Φ Antonio_McCarty Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 nur cemaati ve nurculuk ilginç konular.Yıllardır onların içinde yaşıyorum malesefki! Said Nursi'yi takip eden bu insanlar gece yarısı zorla namaz kıldıran(belki inanmıyrm neden kılmak zorundayım ki!)Zorla kitap okutmalar zorla kapatmalar gecenin bir yarısı uyandırıp Tanrı'ya dua etmeler... Toplantılarından birinde bana somut örnekler verin diye atılmıştım. Onu geçtim sırf Tanrı dedim diye görmediğim muamele kalmadı. İnsanı dinden soğutan yobazları ve onun arkasından gelen insanları hangi tutanakla savunuyorsunuz gerçekten ilginç... Onların arasından sıyrıldığıma gerçekten memnunum. Umarım insanlar gerçekleri bir an önce görür....Dönem insan beynini yıkama olmuş. Bizlerde kör! Ne zaman uyanacak bu insanlık. Manevi duyguları sömüren insanlardan ne beklenebilir ki? Tanrı'yı yok eden de insanlardır var edenlerde. Bırakın insanlar inanmak istediğine inansın. Nurculuğun çökmesi dileğiyle.... iyi de niye onların içinde yaşıyodun bi zorunluluk mu söz konusuydu? al o zaman yıllardır onların içinde yaşamıyan ama bi kaç sefer aralarında bulunan ve bir kaçtene arkadaşı olan ben söylediğin hiç birşeyin doğru olmadığına eminim... e diyelim ki dediğin gibi olsun ortamı beğenmiyen senin gibi yıllardır içinde olduğu toplulluğu rahatça bırakır (sen bırakmamışsın) yani hiç bir zorlama söz konusu olamaz. bununla birlikte insanı dinden soğutan yobazların var olduğunu da kabul ediyorum ama emin ol ki bunlar bulunduğu yerde fazla barınamaz tıpkı senin gibi... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Genellemeye gerek yok... Bu adamlar robot değil;bu şekilde sert üslubu olanlar vardır, inanırım;ama ben o kadar samimi olanlarını gördüm ki bir çok insana insanlığı öğretirler... Alıntı
Φ Antonio_McCarty Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Genellemeye gerek yok... Bu adamlar robot değil;bu şekilde sert üslubu olanlar vardır, inanırım;ama ben o kadar samimi olanlarını gördüm ki bir çok insana insanlığı öğretirler... değil mi niye hiç iyi yanlarına bakmıyoruz? Alıntı
Φ NıEtZsChE Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 merak etme arkadaşım bende meraklı değildim onlara... belli bir bilinçe ulaşana kadar beklemek şart üstelik benim aile gibi bir ailede sende olsaydı görürdüm ben seni. 16 yaşında bıraktım o cemaati.... şimdi 17 yaşındayım ve evimden yuvamdan ayrıyım... hepsi nur cemaati dediğin insanlar yüzünden oldu....******* Alıntı
Φ Antonio_McCarty Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 üzüldüm ama yuvandan ayrılman için yaşın daha çok küçük buna sebp olanların allah eminim ******* verir ama ben komple bi cemaati suçluyamam... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 merak etme arkadaşım bende meraklı değildim onlara... belli bir bilinçe ulaşana kadar beklemek şart üstelik benim aile gibi bir ailede sende olsaydı görürdüm ben seni. 16 yaşında bıraktım o cemaati.... şimdi 17 yaşındayım ve evimden yuvamdan ayrıyım... hepsi nur cemaati dediğin insanlar yüzünden oldu....******* Olayı tam olarak anlatabilir misin yoksa fazla özele mi giriyor konu??? Alıntı
Φ NıEtZsChE Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 öncelikle haklısın bir an sinirlendim o yüzden tüm cemaati suçladım napıyım çok çektim onlardan:) yok fazla özele girmiyor. sadece babamla anlaşamadık ve son çare bu kaldı. belki yanlış bi şeydi ama en azından şimdi sewediğim insanlar arasnda değilim. =)sadece kardeşimi ve annemin yemeklerini özledim... sewgilerimle... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Özellikle sordum çünkü bu tarz olayları önceden de duymuştum;genellikle toplumsal ön kabul ve gençlerin(yani bizlerin) akan deli kanından kaynaklı bir olay aslında... Saygılar... Sevgiler... Alıntı
