Misafir diktas Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 başörtüsü neden sorun haline getiriliyor çünkü ülkemizde hala demokrasiyi içine sindirememiş herkesin kendileri gibi düşünmesi gerektiğini düşünen vatandaşlar insanların başlarını örtmesini istemiyor.onlar başörtüsünü hala siyasi bir sembol olarak görmekteler.halbuki örtünmek Allah'ın emridir.bir bayanın saçını görmeye bu kadar mı meraklısınız? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Zamanında türban alarm zilleri çaldıracak kadar yoğun olarak siyasi malzeme olarak kullanıldığı için. Türban yasağından daha aylar önce. Üniversitelerde başı açık öğrenciler saldırıya uğradığı için. Refah partili belediyelerde başı açık memurelerin iş akitleri feshedildiği için. İktidardaki refah partisinin gençlik örgütünün başkanının çıkıp başı açık kadınlar için "kafalarını tavuk gibi kopartacağız" dediği için. Dahası şimdi "inanca saygı" diyen bazı insanların tüm olup biterken seslerini çıkarmadıkları kimisininde memnun olduğu için. Bunun neticesinde binler öğrenci bayan mağdur olmuştur. Ancak ortada olan bir ders vardır. Zamanında türbanın siyasi malzeme olarak kullanılmasına sesini çıkarmayanlar bu dersi almış olmaları gerekir. Not: Diktaş. İmzandaki yazıya baktıktan sonra. Senin demokrasiden bahsetmen gerçekten çok komik durmuş arkadaşım. Örtünmeyen insanları hayvana benzetip ardından örtünenlere saygı beklemek işte benimde tam olarak anlatmaya çalıştığım bu. Bir yandan insanlardan kendisi gibi olmayanlara saygı göstermesini bekliyorsun. Bir yandan örtünmeyen kadınları hayvana benzetiyorsun. İşte bu yüzden hala türban tartışması var. Alıntı
Φ zaia Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Zamanında türban alarm zilleri çaldıracak kadar yoğun olarak siyasi malzeme olarak kullanıldığı için. Türban yasağından daha aylar önce. Üniversitelerde başı açık öğrenciler saldırıya uğradığı için. Refah partili belediyelerde başı açık memurelerin iş akitleri feshedildiği için. İktidardaki refah partisinin gençlik örgütünün başkanının çıkıp başı açık kadınlar için "kafalarını tavuk gibi kopartacağız" dediği için. Dahası şimdi "inanca saygı" diyen bazı insanların tüm olup biterken seslerini çıkarmadıkları kimisininde memnun olduğu için. Bunun neticesinde binler öğrenci bayan mağdur olmuştur. Ancak ortada olan bir ders vardır. Zamanında türbanın siyasi malzeme olarak kullanılmasına sesini çıkarmayanlar bu dersi almış olmaları gerekir. Not: Diktaş. İmzandaki yazıya baktıktan sonra. Senin demokrasiden bahsetmen gerçekten çok komik durmuş arkadaşım. Örtünmeyen insanları hayvana benzetip ardından örtünenlere saygı beklemek işte benimde tam olarak anlatmaya çalıştığım bu. Bir yandan insanlardan kendisi gibi olmayanlara saygı göstermesini bekliyorsun. Bir yandan örtünmeyen kadınları hayvana benzetiyorsun. İşte bu yüzden hala türban tartışması var. :clover: birde bazi belediye otobusculeri basi kapalilara torpil geciyor, bir seferinde basi acik bir teyze durumu kavrayip olay yaratmisti... ama en sevdigim olay hani o acaip makyajli kapalilar var ya, super yani. bir de guzel guzel "bas ortunme modalari" (vallahi kuafor'leri bile oluyor!). oysa benim bildigim Kuran'da "mutevazi gorun" denmesiydi -- celiski olmuyor mu? yani ben dogal halimde, makyajsiz, sacimi oylesine salip, uzerime ne rahatsa giyinip, ciktigim icin "gunah islemis" oluyorum daaa o ozel olarak makyajlanmis, ozel ozel ortuler takinmis (hani sacinizi yapapileceginizden daha da guzel kapsiyor saclarini o ortuler -- eskiden kadinlarin giydigi o guzel guzel sapkalar gibi), guzel guzel de vucut olculerini belirten ama teknik olarak "kapali" sayilan giysilerini giyen o "dindar" ablalarimiz pek de saf oluyorlar dimi? Babaannemin dindarligini anliyorum, icten saygi duyuyorum -- biliyorum ki Babaannemin dualari hakkaten gecerli. ama o yeni dindarlari da hic anlamiyorum ya. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Zamanında türban alarm zilleri çaldıracak kadar yoğun olarak siyasi malzeme olarak kullanıldığı için. Türban yasağından daha aylar önce. Üniversitelerde başı açık öğrenciler saldırıya uğradığı için. Refah partili belediyelerde başı açık memurelerin iş akitleri feshedildiği için. İktidardaki refah partisinin gençlik örgütünün başkanının çıkıp başı açık kadınlar için "kafalarını tavuk gibi kopartacağız" dediği için. Dahası şimdi "inanca saygı" diyen bazı insanların tüm olup biterken seslerini çıkarmadıkları kimisininde memnun olduğu için. Bunun neticesinde binler öğrenci bayan mağdur olmuştur. Ancak ortada olan bir ders vardır. Zamanında türbanın siyasi malzeme olarak kullanılmasına sesini çıkarmayanlar bu dersi almış olmaları gerekir. Not: Diktaş. İmzandaki yazıya baktıktan sonra. Senin demokrasiden bahsetmen gerçekten çok komik durmuş arkadaşım. Örtünmeyen insanları hayvana benzetip ardından örtünenlere saygı beklemek işte benimde tam olarak anlatmaya çalıştığım bu. Bir yandan insanlardan kendisi gibi olmayanlara saygı göstermesini bekliyorsun. Bir yandan örtünmeyen kadınları hayvana benzetiyorsun. İşte bu yüzden hala türban tartışması var. Siyasi malzeme haline gelmeden türban herkes birbirine karşı daha ılımlıydı diye hatırlıyorum..Ne zaman ki bazı partiler bunu oy potansiyeli olarak gördü, siyasete alet etti durum bu hale geldi.. Kendi aralarında bile bölündüler renk, bağlayış biçimi vs olarak...Artık kimin hangi partiden olduğunu yada hangi tarikattan olduğunu başına bakıp anlayabilir hale gelmiştik.. Annem de başörtülü, ama bildiğimiz geleneksel başörtüsü, hani çene altından bağlanan...Yıllar yılı kimse böyle içeri giremezsiniz demedi, neden acaba? Askeri mekanlarda yapılan düğün törenleri de dahildi buna... Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 (CYRANO @ Sep 12 2006, 09:12 AM) <{POST_SNAPBACK}> Atlanılan nokta hala yerinde duruyor. Türban bir siyasi simge oldu mu olmadı mı bu yasaktan önce. Yani gerçekten, Türbanı üniversitelerde devlet dairelerinde yasaklayanlar" dur insanlar inançlarını yerine getirmesin" diye mi yasakladı. Yada bu insanlar, bunun tepki çekeceğini ve birilerinin koz olarak kullancağını düşünemiyorlar mıydı. Veyahut ne gibi bir çıkarları olabilir Türbanı yasaklamakla ? Tabi bir çok insan Türban tartışmasına. Okullarda yasaklanmasından sonra dahil olduğu için, bu sorunun temelini atlar. 28 şubat öncesi iktidar döneminde, Ünviersitelerde başı açık öğrencilerin taciz edildiği saldırıya uğradığını, Belediyelerde başı açık memurelerin iş aktinin fesh edildiğini. Ve o dönem bu tür şeylere karşı, İktidardaki partinin küstahça yaklaştığını. Bu gün türban konusunda demokrasiden bahsedenlerin ise, Bunlara seslerini bile çıkarmadıklarını bilmez ya da hatırlamaz. Türbanlı- Başı açık ayrımı nasıl doğmuştur. Ben size söyliyeyim. MGV başkanlarının başı açık kadınlar için "tavuk gibi kafalarını koparırız" demesiyle. Üniversitelerde bahsettiğim olayların yaşanmasıyla. Belediyelerde bahsettiklerimin yaşanmasıyla. Bu ayrım doğmuştur. Ama bu ayrımı doğuranlar ve yaratanlar. Türban takılmasından rahatsız olanlar değil, takılmamasından rahatsız olanlardır. Kendilerini güçlü hissetikleri anda, Başı açık bayanlara saldırmalarıdır. bundan sonra okullarda ve kamusal alanlarda dini semboller yasaklanmıştır. Peki aynı mantık değişmiş midir ? Hayır yine aynıdır. Karaburunda bikinili diye bir genç kızın taciz edilmesine hakaret edilmesine verilen tepkilere baktım. Türban yasağı bu mantığın yanında melaike kalır. Ha diyeceksiniz ki, Bir kesimin yanlışları başkalarına mal olur mu? olur bu iş hep böyle olmuştur. Eğer kendilerine mal olmasını istemeyenler. zamanında gereken tepkiyi ortaya koymazlarsa. Yaratılan tablo kendilerinide vurur. En basiti YÖK örneğidir. Ben öğrenciyken, YÖK ü protesto ediyorum diye, bana satırlarla saldıran kişileri. ertesi sene YÖK ü protesto ederken gördüm. Sayın CYRANO, bir kaç noktada haklısınız. Tepki meselesinde özellikle. Birilerine baskı ve zulüm yapılırken ses çıkartılmaması, kılıç size döndüğünde ise bağırmanız ahlaki değildir. Sol örgüte mensup insanlar işkencelere maruz kalırken ses vermeyenler solculardan destek beklememelidir. Ancak, sol örgüt mensuplarıyla beraber meydanlarda bir takım mitinglere katılmamızı beklemeniz de aynı derecededir. Tabiki YÖK protestosu gibi eylemlerde bir noktada bulunabiliriz. Yanlış anlamayın, size solcusunuz falan demiyorum. Türkiye de bir dönem komünizm taraftarı olan insanlar çeşitli işkencelere maruz kaldılar ama müslümanların pek bir sesi çıkmadı. Yalnız tersi de doğru, bir takım inkilaplardan sonra müslümanların da üzerine fazlasıyla gelindi ancak buna soldan veya başkaca yerlerden de ses çıkmadı. Burası Türkiye ve burada sivil toplum anlayışı gelişmiş değil. Bu ülkede komünizm gelecekse onu getirmeyi kendilerine hak ve görev bilmiş elit bir tabaka var. Sivil toplum maleseflere oynuyor. Ortak bir payda da bu zamana kadar buluşmamıştık ancak tezkere hadisesinde ben bazı sendikaların (gösteriye katılan sendikalara bakıldığında sola mensup oldukları görülecektir) düzenlediği mitinge katıldığımda birçok başörtülü kişinin destek verdiğini gördüm. Dolayısıyla artık hakların mücadelesi veriliyor. Bu da yavaş yavaş demokrasi bilincinin yerleştiğini gösteriyor. Değil mi ki demokrasi mücadelelerin tarihidir. Gelelim Türban yasaklamasına...Bu konuda sanırım bir bilgi eksikliğiniz var. Evvela Türbanın nasıl ortaya çıktığını, ihtilal sonrasında ne olduğunu, Doğramacı zamanında neler olduğunu sanırım bilmiyorsunuz. İlk başörtülü öğrenci: Babacan Türkiye başörtüsü tartışmalarının bugünkü halini aldığı ilk olayla gençlik hareketlerinin dünyayı sardığı yıllarda karşılaşır. A.Ü. İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan 1967 yılında başı örtülü olarak İslam tarihi dersine girer. Kürsüdeki hoca Prof. Neşet Çağatay, Babacan'ı farkeder ve yıllarca aynı kalıp içinde tekrar edilecek olan cümleyi ilk kez sarfeder: "Hey sen! Sen başörtülü kız! Sınıfta bu kıyafetle oturamazsın. Ya başını aç ya da dışarı çık!" Gerilimin sürmesi ve genç kızın bir gün tartışma esnasında bayılması üzerine konu basına yansır. İlahiyat Fakültesi'nde öğrenci eylemleri yapılır. Bu eylem öğrenci eylemlerinin ilki olarak Türkiye tarihe geçer. Başörtüsü ile bir sembol haline gelen, başını örtme biçimi 'Şulebaş' olarak adlandırılan ve hapis yatan ilk başörtülü yazar ise Şule Yüksel Şenler olur. Erken bir yaşta hikaye yazmaya ve gazeteciliğe başlayan Şenler, önce Mehmet Şevket Eygi'nin Bugün gazetesinde "İslam Kadını" başlığıyla yazılar yazar, daha sonra Babıali'de Sabah gazetesinde "Kadın ve Giyim" başlıklı bölümde modern tasarımlı tesettür kıyafetlerini yayınlar. Toplumsal bir figür halini alan Şenler, tüm yurdu dolaşarak "İslam'da kadının mükellefiyetleri ve vazifeleri" konusunda konferanslar verir. 