Φ aNaRSii Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2006 bu resim çok eski hali şimdi üstü ve altındaki boşluğa taş konulmuş durumda sanrım .....ve glori kardeş eline sağlık paylaşımın için.. gereksiz eleştirileri yok ettiğin için... su tanesinden alemi güneşi yaradan allah için bi taşı havaza tutmak mı zor... koca yıldızlar koca gezegenler ve üstümüzde koca bi okyanus...bu tars konularda biraz hassasm umarım kırıcı bi lakırtı etmemişimdir... Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2006 Sevgili arkadaşlar, Bu taşın adı Muallak Taşı ya da Hacer-i Muallak'tır anlamı asılı duran taş demektir. Peygamberimizin Miraca çıkarken bastığı ve ayak izinin bulunduğu kaya ; Kuruluş Kayası, Oyuk Kaya da denir. Altı boş olan ve sadece bir köşesinden destekle durabilen bu kaya parçası, Kudüs'te Kubbet-üs Sahra'nın içindedir. Kayanın en geniş yeri 18 metre, en dar yeri ise 13.5 metredir. Bu kayanın içine on bir basamak merdivenle inilebilmektedir. Kayanın iç kısmı yaklaşık 1.5 metre yüksekliğinde ve 4.5 metre x 4.5 metre boyutlarında boş bir mekandır. İçeriden tavana bakıldığında havada asılı izlenimi verir, bundan dolayı Hacer-i Muallak olarak anılmaktadır. Hz. Fatma bu kayanın yanında namaz kıldıgından özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınların dua ettikleri bir mimber yapılmıştır. Cami içinde mermere gömülü ve dışı tahta oymalı bir kutu içinde ‘’sakalı şerif’’ vardır. Ziyaretçiler bu sakal-ı şerife dokunabilmek için ellerini bu kutunun içine sokarlar. Yine muallak taşı’nın altında, Hz.Huhammed, kendisini almaya gelen meleğin kanatlarının üzerinde iken, onunla birlikte yükselen kaya, peygamberimizin işareti ile durmuştur. kayaya sonradan sütunlarla destek yapılmış. Peygamberin miraca çıkarken üzerine bastığı taş olmasının yanı sıra İbrahim Peygamberin oğlu İsmaili kurban etmek için yatırdığı taş olması islam dünyasındaki önem hanesine artı iki puan ekler. Yahudilerce, bu bölgede bir zamanlar Hz. Süleyman’ın mabedinin bulunduğu varsayıldığından, bu bölge onlar için de kutsal kabul edilmektedir. Hatta bu mabet Kubbet-üs Sahra’nın altındaki Hacer-i Muallak isimli kayanın üzerine kurulu olduğu için, bu kaya ve onun bulunduğu yer Yahudiler için yeryüzündeki en kutsal mekan kabul edilmektedir. Ayrıca bu bölge, Hıristiyanlar tarafından da kutsal olarak kabul edilir. Çünkü Hz. İsa (a.s) Allah’ın kutlu bir peygamberi olarak bu bölgede tebliğ vazifesini yerine getirmiştir. Hıristiyanlara ait birçok kilise ve dini yapı da yine bu bölgede bulunmaktadır. Sevgiler... tşkler Alıntı
Φ zeplintane Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Kudüs'te olduğunu duymuştum, görüntü ve bilgiler için teşekkür ederim.. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 güzel bir paylaşım ve ilginç... Alıntı
Φ Algoritma Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2006 Ewet çok önceden görmüştüm.Çok enterasan bişi Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2006 Montaj olmayabilir. !! Alıntı
Φ KaTiLBeNiM Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Montaj olmayabilir. !! Yapma Natalia. Taşın nerede olduğuna dair bir bilgi yok. Ayrıca böyle birşey olsaydı haberlere çıkmaz mıydı? Alıntı
Φ cihazcı Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 bu taşın muallak taşı olmadığına eminim çünkü o oldukça büyük bir kaya parçası idi.. ve bir mağara içindeydi.. bu taş gerçekse başka biryerde olmalı.. Alıntı
Φ netman Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gerçek olsaydı şimdiye kadar duyardık... Gerçek olduğunu sanmıyorum.. Alıntı