Φ NıEtZsChE Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 asiyim ben geri döncem ama tabi önce o cemaate bir daha dönmeyeceğime ikna olmalıyım... Alıntı
Φ botan Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 Bediüzzaman saide kurdi yıllar öncesinden bugünleri görmüş vezaman kavramının üzerinde görüşleri olduğu için bu isim kendisine verilmiştir. Alıntı
Φ xprensesx Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 sayın botan kürdi değil... o mübarek insan tüm türkye için savaşmış.. tbmm'e gidip konuşmuş bir insan.... kürt değil.. sayğılar Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Bediüzzaman saide kurdi yıllar öncesinden bugünleri görmüş vezaman kavramının üzerinde görüşleri olduğu için bu isim kendisine verilmiştir. sayın botan kürdi değil...o mübarek insan tüm türkye için savaşmış.. tbmm'e gidip konuşmuş bir insan.... kürt değil.. sayğılar Abdülhamit kendisini Akıl Hastahanesine def etmiştir. Abdülhamit'in en takdir ettiğim dorğu hareketlerinden birisidir... Çok güzel bir teşhis yapmış doğrusu... Alıntı
Φ botan Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Abdülhamit kendisini Akıl Hastahanesine def etmiştir.Abdülhamit'in en takdir ettiğim dorğu hareketlerinden birisidir... Çok güzel bir teşhis yapmış doğrusu... eğer sırf onu tımarhaneye gönderen zihniyet hala var olmasaydı bugün T.C bu halde olmazdı zaten arkadaşlar... ayrıca saide kurdidir kürt olması bütün ülkeyi temsil etmesine engel değildir ona bakarsanız ATATÜRK'türktür ama kürtlerinde yaşadığı bu ülkenin kurucusudur::: Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 eğer sırf onu tımarhaneye gönderen zihniyet hala var olmasaydı bugün T.C bu halde olmazdı zaten arkadaşlar... ayrıca saide kurdidir kürt olması bütün ülkeyi temsil etmesine engel değildir ona bakarsanız ATATÜRK'türktür ama kürtlerinde yaşadığı bu ülkenin kurucusudur::: Bir dakika... Said-i Nusi hangi sıfatla Türk Milletini ya da Ülkesini temsil edecekmiş? M. Kemal Atatürk ile Nursi denen adamı aynı kefeye mi koyuyorsunuz yani? Daha neler... Oldu olacak Che Guavera ile de Tayyip'i bir tutaydınız... Alıntı
Φ botan Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2007 M. Kemal Atatürk ile Nursi denen adamı aynı kefeye mi koyuyorsunuz yani? Daha neler... ben bir tutuyorum diye birşey demedim bazı arkadaşlar öyle söylemler kullanmışlarki sanki bu ülkeyi bir kıürt temsil edemezmiş gibi zaten ATATÜRK'ün kulvarı ayrı SAİD-İ KURDİ'nin kulvarı ayrıdır. Alıntı
Φ xprensesx Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 arkadaşlar ben said nursinin kürt olmadığını ısrarla söylüyorum... ayrıca atatürk ve said nursi aynı tbmmde beraber olmuşlarıdr.. evt kulvarlar farklı .... ama said nursiye milletvekili olması için ısrar edilmiştir????? Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 bediüzzaman said nursi hz. den sözler Tevhid tevhid, en ehemmiyetli ve en halavetli ve en yüksel bir vazife-i kudsiye ve bir fariza-i fıtriye ve bir ibadet-i imaniyedir. İnsan bir yolcudur. Sen burada misafirsin. Ve buradan da diğer bir yere gideceksin. Misafir olan kimse, beraberce getiremediği birşeye kalbini bağlamaz. Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. Ve keza, bu fani dünyadan da çıkacaksın. Öyle ise aziz olarak çıkmaya çalış. İnsan ve vazifesi Kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz olabilirsin. İnsan ebed için yaratılmıştır. Onun hakiki lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umur-u edebiyedir. Dünya hayatı Hayatın lezzetini, zevkini isterseniz hayatınızı imanla hayatlandırınız ve feraizle ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz. Gençlik Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslamiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik manen baki kalacak ve edebi bir gençlik kazanmasına vesile olacak. Dünyada gençliğe muhabbet, yani ibadette gençlik kuvvetini sarf etmenin neticesi: dar-ı saadette edebi bir gençliktir. Yalnızca Allah'a dayanıp güvenmek Ey insan! Eğer yalnız Ona abd olsan, bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın. Eğer ubudiyetten istinkaf etsen, aciz mahlukata zelil bir abd olursun. Her kim kendisini Allah'a malederse, bütün eşya onun lehinde olur. Ve kim Allah'a mal olmasa, bütün eşya onun aleyhinde olur. Allah'a mal olmak ise, bütün eşyayı terk ve her şeyin Ondan olduğunu ve Ona rücu edeceğini bilmekle olur. Allah'a hakiki abd olan, başkalarına abd olamaz. Madem her yer misafirhanedir. Eğer misafirhane sahibinin rahmeti yar ise, herkes yardır, her yer yarar. Eğer yar değilse, her yer kalbe bardır ve herkes düşmandır. İmanın kazandırdıkları Ey insan! Senin nokta-i istinadır ancak ve ancak Allah'a olan imandır. Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi, ruhu tavahhuş eder; vicdanı daima muazzeb olur. İmana gel ki, elemden emin olasın. Kadere teslim ol ki selamette kalasın. İnsan eğer kesrete dalıp kainat içinde boğulup dünyanın muhabbetiyle sersem olarak fanilerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa, elbette nihayetsiz bir hasarete düşer. Hem fena, hem fani, hem ademe düşer. Hem manen kendini idam eder. Eğer insan-ı Kuran'dan kalb kulağıyla iman derslerini işitip başını kaldırsa, vahdete müteveccih olsa, ubudiyetin miraciyle arş-ı kemalata çıkabilir. Baki bir insan olur. Dine hizmet Dine hizmet ederken müspet hareket etmek ve menfi hareketlerden kaçınmaktır. Bizim vazifemiz müspet hareket etmektir, menfi hareket değildir. Rıza-i İlahiye karışmamaktır. Bizler aşayişi muhafazası netice veren müspet iman hizmeti içinde her yıl bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz. Kardeşlerim! Hastalığım pek şiddetli, belki yakında öleceğim veyahut bütün bütün konuşmaktan, bazen men olunduğum gibi men edileceğim. Onun için benim nur ahiret kardeşlerim, ehven-ü şer deyip bazı biçare yanlışçıların hatalarına hüçum etmesinler. Daima müspet hareket etsinler. Menfice hareket vazifemiz değil. Çünkü dahilde hareket menfice olamaz. Nefis Ey nefsim! Deme 'zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle şarhoştur.' Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşeri, fakr-ı insani değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor. Şeytanın mühim bir sinsi planı, insana kusurunu itiraf ettirmektir, ta ki bağışlanma ve Allah'a sığınma yolunu kapasın. Hem nefsi insaniyetinin enaniyetini tahrik edip, ta ki nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin, adeta kusur ve günahlarından takdis etsin.. Nefsini suçlayan kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, bağışlanma diler. Bağışlanma dileyen Allah'a sığınır. Allah'a sığınan şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse affa müstehak olur. Güzel ahlak İşte tahmin ederim ki, nasihlerin nasihatları şu zamanda tesirsiz kaldığının bir sebebi şudur ki: Ahlaksız insanlara derler: "Hased etme! Hırs gösterme! Adavet etme! İnad etme! Dünyayı sevme!" Yani, fıtratını değiştir gibi zahiren onlarca malayutak bir teklifte bulunurlar. Eğer deseler ki: "Bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecralarını değiştiriniz." Hem nasihat tesir eder, hem daire-i ihtiyarlarında bir emr-i teklif olur." İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inadlı taleb ve hakeza şedid