Gönderi tarihi: 5 Mart , 2013 12 yıl Konuya vakif olabilme adina, Milliyet gazetesinde cikan ve sonradan gazeteden kaldirilan 28 Subat tarihli yani 5 gun onceki haberin ve bu haberde gecen Ocalan'in konusmasinin videosunu su linkten izleyin. http://www.turkish-media.com/forum/videos/view-3399-ocalan-mnifestosu-imrali-tutanaklari/ Bes gun sonra gelinen nokta da hem gazeteciulik hem basbakan hem baski hem de ozgurluk adina buyuk gelismeler olmustur. Burada onemli bir nokta goz ardi edilmektedir. Sonucta iktidar cekismesi olan A.Gul-cemaat kanadi ile R.T. Erdogan Polis devleti kanadi arasindaki cekisme de, devletin her turlu duzeyinde eli olan cemaatin ara ara yapmis oldugu "basin sizdirmalari" ndan biri daha yasanmistir. Daha once ulusalcilarin "libos" olarak niteledigi Taraf gazetesinde yasanan depreme bu tutanaklar ile "2, cumhuriyetciler" de dahil edilmistir. Burada onemli olan diger bir nokta daha, haberin iceriginden cok "nasil sizdirildigi" uzerine gidilerek haberin anlam ve icerigi goz ardi edilmeye calisilmaktadir. Diger bir konu ise, basbakanin actigi "ozgurluk alani" tartismasidir. Basbakan'a gore bu onun ozgurluk alanidir ve gazetecilerin bu alana girmesi yanlistir. Basbakan sunu demektedir. "Ben kimle ne zaman nasil ve neden istersem onun ile gorusme ve anlasma yaparim. Ustelik bu yaptigim gorusme ve andlasmanin icerigini de yine ben ne zaman neden ve nasil istersem oyle aciklarim. Ben bunu aciklamadan ve benim verdigim izin ve icerik temelinde aciklanmadan yapilan her turlu haber benim ozgurluk alanima girmektir ve basinin buna hakki yoktur" Goruldugu gibi basbakan baskanliginin otokratik tek adamlik monarsisini coktan ilan etmistir. Cunku ozgurluk sadece onun tanidigi ozgurluktur. Herkesin ozgurlugu onun tanidigi kadardir. Gelelim Milliyette olanlara. Basta da dendigi gibi orijinal metin milliyetten kaldirilmistir. Bu tutumu ve basbakanin basin icin soylediklerini "elestiren" yazinin yazari Can Dundar'in yazisi sansurlenmis ve C.Dundar gazeteden ayrilmanin esigine gelmistir. Gazeteciligin "batsin mi/yasasin mi" oldugu ise basbakanin son cikisinin tartismasidir. Evet "Muhtesem Yuzyil" dizisinde oldugu gibi, basbakanin direktiflerinin milliyet gazetesinde de bir deprem yaratacagi kesindir. Bu depremden kimler ne payi alacagi da onumuzdeki gunlerde netlesecektir. Aslinda gazetecilik toplumun ve halkin aynasi olarak her turlu ozgur temelde haberciligini surdurerek yasamalidir. Burada desteklenecek olan bu haberi kamuoyuna duyuran ve "vakitsiz oten horozu keserler" seklinde bertarafa maruz kalan gazete ve gazetecilerdir. Evet ulke ve toplumumuzda bir demokrasi ayibi daha digerlerine "ileri demokrasi" masaliyla eklenmis ve tarihte yerini almistir. Buradan gazeteciligi yasatmak degil de; emir ile batirmak isteyen gazetecilere seslenelim. Korkunun ecele faydasi yoktur. Kusdan korkan dari ekmez. Yani gazeteciligi batirmak istiyorlarsa ya dari ekmeyecekler ekeceklerse de bunun ecele bir faydasi olmadigini bilecekler. Yoksa, bilerek ya da bilmeyerek isteyerek ya da istemeyerek kendilerine taninan ozgutrluk alaninin kendilerine de dar geldigini algilayacaklar ve istemeden de olsa o dariyi ekeceklerdir. Taraf buna en guzel ornektir. Aslinda burada gazete ve gazeteciler sadece haberi kitleye duyurandir. Haberi kimin gazete ve gazetecilere ilettigi neye ve ne zamana gore hangi gazete ve gazeteciyi sececekleri de haber kaynaginin kendisi yani; F.Gulen, evengalist/cemaat kanadidir. Bugun ulkede her turlu basina sizan kasetler dahil ve basbakan aleyhi gorunumlu haberler dahil, tum ergenekon balyoz v.s. dahil tertipler dahil ayarlanan gizli taniklar duzenlenen sahte belgeler CD'ler dahil kisa tum belirli bir amacla hazirlanmis deliller, taniklar, haberler v.s. dahil; hepsinin arkasinda cemaat vardir. Iste bu cemaat kendi cikarinca da ara sira da olsa basbakan ile "ayran icip, ayri dusmektedir." Yalniz her "ayri dudus" un tarihe ve topluma yansisi yeni bir acilimin habercisi ve tetikleyicisidir. Turkiye'nin gelecegi mi? Bu zaten kapali kapilar ardinda ve BOP projesi temelinde yazilmakta ve uygulanmaktadir.
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2013 12 yıl Cemaatin yayin organi ZAMAN'da yazan dinci yazar Ali Bulac bugünkü yazisinda,bu tutanak olayini carpitmaya ve AKP-APO pazarligini perdelemeye calismaktadir.Ali Bulac'a göre:Bu tutanaklar aslinda gercek tutanak degil üzerinde oynanmistir. Bulac bu cikisiyla biryerleri kurtarmaya özen göstermektedir. BDP bu tutanagin nasil sizdirildigini merak ederken tutanaklarin Imrali'da yazildigi sekliyle sizdirildigini itiraf ederken Ali Bulac'in bu isgüzarligi cok dikkat cekicidir. Asil ilgini olan ise;Hasan Cemal'in kizaga cekildigi haberi ve Hasan Cemal'in artik Milliyette yazamam demesidir.Bende olsam yazmam Milliyette artik. Basbakanin "batsin bu gazetecilik"demesi Silivride yatan gazetecilerin terör suclusu olmadiklari sadece gazeteci olduklari ve basbakana karsi yazdiklari icin tutuklanmis olduklarinida bize anlatmasi bakimindan cok önemlidir. Liberal gazetecilerin yavas yavas ama emin adimlarla görevlerinden uzaklastirilmalari onlarin AKP tarafindan kullanilip atilan selpaklar oldugunu göstermektedir. Gazetecilik bir haysiyet isidir,herkes gazetexci olur ama haysiyetli olamaz.Onca gazeteci tutuklanip yillardir cefa cekerken onlara oh olsun diye ellerini ogusturanlar simdi siranin ne zaman kendilerine gelecegini kara kara düsünmeye baslamislardir.Haysiyetli gazetecilerin böyle bir korkulari yoktur cünkü onlar omurgali gazetecilerdir.Omurgasizlar Basbakan Erdogan'a temenna cekenlerdir.Onlardi korkanlar. Tutanaklari ayni gün ben SÖZCÜ'de okudum.Yani Türkiye artik neyin ne oldugunu cok iyi anlamistir ha anladi da ne oldu diye soracak olunursa onu da zaman gösterecek deriz. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.