1980 darbesinden sonra başörtüsüne getirilen yasak üzerine YÖK Başkanı Doğramacı 'türban'ı teklif eder. Başörtüsünü topluma yabancılaştıran türban adlandırması hem anlam kaymasına yol açar, hem de türbanı 'korku' öğesi olarak yeniden kodlar. 12 Eylül 1980 askeri darbesini takip eden yıllar boyunca başörtüsü ve başörtülü öğrenci tartışmaları ülke gündeminin değişmez maddelerinden biri olur. İhtilal yönetiminin tasarrufuyla kurulan Yüksek Öğretim Kuru- mu(YÖK)'nun başkanlığını yapan Prof. İhsan Doğramacı, yasağın devam ettiği 1984 yılında, gerilimi düşürmek, başörtülü kız öğrencilerin okullarına devamını sağlamak amacıyla ara bir çözüm olarak "türban"ı teklif eder ve üniversitelere talimat verir. Saçı kapatan ama boynu açıkta bırakan, Fransızca kökenli türban kelimesi bundan sonra başörtüsü yasakları çerçevesinde sorunlaşan konuya adını verir. Bir anlam kayması yaşanır ve başörtüsünü modern şekilde bağlayan genç kızların örtüsü de yanlış bir adlandırmayla türban olarak telâffuz edilir. 12 Eylül darbesinin ardından İmam Hatip Liselerinde de ilk kez başörtüsü yasağı uygulanır. Daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan resmi bir yazı ile öğrencilerin sadece Kur'an derslerinde başlarını örtmelerine izni verilir. Başörtülü öğrencilerin yükseköğretim kurumlarında görülmeye başlandığı bu yıllarda YÖK, 20 Aralık 1980 tarihli genelge ile üniversitelerde başörtüsünü tamamen yasaklar. Başörtülü genç kızlar bu yıllarda çoklukla koyu renkli robadan geniş pardösüler giymekte omuzları tamamen kapatan büyük ve koyu renkli başörtüler bağlamaktadırlar. Bu yıllar üniversite önlerinde başörtüsüyle eğitim özgürlüğünü talep eden öğrencilerin protesto eylemleriyle geçer. Solcu öğrencilerin de katıldığı bu eylemlerle sorun, tavır alınan ve tüm Türkiye tarafından bilinen bir konu haline gelir. Evren: Türbanlılar tamam ama ya çarşaflılar ve mayolular da gelirse Başörtüsüne "türban" adının verildiği bu yıllar, Turgut Özal'ın başbakanlığının ilk yıllarıdır. Özal yasağa karşı çeşitli girişimlerde bulunur ve 1984 yılında YÖK'ten türbana izin çıkar. Aynı yıl türban yüzünden okuldan uzaklaştırılan bir kız öğrencinin itirazını reddeden Danıştay'ın kararı, tartışmaları alevlendirir. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in "Türkiye'de irtica tehlikesi var" demesi üzerine YÖK, Danıştay kararına da uyarak 1987 yılında türbanı tekrar yasaklar. Turgut Özal 1987 genel seçiminden hemen sonra Meclis'te, türbanı serbest bırakmak için yasa tasarısı hazırlığı başlatır. ANAP Malatya Milletvekili Bülent Çaparoğlu'nun öncülük ettiği çalışma sonucunda yasa çıkar ama Cumhurbaşkanı Kenan Evren "türbanlılar tamam ama çarşaflı ve mayolular da gelirse ne olacak" diyerek yasayı veto eder. Bunun üzerine Turgut Özal ve Avni Akyol, YÖK Başkanı İhsan Doğramacı ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le konuşup mutabık kaldıktan sonra YÖK Disiplin Yönetmeliği'nde değişiklik yapılır ve türbana özgürlük sağlayan yeni yasa Aralık 1988'de Meclis'ten geçirilir. Evren yasayı bu defa veto etmez, önce imzalar, sonra da Anayasa Mahkemesi'ne götürür. Mahkeme 26 Mart 1989 yerel seçimlerinden hemen önce türban yasasını iptal eder. Bunun üzerine İstanbul başta olmak üzere ülkenin pekçok şehrinde geniş katılımlı protesto mitingleri düzenlenir. ANAP mahkemenin iptal gerekçesini dikkate alarak 25 Ekim 1990'da yükseköğretim kurumlarında başörtüye serbesti getiren üçüncü kanunu çıkarır. Bu defa SHP iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurur, talep reddedilir. 2547'nin ek 17. maddesi uyarınca üniversitelerde her türlü kılık ve kıyafet serbest olur ve 1997'de Kemal Gürüz'ün YÖK Başkanı seçilmesine kadar 7 yıl boyunca 81 üniversitede 150'ye yakın rektör ve 2 YÖK başkanı tarafından uygulanır. Başörtülü kız öğrencilerin çoklukla, herhangi bir yasakla karşılaşmadan üniversiteye devam edebildiği 1990'lar, başörtülü kadınların aktif siyasetin ve değişik iş alanlarında yer almaya başladığı yıllardır. Refah Partisi iktidarının ilk yıllarından 28 Şubat'a kadar gelinen dönem, hem başörtülülerin kamusal alanda sıkça görüldüğü hem de toplumsal cepheleşmenin ve zıtlaşmanın simgeler üzerinden yürütüldüğü bir dönemdir. Gerilimin arttığı bu yıllarda jakoben laik-Kemalist kesim tarafından erkeklerde sakal, kadınlarda başörtüsü 'şeriat özlemindeki' İslamcı kesimin görünür 'siyasi/ideolojik' işaretleri olarak algılanır. http://www.yenisafak.com.tr/diziler/basort...asortusu02.html undefined Bu bilgiyi Suheda'nın sorması üzerine alıntılamıştım. Siz görmediniz sanıyorum... Ama gördüğünüz gibi yasak sizin belirttiğiniz sebeple çıkmış değil. Ama ne demiştim bir yazımda, devlet nispet yapmaz, devlet intikam almaz. Böyle bir karşılaşmayı devlet yap/a/maz. Ne bu intikam mı alınıyor. Siz öyle yaptınız alın bakalım. Türbanlı başı açık ayrımı demişsiniz ama sanırım o ayrım tam böyle değildir. Başıörtülü başı açık olmalıdır. Bugün Türkiye de başı örtülü, türbanlı ayrımı yapılmaktadır. Kendilerini güçlü hissettiklerinde başı açık kadınlara saldırmaktan bahsediyorsunuz, pekiyi bugün bu niye yok. Acaba müslümanlar bu ülkede bundan daha fazla hangi dönem güçlü olmuşlardır. Belirttiğiniz hadisenin yaşanmış olduğunu varsaysak bile bu bir yanlıştır. Kimse kimseyi zorla kapatma hakkına sahip değildir. Zorla kapatmanın da islam nazarında bir yere tekabül etmediğini en bağnaz müslümanın dahi bilmesi gerekir. Hayır yine aynıdır. Karaburunda bikinili diye bir genç kızın taciz edilmesine hakaret edilmesine verilen tepkilere baktım. Türban yasağı bu mantığın