hissiyatlar, umûr-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı, şiddetli bir surette fani umûr-u dünyeviyeye tevcih etmek, fani ve kırılacak şişelere, baki elmas fiatlarını vermek demektir. Hem gizli düşmanlarım, hem nefsim; şeytanın telkiniyle zaif bir damarımı arıyorlar ki, beni onunla yakalayıp Nurlara tam ihlas ile hizmetime zarar gelsin. En zaif damar ve dehşetli mani', hastalık damarıdır. Hastalığa ehemmiyet verdikçe, hiss-i nefs-i cisim galebe eder; zarurettir, mecburiyet var der, ruh ve kalbi susturur; doktoru müstebid bir hakim gibi yapar ve tavsiyelerine ve gösterdiği ilaçlara itaate mecbur ediyor. Bu ise fedakarane, ihlasla hizmete zarar verir. Hem gizli düşmanlarım da bu zaif damarımdan istifadeye çalışmışlar ve çalışıyorlar. Nasılki korku ve tama' ve şan ü şeref cihetinde çalışıyorlar. Çünki insanın en zaif damarı olan korku cihetinde bir halt edemediler, i'damlarına beş para vermediğimizi anladılar. Hastalığın hikmetleri Ey hastalıktan şekva eden biçare adam! Hastalık bazılara ehemmiyetli bir definedir, gayet kıymetdar bir hediye-i İlahiyedir. Her hasta, kendi hastalığını o neviden tasavvur edebilir. Madem ecel vakti muayyen değil; Cenab-ı Hak, insanı yeis-i mutlak ve gaflet-i mutlaktan kurtarmak için, havf u reca ortasında ve hem dünya ve hem ahireti muhafaza etmek noktasında tutmak için, hikmetiyle eceli gizlemiş. Madem her vakit ecel gelebilir; eğer insanı gaflet içinde yakalasa, ebedi hayatına çok zarar verebilir. Hastalık gafleti dağıtır, ahireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır. Bazı öyle bir kazancı olur ki; yirmi senede kazanamadığı bir mertebeyi yirmi günde kazanıyor. Ezcümle, arkadaşlarımızdan -Allah rahmet etsin- iki genç vardı. Biri İlama'lı Sabri, diğeri İslamköy'lü Vezirzade Mustafa. Bu iki zat, talebelerim içinde kalemsiz oldukları halde, samimiyette ve iman hizmetinde en ileri safta olduklarını hayretle görüyordum. Hikmetini bilmedim. Vefatlarından sonra anladım ki; her ikisinde de ehemmiyetli bir hastalık vardı. O hastalık irşadıyla, sair ****** ve feraizi terkeden gençlere bedel, en mühim bir takva ve en kıymetdar bir hizmette ve ahirete nafi' bir vaziyette bulundular. İnşaallah iki senelik hastalık zahmeti, milyonlar sene hayat-ı ebediyenin saadetine medar oldu. Ben onların sıhhatı için bazı ettiğim duayı, şimdi anlıyorum dünya itibariyle beddua olmuş. İnşaallah o duam, sıhhat-ı uhreviye için kabul olunmuştur. İşte bu iki zat, benim itikadımca, on senelik bir takva ile elde edilecek bir kazanç kadar bir kar buldular. Eğer ikisi, bir kısım gençler gibi sıhhat ve gençliğine güvenip, gaflet ve sefahete atılsaydılar; ölüm de onları tarassud edip tam günahlarının pislikleri içinde yakalasaydı; o nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve yılanlar yuvası yapacaklardı. Diriliş "Evvel yaratılışı düşünür. Der ki: Nutfeden alakaya, alakadan bir çiğnem ete, bir çiğnem etten ta insanın yaratılışına kadar olan oluşumumuzu görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki, yaratılışı inkar ediyorsunuz?.. O, onun misli, belki daha kolayıdır. Hem Cenab-ı Hak, insana karşı ettiği ihsanat-ı azimeyi kelimesiyle işaret edip der: "Size böyle nimet eden bir zat, sizi başıboş bırakmaz ki, kabre girip kalkmamak üzere yatasınız." Hem işareten der: Ölmüş ağaçların dirilip yeşillenmesini görüyorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasını kıyas edemeyip inkar ediyorsunuz. Hem gökyüzünü ve yeri yaratan, gökyüzü ve yerin meyvesi olan insanın hayat ve ölümünden aciz kalır mı? Koca ağacı idare eden, o ağacın meyvesine ehemmiyet vermeyip başkasına mal eder mi? Bütün ağacın neticesini terketmekle, bütün