vicdanî ve dinî kanaatime göre bu davranış küfürdür ve küfürlerin en büyüğüdür. Buna rağmen ben Muhammed adlı şahıstan ve onun övücülerinden şikâyetçi değilim. Herkes, başkasının haklarına tecavüz etmedikçe, dilediği yanlışa inanma ve dilediği hurafeyi hakikat sayma hakkına sahiptir. Adı geçen şahıs, haşa sümme haşa, kâinatın yaratıcısı ile girmiş olduğunu iddia ettiği iletişim sayesinde, daha önce silik bir tüccar iken, kısa sürede bütün Arabistan’ıkapsayan siyasi egemenliğe kavuşmuş, aynı zamanda 30.000 kişilik ordular sevk edecek mali kaynakları elde etmiştir. Yine “peygamberlik” iddiasına istinaden, hadis ve siyer kaynaklarının bildirdiğine göre, toplam en az onbir eş ve iki nikâhsız cariyeye sahip olmuştur. Dolayısıyla, adı geçen şahsın tanrı ile kurmuş olduğunu iddia ettiği iletişim sayesinde, siyasi, mali ve cinsel menfaat elde ettiği, aksi iddia edilemeyecek bir tarihî olgudur. Menfaat elde etmek suç değildir; ahlaken her zaman ayıplanan bir davranış da değildir. Dolayısıyla, Muhammed adlı şahsın “peygamberlik” iddia ederek menfaat elde ettiğini söylemek, ona suç veya ahlakdışı bir davranış isnat etmek anlamına gelmez. Ahlaki yargılardan bağımsız bir tarihi olguyu ifade eder. Buna rağmen ben, bazıinsanları rahatsız edebileceğini düşünerek, iddia konusu yazımda bu tarihi olguları ileri sürmedim. Muhammed adlı şahıs şöyledir veya böyledir gibi bir ifadeden dikkatle kaçındım. Ancak, eğer Muhammed’e ilişkin bu olguları ifade etmek isteyenler varsa, bunun onların en doğal hakkı olduğunu ve bu hakkın tecavüzkâr kişi ve zümrelere karşı kamu eliyle korunması gerektiğini belirttim. Bunun aksini iddia edenlerin, temel hukuk terbiyesinden yoksun cahil kişiler olduğu kanısındayım. Tarihi ve hukuki olgularısöylemek, birtakım kişilerin duygularının veya önyargılarının incinmesine yol açabilir. Bu üzücüdür. Ancak bundan hukuki anlamda bir zarar veya bir hak türetmenin, medeni bir hukuk sisteminde, mümkün olamayacağı kanaatindeyim. Olguları söyleme hakkını birtakım kişilerin hisli duygularını incitmeme şartına bağlamakla elde edilebilecek herhangi bir kamu yararı bulunduğunu da tahmin etmiyorum. 3 weeks ago, Sevan Nisanyan tarafından yayınlandı
Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2013 12 yıl Seval Nisanyan,sadece Islam karsiti degil ayni zamanda Türkiye Cumhuriyeti karsiti birisidir.Yani bu soykirim yalanlarina ortak olan bir isimdir.Herkes tabii ki birseyleri özgürce düsünme hakkina sahiptir.Ancak Isa'yi Tanri'nin oglu olarak kabul eden Sevan Nisanyan'in Peygamber Muhammed icin o sekilde konusmasi yakisiksizdir.Nisanyan eger o kadar cesursa önce kendi inancindaki saplantilara karsi savas acmalidir.cünkü o bir hiristiyandir önce kendi inancindaki sacmaliklara karsi mücadele vermeli ve sonra sira Muhammed'e gelmelidir.Ben böyle düsünüyorum. Yani Tanri'yi Meryem'le izdivac yaptirip Isa'yi dogurtanlarin Muhammed'e dil uzatmaya haklari yoktur.Cam köskte oturanlar baskalarina tas atmamalidir. saygilarla
Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2013 12 yıl Yazar Seval Nisanyan,sadece Islam karsiti degil ayni zamanda Türkiye Cumhuriyeti karsiti birisidir.Yani bu soykirim yalanlarina ortak olan bir isimdir.Herkes tabii ki birseyleri özgürce düsünme hakkina sahiptir.Ancak Isa'yi Tanri'nin oglu olarak kabul eden Sevan Nisanyan'in Peygamber Muhammed icin o sekilde konusmasi yakisiksizdir.Nisanyan eger o kadar cesursa önce kendi inancindaki saplantilara karsi savas acmalidir.cünkü o bir hiristiyandir önce kendi inancindaki sacmaliklara karsi mücadele vermeli ve sonra sira Muhammed'e gelmelidir.Ben böyle düsünüyorum. Yani Tanri'yi Meryem'le izdivac yaptirip Isa'yi dogurtanlarin Muhammed'e dil uzatmaya haklari yoktur.Cam köskte oturanlar baskalarina tas atmamalidir. saygilarla Seval Nisanyan, dogustan kendisine verilen bir koken olarak Ermeni olabilir. Ermeni olmak onun hak ve ozgurlugudur. Ermeni milliyetciligi ise baska bir seydir. Zaten dunyada nicelik olarak iki ibrahimi dinden sonra gelen ateizmin sayisinin coklugu, bireylerin boyle mantiksal olabilirlik olasiligi olmayan masallara, efsanelere, mitolojilere v.s. inanmamis olmalari. Hristiyanliktaki, bir kadinin erkek ile cinsi bir iliski kurmadan cocuk dogurmasi da ayni mantiksal olabilirlik olasiligi disindadir. Yalniz, S.N. 'in dogumundan sonra aldigi din hristiyanlik ta olabilir. Bugun ise bu dine ihtiyac duymamaktadir. Senin elinde onun hristiyan olduguna dair ya da hristiyan inanci tasidigina dair bir belge var mi? Unutmamak gerekir ki, her dini inancta mutlaka mantiksal olabilirlik olasiligi olmayan bulunmaktadir. Aksi zaten din olmaz, tarih olur.
Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2013 12 yıl Sevan Nisanyan müslüman olmadigina göre ya hiristiyandir ya da Ateisttir ancak hickimsede kendi gibi olmayanlarin inanclarina kutsal degerlerine saldiri hakki yoktur.Muhammed'i kabul etmeyebilir,onun getiridigi inanc prensiplerine inanmayabilir bu onun ve de herkesin en dogal hakkidir ancak saygi ve adabi unutarak söylenen sözler kisilerin yapilarini anlatir.Seval Nisanyan Ermeni veya degil önemli degil öenmli olan onun milyonlarca insanin kutsal degerlerine hakaret etme hakkini kendinde bulabilmesidir.Düsünün ki sözleri sarfederken birisi onun ERMENI oldugunu ona farkli bir sekilde ifade edebilirdi ama kimse etmemis demekki onu dinleyenler ondan daha saygiliymislar.Seval Nisanyan'in calistigi gazete Türk düsmanligi ile taninir. saygilarla
Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2013 12 yıl Yazar Sevan Nişanyan yalnız değildir - imza kampanyasi Sevan Nişanyan yalnız değildir!Sevan Nişanyan’ın İslam mitolojisini İslamcılar gibi yorumlamıyor diye 13, 5 ay cezaya çarptırılmasını protesto ediyoruz. Ayrıca Fazıl Say’ın Ömer Hayyam şiirinden dolayı cezalandırılmasından sonra, yazar, dilci ve araştırmacı Nişanyan’ın cezalandılması Türkiye’de Sünni İslam toleranssızlığının sadece yaygınlaştığını değil devlet kademesinde resmi görüş haline geldiği anlaşılıyor. İsveç'te Süryanilerle bir araya gelen Bakan Bağış’ın İsveç parlamentosunun soykırım kararını mastürbasyon deme edepsizliğini de bu çerçevede görmek gerekir. Ayrıca son günlerde Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Temsilcisi Necati Abay 11 yıl 3 ay hapis cezasına, Azadiya Welat gazetesinin eski Yazı İşleri Müdürü İbrahim Güvenç 10 yıl 3 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılması, ifade özgürlüğü açısından yeni sınırlamaların işaretlerinden sayılmalıdır.13 Mayıs 2013 tarihli Hürriyet gazetesinde, Mehmet Y. Yılmaz’ın Kültür Bakanı’nın anlattığı fıkra başlıklı makalesinden öğrendiğimize göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, akil İnsanlar buluşmasında Kültür bakanı Ömer Çelik’in Tanrıyı kastederek İftiraya