Φ bodrumlu Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gerçek olsaydı şimdiye kadar duyardık... Gerçek olduğunu sanmıyorum.. dev bir mıknatıs olabilirmi? Alıntı
Φ diğer ben Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Yapma Natalia. Taşın nerede olduğuna dair bir bilgi yok. Ayrıca böyle birşey olsaydı haberlere çıkmaz mıydı? Gloria'nın da bahsettiği gibi bu taş Mescid-i Aksa'nın içinde bulunuyor. Hakkında çeşitli söylenceler var. Aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz arkadaşlar. Doğrusu benim kafam karıştı. Bu konunun gerçekliğiyle ilgili hadis ya da herhangi bir şeyi bilen varsa aktarsın. Gerçekten çok memnun olurum. http://www.bura.org.tr/haberler/haberoku.asp?hid=24 http://arsiv.zaman.com.tr/2001/11/25/yazarlar/KerimBALCI.htm Alıntı
Φ cadiprenses Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 ya yapmayın arkadaşlar hepimiz müslümanız eğer allah'ü teala bir şeye ol derse o biran önce oluverir sizce havada duran sadece bir taş mı?ama resimdeki taşmı onu bilemiycem ama böle bi taşın olduğunu biliyorum... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 ya yapmayın arkadaşlar hepimiz müslümanız eğer allah'ü teala bir şeye ol derse o biran önce oluverir sizce havada duran sadece bir taş mı?ama resimdeki taşmı onu bilemiycem ama böle bi taşın olduğunu biliyorum... allah'ü teala bir şeye ol derse oluverirmiş.. Ne denir bu duşunceye bilmem... Bir güç birileri tarafında verilmesi gerekirken... Biri çıkıp ol diyecek ve olacak.. Eeee İyide nerede hastalıktan ölen çocuklara çare.... Nerede yoksulluğun kurtuluşu.... Nerede kadınlarımızın hakları... Nerede açlıktan ölen bebeleriminizin sütleri... Nerede evine ekmek götüremeyen babaların dehasa verimliliği... Nerede evinden çocuklarını doyuracak bir lokma bile bulamayan anaların yüreği... Nerede taşı havada tutacağını sandığı taşın gücüne inananların çözümleyiçi varlığı... Evet nerde... Hadi canım sende... Güldürmeyin adamı... Alıntı
Φ artemis_ Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 allah'ü teala bir şeye ol derse oluverirmiş..Ne denir bu duşunceye bilmem... Bir güç birileri tarafında verilmesi gerekirken... Biri çıkıp ol diyecek ve olacak.. Eeee İyide nerede hastalıktan ölen çocuklara çare.... Nerede yoksulluğun kurtuluşu.... Nerede kadınlarımızın hakları... Nerede açlıktan ölen bebeleriminizin sütleri... Nerede evine ekmek götüremeyen babaların dehasa verimliliği... Nerede evinden çocuklarını doyuracak bir lokma bile bulamayan anaların yüreği... Nerede taşı havada tutacağını sandığı taşın gücüne inananların çözümleyiçi varlığı... Evet nerde... Hadi canım sende... Güldürmeyin adamı... adamım bu denli ilginç hele senin gibi birinin kafasının basmayacağı bir şeye gülüyorsun yaa tek yaptığım şey yazını okuyup sana acımak...Kendi çapında yukarıda bişeyler zırvalamışsın ama sana bişey söliim mi sadece saçmalamışsınn...Biri çıkıp ol diyecek ve olacak öyle mi diosun madem öle değil hadi o zaman ilk insan nasıl oldu bana onu açıkla inşallah bana maymundan türedik gibi çürümüş bi tezi sölemzsin...Bu kutsal şeylere dil uzatıorsun yaaa inandığın şeyi çok merak ediorumm, inkar ettiğin ALLAH'ın sana verdiği o beyinde ne saçmalıklar yatıo merak ediorumm...Yukarda bazı şeyleri saymışsın hayat bir sınav herşey mükemmel herşey harika olsaydı o zaman sınav olmazdı zaten herşeyin mükemmel olacağı tek bi yer var cennet...Ve o saydığın şeylerin olmasının bile birer sebebi var sana bunların hikayesini anlatmak isterdim uzun uzun ama anlamıcaan için hiç gerek yok boşa zaman kaybı...Ama dünyada senin gibi düşünenlerinde olması lazım sanırım dedimya herkez inansaydı herkez harika olsaydı sınavın ne anlamı vardı...Senin fikirlerini düşünebiliorum senin gibisini çok gördüm ALLAH'a inanmıorum sadece gördüğüme inanırım aklımın yattığına inanırım diosun değil mii?Eğer sen haklıysan (ki haksızsın) ben boşu boşuna bazı şeylere inanmış kafamı yormuş olurum sonuçta bi kaybım yok çünkü senin inancında cennet cehennem yok (gerçi senin hiç bi inancın yok) ama benim inancımda cennet cehennem var ve ben haklıysam işin zor sana acıorumm... Alıntı