kısımlarıyla hikmetle yoğrulmuş yaratılış şeceresini faydasız ve boş yapar mı zannedersiniz? Der: kıyamet günü sizi diriltecek zat öyle bir zattır ki, bütün kainat O'nun emrine hazır askeri hükmündedir. Allah'ın ol emrine feyekûne karşı tam bir teslimiyet ile boyun eğer. Bir baharı yaratmak, bir çiçek kadar ona kolay gelir. Bütün hayvanatı icad etmek, bir sinek icadı kadar kudretine kolay gelir bir zattır..." Ölüm Ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşeri, fakr-ı insani değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor." Samimiyet Bu zamanda avam-ı mü'mininin tam itimad etmesi ve iman hakikatlarını tereddüdsüz ders alması için, öyle muallimler lazım ki; değil dünya menfaatlarını, belki ahiret menfaatlarını dahi ehl-i imanın menfaat-i uhreviyesine feda ederek o ders-i imanide her cihetle şahsi faidelerini düşünmeyip yalnız ve yalnız hakikatlara, rıza-i İlahi ve aşk-ı hakikat ve hizmet-i imaniyedeki şevk-i hak ve hakkaniyet için çalışsın. Ta her muhtaç, delilsiz kanaat edebilsin, bizi kandırıyor demesin ve hakikat pek çok kuvvetli olduğunu ve hiçbir cihetle sarsılmadığını ve hiçbir şeye alet olmadığını bilsin, ta imanı kuvvetlensin ve o ders ayn-ı hakikattır desin, vesvese ve şüpheleri zail olsun. İhlas Ey biçareler! Mezaristana göçtüğünüz zaman, "Eyvah! Malımız harab olup, sa'yimiz heba oldu; şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik." demeyiniz, feryad edip me'yus olmayınız... Çünki sizin herşey'iniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükafatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zat-ı Zülcelal, sizi celb edip, yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almağa gidiyorsunuz. Evet geçen baharın defter-i a'malinin sahifeleri ve hidematının sandukçaları olan tohumları, çekirdekleri muhafaza eden ve ikinci baharda gayet şaşaalı, belki yüz derece aslından daha bereketli bir tarzda muhafaza eden, neşreden Kadir-i Zülcelal, elbette sizin de netaic-i hayatınızı öyle muhafaza ediyor ve hizmetinize pek kesretli bir surette mükafat verecektir. Ahireti unutanlar Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubudiyet neticesiz midir, ücreti az mıdır ki, sana usanç veriyor? Halbuki bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır ve fütursuz çalışırsın. Acaba bu misafirhane-i dünyada aciz ve fakir kalbine kut ve gına ve elbette bir menzilin olan kabrinde gıda ve ziya ve herhalde mahkemen olan Mahşer'de sened ve berat ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat Köprüsü'nde nur ve burak olacak bir namaz, neticesiz midir veyahut ücreti az mıdır? Bir adam sana yüz liralık bir hediye va'detse, yüz gün seni çalıştırır. Hulf-ul va'd edebilir o adama itimad edersin, fütursuz işlersin. Acaba hulf-ul va'd hakkında muhal olan bir zat, Cennet gibi bir ücreti ve saadet-i ebediye gibi bir hediyeyi sana va'd etse, pek az bir zamanda, pek güzel bir vazifede seni istihdam etse; sen hizmet etmezsen veya isteksiz, suhre gibi veya usançla, yarım yamalak hizmetinle onu va'dinde ittiham ve hediyesini istihfaf etsen, pek şiddetli bir te'dibe ve dehşetli bir tazibe müstehak olacağını düşünmüyor musun? Dünyada hapsin korkusundan en ağır işlerde fütursuz hizmet ettiğin halde; Cehennem gibi bir haps-i ebedinin havfı, en hafif ve latif bir hizmet için sana gayret vermiyor mu? Alıntı