ben bile bir şey yapamam, bana da İsa’nın babası diyorlar şeklinde anlattığı fıkra, alaycı gülüşmelere neden olmuştur.Dünya çapında milyarlarca Hıristiyan’a hem hakaret hem de Hıristiyan görüşünü tahrif eden ve kutsal üçlü hakkında bu terbiyesiz görüşleri söyleyen AKP'li bakan ve onu destekleyen Erdoğan’ın hem de sözüm ona barış için akil adamlar toplantısında bu konuşmaya kimsenin bir şey dememesi Erdoğan’ın Ezidi, Alevi, Zerdüşt ve benzeri dinlere hakareti ortadayken Nişanyan’ın sadece ve sadece İslami mitolojiyi aynen kabul etmek mecburiyetinde olmadığını açıklamasına verilen bu fahiş ceza T”C” de İslami tahammülsüzlüğün şiddetini gösteriyor.Biz aşağıda imzası olanlar olarak bu kararın derhal kaldırılmasını talep ediyor ve benzeri engizisyon kararlarına yenilerinin eklenmemesini talep ediyoruz. Sevan Nişanyan’a hayat güvencesi verilmesini istiyor ve anayasada yazılı fikir özgürlüğünün tam desteklenmesini talep ediyoruz.Fikir hürriyet ve din hürriyeti ve bu arada dinleri eleştirme hürriyeti insanların doğuştan hakkidir. İslamcı terörün yaygınlaştığı bir dönemde bu tip kararların ayni zamanda teröristlere cesaret verdiğini ve dünya barışını tehdit ettiğini bir kez daha belirtiyoruz.Dünyadaki tüm duyarlı insanları bu saçma karara karşı seslerini yükseltmelerini talep ediyoruz.Sevan Nişanyan, Fazıl Say, Necati Abay, İbrahim Güvenç ve düşüncelerinden dolayı baskıya maruz kalan dostlarımıza sahip çıktığımızı ilan ediyoruz. Bize katılın, sesinizi yükseltin, zira orada söz konusu olan hepimizin onuru ve geleceğidir.İsmail BeşikçiFikret BaşkayaAli NesinSait Çetinoğluİbrahim SevenAdnan Chalma KulhanAbut CanKenan ArazErol ÖzkorayRagıp ZarakoluAhmet AbakayAttila TuyganAhmet ÖnalMuzaffer ErdoğduAram BudakNadya UygunRüstem AryalMurat KuseyriSait EserFikri GöksalShabo BoyacıGaro KaprielyanHilda SıradağKermo ReadaRecep MaraşlıHovsep HayreniShabo AkgülFerit AltınsuMusa KonaçBasim Altundağ BarheSabri YıldızSimon BarmanoYohan MackayRumeSelay ErtemZeynep TozdumanHanna KerkinniDikran EgoPınar ÖmeroğluSerdar koçmanFatima akalınMahmut KonukRamazan GezginSezai SarıoğluA. Aydın DoğanGüngör ŞenkalDr. Ali KılıçTemel DemirerSibel Özbudun docs.google.com/forms/d/11VFW
Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2013 12 yıl Fazil Say ile Sevan Nisanyan'i ayni kategoride görmek dogru degildir. Fazil Say insanlarin inanclarina hakaret etmemistir.900 yil önce yazilmis olan ve tamamen din istismarcilarina yönelik misralari tekrarlamistir.Bu dine hakaret degildir.Sevan Nisanyan milyonlarca insanin inancinin temel diregi olan peygambere hakaret etmistir.Listede isimleri olanlarin genelinde Ermeni ve Kürt kökenli olanlarin zaten amaclari bellidir. saygilarla
Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2013 12 yıl Ne demistik,hic kimse bir digerinin inanclarina hakaret etme hakkina sahip degildir.Hakaret fikiri özgürlügüde degildir.Simdi isimize gelmedigi zaman yapilan hakaretleri fikir özgürlügü kilifina sokusturmaya calisiyor ama bize yapilan hakareti cezasiz kaldi diye elestiriyoruz. Bakan Bagis'in soykirim adi altinda TÜRK ULUSUNA giydirilmeye calisilan bu insanlik sucu icin kullanmis oldugu sözcük adaba aykiri olabilir ancak hakli oldugunu da kimse inkar edemez.Tarihi carpitarak,birtakim sinsi emeller ugruna birtakim ne idügü belirsiz ismi satin alarak bir soykirim yalani ile ortaya firlamak bir millete