Φ kuzey kurtları Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 bu taş o taş degildir(muallak taşı kapalı bir yerdedir ve altına taş doldurulmuştur) bu tamamen feke...internette bundan bi milyon tane var Alıntı
Φ ramram Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2007 (Delâil-i Hayrat Şerhi «Kara Dâvûd», s.279-280) “Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz mi'râc için orada (Kudüs'te) bulunan bir taşa bastı. O taş, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin mübarek ayağı altında pamuk gibi yumuşadı. Halen, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin ayak izi, o taşın üzerinde mevcuttur. Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz, mübarek ayağını o taşın üzerinden kaldırmak istediği zaman, Allahu Teâlâ'nın izni ile o taş Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi yukarı kaldırdı. Bu sırada, merdivenin basamağı da eğildi; taşla beraber oldu. Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz, ayağını taştan alıp merdivene bastı ve: - Dur ey taş! buyurdu. Taş durdu. Bastığı basamak, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi alıp yerine yükseldi. Sonra öbür basamak eğilip geldi; Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi aldı yerine yükseldi. Sonra üstündeki basamak eğilip geldi; Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi alıp yerine yükseldi. Sonra onun üstündeki basamak eğilip geldi; Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizi alıp yerine yükseldi. Taa, semaya varıncaya kadar, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz bu şekilde yükseldi. Cennât-ı âliyatın köşk ve saraylarının derece-i halleri bu basamaklardaki durum gibidir. O taş, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin: - Dur! Emr-i şerifine itaat ederek öylece boşlukta kaldı. Şu anda dahi, o taş öylece boşlukta durur. (O taşa şimdi «Muallak Taşı» derler.) Onu görüp ibret almak gerekir. O, bir taş iken Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin emrine itaat ve inkıyad ederek halâ öyle durur. Bu şanlı ümmetine yakışır mı ki: Yüce Hakk tarafından, Habîb-i Ekrem (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize itaat ve inkıyad emri almış oldukları; ona muhalefetten men ve nehy olundukları halde itaat etmeyip muhalefet edeler. Bu manayı düşünmelidir. İbret alınmalı; Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin yüce emrine, hidayet sünnetine tabi olmalı; ona tam itaat ile dünyanın ve âhiretin rüsvaylığından ve azabından kurtulup iki cihanın saadetine ermek için çalışıp gayret göstermelidirler.” (Delâil-i Hayrat Şerhi «Kara Dâvûd» s.279-280'den alınan yazı burada sona ermiştir.) Havada, boşlukta, (muallakta) durduğu için adına "muâllak taşı" dendi. Peygamberimiz (sav)'in mucizesi kıyamete kadar devam eder. Ebû Cehil, adamlarına hurma getirip saçtı, adamları kapış¬tılar. Peygamberimiz (sav) gezdi, kimse de hurma bulamadı. Bir yanmış hurma ağacını salladı, hurma ağacı yeşerdi. İlk defa gö¬rülen en kaliteli siyah hurmayı tuttu. Ağaç yanmış olduğu için hur¬ma yendiği zaman yanıksı çalıyor. Bu yanıksı çalma, kıyamete ka¬dar devam ediyor. Peygamberimiz (sav)'in mucizesidir. (Sûre-i Kamer, Ayet 1-3) Meal'i: Kıyamet yaklaştı ve ay ikiye ayrıldı. Onlar bir