yanında melaike kalır. demişsiniz. Ne karaburun neresidir onu biliyorum ve ne de böyle bir olayı duydum. Var olduğunu varsayarsak bunu yapanlar halt etmiştir. Ancak tersi doğru değildir. Madem kız veya kadın taciz edilmiştir o halde türban yasağı meşrudur ve az bile gelir anlayışı doğru değildir. Taciz varise tacizciler cezalandırılmalıdır. Cezanın olayın başaktörleri olan erkeklere verilmesi gerekir. Neden bayanlara ceza veriliyor. Bir de bunu incelemek lazım. Neden erkekler değil de kadınlar cezalandırılıyor. Rövanş mı almak derdine düşmüş devletimiz. Geçmişte bir takım yanlışlıklar yapılmış, hem sol, hem islamcılar, hem muhafazakarlar, hem mazoşistler, hem antropologlar, ve hem de monologlar birbirlerinin özgür olabilme haklarını savunmamışlar ama bugün yanlışın bir yanlış olduğu ( ismet özelden) unutulmadan bundan sonra doğru olanı yapma zamanıdır. Birbirimizin düşüncelerine katılmasakda haklarının savunabiliriz. Geçmişte kimse lehine tozpembe şeyler yok. Yukardaki metnin tarihine baktınız mı? Bakın o halde...Pekiyi ilk türban yasağına baktınız mı? Bakın o halde...Pekiyi ben birkaç gün evvel bir arpa boyu yol alamadık ve tartışmanın anlamı kalmadı artık dedim mi? Tabi ki, dedim... Pekiyi bu cevabı 1 yıl evvel alan arkadaşım niye hala aynı ısrarı dillendiriyor... http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=357844 Türban meselesini gerçekten öğrenmek isteyen varsa başı da sonu da kayda değer bir tartışma için yukardaki linke tıklasınlar...Selamlar ile... Alıntı
Φ göçmen kızı Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 evet insanlar istediklerini yapmakta özgürdürler fakat bazıları insanlarımızın iyi niyetlerini ve bu zayıf noktalarını kullanamya çalışıp büyüttükçe her iki tarafta büyütüyor Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 http://www.yenisafak.com.tr/diziler/basort...asortusu02.htmlundefined Yukardaki metnin tarihine baktınız mı? Bakın o halde...Pekiyi ilk türban yasağına baktınız mı? Bakın o halde...Pekiyi ben birkaç gün evvel bir arpa boyu yol alamadık ve tartışmanın anlamı kalmadı artık dedim mi? Tabi ki, dedim... Pekiyi bu cevabı 1 yıl evvel alan arkadaşım niye hala aynı ısrarı dillendiriyor... http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=357844 Türban meselesini gerçekten öğrenmek isteyen varsa başı da sonu da kayda değer bir tartışma için yukardaki linke tıklasınlar...Selamlar ile... Tartışamaların bir kişinin istediği seyirde devam etmesi gibi bir kural yok. Artı ben buna cevap vermiştim, niye hala yazılıyor gibi bir yaklaşımada yer yok. Halen neden tartışılıyor sorusunun cevabı bu topicte var. Zira bir kişinin hem başı açık bayanları hayvana benzetip aynı zamanda inanca saygı gösterilmemesinden şikayet ettiğinide görüyoruz. Türban yasağı 28 şubat'tan sonra genel olarak üniversitelerde ve kamu kuruluşlarında uygulamaya başlanmıştır. Bakılacak noktada bellidir. Bu ülkede 28 Şubat'tan önce neler oldu. Türban nasıl siyasi alana malzeme oldu. Tüm bunları görmezden gelip. Ve sanki bu ülkede Refah Partisi iktidarı döneminde Türbanlı olup olmamak bir ayrım haline getirilmemiş gibi. Yani kendi işine gelmeyen gelişmeleri tümden yok sayıp bir kornoloji çizme amacı boştur. Bu ülkede Türban lı olup olmamak bizzat bu gün mağduriyetten bahseden zihniyet tarafından bir ayrımcılık konusu haline getirilmiştir. Alıntı
Misafir diktas Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Zamanında türban alarm zilleri çaldıracak kadar yoğun olarak siyasi malzeme olarak kullanıldığı için. Türban yasağından daha aylar önce. Üniversitelerde başı açık öğrenciler saldırıya uğradığı için. Refah partili belediyelerde başı açık memurelerin iş akitleri feshedildiği için. İktidardaki refah partisinin gençlik örgütünün başkanının çıkıp başı açık kadınlar için "kafalarını tavuk gibi kopartacağız" dediği için. Dahası şimdi "inanca saygı" diyen bazı insanların tüm olup biterken seslerini çıkarmadıkları kimisininde memnun olduğu için. Bunun neticesinde binler öğrenci bayan mağdur olmuştur. Ancak ortada olan bir ders vardır. Zamanında türbanın siyasi malzeme olarak kullanılmasına sesini çıkarmayanlar bu dersi almış olmaları gerekir. Not: Diktaş. İmzandaki yazıya baktıktan sonra. Senin demokrasiden bahsetmen gerçekten çok komik durmuş arkadaşım. Örtünmeyen insanları hayvana benzetip ardından örtünenlere saygı beklemek işte benimde tam olarak anlatmaya çalıştığım bu. Bir yandan insanlardan kendisi gibi olmayanlara saygı göstermesini bekliyorsun. Bir yandan örtünmeyen kadınları hayvana benzetiyorsun. İşte bu yüzden hala türban tartışması var. yeni gördüm bu mesajı bu yüzden yeni yazıyorum.anlaşılan imzanın altına açıklamasını da yazmak gerekiyor.çünkü idrak edemeyen arkadaşlar var.o imza mehmet akif in şiiridir.orda başı açıklara hayvan denmiyor.lütfen çarpıtmayın. buyrun bir daha yazıyorum burdan başı açıklara hayvan dendiği çıkıyoru mu? "Medeniyet dediğin açmaksa bedeni Derim ki hayvanlar insanlardan daha medeni!!!" nasıl onu çıkardınız anlamadım... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Ben imzada yazanıda çok iyi anladım. Ne anlattığınıda merak etme dostum. "Medeniyet dediğin açmaksa bedeni Derim ki hayvanlar insanlardan daha medeni!!!" Bu cümlede örtünmeyenler hayvana benzetilmektedir. Ve Mehmet Akif zamanında Kısa etek giyen, yada taytla dolaşanlarda olmadığı için şairinde bedeni açmaktan kastettiği bellidir başını açmak yani. Alıntı