yapilacak en büyük hakarettir bu na kimsenin hakki olmamalidir ve bu fikir özgürlügü degildir. Kültür Bakanina gelince onun anlatmis oldugu fikra kimlerde rahatsizlik yaratmistir,Isa'ya inananlarda.Demek ki rahatsizlik yaratan bir söz fikir özgürlügü degildir.Fikir özgürlügü kisinin kendi görüsünü özgürce aciklamasidir,hakaret ise bir inanc sisteminin temel diregine yapilan saldiridir.Sevan Nisanyan bunu yapmistir.Fazil Say insanlarin inanclarini sömürenlere karsi Ömer Hayyam'in yazmis oldugu bir siirden alinti yapmistir yani kimsenin dinine inancina hakaret etmemistir.Bu önemli ayrintiyi görmezden gelerek Fazil Say ve onun gibi haksizca cezalandirilmis olanlari kasitli olarak inananlara hakaret edenlerle bir tutmak cok yanlis bir adimdir. saygilarla
Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2013 12 yıl Aslinda,Atatürk ve Cumhuriyet karsitlarinin kimleri referans alarak tartistiklari,yorumladiklari bilinmektedir cünkü onlarin tek kaynaklari SEVR yandaslarinin,Ermeni yandaslarinin,Türk karsitlarinin ileri sürdükleri ve tamami kisisel görüsten öteye gecemeyen bir sürü abuk subuk iddialarin kitaplastirilarak piyasaya sürülmesi ve belirli cevreler tarafindan da bu kitaplarin okunabilmesi icin müthis bir cabanin verilmesi ile ortaya cikan iftiralardir. Sevan Nisanyan da bu yöntemle meshur olmus,Islam,cumhuriyet ve Atatürk karsiti görüslerinin belirli ve hedefleri bilinen cevreler tarafindan ayetlestirilerek kendisine "aydin"maskesi taktirilmis birisidir. Özellikle,Atatürk ve Cumhuriyet karsitligi yaparak yikici faaliyetler icinde olan ve bunlarida fikir özgürlügü kapsamina sokmaya caiisanlarin önemli cogunlugunun Ermeni veya soylarinin Ermenilikle iliskisi olanlarin olmasi cok ilginctir.Bunlar her firsatta cumhuriyete,Atatürke karsi akil almaz saldirilarla gündeme otururken arkalarinda bir goygoycu takiminida peslerinde tasirlar. Adina ister Ermeni düsmanligi densin,ister baska sey önemli degil ama 90 yildir,din simsarlarinin yani sira bazi Ermeni ve Kürt ismin cumhuriyete ve Atatürke karsi nasil bir yikici calisma icinde oldugunu olaylar ortaya ciktikca ve kisiler tanindikca daha iyi anlasiliyor. Türk ulusu'nun Istiklal Marsi icin "irkcilik iceriyor nasil saygi duyayim"diyen kisi ile,"Muhammed denen kisi,Allahi kullanarak maddi ve cinsi menfaat sagladi""Türkiye Cumhuriyeti gayri mesru bir devlettir"diyen kisiler bence ayni hedefe yönelmis ve hedeflerinde Türkiye Cumhuriyeti'nin yikilmasi olan kisilerdir. saygilarla
Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2013 12 yıl Yazar Fazil Say ile Sevan Nisanyan'i ayni kategoride görmek dogru degildir. Fazil Say insanlarin inanclarina hakaret etmemistir.900 yil önce yazilmis olan ve tamamen din istismarcilarina yönelik misralari tekrarlamistir.Bu dine hakaret degildir.Sevan Nisanyan milyonlarca insanin inancinin temel diregi olan peygambere hakaret etmistir.Listede isimleri olanlarin genelinde Ermeni ve Kürt kökenli olanlarin zaten amaclari bellidir. saygilarla Yazi yukaridadir. Hakaret yazinin neresinde var, gosterir misin? Ayrica konu mukayese de degildir. Acilan davalarin ayni gerekce tasimasidir.
Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2013 12 yıl Yazar Ayrica S.N'in hristiyan oldugunadair senden bir belde istemistim. Ortada bir hakaret yoktur. Varsa gostermen gerekir.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.