mucize görecek olsalar, yüz çevirirler ve daimi bir büyüdür, derler. Ve onlar, tekzib ettiler ve kendi havalarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır. Peygamberimiz (savj'in mucizesi ay ikiye ayrıldı, geri birleşti. Zamanımızda aya gittiler ve ayın iki parça olup geri birleştiğini gördüler. Bu da Peygamberimiz (sav)'in mucizesidir. Peygamberi¬miz (sav) kurumuş kuyuya.tükürdü, su taştı. Peygamberimiz (sav)' in bu mucizesi kıyamete kadar devam ediyor. Peygamberimiz (sav) hicretinde mağaraya gitti. Mağarada yılan delikleri vardı. Yılan Peygamberimiz (sav)'in cemalim görebilmek için altiyüz küsur sene mağarada bekledi. O mağaradaki yılan delikleri halen mev¬cuttur. Bu kıyamete kadar devam ediyor. Peygamberimiz (sav)'in mucizesidir. Musa (as)'a: - Sana iman edeceğiz ama bize evvela et, sonra tatlı yedirmen lazım dediler. Musa (as) dua etti. - Havadan bıldırcın yağdı. O bıldırcın her sene takvimde bıldırcın fırtınası dediği günde Giresun'a bıldırcın yağar. Bu da kaybolmuyor, kıyamete kadar devam ediyor. Musa (as)'nın muci¬zesi ile o kavime havadan helva yağdı. Bunlar hep ayettir. Bu helva her sene Cudi dağına yağıyor. Bizim bir doktor arkadaşımız özel olarak getirttirdi. Ben de un şeklindeki tozu kağıda aldım, koynumda sıcakta erimiş, aynen helva olmuş, aynı helva tadı idi. Ha¬vadan indiği şekilde bizzat ben yedim. Musa (as)'nın mucizesi kıyamete kadar devam ediyor. Ashab-ı Kehfin köpeği üçyüz dokuz sene uyumadı. Rızk ola¬rak ağzından damlayan köpüğü, bir de ayağının altını üçyüz dokuz sene yaladı, karnı doydu. Şimdi zamanımızda ayıların bir türü kış uykusuna yatar. Hiçbir şey yemez. Ayağının altını yalar. Ağzından dökülen köpüğü yalar, karnı doyar. Bu Ashab-ı Kehfin kerame¬tidir. Kıyamete kadar devam eder. Daha sayılsa bunun gibi çok faz¬la çıkar. Demiri ilk defa eriten Davud (as)'dır. Avucunun içinde demir mucizeyle hamur gibi olur. Onu büker, eritir, dökerdi. Mucizesiyle kılıç, kalkan, zırh gibi harp aletleri yapardı. Şimdi zamanımızda demir eritilip silah, top, araba, makina yapılıyor. Bu da Davud (as)' in mucizesidir. (Sûre-i Enbiya, Âyet 80.) Sultan Süleyman (as) havanın yüzünde uçardı. Büyük bir (tah¬tı) sarayı vardı. O sarayın üstünde atlar koşar, asker talim yapardı. Bütün her çeşit mahlükat o sarayın içinde dururdu. On binlerce adam alan saray Kur'an-ı Kerim'de ayet. Sabahtan öğleye onbeş. Öğleden akşama onbeş gün yol uçardı.(Sûre-i Sebe, Ayet 12) Şimdiki zamanda uçaklar kıtalar arası uçup; adam, yolcu, yük taşıyor. Bunlar Sultan Süley¬man (as)'ın mucizesidir. Peygamberimiz (sav)'in zamanında Kisra'nın acem saraylanndaki bulunan sihirlerinin en ufak bir alameti yok. İîşte onlar akim, kısır, kesik ve sonsuzdur. Keramet ve mucizat devam eder. Hiç bir zaman için azalmaz, aksamaz, kesilmez devam eder. Yûnus (as) balığın karnında altı ay dolaştı.(Sûre-i Saffat, Ayet 144.) Denizaltı balık, kendisi şoför, bütün dünya denizlerini gezdi. Bu şimdiki denizaltı Yunus (as)'ın mucizesidir. İsa (as), astronot elbisesi giymeden dördüncü kat semada. iki bin sene kalıyor. Peygamberimiz (sav), astronot elbisesi giy¬meden mi'rac'da yedinci kat semada kalıyor. Peygamberimiz (sav) zamanın mekana, mekanın zamana tebdil olması ile Arş-ı Ala'da beş dakika içinde "yüz senelik işi yapması vardır. Bu süre içinde doksan bin soru-cevap Allah u Teala ile karşılıklı konuşması. Alla-hu Teala'nın izniyle Peygamberimiz (sav) bütün peygamberlerin rühaniyeti ile konuşmuştur. Cenneti gezmesi, cehennemi pence-resinden görüp, konuşması vardır. Bu kadar işler yüz seneye sığ¬maz ama, beş dakikaya sığıyor. Allahu Teala bir saati bin saat eder de, yüz bin saat edemez mi? Bu Allahu Teala'ya göre kolaydır. BU YAZI HACI MUHAMMET BİLAL NADİR HAZRETLERİNİN KİTABINDAN ALIN MIŞTIR, şimdi mümin kardeşlerim Süleyman as'ın tahtını ,tacını, sarayını askerlerini havada dolaştıran Allahuteala muallak taşınımı durduramıycak peygamberimiz bütün peygamberlerin baş tacı degilmi Allahuteala Seni yaratmasaydım, bu âlemleri yaratmazdım' diye ifade etmemiş miydi? bu alemleri,gezegenleri ,atomları,herşeyi peygamberimizin yüzüsuyu hürmetine bir arada durduran Allahutealanın bir taşı havada durdurması bukadarmı inanılmaz . 