Misafir diktas Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 eğer sen bedenden başı anlıyosan diyecek sözü yok zaten tartışmanın da bir anlamı yok.nasıl anlamak istiyorsanız öyle anlayın.ama ben dediğinizi kast etmedim. selametle Alıntı
Φ reisbalkes Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 oncelıkel sunu belırtmek ısterımkı adı turban olmus basortusu olmus farketmez dınımızde kadınalrın nasıl ortnecegı gayet acık sekılde belırtılmıstır.o yuzden ne kanunı ne fıkrı acıdan turbanı yendıen betımleme calısmalarına gerek yoktur. son donemlerde tekrar baslayan cagdas turban moda turban tasarımı atıl kutoglu tasarımı gıbı cesıtlı turban modellerı tasrtısma konsuu olmustur.suanda gıyınılen turban zaten cagdas bır turbandır.bunu dahda acma cabaları turbanı amaıcnda cıkartıp bır moda malzemesı halıne gıtrıemkten basak bırsye dgeıldır. bunların tek nedenı laıklık ıle baslayan turbanın cesıtlerıyle kamu alanlarına gırılmesı seklıne donusen turban takmadan perukla gırlmesını hosgoren bır zıhnıyetın aklınca dınde reform cabalarıdır. bızım ulkemızde skeılcılge nekadar onem verıldıgı asıkardır.devlet baskanalrımız bıle 40 araba eslıgınde yol kapatılarak yoldan gecerler kızlarımız bıle skeılcılege onem vererek erkek arkadas secerler.ama bılmezlerkı unıversıte kelımesının unıvercıty kelımesınden turedıgıı ve bu komplekslerde bılılerın yarıstıgını beyınelrın gelıstıgını bu gelırsen beyınelrdekı sapkanın basortsuunun hıcbır onemı olamdıgını bılmezler.ayırca ogrencı kollar kurarlar add gıbı duusnce derneklerıne ogrencı kaydı yaparlar hatta ogrecı platformaları kurarlar bazı unıversıtelerde aıckca sıyası propagandaya ızın verırler sonra basortusu sıyasal sımge dıye ıcerı sokmazlar.ya ıcındkeı beyını nasıl dısarı cıkaracakalr.pekı beynı bos bası acık kızları nıye ıcerı alıyorlar. geleleım kamu kurumalrına.kamu kuurmalrında amac kurum mudurlerının gozuna hos gorunmektır.basortulu bır bayan arkadas kurum mudurune hos gorunmeye bılır.pekı aynı zıhnıyetettekı erkek arkadasında almayalım ozaman ıcerı.hanı onun bası acık ya:)))))) bunun sonu nereye varacak. ben soyleyyeım arakdaslar nasılsa bası kapalı olarak gezmek bır ogretmene yakısmıyor cezasını vedık e artık dısarda bası kapalı gezen yok demekkı zıhnıyet dgeıstı artık tam cagdasız camılere gerek kalmadı nasılsa tarıhı olanalr kalsın gerısını yıkın zaten ezan sesıde rahatsız edıyor ıyıce ozlelıklede sabah ezanı uykumun en tatlı anında uyandırıyor yaaaa.... arkadaslar bu ulke kurtarılırken bası baglı benım anam sırtında mermı tasıdı askelrlerım allah allah seslerı eslıgınde sheıt dustu.bız vatanımızı mılletımız dınımıze dusman olanalr bızım ceddımız camılere toplayıp yaktılar.ozlelıkle bekledıler cuma namazını bu mıllet allah askıyla yanıp tutusuyor dıye. ve ataturk vefat ettı nası ankaraya tasınırken yol boyunca eskısehıren ankaraya kadar yolara mum yaktılar elerı duada o gecerken mum aydınalttı yolları goklere dua seslerı karıstı. ne dıyor mehmet akıf benım ıman dolu gogsum gıbı serhattım var ulusun korkma nasıl boyle bır ımanı bogar medenıyet dedıgın tek dısı kalmıs canavar arkdaslar medenıyet dedıgımız sey cagdaslık deıdgımız sey bu degıl vanda ermenı kılısesını acanalrı alkıslamak namaz kılan ınanaları asagılamak degıl medenıyet medenıyet demek alkollude olsa oruc tutulru namaz 3 vakıttır dıyenelrı ataturkcu dıyererk mılletvekılı yapmak gerısını yobaz snıfına koymak degıldır medenıyet demek degsıemz degrelerını korumak ne dınsız turkum ne soys..z musluman kavramını yuceltmektır kı yoksa degrelerını kaybeden ulkerın durumu ortada baska ulkelrden aman bekleyen ırak amerıkan askerı elınde ey turk tıtre ve kendıne don Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2007 medenıyet demek degsıemz degrelerını korumak ne dınsız turkum ne soys.z musluman kavramını yuceltmektır Buna medeniyet değil dogmacılık denir. Medeniyet'in anlamını bilmek için biraz araştırıcı olmak gerekir. Medeniyet arapça bir kelimedir. Medine kelimesineden gelmektedir. Medine şehri dışında dağınık yaşayan gurplar, medine şehrindeki topluca, birlikte üretip paylaştıkları, şehirli yaşam biçimine özenerek onlara medineli, medeni diyerek türetmişlerdir bu kelimeyi. Günümüzde medeniyet kavramı, her nekadar teknolojik olanaklarla rahat yaşam anlamında düşünülmekte isede, teknolojiyi ayrı siyasetlerin biribirlerine üstün kılmak amaçlı kullanmalarıyla da şiddet doğmaktadır. O halde nedir medeniyet; gelişen teknolojinin insanlığa getirdiği rahatlamayıda kullanarak, kardeşçe, barış içerisinde, inanç ve etnik değerleri ön plana almadan, tüm insanlık için üreterek yaşama kabulüdür. Tüm insanlar kardeştir. Tüm farklı kültürlerdeki yalnızca insan haklarına özgü gelişmelere ihtiyacımız vardır. Farklılıkları ön planda tutmak, kişileri farklılıklarla yaşamaya zorlamak kavga ve şiddetin kaynağıdır. Kültürler, ahlaki kurallar zaman içerisinde insan ihtiyacı ve hakları için törpülenmekte en mantıklı, en doğru şeklini almaktadır. Geriye dönüş ise olumsuzluklara, ihtiyacı karşılamayan yaşama, kurallara, değerlere dönüş demektir. Bilimde değişmeyen hiç birşey yoktur. Değişmeyen değerlerimiz diyerek eskiye sahip çıkmak, gericiliği, dogmacılığı, ortaçağ zihniyetini korumaktır. Nedir bu değişmeyen değerlerimiz ? Nedir aynı haklarla diğerler toplumların da yücelttiği değişmez değerleri ? Katliamlara sebep olan farklı kimliklermi ? Olmaz olsun. İlk olması gereken "değerimiz" insan olmak değilmi ? Yaşasın farklı kimlikleri, değerleri ön planda tutmadan barış içinde, kardeşçe yaşam. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2007 Bir süredir gündemin en başat konusu olan Cumhurbaşkanlığı probleminin birinci öncelikli mevzuu müstakbel first leydi”nin başörtüsüdür. Bay Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı neticesinde başörtüsü konusunun gündeme taşınmasına vesile olan Bayan Gül bu durumdan memnun mudur bilemiyoruz ama yapılan tartışmaların ana unsuru olması gereken gündeminden tamamen saptırdığı aleni bir gerçektir. Son süreçte öyle bir maceranın içerisine sürüklenildi ki, konu sıradan bir “moda” tartışmasına hapsedildi. Vakıanın gerçek boyutları ikinci hatta üçüncü plana atılarak “örtünmenin modern tarzı” birincil gündem haline getirildi. Moda konusuyla eşzamanlı tartışılması yaygınlaştırılan başörtüsünün asıl anlamı gündemden düşürülürken, birinci öncelik olması gereken tesettür bu hengamenin yenilen tarafı haline getirildi. Böylelikle her Müslüman kadın yada erkeğin yaşantısının her aşamasında dikkat etmesi gereken tesettür öncelikle başörtüsüne, başörtüsü ise modaya hapsedildi. Bu hapsedilme öyle bir çelişkiyi ortaya çıkardı ki, toplumdaki tesettür duyarlılığı başka bir yola sürüklendi. O sebeple artık bu ülkede başörtüsü denildiği zaman akla tesettürün gelmediğini söylemek mümkündür. Buna itiraz edebilecekler çıkacaktır. Belki şu an için yukarıdaki yargı cümlesi erken olabilir ama çevremizde tanık olduğumuz manzara; etek boyu kısa başörtülü, kolu açık başörtülü, göğüs çemberi açık başörtülü tiplerle örülmektedir. Ve bu görüntü her geçen gün yaygınlık kazanmaktadır. AK Parti iktidarıyla birlikte başlayan yeni trend başörtüsü dolayısıyla yasaklı olan birçok bayanın yeniden memuriyete dönmesine vesile olurken, okulda, işyerinde başını açan ama dışarıda başını kapatanların başörtüsü dışındaki kıyafetlerinde tesettür ölçülerini hiç de dikkate almadıkları bir vakıadır. Okulda başı açıkken eteklerinin kısa olması onu diğerleriyle aynı halde dikkat çekmez bir noktada tutarken –ki bu daha uç bir sorundur-, okuldan ayrılıp sokağa çıktığı anda başı kapalı, eteği kısa bir bayanın ne denli dikkat çektiğine her sosyal alanda şahit olmak mümkündür. Üstelik bu tiplerin diğerlerinin kafasında oluşturduğu Müslüman tipi de çok hoş olmamaktadır. Nice insan duymuşumdur ki, “bu ne kardeşim üstünü kapatmış alta kot pantolan ….” tarzı cümleler kurmasın. Bu ucubeliğin arkasındaki temel sebep süreç içerisinde başörtüsüne hapsedilen tesettür ve moda çemberinin içerisinde öğütülen başörtüsü kimliğidir. Bugün çok az bir kısım haricinde toplumun yaygınında başörtüsünün anlamı, başörtüsü takan varlığın hayata verdiği mesaj vb. konular tartışılmaz, gündem olmaz hale gelmiştir. Başörtüsü siyasi yelpazelerin kozlarını paylaşmalarındaki ara mal haline getirilirken, bu yelpazenin sağında solunda, ortasından önünde yada arkasında duranların ortaya koydukları düşünce tarzları başörtüsünü kimliksizleştirmekte, başörtüsü takanları ise modasal alanın zorlayıcılığı içerisinde ucube tarzlara büründürmektedir. O sebeple biraz insaf ve birazcık tesettür. Tesettürün birazcığı olur mu? Okulda, kursda, hastanede açık, dışarıda -başörtülü- tesettüre uygun giyindiğini iddia ederken altı Şişhane üstü Mevlevihane görüntülerin içerisine kendini yakıştıranlara bundan daha ileri ne denilebilir ki!?.... Mehmet Çağdış Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2007 Ne o gerçekler işine gelmedi mi Bekir efendi?Evet burası Türkiye. Türkiye cumhuriyeti de laik ve demokratik bir ülke. Bu ülkenin kanunları-kuralları var ve herkes buna uymak mecburiyetinde. Nasıl ki Arabistan'a, İran'a gidildiğinde başını kapamak zorundaysan, oradaki kıyafet kanununa uymak zorundaysan bu ülkenin de kanunlarına uymak zorundasın. Ya da kanunlar değiştirilir, yeni çıkan kanunlara uyarsın. Kadınları, kadının saçını, başını siyasete alet etmez, mazlum rolü oynayıp oy toplama hesabıyla ülkenin huzurunu bozmaz, karışıklığa, bölünmeye sebep olmazsın. Mecliste ezici bir çoğunluğu olan dinci bir parti var. Neden düzenlemiyor kanunları. Bu parti iktidara gelmezden önce, sürekli türban eylemi vardı. Her cuma namazı çıkışında cami avlularında protesto gösterileri vardı. Ne oldu bunlar? Sorun çözüldü de mi, eylemler kesildi. Yoksa amaç gerçekleşti, iktidar kazanıldı. artık eyleme gerek mi kalmadı? Kimi kandırıyorlar? Irak'ın işgaline vize verenler bir kez doğru dürüst protesto edilmedi. Başka hükümet olsa yer yerinden oynardı. Bu haberlerin hepsi gerçek. Hatta birçok acı haber, ibretlik haber elde edilemiyor. Çünkü kapalı rejimler. Fotoğraf yasak, kamera yasak. Haber alınanlar, alınamayanların %1'i bile değil. Daha bitmedi. Daha çok örneğimiz var. İnsanları aldatamıyacak, Arap kültürünü din adı altında Türkiye'ye yerleştiremiyeceksiniz.. BUGÜN BAŞÖRTÜSÜNÜN SERBEST OLMASI YADA YASAK OLMASI İÇİN BİR REFERANDUM YAPILSA SİZCE SONUÇ NE OLUR? Eğer referandum sonunda başortüsü serbest denilirse yasak olsun diyenlerin sözü ne olur? Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 BUGÜN BAŞÖRTÜSÜNÜN SERBEST OLMASI YADA YASAK OLMASI İÇİN BİR REFERANDUM YAPILSA SİZCE SONUÇ NE OLUR?Eğer referandum sonunda başortüsü serbest denilirse yasak olsun diyenlerin sözü ne olur? temel hak ve özgürlügün oylaması olmaz. kimmiş benim en temel hakkım da söz söyleyecek. insanlık dışı bir yasakdır başörtüsü yasagı. Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 temel hak ve özgürlügün oylaması olmaz.kimmiş benim en temel hakkım da söz söyleyecek. insanlık dışı bir yasakdır başörtüsü yasagı. Hayrunisa Gül türbanlı olmasaydı onu bu kadar severmiydin? ve başka haklarını savunurmuydun mesela çalışmak isteseydi çalıştırılmasaydı okumak isteseydi okutulmasaydı üniversiteye başını örtüp girmek isteyen insanda mantık aramam ben. saçının teline hayatını bağlamışsa ondan topluma hayır gelmez. Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Selamlar... Buraya bir tartışma alanından cümleleri naklediyorum... Türban meselesine bir de böyle bakalım dedim... Hatta bazı arkadaşlar köylerde kimsenin türban takmadığını falan da söylediler...Müslümanların türbanı kamusal alana sokmaya çalıştığını da...Bu sebeple buraya bu konulardaki cevapları yazıyorum... Müslüman kadınlar islam önceside örtülüydü...Fakat burda çarptırma var...Aslında Allah Ayette "Başınızda ki,örtüyü göğüs yırtmaçlarınıza kadar örtün..." diyor...Yani dikkat edilirse başörtüsü zaten var...Burda sinsi bir oyun var...Bizim görüşümüz budur... Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 BUGÜN BAŞÖRTÜSÜNÜN SERBEST OLMASI YADA YASAK OLMASI İÇİN BİR REFERANDUM YAPILSA SİZCE SONUÇ NE OLUR?Eğer referandum sonunda başortüsü serbest denilirse yasak olsun diyenlerin sözü ne olur? referandum neyi çözecek mesele dini bir obje insanların mantıkla cevap vermesi beklenemez aslında ben yasaktan yani yasağın insan hayatına müdahalesinden yana değilim ama ne yazıkki türban sadece kafaları örtmüyor düşünceyi mantığı aklı insanlığıda örtüyor. yani özetle referandumdan türban çıksa ben yinede saygı duymam. Türk milleti böyle konularda hep duygusal davranmıştır başına ne geldiysede duygusallığından (akılsızlığından) gelmiştir. Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 referandum neyi çözecek mesele dini bir obje insanların mantıkla cevap vermesi beklenemez aslında ben yasaktan yani yasağın insan hayatına müdahalesinden yana değilim ama ne yazıkki türban sadece kafaları örtmüyor düşünceyi mantığı aklı insanlığıda örtüyor. yani özetle referandumdan türban çıksa ben yinede saygı duymam. Türk milleti böyle konularda hep duygusal davranmıştır başına ne geldiysede duygusallığından (akılsızlığından) gelmiştir. sayın blackcady dinin aklı düşünceyi mantığı insanlığı örttüğü çok insafsız bir iddia... halkın vereceği karara iç dünyanızda onay vermeyebilirsiniz ama millete topyekün duygusallık paranteziyle akılsız diyemezsiniz...türk milleti tarihinde ne de günümüzde insanlıkla bağdaşmayacak hiçbir akılsızlk yapmamıştır..ne yaptıysa halkının kararlarının bileşkesinden hep haklılık çıkmıştır.. hangi görüş olursa olsun bu millet dayatmalara,baskılara,darbelere,oyunlara gereken cevabı hep vermiştir..sadece sabırlıdır o kadar..yoksa akılsız değildir... selamlar... Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 referandum neyi çözecek mesele dini bir obje insanların mantıkla cevap vermesi beklenemez aslında ben yasaktan yani yasağın insan hayatına müdahalesinden yana değilim ama ne yazıkki türban sadece kafaları örtmüyor düşünceyi mantığı aklı insanlığıda örtüyor. yani özetle referandumdan türban çıksa ben yinede saygı duymam. Türk milleti böyle konularda hep duygusal davranmıştır başına ne geldiysede duygusallığından (akılsızlığından) gelmiştir. Hani sizin demokrasiniz?sevgili Blackcady bumu demokrasi?dini obje olduğundan insanların mantıkla cevap vermesi beklenemez diyorsunuz, neye dayanarak... bu o çoğunluğun mantığdı değilmidir. O zaman türkiye cumhuriyeti dini bütün olduğundan halkı mantıksız yalnız 0/0 3-5 sizler mantıklı öylemi? Demokrasiye saygı duyamasınız ama kendinize saygı beklersiniz. Siz hangi hakla türk milletine akılsız dersiniz ...sizi esefle kınıyorum ..söyleyecek çok şey var ama buradaki arkadaşlarıma saygımdan susuyorum....(size göre akılsızlık yapıyorum) Ayrıca türk milleti her zaman duygusal,insancıl ,barıştan yana olmuştur ve gerktiği yerdede vereceği dersi en iyi şekilde hakkıyla vermiştir ki bu verdiği dersin attığı tokadın acısı daha enselerinde duymaktadırlar. türk milleti duygusaldır aynı zamanda sabırlıdır ...sabrın sonu selamettir hayırlısı bakalaım bu akılsız millet baş örtüsünü çıkarınca ne zaman akıllanacak.. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Hayrunisa Gül türbanlı olmasaydı onu bu kadar severmiydin?ve başka haklarını savunurmuydun mesela çalışmak isteseydi çalıştırılmasaydı okumak isteseydi okutulmasaydı üniversiteye başını örtüp girmek isteyen insanda mantık aramam ben. saçının teline hayatını bağlamışsa ondan topluma hayır gelmez. Hayrunisa Gül olmadan öncede biz başörtüsünü savunuyorduk. temel bir insan hakkından bahsediyoruz burada, çalışmak isteyen çalışır, okumak isteyende okur. ( dünyanın en eski üniversitesi _ Fas'ta bulunan Kayrevan Üniversitesi_ iki müslüman kadın vakfıdır) başörtüsü yasagı, her ne gerekçeye dayanırsa dayansın temel bir hak gasbıdır. siyasi simgeydi, kamusal alandı, türbandı, eskide kalmış bir dini uygulamaydı vb. vb. bunlar kimseyi ilgilendirmez. bu senin veya başkasının rızasına kalacak bir şey degildir. topluma hayır gelip gelmeyecegi de sizi ilgilendirmez. bu şekilde hukuk oluşturulamaz... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Hayrunisa Gül olmadan öncede biz başörtüsünü savunuyorduk.temel bir insan hakkından bahsediyoruz burada, çalışmak isteyen çalışır, okumak isteyende okur. ( dünyanın en eski üniversitesi _ Fas'ta bulunan Kayrevan Üniversitesi_ iki müslüman kadın vakfıdır) başörtüsü yasagı, her ne gerekçeye dayanırsa dayansın temel bir hak gasbıdır. siyasi simgeydi, kamusal alandı, türbandı, eskide kalmış bir dini uygulamaydı vb. vb. bunlar kimseyi ilgilendirmez. bu senin veya başkasının rızasına kalacak bir şey degildir. topluma hayır gelip gelmeyecegi de sizi ilgilendirmez. bu şekilde hukuk oluşturulamaz... Türban için iffetli/iffetsiz ayrımı yapacaksınız, ondan sonra da "hak..hukuk..**** ***" edebiyatı.... Önce ne söylediğinizi, ne istediğinizi bileceksiniz, sonra yargılayacaksınız... Alıntı