Φ verdinaz Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2007 öncelikle haklısın bir an sinirlendim o yüzden tüm cemaati suçladım napıyım çok çektim onlardan:) yok fazla özele girmiyor. sadece babamla anlaşamadık ve son çare bu kaldı. belki yanlış bi şeydi ama en azından şimdi sewediğim insanlar arasnda değilim. =)sadece kardeşimi ve annemin yemeklerini özledim... sewgilerimle... Sen bir an sinirle kendi iredenle yanlıs bir karar vermişsin bunun için herkesi suclayamazsın ailenle anlasamaman cemaati kötü yapmaz sen zaten istemeyerek cemaatin içerisindesin burası zaten altın olsa sen yine kötü dersin ama sana sunu söylemek isterim ki sen kötü dedin die insanlara bu evleri kötü gösterme gibi bir hakkın yok.... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 ben bir tutuyorum diye birşey demedim bazı arkadaşlar öyle söylemler kullanmışlarki sanki bu ülkeyi bir kıürt temsil edemezmiş gibi zaten ATATÜRK'ün kulvarı ayrı SAİD-İ KURDİ'nin kulvarı ayrıdır. Simdi sayin Botan ilk defa sizin bir cümlenizi savunacak ve diyecegimki;Tabiiki Türkiye Cumhuriyetini bir Kürt temsil edebilir,Kürtlerin buna hakki vardir cünkü onlarda TC yurttaslaridir ve herseye haklari vardir.Pratikte zaten Kürtlerin her alanda olmalarida bu TC yurttasliginin bir sonucudur.Bilmem itiraziniz varmi? SAYGILARLA Alıntı
Φ xprensesx Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 sanırım bir ara bana bir cvp yazılmış. bakın ben kürt türk ayrımı yapanlardan değilim bir. ikincisi bu kürt meselesi farklı taraflara çekiliyor bunu anlamasanız bile. bu yüzden israrla bunu söylüyorum Alıntı
Φ iftiralar_üzerine Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2007 allah dostları hakkında kötü konuşmamak lazımdır.Bir bildikleri vardır ki,ve bazı nefsini terbiye edememiş olaya maddesel bakan kesimler bunu kabul edememektedir.Lakin iman sahibi olsalar bütün velilere,allah dostlarına sım sıkı sarılırlar.Unutulmamalıdır ki "MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR".Lakin her nefis ölümü tadacakdır.Bundan kaçış var mıdır ? Dünya ona kaldı diyebileceğimiz bir kişi var mı ? Herkes bunun bilincinde olsun.Bu davaya inanmıyorsan saygılı ol.Unutulmamalıdır ki yaşadığımız zaman ahir zaman dır.Peygamber efendimizinin(S.A.V)bir hadisi şerifi vardır"DİN GARİP BAŞLADI GARİP BİTECEK" ALLAH(c.c.) bizi gariplerden eylesin.. AMİN... Alıntı
Φ Rayett_Terziyan Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Hülyalar içinde bir adam... Risalesinde kendine övgüler düzen ve kendini peygamberden üstün gören ****** bir zevat... Rüyasında peygamberi görmüş tek fani... Ve de son fani aynı zamanda. Şeyh Said'i Kürt Teali Cemiyeti'nden itibaren izleyip, ispiyonculuk kurumunun gelişmesi ve büyümesinde emekleri olan bir vatansever (?)... Teşkilatı Mahsusa'nın en güzide elmalarından biri... Enver Paşa'nın teşkilatı mahsusasıdır bu. (Bakan) Bayram Yüksel'e mektup yazıp, komünistleri öldürmek için ordu-silah ve izin isteyen bir hümanist (?)... Ordu derken yanlış anlaşılmasın, asker değil genç Nur talebesi istiyor. Erek Dağı'nın müdavimi... Erek Dağı Hira Dağı'nın Said-i Nursi versiyonudur; Gerçi kimine göre asıl mağarı ünlüdür, duymuşsunuzdur belki "horhor" mağarası olarak bilinir. ******** ağlayıp kendine cemaat yaratan Fettulah Gülen'in akıl hocası, piri... "Risale-i Nur benim şahsi malım değildir. Ku'ran-ı hakim'in bu zamanlarda tereşşuh eden bir muc'cize-i maneviyasıdır" diyen ve böylece risalesine mucize deyip, onu Kur'an ile eş tutacak kadar da alçakgönüllü (?) bir hizmetkar... H.Ali Varol'un aktarımıyla Şeyh Said'i cennette gören bir mehdidir Nursi, iletişimi sağlamdır yani ahiretle... Fettullah Gülen sayesinde Devlet'in resmi mezhebi ve resmi cemaati olmuş bir dinin (?) akıl hocası... Evinizin hocası yani... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2009 Arkadaşımla beraber,arkadaşımın hazırlayacağı sunuma kaynak ararken,bir de internette neler var diye baktık.Konu,Said-i Nursi ve cemaat kültürü.Siteler arasında gidip gelirken,bir de Turkish'e bakalım dedik. Tanıdık isimlerden yine aynı yorumlar,herkes yine kendi bakışıyla olaya yaklaşmış.Burada sorun yok.Tabi ki herkes,kendi için Said kimse onu anlatacak.Sorun,ilahlarımız. Bizler,Tanrının varlığını aslında boşuna sorguluyoruz,zaten kendimizi bile "tanrılaştırıyoruz",bize dair herşey aslında bir ilah,farkında değiliz. Kimi için A kişisi,kimisi için D düşüncesi,ilahın kendisidir.İlahlar hata yapmaz,ilah olan beyin başkasına tahammül edemez.İşte ilahlarımız,işte biz! Gökhan Özgün'ün Laiklik ile ilgili bir yazısında çok güzel tespitleri vardı. "Zaten bütün demokrat mücadele Türkiye’de siyaseti metafiziğin ötesine geçirmeye çalışmaktan ibarettir. Siyasi tartışma ortamı metafiziğin, yani kör inançların ötesine geçmemiş toplumların ‘laik’likle uzaktan yakından alakası olamaz. " aslında bu cümleyi doğru okuyan herkes,ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır.Beyinlerimiz,ilahlaştırdıklarını gözlerinden dünyaya bakarken,kendi içinde yok olan değerlerin farkına hiçbir zaman varamadılar. Özgün,yazsında yine devam ediyor... "Dikkatinizi çekerim. ‘Laiklik’ kavramının hakiki anlamı Türkiye’de ‘tartışıla tartışıla’ yok edilmiştir. Halbuki, laik olmayan bir demokratlık olmaz. Ama Türkiye’de bu cümlenin hiçbir anlamı kalmamıştır. " Bizler 'tartışa tartışa' değerleri yitiren bir toplum değiliz sadece,aynı zamanda insanlarımızı,aynı zamanda geçmişimizi,aynı zamanda geleceğimizi kaybeden bir toplumuz. Şimdi,tüm bu yazılanların konu ile alakası nedir diye düşünecek olan arkadaşlarımız olacaktır mutlaka,fazla uzatmadan diyeceklerime geleyim. Said-i Nursi,Said-i Kurdi...Düşüncelerini onaylarsınız yada onaylamazsınız,bu size kalmış.Ama başkaları tarafından özel olan kişi/değer/düşünce/inançları yazarken,herkes nerede duracağını çok iyi bilmeli. Her zaman derim,kitleleri ardına almış "................"i yazarken,"kendi"sınırlarımızı iyi çizebilmeli,"kendi"ilahlarımıza birkez olsun söz geçirebilmeli,"başkalarına" da tahammül edebilmeliyiz. Ben,cemaat kültürüne karşıyım.Üniversitenin ilk yıllarında birkaç ay aralarında bulunmuşluğum da vardır.Yakın çevrem de bu kültürün içinde pişmiş arkadaşlarım da vardır.Hepimize tanıdık olan bir isim,hepimizin yakından tanıdığı cemaat gerçeği... Cemaat içerisinde yer alan arkadaşlarımızla daima konuşuruz.Ben,tek tip insan yetiştiren,dahası bence insanları "tepkisizleştiren" bu tür yapılanmalara oldukça mesafeli dururum. Ama bu demek değildir ki;o kültürde o cemaatte bulunan kişiler basit yada tehlikelidir.Kesinlikle,kendini oldukça geliştiren,kimseye zararı olmayan o kadar çok kişi var ki. Nursi'ye gelince... Bir arkadaşımız,çok güzel bir ifade kullanmış yanıt verirken;kendisini eleştiren arkadaşımıza,şunu çok iyi hatırlatmış; "insanlar için birilerinin yanması gerek." Hikmet'in şiirinden de örnekleme yoluna gitmiş...birileri yanmalı. Nursi'nin hayatı hakkında az çok bildiğim vardır,zulmün ve zorbalığın alasını da yaşamıştır.Kitaplarını okumuşluğum da vardır.Ve şunu tüm samimiyetimle söylüyorum;çok ince ve zeki tüm yazdıkları. Kutsal kitabı anlayamayanlar,hadislerin yorumlamasında tıkanıp kalanlar...onun yazdıklarını kendilerine rehber edinmiş durumdalar. Benim için böyle değil,sadece okurum.Ve oldukça da sağlam bir dili,sağlam bir bakışı bulurum.Ama söz konusu birey için "özel" olduğunda benim bakışımın hiçbir önemi yok. Nursi'nin siyasi hayatında ülkemiz var,tarihimizin tüm çarpıklığını onun yaşadıklarında bulabiliriz. Önce ülkeyi kurtarırız,tekiz,biriz...sonra taşlar yerine oturmaya başlar,kim olduğumuza karar verilir.Bu sefer aramıza kimi zaman dinimiz kimi zaman ırkımız girer.Ve hiç kesintisiz,kim olduğumuzun kavgası bugüne