104 kitapta zikretmiş Hay Muhamed Mustafa'yı Bütün Peygamber fikretmiş Ol Muhammed Mustafa'yı. Ahmedi Mahmud'dur adı Şekerden şirindir tadı Girdi koynuna okşadı Ay Muhammed Mustafa'yı. Nurundan yarattı ezel Habibim dedi lem yezel Cümle kainata bedel Say Muhammed Mustafa'yı BAK SU MUALLAK TAŞINA Miraçta düştü peşine Sevgilerin üst başına Koy Muhammed Mustafa'yı Yanağı şerifin yardılar Mübarek dişin kırdılar Uhud cenginde yordular Ol Muhammed Mustafa'yı. Doğdu zulmeti kaldırdı Cebrail buraka bindirdi Aleme rahmet gönderdi Duy Muhammed Mustafa'yı Eriştiler risaleme Melekler durdu selama Ol onsekizbin aleme Bey Muhammed Mustafa'yı Durma deli gönül durma Sev Muhammed Mustafa'yı Canından daha ileri Gör Muhammed Mustafa'yı. Kul Hamidim vara idik Yüzümüzü süre idik Mahşer günü göre idik Ol Muhammed Mustafa'yı. faydalı olabildiysek nemutlu eselamnaleykm Alıntı
Φ çiçek01 Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2007 gerçekten çok ilginç. Böyle birşeyi bizimle paylaştığın için saol. Alıntı
Φ apen Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2009 UYARI: Yukarıdaki resimde görülen ve çoğu sitelerde “ Muallâk Taşı ” olarak sözü edilen taş, photoshop'ta yapılmış fake (sahte) bir resimden başka bir şey değildir. Yukarıdaki resmin Hz. Muhammed (S.A.V) ve Miraç’la hiçbir alakası yoktur. Hacer-i Muallâk (Muallâk Taşı) Hakkında: Harem-i Şerif; Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra, Ruhlar Kuyusu, türbe, sebil gibi dini amaçla yapılmış yapıları içine alan, yaklaşık 150 dönüm büyüklüğünde bir arazi üzerine dağılmış binalardan oluşan kutsal bir mekândır. Günümüzde birçok kişi tarafından Mescid-i Aksa olduğu sanılan yapı ise, aslında gerçek Mescid-i Aksa'nın hemen yakınında yer alan Kubbet-üs Sahra'dır. Mescid-i Aksa Aksa kelimesi "en uzak" anlamındadır. Mescid-i Aksa da Mekke'ye olan uzaklığından dolayı böyle adlandırılmıştır. Yani, "en uzak mescid" demektir. Harem-i Şerif yapılarının içerisinde Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir. Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir. Kubbet-üs Sahra Bugün pek çok kimse tarafından Mescid-i Aksa zannedilen üstü altın kaplı, sekiz köşeli yer aslında Kubbet-üs Sahra adlı yapıdır. Bir dönem Kubbet-üs Sahra'yı ele geçiren Haçlılar, burayı kiliseye çevirmişlerdir. Daha sonra Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra burayı kilise olmaktan çıkararak, cami olarak ziyarete açmıştır. Bugünkü görünümüne ise Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle kavuşturulmuştur. Ayrıca Kudüs'te Hz. Ömer Camii ismiyle bilinen bir mescit vardır ve Kubbet-üs Sahra da genellikle bu mescid ile karıştırılır. Oysaki bu mescit, Harem-i Şerif'in dışında, 500 metre daha batıda yer almaktadır. Hacer-i Muallâk Kubbet-üs Sahra'nın içinde "Asılı Duran Taş" anlamına gelen Hacer-i Muallâk taşı bulunmaktadır. Hz. Peygamber (sav)'in Miraç'a çıktığı kabul edilen kaya işte burasıdır. Bu kayanın en geniş yeri 18 metre, en dar yeri ise 13.5 metredir. Bu kayanın içine on bir basamak merdivenle inilebilmektedir. Kayanın iç kısmı yaklaşık 1.5 metre