Φ verdinaz Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Bugun türbanımızı cıkarmak isteyenler yarın kimbilir neler ister kimsenin türbanla sorunu falan yok maksat ugrasmak olsun başörtüsü olacak onada bi seyler bulurlar bu bole devam eder ama pes etmek yok sonuna kadar islamımıza dinimize sahip cıkacagız Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Bugun türbanımızı cıkarmak isteyenler yarın kimbilir neler ister kimsenin türbanla sorunu falan yok maksat ugrasmak olsun başörtüsü olacak onada bi seyler bulurlar bu bole devam eder ama pes etmek yok sonuna kadar islamımıza dinimize sahip cıkacagız Sizinkisi İslam'a sahip çıkmak değil, İslam'ı dikte etmeye çalışmaktır. Kime karşı dikte : Laik devlet düzenine karşı... En iyi yaptığınız şey demogoji ve hamaset... Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 sayın blackcadydinin aklı düşünceyi mantığı insanlığı örttüğü çok insafsız bir iddia... halkın vereceği karara iç dünyanızda onay vermeyebilirsiniz ama millete topyekün duygusallık paranteziyle akılsız diyemezsiniz...türk milleti tarihinde ne de günümüzde insanlıkla bağdaşmayacak hiçbir akılsızlk yapmamıştır..ne yaptıysa halkının kararlarının bileşkesinden hep haklılık çıkmıştır.. hangi görüş olursa olsun bu millet dayatmalara,baskılara,darbelere,oyunlara gereken cevabı hep vermiştir..sadece sabırlıdır o kadar..yoksa akılsız değildir... selamlar... sayın 4mevsim dinin insanların aklını uyuşturduğu ortada afyon gibi enjekte ediliyor dinden başka bişey düşünülmüyor. millete duygusal akılsız sözümün arkasındayım bunu söylerken amacım kimseyi incitmek değil ama gerçekler insanı acıtır. hangi kararlarımızın bileşkesinden haklılık doğmuş ki, sonuç ortada. bu millet gözyaşına, yalan ama ajitasyon söze aldanır aldanmasınında faturası hep ağır olmuştur. kusura bakmayın dünya nereye giderken bizim nerede durduğumuz duygusal akılsızlığımızın kanıtı değilmi? bize zarar veren bu duygusallık aklımızı uyuşturmuş. Hani sizin demokrasiniz?sevgili Blackcady bumu demokrasi?dini obje olduğundan insanların mantıkla cevap vermesi beklenemez diyorsunuz, neye dayanarak... bu o çoğunluğun mantığdı değilmidir.O zaman türkiye cumhuriyeti dini bütün olduğundan halkı mantıksız yalnız 0/0 3-5 sizler mantıklı öylemi? Demokrasiye saygı duyamasınız ama kendinize saygı beklersiniz. Siz hangi hakla türk milletine akılsız dersiniz ...sizi esefle kınıyorum ..söyleyecek çok şey var ama buradaki arkadaşlarıma saygımdan susuyorum....(size göre akılsızlık yapıyorum) Ayrıca türk milleti her zaman duygusal,insancıl ,barıştan yana olmuştur ve gerktiği yerdede vereceği dersi en iyi şekilde hakkıyla vermiştir ki bu verdiği dersin attığı tokadın acısı daha enselerinde duymaktadırlar. türk milleti duygusaldır aynı zamanda sabırlıdır ...sabrın sonu selamettir hayırlısı bakalaım bu akılsız millet baş örtüsünü çıkarınca ne zaman akıllanacak.. dini obje olmasına dayanarak söylüyorum. isterseniz bunu deneyimleyebiliriz. dinde mantık aranmıyorki din ayrı değerlendiriliyor mantık ayrı. başörtüsü siyasi amaçla kullanılıyor. bu apaçık ortada. din konusunda toplum özellikle bu kadar dinle uyutulmuşken asla mantıklı sonuç çıkarmaz. akılsız derken neyi kasdettiğimi anlamamışsınız eğer akıllıca düşünüp akıllıca davransaydı parasını yeşil sermayeciye kaptırmaz, onun bunun oyuncağı olmazdı. millete övgüler yağdırmak kolay hadi birlikte övelim biz şöyle kahraman millletiz diyelim ama bize ne faydası var. aklı ile düşünmüyorlar ve bunun adıda sabır değil. zorunuza gitmesin bende Türküm milletten ayrı yerde değilim bu ülkenin sorunlarından bende şikayetçiyim ama bu özeleştiriyi anlamayacak kadar duygusalsın. Hayrunisa Gül olmadan öncede biz başörtüsünü savunuyorduk.temel bir insan hakkından bahsediyoruz burada, çalışmak isteyen çalışır, okumak isteyende okur. ( dünyanın en eski üniversitesi _ Fas'ta bulunan Kayrevan Üniversitesi_ iki müslüman kadın vakfıdır) başörtüsü yasagı, her ne gerekçeye dayanırsa dayansın temel bir hak gasbıdır. siyasi simgeydi, kamusal alandı, türbandı, eskide kalmış bir dini uygulamaydı vb. vb. bunlar kimseyi ilgilendirmez. bu senin veya başkasının rızasına kalacak bir şey degildir. topluma hayır gelip gelmeyecegi de sizi ilgilendirmez. bu şekilde hukuk oluşturulamaz... Hayrünisa Gül'den önce başladı bu mesele tabi. Ve nihayet dikte ede ede başa geçirdiniz bu sizin için büyük zafer. şimdi rahatladınız birde tsk yı aşıp türbanı askeriyeye de sokarsanız dahada mutlu olacaksın. bu topluma hayır getirende getirmeyende beni ilgilendirir. türban kavgasının ardındakini biz gayet iyi biliriz. İranda yabancı gazetecilere zorla başörtüsü taktırıyorlar buda İranın devlet yönetimi ona saygı duyan bu devletin kanunlarınada saygı duymak zorunda. türban bir ihtiyaç değil o yüzden temel hak olmaz. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.