taşınır. Nursi,sistemle barışık olmadı hiçbir zaman.Yeni Said ve Eski Said denilen bir hayata bakış tarifeleri bile vardır. Kürt kökenlidir. Geçenlerde bir arkadaşım,bana onun sosyo/siyasal düşüncelerini çok iyi ortaya koyan bir kitabından çok ilginç anektodlar verdi. Buna dayanarak milliyetçidir de diyebilirim... Lise yılarında iken,yanılmıyorsam bir deneme kitabıydı,okuduğum kitapta ezan okuyan imam için şöyle bir ibare kullanmıştı;"bir kubbede adamın biri şarkı okuyor günün belirli saatlerinde" Bunu okuduğumda,çok ilginç demiştim. Yine aynı yıllarda,Radikal gazetesiydi,bir köşe yazısında Nursi için;"adamın biri çekiliyor dağın başını,kandırıyor insanları,dalıyor rüyalara..." yazmıştı. Hergün okuduğum bir isimden bu ibareleri okuyunca,dine olan tepkime rağmen(şimdi tepkim insana),çok acı demiştim. İkisi arasında ki farkı okuyabiliyore musunuz?Biri,değerlerimizi bilmeyen bir yorumu bizimle paylaşırken;diğeri bizim için olmasa da bizim insanlarımızdan sadece biri için de olsa özel birine,hiçte yakışık olmayan ifadeleri kullanmıştı. Kendine takılı kalmış,başkalarını böylesine ezip çiğnemişti. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2009 "Inandim" diyen kisiyle,inandigi konularda bilimsel bir tartismaya girmek kadar hatali bir girisim olamaz.Cünkü o kisi "inandim"demekle zaten her türlü tartismanin önünü kesmis olmaktadir.Inanilan bir düsünce degilde bir kisiyse,o kisiye bagliligida tartisamayiz.Ancak inanilan kisinin hayatini ve yaptiklarini tartisabiliriz sadece. Saidi Nursi,Kuran ayetlerinin kendisinden bahsettigini iddia edecek kadar dinden imandan uzak hayal aleminde gezen birisiydi. Nurculuk üzerine yazan Ali Gözütok,Nur suresi 35.ayeti ile Saidi Kürdinin yazdiklarini kiyaslar.Söz konusu ayet söyledir:"Onun nuru icinde isik bulunan bir kandil yuvasina benzer.O isik bir cam icindedir,cam ise sanki inci gibi parlayan bir yildizdir,bu ne yalniz Dogu'da ve ne de Bati'da bulunan bereketli zeytin agacindan yakilir.Ates degmese bile neredeyse yagin kendisi aydinlatacak.Nur üstüne nurdur.Allah diledigini nuruna kavusturur.Allah insanlara örnekler verir,o herseyi bilir." Saidi Kürdi bu ayette kendisinin isaret edildigi anlamini cikarir. Saidi Kürdi yalnizca Hz.Peygamberin rüyada verdigi görevle ve ayetle yetinmeyecek,Hz.Ali'den de görev alacak ve "Celculutiye"kasidesine dayanarak ,"Hz.Ali:'Ey degeri yüce olan ism.i Azami tasiyan kisi.Dövüs ,korkma!Savas,cekinme!'diye seslenmisti bana diyecektir. Saidi Kürdi'nin yasam öyküsünü yazanlar hep "bunalima girdi"diyerek kesintiler yapmaktadirlar.Serif Mardin onun bu bunalimlarindan bahsetmistir ki bunlar saglikla ilgili bunalimlardi. Saidi Kürdiyi,göklere cikaran Serif Mardin ona 'matematik 'Necmettin Sahiner'de 'Cebir' yazdirmis ama gelgelelim ki Saidi Kürdi,yillar sonra yazdirdigi kitabinda yazma bilmedigini "Burada yalniz kimsesiz,garib,yarim ümmi"diyerek aciklayacak dolayisiyla Serif Mardin'i ve Necmeddin Sahiner'i yalanlamis olacakti. Saidi Kürdi ile ilgili kendi cemaatinden isimlerin yazdiklari tamamen bir abartidir.Yani ona hic asli olmayan kerametler,bilgiler uzmanliklar yakistirip onu peygamberlestirmektedirler.Insanlari yaniltma meslegini iyi bilenler Saidi Kürdi kousunda da mesleklerini icra etmektedirler.Onun kurtulus savasi karsiti oldugundan hic bahsetmezler.Ingiliz ucaklari ile Mustafa Kemal'i hain ilan eden bildirileri halka dagittiklarindan bahsetmezler.Hapisteyken,beni serbest birakin komünistlere karsi gencleri örgütleyeyim demesini hic anlatmazlar. Saidi Kürdi icin Allahin seckin insani demek bile Allaha bir sirktir.Bunu söyleyenin müslümanligindan süphe ederim. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.