yüksekliğinde ve 4.5 metre x 4.5 metre boyutlarında boş bir mekandır. İçeriden tavana bakıldığında havada asılı izlenimi verir, bundan dolayı Hacer-i Muallâk olarak anılmaktadır. Mescidi Aksa'nın Müslümanlar İçin Önemi : Mescidi Aksa bilindiği üzere Müslümanların ilk kıblesi ve harem mescidlerin üçüncüsüdür Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de Mescidi Aksa'dan adıyla söz etmekte ve bu mescidin etrafının mübarek kılındığını bildirmektedir Bu konuda İsra suresinin birinci ayetinde şöyle buyruluyor: "Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir Şüphesiz o duyandır, görendir " Hadis-i Şerif: “Yolculuk ancak şu üç Mescidden birine olur; benim şu mescidime (Medine-i Münevvere’de), Mescid-i Haram’a (Kâbe) ve Mescid-i Aksa’ya.” Müslim Kitabül Hacc 15/415 Kubbet-üs Sahra’nın Müslümanlar İçin Önemi: Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) Kubbet-üs Sahra içindeki kaya üzerinden Mirac’a yükselmiştir. İslam mimarisinde bilinen ilk kubbeli eserlerden birisidir. Harem-i Şerif içerisin de yer alan, Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra, Müslümanlar için Kutsal sayılır ve her ikisi de aynı öneme sahip olmalıdırlar. Alıntı
Φ solt23 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2009 tam olarak bilgi degil bu ama cok ilginc gercekten eline saglik baktikca daha cok aciklama yapan olmur bilgisi olan arkadaslar daha öyle şeyler varki şaşarsın biz geçiciyiz bu dünyada Alıntı
Φ braveheart78 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2011 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2011 Yok bi bilgim bi nette gezerken gördüm aynı böle yazıodu Doğru mu yanlış mı bilmiom yani AÇIKLAMA Bu taşın adı Hacer-i Muallak'tır anlamı asılı duran taş demektir. Peygamberimizin Miraca çıkarken bastığı ve ayak izinin bulunduğu kaya ; Kuruluş Kayası, Oyuk Kaya da denir. Altı boş olan ve sadece bir köşesinden destekle durabilen bu kaya parçası, Kudüs'te Kubbet-üs Sahra'nın içindedir. Kayanın en geniş yeri 18 metre, en dar yeri ise 13.5 metredir. Bu kayanın içine on bir basamak merdivenle inilebilmektedir. Kayanın iç kısmı yaklaşık 1.5 metre yüksekliğinde ve 4.5 metre x 4.5 metre boyutlarında boş bir mekandır. İçeriden tavana bakıldığında havada asılı izlenimi verir, bundan dolayı Hacer-i Muallak olarak anılmaktadır. Hz. Fatma bu kayanın yanında namaz kıldıgından özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınların dua ettikleri bir mimber yapılmıştır. Cami içinde mermere gömülü ve dışı tahta oymalı bir kutu içinde sakalı şerif vardır. Ziyaretçiler bu sakal-ı şerife dokunabilmek için ellerini bu kutunun içine sokarlar. Yine muallak taşının altında, Hz.Huhammed, kendisini almaya gelen meleğin kanatlarının üzerinde iken, onunla birlikte yükselen kaya, peygamberimizin işareti ile durmuştur.Kayaya sonradan sütunlarla destek yapılmış. Alıntı
Φ mor burunlu tavşan Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2011 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2011 bu resim photoshoplanmış orjinalinde kaya bir kısımdan toprağa tutunuyor... müthiş bir denge unsuru olarak gösteriliyor hatta... yalan yanlış haberler hatta milleti korkutmak adına kıyamet falan filan sokuluyor işin içine... araştırmadan inanmayın böyle şeylere Alıntı
Φ live Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2012 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2012 Fotoğraf gerçek arkadaşlar , havada asılı Alıntı
Φ Yeliz Bıçakçı Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2013 Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2013 ilginç gerçekten... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.